CEZA HUKUKUMAKALELER

Telefonla Tehdit Suçu: Ne Sayılır, Delil Nasıl Toplanır?

Telefonla Tehdit Suçu Nedir? Hangi Sözler Suç Sayılır?

“Telefonla tehdit etti ama kaydım yok, yine de dava açabilir miyim?”
Son yıllarda artan dijital iletişim kanallarıyla birlikte tehdit suçları da cep telefonları üzerinden işlenmeye başladı. Arama yoluyla yapılan tehditler, WhatsApp mesajları veya ses kayıtları bu suçun en yaygın şekillerinden biri haline geldi. Ancak vatandaşların kafasındaki en büyük soru şu: Telefonla tehdit suçu delil olmadan ispatlanabilir mi? Bu yazıda, hangi sözlerin tehdit sayılacağı, delil toplarken nelere dikkat edilmesi gerektiği ve bu suçun cezasının ne olduğu açık bir dille anlatılmaktadır.

1.1. Telefonla Tehdidin Hukuki ve Toplumsal Boyutu

Günümüz toplumunda iletişimin vazgeçilmez bir aracı haline gelen telefon, ne yazık ki suç işlemek amacıyla da kullanılabilmektedir. Bu suçlardan biri de telefon aracılığıyla işlenen tehdit suçudur. İletişimin kolaylığı ve anonimlik algısı, bazı kişileri bu yolla başkalarının huzurunu ve güvenliğini tehlikeye atmaya itebilmektedir. Telefonla tehdit, mağdur üzerinde ciddi psikolojik etkiler bırakabilir; korku, endişe, güvensizlik gibi duygulara yol açarak kişinin gündelik yaşamını olumsuz etkileyebilir.1 Bu durum, yalnızca bireysel bir sorun olmanın ötesinde, toplumsal huzuru da tehdit eden bir nitelik taşır.3

Türk hukuk sistemi, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini koruma altına almayı hedefler. Tehdit suçu özelinde korunan hukuki değerler; kişilerin karar verme ve hareket etme hürriyeti, iç huzuru ve sükunudur.2 Kanun koyucu, bu değerleri korumak amacıyla Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) tehdit suçunu düzenlemiş ve bu suçu işleyenler için çeşitli yaptırımlar öngörmüştür. Telefonla işlenen tehditler de bu yasal düzenlemeler kapsamında ele alınmaktadır.

1.2. Raporun Amacı ve Kapsamı

Bu rapor, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi çerçevesinde “telefonla tehdit suçu”nu ayrıntılı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Rapor kapsamında, tehdit suçunun yasal tanımı, suçun oluşması için gerekli unsurlar, özellikle telefon aracılığıyla işlenmesi durumunda delillerin nasıl toplanacağı ve bu delillerin hukuki değeri, suçu işleyenlere uygulanabilecek cezalar ve konuya ilişkin güncel Yargıtay içtihatları ele alınacaktır.

Raporun hedefi, telefonla tehdit suçunun mağduru olan veya bu konuda bilgi edinmek isteyen kişilere, Türk hukuk sistemindeki yasal çerçeveyi ve izlenmesi gereken süreçleri anlaşılır bir dilde sunmaktır. Bununla birlikte, bu raporun genel bilgilendirme amacı taşıdığı ve somut bir olaya ilişkin hukuki danışmanlık hizmeti yerine geçmeyeceği unutulmamalıdır. Hukuki bir problemle karşı karşıya kalan kişilerin, bir avukattan profesyonel destek alması tavsiye edilir.

2. Türk Ceza Kanunu’nda Telefonla Tehdit Suçu (TCK Madde 106)

2.1. Tehdit Suçunun Yasal Tanımı (TCK m. 106/1)

Türk Ceza Kanunu’nun “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde yer alan 106. madde, tehdit suçunu tanımlamakta ve temel yaptırımlarını belirlemektedir. Maddenin birinci fıkrası, tehdidin iki temel şeklini düzenler:

  1. Hayata, Vücut veya Cinsel Dokunulmazlığa Yönelik Tehdit: TCK Madde 106/1’in ilk cümlesine göre, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.7 Bu suç tipinin soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı değildir; yani savcılık, suçun işlendiğini öğrendiğinde resen harekete geçer.2
  2. Malvarlığına veya Sair Bir Kötülüğe Yönelik Tehdit: TCK Madde 106/1’in ikinci cümlesi ise, bir kimseyi malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit etmeyi düzenler.1 Bu durumda fail, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.1 Bu suç tipinin takibi mağdurun şikayetine bağlıdır.2

Kanun metninde geçen “yakın” kavramı, sadece kan bağı olan akrabaları değil, mağdurun duygusal olarak bağlı olduğu, kendilerine yönelik bir saldırı ihtimalinin mağdur üzerinde korku ve endişe yaratacağı kişileri de kapsar (örneğin eş, sevgili, yakın arkadaş).8 “Sair bir kötülük” ifadesi ise oldukça geniştir ve Yargıtay kararlarıyla somutlaşır; kişinin şeref veya saygınlığına zarar verme, işten attırma, sırları ifşa etme gibi hukuka aykırı her türlü kötülük bu kapsama girebilir.

Ayrıca, 7406 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, TCK 106/1’deki suçların (hem birinci hem ikinci cümle) kadına karşı işlenmesi hâlinde verilecek cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz.1 Bu düzenleme, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında önemli bir adımdır.

2.2. Tehdit Suçunun Unsurları

Bir eylemin TCK Madde 106 kapsamında tehdit suçu sayılabilmesi için belirli unsurları taşıması gerekir:

  • Maddi Unsur (Fiil): Suçun maddi unsuru, failin mağdura veya bir yakınına yönelik, gelecekte gerçekleştireceğini bildirdiği haksız bir saldırı veya kötülüktür.11 Bu bildirim sözle (yüz yüze, telefonla), yazıyla (mesaj, mektup), özel işaretlerle veya davranışlarla yapılabilir.6 Tehdidin objektif olarak ciddi ve korkutucu nitelikte olması gerekir.1 Yani, ortalama bir kişide endişe ve korku yaratmaya elverişli olmalıdır. Mağdurun kişisel olarak korkup korkmaması veya tehdidi ciddiye alıp almaması suçun oluşması açısından önemli değildir; fiilin objektif olarak korkutuculuğu yeterlidir.4 Tehdit edilen kötülüğün gerçekleşebilir nitelikte olması da aranır; gerçekleşmesi imkansız bir durumun tehdit olarak ileri sürülmesi bu suçu oluşturmaz.11 Örneğin, “Seni aya göndereceğim” gibi bir ifade tehdit sayılmaz. Ancak, failin tehdidi yerine getirme gücüne sahip olup olmaması değil, tehdidin objektif olarak ciddiyet taşıması esastır.8 Önemli bir nokta da, bildirilen zararın veya kötülüğün “haksız” olmasıdır. Kişinin yasal bir hakkını kullanacağını bildirmesi (örneğin, “Borcunu ödemezsen seni icraya vereceğim” veya “Suçunu polise bildireceğim”) tehdit suçunu oluşturmaz.4
  • Manevi Unsur (Kast): Tehdit suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, tehdit içeren söz veya davranışı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekir.1 Bu suçun oluşması için genel kast yeterlidir; failin belirli bir amaç veya saikle (örneğin, intikam, korkutma) hareket etmesi aranmaz.4 Ancak, failin eyleminin şaka kastıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa veya söylenen sözler anlık bir öfke patlamasının ürünü olup objektif ciddiyet taşımıyorsa, tehdit kastının varlığından söz edilemeyebilir.4 Her olayın kendi koşulları içinde değerlendirilmesi esastır.
  • Fail ve Mağdur: Tehdit suçunun faili herhangi bir gerçek kişi olabilir.4 Ancak tüzel kişiler (şirketler, dernekler vb.) bu suçun faili olamazlar.4 Mağdur ise ancak gerçek kişiler olabilir.2 Tüzel kişilere yönelik tehditler, ancak o tüzel kişinin yöneticileri, ortakları veya çalışanları gibi belirli gerçek kişilere yöneltilmişse ve diğer unsurlar da mevcutsa suç oluşturabilir.2 Mağdurun belirli veya en azından belirlenebilir olması gerekir.10 Algılama yeteneği bulunmayan kişilere (örneğin akıl hastaları) yönelik tehditlerin suç oluşturup oluşturmayacağı tartışmalı olmakla birlikte, eğer bu eylem mağdurun yakınlarında korku ve endişe yaratmaya elverişli ise suçun oluşabileceği kabul edilmektedir.5

2.3. Telefon Aracılığıyla İşlenmesinin Özellikleri

Türk Ceza Kanunu’nda tehdit suçunun telefonla işlenmesine ilişkin özel bir ağırlaştırıcı neden veya farklı bir düzenleme bulunmamaktadır. Telefon, suçun işlenmesinde kullanılan bir araçtır. Dolayısıyla, telefonla yapılan bir tehdit, içeriğine ve koşullarına göre TCK Madde 106’da tanımlanan temel veya nitelikli hallerden birine girecektir.

Telefonla tehdidin en belirgin özelliği, ispat açısından yarattığı zorluklardır. Yüz yüze olmayan bir iletişimde, tehdidin varlığını ve kim tarafından yapıldığını kanıtlamak daha güç olabilir.22 Bu nedenle, telefon görüşmesi kayıtları, arama kayıtları (HTS), SMS veya diğer mesajlaşma uygulamaları (WhatsApp, Telegram vb.) üzerinden gönderilen mesajlar gibi dijital deliller büyük önem kazanmaktadır. Bu delillerin nasıl toplanacağı ve hukuki geçerliliği ilerleyen bölümlerde detaylı olarak incelenecektir.

2.4. Nitelikli Tehdit Halleri (TCK m. 106/2)

TCK Madde 106/2, tehdit suçunun belirli şekillerde işlenmesi durumunda cezanın artırılmasını öngören nitelikli halleri düzenlemektedir. Bu haller, suçun işlenmesindeki kolaylığı, mağdur üzerindeki korkutucu etkiyi artırması veya failin tehlikeliliğini göstermesi nedeniyle daha ağır yaptırıma bağlanmıştır.10 Bu nitelikli hallerden herhangi birinin varlığında, faile iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.1 Nitelikli haller şunlardır:

  • Silahla İşlenmesi: Tehdidin silah kullanılarak yapılmasıdır.1 TCK anlamında silah, sadece ateşli silahları değil, saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli her türlü kesici, delici, bereleyici aleti (bıçak, sopa vb.) kapsar. Yargıtay kararlarına göre, bu nitelikli halin oluşması için failin üzerinde silah bulunması yeterli değildir; tehdit sırasında silahın mağdur tarafından görülecek veya hissedilecek şekilde kullanılması, teşhir edilmesi veya korkutucu gücünden faydalanılması gerekir.4 Örneğin, telefonda konuşurken “Seni vuracağım” demek basit tehdit iken, aynı sözü tabancayı göstererek söylemek silahla tehdit suçunu oluşturur. Yargıtay, bir kararında köpeği göstererek tehdit etmeyi de silahla tehdit kapsamında değerlendirmiştir.3 Havaya ateş etme eylemi ise olayın koşullarına göre (örn. kavgayı ayırma amacı, korkutma amacı) farklı değerlendirilebilmektedir.3
  • Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle: Failin, kimliğini gizlemek amacıyla maske takması, tanınmayacak şekilde makyaj yapması, kılık değiştirmesi gibi yöntemlerle tehdidi gerçekleştirmesidir.1 Burada önemli olan, failin mağdur tarafından tanınıp tanınmaması değil, tanınmamak için özel bir çaba göstermiş olmasıdır.4
  • İmzasız Mektupla veya Özel İşaretlerle İşlenmesi: Tehdidin kimden geldiği belli olmayan (anonim) bir mektupla veya mağdurda korku yaratacak özel işaretler (örneğin kapıya çizilen ölüm işareti, zarf içinde gönderilen mermi, kurukafa resmi vb.) kullanılarak yapılmasıdır.1 İmzasız mektup veya yazılı notun mağdura ulaşmasıyla suç tamamlanır; ulaşmadan ele geçirilmesi halinde teşebbüs gündeme gelebilir.15 Özel işaretin korkutucu nitelikte olması ve fail tarafından bu amaçla kullanılması gerekir.4 Failin kimliğinin bilinmesi, özel işaretle tehdit nitelikli halinin uygulanmasına engel değildir.4
  • Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi: Tehdidin, en az iki veya daha fazla kişi tarafından iştirak halinde gerçekleştirilmesidir.1 Bu durum, mağdurun kendini savunma olanağını azaltması ve üzerinde daha yoğun bir korku yaratması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.19
  • Var Olan veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak İşlenmesi: Failin, gerçekte var olan veya var olduğu iddia edilen bir suç örgütünün (mafya, terör örgütü vb.) adını veya gücünü kullanarak tehditte bulunmasıdır.1 Bu nitelikli halin oluşması için failin o örgüte üye olması şart değildir; önemli olan, mağdurda örgütün korkutucu gücünden yararlanıldığı algısını yaratmaktır.11 Örneğin, “Biz falanca mafyayız, seni yaşatmayız” demek bu kapsama girer.

2.5. Gıyapta Tehdit

Tehdit suçu, sadece mağdurun yüzüne karşı değil, gıyabında (yokluğunda) da işlenebilir. Gıyapta tehdidin suç oluşturabilmesi için failin, söylediği tehdit içerikli sözlerin mağdura iletilmesi kastıyla hareket etmesi gerekir.1 Fail, tehdidi, mağdura ulaştıracağını bildiği veya umduğu bir üçüncü kişiye (örneğin mağdurun bir yakınına, arkadaşına) söyler. Bu durumda suçun tamamlanması için tehdidin fiilen mağdura iletilip iletilmediği değil, failin “iletme kastı”nın varlığı önemlidir. Bu kastın varlığı, olayın özelliklerine, fail ile üçüncü kişi ve mağdur arasındaki ilişkiye göre değerlendirilir.1

2.6. Tehdit Amacıyla Başka Suç İşlenmesi (TCK m. 106/3)

Tehdit suçu, bazen sadece sözde kalmaz ve fail, tehdidini güçlendirmek veya amacına ulaşmak için başka suçlara da yönelebilir. TCK Madde 106/3, bu durumu özel olarak düzenlemiştir. Buna göre, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, faile ayrıca bu suçlardan dolayı da ceza verilir.3 Bu, ceza hukukundaki “gerçek içtima” kuralının bir uygulamasıdır. Yani, fail hem tehdit suçundan hem de işlediği diğer suçtan (öldürme, yaralama, mala zarar verme) ayrı ayrı cezalandırılır.

Bu hükmün varlığı, kanun koyucunun tehdidin potansiyel tehlikesini ve başka suçlara basamak oluşturabileceğini göz önünde bulundurduğunu gösterir. Failin, tehdidini daha inandırıcı kılmak veya mağduru sindirmek için şiddete veya mala yönelik saldırılara başvurması 3, suç işleme kastının yoğunluğunu ve eylemin vahametini artırır. Kanun koyucu, bu ek eylemlerin tehdit suçu içinde erimesini engelleyerek, her bir haksız fiilin karşılığının ayrı ayrı verilmesini sağlamıştır.3 Dolayısıyla TCK 106/3, tehdidin sadece soyut bir korkutma eylemi olmadığını, somut ve daha ağır suçlara dönüşebileceğini ve hukuk sisteminin bu geçişkenliği dikkate aldığını ortaya koyan önemli bir düzenlemedir. Örneğin, bir kişiye telefonla “Seni öldüreceğim” dedikten sonra gidip o kişiyi yaralayan fail, hem tehdit suçundan (TCK 106/1) hem de kasten yaralama suçundan (TCK 86) ayrı ayrı ceza alacaktır.

3. Telefonla Tehdit Suçunda Delil Toplama ve Hukuki Değerlendirme

3.1. Genel Olarak Deliller

Ceza muhakemesinin amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır ve bu amaca ulaşmada deliller kritik bir rol oynar. Tehdit suçu, yapısı gereği genellikle sözlü veya yazılı iletişim yoluyla işlendiğinden, ispatı diğer bazı suçlara göre daha zor olabilir. Ancak Türk Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), delil serbestisi ilkesini benimsemiştir. Bu ilke uyarınca, hukuka uygun olmak kaydıyla her türlü araç delil olarak kullanılabilir.1

Telefonla tehdit suçunun ispatında kullanılabilecek başlıca delil türleri şunlardır:

  • Mağdurun ve varsa tanıkların beyanları 1
  • Dijital mesajlaşma kayıtları (SMS, WhatsApp, Telegram, sosyal medya vb.) ve ekran görüntüleri 1
  • Telefon görüşmesi ses kayıtları (hukuka uygunluk şartları dahilinde) 1
  • HTS (Historical Traffic Search / Geçmiş Trafik Araması) kayıtları 14
  • Failin ikrarı
  • Diğer belgeler (mektup, not vb.) 25

En önemli kural, delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olmasıdır.26 Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller (örneğin, yasa dışı dinleme, özel hayata müdahale ile elde edilen kayıtlar), CMK Madde 217/2 uyarınca hükme esas alınamaz.27

3.2. Dijital Deliller: Mesajlaşma Kayıtları (SMS, WhatsApp vb.) ve Ekran Görüntüleri

Telefonla tehdit suçları sıklıkla SMS, WhatsApp, Telegram gibi anlık mesajlaşma uygulamaları veya Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya platformları üzerinden işlenmektedir.13 Bu platformlar üzerinden gönderilen tehdit içerikli yazılı mesajlar, önemli birer delil niteliğindedir.1

Mağdurun yapması gereken ilk şeylerden biri, bu tehdit mesajlarını silmemek ve derhal ekran görüntülerini alarak saklamaktır.14 Ekran görüntüleri, mesajın içeriğini, gönderen kişiyi (numara veya kullanıcı adı) ve gönderilme zamanını göstermesi açısından önemlidir. Ancak, ekran görüntülerinin tek başına yeterli olmayabileceği durumlar vardır. Çünkü dijital içeriklerin değiştirilmesi veya sahte olarak oluşturulması teknik olarak mümkündür.26 Bu nedenle, mesajların doğruluğunun ve bütünlüğünün teyit edilmesi gerekebilir.

Soruşturma aşamasında savcılık veya kovuşturma aşamasında mahkeme, gerekli gördüğü takdirde, hakim kararıyla ilgili GSM operatöründen SMS kayıtlarını veya Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve ilgili sosyal medya platformlarından (teknik imkanlar dahilinde) mesajlaşma trafik bilgilerini (metadata) talep edebilir.14 Bu teknik veriler ve gerekirse yapılacak bilirkişi incelemeleri, sunulan ekran görüntülerinin doğruluğunu teyit etmede veya mesajın gerçekten fail tarafından gönderilip gönderilmediğini belirlemede kullanılabilir.14 Özellikle WhatsApp gibi uçtan uca şifreleme kullanan uygulamalarda mesaj içeriklerine ulaşmak teknik olarak mümkün olmasa da, kimin ne zaman kiminle iletişim kurduğuna dair meta veriler veya bizzat taraflardan birinin sunduğu yazışma kayıtları delil olarak değerlendirilebilir.26

Dijital delillerin yaygınlığı ve kolay elde edilebilirliği bir avantaj gibi görünse de, manipülasyona açık olmaları 26 ve teknik doğrulamaya ihtiyaç duymaları, bu delillerin değerlendirilmesinde dikkatli olunmasını gerektirir. Özellikle failin inkârı veya mesajların silinmiş olması gibi durumlarda, sadece ekran görüntülerine dayanarak mahkumiyet kararı vermek zorlaşabilir. Bu noktada, tanık beyanları, HTS kayıtları veya failin ikrarı gibi destekleyici delillerin varlığı, dijital kanıtların gücünü artıracaktır. Bu durum, dijital çağda delil toplamanın ve değerlendirmenin kendine özgü zorluklarını ortaya koymaktadır; bir yandan kanıta ulaşmak kolaylaşırken, diğer yandan kanıtın güvenilirliğini tesis etmek daha karmaşık hale gelmektedir.

3.3. Ses Kayıtlarının Delil Niteliği

Telefonla tehdit anında mağdurun konuşmayı kaydetmesi, olayın ispatı açısından akla gelen ilk yöntemlerden biridir. Ancak, bir telefon görüşmesinin izinsiz olarak kaydedilmesi, Türk hukukunda ciddi tartışmalara ve hukuki sorunlara yol açmaktadır. Kural olarak, kişilerin özel iletişimlerinin gizliliği Anayasa ve kanunlarla güvence altına alınmıştır. İzinsiz ses kaydı almak, TCK Madde 132 (Haberleşmenin gizliliğini ihlal) veya TCK Madde 133 (Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması) kapsamına girebilir ve bu şekilde elde edilen kayıtlar hukuka aykırı delil kabul edilir.29

Bununla birlikte Yargıtay, belirli ve çok istisnai durumlarda, kişinin kendisine veya yakınlarına karşı işlenmekte olan bir suç (örneğin tehdit, hakaret, şantaj) nedeniyle ve başka türlü delil elde etme imkanının bulunmadığı ani gelişen hallerde, suçun delillerini korumak amacıyla yaptığı ses kaydını hukuka uygun kabul edebilmektedir. Yargıtay içtihatlarına göre (örneğin 29’de özetlenen kararlar), bir ses kaydının hukuka uygun delil sayılabilmesi için şu koşulların bir arada bulunması aranmaktadır:

  1. Ani Gelişen Bir Durum Olmalı: Kayıt alma eylemi önceden planlanmamış olmalı, kendiliğinden gelişen bir olay sırasında gerçekleşmelidir.29 Sistematik veya planlı kayıtlar hukuka aykırıdır.
  2. Başka Türlü Delil Elde Etme İmkanı Olmamalı: O an için tehdidi veya suçu ispatlayacak başka bir yol (tanık bulma, hemen kolluğa başvurma vb.) bulunmamalıdır.29 Kayıt, tek çare olmalıdır.
  3. İşlenmekte Olan Bir Suç veya Haksız Saldırı Olmalı: Kayıt, kişiye veya yakınına yönelik devam eden bir suç veya haksız saldırı sırasında, bu durumu belgelemek amacıyla yapılmalıdır.29
  4. Kayıt Sadece Yetkili Makamlara Sunulmalı: Elde edilen ses kaydı, özel amaçlarla kullanılmamalı, üçüncü kişilerle paylaşılmamalı ve sadece soruşturma veya kovuşturma makamlarına (savcılık, mahkeme) delil olarak sunulmalıdır.29

Bu şartların tamamının varlığı halinde dahi, ses kaydının tek başına mahkumiyet için yeterli olup olmayacağı, diğer delillerle desteklenip desteklenmeyeceği mahkemenin takdirindedir.35 Yargıtay’ın hakaret ve tehdit anında alınan bazı kayıtları delil olarak kabul ettiği emsal kararlar mevcuttur.28 Ancak bu kararların her somut olaya doğrudan uygulanamayacağı, her durumun kendi özel koşulları içinde değerlendirileceği unutulmamalıdır.

Yargıtay’ın ses kaydının hukuka uygunluğuna ilişkin getirdiği bu katı kriterler, özellikle “başka delil elde etme imkanının olmaması” ve “ani gelişme” şartları, uygulamada telefonla tehdit mağdurları için ciddi bir zorluk yaratmaktadır. Zira tehdit genellikle beklenmedik bir anda, tanıkların olmadığı bir ortamda gerçekleşir ve mağdurun o anda başka bir delil temin etmesi veya derhal resmi makamlara başvurması fiilen çok zordur. Bu durumda, mağdurun elindeki tek somut kanıt olan ses kaydının, bu sıkı kriterler nedeniyle hukuka aykırı sayılarak delil olarak kullanılamaması riski ortaya çıkmaktadır. Bu durum, bir yandan özel hayatın gizliliğini koruma amacı taşırken, diğer yandan suçun ispatını zorlaştırarak faillerin cezasız kalmasına yol açma potansiyeli taşımaktadır. Bu, hukukun temel amaçları olan bireyi koruma, suçu aydınlatma ve özel hayatı koruma arasındaki hassas dengeyi yansıtan karmaşık bir konudur.

3.4. Tanık Beyanlarının Önemi ve Değeri

Tanık beyanları, ceza muhakemesinde önemli bir delil kaynağıdır. Telefonla tehdit suçunda da, olaya tanıklık eden kişilerin ifadeleri büyük önem taşır.1 Eğer tehdit içeren telefon görüşmesi sırasında mağdurun yanında bulunan başka kişiler varsa ve bu kişiler hoparlörün açık olması gibi nedenlerle konuşmayı duymuşlarsa, onların tanıklığına başvurulabilir ve bu beyanlar delil olarak değerlendirilir.38

Tanık beyanlarının güvenilirliği ve ispat gücü, diğer delillerle (örneğin mesaj kayıtları, HTS verileri, mağdurun tutarlı anlatımları) uyumlu olmasına bağlıdır. Tek başına tanık beyanına dayanılarak mahkumiyet kararı verilmesi mümkün olsa da, genellikle mahkemeler tanık ifadelerini diğer kanıtlarla birlikte değerlendirir. Şikayette bulunmak için bir tanığın varlığı şart olmasa da 16, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında tanıkların varlığı, iddiaların ispatlanması açısından süreci önemli ölçüde kolaylaştırabilir.

3.5. HTS Kayıtları (Historical Traffic Search / Geçmiş Trafik Araması)

HTS kayıtları, telefon operatörleri tarafından yasal zorunluluk gereği belirli bir süre saklanan ve abonelerin iletişim trafiğine ilişkin üst verileri (metadata) içeren kayıtlardır.31

  • İçerik: HTS kayıtları, kimin kimi, ne zaman aradığını veya mesaj gönderdiğini, görüşmenin ne kadar sürdüğünü ve iletişimin kurulduğu sırada telefonun hangi baz istasyonundan sinyal aldığını gösterir.31 Baz istasyonu bilgisi, kişinin o anki yaklaşık konumu hakkında önemli bir veri sağlar. Ancak HTS kayıtları, görüşmelerin veya mesajların içeriğini kesinlikle göstermez.32 WhatsApp, Messenger gibi internet tabanlı uygulamalar üzerinden yapılan iletişimler de genellikle HTS kayıtlarında yer almaz.32
  • Talep Süreci: Bu kayıtlar kişisel veri niteliğinde olduğundan ve haberleşmenin gizliliği ilkesi gereği, ancak yasal dayanaklarla ve yetkili makamlarca talep edilebilir. Ceza soruşturmalarında, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme, CMK’da belirtilen şartlar altında (özellikle katalog suçlar için daha kolay olmakla birlikte diğer suçlarda da delil elde etme gerekliliği varsa) hakim kararıyla BTK aracılığıyla ilgili operatörlerden HTS kayıtlarını isteyebilir.31 Mağdur veya şüphelinin kendi HTS kaydını doğrudan operatörden veya BTK’dan alması mümkün değildir.31
  • Delil Değeri: HTS kayıtları, iletişimin içeriğini göstermediği için tek başına bir suçun işlendiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Ceza muhakemesinde “belirti delili” (dolaylı delil) olarak kabul edilirler.32 Yani, başka delilleri desteklemek veya çürütmek amacıyla kullanılırlar.33 Örneğin, mağdurun belirli bir tarihte ve saatte fail tarafından telefonla tehdit edildiği iddiası varsa, HTS kayıtları o saatte failin numarasından mağdurun numarasının arandığını teyit edebilir. Failin “ben aramadım” veya “o tarihte başka yerdeydim” şeklindeki savunmaları, HTS kayıtları (arama bilgisi ve baz istasyonu konumu) ile çürütülebilir. Yine, birden fazla şüphelinin olduğu durumlarda, olay öncesi veya sonrası aralarındaki yoğun HTS trafiği, birlikte hareket ettiklerine dair bir belirti olarak değerlendirilebilir.32 Yargıtay, HTS kayıtlarının tek başına mahkumiyet için yeterli olmadığını, mutlaka diğer somut delillerle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini istikrarlı bir şekilde vurgulamaktadır.31

HTS kayıtlarının içeriği göstermemesi onun delil değerini sınırlayan bir faktör olsa da, özellikle failin inkâr ettiği, tanığın bulunmadığı veya diğer delillerin zayıf olduğu durumlarda kritik bir rol oynayabilir. Failin temel iletişim eylemlerini (arama, mesaj atma) veya olay anındaki konumunu objektif olarak ortaya koyması, iddiaların veya savunmaların gerçekliğini test etmede önemli bir araçtır. Bu nedenle, HTS kayıtları, tehdit suçunun maddi çerçevesini (iletişim varlığı, zamanı, yeri) çizerek ve olayın aydınlatılmasına dolaylı yoldan katkı sağlayarak ceza muhakemesinde değerli bir delil niteliği taşır.

Aşağıdaki tablo, telefonla tehdit suçunda karşılaşılan başlıca delil türlerini ve hukuki geçerliliklerine ilişkin temel noktaları özetlemektedir:

Tablo 1: Telefonla Tehdit Suçunda Delil Türleri ve Hukuki Değerlendirme Özeti

Delil Türü Açıklama / İçerik Elde Etme Yöntemi Hukuka Uygunluk Şartları / Delil Değeri (Yargıtay Kriterleri) İlgili Snippet’ler
SMS/WhatsApp/Sosyal Medya Mesajları Tehdit içeren yazılı metinler, gönderen, alıcı, tarih/saat bilgisi. Mağdur tarafından ekran görüntüsü alınması, saklanması; Savcılık/Mahkeme kararıyla operatör/platformdan teknik kayıtların (metadata) istenmesi. Ekran görüntüleri tek başına zayıf olabilir, manipülasyona açık. Teknik kayıtlar ve bilirkişi incelemesi ile desteklenmeli. Hukuka uygun elde edilmeli. 1
Ses Kaydı (Telefon Görüşmesi) Tehdit içeren konuşmanın ses kaydı. Mağdur tarafından telefon görüşmesi sırasında kaydedilmesi. Kural: İzinsiz kayıt hukuka aykırıdır. İstisna (Yargıtay): Ani gelişen durum, başka delil elde etme imkanı olmaması, işlenmekte olan suç, sadece yetkili makama sunma şartlarının tamamının varlığı halinde hukuka uygun sayılabilir. Tek başına yeterli olmayabilir. 1
Tanık Beyanı Tehdit olayına (konuşmaya, mesaja) şahit olan kişilerin görgüye dayalı anlatımları. Soruşturma/kovuşturma aşamasında savcılık/mahkeme tarafından ifadelerinin alınması. Beyanların tutarlı olması, diğer delillerle desteklenmesi önemlidir. Hoparlörden duyan kişinin tanıklığı geçerli olabilir. Şikayet için şart değil ama ispat için önemli. 1
HTS Kayıtları (Geçmiş Trafik Araması) Arayan/aranan no, arama/mesaj zamanı, süresi, baz istasyonu (konum) bilgisi. İçerik göstermez. Savcılık/Mahkeme kararıyla BTK üzerinden operatörlerden talep edilir. Tek başına mahkumiyete yeterli değil, “belirti delili” niteliğindedir. Diğer delilleri destekler. Failin iletişimini veya konumunu ispatlamada kullanılır. İçerik göstermediği için tehdidin varlığını doğrudan kanıtlamaz. 14

4. Telefonla Tehdit Suçu ile Karıştırılabilecek Diğer Suç Tipleri

Telefonla işlenen bazı eylemler, tehdit suçu ile benzerlik gösterse de farklı hukuki niteliklere sahip olabilir. Doğru hukuki niteleme, uygulanacak ceza, şikayet şartı ve uzlaşma gibi usul kuralları açısından büyük önem taşır. Bu nedenle, tehdit suçunu sıkça karıştırılan diğer suç tiplerinden ayırmak gerekir.

4.1. Hakaret Suçundan (TCK 125) Farkları

  • Hakaret Suçu (TCK 125): Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle kişinin manevi varlığına saldırmaktır.21 Hakaretin amacı kişiyi küçük düşürmek, aşağılamak ve toplum nezdindeki itibarını zedelemektir. Cezası, basit halinde 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.21
  • Tehdit Suçu (TCK 106): Gelecekte gerçekleşmesi muhtemel haksız bir saldırı veya kötülüğü bildirmek suretiyle kişinin iç huzurunu bozmak, onu korkutmak veya iradesini baskı altına almaktır.6
  • Temel Fark: İki suç arasındaki temel fark, eylemin yöneldiği değer ve failin amacıdır. Hakaret, kişinin şeref ve saygınlığına yönelik geçmiş veya mevcut bir duruma ilişkin aşağılayıcı bir saldırı iken; tehdit, kişinin canına, malına veya özgürlüğüne yönelik geleceğe dair bir korkutma eylemidir.14 Bir sözün hakaret mi yoksa tehdit mi olduğu, içeriğine ve söyleniş amacına göre belirlenir. Örneğin, “Sen hırsızsın” demek hakaret iken, “Senin canını alacağım” demek tehdittir. Ancak bazen bir ifade her iki suçun unsurlarını da taşıyabilir (örn. “Senin gibi şerefsizi yaşatmam”). Bu gibi durumlarda, fikri içtima veya bileşik suç kuralları çerçevesinde değerlendirme yapılır.13 Yargıtay’ın “Seni sinkaf edeceğim” ifadesini hakaret değil, cinsel dokunulmazlığa yönelik bir tehdit olarak değerlendirmesi, bu ayrımın somut olaydaki önemini gösterir.3

4.2. Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçundan (TCK 123) Farkları

  • Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu (TCK 123): Bir kimseye, sırf onun huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla ısrarla telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulmasıdır.42 Bu suçun oluşması için failin özel kastı (sırf rahatsız etme amacı) ve eylemin “ısrar” boyutuna ulaşması gerekir.42 Cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapistir ve suç şikayete tabidir.42
  • Tehdit Suçu (TCK 106): Genellikle tek bir eylemle dahi oluşabilir, ısrar şartı aranmaz (ancak ısrarlı tehditler de mümkündür). Failin amacı korkutmak veya bir şeyi yapmaya/yapmamaya zorlamaktır, sadece rahatsız etmek değil. Eylemin içeriği, geleceğe yönelik bir zarar veya kötülük bildirimini içerir.42
  • Temel Fark: Ayrım, failin özel kastı, eylemin niteliği (ısrar) ve içeriğinde yatar.42 Eğer bir kişi diğerini sürekli arayarak veya mesaj atarak rahatsız ediyor ancak bu arama veya mesajlarda açık bir tehdit ifadesi (canına, malına yönelik zarar verme bildirimi) bulunmuyorsa, eylem TCK 123 kapsamında değerlendirilebilir.45 Ancak arama veya mesajlar korkutucu bir içerik taşıyorsa (örn. “Peşindeyim, sonun kötü olacak”), eylem tehdit suçunu oluşturur. Failin amacı sadece huzursuzluk vermekse TCK 123, korkutmaksa TCK 106 gündeme gelir.

4.3. Şantaj Suçundan (TCK 107) Farkları

  • Şantaj Suçu (TCK 107): Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle ya da bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunularak, mağdurun kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlanmasıdır.5 Şantaj, tehdidin belirli bir menfaat elde etmek veya mağduru bir davranışa zorlamak amacıyla kullanıldığı özel bir tehdit biçimidir.21 Cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır ve şikayete tabi değildir.14
  • Tehdit Suçu (TCK 106): Şantaj suçundaki özel amaçlar (çıkar sağlama, bir şey yapmaya/yapmamaya zorlama) olmaksızın, genel anlamda korku ve endişe yaratmaya yönelik zarar bildirimlerini kapsar.
  • Temel Fark: Şantajda tehdit, belirli bir hedefe ulaşmak için bir araç olarak kullanılır. Eğer fail, tehdidi kullanarak mağdurdan para istiyor, istemediği bir şeyi yapmaya zorluyor veya bir sırrını açıklamakla korkutarak menfaat temin etmeye çalışıyorsa, eylem şantaj suçunu oluşturur.14 Eğer tehdit bu özel amaçları taşımıyorsa, TCK 106 kapsamında değerlendirilir.

Bu suçlar arasındaki ayrımların her zaman keskin çizgilerle yapılamayabileceği ve somut olayın tüm özelliklerinin (failin kastı, kullanılan ifadeler, taraflar arasındaki ilişki, olayın bağlamı) dikkatlice değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Savcılık ve mahkemeler, bu değerlendirmeyi yaparak doğru hukuki nitelemeyi yapmakla yükümlüdür. Yapılacak niteleme, uygulanacak ceza miktarını 14, şikayet koşullarını 2 ve uzlaşma prosedürünün uygulanıp uygulanmayacağını 2 doğrudan etkileyeceğinden, adil bir yargılama için hayati öneme sahiptir. Bu karmaşıklık, hukuki süreçte uzman bir avukatın yardımının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

5. Yargıtay Kararları Işığında Telefonla Tehdit Suçu

Türk Ceza Kanunu’ndaki maddelerin soyut ifadeleri, uygulamada karşılaşılan somut olaylar karşısında Yargıtay içtihatları ile yorumlanır ve netlik kazanır. Telefonla tehdit suçu açısından da Yargıtay’ın yerleşik kararları, kanunun nasıl anlaşılması ve uygulanması gerektiği konusunda yol göstericidir.

5.1. Emsal Kararlardan Örnekler

Yargıtay kararları incelendiğinde, tehdit suçunun unsurları, nitelikli halleri, delillerin değerlendirilmesi ve diğer suçlarla ilişkisi gibi konularda önemli prensiplerin belirlendiği görülmektedir:

  • Ciddiyet ve Korkutuculuk: Yargıtay, tehdidin sübjektif olarak mağdurda korku yaratıp yaratmadığından ziyade, objektif olarak korkutucu ve ciddi bir nitelik taşıması gerektiğini istikrarlı bir şekilde vurgulamaktadır.4 Mağdurun cesur olması veya tehdidi önemsememesi, suçun oluşumunu engellemez.4 Ancak, söylenen sözlerin açıkça şaka mahiyetinde olduğu veya ani bir öfke anında söylenen, ciddiyetten uzak, kaba söz niteliğinde kaldığı durumlarda tehdit suçunun oluşmayacağına karar verilebilmektedir.4 Örneğin, bir arkadaşına geç kaldığı için kızgınlıkla “sen bittin, seni yaşatmam artık” demek, bağlamına göre tehdit sayılmayabilir.11 Öte yandan, kavga sırasında veya kızgınlıkla söylenen sözlerin de (eğer objektif olarak ciddiyet taşıyorsa) tehdit suçunu oluşturabileceği, ancak bu durumda fail lehine haksız tahrik indiriminin (TCK 29) uygulanabileceği kabul edilmektedir.4 Yargıtay’ın tehdit olarak kabul ettiği bazı ifadelere örnekler: “Seni döverim” 13, “Seni öldürürüm” 13, “Senin kemiklerini kırarım” 13, “Bu evi de seni de yakarım” 13, “Seni oğullarıma sinkaf ettireceğim” 13, “Başınıza gelecekleri göreceksiniz” 13, “Senin arabanı yakacağım”.22
  • Kast: Failin genel kastının, yani tehdit eylemini bilerek ve isteyerek yapmasının yeterli olduğu kabul edilir.1 Gıyapta tehdit durumunda ise failin ayrıca “iletme kastı” taşıması aranır.1
  • Silahla Tehdit: Yargıtay, silahla tehdit suçunun oluşması için failin sadece silahlı olmasının yetmediğini, tehdit sırasında silahın korkutucu gücünden yararlanılması, mağdura gösterilmesi veya mağdurun hissedebileceği şekilde kullanılması gerektiğini belirtmektedir.4 Örneğin, kavgayı ayırmak amacıyla havaya ateş eden kişinin eylemi silahla tehdit olarak değerlendirilmeyebilirken 3, boşanmak isteyen eşinin ayaklarına doğru ateş eden veya kavga sırasında karşı tarafı korkutmak amacıyla havaya ateş açan kişinin eylemi silahla tehdit sayılmıştır.3 Bir kararında Yargıtay, köpeği göstererek tehdit etmeyi de silahla tehdit kapsamında görmüştür.3
  • Delil Yorumu: Ses kayıtlarının delil olarak kabul edilebilmesi için yukarıda (Bölüm 3.3) belirtilen sıkı hukuka uygunluk kriterlerinin (ani gelişme, başka delil olmaması vb.) varlığı aranmaktadır.28 WhatsApp, SMS gibi mesajlaşma kayıtları ve ekran görüntüleri önemli delillerdir ancak doğruluğunun teyit edilmesi gerekebilir.4 HTS kayıtları, içeriği göstermese de iletişimin varlığını ve zamanını ispatlaması açısından değerli bir belirti delilidir ve diğer delilleri desteklemede kullanılır; tek başına mahkumiyete yeterli görülmez.32 Telefon görüşmesi sırasında hoparlörden tehdidi duyan kişilerin tanıklığı dikkate alınır.38
  • İçtima ve Nitelendirme: Yargıtay, suçların doğru nitelendirilmesine ve içtima kurallarının doğru uygulanmasına özen göstermektedir. Örneğin, “Seni sinkaf edeceğim” sözünü cinsel saldırı tehdidi olarak nitelendirmiştir.3 Kasten yaralama suçundan hemen önce söylenen tehdit sözlerini, yaralama fiilinin irade açıklaması sayarak ayrıca tehditten ceza vermemiştir.3 Tehdit amacıyla mala zarar verme suçunda ise her iki suçtan (tehdit ve mala zarar verme) ayrı ayrı ceza verilmesi gerektiğini belirtmiştir (TCK 106/3 uygulaması).3 Tek bir fiille birden fazla kişiyi tehdit etme durumunda TCK Madde 43 (zincirleme suç veya aynı neviden fikri içtima) hükümlerinin uygulanarak cezanın artırılması gerektiğine karar vermiştir.3 Silahla tehdit ve cinsel taciz suçlarının birlikte işlenmesi halinde ise, TCK Madde 44 (farklı neviden fikri içtima) gereği en ağır cezayı gerektiren suç olan silahla tehditten ceza verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.3 Mesaj yoluyla tehditte, eğer fail kimliğini gizleyerek (anonim hesap, bilinmeyen numara vb.) suçu işlemişse, TCK 106/2-b’deki (kendini tanınmayacak hale koyma veya imzasız mektupla/özel işaretle işleme) nitelikli halin uygulanabileceği değerlendirilmektedir.8

5.2. Uygulamadaki Önemli Noktalar ve İçtihatlar

Yargıtay kararları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kanun maddelerinin soyutluğunun somut olaylar üzerinden nasıl yorumlandığı ve uygulandığı ortaya çıkmaktadır. Bu kararlar, tehdit suçuna ilişkin uygulamanın temel dinamiklerini belirler:

  • Objektif Ciddiyet Vurgusu: Mahkemelerin, tehdidin sadece lafzına değil, söylendiği bağlama, tarafların durumuna ve eylemin objektif olarak korku yaratma potansiyeline odaklanması gerektiği anlaşılmaktadır.
  • Delil Hukukuna Hassasiyet: Özellikle teknolojiyle birlikte ortaya çıkan yeni delil türlerinin (ses kaydı, dijital mesajlar, HTS) hukuka uygunluğuna büyük önem verilmektedir. Yargıtay’ın özellikle izinsiz ses kayıtları konusundaki katı tutumu, özel hayatın gizliliği ile suçla mücadele arasındaki dengeyi koruma çabasını yansıtmaktadır.
  • HTS Kayıtlarının Rolü: İçerik göstermese de HTS kayıtlarının, iletişimin varlığını, zamanını ve yerini belirlemedeki rolü ve diğer delilleri destekleyici niteliği kabul görmektedir. Ancak tek başına mahkumiyete dayanak yapılamayacağı ilkesi nettir.
  • Doğru Nitelendirme ve İçtima Kuralları: Bir eylemin tehdit mi, hakaret mi, şantaj mı yoksa başka bir suç mu olduğunun doğru tespiti ve birden fazla suçun işlenmesi halinde içtima kurallarının (TCK 43, 44, 106/3) doğru uygulanması, adil bir ceza tayini için kritik öneme sahiptir.

Bu içtihatlar, ceza hukukunun ve özellikle tehdit suçuna ilişkin düzenlemelerin statik olmadığını, Yargıtay’ın yorumları ve değişen toplumsal koşullar çerçevesinde sürekli olarak şekillendiğini göstermektedir. Bu nedenle, bir hukuki değerlendirme yapılırken sadece kanun metnine değil, aynı zamanda güncel ve yerleşik Yargıtay kararlarına da bakılması zorunludur. Yargıtay’ın uygulamaları, kanunun pratikte nasıl hayat bulduğunu anlamak ve bir davanın olası sonucunu öngörebilmek açısından belirleyicidir.

6. Telefonla Tehdit Mağdurları İçin İzlenmesi Gereken Hukuki Süreç

Telefonla tehdide maruz kalmak, kişi için korkutucu ve endişe verici bir durumdur. Bu durumda mağdurların haklarını bilmesi ve yasal süreci doğru adımlarla takip etmesi hem kendi güvenlikleri hem de adaletin sağlanması açısından önemlidir.

6.1. İlk Adımlar ve Güvenlik Önlemleri

  • Sakin Kalmak: Tehdit anında veya sonrasında panik yapmak yerine sakin kalmaya çalışmak önemlidir.15 Failin amacının genellikle mağduru korkutarak kontrol altına almak olduğu unutulmamalıdır.15
  • Bilgileri Not Etmek: Tehdidin yapıldığı tarih, saat, tehdidin tam içeriği, failin kimliği (biliniyorsa telefon numarası, adı vb.) gibi tüm detaylar hemen not edilmelidir.14
  • Acil Durum: Eğer tehdit çok ciddi ise, failin tehdidini gerçekleştireceğine dair somut bir endişe varsa veya tehdit devam ediyorsa, vakit kaybetmeden 112 Acil Çağrı Merkezi aranmalı veya en yakın polis merkezine ya da jandarma karakoluna başvurulmalıdır.
  • Koruma Tedbirleri: Özellikle tehdidin aile içi şiddet veya ısrarlı takip gibi durumlarla bağlantılı olması halinde, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirler (örneğin, failin uzaklaştırılması, iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesi, kimlik bilgilerinin gizlenmesi vb.) talep edilebilir.1 Bu talep, şikayetle birlikte veya ayrı olarak Aile Mahkemesi’ne ya da mülki amire yapılabilir.

6.2. Delillerin Toplanması ve Korunması

Suçun ispatı için delillerin toplanması ve korunması kritik öneme sahiptir:

  • Mesajlar: Tehdit içeren SMS, WhatsApp, Telegram, sosyal medya mesajları kesinlikle silinmemeli, ekran görüntüleri alınmalı ve mümkünse farklı ortamlarda (bilgisayar, bulut depolama vb.) yedeklenmelidir.14
  • Ses Kayıtları: Eğer tehdit telefon görüşmesi sırasında yapıldıysa ve Yargıtay’ın belirlediği istisnai şartların (ani gelişme, başka delil olmaması vb.) mevcut olduğu düşünülüyorsa, görüşme kaydedilebilir.14 Ancak bu yöntemin hukuki riskler taşıdığı (kaydın hukuka aykırı sayılma veya ayrı bir suç oluşturma ihtimali) bilinmelidir.
  • Tanıklar: Tehdide tanık olan (örneğin telefon hoparlördeyken duyan veya tehdit mesajlarını gören) kişiler varsa, isimleri ve iletişim bilgileri not edilmelidir.
  • Diğer Kanıtlar: Tehditle ilgili olabilecek mektup, not, e-posta gibi diğer yazılı veya görsel materyaller saklanmalıdır.25

6.3. Şikayet Hakkı ve Süresi

Tehdit suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, bazı durumlarda mağdurun şikayetine bağlıdır:

  • Şikayete Tabi Olmayan Haller: TCK 106/1 ilk cümlede düzenlenen hayata, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik tehditler ile TCK 106/2’de düzenlenen tüm nitelikli tehdit halleri (silahla, imzasız mektupla, birden fazla kişiyle vb.) şikayete tabi değildir.2 Yani mağdur şikayet etmese bile, savcılık suçu öğrendiğinde resen soruşturma başlatır. Ölümle tehdit de bu kapsamdadır.4
  • Şikayete Tabi Haller: TCK 106/1 ikinci cümlede düzenlenen malvarlığına yönelik (örn. “evini yakarım”) veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle (örn. “seni rezil edeceğim”) yapılan tehditler şikayete tabidir.2 Bu durumlarda soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için mağdurun süresi içinde şikayette bulunması zorunludur.
  • Şikayet Süresi: Şikayete tabi suçlarda, mağdurun hem fiili (tehdidi) hem de faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayet hakkını kullanması gerekir.2 Bu süre hak düşürücü niteliktedir; yani 6 ay geçtikten sonra yapılan şikayetler dikkate alınmaz ve fail hakkında işlem yapılamaz.2
  • Şikayetten Vazgeçme: Şikayete tabi suçlarda, mağdur soruşturma veya kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçebilir. Vazgeçme durumunda, eğer dosya soruşturma aşamasındaysa savcılık takipsizlik (kovuşturmaya yer olmadığı) kararı verir; eğer dava açılmışsa mahkeme davanın düşmesine karar verir.15 Şikayete tabi olmayan suçlarda ise mağdurun şikayetçi olmaması veya şikayetinden vazgeçmesi kamu davasını etkilemez, yargılama devam eder.4

6.4. Savcılığa veya Kolluk Kuvvetlerine Başvuru Adımları

Tehdit suçunun mağduru, şikayetini şu yollarla yapabilir:

  • Doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığına: Yazılı bir şikayet dilekçesi ile başvurulabilir.4
  • Kolluk Kuvvetlerine (Polis/Jandarma): En yakın polis merkezi amirliğine veya jandarma karakoluna gidilerek sözlü veya yazılı olarak şikayette bulunulabilir.4 Kolluk birimleri alınan şikayeti ve delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına iletir.

Şikayet dilekçesinde bulunması gereken temel bilgiler şunlardır 47:

  • Başvurulan makam (ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı)
  • Müşteki (Şikayetçi) bilgileri (Ad, Soyad, TC Kimlik No, Adres, Telefon)
  • Varsa vekil (avukat) bilgileri
  • Şüpheli bilgileri (Ad, Soyad, biliniyorsa TC Kimlik No, Adres, Telefon Numarası; bilinmiyorsa “Faili Meçhul” olarak belirtilir)
  • Suçun adı (Tehdit – TCK 106) ve varsa diğer suçlar
  • Suç tarihi ve yeri
  • Olayın ayrıntılı anlatımı (ne zaman, nerede, nasıl tehdit edildiği, söylenen sözler vb.)
  • Mevcut delillerin listesi ve açıklaması (mesaj görüntüleri, tanık isimleri, ses kaydı bilgisi vb.)
  • Talep (Şüpheli hakkında soruşturma yapılarak kamu davası açılması talebi)
  • Tarih ve şikayetçinin imzası

Başvuru sırasında, toplanan tüm delillerin (mesaj ekran görüntüleri, ses kaydı transkripti, tanık listesi vb.) dilekçeye eklenmesi veya yetkililere sunulması önemlidir.14

6.5. Soruşturma ve Kovuşturma Aşamaları Hakkında Bilgilendirme

Şikayet üzerine veya resen başlatılan süreç genel olarak şu aşamalardan oluşur:

  • Soruşturma Aşaması: Şikayetin veya suç şüphesinin Cumhuriyet Savcısına ulaşmasıyla başlar. Savcı, suçun işlenip işlenmediğini, işlendiyse kim tarafından işlendiğini araştırır. Bu aşamada mağdurun ve şüphelinin ifadeleri alınır, tanıklar dinlenir, mesaj kayıtları, HTS kayıtları gibi deliller toplanır, bilirkişi incelemesi yaptırılabilir.14 Soruşturma gizli yürütülür.
  • Uzlaştırma: Eğer işlenen tehdit suçu TCK 106/1 kapsamında (basit tehdit) ise, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir.2 Uzlaştırmacı aracılığıyla tarafların (mağdur ve şüpheli) anlaşmaya çalışmaları sağlanır. Anlaşma sağlanırsa (örneğin, şüphelinin özür dilemesi, belirli bir edimi yerine getirmesi gibi), soruşturma dosyası kapanır.14 Anlaşma sağlanamazsa veya suç TCK 106/2 (nitelikli tehdit) kapsamında ise 4, soruşturmaya devam edilir.
  • Kovuşturma (Dava) Aşaması: Soruşturma sonunda savcı, suçun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşırsa, şüpheli hakkında bir iddianame düzenleyerek Asliye Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açar.23 İddianame mahkeme tarafından kabul edilince kovuşturma aşaması başlar ve şüpheli artık “sanık” sıfatını alır. Bu aşamada duruşmalar yapılır, deliller mahkeme huzurunda tartışılır, sanık savunmasını yapar, mağdur (eğer davaya katılmışsa) ve tanıklar dinlenir.14
  • Karar: Mahkeme, tüm yargılama sürecinin sonunda topladığı delillere ve vicdani kanaatine göre bir karar verir. Bu karar mahkumiyet (hapis veya adli para cezası), beraat, ceza verilmesine yer olmadığı veya davanın düşmesi şeklinde olabilir. Mahkeme ayrıca belirli koşullarda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı da verebilir.14

6.6. Mağdur Hakları ve Koruyucu Tedbirler

Tehdit suçu mağdurları, ceza muhakemesi sürecinde çeşitli haklara sahiptir:

  • Bilgi Alma Hakkı: Soruşturmanın ve kovuşturmanın gidişatı hakkında bilgi alma hakkı vardır.
  • Avukatla Temsil Edilme Hakkı: Sürecin her aşamasında bir avukattan hukuki yardım alma hakkı vardır.14 Maddi durumu yetersiz olanlar, bulundukları ilin Barosu Adli Yardım Bürosu’na başvurarak ücretsiz avukat talebinde bulunabilirler.
  • Davaya Katılma (Müdahillik) Hakkı: Mağdur, kamu davası açıldıktan sonra mahkemeye bir dilekçe ile başvurarak davaya “katılan” sıfatıyla müdahil olabilir.14 Katılan sıfatıyla duruşmalara katılabilir, delil sunabilir, tanık dinletebilir, sanığa soru sorabilir, karara karşı kanun yollarına başvurabilir.
  • Koruyucu Tedbir Talep Etme Hakkı: Yukarıda belirtildiği gibi, 6284 sayılı Kanun kapsamında gerekli koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmasını talep edebilir.1
  • Tazminat Hakkı: Tehdit eylemi nedeniyle uğradığı maddi (eğer varsa) ve manevi zararların tazmini için hukuk mahkemelerinde ayrı bir tazminat davası açma hakkı vardır.14 Ceza davasında verilen mahkumiyet kararı, hukuk mahkemesindeki tazminat davası için önemli bir delil teşkil eder.

Hukuki sürecin karmaşıklığı, sürelerin takibi, delillerin doğru sunulması ve hakların tam olarak kullanılabilmesi açısından mağdurların bir avukat desteği alması büyük önem taşımaktadır.14 Özellikle şikayete tabi suçlarda 6 aylık hak düşürücü sürenin kaçırılması gibi telafisi mümkün olmayan durumların önüne geçmek, delillerin hukuka uygunluğunu sağlamak ve uzlaştırma gibi özel prosedürleri doğru yönetmek için profesyonel hukuki yardım almak mağdurun lehine olacaktır.

7. Telefonla Tehdit Suçunun Yaptırımları (Cezaları)

Türk Ceza Kanunu, telefonla işlenen tehdit suçları için eylemin niteliğine göre değişen hapis ve adli para cezaları öngörmektedir.

7.1. TCK Madde 106 Kapsamındaki Cezalar

TCK Madde 106’ya göre tehdit suçunun temel ve nitelikli halleri için öngörülen cezalar şöyledir:

  • Basit Tehdit (Hayata, Vücut veya Cinsel Dokunulmazlığa Yönelik – TCK 106/1, c.1): Bu tür tehditleri işleyen failler altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.1 Eğer suç kadına karşı işlenmişse, verilecek hapis cezasının alt sınırı dokuz aydan az olamaz.1
  • Basit Tehdit (Malvarlığına veya Sair Kötülüğe Yönelik – TCK 106/1, c.2): Bu tür tehditler, mağdurun şikayeti üzerine takip edilir ve faile altı aya kadar hapis veya adlî para cezası verilir.1 Burada hakime hapis cezası yerine adli para cezası verme takdiri tanınmıştır.14 Eğer bu suç kadına karşı işlenmişse, hapis cezası verilmesi durumunda alt sınır dokuz aydan az olamaz.1
  • Nitelikli Tehdit (TCK 106/2): Suçun silahla, kimliği gizleyerek, imzasız mektupla/özel işaretle, birden fazla kişiyle veya suç örgütü gücünden yararlanılarak işlenmesi halinde, faile iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.1

7.2. Cezayı Etkileyen Diğer Faktörler

Mahkeme, TCK 106’da belirtilen temel ceza aralıkları içinde bir ceza belirlerken ve bu cezanın infaz şeklini kararlaştırırken çeşitli faktörleri göz önünde bulundurur:

  • Haksız Tahrik (TCK 29): Eğer fail, suçu mağdurdan kaynaklanan haksız bir fiilin yarattığı öfke veya şiddetli üzüntünün etkisi altında işlemişse, cezada indirim yapılabilir.4 Örneğin, ağır hakaretlere maruz kaldıktan sonra tehditte bulunan failin cezasında indirim uygulanabilir.
  • Takdiri İndirim Nedenleri (TCK 62): Mahkeme, failin geçmişini, sosyal ilişkilerini, suçtan sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarını (örneğin pişmanlık göstermesi), cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkilerini göz önünde bulundurarak cezada takdiri indirim yapabilir.
  • Cezanın Ertelenmesi (TCK 51): Mahkeme, hükmettiği iki yıl veya daha az süreli hapis cezasının infazını erteleyebilir.9 Bunun için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve tekrar suç işlemeyeceği yönünde mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.17 Ertelenen ceza, belirlenen denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmezse infaz edilmiş sayılır.
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB – CMK 231): Sanığa verilen ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti yoksa, mahkeme sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varırsa ve sanık da kabul ederse, hükmün açıklanması beş yıl süreyle geri bırakılabilir.9 Tehdit suçlarında genellikle somut bir maddi zarar oluşmadığından, HAGB için aranan mağdur zararının giderilmesi koşulu genellikle aranmaz.23 Sanık, beş yıllık denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlemez ve diğer yükümlülüklere uyarsa, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilir.
  • Adli Para Cezasına Çevirme (TCK 50): Kasıtlı suçlardan hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezaları, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecindeki pişmanlığı gibi faktörler göz önüne alınarak adli para cezasına çevrilebilir.9
  • Tekerrür (TCK 58): Sanık, daha önce işlediği bir suçtan dolayı mahkumiyet kararı kesinleştikten sonra belirli bir süre içinde yeniden kasıtlı bir suç işlerse, tekerrür hükümleri uygulanır. Bu durumda, sonraki suçtan verilecek ceza artırılabilir veya cezanın infazı farklı (daha sıkı) kurallara tabi olabilir.

Aşağıdaki tablo, farklı tehdit türlerine göre TCK’da öngörülen temel cezaları ve ilgili usul kurallarını özetlemektedir:

Tablo 2: Tehdit Türleri, Cezaları ve Usul Kuralları Özeti (TCK Madde 106)

Tehdit Türü (TCK Maddesi) Açıklama (Örnek) Temel Ceza Aralığı Şikayet Durumu Uzlaşma Durumu İlgili Snippet’ler
TCK 106/1, c.1 (Basit Tehdit – Hayat, Vücut, Cinsel) “Seni öldürürüm”, “Kemiklerini kırarım”, “Sana tecavüz ederim” 6 aydan 2 yıla kadar hapis. (Kadına karşı: Alt sınır 9 ay) Şikayete tabi değil. Resen soruşturulur. Uzlaştırmaya tabi. (CMK 253/1-a, TCK 106/1) 1
TCK 106/1, c.2 (Basit Tehdit – Malvarlığı, Sair Kötülük) “Evini yakarım”, “Seni işten attırırım”, “Sırlarını açıklarım”, “Seni rezil edeceğim” 6 aya kadar hapis veya adli para cezası. (Kadına karşı hapis: Alt sınır 9 ay) Şikayete tabi. (6 ay içinde şikayet gerekir) Uzlaştırmaya tabi. (CMK 253/1-a, TCK 106/1) 1
TCK 106/2 (Nitelikli Tehdit) Silahla, maskeyle, imzasız mektupla, birden fazla kişiyle, örgüt adıyla tehdit 2 yıldan 5 yıla kadar hapis. Şikayete tabi değil. Resen soruşturulur. Uzlaştırmaya tabi değil. (CMK 253/3) 1
TCK 106/3 (Tehdit Amacıyla Başka Suç İşleme) Tehditle birlikte kasten öldürme, yaralama veya mala zarar verme işlenmesi Tehdit cezasının yanı sıra, işlenen diğer suçtan da ayrıca ceza verilir (Gerçek içtima). Tehdidin ve diğer suçun niteliğine göre değişir. Tehdidin ve diğer suçun niteliğine göre değişir. 3

8.1. Rapor Bulgularının Özeti

Bu rapor, Türk Ceza Kanunu kapsamında telefonla tehdit suçunu çeşitli yönleriyle ele almıştır. Ulaşılan temel bulgular şu şekilde özetlenebilir:

  • Telefonla tehdit, TCK Madde 106’da düzenlenen ciddi bir suçtur ve kişinin hürriyetini, iç huzurunu ve karar verme özgürlüğünü hedef alır. Suçun, tehdidin yöneldiği değere (hayat, vücut bütünlüğü, malvarlığı vb.) ve işleniş biçimine (basit, nitelikli) göre farklı cezai yaptırımları bulunmaktadır.
  • Suçun ispatı, özellikle telefon gibi doğrudan olmayan iletişim araçları kullanıldığında zorluklar içerebilmektedir. Dijital deliller (SMS, WhatsApp mesajları, HTS kayıtları) ve tanık beyanları önemli ispat araçlarıdır. Ancak ses kayıtlarının delil olarak kullanılabilmesi, Yargıtay’ın belirlediği sıkı hukuka uygunluk kriterlerine tabidir ve bu durum mağdurlar açısından pratik zorluklar yaratabilmektedir. HTS kayıtları ise içeriği göstermese de, iletişimin varlığını ve koşullarını ortaya koyması bakımından değerli bir belirti delilidir.
  • Yargıtay içtihatları, tehdit suçunun unsurlarının (özellikle tehdidin ciddiyeti ve kast) yorumlanmasında ve delillerin hukuki değerinin belirlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Kanunun lafzının yanı sıra, yerleşik uygulamaların bilinmesi büyük önem taşır.
  • Telefonla tehdit suçu; hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozma ve şantaj gibi suçlarla karıştırılabilmektedir. Doğru hukuki niteleme, uygulanacak usul kuralları ve ceza miktarı açısından hayati önemdedir.
  • Mağdurların, hem kendi güvenliklerini sağlamak hem de adaletin tecellisi için yasal haklarını bilmeleri, delilleri korumaları ve hukuki süreci (özellikle şikayet sürelerini kaçırmadan) doğru adımlarla takip etmeleri gerekmektedir.

8.2. Mağdurlara Yönelik Güvenlik ve Hukuki Yol Haritası Önerileri

Telefonla tehdide maruz kalan kişilerin aşağıdaki adımları izlemesi tavsiye edilir:

  • Önce Güvenlik:
    • Tehdidi asla hafife almayın ve sakinliğinizi korumaya çalışın.15
    • Tehdit ciddi ve yakın bir tehlike içeriyorsa veya devam ediyorsa derhal güvenli bir yere geçin ve 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayın veya en yakın kolluk birimine (polis/jandarma) sığının.
    • Fail ile gereksiz iletişime girmekten kaçının. Numarasını engelleyebilirsiniz ancak delil olabilecek mesajları silmeyin.
    • Gerekli görüyorsanız, savcılıktan veya Aile Mahkemesi’nden 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu tedbirler (uzaklaştırma, iletişim yasağı vb.) talep edin.1
  • Delilleri Koruyun:
    • Tehdit içeren tüm mesajları (SMS, WhatsApp, sosyal medya vb.) tarih ve saat bilgisi görünecek şekilde ekran görüntülerini alarak kaydedin ve yedekleyin.14
    • Telefon görüşmesi kaydı almayı düşünüyorsanız, bunun hukuki risklerini (delilin geçersiz sayılması, suç teşkil etme ihtimali) göz önünde bulundurun ve ancak Yargıtay’ın istisnai şartlarının (ani gelişme, başka delil yokluğu) var olduğuna inanıyorsanız bu yola başvurun.29
    • Tehdide tanık olan kişilerin (varsa) isim ve iletişim bilgilerini alın.
    • Olayla ilgili tüm detayları (tarih, saat, yer, söylenenler, fail bilgileri) yazılı olarak not edin.14
  • Hukuki Süreci Başlatın ve Takip Edin:
    • Özellikle malvarlığına veya sair kötülüğe yönelik tehditlerde, 6 aylık şikayet süresini kaçırmamak için vakit kaybetmeden Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya kolluk kuvvetlerine başvurun.2 Hayata veya vücut bütünlüğüne yönelik tehditler ve nitelikli haller şikayete tabi olmasa da, en kısa sürede bildirimde bulunmak önemlidir.
    • Şikayet dilekçenizi hazırlarken veya ifade verirken olayı tüm ayrıntılarıyla anlatın ve elinizdeki tüm delilleri sunun.
    • Hukuki sürecin karmaşıklığı nedeniyle bir avukattan profesyonel destek almayı ciddi olarak düşünün.14 Avukatınız, haklarınızı korumanıza, delilleri doğru sunmanıza, uzlaşma sürecini yönetmenize ve davayı takip etmenize yardımcı olacaktır. Maddi durumunuz elvermiyorsa, bulunduğunuz ilin barosundan adli yardım talep edebilirsiniz.
    • Uzlaştırma teklif edilirse, durumu avukatınızla dikkatlice değerlendirin.14
    • Dava açılırsa, duruşmalara katılın veya avukatınız aracılığıyla temsil edilin.14
    • Gerekli görürseniz, ceza davası sonuçlandıktan sonra veya eş zamanlı olarak hukuk mahkemesinde manevi (ve varsa maddi) tazminat davası açın.14
  • Psikolojik Destek Alın:
    • Tehdide maruz kalmak travmatik bir deneyim olabilir. Yaşadığınız korku, endişe ve stresle başa çıkmak için bir ruh sağlığı uzmanından (psikolog, psikiyatrist) destek almaktan çekinmeyin.

Unutulmamalıdır ki, tehdit bir suçtur ve hukuk sistemi mağdurları korumak için mekanizmalar sunmaktadır. Doğru adımları atarak ve yasal haklarınızı kullanarak bu zorlu sürecin üstesinden gelmek mümkündür.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu