Genel

Bilişimle Gelen Tuzak: Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (Savunma Dilekçesi Örneği)

158/1-f

Günümüz dünyasında internet ve dijital teknolojiler hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bankacılık işlemlerinden alışverişe, sosyal etkileşimlerden bilgiye erişime kadar pek çok ihtiyacımızı ekranlar aracılığıyla karşılıyoruz. Bu dijitalleşme hayatımızı kolaylaştırsa da, beraberinde yeni riskleri ve tehlikeleri de getiriyor. Özellikle internet ortamında güvenin kolayca kötüye kullanılabildiği, insanların iyi niyetlerinin ve dikkatsizliklerinin hedef alındığı durumlarla sıkça karşılaşıyoruz. İşte bu tehlikelerden biri de, ekranların ardında pusuya yatan ve halk arasında sıkça “kodçuluk” olarak da adlandırılan bilişim yoluyla dolandırıcılık suçudur. Bu suç türü, hem bireylerin hem de kurumların ciddi mağduriyetler yaşamasına neden olabilmektedir. Bu yazının amacı, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bu önemli suç tipini daha yakından tanıtmak, yasal çerçevesini açıklamak ve hem kendinizi nasıl koruyabileceğiniz hem de mağduriyet durumunda hangi adımları atmanız gerektiği konusunda yol göstermektir. Bu durum, teknolojinin hızla hayatımıza girmesiyle dijital güvenlik ve dolandırıcılık yöntemleri konusundaki farkındalığımız arasındaki açığın ne kadar önemli bir zafiyet oluşturduğunu göstermektedir. Dolandırıcılar tam da bu bilgi eksikliğini ve dikkatsizliği hedef almaktadır. Hukuki terminolojide yer alan “Bilişim Sistemleri Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık” ifadesi halk için karmaşık olabileceğinden, “kodçuluk” gibi daha yaygın kullanılan bir terimle birlikte ele alınması, konunun daha geniş kitlelerce anlaşılmasına ve bu tür suçlarla ilgili bilgi arayanların doğru kaynağa ulaşmasına yardımcı olacaktır.

Dijital Dünyanın Karanlık Yüzü: Bilişim Sistemleri Yoluyla Nitelikli Dolandırıcılık

Bilişim sistemleri yoluyla nitelikli dolandırıcılık, basit bir aldatmacadan çok daha fazlasını ifade eder. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 158. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu suçun “nitelikli” olarak tanımlanmasının sebebi, failin amacına ulaşmak için teknolojinin sağladığı imkanları, yani bilişim sistemlerini bir araç olarak kullanmasıdır. Kanun koyucu, teknolojinin kötüye kullanılmasını, suçun işlenmesini kolaylaştıran ve etkisini artıran bir faktör olarak görerek daha ağır bir yaptırım öngörmüştür. Bu suç, temel olarak TCK Madde 157’de tanımlanan basit dolandırıcılık suçunun özel bir işleniş biçimidir. Ancak bilişim sisteminin kullanılması, onu ayrı ve daha ciddi bir kategoriye taşır.

Suçun Unsurları: Aldatmacanın Dijital Hali

Bilişim sistemleri yoluyla nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için belirli şartların bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu unsurları daha anlaşılır kılmak için şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Aldatma (Hileli Davranışlar): Failin, mağduru kandırmaya yönelik aldatıcı eylemlerde bulunması gerekir. Bu, sahte bir web sitesi oluşturmak, yanıltıcı bir e-posta göndermek, kendini başka biri gibi tanıtmak gibi çeşitli şekillerde olabilir. Önemli olan, sergilenen davranışların mağdurun iradesini yanıltacak nitelikte olmasıdır.
  • Mağdurun Zararı / Failin Yararı: Aldatıcı eylemler sonucunda mağdurun veya bir başkasının malvarlığında bir azalma (zarar) meydana gelmeli, failin veya bir başkasının malvarlığında ise haksız bir artış (yarar) sağlanmalıdır. Bu yarar maddi olmak zorundadır.
  • Bilişim Sisteminin Araç Olarak Kullanılması: Suçun bu nitelikli halini oluşturan kilit unsur budur. Failin, aldatma eylemini gerçekleştirmek veya kolaylaştırmak için bir bilişim sistemini kullanması şarttır. Peki, “bilişim sistemi” nedir? Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlük’te Bilişim Sistemi: “Bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım oldukça geniştir ve uygulamada bilgisayarları, internet ağlarını, web sitelerini, e-posta sistemlerini, mobil uygulamaları, bankacılık yazılımlarını, sosyal medya platformlarını ve hatta akıllı telefonları da kapsar. Bu geniş tanım, kanunun gelişen teknolojilere ayak uydurmasını sağlarken, aynı zamanda hangi teknolojik aracın kullanımının bu suçu oluşturacağına dair hukuki değerlendirmelerde dikkatli olmayı gerektirir. Basit bir e-posta ile işlenen dolandırıcılık ile karmaşık bir ağa sızarak işlenen dolandırıcılık arasında teknik farklılıklar olsa da, her ikisi de bu madde kapsamında değerlendirilebilir.
  • Kast (Niyet): Failin, bilerek ve isteyerek, aldatıcı davranışlarla mağduru zarara uğratıp kendisine veya başkasına haksız yarar sağlamayı amaçlaması gerekir. Taksirle, yani istemeden veya dikkatsizlik sonucu bu suçun işlenmesi mümkün değildir.

Kanundaki Yeri ve Cezası

Türk Ceza Kanunu, bilişim sistemlerini kullanarak dolandırıcılık yapmayı ciddi bir suç olarak kabul etmiş ve buna göre ağır bir ceza öngörmüştür. TCK Madde 158/1-f uyarınca, bu suçu işleyen kişi hakkında üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası hükmolunur. Ancak, kanun aynı maddenin devamında, bu suçun işlenmesi suretiyle elde edilen haksız menfaatin azlığı durumunda cezada indirim yapılabileceği gibi, belirli durumlarda (örneğin suçun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi) cezanın artırılabileceğini de belirtmektedir.

Bu cezanın, TCK Madde 157’de düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun cezasından (bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası) belirgin şekilde daha ağır olması tesadüfi değildir. Kanun koyucu, bilişim sistemlerinin kullanılmasıyla işlenen dolandırıcılığın yarattığı özgün tehlikeleri dikkate almıştır. Teknoloji, dolandırıcılara çok daha fazla sayıda potansiyel kurbana kolayca ulaşma, kimliklerini gizleme, sahte kimlik ve belgelerle daha inandırıcı görünme ve hatta sınır ötesi faaliyet gösterme imkanı tanır. Bu durum, suçun tespitini ve önlenmesini zorlaştırırken, toplumsal zararı artırma potansiyeli taşır. Dolayısıyla, daha ağır ceza, bu tür suçlara karşı daha güçlü bir caydırıcılık sağlama amacını taşımaktadır.

“Kodçuluk” Tuzağına Düşmeyin: Sık Karşılaşılan Dolandırıcılık Yöntemleri

“Kodçuluk” olarak da bilinen bilişim yoluyla dolandırıcılık, faillerin sürekli yeni yöntemler geliştirdiği dinamik bir alandır. Ancak bazı yöntemler özellikle yaygındır ve bilinmesi korunma açısından kritik öneme sahiptir. İşte sıkça karşılaşılan bazı tuzaklar:

  • Oltalama (Phishing) E-postaları/SMS’leri: En yaygın yöntemlerden biridir. Dolandırıcılar, bankanızdan, bir kamu kurumundan (örneğin, vergi dairesi, SGK), popüler bir alışveriş sitesinden veya kargo şirketinden geliyormuş gibi görünen sahte e-postalar veya SMS’ler gönderirler. Bu mesajlarda genellikle aciliyet veya korku hissi uyandıran ifadeler kullanılır (örn: “Hesabınız bloke edildi”, “Ödül kazandınız, almak için tıklayın”, “Kargonuz teslim edilemedi, bilgilerinizi güncelleyin”). Mesajdaki linke tıkladığınızda, genellikle giriş bilgilerinizi veya kredi kartı numaralarınızı çalmak üzere tasarlanmış sahte bir web sitesine yönlendirilirsiniz.
  • Sahte Web Siteleri: Dolandırıcılar, bankaların, e-ticaret sitelerinin veya diğer hizmet sağlayıcıların web sitelerinin birebir kopyalarını oluştururlar. Genellikle oltalama mesajlarındaki linkler aracılığıyla veya arama motorlarında yanıltıcı reklamlarla bu sitelere yönlendirme yapılır. Kullanıcılar gerçek sitede olduklarını sanarak kullanıcı adı, şifre, T.C. kimlik numarası, kart bilgileri gibi hassas verilerini girerler ve bu bilgiler doğrudan dolandırıcıların eline geçer.
  • Sosyal Medya Dolandırıcılığı: Sosyal medya platformları da dolandırıcılar için verimli bir avlanma alanıdır. Sahte profillerle arkadaşlık kurup güven kazandıktan sonra para isteme (romance scam), çok yüksek kâr vaat eden sahte yatırım fırsatları sunma, sahte çekiliş veya ödül bildirimleriyle kişisel bilgi veya ön ödeme talep etme, cazip ama gerçek olmayan iş ilanlarıyla insanları kandırma gibi yöntemler kullanılır.
  • Sahte Yatırım Platformları: Özellikle kripto paraların popülerleşmesiyle artan bir yöntemdir. Dolandırıcılar, gerçekçi olmayan yüksek getiri vaatleriyle sahte yatırım platformları veya uygulamaları oluşturur. Başlangıçta küçük kazançlar göstererek güven kazandıktan sonra, kullanıcıları daha büyük meblağlar yatırmaya teşvik ederler ve sonunda paralarla birlikte ortadan kaybolurlar.
  • Zararlı Yazılımlar (Malware/Ransomware): Oltalama e-postaları veya güvenilir olmayan web sitelerinden indirilen dosyalar aracılığıyla bilgisayarınıza veya telefonunuza sızan zararlı yazılımlar, kişisel bilgilerinizi çalabilir veya cihazınızı kilitleyerek fidye talep edebilir (ransomware).
  • Telefon Dolandırıcılığı (Vishing): Her ne kadar doğrudan bilişim sistemi kullanımı gibi görünmese de, sıklıkla internetten elde edilen bilgilerle desteklenen bir yöntemdir. Kendilerini polis, savcı, hakim, banka görevlisi gibi tanıtan kişiler, telefonla aradıkları kurbanları çeşitli senaryolarla (örn: “Hesabınız terör örgütü tarafından ele geçirildi”, “Adınız bir soruşturmaya karıştı”) korkutarak veya ikna ederek para transferi yapmaya veya hassas bilgilerini vermeye zorlarlar.

Bu yöntemlerin çeşitliliği ve sürekli evrilmesi, dolandırıcıların ne kadar uyumlu olduğunu ve teknik açıklardan çok insanların psikolojik zafiyetlerini (güven, korku, açgözlülük, merak, yardımseverlik) hedef aldığını göstermektedir. Teknoloji, bu sosyal mühendislik taktiklerinin daha geniş kitlelere, daha anonim ve daha ikna edici bir şekilde ulaştırılmasını sağlayan bir araçtır. Bu nedenle, bu tür suçlarla mücadele sadece teknik önlemlerle değil, aynı zamanda halkın bu manipülasyon taktiklerini tanıma ve şüpheyle yaklaşma konusunda bilinçlendirilmesiyle mümkündür.

Yaşanmış Olaylardan Dersler: Mağduriyet Örnekleri

Soyut yasal tanımlar ve yöntem açıklamaları yerine, gerçek hayattan alınmış gibi duran örnekler, tehlikenin boyutunu ve nasıl ortaya çıkabileceğini daha net gösterir. İşte bilişim yoluyla dolandırıcılığın nasıl yaşanabileceğine dair, kimlik bilgileri içermeyen ancak sıkça rastlanan iki senaryo:

  • Örnek 1 (Batman Senaryosu): Batman’da yaşayan emekli bir vatandaş olan Ahmet Bey, cep telefonuna bankasından gelmiş gibi görünen bir SMS alır. Mesajda, “Güvenlik güncellemesi nedeniyle hesabınıza erişim geçici olarak kısıtlanmıştır. Erişimi yeniden açmak için lütfen aşağıdaki linke tıklayarak bilgilerinizi doğrulayın.” yazmaktadır. Ahmet Bey, panikle linke tıklar. Açılan sayfa, bankasının internet şubesi giriş ekranına tıpatıp benzemektedir. Müşteri numarasını ve şifresini ilgili alanlara girer. Kısa bir süre sonra cep telefonuna gelen bildirimle, hesabındaki birikimin önemli bir kısmının tanımadığı bir hesaba aktarıldığını dehşet içinde fark eder.
  • Değerlendirme: Bu olayda, SMS (bir iletişim aracı olarak bilişim sisteminin parçası) ve sahte banka web sitesi (bilişim sistemi) araç olarak kullanılmıştır. Fail, banka kimliğine bürünerek (hileli davranış) Ahmet Bey’i aldatmış, onun zararına (para kaybı) kendisine veya yönlendirdiği kişiye haksız yarar sağlamıştır. Ahmet Bey’in paniğe kapılması ve sitenin gerçekliğini sorgulamaması, dolandırıcının amacına ulaşmasını kolaylaştırmıştır. Bu durum, TCK 158/1-f kapsamına giren tipik bir oltalama (phishing) vakasıdır.
  • Örnek 2 (Sosyal Medya Senaryosu): Üniversite öğrencisi Ayşe, Instagram’da gezinirken “Evden çalışarak ayda 5000 TL kazanın!” gibi çok cazip bir ilan görür. İlandaki linke tıklayarak bir Telegram grubuna yönlendirilir. Grup yöneticisi, basit görevler (örneğin, belirli ürünlere online mağazalarda yorum yazmak, uygulamaları indirip puanlamak) karşılığında küçük ödemeler yapacaklarını söyler. Ayşe ilk birkaç görevi yapar ve gerçekten de hesabına küçük miktarlarda para yatar. Güveni artan Ayşe’ye yönetici, daha “kârlı” görevler olduğunu ancak bunlara katılmak için sisteme belirli bir miktar “komisyon” veya “depozito” yatırması gerektiğini söyler. Daha fazla kazanma umuduyla Ayşe, istenen parayı belirtilen hesaba gönderir. Parayı gönderdikten sonra ne grup yöneticisine ne de gruba bir daha ulaşamaz.
  • Değerlendirme: Bu senaryoda, sosyal medya platformu (Instagram) ve anlık mesajlaşma uygulaması (Telegram) bilişim sistemi olarak kullanılmıştır. Dolandırıcılar, sahte iş/kazanç vaadiyle (hileli davranış) Ayşe’yi aldatmışlardır. Başlangıçta yapılan küçük ödemeler, güven tesis etmek ve daha büyük vurgun için zemin hazırlamak amacıyla kullanılan bir taktiktir. Sonuçta Ayşe, yatırdığı parayı kaybederek zarara uğramış, dolandırıcılar ise haksız yarar sağlamıştır. Bu, özellikle gençler ve ek gelir arayanlar arasında yaygınlaşan bir sosyal medya/sahte görev dolandırıcılığı türüdür.

Bu örnekler, dolandırıcıların farklı demografik grupları (emekliler, öğrenciler) ve farklı platformları (SMS, web siteleri, sosyal medya) hedef alabildiğini göstermektedir. Yasal kavramların ve suç yöntemlerinin bu şekilde somutlaştırılması, okuyucunun benzer durumları kendi hayatında daha kolay tanımasına ve gerekli tedbirleri almasına yardımcı olur.

Yargı Perspektifi: Emsal Kararlar Işığında Suçun Değerlendirilmesi

Türk Ceza Kanunu’nda bir suçun tanımlanması kadar, yargı organlarının, özellikle de Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemelerinin (BAM) bu tanımı somut olaylara nasıl uyguladığı da büyük önem taşır. Mahkeme kararları, kanun metninin soyut ifadelerini yorumlayarak suçun sınırlarını çizer ve uygulamanın nasıl şekilleneceğini gösterir. Bilişim sistemleri yoluyla nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin emsal kararlarda öne çıkan bazı noktalar şunlardır:

  • Bilişim Sisteminin “Araç” Olarak Kullanılması: Yargıtay kararları, suçun TCK 158/1-f kapsamında değerlendirilebilmesi için bilişim sisteminin sadece kullanılmış olmasının yeterli olmadığını, aldatma eyleminin gerçekleştirilmesinde aktif bir araç olarak kullanılması gerektiğini vurgulamaktadır. Örneğin, bir bankanın internet sitesini taklit ederek oluşturulan sahte bir web sitesi aracılığıyla mağdurun bilgilerinin ele geçirilmesi ve hesabından para çekilmesi, tipik olarak bu suç kapsamında değerlendirilir. Burada sahte site, aldatmanın temel aracıdır.
  • “Hile” Unsurunun Önemi: Kararlarda, failin eylemlerinin mağduru aldatmaya elverişli, ustaca ve planlı olması gerektiği belirtilir. Mağdurun basit bir dikkatsizliğinden veya özensizliğinden faydalanmak yerine, failin aktif olarak yanıltıcı manevralar yapması aranır. Örneğin, sadece bir e-posta ile şifre istemek yerine, inandırıcı bir senaryo kurmak, resmi kurum logosu kullanmak gibi eylemler hile unsurunu güçlendirir.
  • Diğer Suçlardan Ayrımı: Yargıtay, bilişim yoluyla dolandırıcılığı (TCK 158/1-f), bilişim sistemine girme (TCK 243), sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme (TCK 244) ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (TCK 245) gibi suçlardan ayırmaya özen gösterir. Temel ayrım noktası genellikle “hile” unsurudur. Eğer fail, hileli davranışlarla mağduru kandırarak onun rızasıyla (ancak aldatılmış bir rıza ile) bir işlem yapmasını sağlıyorsa veya bilgilerini alıyorsa, eylem genellikle dolandırıcılık kapsamında değerlendirilir. Eğer sisteme yetkisiz erişim sağlıyor veya kart bilgilerini hile olmaksızın ele geçirip kullanıyorsa, diğer suçlar gündeme gelebilir. Örneğin, bir kişinin düşürdüğü kartı alıp kullanmak TCK 245 kapsamına girerken, kişiyi kandırarak kart bilgilerini öğrenip internette kullanmak TCK 158/1-f kapsamına girebilir.
  • Kastın İspatı: Failin özel kastla, yani başından itibaren aldatarak haksız yarar sağlama amacıyla hareket ettiğinin ispatı önemlidir.

Bu yargı kararları, kanun maddesinin lafzının ötesine geçerek, suçun pratikte nasıl yorumlandığını ortaya koyar. Mahkemelerin özellikle aldatma yönteminin niteliği, bilişim sisteminin oynadığı rol ve failin kastı üzerinde durması, bu tür davalarda hangi delillerin ve argümanların kritik olduğunu gösterir. Bu yorumlar, hem hukukçular için hem de haklarını arayan mağdurlar için yol göstericidir.

Tablo: Bilişim Yoluyla Dolandırıcılık Suçuna Genel Bakış

Aşağıdaki tablo, TCK Madde 158/1-f’de düzenlenen bilişim sistemleri yoluyla nitelikli dolandırıcılık suçunun temel özelliklerini özetlemektedir:

Unsur Açıklama
İlgili Kanun Maddesi TCK Madde 158/1-f
Suçun Tanımı Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilişim sisteminin araç olarak kullanılması.
Temel Unsurlar Aldatma (Hile), Zarar/Yarar, Bilişim Sisteminin Kullanımı, Kast.
Cezası Üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası.
Yaygın Yöntemler (“Kodçuluk”) Oltalama (Phishing), Sahte Siteler, Sosyal Medya Tuzakları, Sahte Yatırım Vaatleri, Telefonla Dolandırıcılık (Vishing).
Dikkat Edilmesi Gereken! Teknolojinin kullanılması suçu ağırlaştırır. Şüpheli linklere tıklamayın, tanımadığınız kişilerle kolayca kişisel veya finansal bilgilerinizi paylaşmayın.

Bu tablo, konunun ana hatlarını hızlıca gözden geçirmek isteyenler için pratik bir özet sunmaktadır. Detaylı hukuki süreçler ve savunma stratejileri için bir avukata danışmak her zaman en doğrusudur.

Son Söz

Bilişim sistemleri yoluyla nitelikli dolandırıcılık, dijital çağın getirdiği en ciddi tehditlerden biridir. Teknolojinin sunduğu kolaylıkların yanı sıra, bu tür risklerin de farkında olmak ve gerekli önlemleri almak hepimizin sorumluluğudur. Unutulmamalıdır ki, dolandırıcıların en büyük silahı genellikle teknolojik üstünlükleri değil, kurbanlarının dikkatsizliği, bilgisizliği veya anlık zaaflarıdır. Bu nedenle, dijital dünyada atacağımız her adımda şüpheci ve dikkatli olmak, en etkili savunma hattını oluşturur.

Haklarınızı Bilin ve Kendinizi Koruyun

Bu tür suçlara karşı tamamen güvende olmak mümkün olmasa da, alabileceğiniz basit ama etkili önlemlerle riskinizi önemli ölçüde azaltabilirsiniz:

  • Şüpheci Olun: Tanımadığınız kişilerden veya kurumlardan gelen, özellikle kişisel bilgi, şifre veya para talep eden ya da aciliyet hissi uyandıran e-posta, SMS, sosyal medya mesajı ve telefon aramalarına karşı daima şüpheyle yaklaşın. Resmi kurumlar veya bankalar genellikle bu yollarla hassas bilgi talep etmez.
  • Doğrulama Yapın: Bir linke tıklamadan veya bilgi girmeden önce gönderenin kimliğini ve web sitesinin adresini (URL) dikkatlice kontrol edin. Şüpheli durumlarda, ilgili kurumun resmi web sitesine tarayıcınıza adresini kendiniz yazarak girin veya resmi müşteri hizmetleri numarasını arayarak durumu teyit edin.
  • Güvenli Şifreler Kullanın: Tüm hesaplarınız için farklı, tahmin edilmesi zor (büyük/küçük harf, rakam, sembol içeren) şifreler kullanın ve mümkün olan her yerde iki faktörlü kimlik doğrulamayı (2FA) etkinleştirin.
  • Hesaplarınızı Kontrol Edin: Banka hesaplarınızı ve kredi kartı ekstrelerinizi düzenli olarak kontrol edin. Şüpheli veya size ait olmayan herhangi bir işlem fark ederseniz derhal bankanızla iletişime geçin.
  • Bilinçlendirin: Aile üyelerinizi, özellikle dijital teknolojilere daha az aşina olabilecek yaşlıları ve gençleri bu tür dolandırıcılık yöntemleri hakkında bilgilendirin.
  • Mağdur Olursanız Harekete Geçin: Eğer maalesef böyle bir suçun kurbanı olursanız, utanmak veya çekinmek yerine derhal harekete geçin. Öncelikle durumu bankanıza bildirin ve hesaplarınıza bloke koydurun. Ardından, vakit kaybetmeden en yakın Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya kolluk kuvvetlerine (Polis, Jandarma) giderek suç duyurusunda bulunun. Delilleri (mesajlar, ekran görüntüleri, transfer bilgileri vb.) saklamanız önemlidir.
  • Hukuki Yardım Alın: Bilişim suçları ve dolandırıcılık davaları teknik detaylar içerebilir ve hukuki süreç karmaşık olabilir. Bir avukattan profesyonel destek almak, haklarınızı etkin bir şekilde savunmanız, zararın tazmini için gerekli hukuki yollara başvurmanız ve sürecin doğru bir şekilde ilerlemesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu alanda tecrübeli bir hukuk bürosu, size gerekli rehberliği sağlayabilir.

Unutmayın, haklarınızı bilmek ve korumak sizin elinizdedir. Dijital dünyada güvende kalmak için bilinçli ve tedbirli olmak, olası bir mağduriyet durumunda ise çekinmeden hukuki yollara başvurmak en doğru yaklaşımdır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu