Faaliyet AlanlarımızGenel

Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Çevrilmesi

Mirasçıların Bilmesi Gerekenler

Miras yoluyla edinilen mallarda sıkça karşılaşılan elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi süreci, birçok mirasçı için büyük önem taşır. Bu hukuki dönüşüm, ortaklar arasındaki belirsiz ve karmaşık mülkiyet yapısından, her bir mirasçının kendi payının netleştiği bir yapıya geçişi ifade eder. Çoğu zaman “baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır” 1 misali, geçmişten devralınan mülkiyet sorunları, gelecek nesillerin de hayatını etkileyebilir. Bu yazımızda, Aşık Hukuk Bürosu olarak bu önemli hukuki süreci tüm yönleriyle ele alacak, mirasçıların haklarını ve seçeneklerini aydınlatmaya çalışacağız. Bu dönüşüm, özellikle Batman, Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki müvekkillerimiz başta olmak üzere, Türkiye genelinde birçok kişinin karşılaştığı bir durumdur.2

Elbirliği Mülkiyeti (İştirak Halinde Mülkiyet) Nedir?

Elbirliği mülkiyeti, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ve genellikle miras yoluyla ortaya çıkan bir birlikte mülkiyet türüdür.3 Bu mülkiyet biçiminde, mal üzerinde hak sahibi olan kişiler “paydaş” değil, “ortak” olarak nitelendirilir.4 Ortakların mal üzerinde belirli, ayrılmış ve somutlaşmış payları bulunmaz; her bir ortak, malın tamamı üzerinde hak sahibidir.3 Bu durum, ortakların mal üzerindeki haklarının soyut ve bölünmemiş olduğu anlamına gelir.

Tapu kayıtlarında elbirliği mülkiyetine tabi bir mal söz konusu olduğunda, tapu senedinde ortakların isimleri yer alır. Ancak, bu isimlerin yanında kimin ne kadar hisseye sahip olduğunu gösteren bir oran belirtilmez.3 Bu durum, “körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz” demenin aksine, pratikte bazı zorluklara yol açabilir. Çünkü malın yönetimi ve üzerinde herhangi bir tasarruf işlemi (satış, devir, ipotek vb.) yapılması için tüm ortakların oybirliği ile karar alması şarttır.2 Bir ortağın bile rızası olmaması, işlemin gerçekleşmesini engelleyebilir. Bu durum, ortakların malın tamamına sahip olmalarına rağmen, bireysel olarak hareket etme kabiliyetlerini kısıtlar ve malın atıl kalmasına neden olabilir.

Paylı Mülkiyet (Müşterek Mülkiyet) Nedir?

Paylı mülkiyet, Türk Medeni Kanunu’nun 688. maddesinde tanımlandığı üzere, birden çok kimsenin maddi olarak bölünmemiş bir malın tamamına belirli paylarla malik olması durumudur.2 Bu mülkiyet türünde, her bir malikin (paydaşın) mal üzerindeki payı belirli ve nettir. Aksi kararlaştırılmadıkça veya kanunda farklı bir düzenleme olmadıkça, payların eşit olduğu kabul edilir.6 Tapu kayıtlarında da her paydaşın pay oranı açıkça gösterilir.5

Paylı mülkiyette “herkesin tenceresi ayrı kaynar” 8 misali, her paydaş kendi payı üzerinde daha fazla bireysel özgürlüğe sahiptir. Paydaşlar, kendi payları üzerinde bir malikin sahip olduğu hak ve yükümlülüklere sahiptirler.6 Bu kapsamda, her paydaş kendi payını diğer ortakların rızasını almaksızın bir başkasına devredebilir, üzerinde rehin hakkı tesis edebilir (ipotek kurabilir) veya alacaklıları tarafından bu pay haczettirilebilir.3 Bu durum, mülkiyet üzerinde kişisel tasarruf imkanını önemli ölçüde artırır ve payın ekonomik bir değer olarak kullanılabilmesini sağlar.

Elbirliği Mülkiyeti ve Paylı Mülkiyet Arasındaki Can Alıcı Farklar

Elbirliği mülkiyeti ile paylı mülkiyet arasındaki temel ve en önemli fark, mal üzerindeki payların durumudur. Elbirliği mülkiyetinde ortakların payları belirsizdir ve malın bütününe yayılmış durumdadır; her ortak malın tamamı üzerinde hak sahibidir.2 Paylı mülkiyette ise her bir paydaşın payı net, belirli ve bağımsızdır; tapuda bu pay oranı açıkça belirtilir.6 Bu durum, “iki karpuz bir koltuğa sığmaz” atasözünü hatırlatır; mülkiyet üzerindeki belirsizlik hali ile net ve belirli paylara dayalı bir yapı bir arada yürümekte zorlanır.

Tasarruf yetkisi açısından da iki mülkiyet türü arasında dağlar kadar fark vardır. Elbirliği mülkiyetinde, bir ortağın kendi payını tek başına satması, devretmesi veya üzerinde bir ayni hak tesis etmesi mümkün değildir; tüm ortakların oybirliği gerekir.3 Oysa paylı mülkiyette, her paydaş kendi payı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir; payını satabilir, devredebilir veya rehnedebilir.2

Yönetim ve sorumluluk konularında da önemli ayrımlar bulunur. Elbirliği mülkiyetinde malın yönetimi ve önemli kararlar için oybirliği esas iken 2, paylı mülkiyette paydaşların tek başına yapabileceği bazı yönetimsel işler ve pay çoğunluğuyla alınabilecek kararlar mevcuttur.2 Sorumluluk bakımından ise elbirliği mülkiyetinde ortakların müteselsil (zincirleme) sorumluluğu söz konusuyken, paylı mülkiyette her paydaş kural olarak kendi payı oranında sorumlu olur.2 Bu durum, özellikle borçlara karşı sorumlulukta önemli bir farklılık yaratır; elbirliği mülkiyetinde bir ortak, malvarlığıyla ilgili tüm borçtan diğer ortaklarla birlikte sorumlu tutulabilirken, paylı mülkiyette bu sorumluluk genellikle payıyla sınırlıdır.

Aşağıdaki tablo, iki mülkiyet türü arasındaki temel farkları özetlemektedir:

Özellik Elbirliği Mülkiyeti Paylı Mülkiyet
Payların Durumu Belirsiz, malın bütününe yaygın Belirli, bağımsız, tapuda kayıtlı
Tasarruf Yetkisi Ortakların oybirliği gerekli, bireysel pay devri yok Her paydaş kendi payında serbest, devir/rehin mümkün
Yönetim Oybirliği esas Pay çoğunluğu veya bireysel işlem mümkün
Sorumluluk Müteselsil sorumluluk Herkes kendi payı oranında sorumlu
Dava Arkadaşlığı Genellikle zorunlu dava arkadaşlığı Duruma göre değişir, paya ilişkin davalarda bireysel hareket imkanı

Miras Kalan Malda Elbirliği Mülkiyetini Paylı Mülkiyete Çevirmenin Avantajları

Miras yoluyla intikal eden bir mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, mirasçılara birçok önemli avantaj sağlar. Bu dönüşümün en büyük faydası, her bir mirasçının kendi payı üzerinde tam bir özgürlükle tasarruf edebilme yetkisi kazanmasıdır.6 Artık “el elden üstündür” 8 demeden, her mirasçı kendi malvarlığı hakkında bireysel kararlar alabilir ve kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda hareket edebilir. Bu durum, özellikle mirasçı sayısının fazla olduğu veya mirasçılar arasında görüş ayrılıklarının bulunduğu durumlarda büyük bir rahatlama sağlar.

Paylı mülkiyete geçişle birlikte mirasçı, kendi payını dilediği zaman bir başkasına satabilir, payını bankaya teminat olarak gösterip kredi kullanabilir (ipotek edebilir) veya payını kiraya vererek düzenli bir gelir elde edebilir.3 Elbirliği mülkiyetinde ise bu tür işlemlerin yapılabilmesi için tüm ortakların oybirliğiyle onay vermesi gerektiğinden, bir ortağın bile muhalefeti işlemi engelleyebilir.9 Bu da malın ekonomik değerinden etkin bir şekilde yararlanılmasının önüne geçer.

Ayrıca, payların netleşmesi sayesinde mirasçılar arasındaki olası anlaşmazlıkların çözümü kolaylaşır ve malın ekonomik değerinin daha verimli bir şekilde kullanılması mümkün hale gelir.10 Herkesin kendi payının ne olduğu belli olduğunda, “azıcık aşım, kaygısız başım” 8 misali, hukuki bir belirsizlikten kaynaklanan endişeler azalır. Paylı mülkiyet, aynı zamanda gelecekteki miras planlamalarını da basitleştirir, çünkü her mirasçı kendi belirli payı üzerinden tasarrufta bulunabilir veya vasiyet düzenleyebilir. Bu dönüşüm, adeta kilitli kalmış bir ekonomik değeri serbest bırakarak mirasçıların bireysel refahına katkıda bulunur.

Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Dönüştürülme Yolları

Mirasçılar, kanundan kaynaklanan elbirliği halindeki mülkiyeti, paylarının belirli olduğu paylı mülkiyete iki temel yöntemle çevirebilirler. Bu yollar, mirasçıların kendi aralarındaki ilişkiye ve anlaşma iradelerine bağlı olarak şekillenir. Kimi zaman “tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” misali, tüm mirasçıların ortak bir kararla ve uyum içinde hareket etmesiyle süreç kolayca tamamlanırken, kimi zaman da anlaşmazlıklar nedeniyle hukuki bir sürece başvurmak kaçınılmaz olabilir.

Mirasçıların Anlaşması ile Tapuda Dönüşüm

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesinde en hızlı, en az masraflı ve en sorunsuz yol, tüm mirasçıların bu konuda mutabık kalmasıdır.3 Eğer tüm mirasçılar elbirliği halinin sona erdirilerek paylı mülkiyete geçilmesi konusunda anlaşırlarsa, Tapu Müdürlüğü’ne birlikte başvurarak bu işlemi gerçekleştirebilirler. Bu durumda mirasçılar, aralarında düzenleyecekleri bir sözleşme 6 veya Tapu Müdürlüğü’ne verecekleri ortak bir beyan ile taleplerini iletirler. “Evvelâ iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı ele” 8 düşüncesiyle, her mirasçının hakkına saygı gösterilerek ve adil bir paylaşımla anlaşma sağlanması, sürecin sağlıklı yürümesi için elzemdir.

Tapu Müdürlüğü’nde yapılacak bu işlem için genellikle; tüm mirasçıların (veya vekillerinin) fotoğraflı kimlik belgeleri, birer adet vesikalık fotoğraf, mirasçılık belgesi (veraset ilamı), taşınmaza ait tapu senedi veya ada/parsel bilgileri, eğer taşınmaz bir bina ise zorunlu deprem sigortası (DASK) poliçesi ve ilgili belediyeden alınmış emlak beyan değerini gösterir belge talep edilir.12 Tüm mirasçıların bizzat veya yetkili vekilleri aracılığıyla başvurması ve gerekli imzaları atmasıyla Tapu Müdürlüğü, elbirliği mülkiyetini sonlandırarak taşınmazı paylı mülkiyet esasına göre tescil eder. Bu yol, mirasçıların proaktif ve işbirlikçi bir yaklaşımla hareket etmesini gerektirir.

Dava Yoluyla Paylı Mülkiyete Geçiş

Mirasçılardan birinin bile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi konusunda anlaşmaya yanaşmaması, ulaşılamaması veya bu konuda bir anlaşmazlık çıkması durumunda, paylı mülkiyete geçiş için dava açılması bir zorunluluk haline gelebilir.4 “Hak arayan, hakkını alır” prensibiyle, her bir mirasçı, diğer mirasçıların rızası olmasa dahi, bu davayı açma hakkına sahiptir. Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası, taşınmazın bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülür.4

Paylı Mülkiyete Çevirme Davası Açma Şartları

Bu davanın mahkemede görülebilmesi için bazı temel şartların yerine getirilmiş olması gerekir. Öncelikle, dava konusu taşınır veya taşınmaz mal üzerinde halen devam eden bir elbirliği mülkiyetinin bulunması zorunludur.6 İkinci olarak, davayı açacak kişinin o mal üzerinde mirasçılık sıfatıyla hak sahibi, yani ortaklardan biri olması gerekir.6 Yani, mirasçı olmayan bir kimse bu davayı açamaz (istisnai olarak mirasçı alacaklıları İcra İflas Kanunu uyarınca yetki belgesi alarak açabilir 4).

Mahkeme ayrıca, elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak geçerli bir nedenin bulunup bulunmadığını da değerlendirir.6 Yargıtay içtihatlarına göre, örneğin miras kalan malın henüz hiç kullanılmamış olması, bir aile şirketine veya ticari bir işletmeye tahsis edilmiş olması ya da ortakların müşterek ve zorunlu ihtiyaçları için kullanılıyor olması gibi durumlar, elbirliği mülkiyetinin devamı için haklı neden olarak kabul edilebilir.6 Böyle bir haklı nedenin varlığı halinde mahkeme, dönüşüm talebini reddedebilir. Bu nedenle dava açılırken bu hususun da göz önünde bulundurulması önemlidir.

Dava İçin Gerekli Belgeler ve Dilekçe Hazırlığı

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası açılırken, mahkemeye sunulacak dava dilekçesinin eksiksiz ve usulüne uygun bir şekilde hazırlanması büyük önem taşır. Dilekçede; davacının ve davalı konumundaki diğer tüm mirasçıların kimlik ve adres bilgileri, dava konusu mala ait tapu bilgileri (ada, parsel vb.), elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi talebi ve bu talebin gerekçeleri net bir şekilde ifade edilmelidir.6 Dava dilekçesine ek olarak, mirasçılık belgesi (veraset ilamı), tapu kaydı örneği ve kimlik fotokopileri gibi temel belgelerin de eklenmesi gerekir.15

Sürecin başında “baltayı taşa vurmamak” 8 ve hak kaybına uğramamak için dava dilekçesinin ve eklerinin bir avukat tarafından titizlikle hazırlanması, davanın sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve istenen sonuca ulaşılması açısından kritik bir adımdır. Eksik veya hatalı bir başvuru, davanın uzamasına veya reddedilmesine neden olabilir.

Yargılama Süreci: Bilmeniz Gerekenler

Mahkeme, dava dilekçesini ve eklerini aldıktan sonra, davalı konumundaki diğer tüm mirasçılara usulüne uygun bir şekilde tebligat gönderir.4 Türk Medeni Kanunu’nun 644. maddesi uyarınca, bu tebligatta mirasçılara belirli bir süre verilerek, varsa elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine yönelik itirazlarını bildirmeleri veya bu süre içerisinde ayrı bir paylaşma (ortaklığın giderilmesi) davası açmaları istenir.4

Gönderilecek bu davetiyenin “ihtarlı” olması, yani belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin açıkça bildirilmesi yasal bir zorunluluktur.4 Eğer davalı mirasçılardan süresi içinde haklı bir itiraz gelmezse veya bu süre zarfında bir paylaşma davası açılmazsa, Sulh Hukuk Mahkemesi elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verir.4 Bir itiraz olması durumunda ise mahkeme bu itirazların geçerliliğini ve haklılığını değerlendirir.4 Payların belirlenmesi aşamasında, genellikle mirasçılık belgesinde (veraset ilamında) belirtilen miras payları esas alınır; aksi bir durum veya özel bir anlaşma yoksa payların eşit olduğu kabul edilir.6 Unutulmamalıdır ki, “Adalet mülkün temelidir” sözü, bu tür hukuki süreçlerde hakkaniyetin ve yasalara uygunluğun her zaman gözetileceğinin bir ifadesidir. Bu süreç, diğer mirasçıların da haklarını koruyarak, onların da dinlenilmesine olanak tanır.

Dava Ne Kadar Sürer ve Masrafları Nelerdir?

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasının süresi, birçok farklı faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Mahkemenin iş yoğunluğu, delillerin toplanma süreci, davadaki mirasçı sayısı, davaya herhangi bir itirazın olup olmaması ve dosyanın karmaşıklığı gibi etkenler bu süreyi doğrudan etkiler. Basit, itirazsız ve az sayıda mirasçının olduğu davalar birkaç ay gibi kısa bir sürede sonuçlanabilirken, daha karmaşık, çekişmeli veya çok sayıda tarafın olduğu davalar daha uzun sürebilir. İlk derece mahkemesi kararından sonra istinaf ve temyiz gibi kanun yollarına başvurulması durumunda ise yargılama süreci 3 ila 5 yılı bulabilir.17 Halk arasında “sabır acıdır, meyvesi tatlıdır” denilse de, hukuki süreçlerde beklemek bazen taraflar için zorlayıcı olabilir.

Dava masrafları ise; dava açılırken ödenen başvurma harcı, her duruşma için ödenebilen celse harcı, davanın konusunu oluşturan malın değerine göre hesaplanabilen nispi karar ve ilam harcı gibi çeşitli harçlardan oluşur.18 Bunlara ek olarak, eğer mahkemece gerekli görülürse bilirkişi incelemesi için bilirkişi ücreti, taraflara yapılacak tebligatlar için tebligat giderleri ve davanın bir avukat aracılığıyla takip edilmesi durumunda avukatlık ücreti de masraf kalemleri arasında yer alır.19 2023 yılı verilerine göre basit bir ortaklığın giderilmesi davasının masrafı yaklaşık 2.000 TL civarında olabiliyordu 19; ancak bu rakam, davanın niteliğine, malın değerine ve diğer değişkenlere göre önemli ölçüde farklılık gösterecektir. En güncel ve doğru masraf bilgisi için bir avukata danışmak ve davanın özelliklerine göre bir maliyet analizi yaptırmak en sağlıklı yoldur.

Paylaşmaya Elverişli Olmayan Malların Durumu Ne Olur?

Bazı durumlarda, miras yoluyla intikal eden mal, fiziki yapısı veya hukuki niteliği itibarıyla mirasçılar arasında aynen (fiziken) bölünerek paylı mülkiyete çevrilmeye veya paylaştırılmaya uygun olmayabilir. Örneğin, tek bir daireden oluşan bir konut, küçük bir dükkân veya imar durumu nedeniyle daha küçük parçalara ayrılamayan bir arazi bu duruma örnek teşkil edebilir. Eğer malın bu şekilde bölünmesi, değerinde önemli bir kayba yol açacaksa veya teknik olarak mümkün değilse 20, “kaş yapayım derken göz çıkarmamak” adına farklı bir çözüm yolu izlenir.

Bu gibi hallerde, mahkeme öncelikle malın aynen taksiminin mümkün olup olmadığını araştırır. Eğer aynen taksimin mümkün olmadığı veya paydaşlar için makul bir çözüm üretmediği kanaatine varılırsa, genellikle malın satışı yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilir.20 Bu durumda, söz konusu mal icra dairesi kanalıyla veya tarafların anlaşmasıyla belirlenecek bir usulle (genellikle açık artırma ile) satılır. Satıştan elde edilen bedel ise, öncelikle satış masrafları düşüldükten sonra, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılır.20

Satışın paydaşlar (mirasçılar) arasında yapılmasına karar verilebilmesi için tüm paydaşların bu konuda rıza göstermesi gerekir. Bir paydaş bile bu usule itiraz ederse, satışın herkese açık artırma yoluyla yapılmasına karar verilir.20 “Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?” 8 şeklindeki kadim söz, mülkiyetin zaman içinde el değiştirebileceğini ve bazen de bu tür zorunlu satışlarla yeni sahiplerine geçebileceğini düşündürür. Eğer arazi üzerinde mirasçılardan bazılarına ait bina, ağaç gibi yapılar (muhdesat) varsa, bunların değeri de ayrıca hesaplanarak satış bedelinin paylaştırılmasında dikkate alınır.20

Aşık Hukuk Bürosu Bu Süreçte Yanınızda

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi süreci, özellikle miras hukuku ve gayrimenkul hukuku alanlarında uzmanlık gerektiren, dikkatle yürütülmesi gereken hukuki bir süreçtir. Gerekli usul işlemlerinin doğru bir şekilde takip edilmesi, hak kayıplarının önlenmesi ve sürecin en hızlı şekilde sonuçlandırılması için profesyonel bir hukuki destek almak büyük önem taşır. Aşık Hukuk Bürosu olarak, başta Batman, Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanındaki müvekkillerimize bu karmaşık süreçte yol göstermekteyiz.

Mirasçıların haklarını en üst düzeyde koruyarak, gerek tüm mirasçıların anlaşması yoluyla Tapu Müdürlüğü’nde gerekse anlaşmazlık durumunda dava yoluyla mahkemede, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi işlemlerinin hızlı, etkin ve adil bir şekilde sonuçlandırılması için titizlikle çalışıyoruz. Unutulmamalıdır ki, “danışan dağı aşmış, danışmayan yolu şaşmış” 1 ilkesi, hukuki konularda doğru ve zamanında alınacak bir danışmanlığın ne denli değerli olduğunu vurgular. Aşık Hukuk Bürosu, bu yolda sizin güvenilir rehberiniz olmaya hazırdır.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Tek bir mirasçı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası açabilir mi?

Evet, Türk Medeni Kanunu’nun 644. maddesi uyarınca, mirasçılardan her biri, terekeye dahil olan malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini tek başına mahkemeden talep etme hakkına sahiptir.4 Bu durumda davayı açan mirasçı davacı, diğer mirasçılar ise davalı konumunda olurlar; onların davaya aktif katılımı veya rızası dava açmak için bir ön şart değildir.

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası ne kadar zamanda sonuçlanır?

Davanın sonuçlanma süresi; davanın görüldüğü mahkemenin iş yüküne, toplanması gereken delillerin niteliğine ve hızına, davadaki mirasçı sayısına, davaya herhangi bir itirazın olup olmamasına ve dosyanın genel karmaşıklığına göre değişiklik gösterir. Kesin bir süre vermek mümkün olmamakla birlikte, genellikle basit ve itirazsız davalar birkaç ay içinde sonuçlanabilirken, çekişmeli ve karmaşık davalar, özellikle istinaf ve temyiz gibi kanun yolu aşamaları da dikkate alındığında 3 ila 5 yılı bulabilmektedir.17

Bu davanın yaklaşık masrafları nelerdir?

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasının masrafları; dava açılırken ödenen başvuru harcı, celse harçları, dava konusu malın değerine göre belirlenebilen nispi karar ve ilam harcı, mahkemece gerekli görülmesi halinde bilirkişi ücreti, taraflara yapılacak tebligatlar için posta giderleri ve davanın bir avukat aracılığıyla takip edilmesi durumunda Türkiye Barolar Birliği Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen avukatlık ücretini kapsar.18 Her davanın kendine özgü koşulları olduğundan, kesin bir rakam vermek zordur; güncel harç tarifeleri ve davanın özellikleri dikkate alınarak bir avukatla görüşmek suretiyle yaklaşık bir maliyet tahmini yapılabilir.

Diğer mirasçılar paylı mülkiyete geçişe itiraz ederse süreç nasıl işler?

Mahkeme, dava açıldıktan sonra diğer mirasçılara (davalılara) tebligat göndererek, belirlenen süre içinde davaya cevap vermelerini ve varsa elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine yönelik itirazlarını bildirmelerini ister.4 Eğer mirasçılar, elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak geçerli bir sebep (örneğin, malın bir aile işletmesinin devamı için zorunlu olması, özel bir amaca tahsis edilmiş olması gibi Yargıtay’ca kabul edilen nedenler) ileri sürerlerse veya aynı süre içinde kendileri bir paylaşma (ortaklığın giderilmesi) davası açarlarsa, mahkeme bu itirazları ve durumu değerlendirir. Haklı bir nedenin varlığı veya usulüne uygun açılmış bir paylaşma davası olması halinde, mahkeme paylı mülkiyete çevrilme talebini reddedebilir.4 Aksi takdirde, yani geçerli bir itiraz olmazsa veya paylaşma davası açılmazsa, mahkeme genellikle elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verir.

Paylı mülkiyete geçildikten sonra hissemi hemen satabilir miyim?

Evet, elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete çevrildikten sonra, her paydaş kendi payı üzerinde serbestçe tasarruf etme hakkını kazanır. Bu, payınızı diğer ortakların veya mirasçıların onayını almak zorunda kalmaksızın üçüncü bir kişiye satabileceğiniz anlamına gelir.6 Ancak, bu satış işlemi sırasında diğer paydaşların kanundan doğan yasal önalım (şufa) hakkı bulunabileceğini unutmamak önemlidir.4 Yani, payınızı bir üçüncü kişiye sattığınızda, diğer paydaşlar belirli bir süre içinde aynı satış koşullarıyla o payı satın alma hakkına sahip olabilirler.

Tapu Müdürlüğü’nde elbirliği mülkiyetini paylı mülkiyete çevirmek için hangi belgeler istenir?

Tapu Müdürlüğü’nde tüm mirasçıların anlaşmasıyla elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi işlemi için genellikle şu belgeler talep edilir: Tüm mirasçıların (veya usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname ile yetkilendirilmiş vekillerinin) fotoğraflı kimlik belgeleri (nüfus cüzdanı, pasaport vb.), her bir mirasçı için son altı ay içinde çekilmiş 1’er adet vesikalık fotoğraf, taşınmaza ait tapu senedi veya tapu kaydını gösterir güncel belge, eğer taşınmaz bir bina ise zorunlu deprem sigortası (DASK) poliçesi, ilgili belediyeden alınmış taşınmazın emlak beyan (rayiç) değerini gösterir belge ve tüm mirasçıların bu dönüşümü kabul ettiğine dair Tapu Müdürlüğü’nde imzalayacakları resmi senet veya aralarında yapmış oldukları noter onaylı bir sözleşme/protokol.12 Eksiksiz ve doğru belgelerle başvurmak, işlemin hızlı bir şekilde tamamlanmasını sağlar.

Elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete geçiş, mirasçıların mülkiyet haklarını daha net, kullanılabilir ve bireysel olarak yönetilebilir hale getiren son derece önemli bir hukuki adımdır. Ancak bu süreç, gerek anlaşma yoluyla tapuda gerekse dava yoluyla mahkemede yürütülürken, hukuki detaylara hakimiyet, dikkat ve öngörü gerektirir. Atasözümüzde de belirtildiği gibi, “son pişmanlık fayda vermez”; bu nedenle hak kaybı yaşamamak ve süreci en doğru şekilde yönetmek adına, bu tür mülkiyet işlemlerinde en başından itibaren alanında uzman bir avukattan profesyonel destek almak, en sağlıklı ve güvenli yoldur.

Ücretsiz ilk danışma için tıklayınız: https://g.co/kgs/4HxEPKc

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu