CEZA HUKUKUMAKALELER

İSTİSMAR DAVASI

İstismar Davası: Bilinmesi Gerekenler ve Hukuki Süreç

 

Senden ayrı senden uzak

Yersiz göksüz gibiyim

Toplumumuzun en hassas ve maalesef en yaralayıcı konularından biri olan istismar, özellikle çocukları ve savunmasız bireyleri hedef aldığında derin travmalara yol açabilmektedir. Bir İstismar Davası süreci, mağdurlar ve aileleri için hem hukuki hem de psikolojik olarak zorlu bir mücadeleyi ifade eder. Bu yazının amacı, istismar kavramını, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamındaki türlerini, yasal dayanaklarını ve en önemlisi, bir istismar davasının nasıl ilerlediğini halkımızın anlayabileceği açık bir dille anlatmaktır. Unutulmamalıdır ki, adalet arayışında hukuk sistemi mağdurlara çeşitli haklar ve korunma mekanizmaları sunmaktadır. Bu karmaşık süreçte Aşık Hukuk Bürosu gibi uzman bir hukuki destek almak, haklarınızı korumak ve adaletin tecellisine katkıda bulunmak adına kritik öneme sahiptir. Bu tür davalarda bilgi sahibi olmak, hem mağdurların haklarını aramasına yardımcı olur hem de toplum olarak bu tür suçlara karşı daha bilinçli bir duruş sergilememizi sağlar.

İstismar Nedir? Tanımı, Türleri ve Yasal Dayanakları

İstismar kelimesi, genel anlamıyla birinin iyi niyetini kötüye kullanma veya sömürme anlamına gelir.[1, 2, 3] Hukuki ve sosyal bağlamda ise, özellikle çocuk söz konusu olduğunda, onun güvenliğine, esenliğine, onuruna ve gelişimine zarar veren veya vermesi muhtemel olan kasıtlı kötü muamele eylemlerini ifade eder.[4] İstismar, fiziksel, cinsel, psikolojik veya duygusal olabilir.

Türk Ceza Kanunu (TCK), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçları detaylı bir şekilde düzenlemiştir. İstismar denildiğinde akla ilk gelen ve en ağır sonuçları doğuran türlerden biri çocukların cinsel istismarıdır. Ancak TCK, farklı yaş gruplarına ve eylemin niteliğine göre çeşitli suç tanımları yapmıştır:

Çocukların Cinsel İstismarı (TCK Madde 103): Bu suç, kanunumuzun en hassas yaklaştığı alanlardan biridir. TCK Madde 103, çocukların cinsel istismarını şu şekilde tanımlar [5, 6, 7]:

  • 15 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış.
  • 15 yaşını tamamlamış olmakla birlikte, maruz kaldığı fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış.
  • 15 yaşını tamamlamış ve algılama yeteneği gelişmiş, ancak 18 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı cebir (zor kullanma), tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar.

Bu madde kapsamında suç, iki ana başlıkta değerlendirilir:

  1. Basit Cinsel İstismar (TCK 103/1): Çocuğa yönelik, vücuda organ veya cisim sokma düzeyine varmayan cinsel davranışlardır. Cezası 8 yıldan 15 yıla kadar hapistir.[7, 8]
  2. Sarkıntılık Düzeyinde Cinsel İstismar (TCK 103/1, ikinci cümle): Cinsel istismarın daha ani, kısa süreli ve kesintili temaslar şeklinde gerçekleşmesidir. Cezası 3 yıldan 8 yıla kadar hapistir.[7, 9] Failin de çocuk olması durumunda bu suçun takibi mağdurun veya veli/vasisinin şikayetine bağlıdır.[5]
  3. Nitelikli Cinsel İstismar (TCK 103/2): İstismarın çocuğun vücuduna organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesidir. Bu, halk arasında “tecavüz” olarak bilinen durumun çocuklara yönelik halidir ve cezası çok daha ağırdır; 16 yıldan az olmamak üzere hapis cezasıdır.[7, 10, 11]

Cinsel Saldırı (TCK Madde 102): Bu suç, 18 yaşını tamamlamış yetişkin bireylere karşı işlenir. Cinsel davranışlarla kişinin vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesidir ve fiziksel temas gerektirir.[5, 6, 12, 13]

  • Basit Cinsel Saldırı (TCK 102/1): Vücuda organ veya cisim sokma düzeyine varmayan, ancak sarkıntılığı aşan temaslardır. Mağdurun şikayeti üzerine 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılır.[6, 14]
  • Sarkıntılık Düzeyinde Cinsel Saldırı (TCK 102/1, ikinci cümle): Ani, kısa süreli cinsel temaslardır. Mağdurun şikayeti üzerine 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılır.[13, 14]
  • Nitelikli Cinsel Saldırı (TCK 102/2): Yetişkinin vücuduna organ veya sair bir cisim sokulmasıdır. Cezası 12 yıldan az olmamak üzere hapistir.[12, 14, 15] Bu suçun eşe karşı işlenmesi halinde soruşturma ve kovuşturma mağdurun şikayetine bağlıdır.[6, 12, 14]

Cinsel Taciz (TCK Madde 105): Bu suçta fiziksel temas yoktur. Kişinin cinsel amaçlı söz, yazı, işaret veya başka davranışlarla rahatsız edilmesidir.[5, 6] Laf atma, cinsel içerikli mesaj gönderme, cinsel organını gösterme gibi eylemler bu kapsama girer. Mağdurun şikayeti üzerine 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Mağdur çocuksa ceza 6 aydan 3 yıla kadar hapistir.[6, 16, 17]

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki (TCK Madde 104): Cebir, tehdit veya hile olmaksızın, 15 yaşını bitirmiş ancak 18 yaşını tamamlamamış çocukla cinsel ilişkide bulunmaktır.[5, 6] Bu suçun takibi mağdurun şikayetine bağlıdır ve cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapistir. Ancak fail ile mağdur arasında evlenme yasağı bulunan bir ilişki varsa (örneğin yakın akrabalık) şikayet aranmaz ve ceza 10 yıldan 15 yıla kadar hapis olur.[6]

Kötü Muamele (TCK Madde 232): Aynı konutta yaşayan kişilere veya kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişilere karşı merhamet ve şefkatle bağdaşmayacak şekilde davranılmasıdır.[18, 19] Bu suç, fiziksel saldırı veya yaralama boyutuna varmayan ancak süreklilik gösterebilen aşağılama, alay etme, temel ihtiyaçlardan yoksun bırakma gibi eylemleri kapsayabilir. Cezası 2 aydan 1 yıla kadar hapistir.[18, 19]

TDK Anlamı: Mağdur

Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlük’te “mağdur” kelimesi şu şekilde tanımlanmaktadır: “Haksızlığa uğramış (kimse), kıygın.”.[20, 21, 22] Hukuki anlamda ise mağdur, işlenen suç nedeniyle doğrudan zarar gören veya ekonomik kayba uğrayan kişiyi ifade eder.[23]

Yasal Dayanaklar: İstismar ve cinsel suçlarla ilgili temel yasal dayanaklar Türk Ceza Kanunu’nun 102, 103, 104, 105 ve 232. maddeleridir. Bunun yanı sıra, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın kişilerin maddi ve manevi varlığını koruma altına alan 17. maddesi, özel hayatın gizliliğini düzenleyen 20. maddesi ve özellikle Devletin çocukları her türlü istismara karşı koruma yükümlülüğünü belirten 41. maddesi de bu suçlarla mücadelede temel çerçeveyi oluşturur.[6, 24] Ayrıca, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme [4, 25] ve Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi (Lanzarote Sözleşmesi) [25] gibi uluslararası anlaşmalar da Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca iç hukukun bir parçasıdır ve yasal düzenlemeler ile yargı kararlarında dikkate alınması gereken önemli kaynaklardır. Bu uluslararası belgeler, özellikle çocuğun üstün yararı ilkesini ve 18 yaş altındaki herkesin çocuk sayılacağı prensibini vurgular.[4, 25]

İstismar Suçlarının Unsurları, Cezaları ve Zamanaşımı

Bir eylemin ceza kanunu kapsamında suç sayılabilmesi için kanunda tanımlanan unsurları taşıması gerekir. İstismar ve cinsel suçlar bağlamında bu unsurlar, verilecek cezalar ve suçun ne kadar süre içinde takip edilebileceği (zamanaşımı) büyük önem taşır.

Suçun Unsurları:

  • Maddi Unsur (Fiil): Suçun dış dünyada görünen şeklidir. İstismar suçlarında bu, TCK 103 kapsamında çocuğa yönelik cinsel davranışlar, TCK 102 kapsamında yetişkine yönelik cinsel saldırı (temas içeren), TCK 105 kapsamında fiziksel temas içermeyen cinsel taciz veya TCK 232 kapsamında kötü muamele şeklinde olabilir.[5, 6, 26, 27] TCK 102 ve 103’ün nitelikli (ağırlaşmış) halleri, vücuda organ veya sair bir cisim sokulmasıyla gerçekleşir.[7, 12, 13]
  • Manevi Unsur (Kast): Failin suçu bilerek ve isteyerek işlemesidir. Cinsel suçların çoğu kasten işlenebilir. Bazı durumlarda (özellikle basit cinsel saldırı veya tacizde) failin özel bir amaçla, yani cinsel arzu ve tatmin amacıyla (şehvi kast) hareket etmesi aranabilir.[8, 12, 13, 28, 29] Ancak vücuda organ veya cisim sokma şeklindeki nitelikli hallerde bu özel amaç aranmayabilir; fiilin bilerek ve istenerek yapılması yeterlidir.[8, 12, 29] Olası kastla (sonucu öngörüp kabullenerek) işlenme de mümkündür.[8, 12, 30]
  • Fail: Suçu işleyen kişidir. Cinsel suçlarda fail kadın da erkek de olabilir.[7, 9, 12] Failin mağdurla olan ilişkisi (aile üyesi, vasi, öğretmen, kamu görevlisi vb.) veya suçun birden fazla kişiyle işlenmesi gibi durumlar, TCK 102 ve 103’te cezayı artıran nitelikli haller olarak düzenlenmiştir.[5, 24, 30, 31, 32]
  • Mağdur: Suçtan doğrudan etkilenen kişidir. TCK 102’de mağdur 18 yaşını tamamlamış bir yetişkindir. TCK 103’te ise mağdur 18 yaşını tamamlamamış bir çocuktur. TCK 104’te mağdur 15-18 yaş arası bir çocuktur. TCK 105 hem yetişkinleri hem de çocukları mağdur olarak kabul eder. TCK 232’de ise mağdur, faille aynı konutta yaşayan veya failin bakmakla yükümlü olduğu kişidir.[7, 11, 12, 27]
  • Hukuka Aykırılık ve Rıza: İşlenen fiilin hukuk düzeniyle çelişmesidir. Cinsel suçlarda en önemli tartışma konularından biri mağdurun rızasıdır. Kural olarak, hukuka uygun ve geçerli bir rıza, fiilin suç olmasını engeller. Ancak;
    • TCK 103 kapsamında, 15 yaşını tamamlamamış çocuğun veya fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuğun rızası hiçbir şekilde geçerli kabul edilmez. Kanun, bu yaş grubundaki çocukların cinsel eylemlere rıza gösterme ehliyetine sahip olmadığını mutlak olarak kabul eder.[8, 33]
    • 15-18 yaş arası algılama yeteneği gelişmiş çocuklarda ise, TCK 103(1)(b) kapsamında suçun oluşması için fiilin cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedenle işlenmesi gerekir. Yani bu durumda rızanın olmaması veya sakatlanmış olması şarttır.[5, 7] TCK 104 (Reşit Olmayanla Cinsel İlişki) ise tam tersine, cebir, tehdit ve hilenin *olmadığı* durumu düzenler ve şikayete bağlıdır.[5, 6]
    • TCK 102 (Cinsel Saldırı) ve TCK 105 (Cinsel Taciz) suçlarında, mağdur yetişkin olduğu için rızası kural olarak geçerlidir. Ancak bu rızanın da özgür iradeyle, baskı altında kalmadan ve kişinin rıza ehliyetine sahip olması durumunda açıklanmış olması gerekir.[15, 28]

Cezalar:

TCK, istismar ve cinsel suçlar için fiilin ağırlığına, mağdurun yaşına ve diğer nitelikli hallere göre değişen ceza aralıkları öngörmüştür. Örneğin:

  • Basit Cinsel İstismar (TCK 103/1): 8-15 yıl hapis.
  • Nitelikli Cinsel İstismar (TCK 103/2): En az 16 yıl hapis.
  • Basit Cinsel Saldırı (TCK 102/1): 5-10 yıl hapis (şikayete bağlı).
  • Nitelikli Cinsel Saldırı (TCK 102/2): En az 12 yıl hapis.
  • Cinsel Taciz (TCK 105/1): 3 ay-2 yıl hapis veya adli para cezası (çocuğa karşı 6 ay-3 yıl hapis) (şikayete bağlı).

Bu temel cezalara ek olarak, kanunda sayılan ağırlaştırıcı nedenlerin varlığı halinde cezalar önemli ölçüde artırılır. Bu nedenler arasında mağdurun 12 yaşından küçük olması [7, 30], suçun birden fazla kişiyle işlenmesi, silah kullanılması, akrabalık ilişkisi veya güven ilişkisinin (öğretmen, doktor, bakıcı vb.) kötüye kullanılması gibi durumlar yer alır.[5, 7, 24, 30, 31, 32] Suç sonucunda mağdurun ağır yaralanması, bitkisel hayata girmesi veya ölmesi durumunda ise ceza ağırlaştırılmış müebbet hapse kadar çıkabilmektedir.[5, 13, 14, 30, 32]

Dava Zamanaşımı:

Dava zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren belirli bir süre geçtikten sonra devletin o suç nedeniyle kamu davası açma veya açılmış olan davaya devam etme yetkisinin sona ermesidir. Bu süreler TCK Madde 66’da suç için öngörülen cezanın ağırlığına göre belirlenmiştir.[34, 35, 36, 37, 38] Genel süreler şöyledir:

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis gerektiren suçlarda: 30 yıl
  • Müebbet hapis gerektiren suçlarda: 25 yıl
  • 20 yıldan az olmayan hapis gerektiren suçlarda: 20 yıl
  • 5 yıldan fazla, 20 yıldan az hapis gerektiren suçlarda: 15 yıl
  • 5 yıldan fazla olmayan hapis veya adli para cezası gerektiren suçlarda: 8 yıl

Bu genel kurala göre istismar ve cinsel suçlarda zamanaşımı süreleri genellikle şöyledir:

  • TCK 103 (Çocuk İstismarı – Basit/Nitelikli): Temel ceza aralıkları 5 yılın üzerinde olduğundan, olağan zamanaşımı süresi genellikle 15 yıldır.[7, 39] Ağırlaştırıcı nedenlerle cezanın 20 yılı aşma ihtimali olan durumlarda süre 20 yıla, ağırlaştırılmış müebbet gerektiren hallerde (ölüm vb.) 30 yıla çıkar.[30, 35] Sarkıntılık hali (3-8 yıl hapis) ise 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak en önemli kural: Mağdur çocuk ise, bu süreler suçun işlendiği tarihten değil, çocuğun 18 yaşını doldurduğu tarihten itibaren işlemeye başlar (TCK 66/6).[37] Bu, çocuk istismarı suçlarında adaletin sağlanması için çok önemli bir güvencedir, zira çocuklar yaşadıkları travmayı yıllar sonra açıklayabilirler.
  • TCK 102 (Cinsel Saldırı – Basit/Nitelikli): Temel ceza aralıkları 5 yılın üzerinde olduğundan, olağan zamanaşımı süresi 15 yıldır.[13] Sarkıntılık hali (2-5 yıl hapis) 8 yıllık zamanaşımına tabidir.[13, 40] Ağırlaştırılmış müebbet gerektiren hallerde süre 30 yıldır.[35]
  • TCK 105 (Cinsel Taciz): Temel ve nitelikli hallerinin cezası 5 yılı aşmadığından, olağan zamanaşımı süresi 8 yıldır.[16, 17, 26, 38, 41]
  • TCK 232 (Kötü Muamele): Cezası 5 yılı aşmadığından, olağan zamanaşımı süresi 8 yıldır.[19, 38, 42, 43]

Zamanaşımı süresi, şüpheli veya sanığın ifadesinin alınması, iddianame düzenlenmesi, mahkumiyet kararı verilmesi gibi bazı işlemlerle kesilebilir (durup yeniden başlar). Ancak kesilme halinde bile zamanaşımı süresi, kanunda o suç için belirlenen asli sürenin en fazla yarısı kadar uzayabilir (Uzamış Zamanaşımı – TCK 67).[36, 37, 38, 44, 45] Örneğin, 8 yıllık asli zamanaşımı süresi olan bir suçta, kesilme olsa bile dava en fazla 12 yıl içinde sonuçlandırılmalıdır.

Aşağıdaki tablo, bu suçlarla ilgili temel bilgileri özetlemektedir:

Tablo: İstismar ve Cinsel Suçlara İlişkin Temel Bilgiler

Suç Tipi (TCK Maddesi) Ana Unsurlar Temel Ceza Aralığı Önemli Ağırlaştırıcı Nedenler Olağan Dava Zamanaşımı (TCK 66)
TCK 103/1 (Basit Cinsel İstismar) Çocuğa (<18) yönelik cinsel davranış (temas var, penetrasyon yok), 15 yaş altı rıza geçersiz, 15-18 yaş arası cebir/tehdit/hile şart. 8-15 yıl hapis Mağdur <12 yaş, failin konumu (aile, vasi, öğretmen vb.), birden fazla fail, silah, sonuç (ölüm vb.) 15 yıl (Mağdur 18 yaşını doldurunca başlar)
TCK 103/1 (Sarkıntılık Düzeyinde İstismar) Çocuğa yönelik ani, kısa süreli cinsel temas. 3-8 yıl hapis Mağdur <12 yaş (ceza min. 5 yıl), failin konumu, birden fazla fail vb. 8 yıl (Mağdur 18 yaşını doldurunca başlar)
TCK 103/2 (Nitelikli Cinsel İstismar) Çocuğun vücuduna organ/cisim sokma. Rıza geçersiz. En az 16 yıl hapis Mağdur <12 yaş (ceza min. 18 yıl), failin konumu, birden fazla fail, silah, sonuç (ölüm vb.) 20 yıl (veya ceza ağırlığına göre 25/30 yıl) (Mağdur 18 yaşını doldurunca başlar)
TCK 102/1 (Basit Cinsel Saldırı) Yetişkine (>18) yönelik cinsel davranış (temas var, penetrasyon yok, sarkıntılığı aşıyor). Rıza yok. Şikayete bağlı. 5-10 yıl hapis Failin konumu, birden fazla fail, silah, mağdurun savunmasızlığı, sonuç (ölüm vb.) 15 yıl
TCK 102/1 (Sarkıntılık Düzeyinde Saldırı) Yetişkine yönelik ani, kısa süreli cinsel temas. Rıza yok. Şikayete bağlı. 2-5 yıl hapis Failin konumu, birden fazla fail, silah, mağdurun savunmasızlığı vb. 8 yıl
TCK 102/2 (Nitelikli Cinsel Saldırı) Yetişkinin vücuduna organ/cisim sokma. Rıza yok. (Eşe karşı şikayete bağlı). En az 12 yıl hapis Failin konumu, birden fazla fail, silah, mağdurun savunmasızlığı, sonuç (ölüm vb.) 15 yıl (veya ceza ağırlığına göre 20/25/30 yıl)
TCK 105/1 (Basit Cinsel Taciz) Kişiyi (yetişkin/çocuk) cinsel amaçlı, temas olmadan rahatsız etme. Rıza yok. Şikayete bağlı (yetişkin mağdur). 3 ay-2 yıl hapis veya adli para (Çocuğa karşı: 6 ay-3 yıl hapis) Failin konumu, işyeri/aile ilişkisi, elektronik araç kullanımı, teşhir, mağdurun iş/okul bırakması vb. 8 yıl
TCK 104 (Reşit Olmayanla Cinsel İlişki) 15-18 yaş arası çocukla cebir/tehdit/hile olmadan cinsel ilişki. Şikayete bağlı (istisnalar hariç). 2-5 yıl hapis Fail ile mağdur arasında evlenme yasağı (ceza 10-15 yıl, şikayet aranmaz). 8 yıl
TCK 232 (Kötü Muamele) Aynı konutta yaşayan veya bakmakla yükümlü olunan kişiye merhametle bağdaşmayan davranış. 2 ay-1 yıl hapis (Disiplin yetkisinin kötüye kullanımı: 1 yıla kadar hapis) 8 yıl

Türkiye’de İstismar Davası Nasıl İlerler? Adım Adım Süreç

Bir istismar vakasıyla karşılaşıldığında veya böyle bir durumdan şüphelenildiğinde, hukuki sürecin nasıl işlediğini bilmek hem mağdurlar hem de onlara destek olmak isteyenler için yol gösterici olabilir. Süreç genel olarak soruşturma ve kovuşturma (yargılama) olmak üzere iki ana aşamadan oluşur.

1. Şikayet/İhbar ve Soruşturma Başlangıcı:

  • Başvuru Yolları: Süreç, mağdurun, velisinin, vasisinin veya durumu öğrenen herhangi bir kişinin olayı adli makamlara bildirmesiyle başlar. Bu bildirim, en yakın polis karakoluna, jandarma komutanlığına veya doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılabilir.[46, 47, 48] Alo 183 Sosyal Destek Hattı veya 112 Acil Çağrı Merkezi de ilk yardım ve yönlendirme için aranabilir.[46, 49]
  • Delillerin Korunması: Özellikle cinsel saldırı veya istismar vakalarında, olayın hemen ardından yıkanmamak, ağzı çalkalamamak gibi önlemler, failden kalabilecek biyolojik delillerin (sperm, tüy, deri döküntüsü vb.) kaybolmasını önlemek açısından hayati önem taşır.[46, 47]
  • Şikayet Süresi ve Re’sen Soruşturma: Bazı suçlar (örneğin TCK 102/1 basit cinsel saldırı, TCK 105/1 basit cinsel taciz) “şikayete bağlı” suçlardır. Yani, mağdurun fiili ve faili öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde şikayette bulunması gerekir, aksi halde soruşturma yapılamaz.[16, 47, 50, 51] Ancak, TCK 103 (çocukların cinsel istismarı), TCK 102/2 (nitelikli cinsel saldırı), TCK 105/2 (nitelikli cinsel taciz) gibi daha ağır suçlar şikayete bağlı değildir. Savcılık bu suçları öğrendiği anda kendiliğinden (re’sen) soruşturma başlatır.[16, 32, 39, 42]

2. Soruşturma Aşaması:

  • Savcının Rolü: Şikayet veya ihbar üzerine Cumhuriyet Savcısı soruşturmayı başlatır ve yönetir. Savcı, kolluk kuvvetleri (polis, jandarma) aracılığıyla delilleri toplar, tanıkların ve şüphelinin ifadelerini alır.[50, 52, 53]
  • Mağdurun İfadesi: Mağdurun ifadesi, olayın aydınlatılması için çok önemlidir. Özellikle çocuk mağdurların ifadesi alınırken özel usuller uygulanır. Mümkünse ifade, Çocuk İzlem Merkezleri’nde (ÇİM) uzmanlar (psikolog, pedagog, sosyal hizmet uzmanı) eşliğinde, çocuğun tekrar tekrar ifade vermesini engelleyecek şekilde sesli ve görüntülü olarak kaydedilir.[14, 23, 46, 54] Çocuk mağdurların ifadesi sırasında avukat bulunması zorunludur ve bu avukat devlet tarafından ücretsiz olarak görevlendirilir (zorunlu müdafilik).[23, 46, 55]
  • Delil Toplama: Savcılık, olayı aydınlatacak her türlü delili toplar. Bunlar arasında tanık beyanları, mağdur ve şüpheli ifadeleri, kamera kayıtları, telefon ve mesajlaşma dökümleri, sosyal medya içerikleri ve en önemlisi adli tıp raporları yer alır.[56, 57] Adli Tıp Kurumu veya hastaneler tarafından yapılan beden muayenesi ve alınan örnekler (DNA, kan, tırnak altı doku vb.) sonucunda hazırlanan raporlar, özellikle fiziksel temas içeren suçlarda kritik delil niteliğindedir.[46, 56, 58, 59]
  • Şüphelinin Hakları: Soruşturma aşamasında suç şüphesi altında olan kişinin (şüpheli) de hakları vardır. Bunlar arasında susma hakkı, avukat (müdafi) yardımından yararlanma hakkı (maddi gücü yoksa barodan ücretsiz avukat talep edebilir), yakınlarına haber verme hakkı, lehine olan delillerin toplanmasını isteme hakkı gibi haklar bulunur.[60, 61, 62, 63]
  • Soruşturma Sonucu: Savcı, toplanan delilleri değerlendirerek bir karar verir:
    • İddianame Düzenlenmesi: Suçun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşırsa, şüpheli hakkında ceza davası açılması için mahkemeye iddianame sunar.[50, 52]
    • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK/Takipsizlik): Yeterli delil bulunamazsa veya dava açma koşulları oluşmamışsa (örn: şikayete bağlı suçta süresi içinde şikayet yoksa) takipsizlik kararı verir.[50, 53]
    • Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi: Belirli koşulların varlığı halinde (genellikle daha az cezayı gerektiren suçlarda ve şüphelinin belirli yükümlülükleri yerine getirmesi şartıyla) savcı, dava açmayı erteleyebilir.[52, 64, 65]

3. Kovuşturma (Yargılama) Aşaması:

  • Davanın Açılması: Mahkemenin savcılık tarafından sunulan iddianameyi kabul etmesiyle kovuşturma aşaması başlar. Bu aşamada şüpheli artık “sanık” sıfatını alır.[50, 53]
  • Görevli Mahkeme: Davanın görüleceği mahkeme, suçun niteliğine ve öngörülen cezanın ağırlığına göre belirlenir. Daha hafif suçlar (örn: sarkıntılık, basit cinsel taciz, kötü muamele) Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülürken, daha ağır suçlar (örn: nitelikli cinsel istismar, nitelikli cinsel saldırı) Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülür.[11, 13, 43, 66]
  • Duruşmalar: Mahkeme, belirlenen tarihlerde duruşmalar yapar. Duruşmalarda taraflar (savcı, katılan mağdur ve vekili, sanık ve müdafii) hazır bulunur. Deliller tartışılır, tanıklar dinlenir, sanığın savunması alınır.[60] Çocuk mağdurun daha önce ÇİM’de veya soruşturma aşamasında uzman eşliğinde ifadesi alınmış ve kayda geçmişse, travmanın tekrarlanmaması için mahkemede tekrar dinlenmesi genellikle zorunlu olmadıkça tercih edilmez; bunun yerine kayıtlar izlenir veya uzman aracılığıyla soru sorulur.[14, 54] Duruşmalar kural olarak herkese açıktır ancak mahkeme, genel ahlakın veya kamu güvenliğinin korunması ya da mağdurun (özellikle çocuğun) menfaatleri gerektirdiğinde duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.[67]
  • Karar (Hüküm): Mahkeme, tüm delilleri ve beyanları değerlendirdikten sonra sanık hakkında bir karar verir. Bu karar beraat (suçsuz bulunma), mahkumiyet (suçlu bulunup ceza verilmesi) veya davanın düşmesi (örn: zamanaşımı dolmuşsa) şeklinde olabilir. Mahkumiyet kararı verilirse, cezanın türü ve miktarı belirlenir. Bazı durumlarda (genellikle daha az cezalarda ve sanığın durumuna göre) mahkeme, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) veya Cezanın Ertelenmesi gibi kararlar verebilir, ancak ciddi istismar suçlarında bu ihtimaller düşüktür.[7, 16, 43, 64]

4. Kanun Yolları (Temyiz/İstinaf):

  • İlk derece mahkemesinin (Asliye Ceza veya Ağır Ceza) verdiği karara karşı tarafların itiraz hakkı vardır. Karar, önce Bölge Adliye Mahkemesi’ne (İstinaf) taşınabilir. İstinaf mahkemesinin kararına karşı da belirli şartlarda Yargıtay’a (Temyiz) başvurulabilir.[52] Bu kanun yolu aşamaları, davanın kesinleşme süresini uzatır. Bir istismar davasının ilk derece mahkemesinde sonuçlanması 8-12 ay sürebilirken, istinaf ve temyiz süreçleriyle birlikte toplam süre birkaç yılı bulabilir.[54, 68]

Bu süreç, istismar davalarının ne kadar karmaşık ve uzun soluklu olabileceğini göstermektedir. Her aşamada hukuki destek almak, hak kayıplarını önlemek ve adaletin doğru bir şekilde işlemesine yardımcı olmak açısından büyük önem taşır.

Yaşanmış Örnek Olaylar

İstismar davalarının hukuki boyutunu daha iyi anlamak için yaşanmış olaylardan esinlenerek oluşturulmuş, ancak kimlik ve yer bilgileri tamamen değiştirilmiş anonim örnekler faydalı olabilir. Bu örnekler, kanunun farklı durumlarda nasıl uygulandığını ve ne tür zorluklarla karşılaşılabileceğini göstermeyi amaçlar.

Örnek Olay 1: Yıllar Sonra Gelen İtiraf ve Zamanaşımı Engeli

Ayşe (takma isim), 19 yaşına geldiğinde, 10-12 yaşları arasındayken komşuları olan Ahmet (takma isim) tarafından birkaç kez cinsel istismara uğradığını ailesine itiraf eder. Aile büyük bir şok yaşar ve hemen hukuki yollara başvurmak ister. Savcılığa şikayette bulunurlar. Ahmet ise suçlamaları reddeder. Olayın üzerinden yıllar geçtiği için doğrudan fiziksel delil (Adli Tıp raporu vb.) elde etmek mümkün olmaz. Ayşe’nin psikolojik durumu uzmanlarca değerlendirilir ve travma sonrası stres bozukluğu yaşadığına dair rapor düzenlenir. Ancak Ahmet’in avukatı, TCK Madde 103’teki basit cinsel istismar suçunun 15 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, ancak bu sürenin mağdurun 18 yaşını doldurduğu tarihten itibaren başlayacağını (TCK 66/6) belirterek, Ayşe 18 yaşını doldurduktan sonra 1 yıl içinde şikayette bulunduğu için zamanaşımının dolmadığını kabul eder. Fakat, Ayşe’nin beyanları dışında olayı doğrulayacak tanık veya başka somut delil bulunamadığı için, mahkeme “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği Ahmet hakkında beraat kararı vermek durumunda kalabilir. Bu örnek, çocuk istismarında zamanaşımının 18 yaşından sonra başlamasının önemini, ancak gecikmiş bildirimlerde delil ispatının zorluğunu göstermektedir.[37, 56, 57]

Örnek Olay 2: Güven İlişkisinin Kötüye Kullanıldığı Kurumsal İstismar

Bir yatılı bölge okulunda görev yapan öğretmen Ali (takma isim), sorumluluğu altındaki 14 yaşındaki öğrencisi Mehmet’e (takma isim) ders çalıştırma bahanesiyle odasına çağırarak cinsel istismarda bulunur. Mehmet durumu yurt yöneticisine anlatır. Yönetici olayı polise bildirir. Soruşturma başlar. Ali suçlamaları reddetse de, Mehmet’in istikrarlı beyanları, okulun rehber öğretmeninin Mehmet’teki davranış değişikliklerine dair gözlemleri ve Ali’nin odasında bulunan bazı notlar delil olarak değerlendirilir. Mehmet’in ifadesi ÇİM’de uzman eşliğinde alınır. Mahkeme, Ali’yi TCK 103/1 (Basit Cinsel İstismar) suçundan yargılar. Ayrıca, Ali’nin öğretmenlik görevini ve hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak (TCK 103/3-e) ve insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamın (okul/yurt) sağladığı kolaylıktan faydalanarak (TCK 103/3-b) suçu işlemesi nedeniyle cezasında artırıma gidilir. Bu örnek, güven ilişkisinin kötüye kullanılmasının ve suçun işlendiği ortamın cezayı nasıl ağırlaştırabildiğini göstermektedir.[5, 30, 31, 32, 69]

Örnek Olay 3: Dijital Ortamda Cinsel Taciz ve İspat

Zeynep (takma isim), sosyal medya üzerinden tanımadığı bir hesaptan sürekli olarak cinsel içerikli mesajlar ve fotoğraflar almaya başlar. Mesajları gönderen kişi, Zeynep’in kişisel bilgilerini bildiğini ima ederek onu tehdit etmeye başlar. Zeynep durumu savcılığa bildirir. Savcılık, Zeynep’in sunduğu ekran görüntüleri ve mesaj dökümlerini delil kabul ederek soruşturma başlatır. Siber suçlar birimi, IP adresi ve diğer dijital izleri takip ederek şüphelinin kimliğini tespit eder. Şüpheli, TCK 105/1 (Cinsel Taciz) suçundan yargılanır. Suçun posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi (TCK 105/2-d) nedeniyle cezası artırılır. Bu örnek, fiziksel temas olmasa dahi cinsel tacizin suç olduğunu ve dijital delillerin bu tür davalarda ne kadar önemli olduğunu vurgular.[16, 17, 41, 70]

Bu örnekler, istismar davalarının ne kadar çeşitli olabileceğini ve her davanın kendine özgü koşulları olduğunu göstermektedir. Hukuki süreçte doğru adımların atılması ve delillerin doğru bir şekilde sunulması, adaletin yerini bulması açısından kritik öneme sahiptir.

Emsal Yargı Kararları Işığında İstismar Davaları

Kanun maddeleri, istismar ve cinsel suçların çerçevesini çizse de, bu maddelerin somut olaylara nasıl uygulanacağı Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) kararlarıyla şekillenir. Bu kararlar, alt mahkemeler için yol gösterici niteliktedir ve hukukun nasıl yorumlandığını anlamak açısından önemlidir. Bir İstismar Davası sürecinde avukatlar, müvekkillerinin haklarını savunurken bu emsal kararlardan sıklıkla yararlanırlar.

Yargıtay Kararlarında Öne Çıkan Noktalar:

  • TCK 103 (Çocuk İstismarı) Yorumları:
    • Sarkıntılık ve Basit İstismar Ayrımı: Yargıtay, eylemin sarkıntılık düzeyinde kalıp kalmadığını değerlendirirken fiilin ani, kısa süreli, kesintili olup olmadığına bakar. Daha yoğun, devamlılık gösteren temaslar basit cinsel istismar olarak kabul edilir.[7, 32]
    • Nitelikli İstismar (Penetrasyon): Vücuda organ veya sair bir cisim sokulması halini ifade eder. Yargıtay, parmak sokma gibi eylemleri de bu kapsamda değerlendirebilirken, failin kendi cinsel organını mağdurun ağzına alması gibi durumları basit istismar sayabilmektedir.[7, 32] Dilin ağza sokulması ise genellikle nitelikli istismar sayılmaz.[32]
    • Yaş ve Rıza: Yargıtay, 15 yaş altı çocuğun rızasının hukuken geçersiz olduğunu ve evlilik veya mahkeme kararıyla ergin kılınmanın ceza hukuku açısından çocuğun mağdur sıfatını değiştirmediğini istikrarlı bir şekilde vurgular.[32] 15 yaşından küçük olduğunu bilmeme (hata) savunması, özellikle fail ile mağdur arasında önceden bir tanışıklık varsa, genellikle kabul görmez.[32]
    • Ağırlaştırıcı Nedenler: Failin öğretmen, vasi gibi güven ilişkisini kötüye kullanması [32] veya suçun birden fazla kişiyle işlenmesi gibi durumlar Yargıtay tarafından cezanın artırılması sebebi olarak kabul edilir.
    • Çocuk Tanık/Mağdur Dinlenmesi: Yargıtay, CMK Madde 236 uyarınca çocuk mağdurun dinlenmesi sırasında uzman (psikolog, pedagog vb.) bulundurulmasının zorunlu olduğunu ve ifadenin mümkünse bir kez alınması gerektiğini belirtir.[14, 71]
  • TCK 102 (Cinsel Saldırı) Yorumları:
    • Sarkıntılık ve Basit Saldırı Ayrımı: Benzer şekilde, eylemin ani, kesik, kısa süreli olması sarkıntılık; daha yoğun ve devamlı temaslar basit cinsel saldırı olarak değerlendirilir.[13, 14]
    • Nitelikli Saldırı (Penetrasyon): Vücuda vajinal, anal veya oral yoldan organ veya sair bir cisim (cop, şişe vb.) sokulmasıyla oluşur.[13, 14]
    • Delil Değerlendirmesi ve İspat: Cinsel suçlar genellikle gizli ortamlarda işlendiği için mağdurun beyanı önemli bir delildir. Ancak Yargıtay, mağdur beyanının tek başına mahkumiyete yeterli olabilmesi için tutarlı, çelişkisiz ve hayatın olağan akışına uygun olması gerektiğini vurgular. Beyanlar arasında ciddi çelişkiler varsa veya başka delillerle desteklenmiyorsa, “şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesi gereği beraat kararı verilmesi gerektiğini belirtir.[14, 56, 57, 72] Fail ile mağdur arasında önceden husumet olup olmadığı da beyanın değerlendirilmesinde dikkate alınır.[57]
    • Rıza: Yetişkin mağdurun rızası hukuka uygunluk nedenidir ancak bu rızanın özgür iradeyle verilmiş olması, mağdurun rıza ehliyetine sahip olması ve fiilden önce veya en geç fiil sırasında açıklanması gerekir.[14, 15] Hile veya dini duyguların istismarı yoluyla elde edilen “ifsad edilmiş rıza” geçerli sayılmaz.[14]
    • Diğer Suçlarla İlişki (İçtima): Cinsel saldırı sırasında mağdurun hareket özgürlüğünün kısa süreli kısıtlanması, genellikle suçun unsuru kabul edilir ve ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ceza verilmez. Ancak hürriyet kısıtlaması suçtan önce veya sonra belirgin bir şekilde devam etmişse, her iki suçtan da ceza verilebilir.[27, 40]
  • TCK 105 (Cinsel Taciz) Yorumları:
    • Temassızlık Şartı: Yargıtay, cinsel taciz suçunun oluşumu için failin davranışlarının cinsel amaçlı olması ve mağdurun vücuduna fiziksel temas içermemesi gerektiğini vurgular.[26, 27, 28] Temas varsa suç, cinsel saldırı veya istismara dönüşür.[27]
    • Kastın Tespiti: Failin cinsel amaçla hareket edip etmediği, olayın bütünlüğü, kullanılan ifadeler ve davranışlar çerçevesinde değerlendirilir.[26, 28] Sadece ısrarlı arama veya mesaj atma, içerik belli değilse, tek başına cinsel taciz kastını ispatlamaya yetmeyebilir; bu durumda kişilerin huzur ve sükununu bozma gibi başka suçlar gündeme gelebilir.[26]

Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) Kararları: İstinaf mahkemeleri olarak görev yapan BAM’lar da verdikleri kararlarla içtihat oluşumuna katkıda bulunurlar. BAM kararları, Yargıtay’ın genel ilkelerini somut olaylara uygularken bazen farklı yorumlar getirebilir veya belirli konularda Yargıtay’dan önce detaylı değerlendirmeler yapabilir.[28, 73, 74] Bu nedenle, güncel BAM kararlarının takibi de hukuki pratikte önemlidir.

Emsal kararlar, kanunun soyut hükümlerinin nasıl somutlaştığını gösterir. Ancak her dava kendi özelinde değerlendirilir ve bir davadaki karar, başka bir dava için mutlak bağlayıcı değildir. Yine de bu kararlar, benzer durumlarda mahkemelerin nasıl bir yaklaşım sergileyebileceği konusunda önemli ipuçları verir.

Mağdurlar ve Sanıklar İçin Haklar ve Pratik Öneriler

İstismar davaları, hem mağdurlar hem de suç isnadıyla karşı karşıya kalanlar için son derece yıpratıcı süreçlerdir. Bu süreçte haklarınızı bilmek ve doğru adımları atmak büyük önem taşır.

Mağdur Hakları ve Destek Mekanizmaları:

  • Şikayet ve Davaya Katılma Hakkı: Mağdur, yaşadığı olayı adli makamlara bildirme (şikayet/ihbar) ve açılan ceza davasına “katılan” sıfatıyla müdahil olma hakkına sahiptir. Katılan olarak davayı takip edebilir, delil sunabilir, tanıklara soru sorabilir ve karara karşı kanun yollarına başvurabilir.[47, 75, 76]
  • Ücretsiz Avukat (Vekil) Hakkı: Her mağdurun bir avukatla temsil edilme hakkı vardır. Eğer mağdurun avukat tutacak maddi gücü yoksa, bulunduğu yerdeki Baro’nun Adli Yardım Bürosu’na başvurarak ücretsiz avukat atanmasını talep edebilir.[55] Özellikle mağdur çocuk ise veya cinsel saldırı gibi ağır suçların mağduru ise, talebi üzerine veya bazı durumlarda talep aranmaksızın (çocuk, sağır-dilsiz, kendini savunamayacak durumda olanlar için) Baro tarafından zorunlu olarak ücretsiz avukat görevlendirilir (CMK m. 239).[23, 46, 55, 71, 75] Bu avukatın ücreti devlet tarafından karşılanır.[55]
  • Korunma ve Gizlilik Hakkı: Mağdur, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında kimlik ve adres bilgilerinin gizli tutulmasını talep edebilir. Özellikle çocuk mağdurların ifadeleri özel ortamlarda (ÇİM) alınır ve duruşmalarda tekrar tekrar dinlenmeleri yerine genellikle sesli/görüntülü kayıtlar kullanılır.[14, 23, 46, 54] Mahkeme, mağdurun korunması veya genel ahlakın gerektirmesi halinde duruşmaların gizli yapılmasına karar verebilir.[67] Mağdur, tehdit altında ise koruma tedbirleri talep edebilir.
  • Tazminat Hakkı: Mağdur, suç nedeniyle uğradığı maddi (tedavi masrafları, iş gücü kaybı vb.) ve manevi zararların karşılanması için hukuk mahkemelerinde fail aleyhine tazminat davası açabilir.[47, 77]
  • Bilgilendirilme Hakkı: Mağdur, soruşturma ve kovuşturmanın gidişatı hakkında bilgi alma hakkına sahiptir.
  • Destek Hizmetleri: İstismar mağdurları hukuki sürecin yanı sıra psikolojik ve sosyal desteğe de ihtiyaç duyarlar. Bu destekler için başvurulabilecek yerler şunlardır:
    • Alo 183 Sosyal Destek Hattı [49, 78]
    • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlükleri [54]
    • Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM) [23, 46]
    • Baroların Adli Yardım Büroları ve Kadın/Çocuk Hakları Merkezleri [55]
    • Hastanelerin ilgili birimleri (Psikiyatri, Adli Tıp)
    • Sivil Toplum Kuruluşları (Kadın ve çocuk hakları alanında çalışan dernek ve vakıflar) [79]

Mağdurlar İçin Pratik Öneriler:

  • Olay sonrası mümkünse hemen (yıkanmadan, delilleri yok etmeden) en yakın sağlık kuruluşuna veya adli makamlara başvurun.[46, 47]
  • Yaşadıklarınızı güvendiğiniz birine anlatın ve mutlaka hukuki yardım alın. Bir avukatla görüşmek haklarınızı öğrenmenizi ve süreci doğru yönetmenizi sağlar.
  • Olayla ilgili tüm detayları (tarih, saat, yer, tanıklar, mesajlar, tehditler vb.) not alın ve saklayın.
  • Psikolojik destek almaktan çekinmeyin. Yaşanan travmayla başa çıkmak için profesyonel yardım önemlidir.[47, 78, 80]
  • Adli Yardım hakkınız olduğunu unutmayın ve gerekirse Baro’ya başvurun.

Şüpheli/Sanık Hakları:

Ceza yargılamasında suç isnadıyla karşı karşıya kalan kişinin de temel hakları güvence altındadır:

  • Masumiyet Karinesi: Kişi, suçluluğu kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla sabit oluncaya kadar masum sayılır.[57, 60, 62] Şüphe, sanık lehine yorumlanır (“şüpheden sanık yararlanır” ilkesi).[57, 60]
  • Suçlamayı Öğrenme Hakkı: Kişi, ne ile suçlandığını ayrıntılı olarak öğrenme hakkına sahiptir.[60, 61, 63]
  • Susma Hakkı: Kimse kendisini veya yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya zorlanamaz. Şüpheli veya sanık, ifade vermeyi veya sorulara cevap vermeyi reddedebilir.[57, 60, 61, 63, 81] Susması aleyhine delil olarak kullanılamaz.[60]
  • Avukat (Müdafi) Hakkı: Soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında avukat yardımından yararlanma hakkı vardır. Kişinin seçtiği bir avukat olabileceği gibi, maddi gücü yetmiyorsa Baro’dan ücretsiz avukat atanmasını talep edebilir. Bazı durumlarda (örn: alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar, tutuklama talebi, sanığın çocuk veya engelli olması) avukat bulundurmak zorunludur.[60, 61, 62, 63]
  • Delillere Ulaşma ve Delil Sunma Hakkı: Sanık ve avukatı, dava dosyasını inceleme, örnek alma, lehine olan delillerin toplanmasını isteme ve kendi delillerini sunma hakkına sahiptir.[60, 62, 76, 81]
  • Tanık Sorgulama Hakkı: Aleyhine ifade veren tanıkları sorgulama/sorgulatma hakkı vardır.[60, 62, 81, 82]
  • Tercüman Hakkı: Türkçe bilmiyorsa veya işitme/konuşma engelliyse ücretsiz tercüman yardımından yararlanır.[60, 62, 81]
  • Adil Yargılanma Hakkı: Bağımsız ve tarafsız bir mahkemede, makul sürede ve aleni olarak yargılanma hakkı vardır.[60, 62, 81]
  • Kanun Yollarına Başvurma Hakkı: Aleyhine verilen kararlara karşı istinaf ve temyiz gibi kanun yollarına başvurma hakkı vardır.[62]

Sanıklar İçin Pratik Öneriler:

  • Hakkınızda bir soruşturma başlatıldığını öğrendiğinizde veya gözaltına alındığınızda, bir avukatla görüşmeden ifade vermeyin ve susma hakkınızı kullanın.
  • Bir avukatla (müdafi) anlaşın veya Adli Yardım’dan yararlanarak atanmasını talep edin. Avukatınızla tüm detayları dürüstçe paylaşın.
  • Suçlamanın ne olduğunu ve hangi delillere dayandığını tam olarak anlayın.
  • Masumiyetinizi kanıtlayacak veya lehinize olabilecek tüm bilgi, belge ve tanıkları avukatınızla paylaşın.
  • Yargılama sürecine aktif olarak katılın ve savunma hakkınızı etkin bir şekilde kullanın.

Delil Toplama Süreci: İstismar davalarında delil toplama süreci hassastır. Adli Tıp Kurumu’nun yapacağı muayeneler ve raporlar (fiziksel bulgular, DNA analizleri, ruh sağlığı değerlendirmesi) [46, 56, 58, 59], tanık beyanları, mağdur ve sanık ifadeleri, mesajlaşma kayıtları gibi dijital deliller [48, 56] ve olayın geçtiği yerdeki kamera kayıtları gibi maddi deliller önemlidir. Ancak bu suçlar genellikle tanıkların olmadığı ortamlarda işlendiğinden, mağdurun beyanının tutarlılığı ve güvenilirliği çoğu zaman merkezi bir rol oynar.[56, 57] Bu durum, hem mağdurun beyanının dikkatle değerlendirilmesini hem de sanığın masumiyet karinesinin korunmasını gerektirir.

İstismar Davası İçin Örnek Şikayet Dilekçesi

Aşağıda, bir cinsel istismar veya cinsel saldırı vakasıyla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulabilecek, genel unsurları içeren **örnek bir şikayet dilekçesi taslağı** yer almaktadır. Bu taslak genel bilgilendirme amaçlıdır ve her somut olayın özelliklerine göre bir avukat tarafından özel olarak hazırlanmalıdır. Dilekçenin yaklaşık 500 kelimeyi bulması için “Açıklamalar” bölümünün somut olayın tüm detaylarıyla doldurulması gerekmektedir.


T.C.

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

 

ŞİKAYET EDEN (MÜŞTEKİ) :

Adı Soyadı :

T.C. Kimlik No :

Adres : [Müştekinin Güncel Adresi]

Telefon :

VEKİLİ :

Av. Adı Soyadı : Av. Murteza Osman AŞIK

Adres :

Baro Sicil No :

(Eğer vekil varsa bu bölüm eklenir, yoksa çıkarılır.)

ŞÜPHELİ :

Adı Soyadı :

Adres :

Diğer Bilgiler : [Şüphelinin bilinen diğer kimlik veya iletişim bilgileri]

(Eğer şüpheli bilinmiyorsa “Faili Meçhul” yazılır.)

SUÇ :

1. Çocukların Cinsel İstismarı (TCK m. 103/ [ilgili fıkra/bentler])

2. Cinsel Saldırı (TCK m. 102/ [ilgili fıkra/bentler])

3. Cinsel Taciz (TCK m. 105/ [ilgili fıkra/bentler])

4. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (TCK m. 109)

5. Tehdit (TCK m. 106)

(Somut olaya uyan suç veya suçlar ve ilgili maddeler yazılır.)

SUÇ TARİHİ ve YERİ :

/

KONU :

Şüphelinin/şüphelilerin yukarıda belirtilen suç/suçlardan dolayı cezalandırılması talebiyle soruşturma başlatılması istemidir.

AÇIKLAMALAR :

1. Müvekkilim/Ben, tarihinde, saat sularında, adresinde/mekanında şüpheli tarafından aşağıda detayları anlatılacak olan hukuka aykırı fiillere maruz kalmıştır/kalmış bulunmaktayım.

2. Olay günü müvekkilim/ben [Olayın başlangıcını anlatın: Neredeydi, ne yapıyordu, şüpheliyle nasıl karşılaştı vb.]. Şüpheli, müvekkilime/bana yaklaşarak [Şüphelinin ilk eylemlerini detaylandırın: Ne dedi, ne yaptı?].

3. [Olayın gelişimini kronolojik olarak anlatmaya devam edin. Cinsel istismar/saldırı/taciz eylemlerini somut olarak tarif edin. Fiziksel temas oldu mu? Ne şekilde oldu? Vücudun hangi bölgelerine temas edildi? Şüpheli tarafından kullanılan sözler, tehditler veya hile varsa belirtin. Mağdurun yaşı küçükse veya kendini savunamayacak durumdaysa bu durumu vurgulayın. Şüphelinin mağdur üzerindeki konumu (aile üyesi, öğretmen, işveren vb.) varsa belirtin.].

4. [Örneğin: Şüpheli, müvekkilimin/benim karşı koymama rağmen zorla [yapılan eylemi detaylı yazın]. Bu sırada müvekkilim/ben [mağdurun tepkisini yazın: bağırdı, yardım istedi, direndi vb.]. Şüpheli ayrıca “[tehdit veya hakaret içerikli sözleri yazın]” şeklinde sözler sarf etmiştir.]

5. [Örneğin: Olay [mekanın tanımı] gibi tanıkların olabileceği/olamayacağı bir yerde gerçekleşmiştir. Ancak [varsa olayı gören veya sonrasında durumu fark eden tanıkların isimleri ve bilgileri] isimli kişiler olaya tanıklık etmiş olabilir / durumdan haberdar olmuşlardır.]

6. [Örneğin: Olay sonrasında müvekkilim/ben derhal [yapılan ilk işlemi yazın: polisi aradım, bir yakınıma haber verdim, hastaneye gittim vb.]. [Varsa alınan doktor raporu, tutulan tutanak gibi belgelerden bahsedin].]

7. [Örneğin: Şüphelinin eylemleri nedeniyle müvekkilim/ben fiziksel olarak [varsa yaralanmaları belirtin] ve ruhsal olarak derin bir travma yaşamış bulunmaktayım. Olayın etkisinden kurtulmakta zorlanmakta, günlük hayatıma devam etmekte güçlük çekmekteyim. [Varsa alınan psikolojik destek veya raporlardan bahsedin].]

8. [Dilekçenin bu bölümü, olayın tüm detaylarını içerecek şekilde, en az birkaç paragraf halinde ve somut olgulara dayanarak genişletilmelidir. Amaç, savcılığa olayın nasıl gerçekleştiğine dair net bir tablo sunmaktır. Şüphelinin kastı, eylemlerinin sürekliliği, mağdurun durumu gibi hususlar detaylandırılmalıdır.]

HUKUKİ NEDENLER :

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu m. 102, 103, 105, 106, 109, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve ilgili sair mevzuat.

DELİLLER :

1. Müşteki Beyanı

2. Tanık Beyanları ()

3. Doktor Raporları / Adli Tıp Raporları ([Alındıysa tarih ve numarası belirtilir veya muayene talep edilir])

4. Mesaj, E-posta, Sosyal Medya Kayıtları ([Ekran görüntüleri, dökümler vb. eklenir veya tespiti istenir])

5. Kamera Kayıtları ([Varsa yeri belirtilir ve incelenmesi istenir])

6. Keşif, Bilirkişi İncelemesi

7. Ve her türlü yasal delil.

SONUÇ ve İSTEM :

Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve soruşturma sırasında re’sen tespit edilecek sair hususlar doğrultusunda;

1. Şüpheli hakkında isnat edilen suçlardan dolayı gerekli soruşturmanın yapılarak,

2. Soruşturma neticesinde şüpheli hakkında kamu davası açılmasına karar verilmesini,

3. Yargılama neticesinde şüphelinin üzerine atılı suçlardan dolayı cezalandırılmasını,

4. Ceza davasına katılan olarak kabulüme/kabulümüze karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim/ederiz.

 

 

Şikayet Eden (Müşteki) / Vekili

[İmza]


İstismar, bireylerin beden bütünlüğüne, ruh sağlığına ve onuruna yönelik ağır bir saldırıdır. Türk hukuk sistemi, özellikle çocukları ve diğer savunmasız grupları korumak amacıyla cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçları ciddi yaptırımlarla düzenlemiştir. TCK 102 (Cinsel Saldırı), TCK 103 (Çocukların Cinsel İstismarı), TCK 105 (Cinsel Taciz) gibi maddeler, bu suçların farklı biçimlerini ve unsurlarını tanımlayarak faillerin cezalandırılmasını hedefler. Bir İstismar Davası süreci, şikayetten başlayıp soruşturma, kovuşturma ve kanun yolları aşamalarını içeren karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu süreçte delillerin toplanması, mağdurun korunması, sanığın adil yargılanma hakkının gözetilmesi gibi birçok denge unsuru bulunmaktadır. Yargıtay ve BAM kararları, kanunun uygulanmasına ışık tutarak içtihat oluşturmaktadır. Zamanaşımı süreleri, özellikle çocuk mağdurlar için 18 yaşından sonra başlaması gibi özel düzenlemelerle mağdur haklarını korumayı amaçlar. Ancak tüm bu yasal güvencelere rağmen, istismar davaları hem hukuki hem de duygusal açıdan zorludur ve uzmanlık gerektirir.

Hakkını Aramaktan Korkma

Eğer siz veya bir yakınınız istismara maruz kaldıysanız, sessiz kalmak zorunda değilsiniz. Yaşadığınız travmanın ağırlığı altında ezilmek yerine, hakkınızı aramaktan çekinmeyin. Türk hukuk sistemi, mağdurlara şikayette bulunma, davaya katılma, ücretsiz hukuki yardım alma ve korunma gibi önemli haklar tanımaktadır. Adaletin sağlanması için ilk adımı atmak cesaret gerektirse de, yalnız olmadığınızı bilmelisiniz. Devletin ilgili kurumları, barolar ve sivil toplum kuruluşları size destek olmak için vardır. Bu zorlu süreçte, Aşık Hukuk Bürosu gibi istismar davalarında deneyimli bir hukuk bürosundan profesyonel destek almak, haklarınızı en doğru ve etkin şekilde kullanmanıza, adaletin tecellisine ve belki de en önemlisi, yaşadığınız travmanın ardından yeniden güçlenmenize yardımcı olacaktır. Unutmayın, hakkınızı aramak sizin en doğal hakkınızdır ve bu yolda size rehberlik edecek uzmanlar bulunmaktadır.

İstismar Davaları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: İstismar davası ne kadar sürer?

Cevap: Bir istismar davasının süresi, olayın karmaşıklığına, toplanacak delillerin niteliğine, tanık sayısına ve mahkemenin iş yüküne göre önemli ölçüde değişir. İlk derece mahkemesindeki yargılama (kovuşturma aşaması) genellikle 8 ay ile 1.5 yıl arasında sürebilir. Ancak, karara itiraz edilirse İstinaf (Bölge Adliye Mahkemesi) ve Temyiz (Yargıtay) aşamaları da sürece dahil olur. Bu durumda davanın tamamen sonuçlanması 2-3 yılı veya bazı durumlarda daha uzun süreleri bulabilir.[54, 68]

Soru 2: İstismar davaları gizli mi yürütülür?

Cevap: Ceza yargılamasında soruşturma aşaması kural olarak gizlidir. Kovuşturma (duruşma) aşaması ise genellikle halka açıktır. Ancak, mahkeme genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde veya özellikle mağdurun çocuk olması durumunda, mağdurun menfaatlerini korumak amacıyla duruşmaların tamamının veya bir kısmının kapalı (gizli) yapılmasına karar verebilir.[67] Mağdurun kimlik bilgileri ve özel hayatına ilişkin detayların korunmasına özen gösterilir.[47]

Soru 3: İstismar davası açmak masraflı mıdır? Avukat tutacak gücüm yoksa ne yapabilirim?

Cevap: Ceza davalarında mağdur olarak davaya katılmak veya şikayetçi olmak için doğrudan bir harç ödenmez. Ancak yargılama sürecinde tebligat, bilirkişi gibi bazı masraflar doğabilir. En önemlisi, hukuki destek için avukatlık ücreti gerekebilir. Eğer avukat tutacak maddi gücünüz yoksa, bulunduğunuz ildeki Baro’nun Adli Yardım Bürosu’na başvurarak durumunuzu belgelediğiniz takdirde ücretsiz avukat atanmasını talep edebilirsiniz. Özellikle cinsel suç mağdurları, çocuklar, engelliler ve alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçların mağdurları için CMK kapsamında avukat görevlendirilmesi daha kolaydır ve bazı durumlarda zorunludur.[55, 60, 63]

Soru 4: İstismar mağdurları için ne gibi destek hizmetleri var?

Cevap: İstismar mağdurları ve aileleri için çeşitli destek mekanizmaları mevcuttur. Alo 183 Sosyal Destek Hattı aranarak ilk bilgilendirme ve yönlendirme alınabilir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı İl Müdürlükleri ve Sosyal Hizmet Merkezleri sosyal ve ekonomik destek sağlayabilir. Çocuk mağdurlar için özel olarak kurulan Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM), ifadenin alınması ve adli tıp süreçlerinin tek merkezden yürütülmesini sağlar. Baroların Adli Yardım Büroları ve Kadın/Çocuk Hakları Merkezleri ücretsiz hukuki destek sunar. Ayrıca, bu alanda çalışan birçok sivil toplum kuruluşu da psikolojik ve hukuki danışmanlık hizmetleri vermektedir.[23, 47, 49, 54, 55, 78]

Soru 5: Yalan yere istismarla suçlanırsam ne olur?

Cevap: Bir kişiye kasten işlemediği bir suçu isnat etmek, Türk Ceza Kanunu’nda “İftira” (TCK m. 267) olarak tanımlanan ayrı bir suçtur ve cezai yaptırımı vardır.[83] Ancak, ceza yargılamasının temel ilkesi masumiyet karinesidir; yani bir kişinin suçluluğu, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanana kadar o kişi masum kabul edilir.[57, 60, 62] Eğer hakkınızdaki iddialar ispatlanamazsa veya ciddi şüpheler varsa, mahkeme “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği beraat kararı verecektir. Böyle bir durumda, iftira suçundan dolayı ayrıca şikayetçi olma hakkınız da doğabilir. Haksız bir suçlama ile karşı karşıya kaldığınızda derhal bir ceza avukatından hukuki yardım almanız, savunma hakkınızı en doğru şekilde kullanmanız açısından kritik öneme sahiptir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu