CEZA HUKUKUMAKALELER

Şikâyet Geri Çekilince Ceza Davası Düşer mi?

Hangi Suçlarda Etkilidir?

Ayrıntılı bilgi için:  https://g.co/kgs/4HxEPKc

Geçen yıllar: Yazar olmak, olabilmek için çırpınmıştım;

çırpındığım günler geçti.

İnsanlara söyleyebileceğim ülküler olduğuna inanıyordum.

Sona doğru, söyledim, her şey sona doğru.

“Şikâyetimi çektim, artık ceza davası olmaz değil mi?”
Ceza hukuku uygulamasında vatandaşların en sık yanıldığı ve yanlış bilgilendirildiği konulardan biri budur. Her suçta şikâyetin geri alınması davayı düşürmez. Bazı suçlar şikâyete bağlıdır, yani kişi şikâyet etmezse veya sonradan vazgeçerse dava açılmaz ya da düşer. Ancak birçok suçta, savcılık şikâyet olmasa da kamu adına dava açar ve süreç devam eder. Bu yazımızda şikayet geri çekilince dava düşer mi sorusunun net cevabını veriyor; hangi suçlarda etkili olduğunu madde madde anlatıyoruz.

Günlük hayatta yaşanan anlaşmazlıklar, tartışmalar veya daha ciddi olaylar sonucunda kişiler kendilerini adli makamların önünde bulabilirler. Bir anlık öfke veya haklı bir nedenle yapılan suç duyurusu, yani şikâyet, bir ceza sürecini başlatabilir. Ancak zamanla taraflar uzlaşabilir, mağdur şikâyetinden pişman olabilir veya farklı sebeplerle şikâyetini geri çekmek isteyebilir. İşte bu noktada akıllara şu önemli soru gelir: Peki, yapılan şikayet geri çekilince dava düşer mi? 1 Bu, adalet sistemiyle yolu kesişen vatandaşların sıkça karşılaştığı ve cevabını merak ettiği kritik bir sorudur.

Bu sorunun yanıtı, ne yazık ki her zaman basit bir “evet” veya “hayır” değildir. Şikâyetin geri çekilmesinin bir ceza davasını sona erdirip erdirmeyeceği, işlenen suçun niteliğine, yani Türk Ceza Kanunu (TCK) ve diğer ilgili kanunlardaki düzenlemelere göre farklılık gösterir. Bu makalede, şikâyetin geri alınması kurumunu, hangi suçlar bakımından etkili olduğunu, sürecin nasıl işlediğini ve dikkat edilmesi gereken noktaları, herkesin anlayabileceği bir dille, hukuki dayanakları ve güncel Yargıtay kararları ışığında ele alacağız. Amacımız, bu karmaşık görünen konuda kafanızdaki soru işaretlerini gidermek ve haklarınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olmaktır.

Ceza Hukukunda Şikayet: Temel Kavramlar

Ceza yargılaması sürecini ve şikâyetten vazgeçmenin sonuçlarını doğru anlayabilmek için öncelikle “şikâyet” kavramını ve ilgili temel prensipleri bilmek gerekir.

Şikayet Nedir?

Ceza hukukunda şikâyet, kanunda soruşturulması ve kovuşturulması (yani dava açılıp yargılanması) mağdurun veya suçtan zarar görenin talebine bağlanmış suçlarda, bu kişilerin yetkili makamlara başvurarak failin cezalandırılmasını isteme hakkıdır.2 Bu tür suçlarda şikâyet, bir “dava şartıdır”.6 Yani, mağdur usulüne uygun ve süresi içinde şikâyette bulunmazsa, savcılık o suçla ilgili soruşturma başlatamaz, mahkeme de dava açamaz veya açılmışsa devam edemez.5

Şikâyet hakkı, kural olarak “kişiye sıkı sıkıya bağlı” bir haktır.2 Bu, hakkın sadece suçun mağduru veya suçtan doğrudan zarar gören kişi tarafından kullanılabileceği anlamına gelir. Genel olarak mirasçılara geçmez; ancak kanunda istisnai durumlar belirtilmiştir (örneğin, ölen kişinin hatırasına hakaret suçunda yakınlarının şikâyet hakkı gibi – TCK m. 131/2).9 Tüzel kişiler (şirketler, dernekler vb.) de yetkili organları aracılığıyla şikâyette bulunabilirler.9

Şikâyeti, “ihbar” ile karıştırmamak önemlidir. İhbar, herhangi bir kişinin tanık olduğu veya öğrendiği bir suçu yetkili makamlara bildirmesidir.6 Herkes suç ihbarında bulunabilir. Ancak, takibi şikâyete bağlı bir suçta, mağdur dışındaki bir kişinin yaptığı bildirim “ihbar” niteliğindedir ve mağdur ayrıca şikâyetçi olmadıkça tek başına soruşturma veya kovuşturma başlatılmasına yetmez.6

Şikayet Süresi: Hak Düşürücü Süreye Dikkat!

Şikâyet hakkının kullanılması belirli bir süreye tabidir. Türk Ceza Kanunu’nun 73. maddesine göre, şikâyet hakkı olan kişi, hem fiili (suçun işlendiğini) hem de faili (suçu işleyenin kim olduğunu) öğrendiği günden itibaren altı ay içinde şikâyette bulunmalıdır.2 Bu altı aylık süre, “hak düşürücü süre” niteliğindedir.2 Yani, bu süre içinde şikâyet hakkı kullanılmazsa, o olayla ilgili şikâyet etme hakkı tamamen ortadan kalkar ve bir daha kullanılamaz.5 Bu süre durmaz veya kesilmez.9 Ancak, şikâyet hakkı her halükarda kanunda o suç için öngörülen genel dava zamanaşımı süresi içinde kullanılmalıdır.6

Eğer bir suçtan birden fazla kişi mağdur olmuşsa, her bir mağdur için altı aylık şikâyet süresi, kendisinin fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren ayrı ayrı işler. Bir mağdurun süreyi kaçırması, diğer mağdurların şikâyet hakkını etkilemez.2

TDK Tanımı: Takibat

Konuyu daha iyi anlamak için sıkça kullanılan bir terimin anlamına bakalım. Türk Dil Kurumu (TDK) güncel sözlüğüne göre “takibat” kelimesinin anlamı **”kovuşturma”**dır.17 Ceza muhakemesi hukukunda kovuşturma, savcılık tarafından yürütülen soruşturma aşaması sonucunda hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayan ve mahkemece bir hüküm verilip bu hükmün kesinleşmesine kadar devam eden yargılama sürecini ifade eder. Yani, halk arasındaki tabirle “mahkeme aşaması” veya “dava süreci” olarak da anlaşılabilir.

Hangi Suçlar Şikayete Bağlı, Hangileri Değil?

Türk Ceza Kanunu, suçları soruşturma ve kovuşturma usulü bakımından temel olarak ikiye ayırır: Takibi şikâyete bağlı suçlar ve resen (kendiliğinden) takip edilen suçlar. Şikâyetin geri çekilmesinin davayı düşürüp düşürmeyeceği tamamen bu ayrıma bağlıdır.

Şikayete Tabi Suçlar: Mağdurun İradesi Ön Planda

Kanun koyucu, bazı suç tiplerinin soruşturulması ve kovuşturulmasını, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesine, yani şikâyetine bağlamıştır.5 Bu tür suçlara “takibi şikâyete bağlı suçlar” denir. Bu düzenlemenin temelinde yatan düşünce, bu suçların genellikle kişilerin özel alanlarına, onurlarına, vücut bütünlüklerine veya malvarlıklarına yönelik daha hafif ihlaller olması ve kamu düzenini ağır şekilde tehdit etmemesidir.5 Bu nedenle devlet, mağdurun isteği olmadan bu alanlara müdahale etmekten kaçınır, uyuşmazlığın taraflar arasında çözülmesine veya mağdurun yargılama istememesine saygı duyar.5 Şikâyet yoksa, devlet bu suçlar için harekete geçmez.5

Türk Ceza Kanunu’nda takibi şikâyete bağlı olan bazı yaygın suçlar şunlardır:

  • Basit Kasten Yaralama (TCK m. 86/2): Kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan ve basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüdeki yaralamalar.1
  • Taksirle Yaralama (TCK m. 89): Dikkatsizlik veya özensizlik sonucu bir başkasının yaralanmasına neden olma (Bilinçli taksirle işlenen bazı halleri hariç).13
  • Hakaret (TCK m. 125): Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle onur, şeref ve saygınlığa saldırmak (Kamu görevlisine görevinden dolayı veya Cumhurbaşkanına hakaret suçları hariç).1
  • Tehdit (TCK m. 106/1, ikinci cümle): Bir başkasını, kendisinin veya yakınının malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit etmek.1 (Hayata veya vücut dokunulmazlığına yönelik tehditler genellikle resen takip edilir).
  • Konut Dokunulmazlığının İhlali (TCK m. 116/1-2): Bir kimsenin konutuna veya eklentilerine rızası dışında girmek veya rıza ile girdikten sonra çıkmamak.1
  • Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma (TCK m. 123): Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması.1
  • Basit Cinsel Taciz (TCK m. 105/1): Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz etmek.1
  • Mala Zarar Verme (TCK m. 151): Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılamaz hâle getirmek veya kirletmek.1
  • Güveni Kötüye Kullanma (Basit Hali) (TCK m. 155/1): Başkasına ait olup da belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunmak.1
  • Özel Hayatın Gizliliğini İhlal (TCK m. 134), Haberleşmenin Gizliliğini İhlal (TCK m. 132), Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (TCK m. 133) gibi suçlar da genellikle şikâyete tabidir.1

Önemli Not: Hırsızlık (TCK m. 141), Dolandırıcılık (TCK m. 157), Mala Zarar Verme (TCK m. 151), Güveni Kötüye Kullanma (TCK m. 155) gibi bazı malvarlığına karşı suçlar, normalde resen takip edilirken, TCK’nın 167. maddesinin 2. fıkrasında sayılan belirli akrabalar (örneğin eş, altsoy, üstsoy, kardeş) arasında işlendiğinde takibi şikâyete bağlı hale gelir.13 Bu istisna önemlidir.

Resen Takip Edilen Suçlar: Kamu Düzeni Esas

Ceza Kanunumuzdaki suçların büyük bir çoğunluğu ise “resen” yani kendiliğinden soruşturulan ve kovuşturulan suçlardır.4 Bu suçlarda, Cumhuriyet Savcısı suçun işlendiğine dair bir bilgiye (ihbar, kendi tespiti, basın haberi vb. yollarla) ulaştığında, mağdurun bir şikâyeti olup olmadığına bakmaksızın derhal soruşturma başlatmak zorundadır.7

Bu kategoriye genellikle kamu düzenini, toplum güvenliğini, devletin veya bireylerin temel haklarını ağır şekilde ihlal eden suçlar girer. Örnek olarak şunlar sayılabilir:

  • Kasten Öldürme (TCK m. 81) 10
  • Nitelikli Kasten Yaralama (TCK m. 86/1, 86/3, 87) 13
  • Yağma (Gasp) (TCK m. 148) 28
  • Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti (TCK m. 188) 28
  • Cinsel Saldırının veya Çocukların Cinsel İstismarının Nitelikli Halleri (TCK m. 102, 103’ün bazı fıkraları) 28
  • Resmi Belgede Sahtecilik (TCK m. 204)
  • Rüşvet (TCK m. 252)
  • Hırsızlık (TCK m. 141, 142 – akrabalık istisnası hariç) 13
  • Dolandırıcılık (TCK m. 157, 158 – akrabalık istisnası hariç) 13
  • Şantaj (TCK m. 107) 13

Bu tür resen takip edilen suçlarda, mağdur başlangıçta şikâyetçi olsa bile sonradan şikâyetini geri çekmesi, ceza davasının devam etmesine engel olmaz.1 Savcılık soruşturmaya, mahkeme de yargılamaya devam eder. Mağdurun vazgeçmesi, belki yargılama sırasında hâkimin kanaatini etkileyebilir veya cezanın belirlenmesinde sanık lehine bir unsur olarak dikkate alınabilir, ancak davanın düşmesine neden olmaz.1 Bu durum, devletin bu tür suçların cezasız kalmaması yönündeki kamu menfaatini, bireysel iradenin üzerinde tuttuğunu gösterir.

Tablo: Şikayete Tabi Suçlar ve Vazgeçmenin Etkisi

Aşağıdaki tablo, sıkça karşılaşılan bazı suç tiplerini ve şikâyetten vazgeçmenin bu suçlar üzerindeki temel etkisini özetlemektedir:

Suç Tipi (Crime Type) TCK Maddesi (TCK Article) Kısa Açıklama (Brief Description) Şikâyetten Vazgeçmenin Sonucu (Effect of Withdrawal)
Basit Kasten Yaralama 86/2 Tıbbi müdahaleyle giderilebilecek yaralanma Soruşturmada: Takipsizlik (KYOK). Kovuşturmada: Dava düşer (Sanık kabul ederse). 1
Hakaret (Kamu Görevlisine Görevden Hariç) 125 Onur, şeref ve saygınlığa saldırı Soruşturmada: Takipsizlik (KYOK). Kovuşturmada: Dava düşer (Sanık kabul ederse). 1
Tehdit (Malvarlığı/Sair Kötülük) 106/1 (2. cümle) Malvarlığına zarar verme veya başka bir kötülük yapma tehdidi Soruşturmada: Takipsizlik (KYOK). Kovuşturmada: Dava düşer (Sanık kabul ederse). 1
Konut Dokunulmazlığını İhlal 116 İzinsiz olarak konuta veya eklentilerine girme Soruşturmada: Takipsizlik (KYOK). Kovuşturmada: Dava düşer (Sanık kabul ederse). 1
Mala Zarar Verme 151 Başkasının malına zarar verme Soruşturmada: Takipsizlik (KYOK). Kovuşturmada: Dava düşer (Sanık kabul ederse). 1
Resen Takip Edilen Suç (Örnek) 81 (Kasten Öldürme) Bir insanı kasten öldürme Şikâyetten vazgeçme davayı düşürmez, yargılama devam eder. 1

Şikayetten Vazgeçme: Nasıl Yapılır, Sonuçları Nelerdir?

Şikâyete tabi bir suç işlendiğinde ve mağdur şikâyetçi olduktan sonra, bu şikâyetten vazgeçmek mümkündür. Ancak bu işlemin belirli usulleri ve önemli hukuki sonuçları vardır.

Vazgeçme Nedir ve Nasıl Yapılır?

Şikâyetten vazgeçme, şikâyet hakkını kullanmış olan mağdurun veya suçtan zarar görenin, soruşturma veya kovuşturma aşamasında, şikâyetini geri aldığını ve failin cezalandırılması talebinden vazgeçtiğini beyan etmesidir.1 Bu işleme uygulamada “şikâyeti geri alma” da denilmektedir.9

Vazgeçme, ceza davasında hüküm kesinleşinceye kadar her aşamada yapılabilir.1 Yani, soruşturma aşamasında savcılığa, kovuşturma (mahkeme) aşamasında ise davaya bakan mahkemeye bu beyan iletilebilir. Ancak, mahkemenin verdiği karar kesinleştikten sonra (yani itiraz, istinaf, temyiz gibi kanun yolları tükenmiş veya süresi geçmişse) yapılan vazgeçmenin ceza davasına bir etkisi olmaz ve verilen cezanın infazına engel teşkil etmez.1

Vazgeçme beyanı, ilgili makama (savcılık veya mahkeme) yazılı bir dilekçe sunularak veya sözlü olarak beyanda bulunup bunun tutanağa geçirilmesi suretiyle yapılabilir.1 Noter aracılığıyla veya kolluk (polis/jandarma) birimlerine yapılan vazgeçme beyanları da ilgili adli makama iletilir ve geçerlidir.38 Vazgeçme beyanının açık, net ve koşulsuz olması esastır. Belirli bir şartın gerçekleşmesine bağlı olarak yapılan vazgeçme beyanları genellikle geçersiz kabul edilir.1 (Not: Bazı kaynaklar hukuka ve ahlaka aykırı olmayan şartlara bağlı vazgeçmenin mümkün olabileceğini belirtse de 8, uygulamanın netliği açısından koşulsuz beyan tercih edilmelidir).

Soruşturma Aşamasında Vazgeçme

Eğer suç şikâyete tabi ise ve mağdur, soruşturma devam ederken (yani savcılık aşamasında, henüz dava açılmadan önce) şikâyetinden vazgeçerse, Cumhuriyet Savcısı “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” (KYOK), diğer adıyla “Takipsizlik Kararı” verir.1 Bu kararla birlikte dosya kapanır ve olay mahkemeye taşınmaz.

Eğer suç resen takip edilen bir suç ise, mağdurun soruşturma aşamasında şikâyetinden vazgeçmesi soruşturmanın durmasına neden olmaz. Savcılık delil araştırmasına devam eder.1

Kovuşturma Aşamasında Vazgeçme

Şikâyete tabi bir suç nedeniyle kamu davası açılmışsa ve yargılama mahkemede (kovuşturma aşamasında) devam ediyorsa, mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi durumunda, sanığın da bu vazgeçmeyi kabul etmesi şartıyla, mahkeme “Davanın Düşmesi” kararı verir.1 Düşme kararı ile birlikte yargılama sona erer.

Eğer suç resen takip edilen bir suç ise, mahkeme aşamasında mağdurun şikâyetten vazgeçmesi davanın düşmesine yol açmaz. Yargılama devam eder ve sanık hakkında delil durumuna göre mahkûmiyet, beraat veya başka bir karar verilir.1

Sanığın Kabulü Şartı: Neden Önemli?

TCK’nın 73. maddesinin 6. fıkrası, “Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez” hükmünü içerir.1 Bu kural, özellikle kovuşturma aşamasındaki vazgeçmeler için büyük önem taşır.

Bu kuralın varlık sebebi, sanığın “aklanma hakkını” korumaktır.1 Bir sanık, üzerine atılı suçu işlemediğine inanıyorsa ve yargılama sonucunda beraat ederek temize çıkmak istiyorsa, mağdurun şikâyetten vazgeçmesini kabul etmeyebilir.1 Çünkü davanın “düşme” kararıyla sonuçlanması, sanığın suçsuz olduğunun mahkeme kararıyla tescil edildiği anlamına gelmez. Sanık, lekelenmeme hakkı gereği, yargılamanın devamını ve sonucunda beraat kararı almayı tercih edebilir.

Eğer sanık vazgeçmeyi kabul etmezse, mahkeme yargılamaya devam eder. Yargılama sonunda sanığın suçu işlediği sabit görülürse, mahkeme mahkûmiyet kararı yerine, şikâyetten vazgeçme nedeniyle “düşme” kararı verir. Eğer sanığın suçu işlemediği anlaşılırsa, mahkeme “beraat” kararı verir.14 Yargıtay kararları da mahkemenin, vazgeçme durumunda sanığa bunu kabul edip etmediğini sorması gerektiğini vurgulamaktadır.8 Sanığın kabulü açık bir beyanla olabileceği gibi, vazgeçmeye itiraz etmemesi veya düşme kararına karşı kanun yoluna başvurmaması gibi örtülü (zımni) yollarla da gerçekleşebilir.20

İştirak Hali: Bir Sanıktan Vazgeçme Diğerlerini Etkiler mi?

Bir suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumuna “iştirak” denir. TCK’nın 73. maddesinin 5. fıkrası, bu durumla ilgili önemli bir kural içerir: “İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar”.1

Bu, “şikâyetin bölünmezliği” ilkesinin bir yansımasıdır. Eğer işlenen suç şikâyete tabi ise, mağdur, aynı suça katılan faillerden sadece biri veya birkaçı hakkındaki şikâyetinden vazgeçip diğerleri hakkında şikâyetini sürdüremez.1 Bir fail hakkındaki vazgeçme, aynı fiile iştirak eden tüm diğer failler lehine de sonuç doğurur ve (diğer sanıkların da kabulü halinde) hepsi hakkında davanın düşmesi gerekir.

Ancak bu kuralın bazı incelikleri vardır:

  1. Bu kural, kasten işlenen suçlara iştirak için geçerlidir. Taksirle (dikkatsizlik/özensizlik sonucu) işlenen suçlarda, failler arasında iştirak ilişkisi farklı değerlendirildiği için, bir fail hakkındaki vazgeçme diğerini etkilemeyebilir.20
  2. Eğer failler tarafından birden fazla farklı ve bağımsız fiil işlenmişse, mağdur her bir fiil için ayrı ayrı şikâyet hakkına sahip olduğundan, belirli bir fiile ilişkin vazgeçme sadece o fiile katılanları etkiler.29

Vazgeçmeden Vazgeçme Mümkün mü?

Hukuk sistemimizde, geçerli bir şekilde yapılmış ve (gerekiyorsa) sanık tarafından kabul edilmiş bir şikâyetten vazgeçme beyanından geri dönmek, yani “vazgeçmeden vazgeçmek” mümkün değildir.1 Vazgeçme beyanı, hukuki sonuçlarını doğurduktan sonra tek taraflı olarak geri alınamaz. Mağdur, vazgeçtikten sonra pişman olup tekrar şikâyetçi olmak veya davaya katılmak istese bile bu talebi hukuken bir sonuç doğurmaz. Yargıtay kararları da bu prensibi istikrarlı bir şekilde uygulamaktadır.8 Bu kural, hukuki işlemlerde istikrarı ve kesinliği sağlamayı amaçlar. Vazgeçme kararının ne kadar ciddi ve geri dönülemez olduğunu gösterir.

Şikayetten Vazgeçmenin Tazminat Hakkına Etkisi

Ceza davasının, şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşmesi, mağdurun hukuk mahkemelerinde maddi veya manevi tazminat talep etme hakkını otomatik olarak ortadan kaldırmaz.3 Ceza davası ile hukuk davası (tazminat davası) birbirinden bağımsızdır.

Ancak, burada çok kritik bir istisna vardır. TCK’nın 73. maddesinin 7. fıkrasına göre, eğer mağdur, ceza davasındaki şikâyetinden vazgeçtiği sırada, ayrıca ve açıkça şahsi haklarından da (yani tazminat gibi hukuk davası açma haklarından da) vazgeçtiğini beyan ederse, artık hukuk mahkemesinde de bu olayla ilgili tazminat davası açamaz.1

Bu nedenle, şikâyetten vazgeçme dilekçesi hazırlanırken veya sözlü beyanda bulunulurken kullanılan ifadelere çok dikkat edilmelidir. Eğer mağdur tazminat hakkını saklı tutmak istiyorsa, vazgeçme beyanının sadece ceza davasına ilişkin olduğunu belirtmeli veya en azından şahsi haklarından feragat ettiğine dair bir ifade kullanmamalıdır. Aksi takdirde, farkında olmadan tazminat hakkını da kaybedebilir.1

Uygulamadan Örnek Olaylar ve Yüksek Mahkeme Kararları

Teorik bilgileri pekiştirmek için, şikâyetten vazgeçme kurumunun pratikte nasıl işlediğini gösteren bazı kurgusal örnek olaylara ve Yüksek Mahkeme (Yargıtay) kararlarına göz atalım.

Örnek Olay 1: Komşular Arası Hakaret

Ayşe Hanım ile komşusu Mehmet Bey arasında çıkan bir tartışma sonucu Ayşe Hanım, Mehmet Bey hakkında savcılığa hakaret (TCK m. 125) suçundan şikâyette bulunur. Savcılık soruşturma başlatır. Ancak birkaç hafta sonra komşular araya girer, Ayşe Hanım ve Mehmet Bey barışır. Ayşe Hanım, savcılığa bir dilekçe vererek şikâyetinden vazgeçtiğini bildirir.

Sonuç: Hakaret suçu (kamu görevlisine görevinden dolayı işlenmediği sürece) şikâyete tabidir.1 Vazgeçme, soruşturma aşamasında yapıldığı için savcılık, Mehmet Bey hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (KYOK) verir.1 Dosya mahkemeye gitmeden kapanır.

Örnek Olay 2: Trafik Kazasında Basit Yaralama ve Sanığın Kabul Etmemesi

Can Bey’in kullandığı araç, dikkatsizlik sonucu Fatma Hanım’ın aracına çarpar ve Fatma Hanım hafif şekilde yaralanır (Basit Yaralama, TCK m. 86/2). Fatma Hanım şikâyetçi olur ve Can Bey hakkında kamu davası açılır. Mahkeme sürecinde Fatma Hanım, Can Bey’in özür dilemesi ve tedavi masraflarını karşılaması üzerine şikâyetinden vazgeçer. Ancak Can Bey, kazanın tamamen Fatma Hanım’ın kusurundan kaynaklandığını düşündüğü ve ileride açılabilecek yüksek bir tazminat davasından çekindiği için, aklanmak amacıyla şikâyetten vazgeçmeyi kabul etmediğini mahkemeye bildirir.

Sonuç: Basit yaralama şikâyete tabi bir suçtur.1 Ancak sanık Can Bey, TCK m. 73/6 uyarınca vazgeçmeyi kabul etmediği için dava düşmez, yargılama devam eder.1 Mahkeme, delilleri değerlendirir. Eğer Can Bey’in suçsuz olduğuna karar verirse, beraat kararı verir. Eğer Can Bey’in suçlu olduğuna kanaat getirirse, mahkûmiyet cezası yerine, şikâyetten vazgeçilmiş olması nedeniyle davanın düşmesine karar verir.14

Örnek Olay 3: İştirak Halinde İşlenen Konut Dokunulmazlığı İhlali

Ahmet ve Burak, birlikte hareket ederek, izinleri olmaksızın Cem Bey’in yazlık evine girerler (Konut Dokunulmazlığını İhlal, TCK m. 116). Cem Bey, her ikisi hakkında da şikâyetçi olur ve dava açılır. Yargılama sırasında Cem Bey, Burak’ın gençliğine acır ve sadece Burak hakkındaki şikâyetinden vazgeçtiğini, Ahmet’in ise cezalandırılmasını istediğini belirtir. Burak vazgeçmeyi kabul eder.

Sonuç: Konut dokunulmazlığını ihlal şikâyete tabidir.1 Suç, Ahmet ve Burak tarafından iştirak halinde işlenmiştir. TCK m. 73/5 gereği, bir sanık (Burak) hakkındaki vazgeçme, diğer sanığı (Ahmet) da kapsar.1 Cem Bey, şikâyetini bölemez. Mahkeme, Ahmet’e de vazgeçmeyi kabul edip etmediğini sorar. Eğer Ahmet de kabul ederse, dava her iki sanık için de düşer.1

Örnek Olay 4: Nitelikli Dolandırıcılık ve Vazgeçmenin Etkisizliği

Deniz Hanım, kendisini banka görevlisi olarak tanıtan Kenan Bey tarafından Nitelikli Dolandırıcılık (TCK m. 158) yöntemiyle dolandırılır. Deniz Hanım hemen polise başvurur ve şikâyetçi olur. Soruşturma devam ederken Kenan Bey, Deniz Hanım’ın zararını tamamen karşılar. Bunun üzerine Deniz Hanım, savcılığa giderek şikâyetinden vazgeçtiğini beyan eder.

Sonuç: Nitelikli Dolandırıcılık suçu, TCK m. 167/2’deki akrabalık durumu dışında, resen takip edilen bir suçtur.13 Bu nedenle, mağdur Deniz Hanım’ın şikâyetinden vazgeçmesi, ceza davasının seyrini etkilemez.1 Savcılık soruşturmaya devam eder ve yeterli delil bulursa Kenan Bey hakkında iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Deniz Hanım’ın vazgeçmesi, mahkemede belki Kenan Bey lehine bir indirim sebebi olarak değerlendirilebilir ama davanın düşmesine neden olmaz.

Yüksek Mahkeme Kararlarından Özetler

Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri’nin şikâyetten vazgeçme konusundaki kararları, uygulamanın nasıl şekillendiğini göstermesi açısından önemlidir:

  • Sanığın Kabulünün Sorulması Zorunluluğu: Yargıtay 18. Ceza Dairesi, şikâyete tabi bir suçta (örneğin yaralama) kovuşturma aşamasında mağdur vazgeçtiğinde, mahkemenin TCK m. 73/6 gereği sanığa vazgeçmeyi kabul edip etmediğini sormasının zorunlu olduğunu, aksi takdirde kararın bozulacağını belirtmiştir (2020/736 E., 2020/9547 K.).8 Benzer şekilde Yargıtay 4. Ceza Dairesi de hakaret suçunda temyiz aşamasında mağdurun vazgeçmesi ve sanığın daha önceki kabulü üzerine davanın düşürülmesine karar vermiştir (2021/44124 E., 2024/14840 K.).40
  • Vazgeçmenin Geri Alınamazlığı: Yargıtay 18. Ceza Dairesi, geçerli bir vazgeçmeden sonra tekrar şikâyetçi olunamayacağını (“vazgeçmeden vazgeçilemeyeceğini”) ve vazgeçme sonrası verilen mahkûmiyet kararının hukuka aykırı olduğunu vurgulamıştır (2019/15986 E., 2020/7590 K.).8 Yargıtay 6. Ceza Dairesi de benzer şekilde, hata, hile veya cebir iddiası olmadıkça, vazgeçme beyanından dönülemeyeceğini belirtmiştir (2021/19503 E., 2022/14310 K.).38
  • İştirak Halinde Sirayet: Yargıtay 12. Ceza Dairesi (2018/8381 E., 2019/8629 K.) ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi (2018/5246 E., 2018/13100 K.), TCK m. 73/5 uyarınca, iştirak halinde işlenen şikâyete tabi suçlarda bir sanık hakkındaki vazgeçmenin diğer sanıkları da kapsadığını ve mahkemenin bu durumu dikkate alarak düşme kararı verip vermeyeceğini değerlendirmesi gerektiğini teyit etmiştir.38
  • Düşme Kararlarının Kesinliği: Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m. 286/2-g uyarınca, ilk derece mahkemelerinin verdiği düşme kararları veya Bölge Adliye Mahkemesi’nin (İstinaf) bu yöndeki kararları ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları aleyhine Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunulamaz.44 Bu, düşme kararının istinaf aşamasında kesinleşebileceği anlamına gelir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Pratik İpuçları

Şikâyetten vazgeçme kararı almadan önce bazı önemli noktaları göz önünde bulundurmak, istenmeyen sonuçlarla karşılaşmamak adına kritik öneme sahiptir.

  • Geri Dönüş Yok: Tekrar vurgulamak gerekirse, geçerli bir şikâyetten vazgeçme beyanı kesindir ve geri alınamaz.1 Bu kararı vermeden önce tüm sonuçlarını dikkatlice düşünmelisiniz.
  • Tazminat Hakkı: Vazgeçme dilekçenizde veya beyanınızda “şahsi haklarımdan da vazgeçiyorum” gibi bir ifade kullanırsanız, daha sonra hukuk mahkemesinde tazminat talep etme hakkınızı kaybedebilirsiniz.1 Tazminat hakkınızı saklı tutmak istiyorsanız, bunu açıkça belirtin veya en azından bu tür bir feragat beyanında bulunmaktan kaçının.
  • Diğer Sonuçlar: Ceza davası düşse bile, olayın niteliğine göre başka hukuki veya idari sonuçlar doğabilir. Örneğin, olay bir işyeriyle ilgiliyse disiplin soruşturması veya bir meslek kuruluşuyla ilgiliyse mesleki yaptırımlar gündeme gelebilir. Ayrıca, ceza davasının düşmesi, hukuk mahkemesinde açılacak bir tazminat davasını (şahsi haklardan feragat edilmediği sürece) etkilemez.43
  • İftira Riski: Şikâyetten vazgeçerken, özellikle vazgeçme gerekçesi olarak “aslında böyle bir olay olmadı” veya “yanlış anlama olmuş” gibi ifadelere başvurmak riskli olabilir. Eğer ilk şikâyetinizin asılsız olduğu anlaşılırsa, bu durum size karşı “iftira” (TCK m. 267) suçundan yeni bir soruşturma açılmasına neden olabilir.1 Vazgeçme nedeninizi dürüstçe (örneğin uzlaşma, zararın giderilmesi vb.) belirtmek daha güvenlidir.
  • Hukuki Yardım Alın: Şikâyetten vazgeçme kararı, hukuki sonuçları olan ciddi bir adımdır. Karar vermeden önce mutlaka bir avukata danışarak durumunuza özel hukuki değerlendirme almanız, haklarınızı tam olarak anlamanız ve doğru adımları atmanız açısından son derece önemlidir.1 Bir avukat, vazgeçmenin sizin için en doğru yol olup olmadığını, potansiyel riskleri ve dilekçenin nasıl hazırlanması gerektiğini size açıklayabilir.

Şikayetten Vazgeçme Dilekçesi Nasıl Yazılır? (Detaylı Örnek)

Şikâyetten vazgeçme işlemi, adli makamlara sunulacak bir dilekçe ile yapılır. Bu dilekçenin usulüne uygun ve net bir şekilde hazırlanması, işlemin geçerliliği ve istenen sonucun elde edilmesi açısından önemlidir. Aşağıda, hem soruşturma (savcılık) hem de kovuşturma (mahkeme) aşaması için kullanılabilecek, gerekli tüm unsurları içeren ve yaklaşık 500 kelimeyi aşan detaylı bir dilekçe örneği taslağı sunulmaktadır. Bu taslak, somut olayın özelliklerine göre uyarlanmalıdır.



(Örn: İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA veya ANKARA X. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE)

SORUŞTURMA NO / ESAS NO: [İlgili Dosya Numarası Yazılacak] (Örn: 2024/12345 Soruşturma veya 2024/567 Esas)

ŞİKAYETTEN VAZGEÇEN

MÜŞTEKİ / KATILAN: (T.C. Kimlik No:)

ADRES: [Güncel Adresiniz]

TEL:

VARSA VEKİLİ: Av. ( Barosu – Sicil No:)

ADRES:

UETS NO:

ŞÜPHELİ / SANIK: (T.C. Kimlik No:)

ADRES:

SUÇ: (Örn: Hakaret (TCK m. 125), Tehdit (TCK m. 106/1), Basit Kasten Yaralama (TCK m. 86/2))

KONU: Yukarıda numarası belirtilen dosya kapsamında, şüpheli/sanık hakkındaki şikâyetimizden vazgeçtiğimize dair beyanlarımızın ve taleplerimizin sunulmasından ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Sayın Savcılığınızın/Mahkemenizin yukarıda numarası belirtilen dosyası kapsamında, tarihinde [Şikayetçi Olunan Olayın Kısa Özeti, örn: şüpheli/sanık tarafından tarafıma yöneltilen hakaret içerikli sözler nedeniyle / şüpheli/sanık ile aramızda çıkan tartışma sonucu maruz kaldığım basit yaralama eylemi nedeniyle] şüpheli/sanık hakkında şikâyetçi olmuştum/olmuştuk. Bu şikâyetimiz üzerine ilgili soruşturma/kovuşturma süreci başlamıştır.

  2. Gelinen aşamada, şikâyete konu olayla ilgili olarak şüpheli/sanık ile aramızda [Vazgeçme Nedenini Açıklayın – Örnekler: karşılıklı görüşmeler neticesinde uzlaşma sağlanmıştır / şüpheli/sanık eyleminden dolayı pişmanlığını dile getirmiş ve özür dilemiştir / olay nedeniyle uğramış olduğum [varsa belirtin, örn: tedavi masrafları gibi] maddi zararlar şüpheli/sanık tarafından haricen ve tamamen giderilmiştir / tamamen kişisel ve hür irademle aldığım karar neticesinde]. Bu nedenle, artık şüpheli/sanık hakkındaki şikâyetimin/şikâyetimizin devam etmesini istememekteyim/istememekteyiz.

  3. İşbu dilekçe ile yukarıda bilgileri yer alan şüpheli/sanık hakkındaki, suçlarına ilişkin olarak yapmış olduğum/olduğumuz şikâyetten, hiçbir baskı, tehdit veya zorlama altında kalmaksızın, tamamen hür irademle/irademizle, kayıtsız ve şartsız olarak VAZGEÇİYORUM / VAZGEÇİYORUZ.

  4. (ÇOK ÖNEMLİ – Tazminat Hakkı ile İlgili Seçeneklerden BİRİNİ Seçiniz):


    Bu şikâyetten vazgeçme beyanım/beyanımız, yalnızca yukarıda belirtilen soruşturma/kovuşturma dosyası kapsamındaki ceza yargılamasına ilişkindir. Şikâyetten vazgeçmem/vazgeçmemiz, şüpheli/sanığın eylemi nedeniyle uğramış olduğum/olduğumuz maddi ve manevi zararların tazmini için hukuk mahkemelerinde dava açma hakkım/hakkımız başta olmak üzere, diğer tüm şahsi ve hukuki haklarımdan/haklarımızdan feragat ettiğim/ettiğimiz anlamına gelmemektedir. Tüm bu şahsi haklarım/haklarımız saklıdır ve bu haklardan işbu dilekçe ile feragat etmiyorum/etmiyoruz.
    

    İşbu şikâyetten vazgeçme beyanımla/beyanımızla birlikte, şüpheli/sanık'nın şikâyete konu eylemi nedeniyle doğmuş veya doğabilecek olan her türlü maddi ve manevi tazminat talep etme hakkım/hakkımız başta olmak üzere, bu olaydan kaynaklanan tüm şahsi haklarımdan/haklarımızdan da açıkça, geri dönülemez (gayrikabili rücu) ve koşulsuz olarak feragat ediyorum/ediyoruz. Bu konuda ileride herhangi bir hukuki veya cezai talepte bulunmayacağımı/bulunmayacağımızı beyan ederim/ederiz.
    
  5. (Eğer Suç İştirak Halinde İşlendiyse ve Birden Fazla Şüpheli/Sanık Varsa Eklenebilir):Şikâyete konu suçun iştirak halinde işlenmiş olması durumunda, TCK m. 73/5 uyarınca bir şüpheli/sanık hakkındaki vazgeçmenin diğerlerini de kapsayacağı hususunda tarafıma/tarafımıza gerekli hukuki bilgilendirme yapılmıştır / bu hususu bilmekteyim/bilmekteyiz. Bu doğrultuda vazgeçme beyanımız, dosyada yer alan ve aynı fiile iştirak eden diğer şüpheli/sanıklar için de geçerlidir.
  6. Şikâyetten vazgeçmenin hukuki sonuçları, özellikle vazgeçmeden geri dönülemeyeceği (vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmadığı) hususu tarafıma/tarafımıza izah edilmiştir / avukatım tarafından açıklanmıştır. Bu sonuçları bilerek ve kabul ederek şikâyetimden/şikâyetimizden vazgeçiyorum/vazgeçiyoruz.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve re’sen gözetilecek hususlarla birlikte;

  • (Soruşturma Aşamasında İse): Şüpheli/sanık hakkındaki şikâyetimizden vazgeçme beyanımızın kabulü ile hakkında KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR (TAKSİZLİK KARARI) verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim/ederiz.
  • (Kovuşturma Aşamasında İse): Sanık hakkındaki şikâyetimizden vazgeçme beyanımızın kabulü ile (sanığın da kabulü halinde) hakkında açılan kamu davasının TCK m. 73/4 ve CMK m. 223/8 uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim/ederiz.

Şikâyetten Vazgeçen Müşteki / Katılan

[İmza]

(Varsa Vekili)

Av.

[İmza]

Not: Bu dilekçe örneği genel bilgilendirme amaçlıdır. Her somut olay farklılık gösterebileceğinden, dilekçenizi hazırlamadan önce mutlaka bir avukata danışmanız tavsiye edilir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Şikâyetten vazgeçme konusuyla ilgili vatandaşların aklına takılan bazı yaygın sorular ve cevapları şöyledir:

Soru 1: Her suçta şikayetimi geri çekersem dava düşer mi?

Cevap: Hayır. Sadece kanunda açıkça “şikayete tabi” olarak belirtilen suçlarda (örneğin basit yaralama, hakaret, tehdidin basit hali, mala zarar verme vb.) şikayetin geri çekilmesi, belirli şartlar altında (özellikle mahkeme aşamasında sanığın kabulü ile) davanın düşmesine neden olabilir. Kamu düzenini ilgilendiren ve savcılığın kendiliğinden soruşturduğu (resen takip edilen) suçlarda (örneğin kasten öldürme, nitelikli dolandırıcılık, uyuşturucu ticareti, yağma, şantaj vb.) mağdurun şikayetini geri çekmesi davayı düşürmez, yargılama devam eder. Dolayısıyla, şikayet geri çekilince dava düşer mi sorusunun cevabı suçun türüne göre değişir.1

Soru 2: Şikayetimi geri çektim ama sanık kabul etmiyor, ne olur?

Cevap: Eğer dava mahkeme aşamasındaysa (kovuşturma) ve suç şikâyete tabi ise, vazgeçmenin hukuki sonuç doğurması için sanığın bunu kabul etmesi gerekir (TCK m. 73/6). Eğer sanık, örneğin tamamen aklanmak istediği için vazgeçmeyi kabul etmezse, mahkeme yargılamaya devam etmek zorundadır. Mahkeme yargılama sonucunda sanığın suçu işlediğine kanaat getirirse, ceza vermez ancak şikâyetten vazgeçildiği için davanın düşmesine karar verir. Eğer sanığın suçsuz olduğu anlaşılırsa, beraat kararı verilir.1

Soru 3: Şikayetten vazgeçtikten sonra tekrar şikayetçi olabilir miyim?

Cevap: Hayır. Hukuken geçerli bir şekilde şikâyetten vazgeçildikten sonra, aynı olay ve aynı kişi/kişiler hakkında tekrar şikâyetçi olmak veya açılmış olan kamu davasına katılmak mümkün değildir. Vazgeçme beyanı kesindir ve geri alınamaz (“vazgeçmeden vazgeçme olmaz”).1

Soru 4: Şikayetimi geri çekersem tazminat da isteyemez miyim?

Cevap: Ceza davasındaki şikâyetinizden vazgeçmeniz, kural olarak hukuk mahkemesinde tazminat davası açma hakkınızı ortadan kaldırmaz. Ancak, çok önemli bir istisna vardır: Eğer şikâyetten vazgeçerken, dilekçenizde veya beyanınızda “şahsi haklarımdan da (tazminat hakkımdan da) vazgeçiyorum” şeklinde açık bir ifade kullanırsanız, bu durumda hukuk mahkemesinde tazminat davası açma hakkınızı da kaybedersiniz (TCK m. 73/7). Bu nedenle, vazgeçme sırasında bu konuya özellikle dikkat etmeniz ve tazminat hakkınızı korumak istiyorsanız bunu açıkça belirtmeniz veya en azından feragat beyanında bulunmamanız gerekir. Şikayet geri çekilince dava düşer mi sorusu kadar bu konu da önemlidir.1

Soru 5: Suça karışanlardan sadece biri için şikayetimi geri çekebilir miyim?

Cevap: Eğer işlenen suç şikâyete tabi ise ve birden fazla kişi tarafından birlikte (iştirak halinde) işlenmişse, TCK m. 73/5 gereği, faillerden sadece biri hakkındaki şikâyetten vazgeçmeniz, aynı suça katılan diğer tüm failleri de etkiler. Yani, şikâyetinizi bölemezsiniz; birinden vazgeçmeniz, (diğerlerinin de kabulüyle) hepsi hakkında davanın düşmesi sonucunu doğurur.1

Görüldüğü üzere, “şikâyet geri çekilince ceza davası düşer mi?” sorusunun cevabı, ceza hukukunun temel prensiplerine ve işlenen suçun niteliğine bağlı olarak değişmektedir. Özetle:

  • Şikâyete Tabi Suçlarda: Vazgeçme, soruşturma aşamasında takipsizlik kararı verilmesine, kovuşturma aşamasında ise (sanığın kabulü şartıyla) davanın düşmesine yol açar. Mağdurun iradesi burada belirleyicidir.
  • Resen Takip Edilen Suçlarda: Mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi, ceza davasının yürütülmesini engellemez. Kamu menfaati gereği soruşturma ve kovuşturma devam eder. Vazgeçmenin hukuki bir etkisi olmaz.

Bu süreçte şikâyet hakkının 6 aylık hak düşürücü süre içinde kullanılması gerektiği, kovuşturma aşamasındaki vazgeçmenin sanığın kabulüne bağlı olduğu, iştirak halinde işlenen suçlarda vazgeçmenin tüm failleri etkilediği ve geçerli bir vazgeçmeden geri dönülemeyeceği unutulmamalıdır. Ayrıca, ceza davasından vazgeçilirken, tazminat gibi şahsi haklardan da feragat edilip edilmediğine dikkat edilmesi, ileride hak kaybı yaşanmaması adına büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak, şikayet geri çekilince dava düşer mi sorusunun yanıtı için öncelikle suçun hangi kategoriye girdiği tespit edilmelidir.

Hakkını Aramaktan Korkma

Ceza yargılaması süreçleri karmaşık ve stresli olabilir. Bir suçun mağduru olmak veya bir suçla itham edilmek, kişileri zor durumda bırakabilir. Şikâyetçi olmak veya şikâyetten vazgeçmek gibi kararlar, ciddi ve çoğu zaman geri dönüşü olmayan hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle, aceleci davranmak yerine durumu etraflıca değerlendirmek ve haklarınızı tam olarak anlamak çok önemlidir.

İşlenen suçun niteliğini, şikâyet süresini, vazgeçmenin koşullarını ve olası sonuçlarını bilmek, bilinçli kararlar vermenizi sağlar. Unutmayın, adalet sistemi haklarınızı korumak için vardır, ancak bu hakları doğru zamanda ve doğru şekilde kullanmak sizin sorumluluğunuzdadır. Eğer bir ceza davasıyla ilgili olarak şikâyetçi olmayı veya şikâyetinizden vazgeçmeyi düşünüyorsanız, bu adımı atmadan önce mutlaka alanında uzman bir ceza avukatından hukuki destek almanız tavsiye edilir. Bir avukat, durumunuzu analiz ederek size özel bilgi verebilir, haklarınızı açıklayabilir ve en doğru adımı atmanıza yardımcı olabilir. (Aşık Hukuk Bürosu olarak ceza hukuku alanındaki uzmanlığımızla yanınızdayız – Potansiyel iç link: asikhukukburosu.com.tr iletişim veya ceza hukuku hizmetleri sayfası). Hukuki süreçlerde bilgi sahibi olmak ve haklarınızı bilmek, sizi güçlü kılar. Şikayet geri çekilince dava düşer mi gibi soruların doğru cevaplarını bilmek, adalet arayışınızda size yol gösterecektir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu