Genel

Boşanma Sonrası Çocuğu Göstermemek Suç mu? Ceza Hukuku Açısından İnceleme

 

Çocuklar, ah çocuklar, umut çiçekleri,
Ayrılık rüzgârında savrulmasın düşleri.
Sevgiyle örülsün her birinin yolu,
Adalet gözetsin, korusun her kulu.

Boşanma sonrası velayet kendisinde olmayan ebeveynin mahkemece belirlenen kişisel ilişki kurma hakkı, velayeti elinde bulunduran diğer ebeveyn tarafından kasten engellendiğinde, yani çocuk diğer ebeveyne gösterilmediğinde, bu durum Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında doğrudan bu isimle bir suç tipi olarak düzenlenmemiş olsa da, İcra ve İflas Kanunu (İİK) başta olmak üzere ilgili mevzuat çerçevesinde ciddi hukuki ve cezai yaptırımlarla karşılaşılabilir. Evet, belirli koşullar altında çocuğu göstermemek, özellikle İİK m.341 uyarınca “çocuk teslimi hakkındaki ilama muhalefet” olarak değerlendirilir ve bu durum, halk arasında “çocuğu göstermeme suçu” olarak bilinen eylemin en somut karşılığıdır ve tazyik hapsi gibi sonuçlar doğurabilir. Bu makalemizde, Av. Murteza Osman AŞIK olarak konuyu tüm yönleriyle, siz değerli okuyucularımızın anlayabileceği bir dille ve Aşık Hukuk Bürosu uzmanlığıyla ele alacağız.

Boşanma, eşler için olduğu kadar, hatta belki daha fazla çocuklar için zorlu bir süreçtir. Bu sürecin en hassas noktalarından biri de şüphesiz çocukların velayeti ve diğer ebeveynle kişisel ilişkisinin düzenlenmesidir. Mahkemeler, bu düzenlemeyi yaparken öncelikli olarak çocuğun üstün yararını gözetir. Ancak ne yazık ki, bazen velayeti elinde bulunduran ebeveyn, çeşitli gerekçelerle ya da kasıtlı olarak diğer ebeveynin çocukla görüşmesini engelleyebilmektedir. Peki, bu durum hukuken ne anlama gelir ve ne gibi sonuçlar doğurur?

Çocuğu Göstermeme Durumu ve Hukuki Temelleri

Boşanma kararıyla birlikte mahkeme, müşterek çocuğun velayetini bir eşe verirken, diğer eş için de çocukla belirli zamanlarda görüşmesini sağlayacak kişisel ilişki tesis eder. Bu, sadece ebeveynin değil, aynı zamanda çocuğun da hakkıdır. Çocuğun her iki ebeveyniyle de sağlıklı bir ilişki kurabilmesi, psikolojik ve sosyal gelişimi için hayati önem taşır.

Kişisel İlişki Kurma Hakkı Nedir?

Türk Medeni Kanunu (TMK), velayeti kendisine verilmeyen eşin çocukla kişisel ilişki kurma hakkını güvence altına alır. TMK Madde 323’e göre, “Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.” Bu hak, sadece anne ve baba ile sınırlı olmayıp, çocuğun menfaatine olduğu durumlarda dede, nine gibi üçüncü dereceye kadar hısımlar için de tanınabilir (TMK m.325).

Mahkeme tarafından belirlenen kişisel ilişki takvimi (görüşme günleri, saatleri, tatillerdeki durum vb.) bir mahkeme ilamıdır ve taraflar için bağlayıcıdır. Bu karara uymamak, hukuki sorumluluk doğurur. Çocuğun üstün yararı, bu hakkın kullanılmasında temel ölçüttür. Kişisel ilişki, çocuğun bedensel, zihinsel, ahlaki ve sosyal gelişimini tehlikeye düşürmemeli, aksine desteklemelidir.

“İlam” Kavramı ve TDK Anlamı

Konumuzla yakından ilgili olan “ilam” kelimesinin ne anlama geldiğini açıklamakta fayda var. Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlük’te ilam kelimesi için şu anlam verilmektedir: “Mahkemece verilen kararın veya hükmün sureti, bildirgesi.” Hukuki anlamda ilam, bir davanın sonunda mahkemenin verdiği nihai kararı içeren resmi belgedir. Çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair mahkeme kararları da birer ilamdır ve bu ilamların yerine getirilmesi yasal bir zorunluluktur.

Çocuğu Göstermeme Suçu ve Cezai Sorumluluk Boyutu

Boşanmış eşin çocuğu göstermemesi durumunda akla ilk gelen soru, bunun bir suç olup olmadığıdır. Bu eylem, doğrudan TCK’da “çocuğu göstermeme suçu” başlığı altında özel bir suç tipi olarak tanımlanmamıştır. Ancak bu, eylemin yaptırımsız kalacağı anlamına gelmez.

Temel Soru: Çocuğu Göstermemek Doğrudan Bir Suç mudur?

Türk Ceza Kanunu’nda bu fiili birebir karşılayan özel bir suç tanımı bulunmamakla birlikte, eylemin niteliğine ve sonuçlarına göre farklı hukuki değerlendirmeler yapılabilir. Ancak en yaygın ve doğrudan sonuç, İcra ve İflas Kanunu üzerinden ortaya çıkar.

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve İcra İflas Kanunu’nun Rolü: Çocukların korunması ve haklarının güvence altına alınması devletin temel görevlerindendir. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair mahkeme kararlarının uygulanması, genellikle İcra ve İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde yürütülür. İşte “çocuğu göstermeme suçu” olarak ifade edilen durumun en net yaptırımı burada karşımıza çıkar.

İcra Yoluyla Çocuk Teslimi ve Muhalefetin Cezai Sonuçları

Mahkemece verilen kişisel ilişki kurulması yönündeki ilam (karar), kendiliğinden yerine getirilmiyorsa, hak sahibi ebeveyn icra müdürlüğüne başvurarak ilamın zorla yerine getirilmesini talep edebilir. Bu süreç şu şekilde işler:

  1. İcra Takibi Başlatma: Hak sahibi ebeveyn, mahkeme ilamı ile birlikte yetkili icra dairesine başvurarak çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulması için icra takibi başlatır.
  2. İcra Emri Gönderilmesi: İcra dairesi, borçlu (çocuğu göstermesi gereken) ebeveyne bir icra emri gönderir. Bu emirde, mahkeme kararına uyması, çocuğu belirlenen zamanda ve yerde teslim etmesi gerektiği, aksi takdirde zorla yerine getirme ve diğer yasal yaptırımların uygulanacağı ihtar edilir.
  3. Uzman Eşliğinde Teslim: Çocuk teslimi veya kişisel ilişki kurulması işlemleri, çocuğun psikolojisinin olumsuz etkilenmemesi için genellikle bir pedagog, psikolog veya sosyal çalışmacı gibi bir uzman eşliğinde gerçekleştirilir.
  4. Muhalefetin Sonuçları (Tazyik Hapsi): Eğer velayeti elinde bulunduran ebeveyn, icra emrine rağmen çocuğu göstermez veya kişisel ilişki kurulmasını engellerse, İcra ve İflas Kanunu’nun 341. maddesi devreye girer. Bu maddeye göre; “Çocuk teslimi hakkındaki ilâmın veya ara kararının gereğini yerine getirmeyen veya yerine getirilmesini engelleyen kişinin, şikâyet üzerine, fiili daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra ilâmın veya ara kararının gereği yerine getirilirse, kişi tahliye edilir.”

Bu tazyik hapsi, bir “disiplin hapsi” niteliğindedir ve amacı kişiyi cezalandırmaktan ziyade, mahkeme kararının yerine getirilmesini sağlamaktır. Paraya çevrilemez, ertelenemez ve tekerrür halinde tekrar verilebilir. İşte bu nokta, halk arasında “çocuğu göstermeme suçu” olarak bilinen eylemin en önemli yaptırımıdır.

TCK Kapsamında Değerlendirilebilecek Dolaylı Suç Tipleri

Her ne kadar ana yaptırım İİK üzerinden gelse de, bazı ağır durumlarda TCK’daki suçlar da gündeme gelebilir, ancak bu durumlar daha nadirdir ve olayın özelliklerine göre değerlendirilir:

  • TCK m. 234 (Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması): Eğer çocuğu göstermeme eylemi, çocuğu hukuka aykırı olarak bir yerden başka bir yere götürme veya orada alıkoyma boyutuna varırsa, bu suç tipi gündeme gelebilir. Ancak bu, genellikle velayet hakkı olmayan veya velayeti kaldırılmış bir kişinin eylemleri için daha çok söz konusu olur. Mahkeme kararıyla kişisel ilişki kurulan çocuğun süresi bittiği halde geri getirilmemesi de bu kapsamda değerlendirilebilir.
  • TCK m. 109 (Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma): Çocuğun diğer ebeveynle görüşmesini engelleyerek, çocuğun serbestçe hareket etme ve hukuken tanınmış bir hakkı olan kişisel ilişki kurma özgürlüğünü kısıtlamak, çok istisnai durumlarda bu suçun unsurlarını oluşturabilir. Ancak uygulamada genellikle İİK hükümleri önceliklidir.
  • TCK m. 233 (Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali): Bu madde daha çok bakım ve destek yükümlülükleriyle ilgili olup, doğrudan çocuk göstermemeyi kapsamaz ama aile hukukundan doğan genel bir yükümlülüğün ihlali olarak dolaylı bir bağlantı kurulabilir, ancak cezai sorumluluk için yetersiz kalacaktır.

Unutulmamalıdır ki, ceza hukuku son çare (ultima ratio) ilkesiyle hareket eder. Çocuk teslimine ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikli yol İcra ve İflas Kanunu’ndaki özel düzenlemelerdir.

Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarında Çocuğu Göstermeme

Yüksek mahkeme kararları, uygulamanın nasıl şekillendiğini göstermesi açısından önemlidir. Hem Yargıtay hem de Bölge Adliye Mahkemeleri, çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi vakalarında genellikle çocuğun üstün yararını ve mahkeme ilamının kesinliğini vurgular.

Yargıtay Kararları Işığında

Yargıtay, çocuk teslimine muhalefet nedeniyle verilen tazyik hapsi kararlarını onarken veya bozarken belirli kriterlere dikkat eder:

  • Mahkeme İlamının Açıklığı: Kişisel ilişki takviminin net ve uygulanabilir olması gerekir. Belirsizlik varsa, ilamın icrası zorlaşır.
  • Engellemenin Kasıtlı Olması: Çocuğu göstermeme eyleminin haklı bir nedene dayanmaması ve kasıtlı olması aranır. Örneğin, çocuğun ani ve ciddi bir hastalığı gibi durumlar geçici mazeret sayılabilir, ancak bu durumun belgelenmesi ve iyi niyetli olunması şarttır.
  • Çocuğun İradesi: Özellikle idrak çağındaki çocuğun isteği dikkate alınabilir, ancak bu istek tek başına belirleyici değildir. Çocuğun diğer ebeveyn tarafından manipüle edilip edilmediği, uzman raporlarıyla değerlendirilir. Yargıtay, çocuğun salt “istemiyorum” demesini, mahkeme kararını etkisiz kılacak bir gerekçe olarak genellikle kabul etmez.
  • Velayetin Değiştirilmesi Davalarına Etkisi: Sürekli ve kasıtlı olarak çocuğu göstermeyen ebeveynin bu davranışı, velayetin kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir ve diğer ebeveynin açacağı velayetin değiştirilmesi davasında önemli bir delil teşkil edebilir. Yargıtay, bu tür durumlarda velayetin değiştirilmesine hükmedebilmektedir.

Örnek Yargıtay Kararı Özeti 1: Yargıtay bir kararında, davalı annenin, mahkemece belirlenen kişisel ilişki saatlerinde çocuğu babasına teslim etmediği, bu durumun icra marifetiyle yapılan tespitlerde de sabit olduğu, annenin bu davranışının süreklilik arz ettiği ve çocuğun baba ile ilişkisini zedelediği gerekçesiyle, babanın açtığı velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. (Karar detayları için blog sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.)

Örnek Yargıtay Kararı Özeti 2 (Tazyik Hapsi): Yargıtay Ceza Genel Kurulu, çocuk teslimine ilişkin ilama muhalefet nedeniyle verilen tazyik hapsi kararının, şikayete tabi olduğunu, şikayet süresine ve usulüne uyulması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, tazyik hapsinin amacının cezalandırma değil, ilamın yerine getirilmesini sağlamak olduğunu vurgulamıştır. Muhalefetin her bir tespiti için ayrı ayrı şikayet ve ceza talep edilebileceğini belirtmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararları

Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM), ilk derece mahkemesi kararlarının istinaf incelemesini yapar. BAM kararları da Yargıtay içtihatlarına paralel bir şekilde, çocuğun üstün yararı ve mahkeme kararlarına uyma zorunluluğunu ön planda tutar.

Örnek Bölge Adliye Mahkemesi Kararı Özeti: Bir BAM kararında, çocuğun diğer ebeveynle görüşmek istemediği yönündeki beyanlarının uzman raporuyla desteklenmediği ve velayet sahibi ebeveynin çocuğu bu yönde etkilediğine dair emareler bulunduğu takdirde, çocuğun beyanına itibar edilmeyerek kişisel ilişkinin devamına ve engelleme halinde İİK hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir. BAM, velayet sahibi ebeveynin çocuğu diğer ebeveynle görüşmeye teşvik etme yükümlülüğü olduğunu da hatırlatmıştır.

Çocuğu Göstermeme Durumunda İzlenecek Hukuki Yollar

Eğer mahkeme kararına rağmen çocuğunuz size gösterilmiyorsa, sabırlı ama kararlı bir şekilde hukuki süreci başlatmanız önemlidir.

Adım Adım Ne Yapılmalı?

  1. Sakin Kalın ve Durumu Belgeleyin: Öfkeyle hareket etmek yerine durumu sakin bir şekilde değerlendirin. Çocuğun gösterilmediği gün ve saatleri, yapılan telefon görüşmelerini, mesajları (hakaret içermeyen ve durumu tespit eden) kaydedin. Mümkünse yanınızda bir tanık bulundurun.
  2. Karşı Tarafla İletişim Kurmaya Çalışın (Yazılı): İyi niyetli bir şekilde, tercihen yazılı (e-posta, noter ihtarı gibi) olarak karşı tarafa mahkeme kararını hatırlatın ve çocuğunuzla görüşmek istediğinizi bildirin. Bu, ilerideki hukuki süreçlerde delil niteliği taşıyabilir.
  3. Avukat Desteği Alın: Bu süreç karmaşık olabileceğinden ve hak kaybı yaşamamanız için bir avukattan hukuki destek almanız en doğru yoldur. Aşık Hukuk Bürosu olarak bu konuda size yardımcı olabiliriz.
  4. İcra Takibi Başlatın: Avukatınız aracılığıyla veya şahsen, yetkili İcra Müdürlüğü’ne mahkeme ilamı ile başvurarak “çocukla kişisel ilişki kurulmasının sağlanması” veya “çocuk teslimi” için icra takibi başlatın.
  5. İcra Memuru ve Uzman Eşliğinde Çocuk Teslimi: İcra Müdürlüğü, belirlenen gün ve saatte, genellikle bir pedagog veya sosyal hizmet uzmanı eşliğinde çocuk teslimi için adresinize gelecektir. Bu uzmanlar, çocuğun süreçten en az şekilde etkilenmesini sağlamaya çalışır.
  6. Muhalefet Halinde Şikayet (Tazyik Hapsi Talebi): Eğer karşı taraf çocuğu göstermemekte ısrar ederse, icra memuru bu durumu tutanakla tespit eder. Bu tutanakla birlikte, İcra Ceza Mahkemesi’ne şikayette bulunarak çocuğu göstermeyen eş hakkında İİK m. 341 uyarınca tazyik hapsi talep edebilirsiniz.
  7. Velayetin Değiştirilmesi Davası Açmayı Düşünün: Eğer çocuğu göstermeme eylemi sürekli ve kasıtlı bir hal almışsa, çocuğun diğer ebeveynle bağ kurması engelleniyorsa ve bu durum çocuğun menfaatlerine aykırı ise, Aile Mahkemesi’nde velayetin değiştirilmesi davası açabilirsiniz. Bu dava, “çocuğu göstermeme suçu” olarak adlandırılan eylemin en radikal sonuçlarından biridir.

Dava Aşamaları (Genel Bakış)

  • İcra Takip Süreci: Dilekçe verilmesi, icra emrinin tebliği, belirlenen günde teslim için gidilmesi.
  • Tazyik Hapsi Yargılaması (İcra Ceza Mahkemesi): Şikayet dilekçesi, duruşma, delillerin değerlendirilmesi ve karar. Bu yargılama genellikle daha hızlı sonuçlanır.
  • Velayetin Değiştirilmesi Davası (Aile Mahkemesi): Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, delillerin toplanması (tanık, uzman raporları, pedagog incelemesi), duruşmalar ve karar. Bu dava daha uzun sürebilir.

Örnek Olaylarla Çocuğu Göstermeme Vakaları

Konunun daha iyi anlaşılması için Türkiye’de yaşanmış olabilecek, kimlikleri gizlenmiş bazı örnek olaylara bakalım:

Örnek Olay 1: Elif Hanım ve Kenan Bey

Elif Hanım ve Kenan Bey boşanmışlardır. 7 yaşındaki kızları Ayşe’nin velayeti Elif Hanım’dadır. Mahkeme, Kenan Bey’in her hafta Cumartesi saat 10:00’dan Pazar saat 18:00’e kadar Ayşe ile kişisel ilişki kurmasına karar vermiştir. Ancak Elif Hanım, son üç haftadır Kenan Bey’in Ayşe’ye yeterince özen göstermediğini, sağlıksız yiyecekler yedirdiğini iddia ederek Ayşe’yi teslim etmemektedir. Kenan Bey, önce Elif Hanım’a ihtarname çekmiş, sonuç alamayınca icra müdürlüğüne başvurmuştur. İcra memuru ve pedagog eşliğinde gidildiğinde Elif Hanım yine çocuğu teslim etmemiş, bu durum tutanak altına alınmıştır. Kenan Bey, bu tutanakla İcra Ceza Mahkemesi’ne başvurarak Elif Hanım hakkında tazyik hapsi talep etmiştir. Mahkeme, Elif Hanım’ın iddialarının soyut olduğunu ve mahkeme kararını uygulamaktan kaçındığını belirterek tazyik hapsine hükmetmiştir.

Örnek Olay 2: Murat Bey ve Sema Hanım

Murat Bey ve Sema Hanım’ın 10 yaşındaki oğulları Can’ın velayeti Murat Bey’dedir. Mahkeme kararına göre Sema Hanım, sömestr tatilinin ilk haftası Can’ı yanına alabilecektir. Murat Bey, Can’ın “annemle gitmek istemiyorum, babamla kalmak istiyorum” dediğini ileri sürerek Sema Hanım’a çocuğu teslim etmemiştir. Sema Hanım, avukatı aracılığıyla icra takibi başlatmış, pedagog raporunda Can’ın babası tarafından yönlendirildiği ve annesiyle görüşmekten çekinir hale getirildiği tespit edilmiştir. Murat Bey’in bu tutumu nedeniyle hem tazyik hapsi riskiyle karşılaşmış hem de Sema Hanım, Murat Bey’in velayet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi davası açmayı değerlendirmeye başlamıştır.

Örnek Olay 3: Uzaklaştırma Kararı Varken Çocuk Teslimi

Ahmet Bey hakkında, eski eşi Zeynep Hanım’a yönelik şiddet tehdidi nedeniyle 3 ay süreyle uzaklaştırma kararı verilmiştir. Ancak mahkeme, çocukları Deniz’in velayetini Zeynep Hanım’a verirken, Ahmet Bey’in her hafta sonu Pazar günleri 14:00-18:00 arasında bir kamu kurumunun belirlediği güvenli bir yerde (örneğin Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı bir merkezde) uzman eşliğinde Deniz ile görüşmesine karar vermiştir. Zeynep Hanım, uzaklaştırma kararını gerekçe göstererek Deniz’i bu görüşmelere göndermek istememektedir. Ancak kişisel ilişki kararı, uzaklaştırma kararının şartları gözetilerek özel olarak düzenlendiği için Zeynep Hanım’ın bu tutumu hukuka aykırıdır. Ahmet Bey, yine icra yoluyla ve uzman eşliğinde teslim talep etme hakkına sahiptir. Bu tür durumlarda teslim yeri ve şekli, çocuğun ve mağdur ebeveynin güvenliğini sağlayacak şekilde özel olarak belirlenir.

Çocuğu Göstermeme Durumu: Tablo ile Özet

Durum/Soru Açıklama Yaptırım/Sonuç İlgili Mevzuat
Mahkeme Kararına Rağmen Göstermeme Velayeti elinde bulunduran ebeveynin, diğer ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurmasını kasıtlı olarak engellemesi. İcra yoluyla çocuk teslimi, teslim sağlanmazsa şikayet üzerine İcra Ceza Mahkemesi’nce tazyik hapsi (6 aya kadar), sürekli ve kötü niyetli engelleme halinde velayetin değiştirilmesi davası açılabilmesi. İİK m.341, TMK, Çocuk Koruma Kanunu (ÇKK)
Çocuğu göstermeme suçu doğrudan var mı? TCK’da bu isimle özel bir suç tipi bulunmamaktadır. Ancak İcra ve İflas Kanunu’ndaki “çocuk teslimi hakkındaki ilama muhalefet” fiili, halk arasında bu şekilde adlandırılan duruma en yakın ve en sık uygulanan cezai yaptırımı (tazyik hapsi) içerir. İİK m.341 uyarınca tazyik hapsi. İİK, TCK (dolaylı ve nadir durumlar için)
Hangi Mahkeme Görevli? Çocuk teslimi için İcra Müdürlüğü’ne başvurulur. Tazyik hapsi talepleri için İcra Ceza Mahkemesi, velayetin değiştirilmesi davaları için Aile Mahkemesi görevlidir. HMK, İİK, Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun
Çocuğun “Gitmek İstemiyorum” Demesi Çocuğun yaşı ve idrak gücüne göre dikkate alınabilir ancak tek başına mahkeme kararını hükümsüz kılmaz. Uzman (pedagog/psikolog) tarafından çocuğun beyanının samimiyeti ve yönlendirme olup olmadığı değerlendirilir. Ebeveynin çocuğu diğer ebeveyne karşı kışkırtması velayetin kötüye kullanılmasıdır. Duruma göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talep edilebilir, ancak karara uymama gerekçesi olamaz. TMK, ÇKK
Uzlaşma Mümkün mü? Her aşamada taraflar aralarında anlaşarak sorunu çözebilirler. Çocuğun menfaati her zaman öncelikli olduğundan, mahkeme dışı çözüm yolları (arabuluculuk, aile danışmanlığı) denenebilir. Ancak var olan bir mahkeme kararını değiştirecek bir anlaşma yine mahkeme onayı gerektirebilir. Arabuluculuk, sulh. Arabuluculuk Kanunu, TMK
İcra Masrafları ve Vekalet Ücreti Çocuk teslimi için yapılan icra masrafları ve eğer vekil ile takip ediliyorsa vekalet ücreti, genellikle haksız çıkan tarafa yükletilir. Ancak uygulamada masrafların bir kısmı başlangıçta talep eden tarafından karşılanabilir. Masrafların karşı taraftan tahsili. İİK, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi

Pratik İpuçları ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Boşanma sonrası çocukla kişisel ilişki sürecinin sorunsuz işlemesi için her iki ebeveyne de önemli görevler düşmektedir:

  • Mahkeme Kararına Harfiyen Uyun: Belirlenen gün ve saatlere, tatil düzenlemelerine titizlikle riayet edin. Esneklikler olacaksa bile bunu diğer ebeveynle yazılı olarak teyitleşerek yapın.
  • İletişimi Kayıt Altına Alın: Özellikle sorun yaşadığınız durumlarda, kişisel ilişkiyle ilgili tüm yazışmaları (SMS, e-posta, WhatsApp mesajları vb.) saklayın. Bu yazışmaların saygılı bir dille yapılmasına özen gösterin.
  • Çocuğu Diğer Ebeveyne Karşı Kışkırtmayın: Çocuğun diğer ebeveyniyle sağlıklı ilişki kurması en doğal hakkıdır. Çocuğa diğer ebeveyni kötülemek, onu görüşmeye gitmemesi için manipüle etmek, çocuğun psikolojisine zarar verir ve velayet hakkının kötüye kullanılması anlamına gelebilir.
  • Çocuğun Psikolojisini Gözetin: Teslim ve tesellüm sırasında çocuğun yanında tartışmaktan, gerginlik yaratmaktan kaçının. Gerekirse bir uzmandan (pedagog, psikolog) destek alın.
  • Değişen Koşulları Bildirin: Eğer çocuğun veya sizin hayatınızda kişisel ilişkiyi etkileyecek önemli bir değişiklik (taşınma, ciddi sağlık sorunu, çocuğun okul değişikliği vb.) olursa, durumu diğer ebeveynle paylaşın ve gerekirse mahkemeden kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep edin.
  • İyi Niyetli Olun: Unutmayın ki amaç, çocuğun her iki ebeveynle de sağlıklı ve düzenli bir ilişki sürdürmesidir. Karşılıklı iyi niyet ve anlayış, pek çok sorunun büyümeden çözülmesini sağlar. “Çocuğu göstermeme suçu” olarak algılanabilecek davranışlardan kaçınmak, öncelikle çocuğunuzun yararınadır.
  • Haklı Bir Gerekçeniz Varsa Hukuki Yol İzleyin: Eğer çocuğunuzun diğer ebeveynle görüşmesinin çocuğun güvenliği, sağlığı veya psikolojisi açısından ciddi bir risk oluşturduğuna dair somut delilleriniz varsa (örneğin, şiddet, ihmal, bağımlılık gibi), keyfi olarak çocuğu göstermemek yerine derhal mahkemeye başvurarak kişisel ilişkinin kaldırılmasını veya yeniden düzenlenmesini talep etmelisiniz.

Boşanma sonrası çocukla kişisel ilişki kurulması, çocuğun en temel haklarından biri olup, ebeveynler için de önemli bir yükümlülük ve haktır. Mahkeme kararıyla tesis edilen bu ilişkinin kasten engellenmesi, hukuki ve cezai yaptırımları beraberinde getirir. Her ne kadar TCK’da doğrudan “çocuğu göstermeme suçu” adıyla bir düzenleme olmasa da, İcra ve İflas Kanunu’ndaki tazyik hapsi müessesesi, bu tür eylemlere karşı etkili bir yasal araçtır. Ayrıca, bu tür davranışların velayetin değiştirilmesi için haklı bir gerekçe oluşturabileceği de unutulmamalıdır.

Hakkını Aramaktan Korkma

Eğer çocuğunuzla görüşme hakkınız engelleniyorsa, yasal yollara başvurarak hakkınızı aramak en doğal hakkınızdır. Bu süreçte sabırlı olmak, doğru adımları atmak ve profesyonel hukuki destek almak önemlidir. Çocuğun üstün yararı her zaman öncelikli olmalı ve tüm adımlar bu prensip çerçevesinde atılmalıdır. Unutmayın ki, çocuğunuzun sizinle sağlıklı bir ilişki kurmaya ihtiyacı vardır ve hukuk bu ihtiyacı korumak için vardır. Aşık Hukuk Bürosu olarak, boşanma ve aile hukuku alanındaki uzmanlığımızla bu zorlu süreçlerde yanınızda olduğumuzu bilmenizi isteriz. Haklarınızı öğrenmek ve doğru adımları atmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Çocuğumu göstermeyen eski eşime karşı hemen ceza davası açabilir miyim?

Cevap: Doğrudan bir ceza davası (TCK anlamında) açmak yerine, öncelikle icra müdürlüğü kanalıyla çocuk teslimi veya kişisel ilişki kurulması için ilamın icrasını talep etmeniz gerekir. Eğer bu icra emrine rağmen çocuk gösterilmezse, yani muhalefet edilirse, o zaman İcra Ceza Mahkemesi’ne şikayette bulunarak İİK m.341 uyarınca tazyik hapsi talep edebilirsiniz. Bu, “çocuğu göstermeme” fiilinin en yaygın cezai sonucudur.

Soru 2: Çocuk diğer ebeveynle gitmek istemiyorsa yine de göstermek zorunda mıyım?

Cevap: Mahkeme kararı esastır ve çocuğun isteği tek başına kararı geçersiz kılmaz. Özellikle küçük yaştaki çocuklar kolaylıkla etki altında kalabilir. Çocuğun isteksizliği bir uzman (pedagog/psikolog) tarafından değerlendirilmelidir. Velayet sahibi ebeveynin çocuğu diğer ebeveyne karşı olumsuz etkilemediğinden emin olunmalıdır. Eğer çocuğun gitmek istememesi için haklı, ciddi ve çocuğun menfaatine aykırı bir durum (örneğin şiddet, ağır ihmal riski) varsa, bu durum derhal mahkemeye bildirilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi veya geçici olarak durdurulması talep edilmelidir. Keyfi olarak “çocuk istemiyor” diyerek göstermemek, hukuki sorumluluk doğurur.

Soru 3: Tazyik hapsi nedir? Paraya çevrilir mi veya ertelenir mi?

Cevap: Tazyik hapsi, bir mahkeme kararının veya yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak amacıyla uygulanan bir tür zorlama (disiplin) hapsidir. Çocuk teslimine muhalefet durumunda İİK m.341 uyarınca genellikle 6 aya kadar verilebilir. Tazyik hapsi, Türk Ceza Kanunu anlamında bir hapis cezası olmadığı için adli para cezasına çevrilmez, ertelenemez ve cezanın infazı ertelenmez. Yükümlülük yerine getirildiğinde (örneğin çocuk gösterildiğinde) kişi derhal serbest bırakılır.

Soru 4: Eski eşim çocuğu göstermemek için sürekli adres değiştiriyor veya telefonlarıma çıkmıyor, ne yapabilirim?

Cevap: Bu durum, hakkın kötüye kullanılmasıdır ve mahkeme kararının uygulanmasını engellemeye yönelik kasıtlı davranışlardır. Öncelikle, icra takibi yoluyla MERNİS adresi ve bilinen diğer adreslere tebligat yapılmaya çalışılır. Adres tespiti için ilgili kurumlara müzekkere yazılabilir. Sürekli adres değiştirmek ve iletişimi kesmek, velayet görevini kötüye kullanma olarak değerlendirilebilir ve velayetin değiştirilmesi davası için çok önemli bir sebep teşkil edebilir. Durumu belgeleriyle birlikte avukatınıza danışarak hukuki süreci yönetmeniz önemlidir.

Soru 5: Kişisel ilişki kurulurken çocuğun teslim alındığı veya bırakıldığı yerde tartışma çıkmaması için ne yapabilirim?

Cevap: En ideali, teslim-tesellüm işlemlerinin çocuğun en az etkileneceği şekilde, sakin ve saygılı bir ortamda yapılmasıdır. Eğer taraflar arasında gerginlik yaşanıyorsa, teslimin ortak bir arkadaş veya akraba aracılığıyla yapılması (eğer mahkeme kararında buna engel bir durum yoksa ve diğer taraf da rıza gösteriyorsa) düşünülebilir. Şiddetli geçimsizlik ve risk durumlarında, teslimin bir uzman (pedagog, sosyal çalışmacı) eşliğinde veya mahkemenin belirleyeceği bir çocuk teslim merkezinde yapılması için mahkemeye başvurulabilir.

ADLİYELERDE ÇOCUK TESLİMİ İÇİN ADM BÜROLARI KURULMUŞTUR. 2025 YILINDA ADM BÜROLARINA GİDEREK FORMU DOLDURUP ÇOCUK TESLİMİNİ SORUNSUZ ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİREBİLİRSİNİZ (HEM ALMA HEM TESLİM KONUSUNDA YARDIMCI OLUNUYOR)

 

Randevu Alın

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu