CEZA HUKUKUMAKALELER

Hakaret Suçunda ‘Karşılıklı Hakaret’ Durumunda Ne Olur?

İki Taraf Da Hakaret Ettiğinde Ceza Verilir mi?

cumartesi yalnızlığı melun
öldünüz yaşadınız
bunun bir anlamı olmalı

“O bana hakaret etti, ben de ona söyledim! Suçsa ikimiz de aynı suçu işledik…”
Bu cümle, adliyelerdeki pek çok hakaret davasının temelini oluşturur. Karşılıklı hakaret, yani iki tarafın da birbirine aynı veya benzer sözlerle hakaret ettiği durumlar, Türk Ceza Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir. Peki her iki taraf da suçlu sayılır mı? Ceza verilir mi, yoksa dava düşer mi? TCK m.129 bu konuda ne söylüyor? Günlük hayatta, trafikte seyir halindeyken, komşularımızla aramızda veya sosyal medya platformlarında yaşanan anlaşmazlıklar ne yazık ki bazen hararetli tartışmalara ve karşılıklı hakaretlere dönüşebiliyor. Peki, öfkeyle söylenen bu sözlerin hukuki sonuçları nelerdir? Özellikle her iki tarafın da birbirine hakaret ettiği durumlarda Türk Ceza Kanunu (TCK) nasıl bir yol izler?Hakaret, kanunlarımızda bir suç olarak tanımlanmıştır ve kişinin onur, şeref ve saygınlığını koruma altına alır.[1, 2] Ancak tartışmanın hararetiyle karşılıklı olarak hakaret içeren sözler sarf edildiğinde durum karmaşıklaşır. İşte bu noktada “karşılıklı hakaret” kavramı ve bu duruma özgü yasal düzenlemeler devreye girer.Bu makalemizde, hakaret suçunun ne anlama geldiğini, hangi durumlarda karşılıklı hakaretten bahsedilebileceğini ve en önemlisi, karşılıklı hakaret cezası söz konusu olduğunda ne gibi sonuçlarla karşılaşılabileceğini, cezanın indirilip indirilemeyeceğini veya tamamen ortadan kalkıp kalkmayacağını TCK ve Yargıtay kararları ışığında, herkesin anlayabileceği bir dille ele alacağız.

Hakaret Suçu Nedir? (TCK Madde 125)

Hakaretin Hukuki Tanımı ve Unsurları

Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi, hakaret suçunu temel hatlarıyla tanımlar. Buna göre hakaret, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek şekilde iki temel yolla işlenebilir.[1, 3]

Birincisi, kişiye somut bir fiil veya olgu isnat etmektir. Örneğin, birine “sen rüşvet aldın” veya “o gün hırsızlık yaptın” demek gibi, belirli bir eylemi veya durumu atfetmek bu kapsama girer.[3, 4] İkincisi ise, genel ifadelerle sövmek suretiyle kişinin onur, şeref ve saygınlığına saldırmaktır. “Şerefsiz”, “alçak”, “hayvan” gibi aşağılayıcı ifadeler bu kategoriye örnektir.[3, 5, 6]

Önemle belirtmek gerekir ki, isnat edilen somut fiilin veya olgunun gerçek olup olmamasının, hakaret suçunun oluşması açısından doğrudan bir önemi yoktur.[3, 7] Ancak bazı durumlarda isnadın ispatı (TCK m. 127) bir savunma hakkı doğurabilir, fakat bu makalenin ana konusu TCK 129 çerçevesindeki durumlardır.

Hakaret yalnızca sözle değil, aşağılama kastı taşıyan yazılar, çizimler, imalar veya el kol hareketleri gibi davranışlarla da işlenebilir.[1, 8]

Korunan Değer: Onur, Şeref ve Saygınlık

Hakaret suçunun cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişinin onur, şeref ve saygınlığıdır.[2, 3, 9] Bu kavramlar, hem kişinin kendisine duyduğu öz saygıyı (iç şeref) hem de toplumun o kişiye gösterdiği itibarı (dış şeref) kapsar.[1, 9]

Anayasamızın 17. maddesi de kişinin maddi varlığının yanı sıra manevi varlığını da güvence altına alarak, bu değerlerin korunmasının temel bir insan hakkı olduğunu teyit eder.[2]

TDK’ya Göre “Şeref” Ne Anlama Gelir?

Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlük’te “şeref” kelimesi şu şekilde tanımlanmaktadır: “Başkasının, Birine Gösterdiği Saygının Dayandığı Kişisel Değer, Onur. Toplumca Benimsenmiş İyi Şöhret.”.[10] Bu tanım, ceza hukukunun korumayı amaçladığı değerin toplumsal ve bireysel boyutunu açıkça ortaya koymaktadır.[11, 12, 13, 14]

Hangi Sözler ve Davranışlar Hakaret Sayılır?

Hakaret teşkil edebilecek ifadeler oldukça geniştir. Basit küfürlerin ötesinde, kişiyi küçük düşürme amacıyla söylenen aşağılayıcı lakaplar (“alçak”, “serseri”), hastalık yakıştırmaları (“AIDS’li”, “frengili”), bedensel kusurlarla alay etme (“kör”, “topal”) veya siyasi/ideolojik etiketlemeler (“faşist”, “mürteci”) de hakaret suçunu oluşturabilir.[3, 15]

Ancak her türlü kaba veya eleştirel söz hakaret değildir. Yargıtay kararlarında sıklıkla vurgulandığı gibi, “kaba ve nezaketsiz sözler” ile hakaret arasında önemli bir ayrım vardır. Örneğin, “kapa çeneni”, “dengesiz”, “yalancısın” gibi ifadeler veya “Allah belanı versin” gibi beddualar, rahatsız edici olsalar da genellikle hakaret suçunun unsurlarını taşımadığı kabul edilir.[3] Bu ayrım önemlidir, çünkü TCK 129’daki ceza indirimi veya cezasızlık halleri, ancak gerçekten hakaret suçunun işlendiği durumlarda gündeme gelir.

Hakaret Suçunun Temel Cezası

Hakaret suçunun TCK 125/1 ve 125/2’de düzenlenen temel halinin cezası, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.[1, 3, 16] Burada dikkat edilmesi gereken nokta, hakimin bu iki yaptırımdan birini seçecek olmasıdır; yani hem hapis hem de para cezası aynı anda verilmez.[6, 16]

Suçun; kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, kişinin dini veya siyasi inançları nedeniyle ya da dini değerlere hakaret ederek işlenmesi gibi nitelikli hallerde ise cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.[3, 8, 16] Ayrıca suçun alenen (herkesin duyabileceği veya görebileceği şekilde) işlenmesi halinde ceza altıda bir oranında artırılır.[2, 3, 16]

Karşılıklı Hakaret Hali ve Özel Düzenlemesi (TCK Madde 129)

TCK Madde 129 Ne Diyor? Haksız Fiil ve Karşılıklılık

Tartışmaların tek taraflı hakaretle kalmadığı veya bir provokasyon sonucu hakaretin gerçekleştiği durumlar için Türk Ceza Kanunu özel bir düzenleme getirmiştir: Madde 129.[5, 17] Bu madde, hakaret suçunda ceza sorumluluğunu azaltan veya tamamen ortadan kaldıran üç özel hali düzenler:

  1. Hakaretin, mağdurun daha önceki haksız bir fiiline tepki olarak işlenmesi (TCK 129/1).
  2. Hakaretin, mağdurun gerçekleştirdiği kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi (TCK 129/2).
  3. Hakaretin karşılıklı olarak işlenmesi (TCK 129/3).[5, 17, 18]

TCK 129, hakaret suçlarına özgü bir “haksız tahrik” düzenlemesidir. Ceza Kanunu’nun genel haksız tahrik hükümlerini düzenleyen 29. maddesinden farklı ve önceliklidir.[19, 20, 21, 22] Yani, bir hakaret davasında tahrik iddiası varsa, öncelikle TCK 129’un şartlarının oluşup oluşmadığına bakılır.

Karşılıklı Hakaret Durumunda Ceza İndirimi veya Cezasızlık (TCK 129/3)

Makalemizin odak noktası olan TCK 129/3 hükmü şöyledir: “Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.”.[17, 18]

Bu ne anlama geliyor? Eğer iki taraf karşılıklı olarak birbirine hakaret etmişse, hakim dosyayı incelerken geniş bir takdir yetkisine sahiptir. “Olayın mahiyetine”, yani olayın nasıl geliştiğine, kimin başlattığına, söylenen sözlerin ağırlığına bakarak şu kararlardan birini verebilir:

  • Taraflardan birinin veya her ikisinin cezasını üçte birine ($1/3$) kadar indirebilir.
  • Taraflardan birine veya her ikisine hiç ceza vermeyebilir (ceza vermekten vazgeçme).
  • Duruma göre herhangi bir indirim veya cezasızlık uygulamadan tam cezaya da hükmedebilir.[5, 17, 23]

İlk Hakaretin Rolü ve İspat Zorlukları

TCK 129/3 metninde açıkça belirtilmese de, Yargıtay kararları tartışmayı veya ilk hakareti kimin başlattığının, hakimin “olayın mahiyeti”ni değerlendirmesinde önemli bir faktör olduğunu göstermektedir.[17, 23] İlk haksız hareketi yapan veya ilk hakareti eden tarafın ceza indirimi veya cezasızlık imkanından yararlanması daha zordur.

Ancak özellikle tanıkların bulunmadığı veya çelişkili ifadeler verdiği sözlü tartışmalarda, ilk hakareti kimin ettiğini kesin olarak ispatlamak pratikte zor olabilir. Yargıtay, bu tür durumlarda, yani ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği hallerde, şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiğini ve TCK 129 hükümlerinin (genellikle indirim şeklinde) uygulanabileceğini belirtmektedir.[23]

Mahkeme Neleri Dikkate Alır? (karşılıklı hakaret cezası belirlenirken)

Hakim, TCK 129/3 kapsamında **karşılıklı hakaret cezası** hakkında bir karar verirken şu hususları göz önünde bulundurur:

  • Tartışmayı veya ilk hakareti kimin başlattığı.[17, 23]
  • Karşılıklı söylenen hakaretlerin içeriği, ağırlığı ve birbirine oranlı olup olmadığı.
  • Olayın genel bağlamı ve meydana geldiği koşullar.[17, 23]
  • Hakaretler arasında nedensellik bağı olup olmadığı (ikinci hakaret, ilkinin doğrudan bir tepkisi mi?).[20]
  • Taraflardan birinin kışkırtmasının aşırı olup olmadığı.

Unutulmamalıdır ki, TCK 129/3 hakime geniş bir takdir alanı tanır. Yargıtay’ın sıkça bozma kararı verdiği durumlardan biri, ilk derece mahkemesinin karşılıklı hakaret iddiası olmasına rağmen TCK 129/3’ün uygulanma ihtimalini hiç tartışmamış olmasıdır.[23] Bu durum, karşılıklı hakaret veya tahrik iddiasının mahkemede mutlaka dile getirilmesi ve tartışılmasının istenmesi gerektiğini gösterir.

Haksız Tahrik ve Kasten Yaralamaya Tepki Olarak Hakaret

Haksız Bir Davranışa Karşı Hakaret (TCK 129/1)

TCK 129. maddenin ilk fıkrası, hakaretin, hakarete uğrayan kişinin (mağdurun) daha önceki “haksız bir fiili”ne tepki olarak işlenmesi halini düzenler.[5, 17]

“Haksız fiil”, illa bir suç teşkil etmesi gerekmeyen, ancak hukuka veya hakkaniyete aykırı olan, karşı tarafı kışkırtan davranışlardır.[5, 24, 25, 26] Örneğin, sıra ihlali yapmak, trafik kurallarını hiçe saymak, sözleşmeye aykırı davranmak (ancak basit borç ilişkileri genellikle haksız fiil sayılmaz [17]), kışkırtıcı tavırlar sergilemek gibi durumlar haksız fiil olarak değerlendirilebilir.

Eğer hakaret, böyle bir haksız fiile tepki olarak işlenmişse, hakim yine takdir yetkisini kullanarak cezayı üçte birine ($1/3$) kadar indirebilir veya hiç ceza vermeyebilir.[5, 17] Burada kritik nokta, hakaretin doğrudan haksız fiili gerçekleştiren kişiye yöneltilmiş olmasıdır.[17]

Kasten Yaralama Sonrası Hakaret: Ceza Verilmez (TCK 129/2)

TCK 129. maddenin ikinci fıkrası ise çok net bir durum ortaya koyar: Eğer hakaret suçu, bir kişinin kendisine yönelik işlenen “kasten yaralama” suçuna tepki olarak işlenmişse, hakaret eden kişiye ceza verilmez.[4, 5, 17, 20]

Bu durumda hakimin takdir yetkisi yoktur; cezasızlık hali mutlaktır.[5, 17] Örneğin, bir tartışma sırasında size tokat atıp yaralayan kişiye o anda veya hemen sonrasında hakaret ederseniz, bu hakaret eyleminizden dolayı ceza almazsınız.

Kanun koyucu, fiziksel bir saldırıya (kasten yaralama) maruz kalmanın, sözlü bir tepkiyi (hakaret) daha mazur gösterdiği ve bu nedenle otomatik bir cezasızlık hali gerektirdiği görüşündedir. Bu durum, diğer haksız fiillere veya karşılıklı hakarete tepki olarak işlenen hakaretlerdeki (TCK 129/1 ve 129/3) takdire bağlı indirim veya cezasızlıktan ayrılır.

Yargıtay Kararları Işığında Karşılıklı Hakaret Uygulamaları

Emsal Karar Özetleri ve Yorumları

Yargıtay’ın TCK 129 uygulamalarına ilişkin kararları, maddenin nasıl yorumlandığına dair önemli ipuçları vermektedir:

  • İlk Hakaret Eden Taraf: Eğer sanığın ilk hakareti ettiği kesin olarak tespit edilmişse, TCK 129/3 uygulansa bile “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verilemez. Mahkeme sanığı mahkum edip, cezasında indirim yoluna gitmelidir.[17] Bu, ilk haksız hareketin sonuçları hafifletse de tamamen ortadan kaldırmadığını gösterir.
  • Kaba Söz vs. Hakaret Ayrımı: Mağdurun söylediği “defol git” gibi sözler hakaret değil, kaba ve nezaketsiz ifade olarak değerlendirilirse, TCK 129/3 (karşılıklı hakaret) uygulanamaz. Ancak bu kaba sözler “haksız fiil” sayılabileceği için, sanığın buna tepki olarak ettiği hakaret nedeniyle TCK 129/1 (haksız fiile tepki) indirimi tartışılmalıdır.[17] Bu karar, her olumsuz ifadenin hakaret olmadığını ve doğru hukuki nitelemenin önemini vurgular.
  • Mahkemenin Tartışma Yükümlülüğü: Dosyada karşılıklı hakaret iddiası veya delili varsa, mahkeme TCK 129/3’ün uygulanıp uygulanmayacağını gerekçeli olarak kararında tartışmak zorundadır. Bu konuyu hiç değerlendirmemek, Yargıtay tarafından bozma sebebi sayılmaktadır.[23] Bu, sanıkların bu yönde savunma yapmasının önemini ortaya koyar.
  • İspat ve Şüphenin Yorumu: Tartışmayı veya ilk hakareti kimin başlattığı kesin olarak belirlenemiyorsa, oluşan şüphe sanık lehine yorumlanmalı ve TCK 129 kapsamında (genellikle asgari oranda) bir indirim uygulanmalıdır.[23] Bu, ispat yükü ve şüpheden sanık yararlanır ilkesinin TCK 129 uygulamasındaki yansımasıdır.
  • Uzlaşmanın Etkisi: Karşılıklı hakaretle birlikte başka suçlar da (örn. yaralama) işlenmişse, taraflardan birinin diğer suçtan dolayı uzlaşması, hakaret suçu açısından TCK 129/3’ün uygulanmasına engel teşkil etmez.[19] Her suç kendi özelinde değerlendirilir.

Yargıtayın Dikkat Ettiği Hususlar

Özetle, Yargıtay kararlarında TCK 129 uygulamasında şu noktaların öne çıktığı görülmektedir: Olayların başlangıcı ve gelişim sırasının tespiti, söylenen sözlerin hakaret niteliği taşıyıp taşımadığının (kaba sözlerden ayrımının) doğru yapılması, tanık beyanlarındaki çelişkilerin giderilmesi veya hangi beyana neden üstünlük tanındığının açıklanması [17], mahkemenin TCK 129’u uygulama potansiyelini açıkça tartışması ve gerekçelendirmesi, ispat edilemeyen hususlarda şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi.

Hayatın İçinden Örnekler: Karşılıklı Hakaret Senaryoları

Teorik bilgileri somutlaştırmak adına, sıkça karşılaşılan bazı durumları ve olası hukuki sonuçlarını inceleyelim:

Komşu Kavgasında Karşılıklı Suçlamalar

Senaryo: Apartmanda yaşayan A, komşusu B’nin sürekli gürültü yapmasından şikayetçidir. Bir akşam yine gürültü üzerine kapıya çıkan A, B’ye “Ne kadar düşüncesiz bir insansın!” der. B de sinirlenerek A’ya “Asıl terbiyesiz sensin!” diye bağırır. Tartışma alevlenir ve karşılıklı olarak “saygısız”, “görgüsüz” gibi ifadeler kullanılır.

Olası Sonuç: Burada karşılıklı hakaret (TCK 129/3) durumu söz konusudur. Hakim, tartışmanın kimin kapıya çıkmasıyla başladığını, ilk hangi sözün söylendiğini, ifadelerin ağırlığını değerlendirir. Muhtemelen her iki taraf için de cezada indirim yapılması veya ceza verilmemesi gündeme gelebilir.

Trafikte Öfke Patlaması ve Hakaretler

Senaryo: Trafikte C, aniden D’nin kullandığı aracın önüne kırar. D, ani fren yapmak zorunda kalır ve kornaya basar. Bunun üzerine C, aracından iner, D’nin camına vurarak “Ne kornaya basıyorsun be, hayvan herif!” diye küfreder. D de camı açıp C’ye “Yolu kesen sensin, maganda!” diye karşılık verir.

Olası Sonuç: İlk haksız fiil (tehlikeli araç kullanma) C’den gelmiştir. İlk hakaret de C tarafından edilmiştir. D’nin hakareti, C’nin haksız fiiline ve hakaretine bir tepki niteliğindedir. Bu durumda C’nin TCK 129’dan yararlanması zordur. D için ise hem TCK 129/1 (haksız fiile tepki) hem de TCK 129/3 (karşılıklı hakaret) kapsamında ceza indirimi veya cezasızlık kararı verilmesi kuvvetle muhtemeldir.

Sosyal Medyada Alevlenen Tartışmalar

Senaryo: Bir haber sitesinin yorum bölümünde E ve F, siyasi bir konuda tartışmaya başlar. Tartışma sertleşince E, F’ye yönelik olarak “Senin gibi vatan hainleri yüzünden bu haldeyiz!” yazar. F de buna karşılık E’ye “Asıl satılmış köpek sensin!” yanıtını verir.

Olası Sonuç: Açıkça karşılıklı hakaret (TCK 129/3) vardır. Yorumların herkese açık bir platformda yapılması nedeniyle suç alenen işlenmiş sayılır (TCK 125/4) ve temel cezalar 1/6 oranında artırılabilir. Ancak karşılıklılık durumu nedeniyle hakim, artırılmış cezalar üzerinden TCK 129/3 uyarınca indirim yapabilir veya ceza vermekten vazgeçebilir. Bu tür durumlarda **karşılıklı hakaret cezası** belirlenirken aleniyet unsuru da dikkate alınır.

Sosyal medya veya internet üzerinden işlenen hakaretlerde, eğer hakaret özel mesajlaşma yoluyla yapılmış ve bu mesajlar başkalarına gösterilmemişse, TCK 125/1’deki “gıyapta hakaret” için aranan “en az üç kişiyle ihtilat” şartı (yani en az üç kişinin öğrenmesi) gerçekleşmeyebilir.[3, 7] Ancak herkese açık paylaşımlar veya yorumlar genellikle “aleniyet” kapsamında değerlendirilir.[2, 16]

Bu Durumlarda karşılıklı hakaret cezası ne olabilir?

Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi, **karşılıklı hakaret cezası** her olayda farklılık gösterir. Kesin bir sonuç öngörmek mümkün değildir. Hakim, olayın tüm detaylarını, tarafların kusur oranlarını, kışkırtmanın derecesini ve ilk haksız hareketin kimden geldiğini değerlendirerek TCK 129/3 çerçevesinde bir karar verecektir: Tam ceza, 1/3’e kadar indirimli ceza veya ceza verilmemesi.[5, 17]

Karşılıklı Hakaret İddiasında Hukuki Süreç Nasıl İşler?

Şikayet Hakkı ve Süresi

Hakaret suçu, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi hali dışında (TCK 125/3-a), takibi şikayete bağlı bir suçtur.[2, 5, 16] Yani, mağdur şikayetçi olmazsa savcılık kendiliğinden soruşturma başlatmaz.

Şikayet süresi, mağdurun hem hakaret eylemini hem de hakaret edeni (faili) öğrendiği tarihten itibaren 6 (altı) aydır.[2, 5] Bu süre hak düşürücü bir süredir, yani 6 ay içinde şikayet yapılmazsa bu hak kaybedilir. Şikayetin, suçun genel dava zamanaşımı süresi (genellikle 8 yıl) dolmadan yapılması gerekir.[5]

Eğer hakarete uğrayan kişi şikayet hakkını kullanamadan vefat ederse, TCK 131/2 uyarınca ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu (çocukları, torunları, anne-babası, dede-ninesi), eşi veya kardeşleri, kalan 6 aylık süre içinde şikayette bulunabilirler.[27]

Uzlaştırma Mümkün Mü?

Evet, şikayete bağlı hakaret suçları (TCK 125/1, 125/2, 125/3-b, 125/3-c) uzlaştırma kapsamındadır.[2, 5] Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret (TCK 125/3-a) ise uzlaştırmaya tabi değildir.[2]

Soruşturma aşamasında savcılık, suçun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşırsa ve suç uzlaştırma kapsamında ise, dosyayı öncelikle uzlaştırma bürosuna gönderir.[5] Burada tarafsız bir uzlaştırmacı aracılığıyla tarafların anlaşması (örneğin özür dilenmesi, manevi tazminat ödenmesi gibi) sağlanmaya çalışılır. Taraflar uzlaşırlarsa, soruşturma veya dava süreci sona erer, herhangi bir ceza verilmez.[5]

Önemli bir nokta, karşılıklı hakaret durumunda (TCK 129/3) dahi uzlaştırmanın mümkün olmasıdır. Hatta taraflardan birinin uzlaşması, diğer tarafın TCK 129/3 hükümlerinden yararlanmasına engel olmaz.[19]

Yargılama Aşaması ve Görevli Mahkeme

Eğer uzlaştırma sağlanamazsa veya suç uzlaştırma kapsamında değilse, savcılık yeterli delil bulduğuna kanaat getirirse bir iddianame düzenleyerek Asliye Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açar.[6]

Yargılama aşamasında duruşmalar yapılır, taraflar (müşteki ve sanık) ve avukatları dinlenir, deliller (tanık beyanları, mesaj kayıtları, belgeler vb.) sunulur ve tartışılır. Mahkeme tüm bu süreç sonunda bir karar verir.[16]

Deliller ve İspat Araçları

Hakaret davalarında iddiaları veya savunmaları ispatlamak için çeşitli deliller kullanılabilir. Bunlar arasında en yaygın olanları şunlardır:

  • Tanık Beyanları: Olaya şahit olan kişilerin ifadeleri.[4]
  • Mesajlaşma Kayıtları: SMS, WhatsApp, Telegram, sosyal medya (Instagram, Facebook, Twitter vb.) mesajları, e-postalar.[4] Ekran görüntüleri ve URL’ler delil olarak sunulabilir.
  • Ses ve Görüntü Kayıtları: Telefon görüşmesi kayıtları, güvenlik kamerası görüntüleri (ancak gizlice alınan kayıtların hukuka uygunluğu ayrıca değerlendirilir).[4]
  • Telefon Kayıtları (HTS): Doğrudan görüşme içeriğini göstermese de, taraflar arasında arama veya mesajlaşma olup olmadığını teyit etmek için kullanılabilir.[4]
  • Diğer Belgeler: Varsa ilgili yazışmalar, tutanaklar.

Hakaretle Karşılaştığınızda Bilmeniz Gerekenler

Sakin Kalmak Neden Önemli?

Bir hakarete maruz kaldığınızda ilk tepkiniz öfke olabilir. Ancak anlık bir sinirle karşılık vermek, durumu lehinize çevirmez, aksine sizi de hukuken zor duruma sokabilir. Karşılık verdiğinizde, TCK 129/3 kapsamında “karşılıklı hakaret” durumu oluşur ve şikayetçi olduğunuzda sizin de sanık konumuna düşme riskiniz doğar. Provokasyona gelmemek, yasal haklarınızı daha güçlü bir şekilde kullanmanızı sağlar.

Hakarete Uğrayınca Atılacak Adımlar

Hakarete uğradığınızı düşünüyorsanız, aşağıdaki adımları izlemeniz faydalı olacaktır:

  • Olayı Belgeleyin: Olayın ne zaman, nerede, nasıl gerçekleştiğini, kimlerin bulunduğunu, tam olarak hangi sözlerin söylendiğini veya hangi davranışın yapıldığını hemen not alın.
  • Dijital Delilleri Kaydedin: Hakaret sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları veya e-posta yoluyla yapıldıysa, ilgili ekran görüntülerini alın, mesajları silmeyin, ilgili linkleri (URL) kaydedin.
  • Tanıkları Belirleyin: Olaya tanık olan kişiler varsa, isimlerini ve iletişim bilgilerini alın.
  • Şikayet Süresini Kaçırmayın: Şikayet hakkınızı kullanmak istiyorsanız, faili ve fiili öğrendiğiniz tarihten itibaren 6 aylık süre içinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya polis/jandarma karakoluna başvurmanız gerektiğini unutmayın.

Delilleri Nasıl Güvence Altına Alırsınız?

Delillerin kaybolmasını veya değerini yitirmesini önlemek için:

  • Mesajları, e-postaları silmeyin.
  • Ekran görüntülerini tarih ve saat görünecek şekilde alın.
  • Tanıkların iletişim bilgilerini doğru ve eksiksiz alın.
  • Ses veya görüntü kaydı varsa, orijinalini koruyun ve üzerinde değişiklik yapmaktan kaçının.
  • Dijital delillerin (mesaj, e-posta vb.) çıktısını alarak veya güvenli bir şekilde yedekleyerek saklayın.

Neden Bir Avukata Danışmalısınız?

Hakaret suçları, özellikle TCK 129’daki haksız fiil, kasten yaralamaya tepki ve karşılıklılık gibi özel durumlar nedeniyle hukuki açıdan karmaşık olabilir. Bir avukata danışmak size şu faydaları sağlar:

  • Durumunuzun hukuki olarak doğru bir şekilde değerlendirilmesi.
  • Hakaret suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti.
  • TCK 129 kapsamında lehinize olabilecek durumların (tahrik, karşılıklılık) belirlenmesi.
  • En doğru hukuki yolun (şikayet, uzlaşma, savunma) seçilmesi konusunda profesyonel tavsiye.
  • Delillerin hukuka uygun şekilde toplanması ve sunulması.
  • Soruşturma ve dava süreçlerinde haklarınızın korunması ve etkili bir şekilde temsil edilmeniz.
  • Ayrıca, ceza davasından bağımsız olarak, uğradığınız manevi zarar için hukuk mahkemelerinde manevi tazminat davası açma hakkınızın olup olmadığının değerlendirilmesi.[23]

(Tablo): TCK 129 Kapsamındaki Durumlar ve Sonuçları

Aşağıdaki tablo, TCK Madde 129’da düzenlenen özel durumları ve olası hukuki sonuçlarını özetlemektedir:

Durum Yasal Dayanak Koşul Olası Sonuç Örnek
Haksız Fiile Tepki Olarak Hakaret TCK 129/1 Mağdurun haksız bir fiiline tepki olarak hakaret etmek. Cezada 1/3’e kadar indirim VEYA ceza vermekten vazgeçme (Hakimin takdirinde). Trafikte hatalı sollama yapan kişiye sinirlenip hakaret etmek.
Kasten Yaralamaya Tepki Olarak Hakaret TCK 129/2 Mağdurun kasten yaralama fiiline tepki olarak hakaret etmek. Ceza Verilmez (Mutlak, takdire bağlı değil). Tokat atıp yaralayan kişiye hemen ardından küfretmek.
Karşılıklı Hakaret TCK 129/3 Tarafların birbirlerine karşılıklı olarak hakaret etmesi. Bir veya iki taraf için 1/3’e kadar indirim VEYA ceza vermekten vazgeçme (Hakimin takdirinde). Tartışma sırasında iki komşunun birbirine ağır sözler söylemesi.

Karşılıklı Hakaret Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Karşılıklı küfürleşmede mutlaka ceza alır mıyım?

Cevap: Hayır, kesin değil. TCK 129/3’e göre hakim, olayın özelliklerine bakarak cezanızı 1/3’e kadar indirebilir veya hiç ceza vermeyebilir. Ancak ceza alma ihtimaliniz de vardır.

Soru 2: İlk hakareti kimin ettiği önemli mi? Cezayı etkiler mi?

Cevap: Evet, önemlidir. Mahkeme ilk haksız hareketi veya hakareti kimin yaptığını dikkate alır. İlk hakareti sizin yapmanız durumunda ceza indirimi veya cezasızlık ihtimali azalabilir. Ancak ispat edilemezse, şüphe lehinize yorumlanabilir.[17, 23]

Soru 3: Sosyal medyada karşılıklı hakaretleşmenin cezası farklı mı?

Cevap: Hakaretin kendisi aynı suçtur. Ancak sosyal medyada herkese açık yapıldıysa (alenen işlendiyse), TCK 125/4 gereği ceza 1/6 oranında artırılabilir. Karşılıklılık durumu (TCK 129/3) yine de indirim veya cezasızlık sağlayabilir.

Soru 4: Karşılıklı hakaret davası ne kadar sürer?

Cevap: Süre değişir. Uzlaştırma süreci, mahkemenin yoğunluğu, delillerin toplanması gibi faktörlere bağlıdır. Basit davalar birkaç ayda sonuçlanabilirken, daha karmaşık veya tanık dinlenecek davalar 1 yılı aşabilir.[8]

Soru 5: **Karşılıklı hakaret cezası** adli sicilime (sabıka kaydıma) işler mi? Memuriyete engel olur mu?

Cevap: Eğer mahkeme TCK 129/3 uyarınca “ceza vermekten vazgeçme” kararı verirse veya beraat ederseniz sicilinize işlemez. Ancak indirimli de olsa bir mahkumiyet (hapis veya adli para cezası) kararı verilirse ve HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararı verilmezse, sicile işler. Belirli bir sürenin üzerindeki kasıtlı suçlardan alınan cezalar memuriyete engel teşkil edebilir.[16] HAGB kararı ise sicile işlemez.

Bilinçli Olun ve Hakkınızı Savunun

Görüldüğü üzere, hakaret suçlamaları, özellikle de işin içine karşılıklı iddialar girdiğinde, hukuki açıdan dikkatle ele alınması gereken konulardır. TCK Madde 129, haksız bir fiile veya kasten yaralamaya tepki olarak ya da karşılıklı olarak işlenen hakaret suçlarında ceza sorumluluğunu azaltan veya ortadan kaldıran önemli mekanizmalar sunmaktadır.

Ancak bu hükümlerin uygulanması, olayın özel koşullarına, ilk haksız hareketin kimden geldiğine ve mahkemenin takdirine bağlıdır. Bu nedenle, bir hakaret iddiasıyla karşı karşıya kaldığınızda veya bir hakarete maruz kaldığınızda, durumu doğru analiz etmek ve yasal haklarınızı bilmek büyük önem taşır.

Tartışmaların hararetiyle söylenen sözlerin pişmanlık yaratmaması adına sakin kalmak ve durumu tırmandırmamak en doğrusudur. Ancak bir hukuki süreçle karşı karşıya kalırsanız, haklarınızı öğrenmekten ve savunmaktan çekinmemelisiniz.

Hakkınızı Aramaktan Korkma

Hukuki süreçler stresli ve karmaşık görünebilir. Ancak unutmayın ki, adalet sistemi haklarınızı korumak için vardır. İster haksız bir hakarete uğramış bir mağdur olun, ister karşılıklı bir tartışma sonucu kendinizi sanık sandalyesinde bulun, durumunuzu anlamak ve haklarınızı bilmek en doğal hakkınızdır.

Bu süreçte profesyonel hukuki destek almak, atacağınız en doğru adımlardan biridir. Alanında uzman bir avukat, dosyanızı inceleyerek size özel en uygun stratejiyi belirleyebilir, delillerinizi toplayabilir ve sizi yargı mercileri önünde en iyi şekilde temsil edebilir. Aşık Hukuk Bürosu olarak, Av. Murteza Osman AŞIK ve deneyimli ekibimizle hakaret suçları ve ilgili tüm hukuki süreçlerde yanınızdayız. Haklarınızı korumak ve adaletin tecelli etmesini sağlamak için bize ulaşmaktan çekinmeyin.

Karşılıklı Hakaret Suçu Savunma Dilekçesi Örneği

……….. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

DOSYA ESAS NO : 2024/…….

SANIK :,, [Adres]

MÜDAFİİ : Av. Murteza Osman AŞIK

Aşık Hukuk Bürosu

[Adres]

MÜŞTEKİ :,, [Adres]

KONU :……. Esas sayılı dosyaya ilişkin savunmalarımızın ve müvekkilin TCK m. 129/3 uyarınca cezalandırılmaması veya cezasında indirim yapılması talebini içeren beyanlarımızın sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR :

1. Olayın Özeti ve Müştekinin Haksız Başlangıcı:

Müvekkilim hakkında, müşteki’a yönelik TCK m. 125 kapsamında hakaret suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmış bulunmaktadır. Ancak olayların gelişimi incelendiğinde, müvekkile isnat edilen eylemin, müştekinin başlattığı haksız ve tahrik edici davranışlara bir tepki niteliğinde olduğu ve olayın karşılıklı hakaret boyutunda değerlendirilmesi gerektiği açıkça görülecektir.

Müvekkilim ile müşteki arasında olay tarihinden önceye dayanan [kısa ve öz anlaşmazlık konusu, örn: bir alacak-verecek meselesi, komşuluk ilişkisinden kaynaklanan bir sorun vb.] bulunmaktadır. Olay günü olan tarihinde, saat sularında, [Olay Yeri] adresinde, müşteki, müvekkilimin [o anki durumu, örn: işyerinde bulunduğu sırada, evinin önündeyken vb.] yanına gelerek, herhangi bir diyalog kurma çabası olmaksızın, yüksek sesle ve aşağılayıcı bir üslupla konuşmaya başlamıştır.

Müşteki, tanıklar ve’nın da (mahkemenizce dinlenmelerini talep ederiz) duyabileceği şekilde, müvekkilime hitaben “” şeklinde ifadeler kullanmıştır. Müştekinin bu sözleri, hem haksız bir fiil niteliğinde olup hem de doğrudan müvekkilimin onur, şeref ve saygınlığını hedef alan ağır hakaretler içermektedir.[28, 29]

2. Karşılıklı Hakaretin Gerçekleşme Şekli:

Müştekinin başlattığı bu haksız ve ağır saldırı karşısında, müvekkilim doğal olarak kendisini savunma ve müştekinin haksız ithamlarına cevap verme ihtiyacı hissetmiştir. İçinde bulunduğu anlık üzüntü, öfke ve rencide olma duygusuyla, müştekinin sözlerine karşılık olarak “” şeklinde ifadeler kullanmıştır.

Görüldüğü üzere, müvekkilimin sarf ettiği sözler, müştekinin başlattığı ve tırmandırdığı, müvekkilimin kişiliğine yönelik ağır saldırıya karşı verilmiş anlık bir tepkiden ibarettir. Müvekkilimin öncelikli bir hakaret etme kastı bulunmamaktadır. Eylem, tamamen müştekinin haksız tahriki altında ve karşılıklı bir münakaşa ortamında gerçekleşmiştir.

3. Hakaret Kastının Değerlendirilmesi:

Hakaret suçunun manevi unsuru kasttır. Müvekkilimin olay anındaki durumu değerlendirildiğinde, amacının müştekinin onurunu kırmak değil, kendisine yöneltilen haksız ve ağır saldırıya bir karşılık vermek olduğu anlaşılacaktır. Müştekinin başlattığı eylemler olmasaydı, müvekkilimin bu sözleri sarf etmesi söz konusu olmayacaktı. Bu nedenle, müvekkilimin doğrudan hakaret kastıyla hareket ettiğinden bahsedilemez.[30]

4. TCK Madde 129/3 Hükmünün Uygulanması Gerekliliği:

Türk Ceza Kanunu’nun “Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret” başlıklı 129. maddesinin 3. fıkrası şu şekildedir: “(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.”.[17, 18]

Somut olayda TCK m. 129/3’ün uygulanma koşulları açıkça mevcuttur:

  • Hakaret suçu karşılıklı olarak işlenmiştir. Her iki tarafın da birbirine yönelik hakaret içeren ifadeler kullandığı dosya kapsamındaki beyanlar ve tanık anlatımlarıyla sabittir.
  • Olayın mahiyeti, ceza verilmemesini veya en azından cezada azami indirim yapılmasını gerektirmektedir. Zira ilk haksız hareket ve ilk ağır hakaretler müşteki tarafından gerçekleştirilmiştir. Müvekkilimin eylemi, bu haksız tahrike karşı, anlık ve tepkisel bir nitelik taşımaktadır. Bu durum göz önüne alındığında, müvekkil hakkında ceza verilmesinden vazgeçilmesi hakkaniyete ve kanunun ruhuna uygun olacaktır.[5, 28, 30]

5. Yargıtay İçtihatları:

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, karşılıklı hakaret durumlarında olayın çıkış sebebi, tarafların kusur durumu, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı gibi hususlar mahkemece titizlikle değerlendirilmeli ve TCK m. 129/3 hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmalıdır.[17, 23] İlk haksız hareketin müşteki tarafından yapıldığı ve müvekkilin buna tepki gösterdiği somut olayımızda, TCK m. 129/3’ün müvekkil lehine uygulanması gerektiği açıktır.

6. Delillerimiz:

Savunmalarımızı destekleyen delillerimiz şunlardır:

  • Tanık Beyanları:, (Adresleri ve iletişim bilgileri mahkemenize ayrıca bildirilecektir.)
  • [Varsa diğer deliller: Örn: Güvenlik kamerası kayıtları, mesajlaşma dökümleri, ilgili diğer belgeler vb.]
  • Gerektiğinde tevsi-i tahkikat talebimiz saklıdır.[30]

7. Lehe Hükümlerin Uygulanması Talebi:

Sayın Mahkemenizin, öncelikle müvekkilimin beraatine karar vermesi gerektiği kanaatindeyiz. Ancak aksi bir kanaat oluşması halinde dahi, yukarıda detaylıca açıklandığı üzere TCK m. 129/3 gereği ceza verilmesine yer olmadığına veya cezada azami indirim yapılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, müvekkilimin lehine olan TCK m. 62 kapsamındaki takdiri indirim nedenlerinin ve diğer tüm lehe hükümlerin (adli para cezasına çevirme, erteleme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması vb.) uygulanmasını talep ederiz.[1, 16]

HUKUKİ NEDENLER : TCK m. 125, m. 129/3, m. 62, CMK ve ilgili sair mevzuat.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizce re’sen dikkate alınacak nedenlerle;

  1. Müvekkil hakkında isnat edilen hakaret suçunun yasal unsurları oluşmadığından, öncelikle müvekkilin BERAATİNE,
  2. Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise, TCK m. 129/3 uyarınca olayın mahiyeti ve müştekinin haksız tahriki göz önüne alınarak müvekkil hakkında CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA KARAR VERİLMESİNE,
  3. Bu talebimiz de kabul görmez ise, TCK m. 129/3 uyarınca müvekkilin cezasında AZAMİ ORANDA İNDİRİM YAPILMASINA,
  4. Müvekkil lehine TCK m. 62 ve diğer tüm yasal indirim sebeplerinin uygulanmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) dahil lehe olan tüm kurumların tatbikine,

Karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

Sanık Müdafii

Av. Murteza Osman AŞIK

(İmza)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu