Günlük hayatın akışı içinde farkında olmasak da sayısız kural ve düzenlemeyle çevriliyiz. Trafikte araç kullanmaktan iş yerimizdeki sorumluluklarımıza, yaptığımız alışverişlerden sosyal medya paylaşımlarımıza kadar pek çok davranışımız hukuki sonuçlar doğurabilir. Peki, bu kurallardan birini bilmediğimizde ne olur? Özellikle ceza hukuku alanında, “Ben bu kuralın varlığından haberdar değildim” demek, bizi sorumluluktan kurtarır mı? Türk Ceza Kanunu (TCK), bu konuda oldukça net bir ilke benimsemiştir.
TCK’nın 4. maddesinin 1. fıkrası, “Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz” hükmünü amirdir.1 Bu, ceza gerektiren bir fiili işleyen kişinin, o fiilin kanunen yasak olduğunu veya bir cezasının bulunduğunu bilmediğini ileri sürerek cezadan kurtulamayacağı anlamına gelir. Yani, bir suçla itham edildiğinizde, savunmanızı “bilmiyordum” temeline oturtmanız hukuken geçerli kabul edilmez.3
Bu kuralın temelinde yatan mantık, hukuk düzeninin işleyişini ve toplumsal barışı sağlamaktır. Eğer kanunu bilmemek geçerli bir mazeret olarak kabul edilseydi, herkes işlediği suçtan sonra kolayca bu savunmaya sığınabilir ve kanunların uygulanması, adaletin tesisi neredeyse imkânsız hale gelirdi.5 Hukukun herkes için bağlayıcı olması, öngörülebilirlik ve hukuki güvenlik ilkelerinin temelini oluşturur. Devletin, kanunları usulüne uygun olarak ilan etmesiyle birlikte, o ülkede yaşayan herkesten bu kanunlara uyması beklenir. Bu beklenti, modern hukuk devletinin temel taşlarından biridir ve kişilerin kanunlar hakkında bilgi sahibi olmalarını gerektiren bir toplumsal sorumluluğu da beraberinde getirir.6 Bu ilke sadece kanunu hiç bilmemeyi değil, aynı zamanda yanlış veya eksik bilmeyi de kapsar; zira aksi bir yorum, hukuki belirliliği zedeler ve keyfiliğe yol açabilir.7 Geçmişte bilgiye erişimin kısıtlı olduğu dönemlerde belki farklı yaklaşımlar düşünülebilirdi, ancak günümüz koşullarında, kanunların resmi yayın organlarında ve dijital platformlarda erişilebilir olması, bu sorumluluğun bireylere yüklenmesini daha haklı kılmaktadır.5
Bu noktada, TCK Madde 4’te geçen “mazeret” kelimesinin anlamını netleştirmek önemlidir. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre “mazeret”, “özür” veya “bahane” anlamlarına gelir.8 Hukuki bağlamda ise mazeret, bir kişiyi sorumluluktan kurtarabilecek geçerli, hukuken kabul edilebilir bir neden veya gerekçedir.10 TCK Madde 4, kanunu bilmemenin böyle bir geçerli neden olmadığını kesin bir dille ifade eder.
Hangi Kanunları Bilmekle Yükümlüyüz?
TCK Madde 4’te yer alan “ceza kanunları” ifadesi, ilk bakışta sadece 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nu akla getirebilir. Ancak durum bundan çok daha geniştir. Bu ifade, içinde hapis veya adli para cezası gibi cezai yaptırımlar barındıran tüm kanunları kapsar.12 Yani, TCK dışında kalan ancak belirli fiilleri suç olarak tanımlayan ve bunlara cezai sonuçlar bağlayan çok sayıda özel kanun da bu kapsama dahildir.14
Bu özel kanunların düzenlediği alanlar hayatımızın pek çok noktasına dokunur. Örneğin:
- Trafik Kuralları: Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan ve cezai yaptırım öngören ihlaller (alkollü araç kullanma, hız sınırını aşma vb.).
- Çevre Koruma: Çevre Kanunu kapsamında çevreyi kirletme veya doğal yaşama zarar verme fiilleri.
- Kültürel Miras: Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca tarihi eser kaçakçılığı veya izinsiz kazı yapma gibi suçlar.13
- İş Güvenliği: İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na aykırı davranarak iş kazasına sebebiyet verme.
- Diğer Alanlar: Bankacılık Kanunu, Vergi Usul Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gibi birçok özel kanunda da cezai hükümler bulunmaktadır.
Bu geniş kapsam, vatandaşlar üzerinde önemli bir sorumluluk oluşturmaktadır. Yaptığımız iş, yaşadığımız çevre ve dahil olduğumuz faaliyetlerle ilgili temel yasal düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olmak, istenmeyen hukuki sorunlarla karşılaşmamak adına bir gerekliliktir. Eski 765 sayılı TCK’da yer alan “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” ifadesi, yeni TCK’da “Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz” şeklinde değiştirilmiştir.14 Bu değişiklik, TCK Madde 4’ün doğrudan uygulama alanının cezai hüküm içeren kanunlar olduğunu vurgular. Ceza hükmü içermeyen diğer kanunların bilinmemesi durumu ise TCK Madde 4 kapsamında değil, daha çok TCK Madde 30’da düzenlenen hata halleri (örneğin, fiilin hukuka aykırılığı konusundaki hata) bağlamında değerlendirilebilir. Ancak pratikte, cezai sonuç doğuran bir durumda “bilmiyordum” savunmasının temel dayanağı olan TCK Madde 4, cezai hüküm içeren tüm kanunlar için geçerliliğini korumaktadır.
Günümüz dünyasında, özellikle teknolojik gelişmeler ve artan toplumsal karmaşıklık nedeniyle mevzuatın hacmi ve detayı sürekli artmaktadır. Çok sayıda özel kanun ve yönetmelik, sıradan bir vatandaşın tüm bu kuralları eksiksiz bilmesini neredeyse imkansız kılmaktadır.5 Bu durum, “kanunu bilme yükümlülüğü” ilkesinin pratik zorluklarını ortaya koysa da, ilkenin hukuki geçerliliğini ortadan kaldırmaz. Aksine, bu karmaşıklık, özellikle belirli bir alanda faaliyet gösterirken (ticaret, inşaat, sanat vb.) veya şüpheli bir durumla karşılaşıldığında, konunun uzmanı bir hukukçudan destek almanın önemini daha da artırmaktadır.
“Ama Haberim Yoktu!” Ne Zaman Geçerli Olabilir? Kaçınılmaz Hata İstisnası
“Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz” kuralı genel geçer olmakla birlikte, hukuk sistemi tamamen katı ve istisnasız bir yapıya sahip değildir. Adaletin tecellisi, bazen kişinin içinde bulunduğu özel durumların dikkate alınmasını gerektirir. Türk Ceza Kanunu da bu anlayışla, belirli ve çok sınırlı koşullar altında, kişinin bilgisizliğinin veya yanlış bilgisinin hukuki bir sonuç doğurabileceğini kabul etmiştir. Ancak bu istisna, TCK Madde 4’ün genel kuralını doğrudan ilgilendirmemekle birlikte, onunla yakından bağlantılı olan “hata” kavramı üzerinden TCK Madde 30’da düzenlenmiştir.
TCK Madde 30’un 4. fıkrası şu hükmü içerir: “İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz”.2 Bu hüküm, TCK Madde 4’teki kuraldan farklı bir durumu ele alır. Burada mesele, kişinin sadece kanunun varlığını bilmemesi değil, işlediği fiilin hukuka aykırı veya toplumsal olarak yanlış (yani bir “haksızlık”) teşkil ettiğini bilmemesi ve bu bilgisizliğin kaçınılmaz bir hatadan kaynaklanmasıdır.2 Kişi, yaptığı eylemin somut unsurlarının farkında olabilir, ancak bu eylemin hukuka aykırı olduğu konusunda, tüm dikkat ve özene rağmen engellenemeyen bir yanılgı içindedir.
Bu istisnanın kilit noktası “kaçınılmazlık” kelimesidir.2 Hatanın kaçınılmaz kabul edilmesi için, kişinin içinde bulunduğu koşullar, sahip olduğu bilgi ve tecrübe düzeyi göz önüne alındığında, ondan bu hataya düşmemesinin beklenemeyecek olması gerekir. Yani, kişi makul ölçülerde dikkat ve özeni gösterseydi dahi bu hatadan kurtulamayacak idiyse, hata kaçınılmaz sayılabilir. Bu değerlendirme yapılırken mahkemeler şu gibi faktörleri dikkate alır:
- Kişinin genel bilgi ve eğitim seviyesi.12
- Yaşadığı sosyal ve kültürel çevre, hakim olan değer yargıları.12
- Mesleği, uzmanlık alanı ve hayat tecrübesi.12
- İşlenen fiilin niteliği (herkesçe bilinen temel bir ahlaki yasağa mı aykırı, yoksa teknik ve karmaşık bir düzenlemeye mi?).
- Doğru bilgiye ulaşma imkanlarının varlığı ve kişinin bu imkanları kullanmak için çaba gösterip göstermediği.12
Örneğin, Batman’da çiftçilikle uğraşan ve daha önce hiç tarihi eserlerle ilgisi olmamış bir vatandaşın, tarlasında bulduğu eski bir paranın 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında alım satımının yasak olduğunu bilmemesi durumunu ele alalım. Bu kişi, parayı değersiz bir metal parçası sanıp hurdacıya satmaya kalkışsa, “Ben bunun tarihi eser olduğunu ve satmanın suç olduğunu bilmiyordum” savunması TCK Madde 4 gereği genellikle yetersiz kalacaktır. Ancak, eğer bu kişi, paranın niteliği ve hukuki durumu hakkında yanılgıya düşmüşse ve bu yanılgının, kişinin eğitim durumu, yaşadığı çevre, bilgiye erişim olanakları gibi faktörler ışığında “kaçınılmaz” olduğu değerlendirilirse, TCK Madde 30/4 gündeme gelebilir. Yine de, özellikle kültür varlıkları gibi konularda devletin hassasiyeti ve genel bilinç düzeyi düşünüldüğünde, hatanın kaçınılmaz olduğunun ispatı oldukça zordur ve mahkemeler bu konuda çok titiz davranır.13
TCK Madde 30/4’te düzenlenen bu istisna, ceza hukukunun temel ilkelerinden biri olan “kusur ilkesi” (kusursuz ceza olmaz – nulla poena sine culpa) ile TCK Madde 4’teki hukuk düzeninin korunması ihtiyacı arasındaki hassas dengeyi kurar.2 Bir kişinin, gerçekten ve kaçınılmaz bir şekilde eyleminin haksızlığını idrak edemediği bir durumda cezalandırılması, kusur ilkesine ve adalet anlayışına aykırı olacaktır. Bu nedenle TCK 30/4, basit bir kanun boşluğu veya keyfi bir istisna değil, adil yargılanma hakkının ve kusur prensibinin zorunlu bir gereğidir. Nitekim bu hükmün, kanunun ilk halinde TCK Madde 4’ün ikinci fıkrasında farklı bir ifadeyle yer alıp (“sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak…”) daha sonra TCK Madde 30/4’e taşınması ve ifadesinin “işlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşme” olarak netleştirilmesi, Türk ceza hukukunun bu konudaki teorik yaklaşımını modern kusur anlayışlarına daha uyumlu hale getirme çabasını yansıtmaktadır.5 Bu değişim, failin sorumluluğu için sadece kanunu bilmesinin değil, aynı zamanda eyleminin hukuka aykırılığının bilincinde olmasının (veya olmamasının kaçınılmaz olmamasının) arandığı normatif kusur anlayışına geçişi göstermektedir.
Yüksek Mahkemeler Bu Kuralı Nasıl Uyguluyor?
Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM), TCK Madde 4’te yer alan “Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz” ilkesini kararlarında istikrarlı bir şekilde uygulamaktadır. Genel yaklaşım, bu kuralın katı bir şekilde yorumlanması ve “bilmiyordum” savunmasına nadiren itibar edilmesi yönündedir.13
Bu yaklaşımı somutlaştıran önemli bir örnek, Yargıtay’ın kültür varlığı kaçakçılığına ilişkin bir kararıdır.13 Olayda, Ukrayna uyruklu bir kişi, Türkiye’den ayrılırken Adnan Menderes Havalimanı’nda, daha önce Alsancak’ta bir antikacıdan satın aldığını belirttiği tarihi nitelikte bir sikkeyle yakalanmıştır. Sanık, eski para koleksiyonu yaptığını ve bu tür sikkelerin alım satımının veya yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğunu bilmediğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi, sanığın yabancı olması ve suçu işleme kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı vermiştir. Ancak Yargıtay, bu kararı bozmuştur. Yargıtay bozma ilamında, TCK Madde 4’e atıfta bulunarak, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan herkesin, vatandaş olsun veya olmasın, Türk ceza kanunlarını ve suç içeren özel kanunları (bu olayda 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu) bilmekle yükümlü olduğunu ve kanunu bilmemenin mazeret sayılamayacağını vurgulamıştır. Yargıtay, ilk derece mahkemesinin bu temel ilkeyi göz ardı ederek sanığın savunmasına itibar etmesini ve dosya kapsamına uymayan bir gerekçeyle beraat kararı vermesini hukuka aykırı bulmuştur. Kararda ayrıca, ele geçirilen sikkenin niteliğinin, korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadığının üniversitelerin ilgili bölümlerinden alınacak tarafsız bir bilirkişi raporuyla kesin olarak tespit edilmesi gerektiği, müze görevlilerinin raporunun tek başına hükme esas alınamayacağı belirtilmiştir.13 Bu durum, hukuki değerlendirmenin sadece failin öznel bilgisine değil, aynı zamanda fiilin veya objenin objektif niteliğine dayandığını da göstermektedir. Yani, bir eser tarihi eser ise, failin bunu bilmemesi eserin bu niteliğini değiştirmez; sadece failin kusurluluğu açısından TCK 30/4 kapsamında bir değerlendirme yapılıp yapılamayacağı tartışılır.
Bu Yargıtay kararında dikkat çeken bir diğer nokta ise, karara muhalefet şerhi düşen üyelerin bulunmasıdır.13 Muhalif üyeler, sanığın yabancı olması, sikkenin maddi değerinin düşüklüğü, koleksiyoner olduğunu belirtmesi ve mevzuatı bilmediği yönündeki savunmasının TCK Madde 30/4 kapsamında “kaçınılmaz hata” olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Bu durum, TCK Madde 4’ün genel kural olmasına rağmen, TCK Madde 30/4’teki istisnanın yorumlanmasının somut olayın özelliklerine göre farklı değerlendirmelere açık olabildiğini, ancak Yargıtay’ın genel eğiliminin TCK Madde 4’ü katı uygulama yönünde olduğunu göstermektedir. Özellikle özel kanunlarla düzenlenen ve devletin koruması altında olan alanlarda (kültür varlıkları, çevre, kamu sağlığı vb.) “kaçınılmaz hata” savunmasının kabul edilme olasılığı oldukça düşüktür.13
Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da benzer bir yaklaşım gözlenmektedir. Örneğin, disiplin hukukuyla ilgili bir uyuşmazlıkta Samsun Bölge İdare Mahkemesi’nin, TCK Madde 4’e atıfla, disiplin hukukunda da ilgili mevzuatı bilmemenin mazeret sayılmayacağını belirttiği görülmektedir.22 İzmir BAM’ın 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçuna ilişkin bir kararında ise usuli meseleler ön planda olsa da, temel yaklaşımın Yargıtay ile paralel olduğu anlaşılmaktadır.23 Yüksek mahkeme kararları, TCK Madde 4’ün ciddiyetini ve hukuki sonuçlarını net bir şekilde ortaya koymaktadır.
TCK Madde 4 ve Gündelik Yaşamımız
Türk Ceza Kanunu’nun 4. maddesi, soyut bir hukuk kuralı olmanın ötesinde, her birimizin gündelik yaşamını doğrudan etkileyen bir ilkedir. Bu ilkenin ve istisnasının temel noktalarını aşağıdaki tabloda özetleyebiliriz:
İlke (Principle) | İstisna (Exception) | İstisnanın Şartı (Condition for Exception) | Günlük Örnek (Daily Example) | Sonuç (Outcome) |
Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz (TCK 4/1) | İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşmek (TCK 30/4) | Hatanın; kişinin bilgi düzeyi, eğitimi, sosyal çevresi, gösterdiği özen vb. dikkate alındığında kaçınılamaz olması | İzinsiz inşaat yapmak, yasaklı bir maddeyi bilmeden bulundurmak, telif hakkı ihlali, trafik kuralı ihlali, tarihi eser satışı | Genellikle Sorumluluk Var. Kaçınılmaz hata ispatlanırsa ceza verilmez. |
Bu tablo, temel mesajı net bir şekilde ortaya koymaktadır: Kural olarak, ceza gerektiren bir fiili işlediğimizde sorumlu tutuluruz. “Bilmiyordum” demek bizi kurtarmaz. İstisna olan “kaçınılmaz hata” ise ancak çok özel durumlarda, kişinin hataya düşmekten kurtulmasının objektif olarak mümkün olmadığının ispatlanması halinde gündeme gelebilir ve bu ispat yükü oldukça ağırdır.
Bu ilkenin günlük hayattaki yansımaları oldukça fazladır:
- Trafikte: Kırmızı ışıkta geçip “Kuralı bilmiyordum” demek geçerli bir savunma değildir. Hız sınırını aştığınızda, emniyet kemeri takmadığınızda veya alkollü araç kullandığınızda aynı ilke geçerlidir.
- İnşaat ve İmar: Evinize veya arsanıza izinsiz bir eklenti yaptığınızda, imar mevzuatını bilmediğinizi iddia etmek sizi sorumluluktan kurtarmaz.
- İnternet Kullanımı: Başkasına ait bir fotoğrafı izinsiz kullanmak, hakaret veya tehdit içeren yorumlar yapmak gibi fiillerin suç olduğunu bilmemek mazeret sayılmaz. Telif hakkıyla korunan bir içeriği izinsiz indirmek veya paylaşmak da aynı kapsamdadır.
- Alışveriş ve Ticaret: Sahte veya kaçak ürün sattığınızda, “orijinal sandım” veya “yasak olduğunu bilmiyordum” demek genellikle yeterli bir savunma değildir.
- Eski Eşyalar: Bulduğunuz veya satın aldığınız eski bir eşyanın tarihi eser niteliğinde olup olmadığını araştırmadan satmaya kalkışmak, TCK Madde 4 kapsamında sorumluluk doğurabilir.
Görüldüğü gibi, TCK Madde 4, vatandaşlara yaşadıkları toplumun temel kuralları hakkında bilgi sahibi olma ve davranışlarını bu kurallara göre düzenleme sorumluluğu yüklemektedir. Bu durum, özellikle günümüzün karmaşıklaşan hukuki ve sosyal yapısında, bireylerin daha dikkatli olmalarını ve şüpheli durumlarda proaktif olarak bilgi edinmelerini teşvik etmektedir. Pasif bir şekilde bilgisizlik içinde kalmak yerine, hak ve sorumluluklarımızı öğrenmeye çalışmak, hem bireysel hem de toplumsal huzur için önemlidir.
Son Söz
Haklarınızı Bilin, Sorumluluktan Kaçmayın
Bu makalede ele aldığımız Türk Ceza Kanunu’nun 4. maddesi, hukuk sistemimizin temel direklerinden birini oluşturur: “Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.” Bu ilke, basitçe, bir eylemin suç olduğunu bilmediğinizi söylemenin, sizi o suçun sonuçlarından kurtarmayacağı anlamına gelir. Hukuk düzeni, sınırları içinde yaşayan herkesten, temel yasal sorumluluklarının farkında olmasını bekler.
Elbette, hayatın her alanındaki her bir kuralı ezbere bilmek mümkün değildir. Ancak kanun koyucu, özellikle cezai sonuçları olan düzenlemeler konusunda bir farkındalık eşiği varsayar. TCK Madde 30/4’te düzenlenen “kaçınılmaz hata” istisnası mevcut olsa da, bunun çok dar kapsamlı olduğunu ve ispatının son derece zor olduğunu unutmamak gerekir. Bu istisna, ancak kişinin tüm makul özeni göstermesine rağmen eyleminin hukuka aykırılığını anlamasının mümkün olmadığı nadir durumlarda uygulanabilir. Yüksek mahkeme kararları da bu istisnanın oldukça sınırlı yorumlandığını göstermektedir.
Bu nedenle, özellikle yeni bir işe girişirken, mülkünüzle ilgili bir tasarrufta bulunurken, internet üzerinde içerik paylaşırken veya yasal statüsünden emin olmadığınız bir eşyayı (eski para, antika eşya, kimyasal madde vb.) elden çıkarırken tereddüt yaşıyorsanız, durumu netleştirmek en doğru yoldur. Güvenilir kaynaklardan araştırma yapmak veya en sağlıklısı, bir hukuk profesyoneline danışmak, sizi gelecekte karşılaşabileceğiniz ciddi hukuki sorunlardan koruyabilir. Aşık Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize bu tür konularda rehberlik etmek ve hukuki süreçlerde destek olmak için buradayız. Unutmayın, haklarınızı bilmek kadar, yasal sorumluluklarınızın farkında olmak da bilinçli bir vatandaş olmanın gereğidir. Önleyici hukuk yaklaşımıyla hareket etmek, çoğu zaman sonradan ortaya çıkacak daha büyük problemlerin önüne geçmenin en etkili yoludur.
Alıntılanan çalışmalar
- TCK – Türk Ceza Kanunu – TTB, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.ttb.org.tr/kutuphane/tck.pdf
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu – Konsolide metin | LEXPERA, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.lexpera.com.tr/mevzuat/kanunlar/turk-ceza-kanunu-5237
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://barandogan.av.tr/turk-ceza-kanunu.html
- 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNDAKİ TEMEL İLKELER VE TANIMLAR – İstesob, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.istesob.org.tr/5237-sayili-turk-ceza-kanunundaki-temel-ilkeler-ve-tanimlar/
- CEZA HUKUKUNDA KURAL ÜZERİNDE HATA, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/ViewPDF-ceza-hukukunda-kural-uzerine-hata-288
- Yasak olduğunu, cezası olduğunu bilmiyordum savunması bir mazeret mi?, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://avrbm.com/yasak-oldugunu-cezasi-oldugunu-bilmiyordum-savunmasi-bir-mazeret-mi/
- KANUNUN BAĞLAYICILIĞI TCK m.4 – Yiğit Hukuk Danışmanlık, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.yigithukuk.org/projeler/kanunun-baglayiciligi-tck-m-4
- Mazeret Ne Demek? Mazeret Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı Nedir? – NTV Haber, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.ntv.com.tr/ne-demek/mazeret-ne-demek-41120
- Mazeret Ne Demek, Ne Anlama Gelir? Mazeret Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir?, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.haberturk.com/ne-demek/mazeret-ne-anlama-gelir
- www.milliyet.com.tr, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.milliyet.com.tr/egitim/sozluk/mazeret-ne-demek-mazeret-tdk-sozluk-anlami-nedir-6576497#:~:text=17.%20y%C3%BCzy%C4%B1lda%20literat%C3%BCre%20giren%20mazeret,anlam%C4%B1%2C%20ge%C3%A7erli%20neden%20ve%20gerek%C3%A7edir.
- Mazeret Ne Demek? Mazeret Tdk Sözlük Anlamı Nedir? – Milliyet, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.milliyet.com.tr/egitim/sozluk/mazeret-ne-demek-mazeret-tdk-sozluk-anlami-nedir-6576497
- dergipark.org.tr, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/754092
- Arnavutköy Avukat İstanbul – Av. Bedir TANRIVERDİ, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://bedirtanriverdi.av.tr/calisma-alanlari/ceza-hukuku/kanunun-baglayiciligi-tck-md-4.html
- dergipark.org.tr, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1684814
- Türk Ceza Kanununda Yasak Hatası – Jurix, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.jurix.com.tr/article/534?u=0&c=0
- TÜRK CEZA HUKUKUNDA HAKSIZLIK YANILGISI (TCK m. 30/4) – DergiPark, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2400609
- Ceza Hukukunda Hata (Yanılma) ve Hedefte Sapma – Ekin Hukuk, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.ekinhukuk.com.tr/ceza-hukukunda-hata-yanilma-ve-hedefte-sapma/
- TCK Madde 4 Kanunun Bağlayıcılığı – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/mevzuat/tck-madde-4-kanunun-baglayiciligi.html
- Ceza Hukukunda Hata (Yanılma) Halleri (TCK 30) – Avukat Baran Doğan, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/hata-yanilma-ve-kacinilmaz-hata-tck-30.html
- kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesinin ceza ve hukuk yargılaması açısından analizi – DergiPark, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/issue-file/84278
- HUKUKA UYGUNLUK NEDENLERİNİN MADDİ KOŞULLARINDA HATA – İstanbul Üniversitesi, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/TEZ/ET003195.pdf
- Hazırlayanlar: F. ÖZTEL, Av. Ç. GÜMRÜKÇÜOĞLU Onaylayan: Prof. Dr. Bünyamin ER, Genel Sekreter V. – KTÜ, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/trabzonmyo_5ec3e.pdf
- İzmir BAM, 6. CD., E. 2017/2025 K. 2018/1609 T. 3.10.2018 – Bölge Adliye Mahkemesi Kararı | LEXPERA, erişim tarihi Nisan 15, 2025, https://www.lexpera.com.tr/ictihat/bolge-adliye-mahkemesi/izmir-bam6-cd-e-2017-2025-k-2018-1609-t-3-10-2018