Genel

TCK 109/2 Maddesi: Cebir, Tehdit veya Hile ile (Adam Kaçırma) Hürriyetten Yoksun Kılma Suçu

Cebir, Tehdit veya Hile ile Adam Kaçırma

Bu makalede, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 109/2. maddesinde düzenlenen “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçunun nitelikli halini, yani cebir, tehdit veya hile ile işlenen hürriyetten yoksun kılma suçunu, avukat bakış açısıyla ele alacak ve Yargıtay kararları ışığında detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

TCK Madde 109/2 Nedir?

TCK Madde 109, kişinin hürriyetinden yoksun bırakılmasını suç olarak tanımlar. Maddenin ikinci fıkrası ise bu suçun cebir, tehdit veya hile kullanılarak işlenmesi halinde cezanın artırılmasını öngörür. Madde metni şu şekildedir:

(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmaktan alıkoyan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Bu fıkra, kişinin hürriyetinin kısıtlanmasının yanı sıra failin bu eylemi gerçekleştirirken cebir, tehdit veya hile gibi yöntemlere başvurması halinde suçun daha ağır bir şekilde cezalandırılmasını öngörmektedir.

 

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 109/2. maddesi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cebir, tehdit veya hile kullanılarak işlenmesi halinde cezanın artırılmasını öngörür. Ancak, bu suçun cezası, maddenin 3. fıkrasında belirtilen bazı nitelikli hallerin varlığı durumunda daha da artırılabilir. Bu nitelikli haller şunlardır:

  • Silahla işlenmesi (TCK 109/3-a): Suçun işlenmesinde silah kullanılması, failin tehlikelilik derecesini artırdığı ve mağdur üzerinde daha fazla korku ve baskı yarattığı için cezanın artırılmasını gerektirir. Yargıtay kararları, silahın suçun işlenmesini kolaylaştıran bir araç olduğunu ve mağdur üzerinde caydırıcı bir etki yarattığını vurgulamaktadır 1.
  • Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi (TCK 109/3-b): Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, fail sayısının artmasıyla birlikte mağdurun direnme olanağının azalması ve suçun daha kolay işlenebilmesi nedeniyle cezanın artırılmasını gerektirir 1.
  • Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi (TCK 109/3-c): Suçun mağdurun yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi, kamu düzenine ve güvenliğine yönelik bir tehdit oluşturduğu için cezanın artırılmasını gerektirir. Yargıtay kararları, mağdurun salt kamu görevlisi olmasının yeterli olmadığını, suçun mağdurun yerine getirdiği kamu görevi dolayısıyla işlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır 2.
  • Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi (TCK 109/3-d): Failin kamu görevlisi olması ve kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılması halinde ceza artar. Bu durumda fail, hem kişisel çıkarları için hem de kamu düzenini zedelemek için yetkisini kötüye kullanmaktadır 3.
  • Üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı işlenmesi (TCK 109/3-e): Suçun aile üyelerine karşı işlenmesi, aile içi ilişkileri zedelediği ve mağdur üzerinde daha fazla manevi baskı yarattığı için cezanın artırılmasını gerektirir.
  • Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi (TCK 109/3-f): Suçun çocuğa veya savunmasız kişilere karşı işlenmesi, mağdurun korunmaya muhtaç olması ve suçun daha ağır sonuçlar doğurabilmesi nedeniyle cezanın artırılmasını gerektirir 4.

Bu nitelikli hallerin varlığı durumunda, TCK 109/1 ve 109/2 maddelerine göre verilecek ceza bir kat artırılır.

Yargıtay kararları, bu nitelikli hallerin uygulanmasında somut olayın koşullarının ve failin eyleminin ağırlığının dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Örneğin, Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin bir kararında, sanıkların mağdureyi bıçak tehdidiyle araca bindirip kaçırdığı olayda, suçun tehdit kullanılarak işlendiği ve silahla işlendiği için TCK 109/2 ve 109/3-a maddelerinin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır

Cebir, Tehdit ve Hile Kavramları

Cebir: Kişiye karşı fiziksel güç kullanmak suretiyle, onun veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zorlayıcı bir etki meydana getirilmesidir. Cebre maruz kalan kişi, bu fiziki gücün meydana getirdiği acı veya korku nedeniyle belli bir davranışta bulunmaya zorlanır 1.

Tehdit: Bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması olanaklı olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterlidir 1.

Hile: Söz, hareket veya diğer davranışlarla bir kişinin bilerek aldatılması ve yanıltılmasıdır. Hile ile kendisinde yanlış bir kanı uyandırılan kişi belli bir davranışa sürüklenmekte ve buna zorlanmaktadır 1.

Yargıtay Kararları Işığında TCK 109/2

Yargıtay, TCK 109/2 maddesinin uygulanmasıyla ilgili birçok emsal niteliğinde karar vermiştir. Bu kararlar, maddenin yorumlanması ve uygulanmasında önemli bir rol oynar.

Örneğin, Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 2014/6226 E. ve 2017/955 K. sayılı kararında, sanıkların mağdureyi bıçak tehdidiyle araca bindirip kaçırdığı olayda, suçun tehdit kullanılarak işlendiği ve bu nedenle TCK 109/2 maddesinin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır 2.

Yine Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 2014/2430 E. ve 2016/1286 K. sayılı kararında, mağdurenin babası olan sanığın, mağdureyi iple bağlarken uyguladığı cebrin TCK 109/2 maddesinin unsuru olduğu ve bu nedenle oluşan basit yaralanmanın mağdureye zarar verdiği anlamına gelmeyeceği, dolayısıyla etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği belirtilmiştir 2.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2010/110 E. ve 2010/1232 K. sayılı kararında ise, sanıklar tarafından gerçekleştirilen basit yaralama eylemlerinin, cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun unsuru olduğu ve bu nedenle kasten yaralama suçundan ayrıca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TCK 109/2’nin Diğer Maddelerle İlişkisi

TCK 109/2 maddesi, diğer maddelerle de bağlantılıdır. Örneğin, suçun silahla işlenmesi halinde TCK 109/3-a maddesi, birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde TCK 109/3-b maddesi, kamu görevlisi tarafından kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde TCK 109/3-d maddesi uygulanır.

Ayrıca, suçun çocuğa veya beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi halinde TCK 109/3-f maddesi, mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde TCK 109/4 maddesi, cinsel amaçla işlenmesi halinde ise TCK 109/5 maddesi devreye girer.

TCK 109/2’nin Güncelliği ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

TCK 109/2 maddesi, güncelliğini koruyan ve toplumda sıkça karşılaşılan bir suçu düzenlemektedir. Ancak, uygulamada bazı sorunlar da yaşanmaktadır.

Örneğin, cebir, tehdit veya hile unsurlarının hangi yoğunlukta olması gerektiği, manevi cebrin suç kapsamına girip girmediği, hile ile vaad arasındaki ayrım gibi konularda tereddütler yaşanabilmektedir. Yargıtay kararları, bu gibi durumlarda yol gösterici olmakta ve hukuka uygunluğun sağlanmasına katkı sağlamaktadır.

 

CK 109/2 maddesi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cebir, tehdit veya hile ile işlenmesi halinde cezanın artırılmasını öngörerek, bu suçun mağdur üzerindeki etkisini ve failin kusurunu artıran unsurları dikkate almaktadır. Yargıtay kararları, maddenin uygulanmasında karşılaşılan sorunlara çözüm getirmekte ve yasal düzenlemelerin daha etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamaktadır.

Alıntılanan çalışmalar

  1. TCK Madde 109 Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Aralık 24, 2024, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-109-kisiyi-hurriyetinden-yoksun-kilma-sucu.html
  2. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK.m.110) The Effective Remorse – DergiPark, erişim tarihi Aralık 24, 2024, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/456978

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu