CEZA HUKUKUMAKALELER

Trafik Kazalarında Bilirkişi Raporu Nedir?

Avukat Gözetiminde Rapor Hazırlamanın ve İtirazın Önemi

Zifiri karanlıkta yüz üstü düştüm
Asfalt yolun tam ortasına
Ağzımdan burnumdan kan geliyordu
Sol yanımda koca bir kaldırım taşı

Kazanın şokuyla kendini bir anda asfaltın ortasında bulan bir kazazedenin hisleri, yukarıdaki dizelerde ne kadar çarpıcı anlatılmış. Trafik kazaları, saniyeler içinde hayatımızı altüst edebiliyor. Ancak kazadan sonra başlayan hukuki mücadelede en kritik unsurlardan biri olan trafik kazası bilirkişi raporu, çoğu kişi için belirsiz ve karmaşık bir konu olarak görünebilir. Peki trafik kazalarında bilirkişi raporu nedir, nasıl hazırlanır ve neden bu kadar önemlidir? Bu soruları bir avukat bakış açısıyla, halkın anlayacağı bir dille açıklamaya çalışacağız. Örneklere, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına değinerek haklarınızı anlatacak; yazının sonunda da konuyla ilgili bir dilekçe örneği sunacağız.

 

Öncelikle “bilirkişi” kavramını kısaca tanımlayalım. Türk Dil Kurumu’na göre bilirkişi“belirli bir konudan iyi anlayan ve bir anlaşmazlığı çözümlemek için kendisine başvurulan uzman kişi” demektir. Yani trafik kazası davalarında bilirkişi, kazanın oluş şeklini teknik veriler ışığında değerlendirip mahkemeye rapor sunan uzman anlamına gelir. Trafik kazası bilirkişi raporu, işte bu uzmanın kaza hakkında hazırladığı, kusur oranlarını ve kazanın nedenlerini ortaya koyan belgedir. Bu rapor, mahkemenin kimin haklı kimin kusurlu olduğuna ve ne kadar tazminat ödeneceğine dair kararında belirleyici rol oynar.

 

Bir trafik kazası mağduru olarak haklarınızı tam anlamıyla koruyabilmek için bilirkişi raporunun önemini ve nasıl hazırlanması gerektiğini bilmek şart. Şimdi, bir avukat gözüyle bilirkişi raporunu ve sürecin püf noktalarını inceleyelim.

Avukat Gözetiminde Rapor Hazırlamanın Önemi

Trafik kazalarında bilirkişi raporu adli sürecin kilit noktasıdır. Hakimin teknik konulardaki yol göstericisi olan bu rapor eksik ya da hatalı olursa, davanın sonucu adil olmayabilir. İşte tam bu noktada avukatın rolü büyük önem kazanır. Bir avukat gözetiminde rapor hazırlanması, rapor sürecinin en başından itibaren titizlikle takip edilmesini sağlar. Peki bu ne anlama geliyor?

 

Öncelikle, deneyimli bir avukat kazaya dair tüm delillerin eksiksiz toplandığından emin olur. Trafik kazası sonrası tutulmuş kaza tespit tutanağı, polis raporu, olay yeri fotoğrafları, kamera kayıtları, tanık ifadeleri… Tüm bu unsurlar bilirkişinin değerlendirmesi için dosyaya tam olarak kazandırılmalıdır. Avukat, bilirkişiye sunulacak soruların doğru şekilde belirlenmesinde de mahkemeye yardımcı olur. Hangi sorular mı? Örneğin: Hangi taraf hangi trafik kuralını ihlal etti? Fren izleri ve araç hasarları kazanın oluş biçimini nasıl gösteriyor? Yol ve hava koşulları etkili oldu mu? Bu gibi kritik noktaların raporda yer almasını sağlamak, avukatın yönlendirmesi ile mümkün olur.

 

Ayrıca avukat, bilirkişi raporu hazırlandıktan sonra da müvekkili adına raporu dikkatlice inceler. Rapor içerisindeki teknik tespitler ile kazanın gerçekleri uyumlu mu, hesaplamalar doğru mu diye kontrol eder. Eğer raporda bir eksiklik veya hata görürse, kanuni süreler içinde derhal itiraz eder. Nitekim hukuk sistemimizde taraflar, bilirkişi raporuna itiraz etme hakkına sahiptir. Avukatınız bu hakkı etkin şekilde kullanarak, gerekirse yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep edebilir. Özellikle trafik kazası bilirkişi raporu ile polis tutanağı arasında çelişki varsa veya rapor bariz bir yanlışa sahipse, itiraz etmek ve ek rapor alınmasını sağlamak adil sonuç için kritik bir adımdır.

 

Unutmayın, mahkemede teknik konular genellikle hakim tarafından bilinmezlik içerir ve bilirkişi görüşü ışığında aydınlatılır. Bu nedenle, rapor sürecini avukat gözetiminde yürütmek, haklarınızın tam olarak korunması için adeta bir güvencedir. Avukat, hem sürecin hukuki çerçevede doğru ilerlemesini sağlar hem de bilirkişinin objektif ve bilimsel bir rapor sunmasına zemin hazırlar. Örneğin, bazı karmaşık kazalarda avukatınız bağımsız bir teknik uzmandan özel bir uzman mütalaası (özel bilirkişi görüşü) alıp mahkemeye sunarak resmi bilirkişi raporundaki eksikleri ortaya koyabilir. Bu şekilde mahkeme, dosyaya giren farklı uzman görüşlerini değerlendirip gerçeğe daha kolay ulaşır.

 

Kısacası, trafik kazası sonrasında hazırlanan bilirkişi raporunun her aşamada hukukçu bakışıyla denetlenmesi, ileride telafisi güç hak kayıplarının önüne geçer. Bilirkişi raporu ne kadar güçlü ve hatasız olursa, dava sürecinde o kadar emin adımlarla ilerlersiniz. Avukat desteğiyle hareket etmek, özellikle ciddi kazalarda hakkınızı ararken elinizi güçlendirecek en akıllıca yoldur.

Trafik Kazası Bilirkişi Raporu Nasıl Hazırlanır?

Peki bilirkişi raporu somut olarak nasıl hazırlanıyor, gelin adım adım bakalım. Trafik kazalarından doğan uyuşmazlıklarda, davanız ister ceza mahkemesinde ister tazminat talebiyle hukuk mahkemesinde görülsün, hakim teknik konularda bir uzmana başvurur. Mahkeme, genellikle trafik kazaları konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi heyeti atayarak inceleme yapılmasına karar verir. Atanan bilirkişi, genellikle trafik mühendisleri, makine mühendisleri veya ilgili teknik alanda uzman kişiler arasından seçilir. Amaç, kazanın oluş şeklini, tarafların kusur durumunu ve gerekiyorsa maddi zarar boyutunu bilimsel verilerle ortaya koymaktır.

 

Bilirkişi, dosyadaki belgeleri ve delilleri detaylı şekilde inceler. Öncelikle kaza tespit tutanağı ve polis raporunu değerlendirir. Bu resmi tutanaklarda kazanın yeri, saati, tarafların ilk beyanları ve trafik polisi tarafından yapılan kusur tespiti yer alır. Ancak bu tutanaklar her zaman yeterli olmayabilir; bazen polis, teknik açıdan hatalı bir kusur değerlendirmesi yapmış olabilir. Bu nedenle bilirkişi, kendi bağımsız değerlendirmesini yaparken tutanağa bağlı kalmaksızın fiziksel bulguları analiz eder.

 

Bilirkişi incelemesinde neler yapılır? Öncelikle, kazanın gerçekleştiği yol kesimine dair krokiler, fotoğraflar ve keşif notları incelenir. Gerekirse mahkeme, bilirkişinin olay yerinde keşif yapmasına izin verir; bilirkişi kaza mahalline gidip ölçümler alabilir, fren izlerini, görüş mesafesini, yol eğimini vb. yerinde gözlemleyebilir. Araçların hasar durumları, çarpma noktaları ve fren/lastik izleri teknik olarak kazanın nasıl meydana geldiğine dair ipuçları verir. Bilirkişi, taraf araçların hızlarını tahmini olarak belirlemek için fren izi uzunluğuçarpma şiddeti gibi verilere başvurabilir. Örneğin, hava yastığı açılma bilgileri veya araçtaki hasarın boyutu, çarpma anındaki yaklaşık hızı gösteren teknik verilerdir.

 

Bunların yanı sıra, trafik ışık ihlali veya hız sınırı aşımı gibi iddialar varsa, bilirkişi mümkünse kamera kayıtlarını ve EDS (Elektronik Denetleme Sistemi) verilerini de inceleyebilir. Tüm bu teknik incelemeler sonucunda uzman, her tarafın kusur oranını belirler. Bu oranlar genellikle yüzde ile ifade edilir (örneğin %100 – %0 ya da %70 – %30 kusur dağılımı gibi) veya bazen “asli kusurlu/tali kusurlu” şeklinde nitelendirilir. Asli kusur, kazanın asıl sorumlusunu; tali kusur ise ikincil derecede sorumluluğu ifade eder. Bilirkişi raporunda, kimin hangi trafik kuralını ihlal ettiği ve bu ihlalin kazaya nasıl sebebiyet verdiği ayrıntılı olarak açıklanır.

 

Eğer kazada yaralanma veya ölüm meydana gelmişse, kusur raporuna ek olarak tıbbi bilirkişi raporları da sürece dahil olur. Örneğin adli tıp uzmanları, yaralanmanın derecesi ve sürekli sakatlık oranı hakkında rapor verir. Aktüerya uzmanları ise ölen kişinin yakınlarının talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatı veya yaralanma nedeniyle talep edilen iş gücü kaybı tazminatını hesaplar. Ancak bunlar ayrı raporlar olup, burada bahsettiğimiz trafik kazası bilirkişi raporu daha çok kazanın oluş biçimi ve kusur dağılımı üzerinedir.

 

Rapor hazırlandığında, bilirkişi bunu mahkemeye sunar ve taraflara tebliğ edilir. Taraflar, raporu aldıktan sonra genellikle iki hafta içinde itiraz hakkına sahiptir. İtiraz gelmezse rapor genellikle kesinleşmiş kabul edilir ve hakim kararını oluştururken bu raporu esas alır. İtiraz gelirse, mahkeme itirazları haklı görürse yeni bir bilirkişi atayabilir veya aynı bilirkişiden ek rapor isteyebilir. Özellikle birden fazla bilirkişi raporu varsa ve bunlar çelişkili sonuçlara varmışsa, mahkeme çoğu zaman üç kişilik bilirkişi heyeti gibi daha kapsamlı bir incelemeye başvurur. Amaç, tüm çelişkileri gideren, denetime elverişli ve bilimsel dayanağı güçlü bir rapor elde etmektir.

Bilirkişi Raporunun Dava Sürecine Etkisi

Bilirkişi raporu, kaza sonrası açılan davanın seyrini büyük ölçüde belirler. Aşağıdaki tabloda, trafik kazasıyla ilgili bir tazminat davasında süreç adımları ve bilirkişi raporunun bu aşamalardaki etkisi özetlenmiştir:

Dava Aşaması Bilirkişi Raporunun Etkisi
Kaza ve İlk Tespit Kaza sonrası polis tarafından tutanak tutulur. Bu kaza tespit tutanağı, kazanın ilk değerlendirmesini içerir. Ancak tutanakta yapılan kusur tespiti, dava sürecinde kesin değildir; mahkeme teknik bilirkişi raporu ile bu tespiti doğrulatır veya düzeltebilir.
Davanın Açılması Mağdur taraf, maddi ve/veya manevi tazminat talebiyle davasını açar. Dava açıldıktan sonra mahkeme, dosyayı değerlendirip uzman bir trafik bilirkişisi atar. Bu aşamada tarafların sunduğu deliller bilirkişiye iletilmek üzere toparlanır. Avukatlar, mahkemenin bilirkişiye hangi soruları yönelteceğine katkı sunabilir.
Bilirkişi İncelemesi Atanan bilirkişi, dosyadaki delilleri inceler, gerekirse olay yerinde keşif yapar ve kazanın oluşumunu teknik açıdan analiz eder. Bu süreçte bilirkişi, tarafların kusur oranlarını saptar ve bunları gerekçeleriyle birlikte raporunda açıklar. Örneğin, hız ihlali, takip mesafesi, yol şartları gibi unsurlar değerlendirilir.
Raporun Sunulması Bilirkişi, hazırladığı raporu mahkemeye sunar. Rapor, taraflara tebliğ edilir ve incelemeleri için süre tanınır. Taraflar, raporu destekleyen veya rapora itiraz eden beyanlarını mahkemeye iletir. Eğer raporda eksik veya yanlış gördükleri noktalar varsa, bu aşamada itiraz ederek ek rapor talep edebilirler.
Karar Aşaması Hakim, davayı karara bağlarken bilirkişi raporunu esas alır. Rapor bilimsel ve tutarlı ise, genellikle mahkeme kararı rapor doğrultusunda verilir. Örneğin rapor davalının %100 kusurlu olduğunu belirtiyorsa, hakim kusur konusunu tekrar değerlendirmez. Ancak rapora itiraz edilmiş ve ikinci bir rapor alınmışsa, hakim tüm raporları birlikte değerlendirip bir sonuca varır. Doğru ve zamanında itiraz yapılmadıysa, hatalı bir rapor hükme esas olabilir. Bu yüzden bilirkişi raporu, karar aşamasında davanın kaderini çizer.

Yukarıdaki tablodan da görüldüğü gibi, trafik kazası bilirkişi raporu dava sürecinin her adımında etkili olmaktadır. Delillerin toplanmasından karar anına kadar, raporun kalitesi ve doğruluğu, hakimin vereceği hükmü doğrudan etkilemektedir.

Emsal Yargıtay ve İstinaf Kararları

Bilirkişi raporlarının önemi, yüksek yargı kararlarında defalarca vurgulanmıştır. Hem Yargıtay hem de Bölge Adliye Mahkemeleri (istinaf), hatalı veya eksik raporlarla hüküm kurulmasının önüne geçmek için çeşitli ilke kararları ortaya koymuştur. Kısaca bazı emsal karar örneklerine bakalım:

 

Yargıtay Kararı Örneği: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020 tarihli bir kararında, trafik kazası dosyasında alınan iki farklı bilirkişi raporunun kusur oranları konusunda birbiriyle çelişmesi üzerine mahkemenin bu çelişki giderilmeden karar vermesi hatalı bulunmuştur. Yüksek Mahkeme, böyle bir durumda mahkemenin İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi) veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan seçilecek uzman bir bilirkişi heyetinden ek rapor alması gerektiğine dikkat çekmiştir. Bu karara göre, trafik kazası bilirkişi raporları arasında uyumsuzluk varsa hakimin mutlaka yeni bir inceleme yaptırarak gerçeği netleştirmesi gerekir; aksi takdirde karar eksik inceleme nedeniyle bozulur.

 

Bölge Adliye (İstinaf) Kararı Örneği: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/1142 E., 2021/1154 K. sayılı kararında da benzer bir durum ele alınmıştır. Bu davada, polis tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağı ile dava dosyasındaki bilirkişi raporu arasında kusur dağılımı bakımından ciddi bir çelişki bulunmaktadır. İlk derece mahkemesi, bu çelişkiyi giderme gereği duymadan karar verdiği için istinaf mahkemesi kararı kaldırmıştır. İstinaf Mahkemesi, trafik kaza tutanağı ile bilirkişi raporu arasında farklılık varsa, üç kişilik uzman bir bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor aldırılması gerektiğini vurgulayarak dosyayı yeniden inceleme yapılmak üzere geri göndermiştir.

 

Görüldüğü üzere, yüksek yargı organları, bilirkişi raporundaki sorunların üstünün örtülmesine izin vermemektedir. Bu kararlar, bir rapora körü körüne dayanmak yerine, tutarsızlık durumunda ek uzman görüşü alınarak adaletin sağlanması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle, eğer sizin davanızda da rapor hatalıysa veya farklı raporlar arasında uyumsuzluk varsa, itiraz mekanizmasını kullanmaktan çekinmemelisiniz.

Gerçek Örnek Olaylar

Teorik bilgiler yanı sıra, konuyu gerçekçi örneklerle somutlaştıralım. Aşağıda, Türkiye’de yaşanmış gibi kurgulanmış iki olay üzerinden bilirkişi raporunun dava sürecine etkisini anlatıyoruz:

 

Örnek Olay 1: Eksik İnceleme Sonucu Haksızlık: Ankara’da meydana gelen bir trafik kazasında, genç bir mühendis olan Ayşe, kavşakta yeşil ışıkta geçerken sol taraftan hızla gelen bir aracın kendi aracına çarpmasıyla ağır yaralanır. Polis tutanağında, diğer sürücü kırmızı ışık ihlali yapmış olabileceği halde açıkça belirtilmez ve her iki tarafa da tali kusur verilir. Ayşe, ilk başta hukuki yardım almadan sigorta şirketiyle iletişime geçer ancak sigorta şirketi tutanağı gerekçe göstererek tam ödeme yapmaz. Bunun üzerine Ayşe maddi ve manevi tazminat davası açar. Davada atanan bilirkişi, polis tutanağındaki belirsizliğe rağmen kamera kayıtlarını derinlemesine incelemez ve hızlı gelen aracın sürücüsünü sadece %50 kusurlu sayan yüzeysel bir rapor yazar. Ayşe bu rapora zamanında itiraz etmez çünkü süreci tam bilmiyordur. Mahkeme de rapor doğrultusunda kusuru paylaştırarak düşük bir tazminata hükmeder. Ayşe, kararı öğrenince haksızlığa uğradığını düşünür ve bir avukata başvurur. Dosya istinafa taşındığında, avukatın girişimleriyle kavşaktaki MOBESE kamera kayıtları ayrıntılı şekilde incelenir ve başka bir bilirkişi incelemesi yapılır. Yeni rapor, diğer sürücünün aslında asli kusurlu olduğunu ortaya koyar (kırmızı ışıkta geçtiği ve hız limitini aştığı belirlenir). Sonuç olarak, Bölge Adliye Mahkemesi ilk kararı kaldırır ve Ayşe’nin hak ettiği tazminat miktarını alabilmesi için dosyayı yerel mahkemeye geri gönderir. Bu örnek, bilirkişi raporundaki eksik incelemenin nasıl büyük bir hak kaybına yol açabildiğini ve avukat desteğiyle bunun nasıl düzeltilebildiğini göstermektedir.

 

Örnek Olay 2: Avukat Desteğiyle Adil Çözüm: İzmir’de bir gece yarısı meydana gelen kazada, Ali’nin kullandığı otomobile arkadan gelen başka bir araç çarpar. Çarpmanın etkisiyle Ali’nin aracı önündeki kamyonete vurur ve zincirleme bir kaza oluşur. Polis tutanağında, arkadan çarpan araç sürücüsü %100 kusurlu görünmektedir. Ancak daha sonra açılan tazminat davasında, davalı tarafın itirazı üzerine mahkeme bir bilirkişi atar. Ali, bu süreçte bir trafik kazası avukatından yardım almaktadır. Avukat, kaza anına ilişkin çevredeki güvenlik kameralarını tespit edip mahkemeye sunar ve bilirkişiden bu kayıtların incelemesini talep eder. Bilirkişi raporu hazırlanırken Ali’nin avukatı da keşif sırasında hazır bulunarak önemli noktaların atlanmamasını sağlar. Sonuçta hazırlanan bilirkişi raporu, arkadan çarpan sürücünün öndeki araca çok yüksek hızla ve fren yapmadan çarptığını, Ali’nin ise önündeki kamyonete çarpmasının tamamen bu darbenin etkisiyle gerçekleştiğini bilimsel verilerle açıklar. Rapor, ilk tutanaktaki kusur tespitini teyit ettiği gibi, kazanın oluş mekanizmasını detaylı gerekçelerle ortaya koyar. Mahkeme, bu sağlam bilirkişi raporu sayesinde tereddütsüz şekilde karar verir ve Ali’nin tüm maddi zararlarını ve ayrıca yaşadığı travma için manevi tazminatı karşı tarafa ödetir. Bu olayda, en başından avukatla çalışan mağdur tarafın, delillerin etkin kullanımı ve sağlıklı bir rapor elde edilmesi sayesinde hızlı ve adil bir sonuca ulaştığı görülmektedir.

 

Yukarıdaki örnekler, aynı trafik kazası bilirkişi sürecinin farklı şekillerde yönetilmesinin sonuç üzerinde ne denli etkili olduğunu gözler önüne sermektedir. İlk olayda yaşanan olumsuzluklar, ikinci olayda avukatın müdahalesiyle bertaraf edilmiştir. Sizin de benzer bir kazanız varsa, bu örneklerden çıkaracağınız ders, hukuki süreci bilinçli yönetmenin ve haklarınızı sonuna kadar takip etmenin önemidir.

Hizmet Kalemi Açıklama Başlangıç Ücreti (₺)
Avukat Gözetiminde Bilirkişi Raporu Takibi Dava dosyasına bilirkişi atanması, sürecin takibi, itiraz ve ek rapor talebi 10.000 ₺
Kamera Kaydı – Görsel Delil Analizi Danışmanlığı Güvenlik kamerası görüntülerinin rapora yansıtılması ve bilirkişiye sunumu 8.000 ₺
Özel Teknik Uzman Raporu (İsteğe Bağlı – Destekleyici) Bağımsız mühendis/mühendislik firması tarafından hazırlanan ek görüş raporu 16.000 ₺ – 35.000 ₺
Keşif Sürecinde Avukat Eşliği Bilirkişi keşif işlemlerinde avukatın hazır bulunması ve yönlendirmesi 6.500 ₺
İtiraz ve Yeni Rapor Talep Süreci Mevcut bilirkişi raporuna hukuki gerekçelerle itiraz ve ek rapor istemi 10.000 ₺

(Özellikle itiraz ve yeni rapor talep sürecinde uzman bir avukat ile çalışınız!)

Sıkça Sorulan Sorular

Trafik kazaları ve bilirkişi raporları konusunda sıkça merak edilen bazı soruları aşağıda yanıtladık:

Trafik kazası bilirkişi raporu nedir ve ne işe yarar?

Soru: Trafik kazası bilirkişi raporu tam olarak nedir, ne içerir ve ne işe yarar?
Cevap: Trafik kazası bilirkişi raporu, bir trafik kazasının nasıl meydana geldiğine dair uzman görüşünü içeren resmi bir belgedir. Bağımsız bir trafik uzmanı tarafından hazırlanır. Rapor; kazanın oluş şeklini, tarafların trafik kurallarına uyup uymadığını, hız, fren izi, çarpma noktaları gibi teknik verileri analiz eder. Sonuç kısmında her bir tarafın kusur oranı (örneğin %100 kusur, %0 kusur veya paylaştırılmış kusur gibi) belirtilir. Bu rapor, mahkemenin kimin sorumlu olduğunu belirlemesine ve tazminat miktarını hakkaniyetle tayin etmesine yardımcı olur. Kısaca, davanın seyrini ve sonucunu doğrudan etkileyen temel teknik delildir.

Bilirkişi raporu ne kadar sürede hazırlanır?

Soru: Bir trafik kazası sonrası atanan bilirkişi raporu kaç günde hazırlanır?
Cevap: Bilirkişi raporunun hazırlanma süresi, davanın görüldüğü mahkemenin iş yüküne ve kazanın karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir. Genel olarak mahkemeler bilirkişiye raporu sunması için 30 gün gibi bir süre verir. Basit vakalarda bilirkişi birkaç hafta içinde raporunu tamamlayabilir. Ancak çok taraflı veya teknik açıdan karmaşık kazalarda ek süreye ihtiyaç duyulabilir, bu durumda bilirkişi mahkemeden süre uzatımı talep edebilir. Uygulamada, bir trafik kazası bilirkişi raporunun hazırlanmaması çoğu zaman 1-3 ay arasında sürmektedir. Tarafların itirazı üzerine yeni raporlar alınırsa süreç uzayabilir.

Bilirkişi raporuna nasıl itiraz edilir?

Soru: Mahkemece dosyaya girmiş bir bilirkişi raporundan memnun değilsem, buna itiraz edebilir miyim? Nasıl?
Cevap: Evet, taraflar bilirkişi raporuna itiraz edebilir. Rapora itiraz etmek için, raporun tebliğ edilmesinden itibaren genellikle 2 hafta içinde mahkemeye bir dilekçe sunmak gerekir. Bu itiraz dilekçesinde, raporda hatalı veya eksik bulduğunuz noktaları somut gerekçelerle açıklamalısınız. Örneğin “bilirkişi, kamera görüntülerini değerlendirmemiştir” veya “fren izi hesabında yanlış yöntem kullanılmıştır” gibi teknik itiraz noktalarını belirtmelisiniz. İtiraz üzerine mahkeme, aynı bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi tamamen yeni bir bilirkişi (veya heyet) de atayabilir. Önemli olan, itirazınızı süreyi geçirmeden ve mümkünse bir avukat yardımıyla gerekçeli şekilde yapmaktır. Unutmayın, kullanılmayan itiraz hakkı davanızın olumsuz bir raporla kaybedilmesine yol açabilir.

Bilirkişi raporu olmadan tazminat alınabilir mi?

Soru: Trafik kazası sonrası hiç dava açmadan veya bilirkişi raporu olmadan karşı taraftan tazminat alabilir miyim?
Cevap: Küçük hasarlı trafik kazalarında taraflar kendi aralarında anlaşıp sigorta şirketleri aracılığıyla tazminat işlemlerini halledebilir. Hatta yalnızca araç hasarı varsa ve taraflar tutanakta anlaşmışsa, sigorta eksper raporuyla ödeme yapılabilir. Ancak ciddi yaralanmalı veya ölümle sonuçlanan kazalarda, sigorta şirketi belirli bir miktara kadar ödeme yapsa bile tam hakkınızı almak için çoğunlukla dava yoluna gitmek gerekir. Dava sürecinde de bilirkişi raporu neredeyse her zaman gereklidir çünkü hakim kusur oranını ve zarar miktarını bu raporla belirleyecektir. Özetle, bilirkişi raporu olmadan yalnızca sınırlı ve çoğu zaman eksik bir tazminat alınabilir; hakkınızı tam anlamıyla alabilmek için mahkeme sürecinde bilirkişi incelemesi şarttır.

Trafik kazası davalarında avukat tutmak gerekli mi?

Soru: Bir trafik kazası geçirdim, davamı avukat olmadan kendim takip edebilir miyim, yoksa avukat tutmak şart mı?
Cevap: Hukuken bir davayı avukat olmadan takip etmek mümkündür; zorunluluk yoktur. Ancak trafik kazası davaları teknik detaylar içerdiğinden bir avukat desteği son derece faydalıdır. Avukat, haklarınızı bilmenizi sağlar, dilekçelerin usulüne uygun hazırlanmasında yardımcı olur ve özellikle bilirkişi raporu sürecinde profesyonelce hareket eder. Kendi başınıza davayı yürütürken, önemli bir itiraz hakkını kaçırabilir veya usul kurallarını bilmediğiniz için dezavantaj yaşayabilirsiniz. Nitekim yukarıda değindiğimiz gibi, rapora itiraz süresi kaçırılırsa hatalı bir rapor kesinleşebilir. Bir avukat, delillerin toplanması, rapora itiraz edilmesi, uygun tazminat miktarının talep edilmesi gibi konularda sizi doğru yönlendirecektir. Bu nedenle ciddi bir trafik kazası sonrası hakkınız olan maksimum tazminatı almak ve süreci hızlandırmak için bir trafik kazası avukatına başvurmanız tavsiye edilir. Nitekim detaylı bilgi ve profesyonel yardım almak isterseniz, bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Hakkını Aramaktan Korkma

Trafik kazaları hayatın acı bir gerçeği. Bir anlık dikkatsizlik veya başkasının kural ihlali yüzünden kendinizi uzun bir hukuk mücadelesinin içinde bulabilirsiniz. Bu süreçte bilirkişi raporu, ışık tutucu bir fenerdir; hakimin gözündeki sis perdesini aralar ve adaletin tecelli etmesine yardımcı olur. Ancak fenere giden yolu aydınlatmak da sizin elinizdedir. Haklarınızı ne kadar iyi bilir ve süreci ne kadar bilinçli takip ederseniz, adalete o denli yaklaşabilirsiniz.

 

Unutmayın, kaza sonrası hakkınızı aramaktan korkmayın. Bilirkişi raporu sizin aleyhinize çıktığında bile yılgınlığa kapılmayın. Hukuk size itiraz etme, delil sunma ve gerektiğinde kararı üst mahkemeye taşıma imkanı tanıyor. Yapmanız gereken, süreci ciddiye almak ve mümkünse uzman bir hukukçu desteğiyle hareket etmek. Avukatınız sadece yasal prosedürü yürütmekle kalmaz, aynı zamanda sizin sesi olur – mahkemede, kağıt üzerinde ve gerektiğinde karşı tarafla görüşmelerde sizin çıkarlarınızı savunur.

 

Bu yazıda trafik kazası bilirkişi raporunun ne olduğu, nasıl hazırlandığı ve dava sürecine etkileri detaylı bir şekilde ele alındı. Artık kazanın hukuki boyutuyla ilgili aklınızda daha net bir resim oluşmuş olmalı. Elbette her kaza ve her dava kendi özel koşullarına sahiptir. Eğer siz de bir trafik kazası mağduruysanız ve hakkınız olan tazminatı almakta zorlanıyorsanız, uzman desteği almayı düşünün. Hak arama yolculuğu zorlu olabilir; ama sonunda adalete ulaşmak, çekilen sıkıntılara değecektir. Hakkınızı aramaktan korkmayın ve unutmayın ki doğru yönetilen bir süreçle, adil bir sonuca ulaşma şansınız çok yüksektir.

 

Şimdi, konuyu daha iyi pekiştirmek adına sizlerle bir dilekçe örneği paylaşıyoruz. Bu örnek, bir trafik kazası mağdurunun avukatı aracılığıyla mahkemeye sunduğu tazminat davası dilekçesinin kurgusal bir versiyonudur. Kendi durumunuza uyarlarken bir avukattan destek almanız en doğrusu olmakla birlikte, dilekçe örneği hakkınızı nasıl talep edebileceğinize dair size genel bir fikir verecektir.

Trafik Kazası Tazminat Davası Dilekçe Örneği

ANKARA Nöbetçi 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
(Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Talepli Dava Dilekçesi)

 

Davacı: Ahmet Kaya (T.C. Kimlik No: 12345678901)
Adres: … (Davacının adresi) …

 

Vekili: Av. Murteza Osman AŞIK (Asık Hukuk Bürosu)
Adres: … (Vekil avukatın adresi)…

 

Davalılar:

  1. Mehmet Demir (T.C. Kimlik No: 10987654321) – (Davalı sürücünün adresi)

  2. ABC Sigorta A.Ş. – (Genel Müdürlük Adresi,… )

Konu: 05.04.2024 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle 10.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili taleplidir.

 

Açıklamalar:

  1. Kaza ve Kusur Durumu: Davacı müvekkil Ahmet Kaya, 05.04.2024 tarihinde Ankara, Kızılay Meşrutiyet Caddesi üzerinde kendi kullandığı 06 AAA 000 plakalı araçla seyir halindeyken, kırmızı ışık ihlali yaparak hızla kavşağa giren davalı Mehmet Demir’in kullandığı 34 BBB 111 plakalı aracın sol yan taraftan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında ağır şekilde yaralanmıştır. Kazanın ardından düzenlenen polis Kaza Tespit Tutanağı’nda, davalı sürücü Mehmet Demir’in kırmızı ışıkta geçtiği ve asli kusurlu olduğu açıkça belirtilmiştir. Davacı müvekkil, seyir hakkı kendisinde olmasına rağmen bu kazaya maruz kalmıştır ve kusuru bulunmamaktadır.

  2. Yaralanma ve Tedavi Süreci: Kaza neticesinde müvekkilinin sol bacağı kırılmış, kaburgalarında çatlaklar oluşmuş ve kafasında travma meydana gelmiştir. Müvekkil, derhal Ankara Şehir Hastanesi’ne kaldırılarak ameliyata alınmıştır. Hastanede 20 gün süreyle yatılı tedavi görmüş, bacağına platin takılmıştır. Taburcu olduktan sonra da 3 ay süreyle koltuk değnekleriyle yürümek zorunda kalmış, bu süreçte günlük ihtiyaçlarını tek başına karşılayamamıştır. Müvekkilin çalıştığı işyerinden bu nedenle uzun süre ayrı kalması gerekmiş ve kazadan dolayı hem ciddi bir gelir kaybı yaşamış hem de yoğun bir fiziksel ve psikolojik acı çekmiştir.

  3. Maddi Zararlar: Kazaya karışan müvekkilin aracında ağır hasar oluşmuş ve araç pert (kullanılamaz) hale çıkmıştır. Aracın kasko değeri 150.000 TL olup, sigorta şirketi pert bedeli olarak sadece 120.000 TL ödeme yapmıştır. Kalan 30.000 TL araç değer kaybı müvekkilin üzerinde kalmıştır. Ayrıca müvekkilin tedavi sürecinde cebinden yaptığı masraflar (ilaç, hastane fark ücreti, fizik tedavi giderleri, vb.) 8.500 TL tutmaktadır. Müvekkilin kaza nedeniyle işe gidemediği 3 aylık dönemde alamadığı ücret ve prim kaybı da 15.000 TL civarındadır. Bu maddi zararlar, kazanın doğrudan sonucu olup davalıların müteselsil sorumluluğu altındadır.

  4. Manevi Zararlar: Müvekkil, bu kaza nedeniyle sadece bedensel değil derin bir manevi sarsıntı da yaşamıştır. Genç ve sağlıklı bir insan iken, bir anda ayağının kırılması ve uzun süre başkasına muhtaç halde yaşamış olması onun psikolojisinde derin izler bırakmıştır. Günlerce kendi başına temel ihtiyaçlarını giderememiş, uykusuzluk ve kaza anını rüyalarında tekrar yaşama gibi travmatik etkilerle mücadele etmiştir. Sosyal hayatından uzak kalmış, yaşam kalitesi ciddi şekilde düşmüştür. Kaza anındaki ölüm korkusu ve sonrasında aylarca çektiği ağrılar, manevi tazminat talebini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, müvekkilin çektiği acı ve üzüntünün bir nebze olsun telafisi ve davalıların kusurlu eylemlerinin bir sonucu olarak caydırıcılık teşkil etmesi amacıyla istenmektedir.

  5. Hukuki Sorumluluk: Davalı Mehmet Demir, Karayolları Trafik Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre meydana gelen kazada asli kusurlu sürücü olarak tam sorumludur. Ayrıca, davalı Mehmet Demir’in trafik sigortacısı konumundaki ABC Sigorta A.Ş. de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında poliçe limiti dahilinde meydana gelen zararlardan sorumludur. Davalı sigorta şirketine kazadan hemen sonra başvuru yapılmış, ancak sigorta şirketi ödemesi gereken gerçek tazminat tutarını tam olarak karşılamamıştır (sadece araç pert bedelinin bir kısmı ödenmiştir, diğer kalemler ödenmemiştir). Bu nedenle, davalı sürücü ve sigorta şirketi, meydana gelen tüm zararları davacıya ödemekle mükelleftir.

  6. Deliller: Müvekkil taraf, iddialarını kanıtlamak için her türlü yasal delile başvurma hakkını saklı tutmaktadır. Özellikle kaza sonrası düzenlenen Kaza Tespit Tutanağı, polis raporları, olay yeri fotoğrafları, MOBESE ve güvenlik kamerası kayıtları, görgü tanıklarının beyanları önemli delil niteliğindedir. Ayrıca, bilirkişi incelemesi talep ediyoruz: Dosyaya atanacak trafik bilirkişisi marifetiyle kazanın oluş şeklinin ve tarafların kusur durumunun tespit edilmesini; ayrıca mali bilirkişilerce müvekkilin uğradığı maddi zararların (araç değer kaybı, tedavi giderleri, iş gücü kaybı vs.) hesaplanmasını talep ederiz. Müvekkilin tedavi gördüğüne ilişkin hastane raporları, reçeteler, tıbbi evraklar, iş göremezlik durumuna ilişkin raporlar da delil olarak sunulmaktadır. Sigorta şirketine yapılan başvuru yazışmaları ve ödenen pert bedeline dair belgeler de dosyaya eklidir.

  7. Hukuki Nedenler: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 49 ve devamı (haksız fiil sorumluluğu), 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (zorunlu trafik sigortası hükümleri), 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri ile genel hukuk prensipleri uyarınca davalılar, davacıya yönelik haksız fiilleri nedeniyle doğan zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de, trafik kazası neticesinde uğranılan maddi ve manevi zararlar, kusurlu sürücü ve onun zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsil edilmelidir. Bu yasal dayanaklar ışığında, davalıların müteselsilen sorumlu oldukları açıktır.

Sonuç ve Talep: Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile sunulan delillere ve re’sen dikkate alınacak hususlara binaen; fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, 10.000 TL maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminatın, 05.04.2024 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini saygıyla talep ederiz.

 

Tarih: 01/07/2025
Davacı Vekili:
Av. Murteza Osman AŞIK (İmza)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu