Meraya Tecavüz Suçu: Mera İşgali ve Ceza Süreci [2025 Güncel Savunma Dilekçesi-Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesi- İstinaf Dilekçesi]
SAVUNMA DİLEKÇESİ- BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ DİLEKÇESİ-İSTİNAF DİLEKÇESİ
Tüm Türkiye’de güçlü avukatlık desteği için Aşık Hukuk ve Ceza Bürosu olarak hizmetinizdeyiz. Ayrıntılı bilgi için: https://g.co/kgs/4HxEPKc
Türkiye’nin tarım ve hayvancılık ekonomisinde meralar, yaylaklar ve kışlaklar hayati bir öneme sahiptir. Bu alanlar, hayvanların beslenmesi için temel doğal yem kaynağını oluşturur ve kırsal ekonominin sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynar.1 Artan nüfus ve değişen iklim koşulları, bu değerli doğal kaynakların korunmasını ve verimli kullanılmasını her zamankinden daha önemli hale getirmektedir.1 Ancak, ne yazık ki “meraya tecavüz” veya “mera işgali” olarak adlandırılan fiiller, bu alanların amacı dışında kullanılmasına, tahrip edilmesine ve hukuki statülerinin ihlal edilmesine yol açmaktadır. Bu tür eylemler, hem ilgili toplulukların haklarını ihlal etmekte hem de ciddi hukuki ve cezai sonuçlar doğurmaktadır.
Bu yazının amacı, mera işgalinin hukuki boyutlarını kapsamlı bir şekilde ele almaktır. 4342 Sayılı Mera Kanunu ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) başta olmak üzere ilgili Türk mevzuatı çerçevesinde, meraya tecavüz suçunun ne anlama geldiği, hangi fiillerin bu suçu oluşturduğu, öngörülen cezai ve idari yaptırımlar, haksız işgallere karşı başvurulabilecek hukuki ve idari yollar detaylı bir şekilde incelenecektir. Ayrıca, uygulamada karşılaşılabilecek durumları somutlaştırmak adına kurgusal bir örnek dava süreci sunulacak ve konuyla ilgili sıkça sorulan sorular yanıtlanacaktır. Bu sayede, mera işgali sorunuyla karşı karşıya kalan bireylerin ve kurumların haklarını bilmeleri ve yasal süreçleri anlamaları hedeflenmektedir.
- Mera Kavramı ve Hukuki Statüsü: Neden Bu Kadar Önemli?
Mera işgali suçunu ve hukuki sonuçlarını anlayabilmek için öncelikle mera kavramının ve bu alanların Türk hukukundaki özel statüsünün kavranması gerekmektedir.
- A. Mera, Yaylak, Kışlak ve Çayır Tanımları (4342 Sayılı Kanun Md. 3)
4342 Sayılı Mera Kanunu, koruma altına aldığı alanları net bir şekilde tanımlamaktadır 2:
- Mera: Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri (çok eski zamanlardan beri) bu amaçla kullanılan yer.4
- Yaylak: Çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yer.4
- Kışlak: Hayvanların kış mevsiminde barındırılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yer.4
- Çayır: Taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli, yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yer.4
- Otlak: Mera ile aynı niteliklere sahip yer.2
Bu tanımlarda dikkat çeken önemli bir nokta, bir alanın mera, yaylak veya kışlak sayılması için sadece resmi bir tahsis işleminin varlığının şart olmamasıdır. Bir yerin “kadimden beri” yani çok uzun süredir, kesintisiz ve geleneksel olarak hayvan otlatma gibi amaçlarla ortak kullanılıyor olması da o alana hukuken bu statüyü kazandırabilir.5 3402 sayılı Kadastro Kanunu da belgelerle veya bilirkişi/tanık beyanı ile kamunun kadimden beri yararlandığı ispat edilen orta malı taşınmazların sınırlandırılacağını belirtir.9 Bu durum, özellikle tapu veya tahsis kayıtlarının eksik ya da hatalı olduğu durumlarda, fiili kullanımın ve yerel halkın tanıklığının hukuki süreçlerde (tespit çalışmaları, davalar vb.) kritik bir delil niteliği taşıdığını göstermektedir. Mera olduğunu iddia eden köylüler veya belediyeler için bu önemli bir ispat aracı olmakla birlikte, aynı zamanda belirsizliklere ve ispat zorluklarına da yol açabilmektedir.
- B. Meraların Hukuki Niteliği: Kamu Malı Statüsü (4342 Sayılı Kanun Md. 4)
4342 sayılı Kanun’un 4. maddesi, mera, yaylak ve kışlakların hukuki statüsünü net bir şekilde belirlemiştir.5 Bu alanlar:
- Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındadır: Bu, meraların devletin yönetimi ve denetimi altında olduğu anlamına gelir.5 Osmanlı hukukundaki “metruk arazi” (kamunun kullanımına terk edilmiş arazi) niteliğindedirler.9
- Kamu Malıdır: Toplumun ortak yararına tahsis edilmişlerdir.
- Özel Mülkiyete Geçirilemez: Gerçek veya tüzel kişiler adına tapuya tescil edilemezler.11
- Amacı Dışında Kullanılamaz: Hayvancılık ve otundan yararlanma amacı dışında (örneğin tarım, inşaat vb. için) kullanılamazlar.11
- Zamanaşımı Uygulanamaz: Kazandırıcı zamanaşımı yoluyla (belirli bir süre kullanarak) mülkiyeti kazanılamaz.11 Yani, bir kişi bir merayı ne kadar uzun süre işgal ederse etsin, o yerin sahibi olamaz.
- Sınırları Daraltılamaz: Mevcut yasal sınırları küçültülemez.11
- Kullanım Hakkı: Meraların mülkiyeti Devlete ait olmakla birlikte, kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir.5 Bu hak, geçmişteki tahsisler veya yerleşmiş teamüller (kadimden beri kullanım) uyarınca devam eder.9
- Tescil: Tapu siciline kaydedilmezler ancak kadastro çalışmaları sırasında sınırlandırılır, parsel numarası verilir ve “özel siciline” (kamu orta malları sicili) yazılırlar.2 Bu kayıt, mülkiyet değil, idari bir belirlemedir.
Meraların “Devletin hüküm ve tasarrufu altında” olması ve özel mülkiyete/zamanaşımına kapalı kamu malı statüsünde bulunması, onlara son derece güçlü bir hukuki koruma sağlamaktadır. Bu statü, işgalcilere karşı hem idari yolların (özellikle 3091 sayılı Kanun ile hızlı tahliye) hem de cezai yaptırımların (TCK 154/2) daha etkin bir şekilde uygulanmasına olanak tanır. Ayrıca, Devletin (Hazine’nin) mülk sahibi sıfatıyla bu alanları korumak için doğrudan dava açma hakkı bulunmaktadır.19 Bu durum, özel mülkiyete yapılan tecavüzlerden (TCK 154/1, şikayete bağlıdır) farklı olarak, kamu otoritesinin doğrudan müdahalesini ve resen takip edilen daha ağır cezai yaptırımları mümkün kılar, bu da meraların korunmasında önemli bir güvencedir.
- C. Özel Mülkiyetteki Meralar
Türkiye’deki meraların büyük çoğunluğu devletin hüküm ve tasarrufu altında olsa da, nadiren de olsa tapuda gerçek veya tüzel kişiler adına kayıtlı özel meralar da bulunabilir.9 Bu tür meraların hukuki durumu, kamu malı niteliğindeki meralardan farklılık gösterir. 4342 sayılı Mera Kanunu’nun bu meralara uygulanıp uygulanamayacağı tartışmalıdır; bazı görüşlere göre eski Kanunname-i Arazi hükümleri kısmen geçerliliğini koruyabilir.20 Özel meralarla ilgili olarak malik olan gerçek ve tüzel kişilerin, taşınmazlarıyla ilgili satış, cins değişikliği, ayırma gibi işlemleri genel mülkiyet koşullarına göre, 4342 sayılı Kanun’un kısıtlamalarına tabi olmadan yapabilecekleri kabul edilmektedir.20 Ancak özel meraların kiralanmasında tapu kayıtlarının esas alınacağı belirtilmiştir.21
Bu ayrım son derece önemlidir. Bir arazinin fiilen mera olarak kullanılıyor olması, otomatik olarak 4342 sayılı Kanun’un tüm hükümlerine tabi olduğu anlamına gelmez. Karşılaşılan bir “mera işgali” iddiasında ilk yapılması gereken, ilgili arazinin hukuki statüsünü (tapu kaydı kime ait, kadastro durumu nedir, tahsis kararı var mı, tarihsel kullanım şekli nasıldı?) netleştirmektir. Eğer arazi özel mülkiyetteki bir mera ise, işgal durumunda TCK 154/2 (köy merasına tecavüz) değil, TCK 154/1 (özel mülke tecavüz) gündeme gelecektir. TCK 154/1 suçu şikayete tabidir ve unsurları farklıdır. Ayrıca, 4342 sayılı Kanun’da öngörülen idari yaptırımlar (örn. Md. 27) ve İl Mera Komisyonu’nun yetkileri bu özel meralar için geçerli olmayabilir. Dolayısıyla, izlenecek hukuki yol ve strateji, tamamen arazinin kamu merası mı yoksa özel mera mı olduğuna göre belirlenmelidir.
- 4342 Sayılı Mera Kanunu Çerçevesinde Mera İşgali ve Koruma
4342 sayılı Mera Kanunu, meraların korunması ve yönetimi konusunda temel yasal çerçeveyi oluşturur.
- A. Mera Kanunu’nun Amacı ve Kapsamı (Md. 1, Md. 2)
Kanunun temel amacı; daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespitini, sınırlarının belirlenmesini (tahdit), köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını sağlamaktır. Ayrıca, bu alanların belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde (belirli şartlarla) kullanım amacının değiştirilmesini amaçlar.2 Bu amaç, Anayasa’nın 45. maddesinde Devlete verilen “tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önleme” görevini yerine getirmeye yöneliktir.10 Kanun, mera, yaylak, kışlak alanları ile umuma ait çayır ve otlak alanlarını kapsar.4 - B. Meraların Korunması Sorumluluğu (Md. 19)
Mera Kanunu’nun 19. maddesi, meraların korunmasında yerel yöneticilere önemli görev ve sorumluluklar yükler 2:
- Muhtarlar ve Belediye Başkanları: Kendi sınırları içindeki mera, yaylak ve kışlakların ve bunların sınır işaretlerinin korunmasından ve tahsis amacına göre en iyi şekilde kullanılmasının sağlanmasından sorumludurlar.2 Ayrıca geliştirme projelerinin uygulanmasında kamu görevlilerine yardımcı olmakla yükümlüdürler.2
- Tecavüz Bildirimi: Mera, yaylak ve kışlaklara bir tecavüz (işgal, zarar verme vb.) olduğunu tespit ettiklerinde, durumu derhal Tarım ve Orman Bakanlığı il veya ilçe müdürlüğüne bildirmekle yükümlüdürler. İl/ilçe müdürlükleri de durumu valilik veya kaymakamlığa iletir.2
- İdari Müdahale: Bildirim üzerine valilik veya kaymakamlık, işgalin veya müdahalenin kaldırılması için 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun veya (duruma göre) 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75. maddesi uyarınca gerekli işlemleri yapar.2
- Sorumluluk İhlali: Bu koruma ve bildirim görevlerini zamanında yerine getirmeyen muhtar ve belediye başkanları hakkında, Kanun’un 27. maddesi uyarınca genel hükümlere göre (örneğin görevi ihmal veya kötüye kullanma suçları açısından) işlem yapılır.2 Bu durum, kanunun yerel yöneticilere sadece pasif bir gözlemci rolü değil, aktif bir koruma ve müdahale sorumluluğu yüklediğini göstermektedir. Onların ihmali veya göz yumması, sadece işgalcinin değil, kendilerinin de hukuki ve cezai sorumluluğuna yol açabilir. Bu, vatandaşların işgal durumunda muhtar veya belediye başkanına başvurarak harekete geçmelerini talep etmeleri için güçlü bir hukuki dayanak oluşturur ve bu yetkilileri daha dikkatli olmaya teşvik eder.
- Mera Yönetim Birlikleri: Kanun, meraların korunması, bakımı, ıslahı ve kullanım planlarının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla ilgili köy ve belediyelerde “Mera Yönetim Birlikleri” kurulmasını öngörür.5 Bu birliklerin kuruluş ve çalışma esasları Mera Yönetmeliği ile düzenlenmiştir.5
- C. İnşaat Yasağı ve İstisnaları (Md. 20)
Mera Kanunu’nun 20. maddesi, bu değerli alanların yapılaşmaya karşı korunması amacıyla katı bir inşaat yasağı getirir 2:
- Genel Yasak: Yaylak ve kışlaklarda, aşağıda belirtilen istisnalar dışında ev, ahır ve benzeri kalıcı nitelikte inşaatlar yapılamaz.2
- İstisnalar:
- 442 sayılı Köy Kanununda öngörülen (köyün ortak ihtiyaçlarına yönelik okul, cami gibi) inşaatlar.2
- Valiliklerden izin alınmak ve imar mevzuatına uygun olmak kaydıyla, kullanma amacına uygun (hayvancılıkla ilgili) mandıra, suluk, sundurma ve süreklilik göstermeyen (geçici nitelikte) barınak ve ağıllar.2
- Turizm Bakanlığı’nın talebi üzerine turizme açılması uygun görülen bölgelerde, sadece ahşap yapılar.2
- Özel Durumlar: Madencilik ve petrol arama ruhsatı süresince kalıcı yapı yapılamaz. İşletme ruhsatı alındığında veya geri dönüşümlü kamu yatırımları kapsamında ise, yapılacak işin gereği olan geçici tesis yapıları ancak İl Mera Komisyonu’nun uygun görüşü ve Valilik izni ile yapılabilir.13
- Yasağa Aykırılığın Sonuçları: Bu yasağa aykırı olarak izinsiz inşaat yapanlar hakkında, Kanun’un 27. maddesi uyarınca Valilik tarafından 3091 sayılı Kanun (yıkım ve tahliye için) ile Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri (özellikle TCK 154/2 kapsamına giriyorsa) uygulanır.2 Yargıtay kararları da meraya ev temeli atmanın 30 veya hayvan ağılı yapmanın 30 TCK 154/2 suçunu oluşturduğunu teyit etmektedir. Bu katı yasak ve sınırlı istisnalar, meraların asli fonksiyonu olan hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülmesini ve bu alanların doğal yapısının geri dönülmez şekilde bozulmasını önlemeyi amaçlayan temel bir politika tercihini yansıtmaktadır. İstisnaların dar yorumlanması esastır.
III. Meraya Tecavüzün Cezai Yaptırımları: TCK Madde 154/2
Mera işgali eylemleri, belirli koşulların varlığı halinde Türk Ceza Kanunu kapsamında da suç teşkil etmektedir. Bu suç, TCK’nın “Malvarlığına Karşı Suçlar” bölümünde yer alan 154. maddesinin 2. fıkrasında özel olarak düzenlenmiştir.
- A. Suçun Tanımı ve Unsurları (TCK Md. 154/2)
TCK Madde 154/2 şu şekildedir: “Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.”.10
Bu suçun oluşabilmesi için şu unsurların bir arada bulunması gerekir:
- Suçun Konusu: İşgal edilen yerin, köy tüzel kişiliğine ait veya kadimden beri (öteden beri) köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bir “mera, harman yeri, yol veya sulak gibi taşınmaz mal” olması gerekir.10 Bu nitelik her türlü delille (tapu kaydı, kadastro tespiti, bilirkişi raporu, tanık beyanları, keşif vb.) ispatlanabilir.36
- Fail: Herhangi bir gerçek kişi olabilir. Köyde yaşayan birinin, hatta muhtarın bile kendine tanınan hakkın sınırını aşarak bu suçu işlemesi mümkündür.35
- Mağdur: Suçun mağduru, bu ortak kullanımdaki taşınmazdan yararlanma hakkı engellenen köy halkıdır.36 Köy tüzel kişiliği (artık mahalle tüzel kişiliği) ve mülkün sahibi olarak Devlet (Hazine) de suçtan zarar gören konumundadır.30
- Maddi Unsur (Fiil): Suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi yeterlidir:
- Zapt etme: Taşınmazı kısmen veya tamamen fiilen ele geçirmek, başkalarının kullanımını engellemek.10
- Tasarrufta bulunma: Taşınmaz üzerinde malikmiş gibi devamlılık arz eden eylemlerde bulunmak. Kısa süreli kullanımlar bu kapsama girmez.10 Örnekler: Meraya ev yapmak, temel atmak, hayvan ağılı inşa etmek, etrafını çitle veya duvarla çevirmek, ağaç dikmek.30
- Sürüp ekme: Merayı tarım arazisi gibi kullanarak toprağı işlemek ve ekim yapmak.10
- Manevi Unsur (Kast): Suçun kasten işlenmesi gerekir. Failin, işgal ettiği yerin “köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek” hareket etmesi şarttır.10 Yani fail, yerin bu özel statüsünün farkında olmalı ve bilerek işgal eylemini gerçekleştirmelidir. Olası kast yeterli değildir, doğrudan kast aranır.
- Hukuka Aykırılık Unsuru: Failin eyleminin herhangi bir hakka dayanmaması gerekir.31 Eğer failin o yeri kullanmaya yönelik yasal veya teamüli bir hakkı varsa (örn. tahsis kararı, kira sözleşmesi, otlatma hakkı kapsamında kullanım), suç oluşmaz.
- B. Öngörülen Cezalar
TCK 154/2, ceza olarak maddenin birinci fıkrasına atıf yapmaktadır. Buna göre, köy merasına tecavüz suçunu işleyen kimse altı aydan üç yıla kadar hapis VE bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.10 Burada dikkat edilmesi gereken nokta, hapis cezası ile adli para cezasının birlikte öngörülmüş olmasıdır. Bu nedenle, mahkeme bu suçu sabit gördüğünde hem hapis cezasına hem de adli para cezasına hükmetmek zorundadır. Hapis cezasının TCK Madde 50 kapsamında sadece adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.33 Ancak, diğer yasal koşullar (failin geçmişi, suçun işleniş şekli, zararın giderilmesi vb.) mevcutsa, hükmedilen hapis cezası için TCK Madde 51 uyarınca erteleme kararı 30 veya Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Madde 231 uyarınca Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı 37 verilebilir. - C. Suçun Özellikleri ve Yargılama Süreci
Meraya tecavüz suçunun (TCK 154/2) yargılama sürecinde bazı önemli özellikler bulunmaktadır:
- Resen Takip: Bu suç, şikayete tabi suçlardan değildir.32 Yani, suçun işlendiğine dair bir ihbar alındığında veya başka bir şekilde öğrenildiğinde, Cumhuriyet Savcılığı herhangi bir şikayetçinin başvurusunu beklemeksizin kendiliğinden (resen) soruşturma başlatmak zorundadır.
- Uzlaşma Kapsamı Dışında: TCK 154/2, CMK Madde 253’te sayılan uzlaşmaya tabi suçlardan değildir.33 Dolayısıyla, fail ile mağdur (köy halkı/tüzel kişilik) arasında uzlaşma prosedürü işletilmez.
- Görevli Mahkeme: Bu suçla ilgili davalara bakmakla görevli mahkeme, suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesi’dir.30
- Dava Zamanaşımı: Suçun dava zamanaşımı süresi, TCK Madde 66 uyarınca 8 yıldır.30 Ancak, suçun işleniş şekli (zapt etme, tasarrufta bulunma gibi) genellikle mütemadi (kesintisiz devam eden) suç niteliğindedir.36 Mütemadi suçlarda zamanaşımı süresi, eylemin (işgalin) sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Yani işgal devam ettiği sürece zamanaşımı dolmaz.
- Teşebbüs, İştirak, İçtima: Suçun icra hareketleri bölünebiliyorsa (örn. merayı sürerken yakalanma) teşebbüs mümkündür.36 Suça birden fazla kişinin katılması (iştirak) genel hükümlere tabidir.36 Failin aynı suç işleme kararıyla farklı zamanlarda aynı meranın farklı kısımlarına veya farklı meralara tecavüz etmesi durumunda zincirleme suç (TCK Md. 43) hükümleri uygulanabilir 30, ancak tek bir kesintisiz işgal eylemi varsa mütemadi suç olduğundan zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.36
- D. Yargıtay Kararları Işığında TCK 154/2 Uygulamaları
Yargıtay kararları, TCK 154/2’nin uygulanmasındaki bazı önemli noktaları ve sınırları ortaya koymaktadır:
- Belediye Sınırları Sorunu: Yargıtay, TCK 154/2’nin lafzına bağlı kalarak, bu suçun yalnızca “köy tüzel kişiliğine ait” veya “köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş” yerler için geçerli olduğunu kabul etmektedir. Bu nedenle, idari olarak köy statüsünü kaybedip belediye sınırlarına dahil olan (özellikle büyükşehir belediyeleri kapsamındaki mahalleler) yerlerdeki meralara yapılan tecavüzlerde TCK 154/2’nin uygulanamayacağına karar vermektedir.30 Bu durum, söz konusu alanların cezasız kalacağı anlamına gelmez; şartları varsa TCK 154/1 (şikayete bağlı özel mülke tecavüz) veya diğer idari/hukuki yolların değerlendirilmesi gerekir. Ancak bu yorum, büyükşehirlerdeki meraların korunmasında cezai bir boşluk yaratma potansiyeli taşımaktadır.
- Fiillerin Değerlendirilmesi: Yargıtay, meraya ev temeli atmak 30, hayvan ağılı yapmak, etrafını çitle çevirmek, ağaç dikmek 30 gibi eylemleri TCK 154/2 kapsamında “zapt etme” veya “tasarrufta bulunma” olarak kabul etmekte ve suçun oluştuğuna karar vermektedir.
- İspat Yükümlülüğü ve Araştırma: Mahkemelerin, yargılama konusu arazinin hukuki niteliğini (gerçekten TCK 154/2 kapsamındaki yerlerden olup olmadığını), kadimden beri ortak kullanım durumunu, tapu ve kadastro kayıtlarını, keşif ve bilirkişi incelemeleriyle net bir şekilde ortaya koyması gerekmektedir.30 Eksik araştırma ile karar verilmesi bozma nedenidir.
- Kast Unsurunun Önemi: Failin, yerin özel statüsünü (köy malı/ortak kullanım alanı) bilerek hareket ettiğinin (doğrudan kast) şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanması gerekir. Örneğin, bir Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında, sanığın yetkili kurumlara ölçüm yaptırıp imar çapı ve inşaat ruhsatı alarak inşaata başlaması, ancak sonradan ölçüm hatası olduğunun anlaşılması durumunda, yerin başkasına ait olduğunu bilme kastıyla hareket etmediği gerekçesiyle verilen beraat kararı onanmıştır.41 Bu, failin kastının ispatının ne kadar önemli ve bazen zor olabileceğini göstermektedir.
Sonuç olarak, TCK 154/2’nin uygulanması, hem işgal edilen yerin hukuki ve fiili statüsünün net olarak belirlenmesini hem de failin bu statüyü bilerek hareket ettiğinin (kastının) ispatlanmasını gerektirir. Belediye sınırları, iyi niyet iddiaları gibi faktörler suçun unsurlarının oluşmasını engelleyebilir. Bu nedenle, suç duyurusunda bulunurken veya savunma yaparken bu unsurlara ilişkin delillerin titizlikle toplanması ve sunulması büyük önem taşımaktadır.
- Mera İşgaline Karşı İdari Yaptırımlar ve Süreçler
Mera işgali fiilleri, cezai sorumluluğun yanı sıra çeşitli idari yaptırımları ve müdahale süreçlerini de beraberinde getirir. Mera Kanunu ve ilgili diğer idari mevzuat, işgallerin önlenmesi ve sonuçlarının giderilmesi için idari makamlara önemli yetkiler tanımaktadır.
- A. Mera Kanunu Kapsamındaki İdari Yaptırımlar (Md. 4, Md. 27)
4342 sayılı Mera Kanunu, işgal ve amacı dışında kullanımlara karşı doğrudan idari yaptırımlar öngörmektedir:
- Eski Hale Getirme Masrafının Tahsili (Md. 4): Amaç dışı kullanılmak suretiyle (örn. sürülerek, yapı yapılarak) vasıfları bozulan mera, yaylak ve kışlakları tekrar eski konumuna getirmek amacıyla yapılan veya yapılacak olan masraflar, bu duruma sebebiyet verenlerden tahsil edilir.3 Bu tahsilatın genel hükümlere göre (hukuk mahkemelerinde açılacak dava ile) yapılacağı belirtilmiştir.16 Uyuşmazlık Mahkemesi bir kararında bu işlemi idari para cezası olarak nitelendirip görevli yargı yerini adli yargı (Sulh Ceza Hakimliği) olarak belirlemiş olsa da 14, kanun metninin “masraf tahsili” ifadesi kullanması ve başka bir kaynakta genel hükümlere atıf yapılması 16, bunun doğrudan bir idari para cezası değil, bir tür tazminat niteliğinde olduğunu düşündürmektedir. Bu ayrım, itiraz usulü açısından önemlidir.
- Kullanım Hakkının İptali (Md. 27): Kanunun 26. maddesinde belirtilen yükümlülüklere (örn. bakım ve ıslah giderlerine katılma 11) uymayanların mera, yaylak ve kışlaklardan yararlanma hakları, Bakanlık taşra teşkilatının (İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü) teklifi ve Valilik onayı ile geçici olarak (en az 7, en çok 30 gün) veya aynı fiilin tekrarı halinde bir otlatma dönemi için tamamen iptal edilebilir.2
- Yasak Fiiller ve İdari/Cezai Süreç Başlatma (Md. 27): Yasaklanmış yerlerde hayvanlarını otlatmaya devam edenler, mera arazisini sürmek suretiyle tahrip edenler ve izinsiz inşaat yapanlar hakkında Valilik tarafından hem 3091 sayılı Kanun (idari yolla tahliye ve yıkım için) hem de Türk Ceza Kanunu (TCK 154/2 veya ilgili diğer maddeler) uyarınca gerekli kanuni işlemler yapılır.2
- Aşırı/İzinsiz Otlatma ve İdari Para Cezaları: Mera Kanunu’nun 23. maddesi, komisyonun belirlediği otlatma kapasitesinden fazla hayvan sokulmasını yasaklar.5 Valilik Genel Emirleri ve İl Mera Komisyonu kararlarıyla, izinsiz otlatma yapanlar veya belirlenen kapasiteyi aşanlar için genellikle hayvan başına günlük otlatma bedelinin belirli bir katı (örn. 3 katı 44) olarak idari para cezaları uygulanmaktadır.16 Bu cezalar Mera Fonu’na 46 veya ilgili köy/belediye bütçesindeki özel hesaba 26 gelir kaydedilebilir ve tahsilatı genellikle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılır.16
Bu idari yaptırımların varlığı, mera korumasında önemli bir esneklik sağlar. Her mera ihlali TCK 154/2’nin unsurlarını taşımayabilir veya cezai süreç uzun sürebilir. İdari yaptırımlar (kullanım hakkı iptali, masraf tahsili, idari para cezası), özellikle kastın ispat edilemediği veya aşırı otlatma gibi daha hafif ihlallerin söz konusu olduğu durumlarda, cezai süreçlerden bağımsız veya onlarla eş zamanlı olarak idareye (Valilik, Kaymakamlık, Mera Komisyonu) harekete geçme imkanı tanıyarak korumanın etkinliğini artırır.
- B. İşgalin Kaldırılması: 3091 Sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun Uygulaması
Mera işgallerine karşı en hızlı ve etkili idari müdahale yollarından biri, 3091 sayılı Kanun’dur. Mera Kanunu’nun 19. ve 27. maddeleri de bu kanuna açıkça atıf yapmaktadır.2 Bu kanun, mahkeme kararı beklenmeksizin, idari makamların (Valilik/Kaymakamlık) kararıyla taşınmazlara yapılan tecavüz veya müdahalelerin önlenmesini sağlar.48
Süreç şu şekilde işler:
- Başvuru: Taşınmaz malın zilyedi (fiili hakimiyet sahibi) tarafından yapılır.50 Meralar söz konusu olduğunda, zilyet köy/belediye tüzel kişiliği olduğundan, başvuru muhtar, belediye başkanı veya köy halkından herhangi biri tarafından yapılabilir.25 Ayrıca mülk sahibi olarak Hazine de başvurabilir. Başvuru, taşınmazın bulunduğu yere göre Kaymakamlığa veya Valiliğe yazılı bir dilekçe ile yapılır.48 Dilekçede, başvuranın ve şikayet olunanın kimlik/adres bilgileri, taşınmazın yeri, tecavüzün şekli ve tarihi gibi bilgiler yer almalıdır.48
- Başvuru Süresi: Normalde tecavüzün öğrenilmesinden itibaren 60 gün ve her halde tecavüzün başlangıcından itibaren 1 yıl içinde başvuru gerekir.48 Ancak, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler ile menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara (meralar bu kapsama girer) yapılan tecavüz veya müdahalelerde başvuru için süre aranmaz.48 Bu, meralar için çok önemli bir avantajdır; işgal ne zaman gerçekleşmiş olursa olsun idari başvuru yapılabilir.
- Soruşturma: Başvuru üzerine Vali veya Kaymakam (ya da görevlendireceği bir memur) soruşturma başlatır. Genellikle yerinde inceleme yapılır, taraflar ve tanıklar dinlenir, bilirkişi görüşü alınabilir, keşif ve kroki düzenlenir.48
- Karar: Soruşturma sonucuna göre, başvurunun kabulüyle tecavüzün önlenmesine veya başvurunun reddine karar verilir. Kararın, başvurudan itibaren 15 gün içinde verilmesi zorunludur.50 Bu hızlı karar mekanizması, kanunun etkinliğini artırır.
- Kararın Niteliği ve İnfazı: Verilen kararlar idari nitelikte olup, idari yargı yolu (İdare Mahkemesi’nde iptal davası açma hakkı) açık olmak üzere kesindir.50 Yetkili makam verdiği kararı sonradan değiştiremez.52 Tecavüzün önlenmesi kararı, gerekiyorsa kolluk kuvvetleri (jandarma/polis) aracılığıyla zorla yerine getirilir (infaz). Yapılan soruşturma ve infaz masrafları, mütecavizden (işgalciden) tahsil edilir.48
- Ceza Hukuku ile İlişkisi: 3091 sayılı Kanun uyarınca idari işlem yapılması, aynı fiil nedeniyle TCK 154 veya diğer ilgili maddeler uyarınca cezai soruşturma ve kovuşturma yapılmasına engel değildir. Durum Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir.25
3091 sayılı Kanun, mülkiyet hakkının ispatı gibi karmaşık süreçlere girmeden, doğrudan fiili duruma (zilyetliğe) odaklanarak hızlı bir çözüm sunması nedeniyle mera işgallerine karşı çok değerli bir araçtır. Meraların kamu malı statüsü ve devletin hüküm/tasarrufu altında olması, bu kanunun başvuru süresi olmaksızın devlet tarafından doğrudan uygulanabilmesini sağlar. Bu, özellikle yeni başlayan veya devam eden işgalleri mahkeme süreçlerini beklemeden durdurmak ve fiili durumu eski haline getirmek için kritik bir mekanizmadır.
- C. İl Mera Komisyonu ve İdari Süreç
4342 sayılı Mera Kanunu ile kurulan İl Mera Komisyonları, mera yönetimi ve korunmasında merkezi bir idari rol üstlenir. Valilik bünyesinde, ilgili kamu kurumlarının temsilcilerinden oluşan bu komisyonlar 11, meraların tespiti, sınırlarının belirlenmesi (tahdit), köy/belediyelere tahsisi, ihtiyaç fazlası meraların kiralanması, tahsis amacı değişikliklerinin (örn. madencilik, turizm, kamu yatırımı için) değerlendirilmesi gibi temel işlemleri yürütür.11
Mera işgali durumlarında Komisyonun rolü şunları içerebilir:
- İşgallerin tespiti ve kayda alınması.
- İzinsiz otlatma veya kapasite aşımı gibi durumlarda idari para cezası kararları almak veya Valiliğe teklifte bulunmak.16
- Amaç dışı kullanım nedeniyle vasfı bozulan alanların eski hale getirilmesi için yapılan masrafların takibi ve tahsili konusunda karar almak.14
- Mera Yönetim Birlikleri ile koordinasyon sağlamak ve onların çalışmalarını yönlendirmek.18
- Tespit, tahdit ve tahsis kararlarına yapılan itirazları değerlendirmek.2
Komisyon kararları, ilgili köy/belediyelerde ilan edilir ve belirli süreler içinde itiraz edilebilir.2 İtiraz edilmeyen veya itirazı reddedilen kararlar kesinleşir ve tapu sicil müdürlüğündeki özel sicile kaydedilir.2 Komisyonun nihai kararlarına karşı idari yargıda (İdare Mahkemesi) dava açma yolu açıktır.İl Mera Komisyonları, kanunun uygulanmasında bu kadar merkezi bir role sahip olsalar da, uygulamada etkinlikleri çeşitli faktörlere bağlıdır. Komisyonlarda mera konusunda yeterli uzmanlığa sahip teknik personelin bulunmaması 58 veya tespit, tahdit, tahsis gibi temel çalışmaların çok yavaş ilerlemesi (bir çalışmada yasanın ilk 5 yılında hedeflenenin sadece %20’sinin tamamlandığı belirtilmiştir 59) gibi sorunlar, işgallerin önlenmesi ve yönetilmesinde gecikmelere ve zorluklara yol açabilmektedir.60 Bu durum, komisyonların kaynaklarının ve teknik kapasitelerinin güçlendirilmesinin mera korumasının başarısı için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
- Tablo: Mera İşgali Fiilleri ve Olası Yaptırımlar
Aşağıdaki tablo, yaygın mera işgali eylemlerini ve bunlara karşı uygulanabilecek temel cezai ve idari yaptırımları özetlemektedir:
Eylem | İlgili Mevzuat | Olası Cezai Yaptırım (TCK 154/2) | Olası İdari Yaptırım |
Merayı Sürmek / Ekim Yapmak | TCK 154/2, Mera K. Md. 4, 19, 27, 3091 S.K. | 6 ay – 3 yıl hapis + Adli Para Cezası | 3091 ile Kullanıma Son Verme, Eski Hale Getirme Masrafı Tahsili (Mera K. Md. 4), Kullanım Hakkı İptali (Mera K. Md. 27) |
Meraya İzinsiz İnşaat Yapmak (Ev, Ağıl vb.) | TCK 154/2, Mera K. Md. 19, 20, 27, 3091 S.K. | 6 ay – 3 yıl hapis + Adli Para Cezası | 3091 ile Tahliye ve Yıkım, Kullanım Hakkı İptali (Mera K. Md. 27) |
Merayı Zapt Etmek / Çitle Çevirmek | TCK 154/2, Mera K. Md. 19, 27, 3091 S.K. | 6 ay – 3 yıl hapis + Adli Para Cezası | 3091 ile Müdahalenin Önlenmesi / Çitin Kaldırılması, Kullanım Hakkı İptali (Mera K. Md. 27) |
Aşırı / İzinsiz Otlatma | Mera K. Md. 19, 23, 26, 27, Mera Yön., Valilik Emirleri | Uygulanmaz (Genellikle) | İdari Para Cezası (Otlatma bedelinin katları), Kullanım Hakkı İptali (Mera K. Md. 27), Yasaklanmış yerde otlatmada 3091 uygulanabilir (Mera K. Md. 27) |
Meranın Vasfını Bozmak (Genel) | Mera K. Md. 4, 19, 27, TCK 154/2 (uygunsa), 3091 S.K. | Duruma göre TCK 154/2 uygulanabilir | Eski Hale Getirme Masrafı Tahsili (Mera K. Md. 4), 3091 ile Müdahalenin Önlenmesi, Kullanım Hakkı İptali (Mera K. Md. 27) |
*Not: Bu tablo genel bir bilgilendirme amacı taşımaktadır. Her somut olay kendi özel koşulları içinde değerlendirilmeli ve uygulanacak yaptırımlar yetkili makamlarca belirlenmelidir.*
- Haksız Mera İşgaline Karşı Hak Arama Yolları
Mera işgali ile karşılaşıldığında, hak sahiplerinin veya ilgili kişilerin başvurabileceği çeşitli hukuki ve idari yollar bulunmaktadır.
- A. Kimler Başvurabilir ve Nereye Başvurulmalı?
Başvurulacak yol ve merci, hedeflenen sonuca ve başvuranın sıfatına göre değişir:
- Ceza Soruşturması İçin (TCK 154/2): Mera işgali aynı zamanda TCK 154/2 kapsamına giren bir suç teşkil ediyorsa, suçtan zarar gören herkes (köy halkı, muhtar, belediye başkanı, komşu arazi sahibi vb.) veya durumu öğrenen herhangi bir kişi, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk kuvvetlerine (Jandarma/Polis) ihbarda bulunabilir.32 Savcılık resen soruşturma başlatacaktır. Şikayet Valilik veya Kaymakamlığa yapılmışsa, bu makamlar durumu Savcılığa bildirir.34
- İdari Yolla Hızlı Tahliye İçin (3091 Sayılı Kanun): Taşınmazın zilyedi (mera için köy/belediye tüzel kişiliği adına muhtar/başkan veya köy halkından herhangi biri 25) veya mülk sahibi olarak Hazine temsilcisi, taşınmazın bulunduğu yerdeki Kaymakamlığa (ilçelerde) veya Valiliğe (merkez ilçede) dilekçe ile başvurarak tecavüzün önlenmesini isteyebilir.48
- Mera Kanunu Kapsamındaki İdari Yaptırımlar İçin: Muhtar, belediye başkanı, Mera Yönetim Birliği veya durumdan haberdar olan vatandaşlar, işgal veya amacı dışında kullanımı Tarım ve Orman Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğüne (İl Mera Komisyonu’na iletilmek üzere) veya doğrudan Valilik/Kaymakamlığa bildirebilir.2 İl Mera Komisyonu da kendi tespitleri üzerine resen harekete geçebilir.
- Hukuk Davası (Müdahalenin Men’i ve/veya Tazminat): Mülkiyet hakkına veya zilyetliğe yapılan haksız müdahalenin mahkeme kararıyla sona erdirilmesi, varsa yapılanların yıkılması (kal) ve haksız işgal tazminatı (ecrimisil) talep etmek için Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılması gerekir.19 Bu davayı kural olarak mülkiyet hakkı sahibi (meralar için Devlet adına Hazine) açabilir.19 Kullanım hakkı sahibi köy/belediye tüzel kişiliğinin veya Tarım Bakanlığı’nın doğrudan dava açma ehliyeti Yargıtay kararlarında tartışmalıdır.19
Bu farklı başvuru yollarının genellikle birbirini dışlamadığı, yani aynı olayla ilgili hem idari (3091 ve/veya Mera K.) hem de cezai süreçlerin işletilebileceği, ayrıca hukuk davası açılabileceği unutulmamalıdır.25 Hangi yolun veya yolların seçileceği, olayın aciliyetine (örn. yeni başlayan bir işgali hızla durdurmak için 3091), hedeflenen sonuca (sadece tahliye mi, failin cezalandırılması mı, tazminat mı?) ve mevcut delil durumuna göre stratejik olarak belirlenmelidir. Örneğin, acil müdahale için 3091 başvurusu yapılırken, eş zamanlı olarak failin cezalandırılması için Savcılığa suç duyurusunda bulunulabilir. Bu karmaşık süreçlerde en doğru adımları atmak için hukuki danışmanlık almak faydalı olacaktır.
- B. Ceza Davası Süreci
TCK 154/2 kapsamında bir ceza davası süreci genel hatlarıyla şu şekilde işler:
- Soruşturma Evresi: Cumhuriyet Savcılığı ihbar üzerine veya resen soruşturma başlatır. Deliller toplanır (olay yeri incelemesi, keşif, bilirkişi raporları – arazinin vasfı, işgalin boyutu vb., tanık beyanları, şüphelinin ifadesi).
- Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (Takipsizlik) veya İddianame: Toplanan deliller suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturmuyorsa Savcılık takipsizlik kararı verir. Yeterli şüphe varsa, şüpheli hakkında iddianame düzenleyerek Asliye Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açar.
- Kovuşturma (Yargılama) Evresi: Mahkeme iddianameyi kabul ederse yargılama başlar. Duruşmalar yapılır, deliller tartışılır, sanığa savunma hakkı tanınır, tanıklar ve bilirkişiler dinlenir. Katılan (köy tüzel kişiliği, Hazine vb.) davaya müdahil olabilir.
- Hüküm: Mahkeme yargılama sonunda sanığın suçlu olduğuna kanaat getirirse mahkumiyet kararı (hapis ve adli para cezası), suçun oluşmadığı veya sanık tarafından işlenmediği sonucuna varırsa beraat kararı verir. Şartları varsa HAGB veya cezanın ertelenmesi kararı da verilebilir.
- Kanun Yolları: Mahkemenin kararına karşı, süresi içinde önce Bölge Adliye Mahkemesi’ne (İstinaf), oradan çıkan karara karşı da (şartları varsa) Yargıtay’a (Temyiz) başvurulabilir.
- C. İdari Başvuru Süreci (3091 Sayılı Kanun)
3091 sayılı Kanun kapsamında idari başvuru süreci daha hızlı işler:
- Başvuru: Yetkili zilyet veya Hazine tarafından Valilik/Kaymakamlığa dilekçe ile başvurulur.
- Soruşturma: Vali/Kaymakam veya görevlendireceği memur (soruşturmacı) en kısa sürede soruşturmayı yapar (yerinde inceleme, tanık dinleme vb.).
- Karar: Soruşturma sonucuna göre 15 gün içinde tecavüzün önlenmesi veya talebin reddi yönünde karar verilir.50
- İnfaz: Tecavüzün önlenmesi kararı derhal kolluk kuvvetleri aracılığıyla uygulanır (işgale son verilir, yapılar kaldırılır vb.).
- İtiraz: Verilen karara karşı, kararın tebliğinden itibaren süresi içinde İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılabilir.50 Ancak dava açılması, kararın yürütmesini kendiliğinden durdurmaz.
- D. Müdahalenin Men’i (El Atmanın Önlenmesi) Davası
Bu dava, mülkiyet hakkına veya (bazı durumlarda) zilyetliğe dayalı olarak açılan bir hukuk davasıdır:
- Amaç: Taşınmaza yapılan haksız müdahalenin mahkeme kararıyla sona erdirilmesi, gelecekteki müdahalelerin önlenmesi, varsa yapılan şeylerin kaldırılması (kal) ve taşınmazın eski haline getirilmesidir.19
- Talep: Dava ile birlikte haksız işgal süresi için tazminat (ecrimisil) de talep edilebilir.61
- Davacı: Kural olarak taşınmazın maliki (meralar için Hazine) davacı olabilir.19 Mera Kanunu kapsamında kullanım hakkı sahibi köy/belediye tüzel kişiliğinin bu davayı açma ehliyeti tartışmalıdır ve Yargıtay kararlarına göre değerlendirilmelidir.19
- Görevli Mahkeme: Genellikle Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.19
- Süreç: Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre genel dava süreci işler (dilekçeler teatisi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama, hüküm, kanun yolları). Bu süreç, 3091 sayılı Kanun’a göre daha uzun sürer.
- Yargıtay Kararları: Müdahalenin men’i davalarında Yargıtay’ın yerleşik içtihatları, özellikle davacı sıfatı, ispat yükü ve ecrimisil hesabı gibi konularda yol göstericidir.19
- Meraya Tecavüz Suçu: Kurgusal Örnek Dava Süreci
Mera işgalinin hukuki ve idari sonuçlarını daha iyi anlamak için kurgusal bir örnek olay üzerinden gidelim:
- Olay: X Köyü’nde yaşayan çiftçi Ali, kendi tarlasına bitişik olan ve kadimden beri köyün ortak merası olarak kullanılan alanı, tarlasını büyütmek amacıyla yaklaşık 5 dönümlük kısmını sürer ve etrafını tel örgüyle çevirir. Durumu fark eden köy muhtarı Mehmet Bey, olayı fotoğraflarla ve birkaç köylünün tanıklığıyla tespit eder.
- Atılan Adımlar:
- Muhtarın Bildirimleri: Mehmet Bey, Mera Kanunu Md. 19 gereği durumu bir dilekçeyle hem İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne (İl Mera Komisyonu’na iletilmesi için) hem de doğrudan Kaymakamlığa bildirir. Ayrıca, TCK 154/2 suçunun işlendiği şüphesiyle Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunur.2
- İdari Müdahale (3091 S.K.): Kaymakamlık, muhtarın başvurusu üzerine 3091 sayılı Kanun kapsamında derhal soruşturma başlatır. Görevlendirilen memur yerinde inceleme yapar, muhtarı, tanıkları ve çiftçi Ali’yi dinler, krokiler çizilir. Tecavüzün sabit olduğu anlaşılınca, Kaymakamlık 10 gün içinde “tecavüzün men’ine ve tel örgünün kaldırılmasına” karar verir. Karar, jandarma marifetiyle uygulanır, tel örgü kaldırılır.48
- İdari Yaptırım (Mera Kanunu): İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün bildirimi üzerine İl Mera Komisyonu konuyu gündemine alır. Yapılan inceleme ve 3091 sayılı Kanun kararı da göz önünde bulundurularak, Komisyon, çiftçi Ali’nin mera arazisini sürmek suretiyle tahrip ettiği ve izinsiz olarak çitle çevirdiği gerekçesiyle, Mera Kanunu Md. 27 uyarınca mera kullanım hakkını bir sonraki otlatma dönemi için iptal eder.2 Ayrıca, sürülen alanın eski haline getirilmesi için (örneğin yeniden ot tohumu ekilmesi, tesviye vb.) yapılacak masrafların hesaplanarak Md. 4 uyarınca Ali’den tahsil edilmesine karar verir.14
- Cezai Soruşturma ve Kovuşturma (TCK 154/2): Cumhuriyet Savcılığı, suç duyurusu üzerine soruşturma başlatır. Kaymakamlığın 3091 sayılı Kanun dosyasını, Mera Komisyonu kararını, keşif ve bilirkişi raporlarını (arazinin mera vasfı, işgal edilen alanın tespiti), muhtar ve tanıkların beyanlarını toplar. Çiftçi Ali’nin ifadesini alır. Toplanan deliller ışığında, Ali’nin yerin mera olduğunu bilerek sürdüğü ve çitle çevirdiği kanaatine vararak TCK 154/2’den cezalandırılması talebiyle Asliye Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açar. Mahkeme yapılan yargılama sonucunda, Ali’nin suçunu sabit görerek (örneğin) 10 ay hapis ve 5000 TL adli para cezasına çarptırır. Mahkeme, Ali’nin sabıkasız olması ve duruşmadaki iyi hali nedeniyle hapis cezasının HAGB’sine (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına) karar verebilir.37
- Sonuç: Çiftçi Ali, mera işgali nedeniyle hem hızlı bir idari müdahale ile (3091) işgaline son verilmiş, hem Mera Kanunu kapsamında idari yaptırımlarla (kullanım hakkı iptali, masraf ödeme yükümlülüğü) karşılaşmış, hem de ceza mahkemesinde yargılanarak mahkumiyet almıştır. Bu örnek, farklı hukuki ve idari süreçlerin nasıl bir arada işleyebildiğini ve mera işgalinin ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir.
VII. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Aşağıda, meraya tecavüz suçu ve ilgili hukuki süreçler hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve yanıtları yer almaktadır:
- Meraya ev yaptım / tarla olarak sürdüm. Ne gibi cezalarla karşılaşabilirim?
- Bu eylemler, köy merası ise TCK 154/2 kapsamında suçtur ve 6 aydan 3 yıla kadar hapis VE 1000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılabilirsiniz.30 Ayrıca, Kaymakamlık/Valilik tarafından 3091 sayılı Kanun uyarınca idari yolla tahliye edilebilir, yaptığınız yapılar yıktırılabilir.2 Mera Kanunu kapsamında ise mera kullanım hakkınız geçici veya kalıcı olarak iptal edilebilir ve araziyi eski haline getirme masrafları sizden talep edilebilir.2
- Köyümüzün/Belediyemizin merası birileri tarafından işgal edildi. Nereye şikayet etmeliyiz?
- Birden fazla yere başvurabilirsiniz:
- Cumhuriyet Savcılığı’na (veya en yakın Jandarma/Polis karakoluna) suç duyurusunda bulunarak ceza soruşturması başlatılmasını sağlayabilirsiniz.34
- Taşınmazın bulunduğu yerdeki Kaymakamlığa (ilçelerde) veya Valiliğe (merkez ilçede) 3091 sayılı Kanun kapsamında dilekçe vererek işgalin idari yolla hızla kaldırılmasını talep edebilirsiniz.48 Köy halkından herhangi biri de bu başvuruyu yapabilir.25
- Durumu İl veya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bildirerek İl Mera Komisyonu’nun harekete geçmesini ve Mera Kanunu kapsamındaki idari yaptırımları uygulamasını isteyebilirsiniz.2
- Mera işgali suçu şikayete bağlı mıdır? Şikayet etmezsek bir şey olmaz mı? Zamanaşımı süresi ne kadardır?
- Hayır, TCK 154/2’de tanımlanan köy merasına tecavüz suçu şikayete bağlı değildir.32 Savcılık suçu öğrendiğinde kendiliğinden soruşturma yapar. Dolayısıyla sizin şikayet etmemeniz, failin cezalandırılmayacağı anlamına gelmez. Suçun olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.30 Ancak işgal devam ettiği sürece (mütemadi suç) zamanaşımı süresi başlamaz, işgalin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.36 3091 sayılı Kanun kapsamında idari başvuru için ise meralarda herhangi bir süre sınırı yoktur, her zaman başvuru yapılabilir.48
- İşgal edilen mera belediye sınırları içinde kalıyor. Yine de TCK 154/2’den ceza verilir mi?
- Yargıtay kararlarına göre, TCK 154/2 maddesi sadece köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak kullanımındaki yerler için uygulandığından, belediye sınırları içindeki meralara yapılan tecavüzler bu suç kapsamında değerlendirilmemektedir.30 Ancak bu, eylemin tamamen cezasız kalacağı anlamına gelmez. Eğer mera belediye veya Hazine adına tapulu ise ve şikayet edilirse TCK 154/1 (özel mülke tecavüz) gündeme gelebilir. Ayrıca 3091 sayılı Kanun ile idari tahliye mümkündür ve imar veya çevre mevzuatına aykırılıklar nedeniyle başka idari yaptırımlar uygulanabilir. Durumun bir avukat tarafından detaylı incelenmesi gerekir.
- Mera Komisyonu’nun kestiği idari para cezasını (örn. izinsiz otlatma cezası) ödemezsem ne olur? Bu cezaya nasıl itiraz edebilirim?
- Mera Kanunu kapsamındaki idari para cezaları genellikle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilir.16 Yani, ödenmemesi halinde kamu alacağı gibi haciz yoluyla tahsil edilebilir. Bu tür idari para cezalarına karşı, kararın size tebliğ edildiği tarihten itibaren genellikle 15 gün içinde, cezanın kesildiği yerdeki Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz başvurusunda bulunabilirsiniz (5326 Sayılı Kabahatler Kanunu Md. 27).14 Ancak dikkat: Mera Kanunu Md. 4’te belirtilen “eski hale getirme masrafları”nın tahsili, idari para cezası niteliğinde olmayıp tazminat niteliğinde kabul edildiğinden 14, bunlara karşı itiraz veya dava yolu farklı olabilir (genel mahkemeler). Bu nedenle, size tebliğ edilen kararın niteliğini dikkatlice inceleyip bir avukata danışmanız önemlidir.
- Mera Yönetim Birliği nedir, ne iş yapar?
- Mera Yönetim Birlikleri, 4342 sayılı Mera Kanunu ve Mera Yönetmeliği uyarınca, meraların tespiti, tahdidi ve tahsisi tamamlandıktan sonra, bu alanların korunması, bakımı, ıslahı ve otlatma planlarının uygulanmasında muhtar ve belediye başkanlarına yardımcı olmak amacıyla köy veya belediyelerde kurulan birimlerdir.5 Köy/belediyede hayvancılıkla uğraşan çiftçiler arasından seçimle gelen 5 asil üye ile doğal üyelerden (muhtar, ziraat odası temsilcisi, varsa çiftçi malları koruma başkanı, STK temsilcileri) oluşur.22 Başlıca görevleri arasında otlatma planlarını uygulamak, bakım ve ıslah çalışmalarına katılmak, mera kurallarına uyulmasını sağlamak, ihtiyaç fazlası ot gibi ürünlerin satışına karar vermek ve gelirini mera ıslahında kullanmak sayılabilir.2
VIII. Sonuç ve Öneriler
Mera, yaylak ve kışlaklar, Türkiye’nin doğal ve ekonomik zenginliklerinin önemli bir parçasıdır. Anayasa 10, 4342 sayılı Mera Kanunu 11 ve Türk Ceza Kanunu 30 bu alanlara güçlü bir hukuki koruma sağlamaktadır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olmaları, özel mülkiyete ve zamanaşımına kapalı bulunmaları, bu korumanın temelini oluşturur.11
Buna rağmen gerçekleşen meraya tecavüz veya mera işgali fiilleri, sadece hukuka aykırı olmakla kalmaz, aynı zamanda ciddi sonuçlar doğurur. Bu eylemleri gerçekleştirenler, TCK 154/2 uyarınca hapis ve adli para cezaları ile karşı karşıya kalabilirler.30 Bunun yanı sıra, 3091 sayılı Kanun kapsamında idari yolla hızlı bir şekilde tahliye edilme ve varsa yaptıkları yapıların yıkılması riskiyle 2, Mera Kanunu kapsamında mera kullanım haklarının iptali, araziyi eski haline getirme masraflarını ödeme yükümlülüğü ve izinsiz otlatma gibi durumlarda idari para cezaları gibi çeşitli idari yaptırımlarla da karşılaşabilirler.2
Meraları işgal edilen veya hakları ihlal edilen hak sahiplerine (köylüler, muhtarlıklar, belediyeler) ve bu durumla karşılaşan vatandaşlara şu adımları atmaları önerilir:
- Tespit ve Belgeleme: İşgal durumunu fark ettiğiniz anda durumu fotoğraflar, videolar ve mümkünse bir tutanak ile belgeleyin. Tanıkların kimlik bilgilerini not alın.
- Gecikmeden Bildirim/Başvuru: Durumu vakit kaybetmeden ilgili mercilere bildirin. Özellikle 3091 sayılı Kanun kapsamındaki idari başvuru yolunun (Kaymakamlık/Valilik) hızlı sonuç alma açısından önemini unutmayın. Aynı zamanda Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmak ve İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bilgi vermek de önemlidir.
- Statü Tespiti: İşgal edilen arazinin hukuki statüsünü (köy merası mı, belediye sınırı içinde mi, özel mülkiyetteki mera mı?) netleştirmeye çalışın. Bu, izlenecek hukuki yolu belirlemede kritik öneme sahiptir.
Mera işgali ile ilgili hukuki süreçler, birden fazla kanunun (Mera Kanunu, TCK, 3091 S.K., Medeni Kanun, Kadastro Kanunu vb.) etkileşimini içermesi, ispat zorlukları barındırması ve Yargıtay içtihatlarının dikkate alınmasını gerektirmesi nedeniyle karmaşık olabilir. Bu nedenle, hem haklarını korumak isteyen mağdurlar hem de hukuki bir süreçle karşı karşıya kalan kişiler için alanında uzman bir avukattan hukuki destek almak en doğru yaklaşım olacaktır.
Meraya tecavüz suçu, mera işgali cezası, 4342 sayılı Mera Kanunu uygulamaları, 3091 sayılı Kanun ile tahliye veya benzeri taşınmaz hukuku ve ceza hukuku sorunlarınızla ilgili detaylı bilgi ve profesyonel hukuki destek almak için Aşık Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.
SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
BATMAN [Numara]. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO : [Dava Dosya No Redacted] S
ANIK : [Sanık Adı Soyadı Redacted]
MÜDAFİİ : Av. [Avukat Adı Soyadı Redacted] [UETS Redacted]
SUÇ : Köy Tüzel Kişiliğine Ait veya Köylünün Ortak Yararlanmasındaki Taşınmazlara Tecavüz İddiası
KONU : Mahkemenizin yukarıda esası yazılı dosyası kapsamında [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. Celsede verilen mütalaaya karşı yazılı savunmalarımızın sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
[Olay Tarihi Redacted] tarihinde Batman ili Merkez ilçesi [Köy Adı Redacted] Köyünde mera arazisi olduğu iddia edilen [Parsel Bilgisi Redacted] Parselde kolluk görevlileri tarafından yapılan çalışmada müdafisi olduğumuz sanık [Sanık Adı Soyadı Redacted]’a ait briket taşlarla örülü iki odalı evin bulunduğu, evin etrafında meyve ve fıstık ağaçlarının dikili olduğu, ayrıca arazinin traktör ile sürüldüğünün tespit edilmesi üzerine Batman Cumhuriyet Başsavcılığının [Soruşturma No Redacted] numaralı soruşturması üzerinden yürütülen Mahkemenizin yukarıda esası yazılı sırasına kayıtlı kamu davasının [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. Celsesinde müvekkil sanığın cezalandırılması Sayın İddia Makamı tarafından mütalaa edilmiş olup anılan mütalaa hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Şöyle ki;
1.) Mahkemenizin yukarıda esası yazılı sırasına kayıtlı kamu davasının [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. celsesinde Sayın İddia Makamı esas hakkındaki mütalaasında; ”Yürütülen yargılama neticesinde; soruşturma kapsamında hazırlanan [Rapor Tarihi Redacted] tarihli bilirkişi raporu, kovuşturma kapsamında alınan [Rapor Tarihi Redacted] tarihli ve [Rapor Tarihi Redacted] tarihli bilirkişi raporları ile alınan tanık beyanları ve özellikle tanıklar [Tanık Adı Soyadı Redacted], [Tanık Adı Soyadı Redacted] ve [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in beyanları birlikte değerlendirildiğinde sanığın Batman İli Merkez İlçesi [Köy Adı Redacted] Köyü sınırları içerisinde bulunan [Parsel Bilgisi Redacted] sayılı Maliye Hazinesi adına kayıtlı olan ve köyün ortak kullanımına ayrılmış mera arazisinin [Alan Bilgisi Redacted] m2’lik kısmını traktörle sürüp sonrasında da ağaçlandırarak kullanmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği anlaşıldığından, ” şeklindeki gerekçelerle müvekkil sanığın cezalandırılması istenilmiş ise de mütalaada yer almayan ve müvekkil sanık lehine olan hususların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
2.) Her ne kadar mütalaada tanıklardan [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in beyanları gerekçe olarak öne sürülmüşse de hangi beyanının esas alındığına ilişkin bir gerekçe ileri sürülmemiş ve izahat yapılamamıştır. Dosya arasında bulunan Batman Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından tanzim edilen [Tarih Redacted] tarihli Tanık Araştırma Tutanağı başlıklı belgede; [Köy Adı Redacted] Köyü muhtarı olan [Tanık Adı Soyadı Redacted] ile yapılan görüşmede köyde ikamet eden vatandaşların bu konu ile ilgili bilgilerinin olmadığı ve herhangi bir tanığın bulunmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte [Tanık Adı Soyadı Redacted] [Tarih Redacted] tarihli ifadesinde bahse konu arazinin mera olduğunu düşündüğünü, bu konu hakkında net bir bilgiye sahip olmadığını, daha önce Mera Komisyonuna köyün mera alanlarının tespit edilip tarafına iletilmesi hususunda müracaat ettiğini fakat henüz geri dönüş alamadığını beyan etmiştir. Suç tarihi olarak iddia edilen [Olay Tarihi Redacted] tarihi ile [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in ifade verdiği [Tarih Redacted] tarihleri arasındaki kısa süre ve [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in [Yıllar Redacted] yılları arasında da muhtarlık yaptığı göz önünde bulundurulduğu takdirde, mahallede uzun yıllar muhtarlık yapmasına rağmen [Tanık Adı Soyadı Redacted] de bahse konu arazinin mera olup olmadığını bilmediği, bu konu hakkında net bir bilgiye sahip olmadığı için Mera Komisyonuna müracaat ettiği ve [Tarih Redacted] tarihi itibariyle henüz geri dönüş alamadığı hususlarının müvekkil lehine değerlendirilmesi gerekirken müvekkil aleyhineymiş gibi lanse edilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Arazinin mera olup olmadığı hususunda [Köy Adı Redacted] Köyünde uzun yıllar görevini icra etmiş bir muhtarın bahse konu arazinin mera olup olmadığını bilmediği bir durumda müvekkil sanığın suçu bilerek, isteyerek ve kasten işlediğinin iddia edilmesi temel mantıki kaidelere de aykırıdır.
3.) Müdafisi olduğumuz sanık [Sanık Adı Soyadı Redacted] Batman Üniversite Jandarma Komutanlığı tarafından başvurulan ifadesinde; dayısı olan [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in ”annenin rızasıyla sana mal payını veriyorum” beyanı ile [Tarih Redacted] tarihinde bahse konu araziyi üstüne yaptığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından Yapı Kayıt Belgesi aldığını, [Parsel Bilgisi Redacted] parselin kendisi tarafından bağ evi olarak kullandığını beyan etmiştir. Dosya arasında bulunan [Tarih Redacted] tarihli Yapı Kayıt Belgesinden de anlaşılacağı üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen bu belge ile var olan ve devlet tarafından da bilinen yapılar, tıpkı ruhsatlı ve iskanlı yapılar gibi yasal hale gelmektedir. Yapı Kayıt Belgesi verildikten sonra 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca yıkım ve para cezası kararı alınması mümkün değildir (İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin [Karar Tarihi Redacted] tarih ve YD İtiraz No: [Numara Redacted] sayılı kararı). Bununla birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen resmi bir belge ile müvekkil sanığın bahse konu arazide var olan yapının tekrardan düzenlenmesi işlemine kadar geçen sürede bahse konu arazinin mera olup olmadığını bilmeyen müvekkilin tapusu üzerinde olmamasına binaen hukuki bir cevaz verildiğini düşünmesi hayatın olağan akışına uygundur. Şu ki, bir devlet makamının ve hususan bir Bakanlığın cevaz verdiği bir işlemden dolayı kişinin cezai takibata maruz kalması hukuka aykırı olup, soruşturmanın başından kovuşturmanın sonuna kadar dile getirdiği tutarlı beyanları nazara alındığında, mera arazisi olduğunu bilmediği bir araziye dair Yapı Kayıt Belgesi verilmesi müvekkilin hataya düşmesinde büyük bir pay sahibi olmuştur. Zira imar barışı kapsamında ise yapı, devlet tarafından kayıt altına alınarak yeniden inşa edilene veya kentsel dönüşüm uygulanana kadar hukuki bir zemine oturtulmaktadır. Hukuka uygun olarak alınan bir belge ile aynı hukukun ceza kanunlarının bu belgeye aykırılık teşkil edecek şekilde müeyyide yoluna gitmesi gayri tabii olup hiçbir hukuk sisteminde bu nevi bir tezatlık kabul edilmeyecektir. Halbuki suçun bir unsuru olan hukuka aykırılık, işlenen fiile hukuk düzeni tarafından cevaz verilmemesi anlamına gelir, ki bu açıdan bakıldığında Yapı Kayıt Belgesinin, Türkiye’deki tüm imar alanlarının malumatına sahip olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından müvekkile verilmesi hukuk kurallarının belirli, istikrarlı ve öngörülebilir olmasına aykırılık teşkil edecektir. Müvekkile uygulanan ve tezat barındıran cezai tahkikat ile Yapı Kayt Belgesi verilmesi işlemlerinin ve neticede müvekkile ceza verilmesinin müvekkilin devlete duyduğu güveni sarsacağı nazara alınmalı ve bu güvenin Sayın Mahkemenizce korunması gerekmektedir.
4.) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının [Soruşturma No Redacted] soruşturma numaralı dosyasında müdafisi olduğumuz sanığa ilişkin TCK 154/2 suçunun ancak kasten işlenebilen bir suç olmasından dolayı; ”TCK 154/2 maddesinin oluşabilmesi için söz konusu arazinin köy tüzel kişiliğine ait olması veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunması gerektiği, ancak bununla ilgili bilgisi olan herhangi birine rastlanamadığı, yalnızca köy muhtarının ifadesinin bulunduğu, özetle, bildiği kadarıyla mera alanı olduğunu, mera komisyonuna meri alanlarının tespit edilip tarafına bilgi verilmesini istediğini ancak henüz cevap vermediğini ifade ettiği, muhtarında kesin bir bilgisinin olmadığı,” şeklindeki ifadeler ile [Tarih Redacted] tarihinde kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Hususan anılan KYOK kararının gerekçeleri gözetildiğinde [Tarih Redacted] tarihinden bu yana bahse konu arsa ile ilgili mera olduğuna dair kesin bir bilgisi olan kimseye rastlanılamadığı, köy muhtarının da bu konuda bilgi almak adına isnat edilen suç tarihinde mera komisyonuna başvuru yapması, müvekkilin istikrarlı ve çelişkisiz beyanları ile tanıkların beyanları nazara alındığında; müvekkilin suçun işlenmesinde kastı olmadığı zira bahse konu arazinin mera alanı olup olmadığını bilmediği, Yapı Kayıt Belgesi ile müvekkilin hataya düşmesinin kaçınılmaz olduğu zira anılan belgeyi veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bahse konu parselin mera arazisi olup olmadığının malumatına sahip olduğu hususları gözetilerek müvekkil hakkında beraat verilmedir.
5.) Her ne kadar mütalaada [Rapor Tarihi Redacted] tarihli bilirkişi raporu bir delil olarak ileri sürülmüşse de, anılan bilirkişi raporunda; suça konu meranın hayvanların otlatılması amacına matuf otundan yararlanabilir nitelikte bir yer olup olmadığı hususunda herhangi bir tespite değinilmediği, bilirkişi raporunun dördüncü sayfasında yer alan [Yıl Redacted] yılına ait fotoğrafta ağaç olduğu değerlendirilen ve noktalar şeklindeki birden fazla görselin [Yıl Redacted], [Yıl Redacted] ve [Yıl Redacted] yıllarına ait fotoğraflarda da yer alıp almadığı tespitine yer verilmediği ve neticede bahse konu arazinin uzun yıllardır mera olarak kullanılıp kullanılmadığına ilişkin hiçbir veriyi barındırmadığı açık olup eksik ve suçu aydınlatma vasfı olmayan bu bilirkişi raporunun esas alınması hukuka aykırıdır.
6.) Mahkemenizin [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. celsesinde Tanık [Tanık Adı Soyadı Redacted]; ”Bana okumuş olduğunuz iddinameyi anladım. Sanık bizim köylümüz olur. Ben özel bir şirkette işçi olarak çalışırım. Ben de [Sanık Adı Soyadı Redacted]’ın sürdüğü arazinin mera arazisi olup olmadığı hakkında bir bilgim yoktur. Ancak bu arazinin [Sanık Adı Soyadı Redacted]’a dayısı [Tanık Adı Soyadı Redacted]’ten kaldığını biliyorum. Bu araziyi bildiğim kadarıyla [Süre Redacted] yıldır [Sanık Adı Soyadı Redacted] kullanmaktadır. Bu araziye ilk başlarda arpa, buğday ekiliyordu. Daha sonra ağaçlandırma yapıldı. Olaya ilişkin bildiklerim bundan ibarettir, tanıklık ettiğim için ücret talebim yoktur,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine Mahkemenizin [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. celsesinde Tanık [Tanık Adı Soyadı Redacted]; ”Bana okumuş olduğunuz iddinameyi anladım. Benim rahmetli dedem [Tanık Adı Soyadı Redacted] sanığın dayısı olur. Bildiğim kadarıyla dedem söz konusu araziyi ekip biçiyordu. Buranın mera arazisi olup olmadığını bilmiyorum. Buranın ne zaman mera arazisi olduğunu da bilmiyorum. Söz konusu araziyi sadece dedem ekip biçiyordu. Başka kimse ekip biçmezdi. Dedem buraya mercimek, buğday ve arpa ekiyordu. Olaya ilişkin bildiklerim bundan ibarettir, tanıklık ettiğim için ücret talebim yoktur, ” şeklindeki ifadeleri ile müvekkil sanık [Sanık Adı Soyadı Redacted]’ın soruşturma aşamasındaki beyanlarını doğrular şekilde anılan arazinin dedesi tarafından [Sanık Adı Soyadı Redacted]’a verildiğini dile getirmiştir. Dedesinin [Yıllar Redacted] yılların sonuna doğru vefat ettiği düşünüldüğünde müvekkil sanığın [Süre Redacted] yıllık süre ile bahse konu araziyi ekip biçtiği anlaşılacaktır.
7.) Köy merasına tecavüz suçuna hazinenin katılacağına ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı gibi suçtan doğrudan zarar gördüğü de kabul edilemez. Meraya tecavüz suçundan zarar gören, meradan yararlanan köylülerdir. Malik olmayan ve tasarruf hakkı bulunmayan Hazine, bu suç nedeniyle hukuki çıkarı zedelenmediğinden davaya katılamaz. [Dilekçe Tarihi Redacted] tarihli savunma dilekçemizde sunulan Yargıtay kararlarının somut dosya açısından da uygulanması talebimiz bulunmaktadır.
8.) Müvekkil sanık [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. Celsesinde bahse konu arazinin [Süre Redacted] yıl süre ile ekip biçmesine rağmen sonradan neden bağ evine çevrildiği hususunu aydınlatmıştır. Müvekkil TPAO vasıtasıyla araziye su ulaştırıldığını ve sürekli olarak su sağlanması sebebiyle arazinin bağ evine çevrilmesi nedeniyle araziye bağ evi inşa ettiğini izah etmiştir. Neticeten sonradan mera vasfını kazanan arazinin mera olup olmadığını bilmeyen müvekkilin bu beyanının somut dosya açısından önem arz ettiğini belirtmek isteriz. Müvekkil açıkça hataya düşmüştür.
5237 sayılı TCK’nın ”Hata” başlıklı 30. maddesi şöyledir:
”Madde 30- (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır. (2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. (3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. (4) (Ek fıkra: 29/6/2005 – 5377/4 md.) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.”.
Yukarıdaki amir hüküm nazara alındığında fiilin icrası sırasında arazinin mera vasfına haiz olup olmadığını bilmeyen müvekkilin Hata hükümlerinden yararlanması gerekmektedir. Suçun maddi unsurlarında hata, failin subjektif durumuna, algısına ve kavrayışına ilişkin bir durumdur. Ceza kanununda bir suçun temel şeklinin maddi unsurlarında hata halinde, failin hatası esaslı hata mahiyetinde ise kastı ortadan kaldırır. Somut dosyaya konu suç ise ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Müvekkil sanık bahse konu araziyi tanıklar [Tanık Adı Soyadı Redacted] ve [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in beyanlarıyla sabit olduğu üzere dayısı [Tanık Adı Soyadı Redacted]’ten uzun yıllar evvel devralmış olup önceki zilyedin bahse konu arazinin maliki olduğu düşüncesinden yola çıkarak iyi niyete ve suç kastı olmaksızın suça konu araziyi sürmüştür. Müvekkilin önceki zilyet [Tanık Adı Soyadı Redacted]’ten ötürü suç kastının bulunmadığı ve hata hükümlerinin kendisi açısından uygulanması gerektiği bizce bir zorunluluktur. Müvekkil bahse konu arazinin mera olup olmadığı hususunda hiçbir bilgiye sahip olmadığı gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen Yapı Kayıt Belgesi de müvekkilin hem hukuka uygun davrandığını gösterir hem de arazinin mera olup olmadığı hususundaki yanılmayı perçinlemiş olur ki; uzun yıllardır dayısı ve şahsı tarafından sürülen arazinin mera olduğunu bilmesi müvekkil sanıktan beklenemez. Müvekkilin suç oluşturan fiili işlemekten kaçınmasının olanaksız olduğu gözetilmesi elzemdir.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda Sayın Mahkemeye arz edilen nedenlerle müvekkil sanık hakkında atılı atılı suçun yasal unsurlarının oluşmamış olması nedeniyle beraatine, eğer Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise 5237 sayılı Yasa’nın Hata hükümlerinden yaralanması suretiyle müvekkilin cezalandırılmasına yer olmadığına ve lehe hükümlerin uygulanmasına karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. [Dilekçe Tarihi Redacted]
Sanık Müdafii Av. [Avukat Adı Soyadı Redacted] E-İmzalıdır.
Hata, bilmemek (Lat. ignorantia) ya da yanlış bilmek (Lat. error) şeklinde ortaya çıkan, kişinin iradesi ile gerçeklik arasındaki fark olarak tanımlanabilir. Gerçekten günlük hayatta da hataya düştüğümüz, zihnimizdeki düşünce ile gerçeğin uymadığı pek çok olay ile karşılaşırız. Örneğin, eski bir dostumuzu gördüğümüzü zannederek yanına gittiğimiz ve omzuna dokunduğumuz kişinin tanımadığımız başka bir kişi çıkması veya ünlü bir kişiyi gördüğümüzü sanıp yanına gittiğimizde o kişinin tahmin ettiğimiz kişi çıkmaması gibi durumları çoğumuz yaşamışızdır . İşte böylesi bir hata, ceza hukukunda da kastı ya da kusurluluğu kaldıran bir hal olarak karşımıza çıkabilir. Failin zihnindeki düşüncenin dış dünyadaki gerçeklikle örtüşmemesi durumunda yanıldığından bahsedilir. Hata, TCK’nın 30. maddesinde düzenlenmiştir.
Keza, failin davranışını gerçekleştirdiği anda suçun maddi unsurlarının tamamına yönelik kastının bulunması gerekir. Bunlardan birinde hataya düşülmesi failin kastının varlığı için gereken şartı sağlamayacağından kastı etkilenecek, dolayısıyla suçun tipikliği oluşmayacaktır.
Bir örnekle açıklamak gerekirse, hırsızlık suçunun konusunu (m. 141) “başkasına ait taşınır eşya” oluşturur. Failin eşyanın kendisine ait olduğu konusunda bir hata içerisinde olması halinde, bunun suçun konusuna ve dolayısıyla tipikliğin maddi unsurlarına ilişkin bir hata olduğu görülür. Failin tipte yanıldığı bu türden hallerde, kastının ortadan kalktığı kabul edilir. Zira kast, suçun oluşumu için gerekli olup, kısa tanımıyla, tipikliğe ilişkin bütün unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir (m. 21/1). Haksızlığı oluşturan ve kastın kapsamında bulunması gereken bu unsurların herhangi birinde yanılan failin artık bilgisizliği söz konusu olacağından, kastından da bahsedilemeyecektir. Kastı ortadan kalkmakla birlikte, şayet suçun taksirli hali düzenlenmiş ise ve şartları varsa, bu halden ötürü sorumluluğu gündeme gelecektir. Baştaki örnek ele alındığında, hırsızlık suçunun taksirli hali düzenlenmemiş olup hatası nedeniyle kastı kalkan failin sorumlu tutulması mümkün olmayacaktır.
BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
Okay, I will redact the personal and sensitive information from the provided objection petition to the expert report.
Here is the redacted version:
BATMAN [Numara]. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO : [Dava Dosya No Redacted] SANIK : [Sanık Adı Soyadı Redacted] MÜDAFİ : Av. [Avukat Adı Soyadı Redacted]
KONU : [Rapor Tarihi Redacted] tarihinde dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarımızın sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Müdafisi olduğumuz sanık [Sanık Adı Soyadı Redacted] ile ilgili [Köy Adı Redacted] Köyüne ait meraya tecavüz ettiği iddiasıyla 5237 sayılı Yasanın 154. maddesi uyarınca Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçundan Mahkemenizde görülen dava kapsamında suç mahallinin [Yıllar Redacted] yıllarına ait hava fotoğrafları dosyayla birlikte bilirkişiye tevdi edilerek suç mahallinin yıllara göre değişen halinin rapora bağlanması ara kararı uyarınca jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi tarafından [Rapor Tarihi Redacted] tarihli bilirkişi raporu sunulmuş olup raporda belirtilen bir kısım hususların açıklığa kavuşturulması için ek rapor ihtiyacı hasıl olduğu kanaatinde olduğumuzu belirterek işbu rapora itiraz ediyoruz. Şöyle ki;
1.) [Rapor Tarihi Redacted] tarihli bilirkişi raporunda [Yıllar Redacted] yıllarına ait fotoğraflardan yola çıkılarak [Yıl Redacted] yılına kadarki süre zarfında suç mahallinde herhangi bir kullanım olmadığı ancak [Yıl Redacted] yılına ait hava fotoğrafı görüntüsünde bahse konu taşınmazda kullanım olduğu gözlemine yer verilmiş ancak suça konu meranın hayvanların otlatılması amacına matuf otundan yararlanabilir nitelikte bir yer olup olmadığı hususunda herhangi bir tespite değinilmemiştir. 25/02/1998 tarihli ve 4342 Sayılı Mera Kanunu’nun tanımlar baslıklı 3. Maddesinin d fıkrasında “Mera; Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. ” şeklinde tanımlanmıs olup meranın, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerler oldugu vurgulanmış olup, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması kriterleri meraların vasfını ön plana çıkartan iki önemli amaç olarak sayılmıstır. Bu nedenledir ki Meralar Kamu Orta Malı statüsünde olup hayvan otlatmak amacıyla köyde yasayan çiftçilere tahsis edilmis mülkiyeti devlete ait alanlardır. Dava dosyasına konu tasınmaz her ne kadar tapuda mera olarak tescilli ise de suç tarihinden çok önce ve halihazırda mera vasfına haiz bir yer olmayıp söz konusu yer hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması amacına hizmet etmeyen bir yer olduğundan bilirkişiden ek rapor ile söz konusu taşınmazın hayvanların otlatılmasına uygun şekilde üzerinde ot bitebilen bir yer olup olmadığının tespitini talep etmekteyiz.
2.) [Rapor Tarihi Redacted] tarihli bilirkişi raporunda suç mahallinin yıllara göre değişen fotoğrafları küçültülerek rapora dercedilmiş söz konusu fotoğraflardan yukarıda talep ettiğimiz ot yeşeren bir yer olup olmadığı hususu net anlaşılmayıp bu nedenle fotoğraflarla belirtmekten ziyade Sayın Bilirkişi tarafından aynalı stereoskop ile yapılacak inceleme neticesindeki gözlemlerinin ek raporla sunulmasının bu yöndeki talebimizi karşılayacağı kanaatindeyiz.
3.) Bilirkişi raporunun dördüncü sayfasında yer alan [Yıl Redacted] yılına ait fotoğrafta ağaç olduğu değerlendirilen ve noktalar şeklindeki birden fazla görselin [Yıl Redacted], [Yıl Redacted] ve [Yıl Redacted] yıllarına ait fotoğraflarda da yer alıp almadığı tespitine ilişkin ek rapor şeklinde açığa kavuşturulması gerekmekte olup,
Belirtilen nedenlerle işbu bilirkişi raporunu kabul etmediğimizi rapora itiraz ettiğimizi ve ek rapor tanzimi yönünde ara karar kurulması gerektiğini Sayın Mahkemeye arz ve gereğini vekaleten talep ederiz. [Dilekçe Tarihi Redacted] SANIK MÜDAFİ Av. [Avukat Adı Soyadı Redacted] E-İmzalıdır.
İSTİNAF DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
Gönderilmek Üzere
BATMAN [Numara]. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO : [Dava Dosya No Redacted]
KARAR NO : [Mahkeme Karar No Redacted]
SANIK : [Sanık Adı Soyadı Redacted] [TCKN Redacted]
MÜDAFİİ : AŞIK HUKUK BÜROSU
SUÇ : Köy Tüzel Kişiliğine Ait veya Köylünün Ortak Yararlanmasındaki Taşınmazlara Tecavüz İddiası
KONU : Batman [Numara]. Asliye Ceza Mahkemesinin [Karar Tarihi Redacted] tarih ve [Dava Dosya No Redacted] Esas [Mahkeme Karar No Redacted] Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurumuzun sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
[Olay Tarihi Redacted] tarihinde Batman ili Merkez ilçesi [Köy Adı Redacted] Köyünde mera arazisi olduğu iddia edilen [Parsel Bilgisi Redacted] Parselde kolluk görevlileri tarafından yapılan çalışmada müdafisi olduğumuz sanığa ait briket taşlarla örülü iki odalı evin bulunduğu, evin etrafında meyve ve fıstık ağaçlarının dikili olduğu, ayrıca arazinin traktör ile sürüldüğünün tespit edilmesi üzerine Batman Cumhuriyet Başsavcılığının [Soruşturma No Redacted] numaralı soruşturması üzerinden yürütülen Batman [Numara]. Asliye Ceza Mahkemesinin yukarıda esası yazılı sırasına kayıtlı kamu davasının [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. Celsesinde müvekkil sanığın cezalandırılması Sayın İddia Makamı tarafından mütalaa edilmiş ve Batman [Numara]. Asliye Ceza Mahkemesinin [Karar Tarihi Redacted] tarih ve [Dava Dosya No Redacted] Esas [Mahkeme Karar No Redacted] Karar sayılı kararı ile müvekkil sanık [Sanık Adı Soyadı Redacted] hakkında 5237 sayılı TCK’nın 154/1 maddesi delaletiyle 154/2 uyarınca neticeten [Para Cezası Miktarı Redacted] TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve Maliye Hazinesinin kendisini vekil ile temsil ettirdiği gerekçesiyle vekalet ücretinin müvekkil sanıktan tahsiline karar verilmiştir. Yerel Mahkemenin vermiş olduğu karar usul ve yasaya aykırı olup süresi içerisinde istinaf başvurumuzu sunuyoruz. Şöyle ki;
A.) FİİLİN İCRASI SIRASINDA ARAZİNİN MERA VASFINA HAİZ OLUP OLMADIĞINI BİLMEYEN MÜVEKKİLİN HATA HÜKÜMLERİNDEN YARARLANMASI GEREKMEKTEDİR
[Köy Adı Redacted] Köyünde ikamet eden müvekkil, [Köy Adı Redacted] Köyü Muhtarı [Tanık Adı Soyadı Redacted] ve diğer köy sakinleri bahse konu arazinin mera sıfatını taşıyıp taşımadığını bilmemektedir.
1.) Her ne kadar mütalaada tanıklardan [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in beyanları gerekçe olarak öne sürülmüşse de hangi beyanının esas alındığına ilişkin bir gerekçe ileri sürülmemiş ve izahat yapılamamıştır. Dosya arasında bulunan Batman Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından tanzim edilen [Tarih Redacted] tarihli Tanık Araştırma Tutanağı başlıklı belgede; [Köy Adı Redacted] Köyü muhtarı olan [Tanık Adı Soyadı Redacted] ile yapılan görüşmede köyde ikamet eden vatandaşların bu konu ile ilgili bilgilerinin olmadığı ve herhangi bir tanığın bulunmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte [Tanık Adı Soyadı Redacted] [Tarih Redacted] tarihli ifadesinde bahse konu arazinin mera olduğunu düşündüğünü, bu konu hakkında net bir bilgiye sahip olmadığını, daha önce Mera Komisyonuna köyün mera alanlarının tespit edilip tarafına iletilmesi hususunda müracaat ettiğini fakat henüz geri dönüş alamadığını beyan etmiştir. Suç tarihi olarak iddia edilen [Olay Tarihi Redacted] tarihi ile [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in ifade verdiği [Tarih Redacted] tarihleri arasındaki kısa süre ve [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in [Yıllar Redacted] yılları arasında da muhtarlık yaptığı göz önünde bulundurulduğu takdirde, mahallede uzun yıllar muhtarlık yapmasına rağmen [Tanık Adı Soyadı Redacted] de bahse konu arazinin mera olup olmadığını bilmediği, bu konu hakkında net bir bilgiye sahip olmadığı için Mera Komisyonuna müracaat ettiği ve [Tarih Redacted] tarihi itibariyle henüz geri dönüş alamadığı hususlarının müvekkil lehine değerlendirilmesi gerekirken müvekkil aleyhineymiş gibi lanse edilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Arazinin mera olup olmadığı hususunda [Köy Adı Redacted] Köyünde uzun yıllar görevini icra etmiş bir muhtarın bahse konu arazinin mera olup olmadığını bilmediği bir durumda müvekkil sanığın suçu bilerek, isteyerek ve kasten işlediğinin iddia edilmesi temel mantıki kaidelere de aykırıdır.
2.) Müdafisi olduğumuz sanık [Sanık Adı Soyadı Redacted] Batman Üniversite Jandarma Komutanlığı tarafından başvurulan ifadesinde; dayısı olan [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in ”annenin rızasıyla sana mal payını veriyorum” beyanı ile [Tarih Redacted] tarihinde bahse konu araziyi üstüne yaptığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından Yapı Kayıt Belgesi aldığını, [Parsel Bilgisi Redacted] parselin kendisi tarafından bağ evi olarak kullandığını beyan etmiştir. Dosya arasında bulunan [Tarih Redacted] tarihli Yapı Kayıt Belgesinden de anlaşılacağı üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen bu belge ile var olan ve devlet tarafından da bilinen yapılar, tıpkı ruhsatlı ve iskanlı yapılar gibi yasal hale gelmektedir. Yapı Kayıt Belgesi verildikten sonra 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca yıkım ve para cezası kararı alınması mümkün değildir (İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin [Karar Tarihi Redacted] tarih ve YD İtiraz No: [Numara Redacted] sayılı kararı). Bununla birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen resmi bir belge ile müvekkil sanığın bahse konu arazide var olan yapının tekrardan düzenlenmesi işlemine kadar geçen sürede bahse konu arazinin mera olup olmadığını bilmeyen müvekkilin tapusu üzerinde olmamasına binaen hukuki bir cevaz verildiğini düşünmesi hayatın olağan akışına uygundur. Şu ki, bir devlet makamının ve hususan bir Bakanlığın cevaz verdiği bir işlemden dolayı kişinin cezai takibata maruz kalması hukuka aykırı olup, soruşturmanın başından kovuşturmanın sonuna kadar dile getirdiği tutarlı beyanları nazara alındığında, mera arazisi olduğunu bilmediği bir araziye dair Yapı Kayıt Belgesi verilmesi müvekkilin hataya düşmesinde büyük bir pay sahibi olmuştur. Zira imar barışı kapsamında ise yapı, devlet tarafından kayıt altına alınarak yeniden inşa edilene veya kentsel dönüşüm uygulanana kadar hukuki bir zemine oturtulmaktadır. Hukuka uygun olarak alınan bir belge ile aynı hukukun ceza kanunlarının bu belgeye aykırılık teşkil edecek şekilde müeyyide yoluna gitmesi gayri tabii olup hiçbir hukuk sisteminde bu nevi bir tezatlık kabul edilmeyecektir. Halbuki suçun bir unsuru olan hukuka aykırılık, işlenen fiile hukuk düzeni tarafından cevaz verilmemesi anlamına gelir, ki bu açıdan bakıldığında Yapı Kayıt Belgesinin, Türkiye’deki tüm imar alanlarının malumatına sahip olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından müvekkile verilmesi hukuk kurallarının belirli, istikrarlı ve öngörülebilir olmasına aykırılık teşkil edecektir. Müvekkile uygulanan ve tezat barındıran cezai tahkikat ile Yapı Kayıt Belgesi verilmesi işlemlerinin ve neticede müvekkile ceza verilmesinin müvekkilin devlete duyduğu güveni sarsacağı nazara alınmalı ve bu güvenin Sayın Dairenizce korunması gerekmektedir.
3.) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının [Soruşturma No Redacted] soruşturma numaralı dosyasında müdafisi olduğumuz sanığa ilişkin TCK 154/2 suçunun ancak kasten işlenebilen bir suç olmasından dolayı; ”TCK 154/2 maddesinin oluşabilmesi için söz konusu arazinin köy tüzel kişiliğine ait olması veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunması gerektiği, ancak bununla ilgili bilgisi olan herhangi birine rastlanamadığı, yalnızca köy muhtarının ifadesinin bulunduğu, özetle, bildiği kadarıyla mera alanı olduğunu, mera komisyonuna meri alanlarının tespit edilip tarafına bilgi verilmesini istediğini ancak henüz cevap vermediğini ifade ettiği, muhtarında kesin bir bilgisinin olmadığı,” şeklindeki ifadeler ile [Tarih Redacted] tarihinde kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Hususan anılan KYOK kararının gerekçeleri gözetildiğinde [Tarih Redacted] tarihinden bu yana bahse konu arsa ile ilgili mera olduğuna dair kesin bir bilgisi olan kimseye rastlanılamadığı, köy muhtarının da bu konuda bilgi almak adına isnat edilen suç tarihinde mera komisyonuna başvuru yapması, müvekkilin istikrarlı ve çelişkisiz beyanları ile tanıkların beyanları nazara alındığında; müvekkilin suçun işlenmesinde kastı olmadığı zira bahse konu arazinin mera alanı olup olmadığını bilmediği, Yapı Kayıt Belgesi ile müvekkilin hataya düşmesinin kaçınılmaz olduğu zira anılan belgeyi veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bahse konu parselin mera arazisi olup olmadığının malumatına sahip olduğu hususları gözetilerek müvekkil hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken Yerel Mahkeme hukuka aykırı bir şekilde cezalandırma yoluna gitmiştir.
4.) Batman [Numara]. Asliye Ceza Mahkemesinin [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. celsesinde Tanık [Tanık Adı Soyadı Redacted] yeminli beyanında; ”Bana okumuş olduğunuz iddinameyi anladım. Sanık bizim köylümüz olur. Ben özel bir şirkette işçi olarak çalışırım. Ben de [Sanık Adı Soyadı Redacted]’ın sürdüğü arazinin mera arazisi olup olmadığı hakkında bir bilgim yoktur. Ancak bu arazinin [Sanık Adı Soyadı Redacted]’a dayısı [Tanık Adı Soyadı Redacted]’ten kaldığını biliyorum. Bu araziyi bildiğim kadarıyla [Süre Redacted] yıldır [Sanık Adı Soyadı Redacted] kullanmaktadır. Bu araziye ilk başlarda arpa, buğday ekiliyordu. Daha sonra ağaçlandırma yapıldı. Olaya ilişkin bildiklerim bundan ibarettir, tanıklık ettiğim için ücret talebim yoktur,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine Batman [Numara]. Asliye Ceza Mahkemesinin [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. celsesinde Tanık [Tanık Adı Soyadı Redacted] yeminli beyanında; ”Bana okumuş olduğunuz iddinameyi anladım. Benim rahmetli dedem [Tanık Adı Soyadı Redacted] sanığın dayısı olur. Bildiğim kadarıyla dedem söz konusu araziyi ekip biçiyordu. Buranın mera arazisi olup olmadığını bilmiyorum. Buranın ne zaman mera arazisi olduğunu da bilmiyorum. Söz konusu araziyi sadece dedem ekip biçiyordu. Başka kimse ekip biçmezdi. Dedem buraya mercimek, buğday ve arpa ekiyordu. Olaya ilişkin bildiklerim bundan ibarettir, tanıklık ettiğim için ücret talebim yoktur, ” şeklindeki ifadeleri ile müvekkil sanık [Sanık Adı Soyadı Redacted]’ın soruşturma aşamasındaki beyanlarını doğrular şekilde anılan arazinin dedesi tarafından [Sanık Adı Soyadı Redacted]’a verildiğini dile getirmiştir. Dedesinin [Tarih Redacted] yılların sonuna doğru vefat ettiği düşünüldüğünde müvekkil sanığın [Süre Redacted] yıllık süre ile bahse konu araziyi ekip biçtiği anlaşılacaktır.
5.) Müvekkil sanık [Celse Tarihi Redacted] tarihli [Celse Numarası]. Celsesinde bahse konu arazinin [Süre Redacted] yıl süre ile ekip biçmesine rağmen sonradan neden bağ evine çevrildiği hususunu aydınlatmıştır. Müvekkil TPAO vasıtasıyla araziye su ulaştırıldığını ve sürekli olarak su sağlanması sebebiyle arazinin bağ evine çevrildiğini izah etmiştir. Neticeten sonradan mera vasfını kazanan arazinin mera olup olmadığını bilmeyen müvekkilin bu beyanının somut dosya açısından önem arz ettiğini belirtmek isteriz. Müvekkil açıkça hataya düşmüştür.
5237 sayılı TCK’nın ”Hata” başlıklı 30. maddesi şöyledir:
”Madde 30- (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır. (2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. (3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. (4) (Ek fıkra: 29/6/2005 – 5377/4 md.) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.”.
Yukarıdaki amir hüküm nazara alındığında fiilin icrası sırasında arazinin mera vasfına haiz olup olmadığını bilmeyen müvekkilin Hata hükümlerinden yararlanması gerekmektedir. Suçun maddi unsurlarında hata, failin subjektif durumuna, algısına ve kavrayışına ilişkin bir durumdur. Ceza kanununda bir suçun temel şeklinin maddi unsurlarında hata halinde, failin hatası esaslı hata mahiyetinde ise kastı ortadan kaldırır. Keza, sanığın davranışını gerçekleştirdiği anda suçun maddi unsurlarının tamamına yönelik kastının bulunması gerekir. Bunlardan birinde hataya düşülmesi sanığın kastının varlığı için gereken şartı sağlamayacağından kastı etkilenecek, dolayısıyla suçun tipikliği oluşmayacaktır. Bu hususu ortaya koyacak ise Yerel Mahkemedir. Somut dosyaya konu suç ise ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Müvekkil sanık bahse konu araziyi tanıklar [Tanık Adı Soyadı Redacted] ve [Tanık Adı Soyadı Redacted]’in beyanlarıyla sabit olduğu üzere dayısı [Tanık Adı Soyadı Redacted]’ten uzun yıllar evvel devralmış olup önceki zilyedin bahse konu arazinin maliki olduğu düşüncesinden yola çıkarak iyi niyete ve suç kastı olmaksızın suça konu araziyi sürmüştür. Müvekkilin önceki zilyet [Tanık Adı Soyadı Redacted]’ten ötürü suç kastının bulunmadığı ve hata hükümlerinin kendisi açısından uygulanması gerektiği bizce bir zorunluluktur. Müvekkil bahse konu arazinin mera olup olmadığı hususunda hiçbir bilgiye sahip olmadığı gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen Yapı Kayıt Belgesi de müvekkilin hem hukuka uygun davrandığını gösterir hem de arazinin mera olup olmadığı hususundaki yanılmayı perçinlemiş olur ki; uzun yıllardır dayısı ve şahsı tarafından sürülen arazinin mera olduğunu bilmesi müvekkil sanıktan beklenemez. Müvekkilin suç oluşturan fiili işlemekten kaçınmasının olanaksız olduğu gözetilmesi elzemdir.
B.) DOSYA ARASINA ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORLARININ SUÇU AYDINLATMA VASIFLARI YOKTUR
Her ne kadar mütalaada [Rapor Tarihi Redacted] tarihli bilirkişi raporu bir delil olarak ileri sürülmüşse de, anılan bilirkişi raporunda; suça konu meranın hayvanların otlatılması amacına matuf otundan yararlanabilir nitelikte bir yer olup olmadığı hususunda herhangi bir tespite değinilmediği, bilirkişi raporunun dördüncü sayfasında yer alan [Yıl Redacted] yılına ait fotoğrafta ağaç olduğu değerlendirilen ve noktalar şeklindeki birden fazla görselin [Yıl Redacted], [Yıl Redacted] ve [Yıl Redacted] yıllarına ait fotoğraflarda da yer alıp almadığı tespitine yer verilmediği ve neticede bahse konu arazinin uzun yıllardır mera olarak kullanılıp kullanılmadığına ilişkin hiçbir veriyi barındırmadığı açık olup eksik ve suçu aydınlatma vasfı olmayan bu bilirkişi raporunun esas alınması hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
1.) [Rapor Tarihi Redacted] tarihli bilirkişi raporunda [Yıllar Redacted] yıllarına ait fotoğraflardan yola çıkılarak [Yıl Redacted] yılına kadarki süre zarfında suç mahallinde herhangi bir kullanım olmadığı ancak [Yıl Redacted] yılına ait hava fotoğrafı görüntüsünde bahse konu taşınmazda kullanım olduğu gözlemine yer verilmiş ancak suça konu meranın hayvanların otlatılması amacına matuf otundan yararlanabilir nitelikte bir yer olup olmadığı hususunda herhangi bir tespite değinilmemiştir. 25/02/1998 tarihli ve 4342 Sayılı Mera Kanunu’nun tanımlar baslıklı 3. Maddesinin d fıkrasında “Mera; Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. ” şeklinde tanımlanmıs olup meranın, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerler olduğu vurgulanmış olup, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması kriterleri meraların vasfını ön plana çıkartan iki önemli amaç olarak sayılmıstır. Bu nedenledir ki Meralar Kamu Orta Malı statüsünde olup hayvan otlatmak amacıyla köyde yasayan çiftçilere tahsis edilmis mülkiyeti devlete ait alanlardır. Dava dosyasına konu taşınmaz her ne kadar tapuda mera olarak tescilli ise de suç tarihinden çok önce ve halihazırda mera vasfına haiz bir yer olmayıp söz konusu yer hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması amacına hizmet etmeyen bir yer olduğundan söz konusu taşınmazın hayvanların otlatılmasına uygun şekilde üzerinde ot bitebilen bir yer olup olmadığının tespiti gerekirken bu husus aydınlatılmayarak eksik inceleme neticesinde hüküm verilmiştir.
2.) [Rapor Tarihi Redacted] tarihli bilirkişi raporunda suç mahallinin yıllara göre değişen fotoğrafları küçültülerek rapora dercedilmiş söz konusu fotoğraflardan yukarıda talep ettiğimiz ot yeşeren bir yer olup olmadığı hususu net anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte fotoğraflarla belirtmekten ziyade Sayın Bilirkişi tarafından aynalı stereoskop ile yapılacak inceleme neticesindeki gözlemlerinin ek raporla sunulması yöndeki talebimiz gör ardı edilmiştir.
3.) Bilirkişi raporunun dördüncü sayfasında yer alan [Yıl Redacted] yılına ait fotoğrafta ağaç olduğu değerlendirilen ve noktalar şeklindeki birden fazla görselin [Yıl Redacted], [Yıl Redacted] ve [Yıl Redacted] yıllarına ait fotoğraflarda da yer alıp almadığı tespitine ilişkin ek rapor şeklinde açığa kavuşturulması gerekirken yerel Mahkeme bu hususla ilgili karar almamış ve dosya arasında bulunan [Dilekçe Tarihi Redacted] tarihli ”[Rapor Tarihi Redacted] tarihinde dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarımızın sunulmasından ibarettir” konulu Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçemizdeki maddi gerçeğin ortaya çıkartılması amacıyla gerekli işlemlerin hiçbiri hakkında herhangi bir işlem tesis edilmemiştir.
C.) MALİYE HAZİNESİ LEHİNE VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMESİ HUKUKA AYKIRIDIR
Meraların bakımından, ıslahından, korunmasından, kiraya verilmesinden sorumlu olan, katkı payını alan, para cezası veren, köy muhtarlığı veya belediye olup meraya tecavüz suçundan zarar gören de belediye veya muhtarlık olduğundan davayı takip etme görevi de onlarındır. Köy merasının maliki olmayan, satamayan, kiraya veremeyen, hibe edemeyen, ecrimisil alamayan, işletemeyen, tahrip edene ceza veremeyen, bedel isteyemeyen, ıslahına katılmayan hazinenin suçtan zarar gördüğü de söylenemez. Öte yandan, hazinenin davaya katılabilmesi için yasada özel bir hüküm bulunmalı veya CMK’nın 237 ve devamı maddelerindeki koşullar gerçekleşmelidir. Köy merasına tecavüz suçuna hazinenin katılacağına ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı gibi suçtan doğrudan zarar gördüğü de kabul edilemez. Meraya tecavüz suçundan zarar gören, meradan yararlanan köylülerdir. Malik olmayan ve tasarruf hakkı bulunmayan Hazine, bu suç nedeniyle hukuki çıkarı zedelenmediğinden davaya katılamaz.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: [Esas No Redacted] Karar: [Karar No Redacted] Tarihli: [Karar Tarihi Redacted] ilamında; Köy boşluğuna tecavüz suçunun mağduru köy tüzel kişiliği olup, suçtan doğrudan zarar görme olasılığı bulunmayan hazine vekili ve belediye temsilcisinin bu suçtan açılan davaya katılma hakkı bulunmadığı gibi katılma kararı verilmiş olması da temyiz hakkı vermeyeceğinden; Belediye sınırlarındaki yaylaya tecavüz suçundan açılan davada, suçun mağduru Belediye Başkanlığı olup suçtan doğrudan zarar görmeyen Maliye Hazinesinin davaya katılma hakkı bulunmadığı ve mahkeme tarafından katılma kararı verilmiş olması da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği cihetle, SONUÇ : Katılan Maliye Hazinesi temsilcisinin temyiz isteminin 317. maddesi gereğince REDDİNE, [Karar Tarihi Redacted] gününde oyçokluğuyla karar verildi.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: [Esas No Redacted] Karar: [Karar No Redacted] Tarih: [Karar Tarihi Redacted] ilamında ise; Belediye sınırlarındaki yaylaya tecavüz suçundan açılan davada, suçun mağduru Belediye Başkanlığı olup suçtan doğrudan zarar görmeyen Maliye Hazinesinin davaya katılma hakkı bulunmadığı ve mahkeme tarafından katılma kararı verilmiş olması da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği cihetle, SONUÇ : Katılan Maliye Hazinesi temsilcisinin temyiz isteminin 317. maddesi gereğince REDDİNE, [Karar Tarihi Redacted] gününde oyçokluğuyla karar verildi. ” şeklindeki kararları ile yerleşik hale gelmiş diğer kararlarında Maliye Hazinesinin suçtan zarar görmemiş olması nedeniyle davaya katılma hakkının olmadığına hükmetmiş olup iş bu dosyaya konu dava açısından da Batman Maliye vekilinin suçtan zarar gören kurum vekili olarak davaya katılma kararının ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesin yerinde olmadığı, Maliye Hazinesinin katılan sıfatının ve bu kapsamda vekalet ücretinin kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle istinaf başvurumuzun kabulü ile hukuka aykırı Batman [Numara]. Asliye Ceza Mahkemesinin [Karar Tarihi Redacted] tarih ve [Dava Dosya No Redacted] Esas [Mahkeme Karar No Redacted] Karar sayılı kararının bozulmasına, sanık lehine yasal şartları oluştuğu sabit olan hata hükümleri nedeniyle atılı suçtan ceza verilmesine yer olmadığına, aksi yöndeki bir kabulde ise katılan maliye hazine vekili için hükmedilen vekalet ücretinin emsal Yargıtay ilamları nazara alınarak kaldırılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. [Dilekçe Tarihi Redacted]
Sanık Müdafii Av. [Avukat Adı Soyadı Redacted] E-İmzalıdır.
Alıntılanan çalışmalar
- Kamu mallarından meranın hukuki niteliği ve mera davaları – DSpace Repository, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://abakus.inonu.edu.tr/items/545d1485-439b-4d54-b2b6-5b2ce6b98b91
- 4342 sayılı Mera Kanunu – Konsolide metin | LEXPERA, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.lexpera.com.tr/mevzuat/kanunlar/mera-kanunu-4342-1
- 4342 Mera Kanunu – Orijinal Metin – LEXPERA, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.lexpera.com.tr/resmi-gazete/metin/mera-kanunu-23272-4342
- MERA KANUNU | Kanun – Son Karar, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.sonkarar.com/mevzuat/mera-kanunu/e302df31-894c-5dcb-b2cc-4976add42e2f
- -1295- MERA KANUNU (Resmi Gazete ile yayımı:28.2.1998 Sayı:23272) Kanun No Kabul Tarihi 4342 25.2.1998 BİRİNCİ BÖLÜM Ama – TBMM.gov.tr, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc081/kanuntbmmc081/kanuntbmmc08104342.pdf
- 7635 MERA KANUNU Kanun Numarası: 4342 Kabul Tarihi : 25/2/1998 Yayımlandığı R.Gazete, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://faolex.fao.org/docs/pdf/tur25346.pdf
- MERA ÇALIŞMALARI – İmar Kadastro, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://imarkadastro.com/userfiles/Makale_8.pdf
- mera kanunu – TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.cmo.org.tr/mera-kanunu-16594
- Mera – Vikipedi, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Mera
- Meraya Tecavüz Suçu (TCK 154/2) – Av. Mehmet Sami UZUN, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://uzunhukukburosu.com/2018/03/02/meraya-tecavuz-sucu-tck-154-2/
- • 4342 SAYILI MERA KANUNU | TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://eski.jmo.org.tr/mevzuat/mevzuat_detay.php?kod=205
- Türkiye’de Mera Kanunu Uygulamalarının Tarihsel Gelişimi The Historical Development of Rangeland Law Application in Turke – DergiPark, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/118466
- MERA TAHSİS AMACININ DEĞİŞTİRİLMESİ Mera: Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen vey, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.investincanakkale.com/assets/upload/dosyalar/mera_arazilerinin_vasfinin_degistirilmesi_sureci.pdf
- 03/05/2021 ÖZET: 4342 sayılı Mera Kanunu’nun, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://kararlar.uyusmazlik.gov.tr/Uploads/17-2021.216K%20%204342%20sa.ka.19.md.pdf
- HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ SUÇU (TCK m. 154), erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/702802/yokAcikBilim_10249337.pdf?sequence=-1
- MERA, YAYLAK, KIŞLAK, OTLAKİYE ve UMUMA AİT ÇAYIR VE OTLAKİYELERİN KULLANIMIYLA İLGİLİ GENEL HUSUSLAR 1. 4342 Sayılı – Bayburt Valiliği, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.bayburt.gov.tr/kurumlar/bayburt.gov.tr/Duyurular/GENEL%20EM%C4%B0RLER/VAL%C4%B0L%C4%B0K%20GENEL%201.pdf
- MERALARIMIZIN KORUNMA VE KULLANIMI – tmmob ziraat mühendisleri odası, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://icerik.zmo.org.tr/uploads/portal/resimler/ekler/726daf2c9ee0f95_ek.pdf
- Mera Yönetmeliği, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://faolex.fao.org/docs/pdf/tur51860.pdf
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/234 Esas 2010/248 Karar – Full & Egal, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.fullegal.com/karar-arama/yargitay-kararlari/yargitay-hukuk-genel-kurulu-2010234-esas-2010-3016690
- Özel Meralar İle Tapu Kütüğünde Köy Ve Belediye Tüzel Kişilikleri Adına Kayıtlı Meraların Hukuki Durumu – trtapukadastro, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://trtapukadastro.com/ozel-meralar-ile-tapu-kutugunde-koy-ve-belediye-tuzel-kisilikleri-adina-kayitli-meralarin-hukuki-durumu/
- Yayla Ve Meraların Kullanımı Hakkında Bilgi – Kars İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://kars.tarimorman.gov.tr/Duyuru/5/Yayla-Ve-Meralarin-Kullanimi-Hakkinda-Bilgi
- MERA YÖNETMELİĞİ Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.tarimorman.gov.tr/Belgeler/Mevzuat/Yonetmelikler/mera_yonetmeligi.pdf
- mera yönetmeliği, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.tummer.org.tr/turcevCMS_V2/files/MERA%20Y%C3%96NETMEL%C4%B0%C4%9E%C4%B0.pdf
- Çayır-Mera – Isparta İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://isparta.tarim.gov.tr/Sayfalar/Detay.aspx?SayfaId=50
- TCK Madde 154 Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-154-hakki-olmayan-yere-tecavuz-sucu.html
- VALİLİK GENEL EMRİ (2023/02) Mera, Yaylak ve Kışlakların Kullanım ile 2023 Yılı Otlatma Planı – Bayburt Valiliği, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.bayburt.gov.tr/valilik-genel-emri-202302-mera-yaylak-ve-kislaklarin-kullanim
- MERALARIN KULLANIMI VE GEZGİNCİ ARICILIK FAALİYETLERİNE DAİR VALİLİK GENEL EMRİ TASLAĞI 2015/1 – İlgi: a) 4342 Sayılı Mera Kanunu., erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.kesap.gov.tr/kurumlar/kesap.gov.tr/duyurudokuman/kaymakaml%C4%B1k%20ilan.pdf
- Valilik Genel Emri: Mera, Yaylak, Kışlak, Otlak ve Çayırların Kullanımı ile İlgili Genel Esaslar (2024/1) – İzmir Valiliği, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.izmir.gov.tr/valilik-genel-emri-mera-yaylak-kislak-otlak-ve-cayirlarin-kullanimi-ile-ilgili-genel-esaslar-20241
- YÖNETMELİK 5057(1998) MERA YÖNETMELİĞİ – Kanunum, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.kanunum.com/Yont/5057/MERA-YONETMELIGI_xxcid132538
- Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu ve Cezası – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/hakki-olmayan-yere-tecavuz-sucu-cezasi-nedir.html
- Köy Merasına Tecavüz Suçu: Meranın Belediye Sınırları İçerisinde Kalması Halinde Ceza Verilir mi – Zülküf Arslan Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.zulkufarslan.av.tr/koy-merasina-tecavuz-belediye-sinirlari/
- HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ SUÇU VE CEZASI (TCK MD.154), erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://sunarcoskun.com/Yayinlar/Hakki-Olmayan-Yere-Tecav%C3%BCz-Sucu-ve-Cezasi
- Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu (TCK m.154) – Av. İrem Bike Demirhan, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://irembikedemirhan.com/hakki-olmayan-yere-tecavuz-sucu-tck-m-154/
- Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu ve Cezası – Avukat Mehmet GENÇ, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://avmehmetgenc.com/hakki-olmayan-yere-tecavuz-sucu-ve-cezasi
- Hakkı Olmayan Yere Tecavüz 2025 – Eskişehir Avukat Oğuz ÖZDEMİR, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.oguzozdemir.av.tr/hakki-olmayan-yere-tecavuz/
- Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu ve Cezası (TCK m.154) – Av. Ahmet Ekin, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.ahmetekin.av.tr/hakki-olmayan-yere-tecavuz-sucu-ve-cezasi/
- Mera Nedir? Mera Sürmenin Cezası Ne Kadar? (2025) – Kadim Hukuk, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://kadimhukuk.com.tr/makale/mera-nedir-cezasi/
- Araziye İzinsiz Girmek (Mera İşgali, Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu) – YouTube, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://m.youtube.com/watch?v=Y-DcYwlfkwU
- CGK., E. 2015/1073 K. 2019/64 T. 5.2.2019 – Yargıtay Kararı | LEXPERA, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay/ceza-genel-kurulu-e-2015-1073-k-2019-64-t-5-2-2019
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/1200 Esas 2020/290 Karar – Kararcı, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://kararci.com/yargitay/16-06-2020/ceza-genel-kurulu/2017-1200/2020-290
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/240 Esas 2020/193 Karar Sayılı İlamı, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.ictihatlar.com.tr/ictihatdetay-4916-cezagenelkurulu-Yargitay-Ceza-Genel-Kurulu-2018-240-Esas-2020-193-Karar-Sayili-Ilami.html
- Mera, Yaylak ve Kışlakların Kullanım Esasları (2025 Yılı) VALİL, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://bayburt.tarimorman.gov.tr/Lists/Duyuru/Attachments/170/Valilik%20Genel%20Emri%202025-01.pdf
- K A R A R, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://kararlar.uyusmazlik.gov.tr/Karar/Content/828f118b-ef04-4cf6-bd2a-a6ee173c9a31?excludeGerekce=False&wordsOnly=False
- İlgi (a) ve (c)’ de kayıtlı Mera Kanunu ve Mera Yönetmeliği ile ihtiyaç fazlası mera, yaylak otlakların – T.C. Aziziye Kaymakamlığı, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.aziziye.gov.tr/kurumlar/aziziye.gov.tr/Yeni%20Site/2020_1-NOLU-VALILIK-GENEL-EMRI.pdf
- meralarının kullanımına ilişkin 2025/1 no.lu valilik genel emri – Erzurum İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://erzurum.tarimorman.gov.tr/Belgeler/Duyurular/2025/2025-1%20Valilik%20Genel%20Emri.pdf
- 2017/1 valilik genel emri – Ardahan Valiliği, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.ardahan.gov.tr/kurumlar/ardahan.gov.tr/%C4%B0LAN_VE_DUYURULAR/2017/N%C4%B0SAN/12.04.2017/04132017131416884.pdf
- Sayı :E-12147506-115.99-17391923 Konu :2025 Yılı Mera ve Yayla Kullanımı Esasları DAĞITIM YERLERİNE VALİLİK GE – Malatya Valiliği, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.malatya.gov.tr/kurumlar/malatya.gov.tr/Dosyalar/Menuler/Mevzuat/mera_ve_yayla_2025.pdf
- 3091 Sayılı Kanun Uygulaması – Onikişubat Kaymakamlığı Resmi Web Sayfası, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.onikisubat.gov.tr/3091-sayili-kanun
- Taşınmazlara Yapılan Tecavüzlerin İdarece Önlenmesi – 3091 Sayılı Kanun, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://kulacoglu.av.tr/tasinmaza-yapilan-tecavuzler/
- 3091 Sayılı Kanun’a Göre Taşınmaza Tecavüzlerin İdarece Önlenmesi – Mıhcı Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://mihci.av.tr/3091-sayili-kanun/
- Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmelik – T.C. Muratpaşa Kaymakamlığı, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.muratpasa.gov.tr/tasinmaz-mal-zilyetligine-yapilan-tecavuzlerin-nlenmesi-hakkinda-kanunun-uygulama-sekli-ve-esaslarina-dair-yonetmelik
- 3091 Sayılı Kanun Uygulaması – Çankaya Kaymakamlığı, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.cankayakaymakamligi.gov.tr/3091-sayili-kanun-uygulamasi
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1443 Esas 2017/203 Karar Sayılı İlamı, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.ictihatlar.com.tr/ictihatdetay-2948-cezagenelkurulu-Yargitay-Ceza-Genel-Kurulu-2016-1443-Esas-2017-203-Karar-Sayili-Ilami.html
- 3091 Sayılı Kanun – T.C. MERAM KAYMAKAMLIĞI, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://meram.gov.tr/3091-sayili-kanun
- Sayı :E-11688654-020-13849319 Konu :Mera, Yaylak ve Kışlakların Kullanım Esasları DAĞITIM YERLERİNE VALİLİK GE – T.C. Gümüşhane Valiliği, erişim tarihi Nisan 29, 2025, http://www.gumushane.gov.tr/kurumlar/gumushane.gov.tr/Mevzuat/Genel-Emirler/Genel-Emir-2024_2.pdf
- 4342 sayılı mera kanunu değişik 14 üncü madde uygulamaları, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://kayseri.tarimorman.gov.tr/Belgeler/Bitkisel%20%C3%9Cretim%20Faaliyetler/Mera%2014.Madde.pdf
- lütfen tıklayınız… – Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://adana.tarimorman.gov.tr/Belgeler/Duyuru_Linkleri/mera_kullanim_esaslari_valilik_emri_2024-1.docx
- Mera Yönetimi Grubu Çalışma Belgesi – Tarım ve Orman Bakanlığı, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://cdniys.tarimorman.gov.tr/api/File/GetFile/330/Sayfa/1416/1778/DosyaGaleri/9._mera_yonetimi.pdf
- MERALARIN KORUNMA VE KULLANIMI – TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://icerik.zmo.org.tr/uploads/portal/resimler/ekler/4affa4f6b27df04_ek.pdf
- Mera, Yaylak ve Kışlakların Kullanım Esasları (2024 Yılı) VALİL, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://bayburt.tarimorman.gov.tr/Lists/Duyuru/Attachments/150/MERA%20VAL%C4%B0L%C4%B0K.pdf
- Müdahalenin Men’i, Ecrimisil Yargıtay Kararı – Gülsün Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.ertugrulsafagulsun.av.tr/mudahalenin-meni-ecrimisil-yargitay-karari/
- EL ATMANIN ÖNLENMESİ DAVALARINDA GÖREV VE DAVACI SIFATI – Adana Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.kilinc.av.tr/el-atmanin-onlenmesi-davalarinda-gorev-ve-davaci-sifati/
- kararlar-1-zilyetlik-davalari-982-983.docx, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://hukuk.medeniyet.edu.tr/documents/hukuk/Pratik%20%C3%87al%C4%B1%C5%9Fmalar/E%C5%9Fya%20Hukuku/kararlar-1-zilyetlik-davalari-982-983.docx
4342 sayılı Mera Kanunu ile ilgili Yargı Kararları – LEXPERA, erişim tarihi Nisan 29, 2025, https://www.lexpera.com.tr/yargitay-kararlari-baglanti/mera-kanunu-4342-1