İdare Hukuku

UYARMA CEZASI İPTAL DAVASI

UYARMA CEZASI (DİSİPLİN CEZASI) İPTAL DAVASI NASIL AÇILIR?

İdare hukuku, kamu hizmetlerinin düzenlenmesi, yürütülmesi ve denetlenmesi ile ilgili kuralları ve ilkeleri kapsayan bir hukuk dalıdır. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin görevlerini yürütürken belirlenen standartlara uygun davranış sergilemeleri beklenir. Ancak zaman zaman, kamu görevlileri bu standartların dışına çıkabilir. Bu durumlarda, idare hukuku çerçevesinde disiplin cezaları devreye girer. Bu makale, disiplin cezalarından biri olan uyarma cezasını ele alacaktır.

Uyarma Cezasının Kavramsal Temelleri

Uyarma cezası, genel olarak en hafif disiplin cezalarından biri olarak kabul edilir. Bu ceza, kamu görevlisine daha dikkatli ve özenli davranması gerektiğini hatırlatmak amacıyla verilen formal bir uyarıdır. Uyarma cezası, daha ağır disiplin cezalarına başvurulmadan önce bir ön uyarı niteliği taşır ve genellikle daha hafif kusurlar için uygulanır.

Uygulama Alanları ve Süreci

Uyarma cezası genellikle, kamu görevlisinin mevzuata aykırı davranışları, iş disiplini kurallarına uymaması veya görevini ihmal etmesi gibi hafif derecede ihlalleri kapsar. Uygulamaya konulmadan önce ilgili kişinin savunmasının alınması zorunludur. Kamu görevlisine belirli bir süre tanınarak bu süre zarfında savunma yapma hakkı sağlanır.

Uyarma cezası, belirli prosedürlerin izlenmesini gerektiren formal bir süreç sonunda verilir ve genellikle kurum içi disiplin kurulları tarafından karara bağlanır. Kararın yazılı olarak ilgili kişiye bildirilmesi gerekli olup, bu bildirimde hangi davranışın cezaya neden olduğu açıkça belirtilmelidir.

Uyarma Cezasının Sonuçları

Uyarma cezasının, hukuksal olarak doğrudan maddi bir yaptırımı olmasa da, uzun vadeli etkileri dikkate alındığında önemi büyüktür. Öncelikle, kamu görevlisinin siciline işlenir ve bu durum daha sonraki disiplin süreçlerinde belirleyici olabilir. Bunun ötesinde, uyarma cezası, kamu görevlisini daha dikkatli olmaya teşvik eder ve görev bilincini artırmayı amaçlar.

Ancak, uyarma cezasının olumlu sonuçlarının alınabilmesi için adil bir uygulama süreci ile desteklenmesi önem arz eder. Keyfi veya adil olmayan cezaların uygulandığı durumlarda, kamu görevlisinin moral motivasyonu üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

Uyarma cezası, idare hukuku içerisinde kamu görevlilerinin disipline edilmesinde kullanılan önemli bir araçtır. Bu cezanın amacı, kamu görevlilerini daha dikkatli ve sorumlu davranışlar sergilemeye teşvik etmekle birlikte, kamu hizmetlerinin daha etkili ve verimli yürütülmesini sağlamaktır. İşleyişin adil ve şeffaf olması, uyarma cezasının başarısını büyük ölçüde belirlemektedir. Disiplin cezalarının adaletli uygulanması, kamu kurumlarına olan güvenin devamı açısından da kritik bir öneme sahiptir.

UYARMA CEZASI HUKUKA AYKIRI OLURSA NE OLUR?

Uyarma cezasının hukuka aykırı bir şekilde verilmesi durumunda, kamu görevlisinin bu cezaya karşı birtakım yasal hakları ve itiraz yolları bulunmaktadır. İşte bu durumda izlenebilecek adımlar:

  1. İdari İtiraz : Uyarma cezasının hukuka aykırılığına inanılıyorsa, kamu görevlisi ilk olarak cezayı veren idareye itiraz edebilir. Bu itiraz, genellikle ilgili idarenin üst makamına yapılır ve hukuka aykırılığın düzeltilmesi talep edilir.
  2. Yargı Yolu : İdari itirazdan sonuç alınamazsa veya doğrudan yargı yoluna başvurmak istenirse, kamu görevlisi idare mahkemesine dava açabilir. Bu davanın temel amacı, verilen cezanın hukuka aykırı olduğunun tespiti ve iptali talebidir. Mahkeme, cezanın usul ve esas yönünden hukuka uygun olup olmadığını değerlendirir.
  3. Hak Arama Süresi : Hukuka aykırılık iddiaları belirli bir süre içerisinde ileri sürülmelidir. Bu süre, genellikle cezanın tebliğinden itibaren belirli bir zaman dilimini kapsar ve bu süre içinde hak aranmazsa itiraz hakkı kaybolabilir.
  4. Tazminat Talebi : Eğer uyarma cezası kişinin kariyerini, itibarını veya ruhsal durumunu olumsuz etkilediyse, cezaya neden olan idareye karşı tazminat davası açılması da mümkün olabilir. Ancak bu tür bir talebin kabul görmesi için hukuka aykırılığın doğrudan ve belirgin bir zarara yol açmış olması gerekir.

Sonuç olarak, uyarma cezasının hukuka aykırı olduğuna inanılıyorsa, kamu görevlisinin idari ve yargısal yollardan hakkını arama imkanı bulunmaktadır. Hukuki süreçlerle bu cezanın hukuka uygunluğu denetlenebilir ve gerektiğinde ceza iptal edilebilir. Bu süreçlerde profesyonel hukuki danışmanlık almak, hak kaybının önlenmesi açısından önemli olabilir.

 

UYARMA CEZASINA İTİRAZ ÖRNEK DİLEKÇE

 

1.) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 2024/X sayılı soruşturmanın konusunu oluşturan olay ile ilgili, Müvekkil ….. hakkında  Y………. Müdürlüğünün ………tarih ve ……….sayılı oluru ile idari tahkikat yürütülmüş olup Batman Valiliği ………… ………………’nün E-…….-………-……..sayılı ”Disiplin İşleri” konulu ……..07.2024 tarihli belgesinde de (EK-1) belirtildiği üzere; müvekkil, 657 sayılı DMK’nın 7. Bölümü 125. Maddesi (A) bendinin (E) fıkrasına göre ”Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunduğu” fiilini işlediği iddiasıyla UYARI cezası ile tecziye edilmiştir.
2.) (EK-1)’de sunulan Batman Valiliği ………nün E-……..-…….-…………..sayılı ”Disiplin İşleri” konulu ……07.2024 tarihli bildirimde;
”Tarafınıza verilen cezaya 657 sayılı DMK’nın 135’inci maddesine göre ”Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulmasın cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir.
İtirazda süre kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 7 (yedi) gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.
Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir” hükümleri gereğince yasal süreleri içinde disiplin kuruluna ve idari yargı yoluna başvurabileceğiniz hususunu;
Rica ederim.” şeklindeki ifadelerle bahse konu uyarma cezasına 7 (yedi) gün içinde itiraz edilebileceği hususu müvekkile (EK-2)’te yer alan DİSİPLİN CEZASI TEBLİĞ – TEBELLÜĞ BELGESİ’nden de anlaşılacağı üzere 08.07.2024 tarihinde tebliğ edilmiştir.
3.) Müvekkil kendisine  08.07.2024 tarihinde tebliğ edilen uyarma cezasına karşı 16.07.2024 tarihinde itiraz etmiştir. Bu meyanda 08.07.2024 tarihinde tebliğ edilen ve 7 (günlük) itiraz süresi olduğu bildirilen uyarma cezasına itirazın son günü 15.07.2024 tarihine (15 Temmuz’a)  rastlamaktadır. Sayın Mahkemenin de malumu olduğu üzere  2924 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda değişiklik yapan 6752 sayılı Kanun Resmi Gazete’de yayınlanması ile birlikte 15 Temmuz Demokrasi Ve Milli Birlik Günü, Resmi Tatil olmuştur.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 8. maddesi Sürelerle İlgili Genel Esasları belirlemiş olup buna göre; 
”Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.
Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar…”.
Müvekkil ………, kendisine 08.07.2024 tarihinde tebliğ edilen uyarma cezasına, itirazın süresi resmi tatil olan  15.07.2024 tarihine (15 Temmuz’a)  rastladığından ötürü 15 Temmuz’u izleyen çalışma günü olan 16 Temmuz 2024 tarihinde itiraz etmiştir.
4.) Her ne kadar müvekkil bahse konu uyarma cezasına süresi içinde itiraz etmişse de (EK-3)’te sunulan Batman Valiliği XXXXX’nun  2024/X Karar sayılı XXXX  tarihli kararında; ”Uyarma cezasının ilgiliye 08.07.2024 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin söz konusu cezaya 16.07.2024 tarihinde itiraz ettiği, dolayısı ile cezanın ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal süresi içerisinde itiraz etmediği anlaşıldığından, bahse konu UYARMA cezasına karşı, adı geçen tarafından yapılan İTİRAZIN REDDİNE, mevcut üyelerin oy birliğiyle karar verildi. ” şeklinde müvekkilin itirazının yasal sürede gerçekleşmediği iddiası ile itirazın usulen reddine karar verilmiştir.
5.) (EK-3)’te sunulan Batman Valiliği XXXXnun  2024/X Karar sayılı XXXX tarihli kararında; Raportörün görüşü alınmış olup Raportörin görüşünde yer alan; ”Uyarma cezasının ilgiliye 08.07.2024 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin söz konusu cezaya 16.07.2024 tarihinde itiraz ettiği, dolayısı ile cezanın ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz etmediği (Cezanın ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren 8. günde itiraz edildiği), bu nedenle…” şeklindeki ifadelerden de anlaşıldığı üzere itiraz süresinin 7. günü olan15 Temmuz 2024 tarihi göz ardı edilmiş olup resmi tatili izleyen 16.07.2024 gününün 8. gün olmasından bahisle müvekkilin itirazı reddedilmiştir.
6.) Batman Valiliği XXXXX’nun  2024/X Karar sayılı XXXXX tarihli kararı müvekkile (EK-4)’te yer alan DİSİPLİN KARARI TEBLİĞ – TEBELLÜĞ BELGESİ’nden de anlaşılacağı üzere XXX.09.2024 tarihinde tebliğ edilmiştir.
7.) (EK-5)’te Sayın Mahkemeye ibraz edilenXXXXX2024 tarihli Genel Adli Muayene Raporundan da anlaşılacağı üzere ‘DARP İZİ YOKTUR” şeklindeki ifadeler ışığında müvekkilin, XXXXXX isimli çocuğu darp etmediği sabittir. Nitekim bu hususa ilişkin XXXXX’ın soyut beyanları haricinde hiçbir somut delil, iz, emare, tanık beyanı vs. bulunmamaktadır. Müvekkil hakkında tecziye edilen uyarma cezası hukuki sebepten yoksun olup uyarma cezasının sebebi olarak gösterilen maddi olayın mevcut olmadığı, beyana karşı beyanda bulunulmakla beraber beyanlara üstünlük sağlanamadığı ve hatta (EK-5)’te yer alan Adli Muayene Raporunun müvekkilin beyanlarını doğrular nitelikte olduğu açık olup somut veriler ışığında müvekkil hakkında verilen uyarma cezasının usulen ve esasen hukuka aykırı olduğu izahtan varestedir.
8.) Yukarıda ayrıntılı şekilde arz edildiği üzere, her ne kadar müvekkil XXXXX, hakkında verilen uyarma cezasına karşı süresi içerisinde itiraz etmiş ise de; haksız ve hukuksuz bir şekilde, itirazın son gününün Resmi Tatil olan 15 Temmuz 2024 tarihine rastlamasına rağmen, müvekkilin resmi tatili izleyen günde yaptığı itiraz ”yasal süresi içerisinde yapılmadığı”ndan bahisle itiraz reddedilmiş olup Raportörün de görüşünde belirttiği üzere 15 Temmuz 2024 günü itiraz edilmesi gerektiği iddiası ile müvekkilin 16 Temmuz 2024 tarihli itirazı usulden reddedilmiştir. Bu meyanda, Batman Valiliği XXXXX’nun  2024/X Karar sayılı XXXXX tarihli kararı hukuka aykırı olup uyarma cezasına itirazın usulden reddine ilişkin kararın İPTALİNE karar verilmesini talep etmekteyiz.
HUKUKİ NEDENLER : İYUK, 657 Sayılı Kanun,  2924 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda değişiklik yapan 6752 sayılı Kanun ve sair mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Batman Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nüXX konulu oluruna istinaden yapılan soruşturma / inceleme kapsamında müvekkil X bahse konu olay ile ilgili ifadesi, Batman Valiliği XMüdürlüğü’nün E-XXXX-XXX-XXXX sayılı ”Disiplin İşleri” konulu XX.07.2024 tarihli belgesi, 08.07.2024 tarihli disiplin cezası tebliğ – tebellüğ belgesi, Batman Valiliği XXXXnun  2024/X Karar sayılı XXXXXX tarihli kararı, XX.09.2024 tarihli  disiplin kararı tebliğ – tebellüğ belgesi, XXXXX.2024 tarihli Genel Adli Muayene Raporu  her türlü yasal delil.
 NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen  ve tarafınızca re’sen nazara alınacak nedenlerle yargılama yapılarak;
1-Batman Valiliği İXXXXXXX hukuka aykırı  …..Tarih ve 2024/… Karar  sayılı kararının  İPTALİNE,
2- Yargılama giderleri ile  vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. 04/11/2024
  Davacı  XXXXX XXXXX
Vekili
Av. Murteza Osman AŞIK
İdare hukuku, kamu yönetimi ile bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen, devletin yürütme organının faaliyetlerini konu alan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, özellikle idari işlemler, idari sözleşmeler ve kamu hizmetleri gibi kavramları kapsaması dolayısıyla geniş bir etki alanına sahiptir. İdare hukukunun temel amacı, devletin organlarının ve idari makamların eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunu sağlamaktır. Bu nedenle idari yargı, idare hukukunun denetim mekanizması olarak büyük bir öneme sahiptir. İdare hukuku ile ilgili güncel bilgilere ulaşmak, kamu yönetimi çalışanları, hukukçular ve bu alana ilgi duyan bireyler için oldukça kritiktir.
Başa dön tuşu