Genel

Ceza Hukukunda Haklarınızın Güvencesi (TCK Madde 3)

Adalet, Eşitlik ve Kanunilik İlkeleri

Kanun dedikleri, açık olmalı,

Yoruma meyledip, bulanmamalı.

Zanla, şüpheyle hüküm kurulmaz,

Adalet, hakikatle yoğrulmalı.

Toplum halinde yaşamanın getirdiği düzen ihtiyacı, belirli kuralların varlığını zorunlu kılar. Bu kuralların en önemlilerinden biri de, hangi davranışların suç sayılacağını ve bu suçlara ne tür yaptırımlar uygulanacağını belirleyen ceza hukukudur. Türk Ceza Kanunu (TCK), temel olarak bireylerin hak ve özgürlüklerini, kamu düzenini ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını, çevreyi ve toplum barışını korumayı, en nihayetinde suç işlenmesini önlemeyi amaçlar.1 Ancak devletin bu cezalandırma yetkisi sınırsız değildir. Vatandaşların keyfi uygulamalara karşı korunması ve hukuki güvenliğin sağlanması amacıyla ceza hukuku, temel bazı ilkelere dayanır. Bu ilkeler, adeta bir zırh gibi bireyi devletin gücü karşısında korur. İşte bu temel taşlarından biri de Türk Ceza Kanunu’nun 3. maddesinde ifadesini bulan adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesidir.

Hukuk Devletinin Teminatı: Adalet, Eşitlik ve Orantılılık (TCK Madde 3)

Ceza Kanunu’nun hemen başlarında yer alan 3. madde, adil bir ceza yargılamasının iki temel direğini oluşturur: Eşitlik ve Orantılılık. Bu ilkeler, ceza hukukunun temel değerlerinden olan insan onurunun korunmasını ve hukuk devleti anlayışını pekiştirir.2

Herkes İçin Adalet ve Eşitlik: Ayrımcılık Yasağı (TCK Madde 3/2)

TCK Madde 3’ün ikinci fıkrası, bu ilkenin en net ifadesidir: “Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.”.2 Bu hüküm, son derece açık bir şekilde, ceza kanunlarının uygulanmasında hiç kimseye, kimliğinden, inancından, düşüncesinden veya sosyal statüsünden dolayı farklı muamele yapılamayacağını garanti altına alır. İster Türk vatandaşı olsun ister yabancı, herkes kanun önünde eşittir ve aynı fiili işlediğinde aynı hukuki muameleye tabi tutulmalıdır.6 Bu ilke, sadece mahkemelerin karar verirken değil, kanunların düzenlenmesi aşamasında da gözetilmesi gereken, insan onurunu temel alan evrensel bir hukuk prensibidir.2

Suç ve Ceza Dengesi: Orantılılık İlkesi (TCK Madde 3/1)

Maddenin birinci fıkrası ise ceza adaletinin diğer önemli bir yönünü, orantılılık ilkesini düzenler: “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.”.7 Bu, basitçe “cezanın suça uygun olması” gerektiği anlamına gelir. Yani, işlenen fiilin yarattığı haksızlık ne kadar büyükse, verilecek ceza da o ölçüde ağır olmalı; fiilin hafifliği oranında da ceza hafiflemelidir.6 Orantılılık ilkesi, hem caydırıcılığın sağlanması hem de failin aşırı cezalarla topluma kazandırılmasının imkansız hale gelmesini önlemek açısından kritik bir denge unsurudur.3 Hakimler, bir suç için kanunda belirtilen alt ve üst sınırlar arasında temel cezayı belirlerken, TCK Madde 61’de sayılan kriterleri (failin kastının veya taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın veya tehlikenin ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik gibi) göz önünde bulundurarak bu dengeyi kurmakla yükümlüdürler.4

Ceza Hukukunun Olmazsa Olmazları: Haklarınızı Koruyan Diğer Temel İlkeler

TCK Madde 3’te ifadesini bulan adalet ve eşitlik ilkeleri, ceza hukukunun temel taşları olsa da, vatandaşların hukuki güvenliğini tam anlamıyla sağlamak için başka güvencelere de ihtiyaç vardır. Bunlar genellikle TCK’nın 2. ve 7. maddelerinde düzenlenen ve birbirini tamamlayan ilkelerdir.

Kanun Yoksa Suç da Yok: Kanunilik İlkesi Nedir? (TCK Madde 2)

Ceza hukukunun belki de en temel ilkesi, Latince “Nullum crimen, nulla poena sine lege” yani “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” prensibidir. Bu ilke, TCK Madde 2(1)’de net bir şekilde ifade edilir: “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.7 Bu ne anlama gelir? Bir davranışın suç sayılabilmesi ve karşılığında bir ceza verilebilmesi için, o davranışın önceden bir kanunla açıkça suç olarak tanımlanmış olması şarttır. Bu yetki, Anayasa uyarınca sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne aittir.9 Yani, ne idari makamlar (örneğin bakanlıklar, belediyeler) yönetmelik veya genelge gibi düzenleyici işlemlerle suç ihdas edebilir ne de mahkemeler kanunda yazmayan bir fiili suç sayabilir.7 Kanunilik ilkesi, bireyleri devletin keyfi uygulamalarına karşı koruyan en önemli kalkandır; hangi davranışların yasak olduğunu önceden bilme hakkını güvence altına alır.6 Bu ilke, Anayasamızın 38. maddesinde de temel bir hak olarak güvence altına alınmıştır.6

TDK’ya Göre: Adalet Ne Demek?

Bu noktada, sıkça kullandığımız “adalet” kelimesinin Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğündeki anlamına bakmak faydalı olacaktır. TDK’ya göre adalet: “Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk.”.12 Bu tanım, hem kanunların herkese eşit uygulanması (türe, eşitlik) hem de hakkaniyete uygunluk, doğru olanı verme (orantılılık, hak gözetme) boyutlarını içerir. Dolayısıyla, TDK tanımı bile, ceza hukukundaki temel ilkelerin (eşitlik, orantılılık, kanunilik) amacını yansıtmaktadır: Hem kurallara uygunluğu hem de hakkaniyeti sağlamak.

Açık ve Anlaşılır Kurallar: Belirlilik İlkesi Neden Hayati?

Kanunilik ilkesinin bir diğer önemli boyutu “belirlilik” (Bestimmtheitsgebot) ilkesidir. Sadece bir fiilin kanunda yazılı olması yetmez; bu kanun hükmünün aynı zamanda açık, net ve anlaşılır olması gerekir.6 TCK Madde 2(1)’deki “açıkça” ifadesi tam da bu gerekliliği vurgular.11 Vatandaşlar, hangi somut eylemin yasak olduğunu ve bu eylemi gerçekleştirdiklerinde hangi yaptırımla karşılaşacaklarını belirli bir kesinlik içinde kanundan anlayabilmelidirler.15 Ancak bu şekilde davranışlarını düzenleyebilir ve kanuna uygun hareket edebilirler. Muğlak, yoruma aşırı açık veya belirsiz ifadelerle düzenlenen kanunlar, hukuki güvenliği zedeler ve kanunilik ilkesini işlevsiz kılar.6 Elbette, dilin doğası gereği mutlak bir belirlilik sağlamak her zaman mümkün olmayabilir.16 Ancak kanun koyucunun amacı, mümkün olan en yüksek düzeyde açıklığı ve kesinliği sağlamak olmalıdır. Örneğin, TCK Madde 194’te geçen “sağlık için tehlike oluşturabilecek maddeler” gibi genel ifadeler 17 veya kanun metinlerinde kullanılan “gibi” edatları 18, uygulamada hangi durumların kapsama girdiği konusunda tereddütlere yol açarak belirlilik ilkesi açısından sorunlar yaratabilir.

Benzeterek Ceza Verilemez: Kıyas Yasağı ve Yorumun Sınırları

Kanunilik ve belirlilik ilkelerinin doğal bir sonucu da “kıyas yasağı”dır. TCK Madde 2(3) bu yasağı kesin bir dille ifade eder: “Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.”.7 Peki, kıyas nedir? Kıyas, kanunda belirli bir durum için düzenlenmiş bir kuralın, kanunda açıkça düzenlenmemiş ancak o duruma benzeyen başka bir duruma uygulanmasıdır.16 Başka bir deyişle, kanundaki bir boşluğu, benzer durumlar için öngörülmüş kurallara benzetme yoluyla doldurmaktır. Ceza hukukunda, yeni bir suç yaratmak veya mevcut bir ceza hükmünü failin aleyhine olacak şekilde genişletmek amacıyla kıyas yapmak kesinlikle yasaktır.16 Çünkü bu, kanun yapma yetkisini gasp etmek ve kanunilik ilkesini ihlal etmek anlamına gelir.

Kıyas ile “yorum”u birbirine karıştırmamak gerekir. Yorum, kanunda var olan bir hükmün anlamını, kanun koyucunun amacını ve lafzını dikkate alarak açıklığa kavuşturma faaliyetidir.11 Hâkimler, kanunları yorumlamak zorundadır; ancak bu yorum faaliyeti, kanunun çizdiği sınırları aşarak yeni bir kural yaratma noktasına, yani kıyasa varmamalıdır.9 Yargıtay kararlarında bu ayrımın ne kadar hassas olduğu görülebilir. Örneğin, yağma suçunda çok az bir değer (1 TL gibi) elde edildiğinde TCK 150/2’deki “daha çoğunu alabilme imkânı varken yalnızca gereksinimi kadarını alma” şartı aranmalı mıdır, yoksa sadece alınan malın değerinin azlığı yeterli midir? Kanunda açıkça yazmayan “daha çoğunu alabilme imkânı” kriterini aramak, yorumun sınırlarını aşıp kıyasa varmak anlamına gelir mi?.20 Benzer şekilde, uyuşturucu madde ticaretinin cezayı artıran bir neden olarak sayıldığı “umumi veya umuma açık yerler” tanımına, özel bir otomobilin içinin dahil edilip edilemeyeceği tartışması da yorum ve kıyas yasağı arasındaki ince çizgiyi gösteren bir başka örnektir.18 Bu tür tartışmalar, kanunilik ilkesinin ve kıyas yasağının pratikte ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Dünün Kuralı Bugünü Yargılamaz: Cezaların Geçmişe Yürümezliği (TCK Madde 7)

Hukuki güvenliğin bir diğer temel direği, ceza kanunlarının zaman bakımından uygulanmasına ilişkin kurallardır. Temel prensip, TCK Madde 7(1)’de belirtildiği gibi, “aleyhe kanunun geçmişe yürümezliği”dir: “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz.”.21 Ayrıca, suç işlendikten sonra yürürlüğe giren kanun, o suç için daha ağır bir ceza öngörüyorsa, bu ağır ceza geçmişe dönük olarak uygulanamaz; fail, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan kanuna göre cezalandırılır.22 Bu kural, bireylerin hangi davranışlarının suç olduğunu ve karşılığında ne ceza alacaklarını önceden bilmelerini sağlar, sonradan çıkarılacak daha ağır kanunlarla mağdur edilmelerini önler.22 Bu ilke de yine Anayasamızın 38. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 7. maddesi gibi uluslararası belgelerle güvence altına alınmıştır.22

İstisna: Lehinize Olan Kanun Geçmişe Uygulanır

Aleyhe kanunun geçmişe yürümezliği kuralının çok önemli bir istisnası vardır: “Lehe kanunun geçmişe yürümesi”. TCK Madde 7(2) bunu şöyle düzenler: “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.”.11 Yani, bir suç işlendikten sonra, ancak fail hakkındaki yargılama kesinleşmeden önce, kanunda failin lehine bir değişiklik olursa (örneğin, fiil suç olmaktan çıkarılırsa, cezanın türü veya miktarı hafifletilirse, zamanaşımı süresi kısalırsa, fiil şikayete tabi hale getirilirse), fail bu lehe değişiklikten yararlanır.25 Hatta, bir fiil suç olmaktan tamamen çıkarılırsa, daha önce bu suçtan mahkum olmuş kişilerin mahkumiyetleri ve bunların hukuki sonuçları kendiliğinden ortadan kalkar.23 Ancak hangi kanunun daha lehe olduğunu belirlemek, özellikle birden fazla kanun değişikliği olduğunda karmaşık olabilir ve mahkemelerin her bir kanunun somut olaya uygulanması durumunda ortaya çıkacak sonuçları bir bütün olarak karşılaştırmasını gerektirir.27 Ayrıca, TCK Madde 7(3)’e göre, hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrür gibi infaz rejimine ilişkin bazı hükümler ile ceza muhakemesi kuralları genellikle “derhal uygulama” ilkesine tabidir, yani lehe olsalar bile her zaman geçmişe yürümezler.25

Teoriden Pratiğe: Bu İlkeler Sizi Nasıl Etkiliyor?

Tüm bu anlattığımız soyut ilkeler, aslında günlük hayatımızda hukuki güvenliğimizin temelini oluşturur. Peki, bu ilkeler pratikte sizi nasıl korur?

Örnek Olay: Batman’dan Bir Ders: Kanun Boşluğu Mağdur Eder mi?

Güneydoğu’nun sıcak şehri Batman’da küçük bir aktar dükkanı işleten Ahmet Bey’i düşünelim. Ahmet Bey, son zamanlarda popülerleşen, ancak yasalarda adı geçmeyen yeni bir bitkisel karışımı satmaya başlar. Karışımın bazı yan etkileri konusunda endişelenen yerel yetkililer, bu karışımı açıkça yasaklayan bir kanun olmamasına rağmen, benzer etkilere sahip olduğu bilinen yasa dışı bir maddeye benzeterek Ahmet Bey hakkında soruşturma başlatırlar. Ahmet Bey ise avukatı aracılığıyla, sattığı karışımın kanunda açıkça suç olarak tanımlanmadığını (Kanunilik), dolayısıyla neyin yasak olduğunun belirli olmadığını (Belirlilik) ve başka bir maddeye benzetilerek (Kıyas Yasağı) ceza verilemeyeceğini savunur. Bu kurgusal örnek, TCK Madde 2’de yer alan ilkelerin, kanunda boşluk olan veya sınırları net çizilmemiş durumlarda vatandaşları nasıl koruduğunu göstermektedir. Eğer bu ilkeler olmasaydı, Ahmet Bey, kanunda açıkça suç olmayan bir fiil nedeniyle cezalandırılma riskiyle karşı karşıya kalabilirdi.

Günlük Hayatta Karşılığı: Bu İlkeler Ne Zaman Devreye Girer?

Bu temel ilkelerin gündelik hayattaki yansımaları aslında oldukça fazladır:

  • Eşitlik (TCK 3): Trafikte hız sınırını aştığınızda, ekonomik durumunuza veya sosyal statünüze bakılmaksızın, aynı ihlali yapan başka bir sürücü ile aynı temel cezayla karşılaşırsınız. Bir suçla itham edildiğinizde, kökeniniz ne olursa olsun aynı yasal süreçlerden geçme hakkına sahipsiniz.
  • Kanunilik (TCK 2): Sabah uyandığınızda, gece yarısı çıkarılan bir yönetmelikle “sakız çiğnemenin” suç haline getirildiğini ve bu yüzden tutuklanacağınızı düşünmek zorunda kalmazsınız. Çünkü suçlar ancak Meclis tarafından çıkarılan kanunlarla belirlenir.
  • Belirlilik (TCK 2): Bir avukata danışarak veya kanun metnini inceleyerek, hangi davranışların kesin olarak yasaklandığını ve hangi sonuçları doğurabileceğini anlama imkanına sahipsiniz.
  • Kıyas Yasağı (TCK 2): Yaptığınız bir eylem (A eylemi), kanunda suç olarak tanımlanmamışsa, kanunda suç olan başka bir eyleme (B eylemi) çok benzese bile, B eylemi üzerinden cezalandırılamazsınız.
  • Geriye Yürümezlik (Aleyhe) (TCK 7): Geçen hafta aldığınız park cezasının miktarı, bu hafta çıkarılan bir kanunla artırıldıysa, sizden hala eski, daha düşük olan ceza miktarı talep edilebilir.
  • Lehe Kanun (Geriye Yürüme) (TCK 7): Hakkınızda “hakaret” suçundan dava açıldığını ve yargılama devam ederken çıkan yeni bir kanunla hakaret suçunun cezasının indirildiğini varsayalım. Mahkeme, sizin lehinize olan bu yeni, daha hafif cezayı uygulamak zorundadır.

Mahkeme Kararları Ne Diyor? (Yargı Pratiğinden Örnekler)

Bu temel ilkelerin soyut birer kavram olmadığını, yargı kararlarında somut olaylara nasıl uygulandığını görmek önemlidir. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM), bu ilkelerin yorumlanması ve uygulanmasında kritik bir rol oynar.

Yargıtay İçtihatları: Kanunilik, Kıyas Yasağı ve Belirlilik Vurguları

Yüksek Mahkeme Yargıtay’ın kararları, bu ilkelerin sınırlarını çizmede yol göstericidir:

  • YCGK Kararı: Yağma Suçunda “Değer Azlığı” ve Kıyas Yasağı 20: Yargıtay Ceza Genel Kurulu önüne gelen bir dosyada, failin mağdurdan sadece 1 TL gasp ettiği olayda, TCK 150/2’deki “malın değerinin azlığı” nedeniyle ceza indirimi yapılıp yapılamayacağı tartışılmıştır. Kanun metni sadece “malın değerinin azlığı”ndan bahsederken, bazı yorumlar failin “daha çoğunu alma imkanı varken azıyla yetinmesi” gibi kanunda açıkça yazmayan ek bir şart aramaktaydı. Karşı oy yazıları ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazında, kanunda olmayan bu ek şartı aramanın, yorumun sınırlarını aşarak kıyas yasağını (TCK 2/3) ihlal edeceği, kanunilik ve belirlilik ilkelerine aykırı olduğu güçlü bir şekilde vurgulanmıştır. Bu tartışma, kanun metnine sadık kalmanın ve kıyasa varacak geniş yorumlardan kaçınmanın önemini göstermektedir.
  • Yargıtay 10. CD Kararı: Uyuşturucu Ticaretinde “Umuma Açık Yer” ve Kıyas Yasağı 18: Bir başka Yargıtay kararında, uyuşturucu ticaretinin okul, yurt gibi yerlere yakın “umumi veya umuma açık yerlerde” işlenmesi halinde cezanın artırılmasını öngören TCK 188/4-b maddesinin uygulanması tartışılmıştır. Daire, özel bir otomobilin içinin, sırf umuma açık bir alanda bulunuyor diye, kanundaki bu tanıma dahil edilip edilemeyeceğini değerlendirmiştir. Kararda, özel mülk olan ve kamuya açık olmayan bir aracın içini, başka kanunlara (örneğin Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu) kıyas yaparak veya geniş yorumlayarak “umuma açık yer” saymanın TCK 2/3’teki kanunilik ve kıyas yasağına aykırı olacağı belirtilmiştir. Bu karar da yine yorumun sınırlarının nerede bittiği ve kıyasın nerede başladığına dair önemli bir örnektir.
  • Yargıtay Kararları: Lehe Kanun Uygulaması 22: Yargıtay, çeşitli kararlarında TCK Madde 7’nin uygulanmasına ilişkin önemli prensipleri ortaya koymuştur. Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve failin aleyhine olan kanunların geçmişe uygulanamayacağını (geçmişe yürüme yasağı) teyit ederken 22, failin lehine olan kanun değişikliklerinin ise (kanun suç olmaktan çıksa veya cezası hafiflese bile) mutlaka uygulanması gerektiğini vurgulamıştır. Birden fazla kanun değişikliği olduğunda, mahkemenin her bir kanunun tüm hükümlerini somut olaya uygulayarak ortaya çıkan sonuçları karşılaştırması ve fail için en lehe olan sonucu doğuran kanunu bir bütün olarak uygulaması gerektiği belirtilmiştir.27

Bölge Adliye Mahkemesi Kararları: Öne Çıkan Yorumlar

Bölge Adliye Mahkemeleri de (istinaf mahkemeleri) ilk derece mahkemesi kararlarını denetlerken bu temel ilkeleri gözetir:

  • BAM Kararı: Belirlilik İlkesi ve Hukuki Güvenlik 15: Anayasa Mahkemesi’nin de atıf yaptığı prensipler çerçevesinde BAM kararlarında, belirlilik ilkesinin hukuki güvenlikle doğrudan bağlantılı olduğu vurgulanmaktadır. Bireylerin, hangi somut eylemin hangi hukuki yaptırımı doğuracağını belirli bir kesinlik içinde öngörebilmesi gerektiği, ancak bu sayede davranışlarını hukuka uygun şekilde ayarlayabilecekleri ifade edilmektedir.
  • Ankara BAM Kararı: TCK 194 (Sağlık İçin Tehlikeli Madde) ve Belirlilik Sorunu 17: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi, 18 yaşından küçüklere alkol sunmakla suçlanan sanıklar hakkında verilen mahkumiyet kararını bozmuştur. Gerekçe olarak, mağdurların alkol aldıklarına dair kesin delil olmaması ve sanıkların ticari bir amaçla hareket etmemesi gösterilmiştir. Bu karar, TCK 194’teki “sağlık için tehlike oluşturabilecek maddeler” ifadesinin belirsizliği ve suçun oluşması için “verme” veya “sunma” eyleminin ticari bir amaç taşıması gerekip gerekmediği konusundaki tartışmaları gündeme getirmiştir. Kanun metninde ticari amaçtan bahsedilmemesine rağmen, BAM’ın bu yönde bir yorum yapması, belirlilik ilkesinin uygulamadaki zorluklarını ve farklı yorumlara ne kadar açık olabileceğini göstermektedir.

Bu mahkeme kararları, ceza hukukundaki temel ilkelerin sadece teorik kavramlar olmadığını, gerçek davalarda bireylerin haklarını doğrudan etkileyen, yaşayan ve sürekli yorumlanan prensipler olduğunu ortaya koymaktadır.

Ceza Hukukunun Temel İlkeleri: Bir Bakışta

Aşağıdaki tablo, ele aldığımız temel ceza hukuku ilkelerini özetlemektedir:

İlke Anlamı Önemi Örnek Durum İlgili Madde
Eşitlik Kanun önünde ayrımcılık yapılamaz. Herkesin adil yargılanma hakkını korur. Farklı statüdeki kişilere aynı suçtan aynı temel ceza. TCK 3/2
Orantılılık Ceza, işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olmalıdır. Aşırı veya yetersiz cezaları önler, adalet sağlar. Hafif bir suça ağır hapis cezası verilemez. TCK 3/1
Kanunilik Kanunda açıkça yazmayan fiil suç değildir, ceza verilemez. Keyfiliği önler, hukuki güvenliği sağlar. Yeni çıkan bir davranış türü kanunla düzenlenmeden suç sayılmaz. TCK 2/1
Belirlilik Suç ve ceza tanımları net ve anlaşılır olmalıdır. Vatandaş neyin suç olduğunu bilir, davranışlarını ayarlar. Muğlak ifadelerle suç tanımı yapılamaz. TCK 2/1
Kıyas Yasağı Kanundaki boşluklar, benzer suçlara bakılarak fail aleyhine doldurulamaz. Yargıcın kanun koyucu yerine geçmesini engeller. Kanunda olmayan bir fiil, benzerine kıyasla cezalandırılamaz. TCK 2/3
Geriye Yürümezlik (Aleyhe) Sonradan çıkan aleyhe kanun, geçmişteki fiillere uygulanamaz. Hukuki öngörülebilirliği ve güvenliği sağlar. Suç işlendikten sonra ceza artarsa eski (hafif) ceza uygulanır. TCK 7/1
Lehe Kanun (Geriye Yürüme) Sonradan çıkan lehe kanun (örn: ceza indirimi) geçmişe uygulanır. Adaleti ve failin lehine olan durumu gözetir. Cezası inen bir suçtan yargılanan lehe hükümden yararlanır. TCK 7/2

Son Söz

Hukuki Güvenceniz: Temel İlkeler

Bu makalede ele aldığımız eşitlik, orantılılık, kanunilik, belirlilik, kıyas yasağı ve kanunların zaman bakımından uygulanmasına ilişkin ilkeler, ceza hukukunun temelini oluşturan ve her vatandaş için hayati öneme sahip güvencelerdir. Bunlar sadece hukuk kitaplarında yer alan teknik terimler değil, aynı zamanda devletin cezalandırma yetkisini sınırlayan, keyfiliği önleyen, adil yargılanma hakkını ve hukuki güvenliği sağlayan temel mekanizmalardır.1 Bu ilkeleri bilmek, haklarınızın farkında olmak ve hukuki süreçlerde kendinizi daha güvende hissetmek anlamına gelir.

Hak Aramaktan Çekinmeyin

Ceza hukuku ilkeleri bireyleri korumak için var olsa da, hukuki süreçler karmaşık olabilir ve bu ilkelerin somut olaylara uygulanması uzmanlık gerektirebilir. Yargıtay ve BAM kararlarında gördüğümüz tartışmalar dahi, bu alanın ne kadar hassas dengeler üzerine kurulu olduğunu göstermektedir.17 Eğer hakkınızda bir ceza soruşturması veya davası yürütülüyorsa, ya da bu temel ilkelerin ihlal edildiğini düşündüğünüz bir durumla karşılaştıysanız, haklarınızı tam olarak anlamak ve en doğru şekilde savunmak için bir hukuk uzmanından profesyonel destek almanız büyük önem taşımaktadır. Haklarınızı bilmek ve korumak için adım atmaktan çekinmeyin.

Alıntılanan çalışmalar

  1. Ceza Kanununun Amacı Nedir? (TCK Madde 1) – Ankara Avukat, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.serhancantas.com/ceza-kanununun-amaci-nedir-tck-madde-1/
  2. Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi – Servet Sarıca, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://servetsarica.tr/mevzuatlar/adalet-ve-kanun-onunde-esitlik-ilkesi
  3. Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik (Orantılılık) İlkesi Nedir? (TCK Madde 3), erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.serhancantas.com/adalet-ve-kanun-onunde-esitlik-orantililik-ilkesi-nedir-tck-madde-3/
  4. TCK Madde 3 Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-3-adalet-ve-kanun-onunde-esitlik-ilkesi.html
  5. TCK 3 – Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi – Avukat Erdem Akçay, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.erdemakcay.av.tr/tck-3-adalet-ve-kanun-onunde-esitlik-ilkesi/
  6. Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi – Minval Hukuk, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://minvalhukuk.com/ceza-hukuku/sucta-ve-cezada-kanunilik-ilkesi/
  7. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/turk-ceza-kanunu.html
  8. TCK Madde 2 Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-2-sucta-ve-cezada-kanunilik-ilkesi.html
  9. TCK madde 2 Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi Nedir?, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.serhancantas.com/tck-madde-2-sucta-ve-cezada-kanunilik-ilkesi-nedir/
  10. SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİ TCK m.2 – Yiğit Hukuk Danışmanlık, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.yigithukuk.org/projeler/sucta-ve-cezada-kanun-lik-ilkesi
  11. KANUNİLİK İLKESİ IŞIĞINDA CEZA HUKUKU KURALLARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI VE DELİL ELDE ETME YÖNTEMLERİNDE ZAMAN – DergiPark, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/373432
  12. Adalet Ne Demek? Adalet Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı Nedir? – NTV Haber, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.ntv.com.tr/ne-demek/adalet-ne-demek-6762
  13. Adalet Nedir? Tdk’ya Göre Adalet Dağıtmak Ve Adalet Kapısı Ne Demektir? – Milliyet, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.milliyet.com.tr/egitim/adalet-nedir-tdkya-gore-adalet-dagitmak-ve-adalet-kapisi-ne-demektir-6197854
  14. 2018’in Sözcüğü: Adalet | TÜRKİYE HUKUK, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.turkiyehukuk.org/adalet-nedir/
  15. 2016/153 1 “… 5237 sayılı TCK’nın “Kişilere Karşı Suçlar” ba – Anayasa Mahkemesi, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/Dosyalar/Kararlar/DilekcePDF/2016-153-nrmd.pdf
  16. Kanunilik İlkesi Bağlamında Belirlilik ve Kıyas Yasağı – Lexpera Blog, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://blog.lexpera.com.tr/kanunilik-ilkesi-baglaminda-belirlilik-ve-kiyas-yasagi/
  17. dergipark.org.tr, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3520910
  18. 10. CD., E. 2020/12673 K. 2021/2980 T. 3.3.2021 … – LEXPERA, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay/10-ceza-dairesi-e-2020-12673-k-2021-2980-t-3-3-2021
  19. SUÇLARIN VE CEZALARIN KANUNİLİĞİ İLKESİ, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/ViewPDF-suclarin-ve-cezalarin-kanuniligi-ilkesi-1249
  20. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/821 Esas 2019/358 Karar …, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.fullegal.com/karar-arama/yargitay-kararlari/yargitay-ceza-genel-kurulu-2017821-esas-20193-4155064
  21. TCK 7 – Zaman Bakımından Uygulama (Türk Ceza Kanununu) – Avukat Erdem Akçay, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.erdemakcay.av.tr/zaman-bakimindan-uygulama-turk-ceza-kanununu/
  22. Ceza Hukukunda Geçmişe Yürüme Yasağı: Temel İlkeler ve Uygulamalar, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://ferhatkule.av.tr/ceza-hukukunda-gecmise-yurume-yasagi-temel-ilkeler-ve-uygulamalar/
  23. ceza hukukunda geriye yürüme yasağı – Hukuk Fakültesi Dergisi, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://hukukdergi.ebyu.edu.tr/wp-content/uploads/2015/10/2010_IV_2.4.pdf
  24. anayasa mahkemesinin iptal kararlarının “ceza kanunlarının zaman bakımından uygulanması”na – DergiPark, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2795836
  25. TCK Madde 7 – Zaman Bakımından Uygulama Nedir?, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.serhancantas.com/tck-madde-7-zaman-bakimindan-uygulama-nedir/
  26. CEZA HUKUKU KURALLARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI Zaman bakımından uygulama TCK Madde 7- (1) İşlendiği zaman yürürlü, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/elif.sen/120925/%20ZAMAN%20BAKIMINDAN%20UYGULANMASI.pdf
  27. CEZA HUKUKU KURALLARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASINDA İLKELER VE LEHE OLAN CEZA KANUNUNUN BELİRLENMESİ | Uğur Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.ugurhukukburosu.com/tr/makale-ve-yayinlar/ceza-hukuku-kurallarinin-zaman-bakimindan-uygulanm-10753
  28. TÜM YÖNLERİYLE KOŞULLU SALIVERİLMEDE İYİ HALLİ OLMA ŞARTI, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.drgokhangunes.com/genel/tum-yonleriyle-kosullu-saliverilmede-iyi-halli-olma-sarti/
  29. TCK Madde 7 Zaman Bakımından Uygulama – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-7-zaman-bakimindan-uygulama.html

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu