Evlilik birliği, eşlerin ortak bir hayat kurma iradesiyle başlar. Ancak zamanla, çeşitli sebeplerle bu birliktelik sürdürülemez hale gelebilir. İşte bu noktada, evliliğin yasal olarak sona erdirilmesi gündeme gelir. Boşanma, hukuken kurulmuş olan evlilik birliğinin, kanunda öngörülen sebeplere dayanarak mahkeme kararıyla sonlandırılmasıdır.1 Eşlerin kendi aralarında anlaşarak evliliği bitirmeleri hukuken mümkün değildir; bu ancak bir mahkeme kararıyla gerçekleşebilir.2 Türk Medeni Kanunu (TMK), boşanma sürecini iki temel kategoriye ayırır: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma.2 Bu yazıda, eşlerin boşanma veya boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşamadığı durumlarda başvurulan, daha karmaşık ve uzun soluklu bir süreç olan “çekişmeli boşanma” davasını ele alacağız .
1. Çekişmeli Boşanma Nedir? Anlaşmalı Yoldan Neden Ayrılır?
Evlilik Birliğinin Mahkeme Eliyle Sonlandırılması
Boşanma, eşlerden birinin veya her ikisinin birlikte mahkemeye başvurmasıyla başlayan hukuki bir süreçtir.1 Temel amaç, artık sürdürülemez hale gelen evlilik birliğini yasal yollarla bitirmek ve tarafların kişisel, mali ve varsa çocuklarla ilgili haklarını yeniden düzenlemektir.
Anlaşmazlık Noktaları: Boşanma ve Sonuçları
Çekişmeli boşanma, adından da anlaşılacağı üzere, taraflar arasında bir veya daha fazla konuda “çekişme” yani anlaşmazlık olduğu anlamına gelir. Bu anlaşmazlıklar şunlar olabilir 3:
- Boşanmanın Kendisi: Eşlerden biri boşanmak isterken, diğeri evliliğin devamını isteyebilir.
- Boşanmanın Sonuçları: Her iki eş boşanmayı kabul etse bile, boşanmanın getireceği sonuçlar üzerinde anlaşamayabilirler. Bu sonuçlar genellikle şunlardır:
- Velayet: Ortak çocukların velayetinin kimde kalacağı.
- Nafaka: Dava sırasında ödenecek tedbir nafakası, boşanma sonrası ödenecek yoksulluk nafakası ve çocuklar için iştirak nafakası.
- Tazminat: Boşanma nedeniyle maddi veya manevi zarara uğrayan tarafın diğerinden talep edebileceği tazminat.
- Mal Paylaşımı: Evlilik birliği içinde edinilen malların nasıl paylaşılacağı.
Taraflar bu konulardan herhangi birinde dahi anlaşamazsa, dava çekişmeli olarak görülür ve mahkemeden bu konularda kendi lehlerine bir karar vermesini talep ederler.4 Anlaşmalı boşanmada ise, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması şartıyla 1, tarafların tüm bu konularda tam bir mutabakata varması ve bunu bir “anlaşmalı boşanma protokolü” ile mahkemeye sunması gerekir.1
Anlaşmalı Başlayan Davanın Çekişmeliye Dönüşmesi
Bazen eşler başlangıçta anlaşmalı boşanma niyetiyle mahkemeye başvurabilirler. Ancak süreç ilerledikçe veya duruşma sırasında bu anlaşma bozulabilir ve dava çekişmeli hale gelebilir. Bu durum şu şekillerde ortaya çıkabilir:
- Hakimin Müdahalesi: Hakim, tarafların hazırladığı protokolü incelediğinde, protokolün yasalara uygun olmadığını, taraflardan birinin veya çocukların haklarını yeterince korumadığını düşünürse, protokolde değişiklik önerebilir. Eğer taraflar bu değişiklikleri kabul etmezse, anlaşmalı boşanma talebi reddedilebilir ve dava çekişmeli olarak devam eder.6
- Taraflardan Birinin Vazgeçmesi: Anlaşmalı boşanma duruşmasında hakim, taraflara boşanma ve protokoldeki şartları kabul edip etmediklerini bizzat sorar. Bu sırada taraflardan biri, daha önce imzaladığı protokole rağmen boşanmak istemediğini veya protokoldeki bazı şartları kabul etmediğini beyan ederse, anlaşma bozulmuş sayılır ve dava çekişmeli boşanma davasına dönüşür.6
Bu dönüşüm ihtimali, boşanma sürecinin sadece hukuki değil, aynı zamanda ne kadar dinamik ve duygusal dalgalanmalara açık olduğunu gösterir. Başlangıçtaki anlaşma niyeti, süreç ilerledikçe yaşanan stres, ikinci düşünceler, taraflar arasındaki güvensizlik veya duruşma anının ciddiyetiyle değişebilir. Hukuki mekanizmalar (hakimin protokolü onaylamaması veya tarafın beyanı) bu duygusal değişimlerle etkileşime girerek, başlangıçta barışçıl görünen bir süreci çekişmeli bir mücadeleye dönüştürebilir. Bu durum, anlaşmaların ne kadar kırılgan olabileceğini ve hukuki sürecin kendisinin bile yeni anlaşmazlıklar yaratabileceğini ortaya koyar.
2. Zorlu Bir Yolculuk: Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl İlerler?
Çekişmeli boşanma davaları, anlaşmalı boşanmaya kıyasla hukuki prosedürleri, ispat gereklilikleri ve potansiyel anlaşmazlık noktaları nedeniyle daha uzun, karmaşık ve genellikle daha masraflı bir süreçtir.3 Bu davalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenen “yazılı yargılama usulüne” tabidir ve belirli hukuki aşamalardan geçerek ilerler.3
Süreç Ne Kadar Sürer?
Çekişmeli bir boşanma davasının ne kadar süreceği, davanın karmaşıklığına, mahkemenin iş yüküne, delillerin toplanma hızına ve tarafların tutumuna göre değişiklik gösterir. Ortalama olarak, ilk derece mahkemesindeki (Aile Mahkemesi) yargılama süreci 1 ila 2 yıl arasında sürebilir.4 Ancak, taraflardan birinin veya her ikisinin mahkeme kararına itiraz etmesi ve dosyayı İstinaf (Bölge Adliye Mahkemesi) ve Temyiz (Yargıtay) aşamalarına taşıması durumunda, davanın tamamen sonuçlanması 3 ila 5 yıla kadar uzayabilir.12
Yetkili ve Görevli Mahkeme
Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleri‘dir. Eğer davanın açılacağı yerde müstakil bir Aile Mahkemesi bulunmuyorsa, dava Asliye Hukuk Mahkemesi‘nde, Aile Mahkemesi sıfatıyla görülür.1
Yetkili mahkeme ise HMK’ya göre belirlenir ve davacıya seçimlik hak tanır. Dava şu yerlerdeki mahkemelerde açılabilir 1:
- Eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi, VEYA
- Eşlerin davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi.
Davanın Aşamaları
Çekişmeli boşanma davası süreci temel olarak şu aşamalardan oluşur:
- a) İlk Adım: Dava Dilekçesi ve Harçlar
Süreç, boşanmak isteyen eşin (davacı), boşanma talebini, boşanmaya neden olan olayları (vakıaları), bu olayları ispatlayacak delillerini ve boşanmayla birlikte talep ettiği hususları (nafaka, velayet, tazminat vb.) içeren bir dava dilekçesi hazırlayıp yetkili Aile Mahkemesi’ne sunmasıyla başlar.3 Dilekçeyle birlikte gerekli dava harçları ve masraflarının da mahkeme veznesine yatırılması gerekir.10
- b) Tarafların Cevapları: Dilekçeler Aşaması
Mahkeme, dava dilekçesini ve eklerini diğer eşe (davalı) tebliğ eder. Davalının, dilekçenin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde mahkemeye bir cevap dilekçesi sunma hakkı vardır.7 Davalı bu dilekçede, davacının iddialarına karşı kendi savunmalarını, delillerini ve varsa karşı taleplerini (örneğin, kendisinin de boşanmak istediğini veya nafaka/tazminat talep ettiğini) belirtir.10 Davalı, cevap dilekçesiyle birlikte karşı dava da açabilir. Cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilir. Davacının da bu dilekçeye karşı iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi sunma hakkı vardır. Son olarak, bu dilekçe de davalıya tebliğ edilir ve davalının da yine iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi sunma hakkı bulunur.7 Bu karşılıklı dilekçe teatisi (gidip gelmesi) ile tarafların iddia ve savunmalarının temel çerçevesi çizilmiş olur.
- c) Yol Haritası Çiziliyor: Ön İnceleme Duruşması
Dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra, mahkeme davanın yol haritasını belirlemek üzere bir ön inceleme duruşması tarihi tayin eder ve tarafları bu duruşmaya davet eder.7 Bu duruşma önemlidir ve hakim şu işlemleri yapar:
- Dava şartlarının (mahkemenin görevli ve yetkili olması, tarafların dava ehliyeti vb.) ve ilk itirazların (yetki itirazı gibi) mevcut olup olmadığını inceler.10
- Tarafların dilekçelerinde belirttikleri anlaşmazlık konularını (uyuşmazlık noktalarını) tam olarak tespit eder.7
- Tarafları dinler ve onları uyuşmazlığı sulh (anlaşma) yoluyla çözmeye teşvik eder.7
- Taraflara, dilekçelerinde dayandıkları ancak henüz mahkemeye sunmadıkları belgeleri (delilleri) sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgeler için gerekli bilgileri vermeleri amacıyla iki haftalık kesin süre verir.7 Bu kesin süre içinde sunulmayan veya bilgisi verilmeyen delile, kural olarak daha sonra dayanmaktan vazgeçilmiş sayılır.16
- Gerekli görürse, dava süresince geçerli olacak geçici tedbir kararları alabilir. Örneğin, çocukların geçici velayetinin kime verileceği, diğer eşin çocukla kişisel ilişki kurma düzeni, eş ve çocuklar için tedbir nafakası bağlanması, ortak konutun bir eşe tahsis edilmesi gibi konularda ara kararlar oluşturabilir.7
- d) Gerçekler Ortaya Çıkıyor: Tahkikat Aşaması
Ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında tarafların iddia ve savunmalarının doğruluğunu araştırmak üzere tahkikat aşamasına geçilir.3 Bu aşama, davanın esasına girildiği ve delillerin toplandığı, incelendiği ve değerlendirildiği en önemli aşamadır. Bu aşamada şunlar yapılır:
- Tarafların gösterdiği tanıklar mahkemeye çağrılır ve dinlenir.3
- Mahkemece gerekli görülen bilirkişi incelemeleri (örneğin, mal paylaşımına esas değer tespiti, kusur durumunun değerlendirilmesi için uzman görüşü) veya keşif (olay yerinde inceleme) yapılır.1
- Tarafların sunduğu belgeler (mesaj kayıtları, banka dökümleri, raporlar, fotoğraflar vb.) incelenir ve değerlendirilir.1
- Mahkeme, tarafların talebi üzerine ilgili kurumlardan (bankalar, SGK, tapu müdürlüğü vb.) belge ve bilgi toplayabilir.
- Hakim, toplanan tüm delilleri HMK çerçevesinde serbestçe takdir eder.16
- e) Son Sözler: Sözlü Yargılama ve Karar
Tahkikat aşaması tamamlanıp dosya karara hazır hale geldiğinde, hakim sözlü yargılama için bir duruşma günü belirler.3 Bu duruşmada taraflara veya vekillerine dosya hakkında son kez beyanda bulunma ve diyeceklerini söyleme hakkı verilir. Taraflar katılmazsa, yokluklarında karar verilebilir.7 Sözlü yargılama tamamlandıktan sonra hakim, aynı duruşmada veya kısa bir aradan sonra nihai kararını (hükmü) açıklar.3 Bu kısa kararın gerekçelerini içeren detaylı gerekçeli karar ise genellikle kararın açıklandığı tarihten itibaren bir ay içinde yazılarak taraflara tebliğ edilir.7
- f) Karara İtiraz Hakkı: İstinaf ve Temyiz Süreci
Aile Mahkemesi’nin verdiği gerekçeli karardan memnun olmayan veya kararın hatalı olduğunu düşünen tarafın, karara itiraz etme hakkı vardır. Bu itiraz süreci iki aşamalıdır:
- İstinaf: Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren mahkemeye sunulacak bir dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemesi’ne (BAM) istinaf başvurusunda bulunulabilir.5 İstinaf mahkemesi, dosyayı hem hukuki usul (yargılama kurallarına uyulup uyulmadığı) hem de esas (davanın içeriği) yönünden yeniden inceler.7
- Temyiz: Bölge Adliye Mahkemesi’nin verdiği kararlara karşı da (kanunda belirtilen şartlar dahilinde ve belirli parasal sınırların üzerindeki uyuşmazlıklar için) kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay‘a temyiz başvurusunda bulunulabilir.5
Boşanma kararı, ancak bu kanun yolları tüketildikten sonra veya tarafların süresi içinde itiraz haklarını kullanmamaları halinde kesinleşir.14 Taraflar, karar kesinleşene kadar hukuken evli sayılmaya devam ederler ve boşanmanın sonuçları (örneğin yeniden evlenme yasağı, kimlikteki medeni hal değişikliği) doğmaz.14
Bu uzun ve çok aşamalı yargılama süreci, özellikle istinaf ve temyiz gibi kanun yollarının kullanılmasıyla birleştiğinde, taraflar için ciddi bir belirsizlik ve mali yük yaratır. Kararın kesinleşmesinin yıllar sürebilmesi 12, tarafların hayatlarını yeniden planlamalarını zorlaştırır. Dava sırasında alınan tedbir nafakası gibi geçici tedbirler 5, bu uzun süreçteki acil ihtiyaçları bir ölçüde karşılasa da, nihai mali durum (yoksulluk nafakası, tazminat miktarı) ve özellikle ayrı bir dava konusu olan mal paylaşımının sonucu 8 ancak yargılamanın sonunda veya sonrasında netleşir. Bu durum, eşleri yıllarca sürebilecek bir hukuki ve mali belirsizlik içinde bırakabilir, bu da hem duygusal stresi artırır hem de geleceğe yönelik adımlar atmayı güçleştirir.
3. Boşanmanın Dayanakları: Hangi Sebeplerle Dava Açılabilir? (TMK 161-166)
Çekişmeli boşanma davası açmak için, davacının Türk Medeni Kanunu’nda sayılan boşanma sebeplerinden en az birine dayanması ve bu sebebi mahkemede ispatlaması gerekmektedir. Kanunumuz bu sebepleri “özel boşanma sebepleri” ve “genel boşanma sebebi” olarak iki ana başlık altında düzenlemiştir.1
Özel Boşanma Sebepleri (TMK 161-165)
Bunlar, kanunda açıkça tanımlanmış, belirli olaylara dayanan ve ispatlandığında boşanma kararı verilmesi konusunda hakimin takdir yetkisinin daha sınırlı olduğu sebeplerdir. Bu sebepler şunlardır:
- Zina (Aldatma – TMK 161): Eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken eşi dışında bir başkasıyla cinsel ilişki yaşamasıdır.1 Zina, mutlak bir boşanma sebebidir; yani ispatlandığı takdirde, evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığına bakılmaksızın boşanmaya karar verilir. Ancak dava hakkı, aldatıldığını öğrenen eş tarafından bu öğrenme tarihinden itibaren altı ay ve her durumda zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.5 Ayrıca, aldatan eşi affeden tarafın bu sebebe dayanarak dava açma hakkı yoktur.12 Zinanın varlığının kesin delillerle ispatlanması gerekir.
- Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK 162): Bu madde üç farklı durumu kapsar:
- Hayata Kast: Eşlerden birinin diğerini öldürme girişiminde bulunması.
- Pek Kötü Davranış: Eşin vücut bütünlüğüne veya sağlığına yönelik ciddi saldırılar (örneğin, ağır fiziksel şiddet, işkence).
- Onur Kırıcı Davranış: Eşin onuruna, şeref ve haysiyetine yönelik ağır saldırılar (örneğin, alenen ağır hakaret, iftira, aşağılama).1 Bu davranışlar da mutlak boşanma sebebidir. Dava hakkı, olayın öğrenilmesinden itibaren altı ay ve her halde olayın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.12
- Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK 163): Bu sebep iki alternatif durum içerir:
- Suç İşleme: Eşlerden birinin küçük düşürücü (yüz kızartıcı) bir suç işlemesi (hırsızlık, dolandırıcılık gibi).
- Haysiyetsiz Hayat Sürme: Eşlerden birinin toplumun genel ahlak anlayışına aykırı, onursuz bir yaşam tarzını benimsemesi ve sürdürmesi (örneğin, sürekli kumar oynama, alkol veya uyuşturucu bağımlılığı, suç örgütleriyle ilişki, hayat kadınlığı yapma vb.).1 Bu hallerde boşanmaya karar verilebilmesi için, bu durumların diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmesi şarttır. Yani, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme tek başına yeterli değildir; bunun evlilik birliğini olumsuz etkilediğinin ve diğer eş için katlanılamaz olduğunun ispatı gerekir. Bu sebebe dayalı dava açmak için belirli bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir, ancak çekilmezlik unsurunun varlığı aranır.12
Örnek Olay (Batman’da Yaşanmış Gibi Kurgu): Batman’da yaşayan Ayşe Hanım, eşi Ahmet Bey’in son bir yıldır sürekli olarak yasa dışı bahis oynadığını, bu nedenle eve sürekli icra geldiğini, ailenin birikimlerini tükettiğini ve geceleri eve alkollü gelip huzursuzluk çıkardığını fark eder. Ahmet Bey’in bu davranışları komşular arasında da konuşulmakta, ailenin itibarı zedelenmektedir. Ayşe Hanım için bu durum artık katlanılmaz hale gelmiştir. Bu durumda Ayşe Hanım, Ahmet Bey’in “haysiyetsiz hayat sürmesi” nedeniyle (TMK 163) çekişmeli boşanma davası açabilir. Davasında, icra takip dosyalarını, tanık beyanlarını (komşular, aile üyeleri), varsa Ahmet Bey’in bahis sitelerine yaptığı harcamalara dair banka kayıtlarını delil olarak sunabilir.
- Terk (TMK 164): Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğerini terk etmesi veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesidir.1 Terk sebebine dayanarak boşanma davası açılabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
- Terk eyleminin üzerinden en az altı ay geçmiş olması.
- Terk eden eşe, mahkeme veya noter aracılığıyla usulüne uygun bir şekilde “eve dön” ihtarı çekilmiş olması ve bu ihtarda iki ay içinde dönmemesi halinde dava açılacağının bildirilmiş olması.
- Bu ihtara rağmen terk eden eşin haklı bir sebep olmaksızın iki aylık süre içinde ortak konuta dönmemiş olması.10 Önemli bir nokta, terk ihtarını çeken eşin, ihtar tarihinden önceki olayları affetmiş veya en azından hoş görmüş sayılmasıdır. Bu nedenle, ihtar öncesi olaylar kusur belirlemesinde dikkate alınmaz.16
- Akıl Hastalığı (TMK 165): Eşlerden birinde, evlilik birliği devam ederken ortaya çıkan ve iyileşme olasılığı bulunmayan bir akıl hastalığının olması ve bu hastalığın diğer eş için ortak hayatı çekilmez hale getirmesi durumunda, sağlıklı olan eş bu sebebe dayanarak boşanma davası açabilir.1 Bu sebebe dayanılabilmesi için, hastalığın resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi ve raporda hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının belirtilmesi zorunludur.1
Genel Boşanma Sebebi (TMK 166)
Bu, kanunda tek bir madde altında düzenlenmiş ancak uygulamada en sık karşılaşılan ve en geniş kapsamlı boşanma sebebidir.
- Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik – TMK 166/1): Bu maddeye göre, evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.1 Bu sebep, halk arasında genellikle “şiddetli geçimsizlik” olarak bilinir.8 Özel boşanma sebeplerinin şartları oluşmasa bile, evliliği çekilmez hale getiren hemen her türlü olumsuz durum bu kapsama girebilir. Yargıtay kararlarında örnek olarak şunlar sayılmıştır: Sürekli tartışmalar, hakaret, fiziksel şiddet (pek kötü muamele düzeyinde olmasa bile), ilgisizlik, sevgisizlik, ekonomik yükümlülükleri yerine getirmeme, aşırı borçlanma, kumar oynama, alkol düşkünlüğü, eşin ailesine kötü davranma, cinsel ilişkiden kaçınma, güven sarsıcı davranışlar (sadakatsizlik boyutuna varmasa bile), aşırı kıskançlık, baskıcı tutum vb..1
- “Geçinemiyoruz” Demek Yeterli Mi? Hayır. Davacının, sadece “şiddetli geçimsizlik var” veya “anlaşamıyoruz” demesi yeterli değildir. Evlilik birliğini temelinden sarsan somut olayların (vakıaların) neler olduğunu açıkça belirtmesi ve bu olayları delillerle (tanık, mesaj, belge vb.) ispatlaması gerekir.20 Mahkeme, sunulan delilleri değerlendirerek, gerçekten evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını ve ortak hayatın devamının eşlerden beklenip beklenemeyeceğini takdir edecektir.9 Davayı açan eşin kusuru daha ağır ise, davalı eşin davaya itiraz hakkı vardır. Ancak bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğindeyse ve evliliğin devamında davalı ve çocuklar için korunmaya değer bir yarar kalmamışsa, mahkeme yine de boşanmaya karar verebilir (TMK 166/2).20
- Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma (TMK 166/4): Bu durum, daha önce herhangi bir sebeple açılmış bir boşanma davasının mahkemece reddedilmesi halinde gündeme gelir. Eğer boşanma davasının reddi kararının kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmişse ve bu üç yıllık süre içinde eşler herhangi bir nedenle ortak hayatı yeniden kuramamışlarsa, eşlerden birinin talebi üzerine mahkeme doğrudan boşanmaya karar verir.1 Bu durumda mahkeme, artık evliliğin fiilen bittiğini kabul eder ve yeniden bir kusur araştırması yapmaz. Sadece ret kararının kesinleşmesi, üç yıllık sürenin geçmesi ve bu sürede ortak hayatın yeniden kurulmadığının ispatı yeterlidir.
4. Çekişmeli Boşanma Sürecine Dair Özet Bilgiler (Tablo)
Aşağıdaki tablo, çekişmeli boşanma davalarında en sık karşılaşılan sebepleri, ilgili kanun maddelerini, temel koşullarını ve dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktaları özetlemektedir. Bu tablo, farklı boşanma nedenlerini ve yasal dayanaklarını bir arada görerek daha kolay anlamanıza yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Boşanma Sebebi (Grounds for Divorce) | İlgili TMK Maddesi | Kısa Açıklama | İspat Yükü / Delil Özelliği | Önemli Not / Süre |
Zina (Adultery) | 161 | Eşlerden birinin evlilik dışı cinsel birlikteliği. | Davacıda. Özel/Mutlak sebep. İspatı gerekir. | Affetmeme şartı. Öğrenmeden itibaren 6 ay, olaydan itibaren 5 yıl içinde dava açılmalı.5 |
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış | 162 | Canına kastetme, fiziksel/psikolojik şiddet, ağır hakaret/aşağılama. | Davacıda. Özel/Mutlak sebep. İspatı gerekir. | Affetmeme şartı. Öğrenmeden itibaren 6 ay, olaydan itibaren 5 yıl içinde dava açılmalı.12 |
Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme | 163 | Yüz kızartıcı suç işleme veya onursuz yaşam tarzı (kumar, alkolizm vb.) nedeniyle ortak hayatın çekilmezliği. | Davacıda. Özel sebep. Yaşam tarzının sürekliliği ve evliliği çekilmez kılması ispatlanmalı. | Zaman aşımı yok, ancak diğer eş için ortak hayatın çekilmez hale gelmesi şart.12 |
Terk (Abandonment) | 164 | Haklı sebepsiz en az 6 ay evi terk etme ve ihtar sonrası dönmeme. | Davacıda. Özel sebep. Terk süresi ve usulüne uygun ihtar şart. | En az 6 ay terk + İhtar + İhtara rağmen dönmeme gerekir. İhtar çeken, önceki olayları affetmiş sayılır.16 |
Akıl Hastalığı (Mental Illness) | 165 | Eşlerden birinde iyileşmez akıl hastalığı olması ve ortak hayatın çekilmezliği. | Davacıda. Özel sebep. Resmi sağlık kurulu raporu zorunlu.1 | Hastalığın evlilikten sonra ortaya çıkması ve iyileşme umudunun olmaması gerekir. Ortak hayatın çekilmezliği ispatlanmalı. |
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik) | 166/1-2 | Ortak hayatın sürdürülmesinin beklenemeyecek derecede bozulması (geniş kapsamlı). | Davacıda. Genel sebep. Sarsıntıyı yaratan somut olaylar ve çekilmezlik ispatlanmalı. | En yaygın sebep. Kusur durumu tazminat ve nafakayı etkiler.9 Davalının itiraz hakkı vardır.20 |
Fiili Ayrılık (Actual Separation) | 166/4 | Reddedilen boşanma davası sonrası en az 3 yıl ayrı yaşama ve ortak hayatın kurulamaması. | Davacıda. Genel sebep. Ret kararı kesinleşmesi + 3 yıl fiili ayrılık ispatlanmalı. | Kusur araştırması yapılmaz. Eşlerden birinin istemi yeterlidir. (Not: Süre 3 yıldır) |
5. “Kusur” Kavramı ve Boşanmadaki Merkezi Rolü
Çekişmeli boşanma davalarının merkezinde yer alan ve sonucunu önemli ölçüde etkileyen kavramlardan biri “kusur”dur. Peki, hukukta kusur ne anlama gelir ve boşanma sürecinde neden bu kadar önemlidir?
Hukukta Kusur Ne Anlama Gelir?
Genel anlamda kusur, bir kişinin yapması gereken bir davranışı yapmaması veya yapmaması gereken bir davranışı yapması sonucu ortaya çıkan sorumluluk halidir. Boşanma hukuku bağlamında kusur, eşlerden birinin veya her ikisinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini (sadakat, yardımlaşma, birlikte yaşama, çocukların bakımına özen gösterme gibi) bilerek veya ihmal ederek yerine getirmemesi, evliliğin sarsılmasına veya bitmesine neden olan hatalı tutum ve davranışları ifade eder.18
TDK Tanımı: Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlük’te kusur kelimesinin anlamları şunlardır 22:
- isim Eksiklik, noksan, nakısa.
- isim Özür.
- isim Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama.
- isim Elverişsiz durum.
Boşanma hukukundaki kusur kavramı, TDK’nın 3. tanımına (“Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama”) en yakın anlamı taşır. Evlilik yükümlülüklerinin ihlali bu kapsama girer.
Kusurun Sonuçları: Tazminat ve Nafakaya Etkisi
Mahkemenin dava sonunda tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumlarını (kimin kusurlu, kimin daha ağır kusurlu, kimin kusursuz veya eşit kusurlu olduğunu) belirlemesi, özellikle boşanmanın mali sonuçları açısından hayati öneme sahiptir.18 Kusur tespiti şu konularda doğrudan etkilidir:
- Maddi ve Manevi Tazminat (TMK 174): Boşanma davasında tazminat talep edebilmek için, talepte bulunan eşin kusursuz veya diğer eşe göre daha az kusurlu olması, aleyhine tazminat istenen eşin ise kusurlu olması gerekir.18 Eğer eşler boşanmaya sebep olan olaylarda eşit derecede kusurlu iseler, birbirlerinden maddi veya manevi tazminat talep edemezler.25 Yani, tazminat alabilmek için karşı taraftan daha az kusurlu olmak şarttır.1
- Yoksulluk Nafakası (TMK 175): Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşin, diğer eşten yoksulluk nafakası alabilmesi için kusurunun daha ağır olmaması gerekir.1 Bu şu anlama gelir:
- Boşanmada tam kusurlu veya ağır kusurlu olan eş, yoksulluğa düşecek olsa bile yoksulluk nafakası alamaz.18
- Kusursuz, daha az kusurlu veya eşit kusurlu olan eş, diğer şartları (yoksulluğa düşme ve diğer eşin mali gücünün yeterli olması) taşıyorsa yoksulluk nafakası talep edebilir.18
- Yoksulluk nafakası ödeyecek olan eşin kusurlu olup olmadığına bakılmaz; önemli olan nafaka talep edenin kusurunun daha ağır olmamasıdır.20
- Diğer Nafakalar ve Velayet: Dava sırasında ödenen tedbir nafakası ve çocuklar için ödenen iştirak nafakası için tarafların kusur durumu bir ölçüt değildir.1 Velayet konusunda ise temel ilke çocuğun üstün yararı olmakla birlikte, bir eşin kusurlu davranışı (örneğin çocuğa şiddet uygulaması, ihmal etmesi, bağımlılıkları olması) çocuğun menfaatini tehlikeye atıyorsa, velayet kararında bu durum dikkate alınır.18 Ancak örneğin eşini aldatmış olmak, tek başına velayeti almaya engel değildir.18
Mahkeme Kusuru Nasıl Belirler?
Hakim, çekişmeli boşanma davasında tarafların dilekçelerinde ileri sürdükleri iddiaları ve bu iddiaları desteklemek için sundukları delilleri (tanık beyanları, mesajlar, belgeler, raporlar vb.) HMK kuralları çerçevesinde değerlendirir.1 Bu değerlendirme sonucunda, evlilik birliğinin sarsılmasına veya bitmesine neden olan olaylarda hangi eşin hangi davranışlarıyla ne derecede kusurlu olduğunu tespit eder.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları, hangi tür davranışların boşanmada kusur sayılabileceği konusunda önemli bir rehberlik sağlar. Örneğin, Yargıtay kararlarına göre şu davranışlar sıklıkla kusur olarak kabul edilmektedir: Eşe fiziksel veya psikolojik şiddet uygulamak, hakaret etmek, aşağılamak, aldatmak (zina) veya güven sarsıcı davranışlarda bulunmak, evi haklı bir sebep olmaksızın terk etmek, ailenin geçimini sağlamamak, aşırı borçlanarak aileyi zora sokmak, kumar oynamak, alkol veya madde bağımlılığı, eşi ailesiyle görüştürmemek, cinsel yükümlülüklerden kaçınmak, sürekli yalan söylemek, eşin dedikodusunu yapmak, çocuklarla ilgilenmemek gibi pek çok durum kusur teşkil edebilir.10
Ancak, her evlilik ve her boşanma davası kendine özgüdür. Yargıtay da, kimin daha fazla kusurlu olduğunu belirlemede önceden genel bir ölçüt konulamayacağını ve her olayın kendi özel koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.21 Mahkeme, sadece somut olaylara ve bu olayları ispatlayan geçerli delillere dayanarak kusur tespiti yapabilir. Soyut iddialar (“bana kötü davranıyordu” gibi genel ifadeler) veya başkalarından duyulan bilgilere dayanan tanık beyanları (“komşusu bana eşine bağırdığını söyledi” gibi) kusur belirlemesinde dikkate alınmaz.16 İspatlanamayan iddialar, taraflara kusur olarak yüklenemez.16
Kusurun, özellikle tazminat ve yoksulluk nafakası gibi önemli mali sonuçlara doğrudan etki etmesi 18, çekişmeli boşanma davalarının neden bu kadar hararetli geçtiğinin temel nedenlerinden biridir. Taraflar, davanın mali sonuçlarını kendi lehlerine çevirebilmek amacıyla, birbirlerinin kusurlarını ortaya çıkarmak ve ispatlamak için yoğun bir hukuki mücadeleye girişirler. Ancak Yargıtay’ın belirttiği gibi her olayın kendi özelinde değerlendirilmesi gerekliliği 21 ve kusur sayılan davranışların çeşitliliği ile bazılarının (örneğin “ilgisizlik”, “güven sarsıcı davranış”) yoruma açık olması, davanın sonucunu önceden tahmin etmeyi zorlaştırır. Bu durum, hem hukuki mücadeleyi körükler hem de kusurun doğru bir şekilde tespiti ve ispatı teknik bir hukuki değerlendirme gerektirdiğinden, alanında uzman bir avukatın yardımını almanın önemini artırır.
6. İddialarınızı Nasıl Kanıtlarsınız? Boşanmada Deliller
Çekişmeli boşanma davalarında, mahkemenin iddialarınız hakkında doğru bir karar verebilmesi için bu iddiaları hukuka uygun delillerle desteklemeniz şarttır. İddia ettiğiniz olayları ispatlama yükümlülüğü, kural olarak o iddiayı ileri süren tarafa aittir.1 Mahkeme, kararını sadece dosyaya sunulan ve hukuka uygun bulunan delillere göre verecektir.
Mahkemede Kabul Gören Delil Türleri
Boşanma davaları, doğası gereği özel hayata ilişkin birçok konuyu içerdiğinden, ispat aracı olarak kullanılabilecek deliller de çeşitlilik gösterir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda sayılan delillerin yanı sıra, Yargıtay kararlarıyla şekillenen uygulamada sıkça başvurulan deliller şunlardır 10:
- Tanık Beyanları: En önemli ve yaygın delillerdendir. Tarafların iddia ettiği olayları (örneğin tartışmaları, şiddeti, terk eylemini) bizzat görmüş veya duymuş kişilerin mahkemede yapacakları anlatımlardır. Ancak tanığın bilgisi doğrudan kendi gözlemine veya bilgisine dayanmalıdır; başkasından duyduklarını aktaran tanıkların beyanları (duyuma dayalı beyan) genellikle hükme esas alınmaz.16 Aile üyeleri, çocuklar (idrak yaşındaysa), arkadaşlar, komşular, iş arkadaşları gibi olaylara şahit olmuş kişiler tanıklık yapabilir.15
- Yazılı Belgeler ve Mesajlaşmalar: Taraflar arasındaki SMS mesajları, WhatsApp konuşmaları, e-postalar, sosyal medya (Facebook, Instagram vb.) yazışmaları ve paylaşımları, mektuplar, notlar, faturalar, banka dekontları, kredi kartı ekstreleri gibi yazılı her türlü belge delil olabilir.1 Yargıtay’ın eski tarihli kararlarında, eşlerden birinin tuttuğu günlüğün diğer eş tarafından delil olarak kullanılabileceği kabul edilmiştir, ancak bu tür delillerin hukuka uygunluğu her olayda ayrıca değerlendirilir.30
- Fotoğraflar, Ses ve Görüntü Kayıtları: Tarafların birlikte çekilmiş fotoğrafları, eşin başka biriyle samimi fotoğrafları, şiddet sonucu oluşan yaralanmaları gösteren fotoğraflar, ses kayıtları veya video görüntüleri delil olarak sunulabilir.1 Ancak bu tür delillerin mahkemede kabul edilebilmesi için hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması kritik öneme sahiptir.
- Resmi Kayıtlar ve Belgeler: Nüfus müdürlüğünden alınan aile kayıt örnekleri, Emniyet veya Jandarma tarafından tutulan tutanaklar (örneğin şiddet olayı sonrası tutulanlar), hastane raporları (darp raporu, psikolojik tedavi raporları, akıl sağlığı raporları), otel konaklama kayıtları, uçak veya otobüs biletleri, SGK hizmet dökümleri, tapu ve araç ruhsat kayıtları, adli sicil (sabıka) kayıtları gibi resmi kurumlarca düzenlenen belgeler önemli delillerdir.10
- Uzman Raporları: Mahkeme tarafından görevlendirilen uzmanların hazırladığı raporlar delil niteliğindedir. Bunlar arasında en yaygın olanları şunlardır:
- Sosyal İnceleme Raporu (SIR): Özellikle velayet ve çocukla kişisel ilişki konularında, pedagog veya sosyal hizmet uzmanı tarafından tarafların ve çocuğun durumu incelenerek hazırlanan rapor.10
- Bilirkişi Raporu: Mal paylaşımı davalarında malların değerinin tespiti, mali durum araştırması veya özel uzmanlık gerektiren konularda (örneğin, bir belgenin sahte olup olmadığının tespiti) hazırlanan raporlar.1
- Adli Tıp Raporları: Akıl hastalığı iddiası veya şiddet sonucu oluşan yaralanmaların tespiti için alınan raporlar.
- Diğer Deliller:
- Keşif: Hakimin, olayın geçtiği iddia edilen yerde (örneğin ortak konutta) bizzat inceleme yapması.1
- Yemin: Bir tarafın, diğer tarafa iddiasını doğrulaması için yemin teklif etmesi. Ancak boşanma davaları kamu düzenini ilgilendirdiğinden, yemin ve ikrar (bir tarafın diğerinin iddiasını kabul etmesi) hakimi bağlamaz; hakim yine de gerçeği araştırmakla yükümlüdür.16
Delillerin Hukuka Uygun Elde Edilmesi Zorunluluğu
Boşanma davasında belki de en çok dikkat edilmesi gereken husus, sunulan delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olmasıdır. Anayasamız (Madde 38/6) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (Madde 189/2) çok açık bir şekilde, hukuka aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceğini belirtmektedir.16
Bu şu anlama gelir: Eşinizin sizi aldattığını veya size hakaret ettiğini ispatlamak için gizlice sesini kaydetmeniz, telefonuna casus yazılım yükleyerek mesajlarını ele geçirmeniz, özel eşyalarını karıştırarak günlüğünü bulmanız veya gizli kamera yerleştirmeniz gibi yöntemlerle elde ettiğiniz deliller, mahkeme tarafından hukuka aykırı delil kabul edilecek ve hükme esas alınmayacaktır.30 Bu tür delillere dayanarak karar verilemez.
Bu kural, özellikle aldatma, şiddet gibi ispatı zor ve genellikle özel alanda, tanıkların olmadığı ortamlarda gerçekleşen iddialar açısından önemli bir zorluk yaratmaktadır. Taraflar, haklı olduklarını düşündükleri iddialarını destekleyecek güçlü delillere (örneğin bir ses kaydı veya mesajlaşma) sahip olsalar bile, eğer bu delili hukuka aykırı bir yolla elde etmişlerse, mahkeme bu delili yok saymak zorundadır. Bu durum, kişileri haklı iddialarını ispatlamak için hukuka uygun delil toplama yöntemlerine (tanık bulma, resmi kayıtları talep etme, uzman raporu alma gibi) yönlendirir. Ancak bu yasal yollar, her zaman özel hayatta yaşanan olayları tam olarak aydınlatmaya yetmeyebilir. Bu “delil paradoksu”, hukukun bir yandan gerçeği ortaya çıkarma, diğer yandan da bireylerin özel hayatının gizliliğini koruma hedefleri arasındaki hassas dengeyi göstermektedir. Dolayısıyla, bir delilin sadece var olması değil, nasıl elde edildiği ve mahkemeye nasıl sunulduğu, davanın sonucunu doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle delil toplama aşamasında bir avukattan yardım almak, hak kayıplarını önlemek açısından büyük önem taşır.
Delil Sunma Süreleri
Delillerin mahkemeye sunulması konusunda kanunda belirli süreler öngörülmüştür. Kural olarak, taraflar dayandıkları delilleri dava ve cevap dilekçelerinde belirtmelidirler.33 Dilekçelerde belirtilen ancak henüz sunulmayan belgeler için ise ön inceleme duruşmasında hakim tarafından verilen iki haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması veya nereden getirtileceğinin bildirilmesi gerekir.16 Bu kesin süreler içinde sunulmayan delillere, daha sonra “sonradan delil gösterme” yasağı gereği kural olarak dayanılamaz. Ancak çok istisnai durumlarda (örneğin, delilin sonradan ortaya çıkması ve bunun tarafın kusurundan kaynaklanmaması veya yargılamayı geciktirme amacı taşımaması gibi) mahkeme sonradan gösterilen delili kabul edebilir.33 Bu nedenle, davanın başında tüm delilleri dikkatlice belirlemek ve yasal süreler içinde mahkemeye sunmak çok önemlidir.
7. En Değerli Varlıklar: Çocukların Velayeti
Boşanma sürecinin şüphesiz en hassas ve önemli konularından biri, varsa ortak çocukların velayetinin kime verileceğidir. Mahkeme bu konuda karar verirken, anne ve babanın isteklerinden veya kusur durumlarından ziyade, tek bir temel ilkeyi göz önünde bulundurur: çocuğun üstün yararı.1 Amaç, boşanma sonrasında çocuğun fiziksel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi için en sağlıklı ve en uygun ortamın hangi ebeveyn yanında sağlanacağını tespit etmektir.
Dava Sürecinde Geçici Velayet
Çekişmeli boşanma davası açıldığında, yargılama süreci boyunca çocuğun kimin yanında kalacağı, bakımı ve eğitimiyle kimin ilgileneceği konusunda bir belirsizlik yaşanmaması için, mahkeme tarafından geçici velayet kararı verilir.5 Bu karar, davanın başında veya ön inceleme duruşmasında alınabilir. Hakim bu kararı verirken genellikle tarafların durumunu, çocuğun yaşını ve o anki fiili durumu dikkate alır. Gerekli görürse, sosyal hizmet uzmanı veya pedagogdan hızlı bir değerlendirme raporu (Sosyal İnceleme Raporu – SIR) isteyebilir.10 Geçici velayet, dava sonuçlanıp karar kesinleşene kadar geçerlidir.
Kalıcı Velayet Kararında Dikkate Alınanlar
Mahkeme, boşanma kararıyla birlikte çocuğun kalıcı velayetinin hangi ebeveyne verileceğine hükmeder. Bu nihai kararı verirken çok yönlü bir değerlendirme yapar ve şu faktörleri dikkate alır:
- Çocuğun Yaşı ve İhtiyaçları: Özellikle anne bakım ve şefkatine muhtaç kabul edilen küçük yaştaki çocukların (genellikle 0-3 yaş) velayetinin anneye verilmesi eğilimi vardır, ancak bu mutlak bir kural değildir. Çocuğun yaşı ilerledikçe ihtiyaçları ve durumu yeniden değerlendirilir.
- Çocuğun Cinsiyeti ve Kardeşleri: Çocuğun cinsiyeti tek başına belirleyici olmasa da, kardeşlerin birbirinden ayrılmaması genellikle tercih edilen bir durumdur.
- Çocuğun Alışkanlıkları ve Sosyal Çevresi: Çocuğun mevcut düzeninin (okulu, arkadaş çevresi, yaşadığı ortam) mümkün olduğunca bozulmaması gözetilir.
- Ebeveynlerin Durumu: Anne ve babanın sağlık durumları, yaşam tarzları, çalışma koşulları, ekonomik güçleri, çocuğa ayırabilecekleri zaman, ilgi ve şefkat gösterme kapasiteleri, çocuğa sağlıklı bir barınma ve eğitim ortamı sunma imkanları değerlendirilir.37
- Çocuğun Görüşü: Yeterli idrak gücüne sahip olduğu kabul edilen çocukların (genellikle 8 yaş ve üzeri) velayet konusunda ne düşündüğü ve kiminle kalmak istediği, mahkeme tarafından görevlendirilen uzmanlar (pedagog, psikolog) aracılığıyla veya doğrudan hakim tarafından sorulur ve çocuğun beyanı önemli bir faktör olarak dikkate alınır. Ancak hakim, çocuğun beyanının kendi gerçek iradesini yansıtıp yansıtmadığını, baskı altında olup olmadığını da değerlendirir.36
- Ebeveynlerin Kusur Durumu: Kural olarak, eşlerin boşanmadaki kusurları velayet kararını doğrudan etkilemez. Örneğin, eşini aldatmış olmak velayeti almaya engel değildir.18 Ancak, ebeveynin kusurlu davranışı (şiddet uygulama, alkol/madde bağımlılığı, çocuğu ihmal etme, haysiyetsiz yaşam sürme, çocuğun diğer ebeveynle görüşmesini engelleme gibi) çocuğun sağlığını, güvenliğini veya gelişimini olumsuz etkiliyorsa, bu durum velayetin o ebeveyne verilmemesi veya değiştirilmesi için önemli bir gerekçe olabilir.18
- Uzman Raporları: Mahkeme, karar vermeden önce genellikle pedagog, psikolog veya sosyal hizmet uzmanlarından oluşan bir heyetten Sosyal İnceleme Raporu (SIR) alır. Bu raporda, uzmanlar taraflarla, çocukla ve gerekirse okul gibi ilgili kurumlarla görüşerek çocuğun durumu, ebeveynlerin koşulları ve velayetin kime verilmesinin çocuğun yararına olacağı konusunda detaylı bir değerlendirme sunarlar.10
Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) Kararlarından Örnekler
İstinaf mahkemesi olan Bölge Adliye Mahkemeleri’nin velayet konusundaki kararları, uygulamanın nasıl şekillendiğini göstermesi açısından önemlidir. BAM kararlarında sıkça vurgulanan bazı noktalar şunlardır:
- Çocuğun yaşının ve olgunluk düzeyinin, beyanının ne ölçüde dikkate alınacağını belirlediği.37
- Ebeveynin kanıtlanmış alkol veya madde bağımlılığının, çocuğa yönelik şiddet veya ihmalinin, ciddi ve tedavi edilmeyen psikolojik sorunlarının velayetin diğer ebeveyne verilmesi için yeterli sebep olabileceği.37
- Velayet hakkına sahip ebeveynin, diğer ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurma hakkını sürekli ve haksız yere engellemesinin, velayetin değiştirilmesi davası için bir gerekçe oluşturabileceği.35
Ortak Velayet Bir Seçenek Mi?
Türk Medeni Kanunu, boşanma halinde velayetin eşlerden birine verilebileceğini düzenlemekle birlikte (TMK m. 336/2), Yargıtay kararları ve yasal düzenlemeler ışığında ortak velayet de mümkündür.1 Ortak velayet, anne ve babanın boşanma sonrasında da çocuğun velayetini birlikte kullanmaya devam etmeleri anlamına gelir. Ancak ortak velayetin işleyebilmesi için ebeveynler arasında yüksek düzeyde bir işbirliği ve iletişim olması gerekir. Çekişmeli boşanma davalarında ise taraflar arasında genellikle yoğun bir çatışma ve anlaşmazlık söz konusu olduğundan, ortak velayet kararlarına nadiren rastlanır.5 Ortak velayet, daha çok anlaşmalı boşanma protokollerinde tarafların bu yönde anlaşmasıyla veya çekişmeli dava sırasında tarafların bu konuda uzlaşması halinde ve hakimin de çocuğun menfaatine uygun görmesi durumunda gündeme gelebilir.5
Velayetin Değiştirilmesi
Boşanma davasında verilen velayet kararı, değişmez bir karar değildir. Zaman içinde koşulların değişmesi veya velayeti elinde bulunduran ebeveynin durumunda önemli değişiklikler olması halinde, velayet yeniden düzenlenebilir. Örneğin, velayet sahibi ebeveynin çocuğun bakımını ihmal etmesi, başka bir şehre veya ülkeye taşınarak diğer ebeveynle kişisel ilişkiyi zorlaştırması, çocuğa kötü muamelede bulunması, sağlık durumunun bozulması veya çocuğun yaşının ilerlemesiyle birlikte diğer ebeveynle yaşama isteğini belirtmesi gibi durumlarda, velayeti olmayan taraf “Velayetin Değiştirilmesi Davası” açarak velayetin kendisine verilmesini talep edebilir.36 Bu davada da yine temel ölçüt çocuğun üstün yararı olacaktır.
Hukukun “çocuğun üstün yararı” ilkesine 1 yaptığı güçlü vurgu ile çekişmeli boşanma sürecinin doğasında var olan ebeveyn çatışması arasında belirgin bir gerilim bulunmaktadır. Velayet mücadelesi, ne yazık ki bazen ebeveynlerin birbirlerini yıpratmak, cezalandırmak veya boşanmanın diğer sonuçları (nafaka, mal paylaşımı gibi) üzerinde baskı kurmak için kullandıkları bir araca dönüşebilir. Bu durum, kaçınılmaz olarak en çok çocuğun duygusal ve psikolojik sağlığına zarar verir. Mahkemelerin uzman raporlarına 10 ve idrak yaşındaki çocuğun kendi görüşüne 36 başvurması, bu zararı en aza indirme ve daha objektif bir karar verme çabasıdır. Ancak çekişmeli sürecin kendisi, uzayan dava süreleri, karşılıklı suçlamalar ve belirsizlik ortamı ile çocuğun yüksek yararına aykırı bir atmosfer yaratma potansiyeli taşır. Ortak velayetin çekişmeli davalarda bu kadar istisnai olması 5, mevcut sistemin veya tarafların, böylesine yüksek bir çatışma ortamında işbirliğine dayalı ebeveynlik modellerini hayata geçirmekte zorlandığını da göstermektedir. Bu durum, sistemin ideal hedefi olan çocuğun korunması ile çekişmeli davanın getirdiği pratik zorluklar arasındaki uyumsuzluğu ortaya koymaktadır.
8. Parasal Konular: Nafaka ve Tazminat Hakları
Çekişmeli boşanma davalarında taraflar arasında en sık anlaşmazlık yaşanan konulardan biri de parasal taleplerdir. Kanun, boşanma nedeniyle maddi zorluğa düşecek veya zarara uğrayacak eşi ve çocukları korumak amacıyla nafaka ve tazminat kurumlarını düzenlemiştir.
Nafaka Türleri
Boşanma davası sürecinde ve sonrasında üç temel nafaka türü gündeme gelebilir 8:
- Tedbir Nafakası: Boşanma davası açıldığı andan itibaren, davanın sonuçlanıp kararın kesinleşmesine kadar geçen süre içinde, eşlerden birinin veya ergin olmayan çocukların geçimini sağlamak amacıyla diğer eş aleyhine hükmedilen geçici bir nafakadır.1 Tedbir nafakasına hükmedilirken tarafların kusur durumuna bakılmaz 1; sadece talep eden tarafın veya çocukların ihtiyacı ve diğer tarafın mali gücü dikkate alınır. Hakim, dava dilekçesiyle talep edilmesi halinde veya gerekli görürse kendiliğinden de tedbir nafakasına karar verebilir. Boşanma kararı kesinleştiğinde tedbir nafakası kendiliğinden sona erer.5
- Yoksulluk Nafakası (TMK 175): Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer taraftan mali gücü oranında, süresiz olarak talep edebileceği nafakadır.1 Burada “yoksulluk” kavramı, kişinin temel yaşam giderlerini (yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, eğitim gibi) kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle karşılayamaması durumunu ifade eder.20 Yoksulluk nafakasının temel amacı, boşanma nedeniyle zor duruma düşen eşi korumaktır; bir ceza veya tazminat niteliği taşımaz ve nafaka alacaklısını zenginleştirme amacı gütmez.20 Bu nafakayı alabilmek için şu şartların birlikte bulunması gerekir:
- Talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olması.
- Talep eden eşin kusurunun diğer eşten daha ağır olmaması (kusursuz, az kusurlu veya eşit kusurlu olabilir).18
- Nafaka ödeyecek olan diğer eşin mali gücünün yeterli olması.
- Talepte bulunulmuş olması (hakim kendiliğinden karar veremez).
- İştirak Nafakası (TMK 182): Müşterek çocuğun velayeti kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım, eğitim, sağlık gibi giderlerine mali gücü oranında katılması amacıyla hükmedilen nafakadır.1 Bu nafaka, çocuğun menfaati için ödenir ve tarafların kusur durumuna bakılmaz.1 Velayet kendisine bırakılan eş, diğer eşten iştirak nafakası talep edebilir. Hatta talep olmasa bile, hakim çocuğun üstün yararını gözeterek re’sen (kendiliğinden) iştirak nafakasına hükmedebilir.39 İştirak nafakası, kural olarak çocuğun ergin olmasına (18 yaşını doldurmasına) kadar devam eder. Ancak çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, belirli şartlarda nafaka ödemesi devam edebilir (Yardım Nafakası olarak).
Tazminat Türleri (TMK 174)
Boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan veya maddi/manevi zarara uğrayan eşin, kusurlu olan diğer eşten talep edebileceği parasal ödemelerdir. İki tür tazminat vardır 1:
- Maddi Tazminat (TMK 174/1): Boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan talep edebileceği tazminattır.25 Örneğin, evlilik nedeniyle işini bırakan veya kariyerinde ilerleyemeyen eşin uğradığı kayıplar, evlilik birliğinin sağladığı ekonomik destekten yoksun kalma gibi durumlar maddi tazminat konusu olabilir.
- Manevi Tazminat (TMK 174/2): Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları (onur, saygınlık, vücut bütünlüğü gibi) saldırıya uğrayan kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, duyduğu acı, elem ve üzüntünün karşılığı olarak kusurlu taraftan talep edebileceği tazminattır.25 Örneğin, fiziksel şiddete maruz kalma, aldatılma, ağır hakarete uğrama gibi durumlar manevi tazminat talebine yol açabilir.
Maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için şu şartlar aranır:
- Tazminat talep eden eşin kusursuz veya daha az kusurlu olması.
- Aleyhine tazminat istenen eşin kusurlu olması.
- Boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle bir zararın (maddi veya manevi) meydana gelmiş olması.
- Zarar ile kusurlu davranış arasında nedensellik bağının bulunması.
- Talepte bulunulmuş olması.
Talep ve Süreç
- Nafaka (tedbir, yoksulluk, iştirak) ve tazminat (maddi, manevi) talepleri, boşanma davası dilekçesinde belirtilebileceği gibi, yargılama devam ederken boşanma hükmü kesinleşinceye kadar sözlü veya yazılı olarak da ileri sürülebilir.40 Bu talepler boşanma davasının eki (fer’i) niteliğinde olduğundan, ayrıca bir dava harcı ödenmesi gerekmez.40
- Eğer boşanma davasında tazminat (maddi veya manevi) talep edilmemişse, bu hak tamamen kaybolmaz. Boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde ayrı bir dava açılarak tazminat talep edilebilir.4 Ancak bu bir yıllık süre hak düşürücü niteliktedir, kaçırılmaması gerekir. Yoksulluk ve iştirak nafakası için ise böyle bir süre sınırı yoktur, boşanma kesinleştikten sonra da talep edilebilirler (ancak geriye dönük istenemezler).
- Hakim, nafaka ve tazminat miktarlarını belirlerken; tarafların kusur derecelerini (tazminat ve yoksulluk nafakasında), sosyal ve ekonomik durumlarını (gelirleri, mal varlıkları, yaşam standartları), paranın alım gücünü, günün ekonomik koşullarını ve hakkaniyet ilkesini göz önünde bulundurur.11 Talep edilen miktardan daha fazlasına hükmedilemez.41 Maddi tazminatın toptan (tek seferde) veya irat (aylık taksitler halinde) şeklinde ödenmesine karar verilebilir.26 Nafakalar ise genellikle aylık olarak ödenir.
Yargıtay Kararları Ne Diyor?
Yargıtay’ın nafaka ve tazminat konusundaki kararları uygulamaya yön vermektedir. Öne çıkan bazı ilkeler şunlardır:
- Eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemez.25
- Yoksulluk nafakası alabilmek için talep edenin kusurunun diğerinden daha ağır olmaması şarttır.20
- Nafaka ve tazminat talepleri, boşanma davasının fer’i niteliğinde olup, yargılama bitene kadar her aşamada istenebilir ve ayrıca harca tabi değildir.40
- Genel kural olarak, boşanma kararının fer’i niteliğindeki nafaka ve tazminat alacaklarının icraya konulabilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir (HMK m. 367/2).26 (Not: Bazı eski Yargıtay kararlarında aksi yönde içtihatlar bulunsa da 26, güncel ve baskın uygulama kesinleşme şartının aranması yönündedir.)
9. Evlilikte Edinilen Mallar Ne Olacak? Mal Paylaşımına Genel Bakış
Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte, evlilik birliğinin sona ermesinin bir diğer önemli sonucu da eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, yani evlilik sırasında edinilen malların paylaşımıdır.
Ayrı Bir Dava: Mal Rejiminin Tasfiyesi
Eşlerin evlilik birliği içinde edindikleri malların nasıl paylaşılacağı konusu, boşanma davasından ayrı ve bağımsız bir dava olan “Mal Rejiminin Tasfiyesi” davasıyla çözümlenir.8 Bu dava, genellikle boşanma davası sonuçlanıp karar kesinleştikten sonra açılır.8 Boşanma davası ile birlikte açılması da mümkündür; ancak bu durumda mahkeme, mal paylaşımı konusunda karar vermek için boşanma davasının kesinleşmesini bekleyecektir (bekletici mesele yapacaktır).8 Yani, boşanma kesinleşmeden mallar paylaşılamaz.
Yasal Mal Rejimi: Edinilmiş Mallara Katılma
Türkiye’de, eşler evlenmeden önce veya evlilik sırasında bir “mal rejimi sözleşmesi” yaparak kanunda belirtilen diğer mal rejimlerinden (mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı, mal ortaklığı) birini seçmemişlerse, 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren geçerli olan yasal mal rejimi **”Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”**dir.10 Bu, çoğu evlilik için geçerli olan rejimdir.
Paylaşım Esasları
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin temel prensibi şudur: Evlilik birliği devam ederken, eşlerden her birinin “edinilmiş malları” üzerinde sahip olduğu “artık değerin” yarısı üzerinde diğer eşin “katılma alacağı” hakkı vardır. Daha basit bir ifadeyle, evlilik süresince edinilen malların değeri, boşanma halinde kural olarak eşler arasında eşit olarak paylaşılır.10
“Edinilmiş mal” kavramı, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek (emek veya para ile) elde ettiği malvarlığı değerlerini ifade eder. Başlıcaları şunlardır:
- Çalışmanın karşılığı olan edinimler (maaş, ücret, serbest meslek kazancı vb.).
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının yaptığı ödemeler (emekli ikramiyesi gibi).
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar.
- Kişisel malların gelirleri (örneğin, evlenmeden önce sahip olunan bir evin kira geliri).
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler (örneğin, maaşla alınan araba).
Kişisel Mallar Paylaşıma Girmez
Her eşin “kişisel malları” ise mal paylaşımının dışında tutulur. Bunlar üzerinde diğer eşin katılma alacağı hakkı doğmaz. Kişisel mallar genellikle şunlardır 10:
- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar (giysiler, takılar gibi).
- Mal rejiminin başlangıcında (evlenme anında veya 01.01.2002’de) eşlerden birine ait bulunan mallar.
- Evlilik sırasında eşlerden birine miras yoluyla veya herhangi bir şekilde karşılıksız kazandırma (bağışlama) yoluyla geçen mallar (örneğin, aileden kalan ev, hediye edilen para).44
- Manevi tazminat alacakları.
- Kişisel mallar yerine geçen değerler (örneğin, miras kalan evin satılmasıyla elde edilen para).
Tasfiye Süreci
Mal rejiminin tasfiyesi davasında mahkeme, öncelikle evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar eşlerin edindiği tüm malvarlığını (taşınır, taşınmaz, banka hesapları, şirket hisseleri vb.) tespit eder. Ardından, hangi malların kişisel mal, hangilerinin edinilmiş mal olduğunu belirler. Edinilmiş malların tasfiye anındaki (genellikle karara en yakın tarih) değerleri hesaplanır. Varsa borçlar düşülür ve kalan “artık değer” üzerinden her eşin yasal hakkı olan katılma alacağı hesaplanır. Bu süreç oldukça teknik detaylar içerdiğinden, mahkeme genellikle konusunda uzman bilirkişilerden (mali müşavir, gayrimenkul değerleme uzmanı vb.) rapor alır.
Zamanaşımı Süresi
Mal rejiminin tasfiyesi davasını açmak için belirli bir süre sınırı vardır. Boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde bu davanın açılması gerekir. Bu süre geçirildiğinde, mal paylaşımı talep etme hakkı zamanaşımına uğrayabilir. Bu nedenle, hak kaybı yaşamamak adına boşanma kesinleştikten sonra makul bir süre içinde mal paylaşımı davası açmak önemlidir.
10. Son Değerlendirme
Haklarınızı Aramaktan Çekinmeyin
Bu yazıda detaylarıyla ele aldığımız gibi, çekişmeli boşanma süreci; hukuki prosedürleri, ispat zorlukları, yasal süreleri ve duygusal yüküyle oldukça karmaşık ve yıpratıcı bir yoldur.3 Taraflar, bu zorlu süreçte sadece duygusal olarak değil, aynı zamanda parasal konularda, çocuklarla ilişkilerde ve geleceğe yönelik planlarında telafisi güç hak kayıplarıyla karşılaşma riski taşırlar.4
Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer mevzuat, boşanma durumunda eşlerin ve özellikle çocukların haklarını korumaya yönelik birçok önemli düzenleme (nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı gibi) içermektedir. Ancak bu hakların varlığından haberdar olmak tek başına yeterli değildir. Haklarınızı tam olarak anlayabilmek, yasal dayanaklarını bilmek, doğru zamanda ve doğru şekilde talep edebilmek, iddialarınızı hukuka uygun delillerle ispatlayabilmek ciddi bir hukuki bilgi ve deneyim gerektirir.
Bu nedenle, eğer kendinizi çekişmeli bir boşanma sürecinin içinde bulduysanız veya böyle bir sürece girmeyi düşünüyorsanız, haklarınızı eksiksiz bir şekilde öğrenmek, yasal haklarınızı korumak, doğru adımları zamanında atmak ve bu zorlu süreci mümkün olan en az kayıpla atlatabilmek için mutlaka alanında uzman bir boşanma avukatından profesyonel hukuki destek almanız şiddetle tavsiye edilir.3
Deneyimli bir avukat, davanızın en başından (dilekçelerin hazırlanması) en sonuna (kararın kesinleşmesi ve uygulanması) kadar size rehberlik edecektir. Delillerin toplanması, hukuka uygunluğunun değerlendirilmesi, tanıkların hazırlanması, duruşmalarda sizi temsil etme, karşı tarafın iddialarına hukuki cevaplar verme, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarını yorumlama ve lehinize olanları kullanma gibi kritik aşamalarda size yol gösterecek, haklarınızı en etkin şekilde savunacaktır.12
Unutmayın, çekişmeli boşanma sadece bir evliliğin bitişi değil, aynı zamanda gelecekteki hayatınızın hukuki ve mali temellerinin atıldığı önemli bir süreçtir. Bu süreci doğru ve bilinçli bir şekilde yönetmek, geleceğinizi daha sağlam bir zemine oturtmanızda atacağınız en önemli adımlardan biridir. Haklarınızı bilmek ve korumak için profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.
Alıntılanan çalışmalar
- Boşanma Davası Nasıl Açılır? | Kulaçoğlu Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://kulacoglu.av.tr/bosanma-davasi-nasil-acilir/
- Boşanma Davası Yargıtay Kararları – HAN Kriminal, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://bilirkisiraporlari.com/bosanma-davasi-yargitay-kararlari/
- Çekişmeli Boşanma Nedir? Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır …, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.hakanmert.av.tr/cekismeli-bosanma/
- Çekişmeli Boşanma Davası ve Hukuki Süreç – Arca Hukuk Arabuluculuk, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.arcahukuk.com/hukuki-haberler/cekismeli-bosanma-davasi-ve-hukuki-surec/
- Çekişmeli Boşanma Davası, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://oner.av.tr/cekismeli-bosanma-davasi/
- Anlaşmalı Boşanma Davası | Kulaçoğlu Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://kulacoglu.av.tr/anlasmali-bosanma-davasi/
- Çekişmeli Boşanma Davası (2025) | Av. Yaşar Öksüz, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://oksuz.av.tr/cekismeli-bosanma-davasi/
- Aile Hukuku arşivleri – BİLGİN HUKUK BÜROSU, erişim tarihi Nisan 28, 2025, http://fatmatugcebilgin.av.tr/category/aile-hukuku/
- Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma (2024), erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.akademikhukuk.org/siddetli-gecimsizlik-nedeniyle-bosanma/
- Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır, Süreç, Usul ve Bilinmesi Gereken Diğer Detaylar 2025, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.delilavukatlik.com/post/cekismeli-bosanma-davasi
- Aile Hukuku | Korkmaz Hukuk ve Danışmanlık, Kırıkkale Avukat, Kırıkkale Hukuk, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://mutlukorkmaz.av.tr/hizmetlerimiz/aile-hukuku/
- Çekişmeli Boşanma Nedir? – Avukat Semiha ASLAN, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.semihaaslan.av.tr/cekismeli-bosanma
- Çekişmeli Boşanma Davası Nedir? Çekişmeli Boşanma Ne Kadar Sürer? – Denktaş Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://denktas.av.tr/aile-hukuku/cekismeli-bosanma-davasi
- Hakim Boşanma Kararı Verdikten Sonra Ne Olur? – Denktaş Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://denktas.av.tr/aile-hukuku/hakim-bosanma-karari-verdikten-sonra
- Çekişmeli Boşanma Davası Hakkında Sık Sorulan Sorular, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://demirbas.av.tr/cekismeli-bosanma-davasi-hakkinda-sik-sorulan-sorular/
- Boşanma Davasında Kanuna Aykırı Elde Edilen Deliller Nelerdir? – Denktaş Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://denktas.av.tr/aile-hukuku/bosanmada-ispat-ve-deliller
- Güncel Yargıtay Kararları Işığında Boşanma Sebepleri – Etki Avukatlık, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.etkiavukatlik.com/guncel-yargitay-kararlari-isiginda-bosanma-sebepleri
- Boşanmada Kusurun Önemi ve Kusur Sayılan Haller – Eskişehir Avukat Eda Yıldırım İlhan, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.edayildirimilhan.av.tr/blog/post/bosanmada-kusurun-oenemi-ve-kusur-sayilan-haller
- Boşanmada Kusur Sayılan Davranışlar Yargıtay Kararları | Mil Hukuk & Danışmanlık, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.milhukuk.com/bosanmada-kusur-sayilan-davranislar-yargitay-kararlari
- Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle (Çekişmeli) Boşanma Davası, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.esraakyildiz.av.tr/makaleler/evl%C4%B0l%C4%B0k-b%C4%B0rl%C4%B0%C4%9E%C4%B0n%C4%B0n-temel%C4%B0nden-sarsilmasi-neden%C4%B0yle-%C3%87ek%C4%B0%C5%9Emel%C4%B0-bo%C5%9Eanma-davasi-ned%C4%B0r
- Emsal Yargıtay Kararları – Boşanma Davalarında Kusur Tespiti, Delil Takdiri ve Usul, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.delilavukatlik.com/post/bosanma-yargitay-kararlari-1
- Kusur Ne Demek, Ne Anlama Gelir? Kusur Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir? – Habertürk, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.haberturk.com/ne-demek/kusur-ne-anlama-gelir
- Kusur Ne Demek? Kusur Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı Nedir? – NTV Haber, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.ntv.com.tr/ne-demek/kusur-ne-demek-48184
- BOŞANMA DAVALARINDA KADININ KUSURLU KABUL EDİLDİĞİ HALLER, erişim tarihi Nisan 28, 2025, http://www.cesimparlak.com.tr/bosanma-davalarinda-kadinin-kusurlu-kabul-edildigi-haller/
- Boşanmada Tazminat ve Nafaka – Avukat & Arabulucu Seher KIRBAŞ CANİKOĞLU, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.seherkirbascanikoglu.av.tr/bosanmada-tazminat-ve-nafaka/
- Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat 2025 | Delil Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.delilavukatlik.com/post/bosanmada-maddi-manevi-tazminat
- Boşanmada Eşlerin Eşit Kusuru – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/medeni-hukuk/bosanmada-eslerin-esit-kusuru.html
- Boşanmada Eşit Kusur Yargıtay Kararları, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://oner.av.tr/bosanmada-esit-kusur-tazminat-ve-kusur-tespiti/
- YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2020/2-96 – Kazancı, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://kazanci.com.tr/gunluk/hgk-2020-2-96.htm
- YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA BOŞANMA DAVALARINDA HUKUKA AYKIRI DELİLLER, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.ozgunlaw.com/makaleler/yargitay-kararlari-isiginda-bosanma-davalarinda-hukuka-aykiri-deliller-238
- Boşanma Davasında Whatsapp, İnstagram, Facebook vb. Sosyal Medya Yazışmalarının Kullanılması 2025 | Delil Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.delilavukatlik.com/post/bosanma-davasi-sosyal-medya-yazismalari-delil
- BOŞANMA DAVASINDA HUKUKİ VE HUKUKA AYKIRI DELİLLER – Doğan Hukuk, erişim tarihi Nisan 28, 2025, http://www.ozgurdogan.av.tr/2021/05/11/bosanma-davasinda-hukuki-hukuka-aykiri-deliller/
- BOŞANMA DAVALARINDA DELİLLERİN GÖSTERİLMESİNE VE İBRAZINA İLİŞKİN GÜNCEL YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARININ ( – DergiPark, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/517707
- boşanma davası ile velayet nafaka ve tazminat istemi – YARGITAY KARARLARI || Mersin Barosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://mersinbarosu.org.tr/tr/yargitay-kararlari/233/yasal-sure-gectikten-sonra-delil-gosterme-talebinde-bulunulmasi-bosanma-davasi-ile-velayet-nafaka-ve-tazminat-istemi/18107
- Boşanma Sürecinde Çocukların Durumu ve Velâyet – OTTO Avukatlık & Arabuluculuk, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://ottohukuk.com/otto-blog/bosanma-surecinde-cocuklarin-durumu-ve-velayet/
- Velayetin Değiştirilmesi Davası – Kulaçoğlu Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://kulacoglu.av.tr/velayetin-degistirilmesi-davasi/
- Velayet Davaları İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular – Av. Seçil İlayda SÖNMEZ, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.secililaydasonmez.av.tr/velayet-davalari-ile-ilgili-sikca-sorulan-sorular/
- Boşanma Davası Sık Sorulan Sorular – Büyükkale Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.buyukkalehukuk.com/bosanma-davasi-hakkinda-sik-sorulan-sorular/
- Yargıtay Kararları Işığında Anlaşmalı Boşanma Davası Sonrasında Nafaka ve Tazminat Talepleri(*) – DergiPark, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1280181
- BOŞANMA DAVASI SIRASINDA TAZMİNAT VE NAFAKA TALEBİ – Kadayıfçı Hukuk, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.kadayifcihukuk.com/bosanma-davasi-sirasinda-tazminat-ve-nafaka-talebi
- Boşanma Davalarında Tazminat Güncel 2025 » Av. Doğa Eserçelik – İstanbul Avukat, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.esercelik.av.tr/bosanma-davalarinda-tazminat/
- Boşanma Davalarında Nafaka ve Tazminat – YAVUZ HUKUK BÜROSU, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.eyavuz.av.tr/bosanma-davalarinda-nafaka-ve-tazminat/
- Boşanma Davası Yargıtay Kararları – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/medeni-hukuk/bosanma-davasi-yargitay-kararlari.html
- Boşanma Davaları Hakkında En Sık Sorulan 15 Soru Ve Cevabı – EkinLaw, erişim tarihi Nisan 28, 2025, https://www.ekinlaw.com/bosanma-davalari-hakkinda-en-sik-sorulan-15-soru-ve-cevabi/
Bir Yorum