Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale
– Mehmet Akif Ersoy (Zulmü Alkışlayamam)
Ceza hukuku, genellikle yalnızca avukatların, hakimlerin veya savcıların ilgi alanına girdiği düşünülen, karmaşık ve teknik bir alan olarak algılanır. Oysa ceza hukukunun temel kurallarını bilmek, her vatandaş için hayati önem taşır. Bu kurallar, sadece hangi eylemlerin suç sayıldığını değil, aynı zamanda devletin bireyler üzerindeki gücünün sınırlarını ve temel haklarımızın güvencelerini de belirler. Bu güvencelerin ve kuralların ana kaynağı ise Türk Ceza Kanunu’dur (TCK).
Türk Ceza Kanunu’nun hemen başında yer alan 1. Madde, adeta tüm kanunun ruhunu ve amacını özetleyen bir pusula gibidir.1 Kısa ve öz bir ifadeye sahip olsa da, bu madde, ceza hukukunun toplumdaki yerini, hedeflerini ve hangi temel değerleri korumayı amaçladığını ortaya koyar. Bu nedenle, TCK Madde 1’i anlamak, ceza adalet sistemimizin nasıl işlediğini kavramanın ilk ve en önemli adımıdır. Bu madde, ceza hukukunun öncelikli görevinin, sanılanın aksine sadece suçluları cezalandırmak olmadığını, asıl amacın bireylerin hak ve özgürlüklerini, toplumsal düzeni ve barışı korumak olduğunu ilan eder.1 Bu koruma hedefi, devletin yetkilerini kullanırken uyması gereken temel ilkelerin de habercisidir. Devletin bir yandan kamu düzenini sağlama ve suçları önleme görevi, diğer yandan bireysel hak ve özgürlükleri koruma yükümlülüğü arasında hassas bir denge kurma çabası, TCK’nın 1. Maddesi’nde ifadesini bulur.1 Bu dengenin nasıl kurulduğunu anlamak için ise ceza hukukunun temel ilkelerine daha yakından bakmak gerekir.
Ceza Kanunu Neden Var? TCK Madde 1’in Amacı
Türk Ceza Kanunu’nun 1. Maddesi, kanunun varlık sebebini ve ulaşmak istediği hedefleri net bir şekilde ortaya koyar. Maddenin tam metni şöyledir 1:
MADDE 1.- (1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.
Bu maddeyi daha anlaşılır kılmak için içerdiği amaçları tek tek ele alalım:
- Kişi Hak ve Özgürlüklerini Korumak: Ceza Kanunu’nun en temel amacı, bireylerin Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış hak ve özgürlüklerini korumaktır. Yaşama hakkı, vücut bütünlüğü, mülkiyet hakkı, özel hayatın gizliliği gibi temel değerler, ceza kanunu tarafından suç tanımları ve yaptırımlarla korunur.
- Kamu Düzen ve Güvenliğini Korumak: Toplumun huzur içinde yaşayabilmesi için gerekli olan düzenin ve güvenliğin sağlanması, ceza kanununun önemli hedeflerindendir.
- Hukuk Devletini Korumak: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. Maddesi’nde belirtilen “hukuk devleti” ilkesi, devletin tüm eylem ve işlemlerinde hukuka bağlı kalmasını ifade eder.3 Ceza Kanunu, bu ilkeyi koruyarak devlet gücünün keyfi kullanılmasını engellemeyi amaçlar.
- Kamu Sağlığını ve Çevreyi Korumak: Toplumun sağlığını ve yaşadığımız çevreyi tehdit eden eylemler de ceza kanununun koruma alanı içindedir.
- Toplum Barışını Korumak: Farklılıkların bir arada barış içinde yaşamasını sağlayan toplumsal barışın korunması da ceza kanununun hedefleri arasındadır.
- Suç İşlenmesini Önlemek: Ceza Kanunu, sadece işlenen suçları cezalandırmakla kalmaz, aynı zamanda suç tanımları ve öngörülen yaptırımlarla caydırıcılık sağlayarak suç işlenmesini en baştan önlemeyi de hedefler.1 Bu, kanunun sadece tepkisel değil, aynı zamanda önleyici bir işlevi olduğunu gösterir.
TCK, bu geniş kapsamlı amaçlara ulaşmak için üç temel alanda düzenlemeler yapar 1:
- Ceza Sorumluluğunun Temel Esasları: Suçun oluşması için hangi şartların gerektiği (kast, taksir gibi), kimlerin sorumlu tutulabileceği (şahsilik ilkesi gibi) ve sorumluluğu etkileyen durumlar (hukuka uygunluk nedenleri, kusurluluğu etkileyen haller gibi) bu kısımda düzenlenir.
- Suçlar: Hangi eylemlerin suç sayıldığı ve bu suçların unsurları tek tek tanımlanır.
- Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Türleri: Suç işleyenlere uygulanacak yaptırımların (hapis, adli para cezası gibi) ve güvenlik tedbirlerinin (belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma, müsadere gibi) neler olduğu belirtilir.
Önemli bir nokta, yürürlükteki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, önceki 765 sayılı Kanun’dan farklı olarak, amacını bu şekilde açıkça belirtmesidir.1 Bu durum, modern ceza hukuku anlayışının bir yansımasıdır. Kanunun amacının en başta belirtilmesi, hem vatandaşlar için bir güvence oluşturur hem de kanun hükümlerinin yorumlanmasında yol gösterici bir rol oynar. Bu açıklık, TCK’nın Anayasa’da tanımlanan demokratik hukuk devleti 3 ilkeleriyle uyumlu hareket etme niyetini de ortaya koyar.
Kanunsuz Suç Olur Mu? “Kanunilik İlkesi” Ne Anlama Geliyor?
Ceza hukukunun belki de en temel güvencesi, “Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi”dir. TCK Madde 1’de bahsi geçen “hukuk devleti” ilkesinin ceza hukukundaki en somut yansımasıdır. Bu ilke, Latince “Nullum crimen, nulla poena sine lege” yani “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” özdeyişiyle ifade edilir.5
Türk Ceza Kanunu’nun 2. Maddesi’nin 1. fıkrası bu ilkeyi şu şekilde düzenler 2:
(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
Bu hükmün anlamı çok nettir: Bir eylemin suç sayılabilmesi ve karşılığında bir ceza veya güvenlik tedbiri uygulanabilmesi için, o eylemin önceden, açıkça bir kanunla suç olarak tanımlanmış olması gerekir. Aynı şekilde, verilecek cezanın veya uygulanacak güvenlik tedbirinin de yine kanunda yazılı olması şarttır.
Bu ilkenin en önemli sonucu, suç ve ceza yaratma yetkisinin yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ait olmasıdır.5 TCK Madde 2(2)’de belirtildiği gibi, idarenin (örneğin bakanlıkların, belediyelerin) yönetmelik, genelge gibi düzenleyici işlemleriyle suç yaratması veya ceza koyması kesinlikle yasaktır.2 Bu yasak, bireyleri devletin yürütme organının keyfi müdahalelerine karşı koruyan temel bir güvencedir.5 Sadece halkın temsilcilerinden oluşan yasama organı, hangi davranışların toplumsal düzeni bozacak kadar tehlikeli olduğuna ve hangi yaptırımların uygulanacağına karar verebilir. Bu durum, ceza hukukunun demokratik meşruiyetini ve kuvvetler ayrılığı ilkesiyle olan bağını gösterir.5
Bu bağlamda, Kanunilik teriminin anlamına bakmak faydalı olacaktır. Türk Dil Kurumu’na göre kanunilik, yasallık anlamına gelmektedir.15 Hukuk dilinde ise daha özel bir anlam taşır: Suçların ve cezaların kaynağının yalnızca ve yalnızca TBMM tarafından çıkarılan kanunlar olabileceğini ifade eder.
Kanunilik ilkesi, aynı zamanda bireyler için bir öngörülebilirlik sağlar.5 Vatandaşlar, hangi eylemlerin yasak olduğunu ve bu yasakları çiğnemenin sonuçlarının neler olacağını kanunlara bakarak önceden bilebilirler. Bu hukuki güvenlik, bireylerin özgürlüklerini kanun sınırları içinde rahatça kullanabilmelerinin temel şartıdır. Belirsizlik ve keyfilik korkusu olmadan yaşamak, kanunilik ilkesinin sağladığı en önemli özgürlüklerden biridir.
Kanunlar Açık ve Net Olmalı: Belirlilik
Kanunilik ilkesinin bir diğer önemli boyutu, “Belirlilik İlkesi”dir (Nulla poena sine lege certa).5 Yani, bir eylemi suç olarak tanımlayan veya bir ceza öngören kanun hükmünün açık, net ve anlaşılır olması gerekir. TCK Madde 2(1)’de geçen “açıkça” ifadesi, tam olarak bu gerekliliği vurgular.5
Peki, kanunların belirli olması neden bu kadar önemlidir? Çünkü belirsiz, muğlak veya yoruma aşırı açık kanunlar, şu riskleri beraberinde getirir:
- Vatandaşlar hangi davranışlarının suç teşkil edip etmediğini tam olarak anlayamazlar.5
- Hakimlerin yorum yetkisi aşırı genişleyebilir ve keyfi kararların önü açılabilir.5
- Kanunilik ilkesinin sağladığı güvence işlevsiz hale gelir.7
Elbette, kanunların her somut olayı milimetrik olarak öngörmesi beklenemez.14 Dilin doğası gereği mutlak bir belirlilik her zaman mümkün olmayabilir. Ancak kanun koyucunun, suç tanımlarını ve cezaları olabildiğince somut ve anlaşılır bir şekilde düzenlemesi, belirlilik ilkesinin bir gereğidir. Yargı kararlarında da bu ilkenin ihlal edildiği durumlarla karşılaşılabilmektedir.
Yargıç Kıyas Yapabilir Mi? Kıyas Yasağı
Kanunilik ilkesinin bir diğer zorunlu sonucu “Kıyas Yasağı”dır. TCK Madde 2(3) bu yasağı şu şekilde ifade eder 2:
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
Kıyas (Analoji), kanunda açıkça düzenlenmemiş bir fiilin, kanunda düzenlenen benzer bir başka fiile benzetilerek cezalandırılması anlamına gelir.5 Kıyas yasağı, hakimin kanunda olmayan bir suçu veya cezayı yaratmasını engeller. Hakim, mevcut kanunu yorumlayabilir (yorum) ancak kanundaki boşlukları dolduramaz veya kanunu genişleterek yeni suçlar icat edemez (kıyas).8 Kanun yapma yetkisi yalnızca TBMM’ye aittir.10
Bu yasak, özellikle ceza hukukunda bireysel özgürlüklerin korunması açısından kritik öneme sahiptir. Eğer bir davranış, ne kadar zararlı veya ahlaka aykırı olursa olsun, kanunda açıkça suç olarak tanımlanmamışsa, hakim bu davranışı “benzer” başka bir suça benzeterek kişiyi cezalandıramaz.5
TCK Madde 2(3), sadece kıyası değil, “kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz” diyerek, yorumun sınırlarını da çizer.2 Yorum, kanun metninin anlamını ortaya çıkarmaya yönelik bir faaliyettir; kıyas ise kanunda olmayan bir kuralı uygulamaktır.
Yargıtay kararları, kıyas yasağının uygulamadaki önemini göstermektedir. Örneğin, Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 12.05.2016 tarihli bir kararında, bir binanın bahçesinde (eklenti) işlenen silahlı yağma girişiminde, o tarihteki TCK 149. Maddesi nitelikli hali sadece konut içinde işlenen yağma için öngördüğünden ve eklentiden bahsetmediğinden, bahçede işlenen fiile bu ağırlaştırıcı hükmün uygulanması kıyas yasağına aykırı bulunmuştur.14 Geçmişte, özellikle eski Ceza Kanunu döneminde, örneğin elektrik hırsızlığı gibi yeni ortaya çıkan durumlarda Yargıtay’ın yaptığı yorumların kıyas sınırlarını zorladığına dair tartışmalar yaşanmıştır.8 Ancak yeni TCK’nın kıyas yasağını açıkça düzenlemesi, bu tür uygulamaların önüne geçmeyi hedeflemiştir.
Kıyas yasağının varlığı, aynı zamanda yasama organını, yani TBMM’yi, toplumsal ihtiyaçlara ve yeni ortaya çıkan suç tiplerine karşı duyarlı olmaya ve kanunları zamanında güncellemeye teşvik eder. Zira yargı, kanundaki boşlukları dolduramayacağı için, yeni bir zararlı eylemin suç sayılması ancak kanun değişikliği ile mümkün olabilir.
Yeni Kanun Eski Suçları Etkiler Mi? Geriye Yürüme Yasağı ve Lehe Kanun
Kanunilik ilkesinin zaman boyutuyla ilgili en önemli sonuçlarından biri, ceza kanunlarının genel olarak geçmişe yürümemesidir. Yani, bir kanun yürürlüğe girdiği tarihten sonra işlenen fiillere uygulanır (ileriye etkililik). TCK Madde 7(1)’in ilk cümlesi bunu teyit eder: “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez…”.5 Bir eylemi suç haline getiren veya mevcut bir suçun cezasını ağırlaştıran yeni bir kanun, yürürlüğe girmeden önce işlenmiş fiillere uygulanamaz. Buna “Aleyhe Kanunun Geçmişe Uygulanma Yasağı” denir. Bu kural, hukuki güvenliğin temelidir; bireyler, eylemlerini gerçekleştirdikleri sırada yürürlükte olan kurallara göre hareket ederler.
Ancak bu kuralın çok önemli bir istisnası vardır: Lehe Kanun İlkesi. TCK Madde 7(2) bu ilkeyi şöyle düzenler 5:
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
Bu hükme göre, eğer bir suç işlendikten sonra yürürlüğe giren yeni kanun, failin durumu açısından önceki kanuna göre daha avantajlı (lehe) ise, yeni kanun geçmişe dönük olarak uygulanır. Peki, hangi kanunun “lehe” olduğu nasıl belirlenir? Bu belirleme yapılırken, sadece ceza miktarlarına bakılmaz. Eski ve yeni kanunların ilgili tüm hükümleri (suçun unsurları, ceza miktarı, indirim sebepleri, erteleme, zamanaşımı süreleri vb.) bir bütün olarak somut olaya uygulanır ve ortaya çıkan sonuçlardan hangisi fail için daha elverişli ise o kanun lehe kabul edilir [23 – 5252 S.K. m.9(3)]. Örneğin, yeni kanun daha düşük bir ceza öngörüyorsa, eylemi suç olmaktan çıkarıyorsa veya failin yararlanabileceği yeni bir indirim sebebi (örneğin etkin pişmanlık) getiriyorsa, lehe kabul edilir.18
Lehe kanun ilkesi, yargılama devam ederken olduğu gibi, hüküm kesinleştikten sonra dahi uygulama alanı bulur. TCK Madde 7(2)’deki “…ve infaz olunur” ifadesi ve Madde 7(1)’in son cümlesi (“Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar”) bunu gösterir.20 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. Maddesi de kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak lehe kanunun uygulanması usulünü düzenler.23 Bu durum, adaletin ve toplumun değişen değer yargılarının, katı bir zamansal kuraldan daha üstün tutulduğunu gösterir. Eğer toplum, geçmişte işlenmiş bir fiilin artık daha az cezayı hak ettiğine veya hiç cezalandırılmaması gerektiğine karar vermişse, bu yeni anlayış geçmişteki olaylara da yansıtılır.
Ancak belirtmek gerekir ki, ceza muhakemesi usulüne ilişkin kurallar veya infaz rejimine (cezanın nasıl çektirileceğine) ilişkin hükümler genellikle derhal uygulanır (TCK 7(3)), yani lehe olup olmadığına bakılmaksızın yürürlüğe girdikleri andan itibaren geçerli olurlar. Ancak hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrür gibi doğrudan cezanın süresini veya infaz şeklini etkileyen lehe düzenlemeler geçmişe yürür.8 Yargıtay kararlarında da, örneğin uzlaşma veya etkin pişmanlık gibi kurumlarla ilgili lehe kanun değişiklikleri olduğunda, mahkemelerin TCK Madde 7 uyarınca durumu yeniden değerlendirmesi gerektiği sıkça vurgulanmaktadır.17 Anayasa Mahkemesi de lehe kanun ilkesinin anayasal bir güvence olduğunu teyit etmiştir.12 Lehe kanun ilkesinin uygulanması, özellikle kesinleşmiş hükümler açısından, eski ve yeni kanunların dikkatlice karşılaştırılmasını gerektiren teknik bir süreç olabilir.23
Örnek Olay (Batman): Kanunilik İlkesi Nasıl Çalışır?
Batman’da yaşayan Ahmet’in durumunu ele alalım:
- Senaryo: Ahmet, 2023 yılında motosikletinin egzozunu daha sesli hale getirecek şekilde modifiye eder. O tarihte, bu durum sadece Kabahatler Kanunu veya trafik mevzuatı kapsamında gürültüye ilişkin küçük bir idari para cezasıyla yaptırıma tabi tutulmaktadır ve bu ceza trafik polisince uygulanmaktadır. 2024 yılında ise TBMM tarafından yeni bir kanun çıkarılır ve TCK’ya eklenen bir madde ile aşırı gürültülü egzoz modifikasyonu açıkça bir suç olarak tanımlanır ve hapis cezası öngörülür.
- Uygulama:
- Kanunilik: Ahmet, 2023 yılındaki eylemi nedeniyle 2024’te çıkarılan yeni TCK hükmünden yargılanamaz. Çünkü eylemi gerçekleştirdiği sırada, bu fiil bir kanunla tanımlanmış bir suç değildi (TCK 2(1)). Mevcut olan idari düzenleme, bir ceza kanunu hükmü niteliğinde değildir.
- Geriye Yürüme Yasağı: 2024 tarihli yeni kanun, Ahmet’in aleyhine olduğu için (yeni bir suç yaratıp hapis cezası öngördüğü için), 2023’teki eylemine geriye dönük olarak uygulanamaz (TCK 7(1)).
- Belirlilik ve Kıyas Yasağı: Bir savcı, Ahmet’in eyleminin TCK’daki “çevreyi kasten kirletme” veya “huzur ve sükunu bozma” gibi başka suçlara “benzediğini” iddia etse bile, hakim bu benzerliğe dayanarak Ahmet’i cezalandıramaz. Çünkü kıyas yasağı (TCK 2(3)) buna engeldir. Kanunun, cezalandırılmak istenen fiili açıkça kapsaması gerekir.
Bu örnek, kanunilik ilkesinin vatandaşları nasıl koruduğunu göstermektedir: Bir eylem, işlendiği sırada kanunen suç değilse, sonradan çıkarılan bir kanunla veya mevcut kanunların kıyas yoluyla genişletilmesiyle cezalandırılamaz.
Suç Nerede İşlenirse İşlensin Türk Kanunları Uygulanır Mı? Yer Bakımından Uygulama
Bir suç işlendiğinde, hangi devletin kanunlarının uygulanacağı ve hangi devletin mahkemelerinin yargılama yapacağı önemli bir sorudur. Ceza hukukunda bu konuyu düzenleyen kurallara “yer bakımından uygulama” kuralları denir.
Türk Ceza Kanunu’nda bu konudaki temel ilke Mülkilik (Ülkesellik) İlkesi‘dir. TCK Madde 8(1) bunu açıkça belirtir: “Türkiye’de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır.”.9 Bu, devletin kendi egemenlik alanı içinde işlenen suçları yargılama ve kendi kanunlarını uygulama hakkının doğal bir sonucudur.29 Failin veya mağdurun vatandaşlığına bakılmaksızın, suç Türkiye sınırları içinde işlenmişse, kural olarak Türk Ceza Kanunu uygulanır ve Türk mahkemeleri yetkilidir.
Peki, bir suç ne zaman “Türkiye’de işlenmiş” sayılır? TCK Madde 8(1)’in ikinci cümlesi bu soruyu yanıtlar:
- Suç teşkil eden hareketin (fiilin) kısmen veya tamamen Türkiye’de yapılması,
- Veya hareket yurtdışında yapılmış olsa bile, suçun sonucunun (neticenin) Türkiye’de meydana gelmesi durumunda suç Türkiye’de işlenmiş sayılır. Örneğin, sınırın diğer tarafından ateş edilerek Türkiye’deki bir kişinin yaralanması durumunda, suç Türkiye’de işlenmiş kabul edilir.25 Bu yaklaşım, hem hareketin yapıldığı yeri hem de neticenin gerçekleştiği yeri dikkate alan “karma teori” olarak adlandırılır.30
TCK Madde 8(2) ise “Türkiye” kavramının coğrafi kapsamını belirler 9:
- Türkiye’nin kara ülkesi, iç suları ve karasuları ile bunların üzerindeki hava sahası,
- Açık denizlerde veya uluslararası hava sahasında bulunan Türk bayraklı deniz ve hava araçları (sivil),
- Nerede bulunursa bulunsun Türk deniz ve hava savaş araçları,
- Türkiye’nin kıta sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde kurulmuş sabit platformlar.
Bu alanlarda işlenen suçlar da Türkiye’de işlenmiş sayılır.
Mülkilik ilkesinin güçlü bir yansıması da TCK Madde 9’da görülür. Bu maddeye göre, Türkiye’de işlenen bir suçtan dolayı yabancı bir ülkede yargılanıp hüküm giymiş (mahkum olmuş veya beraat etmiş) bir kişi, Türkiye’de yeniden yargılanabilir.33 Bu, uluslararası hukukta genellikle kabul gören “aynı fiilden dolayı iki kez yargılanmama (non bis in idem)” kuralının, Türkiye’nin kendi ülkesinde işlenen suçlar üzerindeki egemenlik hakkı nedeniyle istisnasını oluşturur.34 Devlet, kendi topraklarında kamu düzenini bozan fiillerle ilgili yargılama yetkisini öncelikli olarak görür.32
Mülkilik ilkesinin bu geniş tanımı (hareketin veya neticenin Türkiye’de olması), özellikle internet üzerinden işlenen suçlar gibi sınır aşan suçlarda birden fazla ülkenin yargı yetkisi iddiasında bulunmasına yol açabilir. Bu durum, uluslararası adli yardımlaşmanın önemini artırmaktadır.
Türk Vatandaşı Yurtdışında Suç İşlerse Ne Olur? Şahsilik İlkesi
Mülkilik ilkesi temel kural olsa da, ceza kanunlarının yer bakımından uygulanmasında tek ilke değildir. Bazı durumlarda, yargılama yetkisi suçu işleyen kişinin vatandaşlığına bağlanır. Buna Şahsilik İlkesi denir. Şahsilik ilkesi, failin vatandaşlığına göre (Faile Göre Şahsilik) veya mağdurun vatandaşlığına göre (Mağdura Göre Şahsilik) olmak üzere ikiye ayrılır.28
Faile Göre Şahsilik İlkesi, TCK’nın 10. ve 11. Maddelerinde düzenlenmiştir. Bu ilkeye göre, bir Türk vatandaşı, yurtdışında suç işlediğinde belirli şartlar altında Türkiye’de yargılanabilir. TCK Madde 11, genel vatandaşlar için geçerli olan koşulları belirler (TCK Madde 13’te sayılan özel suçlar hariç):
- Failin Türk Vatandaşı Olması: Suçun işlendiği sırada failin Türk vatandaşı olması gerekir.35 Sonradan vatandaşlıktan çıkmak durumu değiştirmez.36
- Suçun Yurtdışında İşlenmesi: Fiilin, TCK Madde 8’e göre Türkiye’de işlenmiş sayılmaması gerekir.35
- Cezanın Alt Sınırı: Suçun Türk kanunlarına göre cezasının alt sınırının en az 1 yıl hapis cezası olması gerekir.33
- Şikayet Şartı (Cezanın Alt Sınırı 1 Yıldan Az İse): Eğer suçun Türk kanunlarındaki cezasının alt sınırı 1 yıldan az ise, yargılama yapılabilmesi için mağdurun veya suçun işlendiği ülke hükümetinin şikayeti gerekir. Bu şikayetin, failin Türkiye’ye girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde yapılması zorunludur (TCK 11(2)).33
- Failin Türkiye’de Bulunması: Yargılamanın yapılabilmesi için failin Türkiye’de bulunması şarttır.33 Türkiye’ye iade edilmemiş veya kendiliğinden gelmiş olabilir.
- Yabancı Ülkede Hüküm Verilmemiş Olması: Aynı fiilden dolayı yabancı ülkede kesinleşmiş bir mahkumiyet veya beraat kararı verilmemiş olmalıdır (“non bis in idem” kuralı burada geçerlidir).33 Yargılamanın devam ediyor olması veya takipsizlik kararı verilmiş olması Türkiye’de yargılamaya engel değildir.
- Türkiye’de Kovuşturulabilirlik: Suçun, Türk kanunlarına göre zamanaşımına uğramamış olması gibi kovuşturulabilirlik şartlarının devam ediyor olması gerekir.33
Ayrıca, TCK Madde 10, yurtdışında Türkiye adına görev yapan kamu görevlilerinin görevleriyle ilgili işledikleri suçlardan dolayı, yabancı ülkede haklarında hüküm verilmiş olsa bile Türkiye’de yargılanacaklarını düzenler.30
Faile göre şahsilik ilkesi, devletin kendi vatandaşlarının yurtdışındaki eylemlerinden de sorumlu olduğu ve onları takip ettiği anlayışına dayanır.35 Aynı zamanda, birçok devletin kendi vatandaşını suçluların iadesi anlaşmalarına rağmen geri vermeme (“vatandaş geri verilmez” prensibi 35) eğiliminde olması nedeniyle, yurtdışında suç işleyip ülkesine dönen vatandaşın cezasız kalmasını önleme amacı taşır. Ancak TCK Madde 11’deki şartlar (özellikle failin Türkiye’de bulunması ve yabancı ülkede kesin hüküm olmaması), Türkiye’nin bir yandan kendi vatandaşları üzerindeki yargı yetkisini kullanırken, diğer yandan suçun işlendiği yer devletinin öncelikli yargı yetkisine genellikle saygı gösterdiğini ve aşırı müdahaleden kaçındığını gösterir.
Yabancıların Türkiye’de veya Türklere Karşı İşlediği Suçlar
Peki, yabancı uyruklu kişiler söz konusu olduğunda durum nedir?
- Yabancının Türkiye’de Suç İşlemesi: Bu durumda temel kural Mülkilik İlkesi’dir (TCK Madde 8). Suç Türkiye’de işlendiği için, failin yabancı olmasına bakılmaksızın Türk kanunları uygulanır ve Türk mahkemeleri yargılama yapar.25
- Yabancının Yurtdışında Türklere Karşı Suç İşlemesi: Bu durum Mağdura Göre Şahsilik İlkesi kapsamında TCK Madde 12’de düzenlenmiştir.28 Bir yabancının, yurtdışında bir Türk vatandaşına veya bir Türk özel hukuk tüzel kişisine (şirket, dernek vb.) karşı suç işlemesi halinde Türkiye’de yargılanabilmesi için şu şartlar aranır:
- Fiilin Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az 1 yıl hapis cezasını gerektirmesi (TCK 12(1)).
- Failin Türkiye’de bulunması (TCK 12(1)).
- Yabancı ülkede bu suçtan dolayı hüküm verilmemiş olması (non bis in idem).39
- Mağdur Türk vatandaşının veya tüzel kişinin şikayeti (TCK 12(2)).39
- Devletin Güvenliğine ve Diğer Önemli Değerlere Karşı Suçlar (Koruma ve Evrensellik İlkeleri): Bazı suçlar nitelikleri gereği uluslararası toplumu veya doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığını ve güvenliğini hedef alır. Bu tür suçlar için TCK, daha geniş bir yargılama yetkisi tanımıştır.
- Koruma (Gerçeklik) İlkesi: Devletin kendi varlığına, güvenliğine veya temel çıkarlarına yönelik yurtdışında işlenen suçları (failin veya mağdurun vatandaşlığına bakılmaksızın) yargılama yetkisidir.28 Bu ilke TCK Madde 13’te sayılan suçlarda kendini gösterir.
- Evrensellik İlkesi: İnsanlığa karşı suçlar, soykırım, işkence, korsanlık, uçak kaçırma, uyuşturucu ticareti gibi uluslararası toplumun tüm üyelerini ilgilendiren ve tüm devletler tarafından cezalandırılması gereken suçlarda, suçun nerede, kim tarafından, kime karşı işlendiğine bakılmaksızın, failin bulunduğu devletin yargılama yetkisini ifade eder.28 TCK Madde 13’te sayılan suçlar (örneğin soykırım, insanlığa karşı suçlar, göçmen kaçakçılığı, insan ticareti, devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene karşı suçlar vb.) bu kapsama girer.40 Bu suçlar vatandaş veya yabancı tarafından yurtdışında işlense bile Türk kanunları uygulanır. Çoğu durumda Adalet Bakanı’nın talebi gerekir (TCK 13(2)).40 Hatta TCK Madde 13(1) (a) ve (b) bentlerindeki suçlar için, yabancı ülkede mahkumiyet veya beraat kararı verilmiş olsa bile Adalet Bakanı’nın talebi üzerine Türkiye’de yeniden yargılama yapılabilir (TCK 13(3)).40 Bu, evrensellik ve koruma ilkelerinin ne kadar güçlü bir şekilde benimsendiğini gösterir.
- TCK Madde 12(3) ise, yurtdışında bir yabancının başka bir yabancıya karşı işlediği ve Türk kanunlarına göre alt sınırı en az 3 yıl hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı, failin Türkiye’de bulunması, suçluların iadesi anlaşması olmaması veya iade talebinin kabul edilmemesi ve Adalet Bakanı’nın talebi halinde Türkiye’de yargılama yapılabileceğini düzenler.33 Bu da evrensellik ilkesinin sınırlı bir yansımasıdır.
Adalet Bakanı’nın talebinin arandığı durumlar (TCK 12(3), 13(2), 13(3)), Türkiye’nin doğrudan taraf olmadığı veya doğrudan etkilenmediği suçlarla ilgili yargılamaların başlatılmasında siyasi ve diplomatik bir denetim mekanizması işlevi görür. Bu, yargı yetkisinin kullanılmasının uluslararası ilişkilerde yaratabileceği hassasiyetleri dikkate alan bir yaklaşımdır.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2014/4078 E., 2014/5200 K. sayılı kararı, TCK Madde 13’ün kapsamının sınırlı olduğunu ve maddede sayılmayan suçlar (örneğin bir yabancının yurtdışında başka bir yabancıyı kasten öldürmesi) için Türk mahkemelerinin evrensellik ilkesine dayanarak yargılama yapamayacağını belirtmiştir.40 Bu, ilkelerin uygulanmasında kanuni sınırların önemini vurgular.
Sonuç olarak, Türk Ceza Kanunu, yer bakımından uygulamada Mülkilik ilkesini temel almakla birlikte; vatandaşlarının veya devletin çıkarlarını korumak ve uluslararası suçlarla mücadele etmek amacıyla Şahsilik, Koruma ve Evrensellik ilkelerini de belirli şartlar altında kabul eden karma bir sistem benimsemiştir.28
Örnek Olaylar (Batman): Yer Bakımından Uygulama Nasıl Çalışır?
- Senaryo 1 (Mülkilik): Batman’a turist olarak gelen bir Alman vatandaşı, Hasankeyf’te bir dükkandan hırsızlık yapar. Suç Türkiye topraklarında işlendiği için, fail Alman vatandaşı olsa da Türk Ceza Kanunu uygulanır ve Batman’daki mahkemeler yargılama yapar (TCK Madde 8).
- Senaryo 2 (Faile Göre Şahsilik): Batmanlı bir Türk vatandaşı, Almanya’ya tatile gider ve orada dolandırıcılık suçu işler (bu suçun TCK’daki karşılığının alt sınırı 1 yıldan fazladır). Alman makamları olayı soruşturmaz veya dava açmaz. Vatandaş Batman’a geri döner. Bu durumda, fail Türk vatandaşı olduğu, suçun TCK’daki ceza sınırı şartını sağladığı, fail Türkiye’de (Batman’da) bulunduğu ve Almanya’da hakkında kesinleşmiş bir hüküm olmadığı için, Türk adli makamları Batman’da bu kişi hakkında TCK Madde 11 uyarınca soruşturma ve kovuşturma yapabilir.
- Senaryo 3 (Mağdura Göre Şahsilik): Batmanlı bir Türk vatandaşı, Gürcistan’da bir yabancı tarafından saldırıya uğrar ve yaralanır (kasten yaralama suçunun TCK’daki karşılığının alt sınırı 1 yıldan fazladır). Saldırgan daha sonra iş için Türkiye’ye gelir ve İstanbul’da bulunur. Batmanlı mağdur, Türkiye’de şikayetçi olursa, Gürcistan’da saldırgan hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmaması şartıyla, Türk mahkemeleri (örneğin failin bulunduğu yer olan İstanbul’daki mahkeme) TCK Madde 12 uyarınca bu yabancı saldırganı yargılayabilir.
Bu örnekler, suçun işlendiği yer ile faillerin ve mağdurların vatandaşlıklarının, hangi ülke kanunlarının ve mahkemelerinin yetkili olacağını nasıl etkilediğini göstermektedir.
Ceza Hukukunun Temel Taşları: İlkeler Tablosu
Aşağıdaki tablo, Türk Ceza Hukuku’nun ele aldığımız bazı temel ilkelerini özetlemektedir:
Türk Ceza Hukukunun Bazı Temel İlkeleri
İlke (Principle) | Kısa Açıklama (Brief Explanation) | TCK Maddesi (TCK Article) | Basit Örnek (Simple Example) |
Kanunilik (Legality) | Suçlar ve cezalar ancak kanunla belirlenir. İdare veya hakim suç/ceza yaratamaz. | TCK 2 | Parka çöp atmak, kanunda suç olarak tanımlanmamışsa, belediye yönetmeliğiyle hapis cezası verilemez. |
Belirlilik (Certainty) | Kanunlar açık ve net olmalı, neyin suç olduğu anlaşılmalı. | TCK 2 | “Kamu düzenini bozmak” gibi çok genel bir ifade, neyin suç olduğu belirsizse uygulanamaz (veya çok dar yorumlanır). |
Kıyas Yasağı (No Analogy) | Kanunda yazmayan bir durum, benzer başka bir suç kuralına dayanılarak cezalandırılamaz. | TCK 2 | Bisiklet hırsızlığı için yazılmış kanun, (eğer ayrıca belirtilmemişse) kaykay hırsızlığına uygulanamaz. |
Aleyhe Kanunun Geriye Yürüme Yasağı | Suçtan sonra çıkan ve cezayı ağırlaştıran kanun, o suça uygulanamaz. | TCK 7 | Hırsızlığın cezası 1 yıl iken işlenen suç, ceza 3 yıla çıktıktan sonra yargılansa bile eski (lehe) kanuna göre (1 yıl üzerinden) değerlendirilir. |
Lehe Kanunun Geriye Yürümesi | Suçtan sonra çıkan ve cezayı hafifleten veya kaldıran kanun, eski suça uygulanır. | TCK 7 | Belli bir eylem suç olmaktan çıkarılırsa, o suçtan hüküm giymiş veya yargılanmakta olan kişi hakkında bu yeni (lehe) kanun uygulanır, ceza infaz edilmez. |
Mülkilik (Territoriality) | Türkiye’de işlenen suçlara, failin veya mağdurun kim olduğuna bakılmaksızın Türk kanunları uygulanır. | TCK 8 | Türkiye’de suç işleyen bir turist, Türk mahkemelerinde Türk Ceza Kanunu’na göre yargılanır. |
Şahsilik (Personality) | Bazen Türk vatandaşlarının yurtdışında işlediği veya Türklere karşı yurtdışında işlenen suçlar Türk kanunlarına tabi olabilir. | TCK 10-12 | Yurtdışında ciddi bir suç işleyip Türkiye’ye dönen vatandaş, belirli şartlarda (örn. yabancı ülkede hüküm giymemişse) burada yargılanabilir. |
Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği | Herkes sadece kendi işlediği suçtan sorumludur. Başkasının suçundan dolayı kimse cezalandırılamaz. | TCK 20 | Babasının işlediği bir suçtan dolayı oğlu veya şirketin borcundan dolayı (ceza hukuku anlamında) çalışanı sorumlu tutulamaz.1 |
Bu tablo, karmaşık görünen ilkelerin temel mantığını ve kanuni dayanaklarını bir arada görmeyi kolaylaştırmaktadır.
Bu İlkeler Günlük Hayatımızı Nasıl Etkiliyor?
Ceza hukukunun bu temel ilkeleri, soyut ve teknik kavramlar gibi görünse de, aslında her vatandaşın günlük hayatını doğrudan etkileyen önemli güvencelerdir:
- Kuralları Bilme Hakkı (Kanunilik ve Belirlilik): Suçların ve cezaların kanunla, açık ve net bir şekilde belirlenmesi zorunluluğu (TCK 2), vatandaş olarak hangi davranışlardan kaçınmamız gerektiğini bilmemizi sağlar. Keyfi suçlamalarla veya belirsiz kurallarla karşı karşıya kalma endişesi taşımazsınız. Kanunu bilmemek genellikle mazeret sayılmaz (TCK 4 2), ancak devletin de kuralları ulaşılabilir ve anlaşılır kılma yükümlülüğü vardır. Bu ilke sayesinde, özgürlüğümüzün sınırlarını bilir ve bu sınırlar içinde güvenle hareket edebiliriz.
- Dün Yasal Olan Bugün Suç Olamaz (Geriye Yürüme Yasağı): Dün yaptığınız ve o sırada yasal olan bir eylem nedeniyle, bugün çıkarılan yeni bir kanunla suçlanamazsınız (TCK 7). Bu, hukuki güvenliğin temelidir. Planlarınızı ve eylemlerinizi, o an geçerli olan hukuk kurallarına göre yaparsınız.
- Adaletin Güncellenmesi (Lehe Kanun): Eğer bir eylem artık toplum tarafından daha az tehlikeli görülüyor ve kanun bu yönde değişiyorsa (örneğin cezası hafifletiliyor veya suç olmaktan çıkarılıyorsa), bu olumlu değişiklikten geçmişte o eylemi yapmış olanlar da yararlanır (TCK 7). Bu, adaletin statik olmadığını, toplumsal değerlerle birlikte evrilebildiğini gösterir.
- Seyahat ve Hukuk (Mülkilik ve Şahsilik): Yurtdışına seyahat ettiğinizde, gittiğiniz ülkenin kanunlarına tabi olursunuz (Mülkilik). Ancak Türk vatandaşı olarak, yurtdışında işlediğiniz bazı ciddi suçlar nedeniyle Türkiye’ye döndüğünüzde Türk kanunlarına göre yargılanma ihtimaliniz vardır (Şahsilik – TCK 11). Aynı şekilde, yurtdışında bir suça maruz kalırsanız ve fail daha sonra Türkiye’ye gelirse, belirli şartlarda Türk mahkemelerinde hakkınızı arama imkanınız doğabilir (Şahsilik – TCK 12). Türkiye sınırları içinde ise, kim olursanız olun, Türk kanunları geçerlidir (Mülkilik – TCK 8).
- Sadece Kendi Eylemlerinden Sorumluluk (Şahsilik – TCK 20): Ceza hukuku bireysel sorumluluğa dayanır. Bir yakınınızın, arkadaşınızın veya çalışanınızın işlediği bir suçtan dolayı siz cezalandırılamazsınız (suça iştirak etmediğiniz sürece).1 Bu ilke, aileleri veya grupları hedef alan kolektif cezalara karşı önemli bir güvencedir.
- Kanun Önünde Eşitlik (TCK 3): Bu temel ilkeler, teoride, herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Kanunlar ve ilkeler; ırk, dil, din, cinsiyet, siyasi düşünce gibi ayrımlar gözetilmeksizin uygulanmak zorundadır.2
Bu ilkeleri bilmek, sadece bir hukuk bilgisi değil, aynı zamanda bir vatandaşlık bilincidir. Devletin ceza gücünün sınırlarını bilmek, kendi haklarımızı anlamak ve korumak anlamına gelir. Bu bilgi, hukuka aykırı bir durumla karşılaştığımızda ne beklememiz gerektiğini ve hangi güvencelere sahip olduğumuzu anlamamızı sağlar, böylece bireyleri güçlendirir.
Son Söz
Hak Aramaktan Korkma
Türk Ceza Kanunu’nun 1. Maddesi’nde ifadesini bulan amaçlar ve devamında gelen kanunilik, lehe kanunun uygulanması, mülkilik, şahsilik ve ceza sorumluluğunun şahsiliği gibi temel ilkeler, sadece hukuk kitaplarında kalan teknik detaylar değildir. Bunlar, adil bir ceza adalet sisteminin temel direkleri ve vatandaşların devlet gücü karşısındaki en önemli güvenceleridir.
Bu ilkeler sayesinde ceza hukuku; öngörülebilir olmayı, keyfiliği önlemeyi ve devletin cezalandırma yetkisini belirli sınırlar içinde tutmayı hedefler. Kanunsuz suç ve ceza olamayacağını bilmek, kanunların açık ve net olması gerektiğini anlamak, aleyhe kanunların geçmişe yürümeyeceğini kavramak, herkesin sadece kendi fiilinden sorumlu olduğunu bilmek, temel haklarımızın farkında olmaktır.
Bu hakları bilmek, onların ihlal edildiğini düşündüğümüz durumlarda hakkımızı aramanın ilk adımıdır. Bu makale, ceza hukukunun temel ilkeleri hakkında genel bir bilgilendirme amacı taşımaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, her hukuki durum kendine özgüdür ve karmaşık detaylar içerebilir. Karşılaştığınız spesifik hukuki sorunlarda profesyonel bir hukuki yardım almak, haklarınızı en doğru ve etkili şekilde korumanın yoludur. Hukuku anlamak ve haklarımızı bilmek, adaletin tecelli etmesi ve hukuk devletinin güçlenmesi için vazgeçilmez bir adımdır. Mehmet Akif’in dizelerinde dediği gibi, hakkı tutup kaldırmak, hepimizin görevidir.
Alıntılanan çalışmalar
- TCK – Türk Ceza Kanunu – TTB, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.ttb.org.tr/kutuphane/tck.pdf
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu – Konsolide metin – LEXPERA, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.lexpera.com.tr/mevzuat/kanunlar/turk-ceza-kanunu-5237
- Mevzuat – Anayasa Mahkemesi, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.anayasa.gov.tr/tr/mevzuat/anayasa/
- TCK Madde 1 Ceza Kanununun Amacı – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-1-ceza-kanununun-amaci.html
- Suçta ve cezada kanunilik ilkesi TCK 2-1 – Anıt Hukuk, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://anithukuk.com/kanunilik-ilkesi/
- Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi – Minval Hukuk, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://minvalhukuk.com/ceza-hukuku/sucta-ve-cezada-kanunilik-ilkesi/
- KANUNİLİK İLKESİ IŞIĞINDA CEZA HUKUKU KURALLARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI VE DELİL ELDE ETME YÖNTEMLERİNDE ZAMAN – DergiPark, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/373432
- SUÇLARIN VE CEZALARIN KANUNİLİĞİ İLKESİ, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/ViewPDF-suclarin-ve-cezalarin-kanuniligi-ilkesi-1249
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/turk-ceza-kanunu.html
- TCK 2 – Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi – Avukat Erdem Akçay, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.erdemakcay.av.tr/tck-2-sucta-ve-cezada-kanunilik-ilkesi/
- TCK Madde 2 Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-2-sucta-ve-cezada-kanunilik-ilkesi.html
- 2021/4 “… A) Normun Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi Yönünden Değerlendiri – T.C. Anayasa Mahkemesi, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/Dosyalar/Kararlar/DilekcePDF/2021-4-nrmd.pdf
- Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi Nedir? – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/kanunilik-ilkesi-sucta-ve-cezada.html
- Kanunilik İlkesi Bağlamında Belirlilik ve Kıyas Yasağı – Lexpera Blog, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://blog.lexpera.com.tr/kanunilik-ilkesi-baglaminda-belirlilik-ve-kiyas-yasagi/
- TÜRK VERGİ CEZA HUKUKUNDA KANUNİLİK İLKESİ | İzmir …, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://dayanismadergisi.com/index.php/dayanisma/article/view/2619
- BAM Kararının Kıyas ve Mükerrer Değerlendirme Yasağı Bakımından Değerlendirilmesi, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://sen.av.tr/tr/makale/bam-kararinin-kiyas-ve-mukerrer-degerlendirme-yasagi-bakimindan-degerlendirilmesi
- TCK 7 – Zaman Bakımından Uygulama (Türk Ceza Kanununu) – Avukat Erdem Akçay, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.erdemakcay.av.tr/zaman-bakimindan-uygulama-turk-ceza-kanununu/
- TCK Madde 7 – Zaman Bakımından Uygulama Nedir?, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.serhancantas.com/tck-madde-7-zaman-bakimindan-uygulama-nedir/
- Ceza Yasalarının Zaman Bakımından Uygulanması – Avukat Ahmet AKYÜZ, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.avahmetakyuz.com/ceza-yasalarinin-zaman-bakimindan-uygulanmasi-79
- Ceza kanunlarının zaman bakımından uygulanması – lehe yasa – İhtisas Hukuk Ofisi, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.ihtisashukuk.com/haberdetay/ceza-kanunlarinin-zaman-bakimindan-uygulanmasi-lehe-yasa
- CEZA HUKUKU KURALLARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI Zaman bakımından uygulama TCK Madde 7- (1) İşlendiği zaman yürürlü, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/elif.sen/120925/%20ZAMAN%20BAKIMINDAN%20UYGULANMASI.pdf
- TCK Madde 7 Zaman Bakımından Uygulama – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-7-zaman-bakimindan-uygulama.html
- 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli …, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.lexpera.com.tr/mevzuat/kanunlar/turk-ceza-kanununun-yururluk-ve-uygulama-sekli-hakkinda-kanun-5252
- CEZA HUKUKU KURALLARININ YER BAKIMINDAN UYGULAMA ALANI (TCK m.8-19) 1. Mülkilik İlkesi >>> Yer bakımından uygulama, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/elif.sen/120925/YER%20BAKIMINDAN%20UYGULAMA%20ALANI.pdf
- TCK 8 – Yer Bakımından Uygulama – Avukat Erdem Akçay, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.erdemakcay.av.tr/tck-8-yer-bakimindan-uygulama/
- Ceza Hukukunun Yer ve Zaman Bakımından Uygulama Alanı – Ekin Hukuk, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.ekinhukuk.com.tr/ceza-hukukunun-yer-ve-zaman-bakimindan-uygulama-alani/
- TCK Madde 8 Yer Bakımından Uygulama – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-8-yer-bakimindan-uygulama.html
- CEZA KANUNUNUN YER BAKIMINDAN UYGULANMASINDA ESAS ALINAN İLKELER Dr. Harun MERT Genel M General Director PRINCIPLES FOR, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://diabgm.adalet.gov.tr/Resimler/Dokuman/2622020163632h_mert%20(5).pdf
- TCK Madde 8 – Yer Bakımından Uygulama Nedir? – Ankara Avukat, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.serhancantas.com/tck-madde-8-yer-bakimindan-uygulama-nedir/
- Mülkilik İlkesinin İstisnası Olarak Nato Kuvvetler Statüsüne Tabi Personel Üzerindeki Yargı Yetkisi ve Uluslararası Cez – DergiPark, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/398601
- TÜRK CEZA HUKUNDA TÜRKİYENİN YARGILAMA ALANI VE YABANCILARIN, TÜRK CEZA YARGILAMASINA TABİ OLMA DURUMLARI | Özgün Law Firm, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.ozgunlaw.com/makaleler/turk-ceza-hukunda-turkiyenin-yargilama-alani-ve-yabancilarin-turk-ceza-yargilamasina-tabi-olma-durumlari-32
- CEZA HUKUKUNDA YABANCI KANUNUN GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI – Türkiye Barolar Birliği Dergisi, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/ViewPDF-ceza-hukukunda-yabanci-kanunun-goz-onunde-bulundurulmasi-161
- Ceza Kanununun Yer Bakımından Uygulanması – YAVUZ HUKUK BÜROSU, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.eyavuz.av.tr/ceza-kanununun-yer-bakimindan-uygulanmasi/
- CEZA KANUNUNUN YER YÖNÜNDEN SINIRLARI – Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://acikders.ankara.edu.tr/mod/resource/view.php?id=111135
- VATANDAŞ TARAFINDAN YURT DIŞINDA İŞLENEN SUÇLARIN YURT İÇİNDE SORUŞTURULMASI VE KOVUŞTURULMASI – Türkiye Barolar Birliği Dergisi, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/ViewPDF-vatandas-tarafindan-yurt-disinda-islenen-suclarin-yurt-icinde-sorusturulmasi-ve-kovusturulmasi-1271
- Yabancı Ülkede İşlenen Suçlarda Türk Mahkemelerinin Yetkisi – Hukuk Fakültesi, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2019/09/HUSEYIN-AYDIN.pdf
- TCK 11 – Vatandaş Tarafından İşlenen Suç – Avukat Erdem Akçay, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.erdemakcay.av.tr/tck-11-vatandas-tarafindan-islenen-suc/
- non bis in idem (aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz) ilkesi – DergiPark, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/789560
- YABANCILARIN TÜRKİYE’DE YARGILANMASI (2024) – Akademik Hukuk & Danışmanlık, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.akademikhukuk.org/yabancilarin-turkiyede-yargilanmasi/
- TCK Madde 13 Diğer Suçlar – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-13-diger-suclar.html
- TCK 13 – Diğer Suçlar – Avukat Erdem Akçay, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.erdemakcay.av.tr/tck-13-diger-suclar/
- YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇUNUN UNSURLARI İLE ETKİN PİŞMANLIK (TCK.m.184) – Adana Hukuk Bürosu, erişim tarihi Nisan 13, 2025, https://www.kilinc.av.tr/yargitay-kararlari-isiginda-imar-kirliligine-neden-olma-sucunun-unsurlari-ile-etkin-pismanlik-tck-m-184/