CEZA HUKUKUMAKALELER

HAGB Bozulmasına Karşı İstinaf Dilekçesi Örneği

Bilmeniz Gerekenler

“Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim;
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
Adam aldırma da geç git! diyemem aldırırım;
Çiğnerim, çiğnenirim, Hakkı tutar kaldırırım!”

Büyük şair Mehmet Akif Ersoy bu dizelerde haksızlık karşısında susmamayı, haklı davanın peşini bırakmamayı vurguluyor. Biz de hukuki süreçlerde, özellikle HAGB gibi konularda, haklarımızı aramaktan çekinmemeliyiz. Mahkeme bize bir şans vermişken bu şansın elimizden haksız yere alınmasına seyirci kalmak, Mehmet Akif’in dediği gibi “kanayan yaraya aldırmadan geçip gitmek” olur. Peki HAGB nedir, HAGB bozulursa ne anlama gelir ve böyle bir durumda istinaf (apel) yoluyla hakkımızı nasıl arayabiliriz? Gelin, herkesin anlayacağı bir dille adım adım açıklayalım.

HAGB Nedir, Ne Anlama Gelir?

HAGB, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” ifadesinin kısaltmasıdır. Yani mahkemenin verdiği hükmün açıklanmamasına, bir süre ertelenmesine karar vermesidir. Daha basit bir anlatımla: Mahkeme sizi suçlu buluyor ancak cezanızı hemen uygulamıyor, size bir şans tanıyor. Bu süre içinde belirli şartlara uyarsanız cezanız hiç açıklanmamış (yani hukukî olarak hiç hüküm giymemiş) sayılıyorsunuz.

 

HAGB, sabıka kaydınıza işlememesi için verilen bir fırsattır. Özellikle ilk defa suç işleyen, pişmanlık gösteren kişiler için uygulanır. 5 yıl boyunca denetim süresi dediğimiz bir dönem olur. Bu süre sorunsuz geçirilirse dava düşer, ceza infaz edilmez ve sabıka kaydınız temiz kalır. Ancak bu süre içinde şartlar ihlâl edilirse mahkeme geri bıraktığı hükmü açıklar, yani cezanız aktif hale gelir.

 

HAGB’nin Şartları (Koşulları) genel hatlarıyla şunlardır:

  • Ceza süresi: Suç için hükmedilen cezanın 2 yıl veya daha az hapis cezası (veya adlî para cezası) olması gerekir. Daha ağır cezalar için HAGB uygulanamaz.

  • Sabıka durumu: Sanığın daha önce kasten işlenmiş bir suçtan mahkûmiyetinin bulunmaması gerekir. Yani sabıkanız temiz olmalı (bu ilk şansınız olmalı).

  • Mahkemenin kanaati: Mahkeme, ileride suç işlemeyeceğiniz konusunda olumlu bir kanıya varmalı. Kişilik özellikleriniz, duruşmadaki davranışlarınız, pişmanlığınız gibi etkenler burada önemli.

  • Sanığın rızası: HAGB, sanığın kabulüne bağlıdır. Sanık istemezse mahkeme HAGB uygulayamaz. Bazen insanlar temyiz hakkını kullanabilmek veya aklanmak için HAGB’yi özellikle istemezler.

  • Zararın giderilmesi: Suç nedeniyle bir mağdurun zararı varsa (örneğin mala zarar, yaralama gibi) bu zararın giderilmesi, tazmin edilmesi gerekir. Mahkeme genellikle hükmü açıklamayı geri bırakmadan önce mağdurun zararının ödenmiş olmasına dikkat eder.

Yukarıdaki şartlar oluştuğunda mahkeme HAGB kararı verebilir (bu bir hakkınız değil, mahkemenin takdiridir, ancak şartlar varsa genelde olumlu kullanılır). Örneğin, 6 ay hapis cezası almış ilk suçunu işleyen bir kişi iseniz ve pişmansanız, hakim “hükmün açıklanmasını geri bırakıyorum” diyerek sizi 5 yıl denetime tabi tutabilir. Bu durumda 5 yıl boyunca yeniden kasıtlı bir suç işlemez ve yükümlülüklere uyarsanız, o 6 ay hapis cezasını hiç yatmazsınız ve sicilinize de işlemez.

İstinaf Nedir, Ne İşe Yarar?

Mahkemenin verdiği karardan memnun değilseniz, bir de daha üst mahkeme baksın istersiniz. İşte buna hukuk dilinde istinaf denir. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “istinaf” kelime anlamıyla “yeniden başlama, yeni baştan ele alma” demektir. Hukukî anlamda ise istinaf, bir ilk derece mahkemesi kararının yeniden incelenmesi için bölge adliye mahkemesine başvurmak demektir.

 

Kısaca, istinaf kararı temyiz etmek (üst mahkemeye götürmek) anlamına gelir, ancak Yargıtay’dan farklı olarak olayı hem hukukî yönden hem olayın esasına ilişkin yeniden değerlendirir. İstinaf mahkemesi, tanık dinleyebilir, yeni delilleri inceleyebilir ve bir anlamda davayı “yeniden yargılar”. Böylece, ilk mahkemenin yaptığı olası hatalar düzeltilir, eksikler tamamlanır.

 

Peki istinaf ne işe yarar? Diyelim ki ilk mahkeme bir konuda hata yaptı veya sizce adil olmayan bir karar verdi. İstinaf sayesinde dosyanız bir üst mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesi’ne gider. Burada hakimler kararın hem usulden (yani süreç olarak) hem esastan (yani işin özü bakımından) doğru olup olmadığına bakarlar. Eğer yanlış veya haksız bir durum varsa, kararı bozup yeniden hükmedebilirler. Doğru olduğunu düşünüyorlarsa kararı onaylarlar.

 

Unutmayalım, istinaf süreci ceza davalarında genellikle 7 gün içinde başlatılmalıdır (karar size bildirildikten sonra). Bu süre içinde istinaf başvurusu yapılmazsa karar kesinleşir. İstinaf, vatandaşın hakkını araması için getirilen çok önemli bir mekanizmadır; adalet hatalarını düzeltme şansı sunar.

HAGB Kararının Bozulması Ne Demek?

Mahkeme HAGB kararı vermişti, yani hükmü açıklamayı ertelemişti. Peki ne oldu da bu karar bozuldu? HAGB kararının bozulması, mahkemenin size tanıdığı o ikinci şansın geri alınması anlamına gelir. Belirli sebeplerle mahkeme, “artık hükmü açıklamama durumu ortadan kalktı” der ve beklemeye aldığı cezayı açıklar. Yani HAGB iptal olur, ceza devreye girer.

 

HAGB’nin bozulmasına yol açan başlıca durumlar şunlardır:

  • Denetim süresinde kasıtlı suç işlemek: En yaygın sebep budur. 5 yıllık denetim süresi dolmadan, bilerek ve isteyerek yeni bir suç işlerseniz (örneğin kavga edip yaralama, hırsızlık, dolandırıcılık gibi) HAGB kararınız otomatik olarak yanar. Mahkeme, “sana verdiğim şansı kötüye kullandın” diyerek ilk hükmü açıklar.

  • Yükümlülükleri ihlâl etmek: HAGB kararında bazen mahkeme ek koşullar koyar. Örneğin belli bir eğitim programına katılmanızı, tedavi görmenizi, kamu hizmeti yapmanızı, mağdura belirli bir süre içinde tazminat ödemenizi isteyebilir. Bu yükümlülüklere uymazsanız HAGB bozulabilir. Mesela uyuşturucu kullanma suçunda tedavi ve denetimli serbestlik programına tabi tutulan biri, programa devam etmezse mahkeme uyarır; yine uymazsa hükmü açıklar.

  • Kasdi olmayan (taksirli) suçlar: Burada önemli bir ayrım var. HAGB koşullarında, kasten yeni bir suç işlememek şartı bulunur. Yani istemeyerek, ihmalen işlenen suçlar (taksirli suçlar) prensip olarak HAGB’yi bozmaz. Örneğin denetim süresinde trafik kazası yapıp yaralanmaya neden olursanız (taksirle yaralama), bu yeni suç teknik olarak kasıtlı olmadığı için HAGB kararınızın bozulmasına sebep olmayabilir. Ancak uygulamada bazı mahkemeler taksirli suçu da değerlendirip karar verebiliyor. Yargıtay ise bu konuda genel olarak, taksirli suçların HAGB’yi bozmaması gerektiğini vurgulamıştır.

  • Denetim süresi dolmadan hükmün açıklanması: Bazen denetim süresi bitse bile, o süre içinde işlediğiniz bir suçun davası sonradan sonuçlanabilir. Eğer suç o 5 yıl içinde işlenmişse (kararı daha sonra kesinleşse bile) yine HAGB bozulur. Yani denetim süresi içinde “suç işlememe” şartını gerçekten 5 yıl boyunca korumak gerekir.

HAGB kararının bozulması, hukuken istenmeyen bir durumdur çünkü artık hüküm açıklanır ve ceza kesinleşir. Bu durumda ne olur? Sonuçları şöyle özetleyelim:

 

Mahkeme, HAGB kararını kaldırdığı zaman genellikle bir ek karar ile ilk hükmü açıklar. Örneğin daha önce 6 ay hapis cezası verilip açıklanmayan hüküm şimdi açıklanır ve hakkınızda mahkûmiyet kararı çıkmış olur. Artık bu ceza infaz edilecektir (ertelenmemişse hapse girme riski, paraya çevrilmediyse aynen uygulama riski vardır). En önemlisi, sabıka kaydınıza da işler. Yani HAGB’nin sağladığı temiz sicil avantajı kaybedilir. Kısacası, HAGB bozulduğunda şartlı özgürlük durumu sona erer ve hukuk önünde hükümlü durumuna düşersiniz.

 

Daha somut anlatmak gerekirse, bunu bir örnekle açıklayalım:

 

Örnek: Batman’da yaşanan bir olayda, Mehmet adlı genç bir kişi bir kavgaya karışıp karşı tarafa basit yaralama suçunu işlemiştir. Mahkeme, Mehmet’in sabıkasız oluşu ve pişmanlığını dikkate alarak 1 yıl hapis cezası vermiş ancak hükmün açıklanmasını geri bırakmıştır. Yani Mehmet’e demiştir ki: “5 yıl boyunca uslu dur, bir daha suç işleme, sana cezanı yansıtmayacağım.” Mehmet de rahat bir nefes almıştır.

 

Ancak aradan 2 yıl geçtikten sonra Mehmet bu kez bir trafik kazasına karışır. Bu kazada ihmali sonucu (yani istemeden) bir yayanın hafif yaralanmasına sebep olur. Hakkında taksirle yaralama suçundan dava açılır. İlk olaydaki mahkeme, denetim süresi içinde yeni bir dava açıldığını görerek Mehmet’in HAGB kararını bozmuş ve 1 yıllık hapis cezasını açıklamıştır. Bir anda Mehmet için dünyalar yıkılır; “ama ben kasten bir suç işlemedim ki” diye itiraz eder. İşte böyle durumlarda ne yapılabileceğini bir sonraki bölümde ele alacağız. Mehmet gibi bir vatandaşın, HAGB kararının haksız yere bozulduğunu düşünüyorsa hakkını nasıl arayabileceğine bakacağız.

 

Bu örnekte Mehmet’in durumu aslında hukuken tartışmalıdır. Trafik kazasıyla ilgili suç kasıtlı değil, taksirli bir suçtu. Yargıtay içtihatlarına göre taksirli suçlar HAGB’yi bozmaz, dolayısıyla mahkeme belki de yanlış bir karar vermiştir. Böyle bir hatalı kararı düzeltmenin yolu da elbette itiraz etmek, bir üst mercie taşımaktır. Şimdi, HAGB kararınız bozulduysa sizin de neler yapabileceğinize bakalım.

HAGB Bozulduysa Ne Yapmalı?

HAGB’nin bozulması sizi umutsuzluğa sürüklemesin. Unutmayın, hukuk sistemimizde hatalı kararların düzeltilmesi için yollar vardır. İlk yapmanız gereken haklarınızı zamanında kullanmak olmalı. HAGB kararının bozulmasına karşı genellikle istinaf yoluna başvurabilirsiniz (bazı durumlarda “itiraz” terimi de kullanılır, teknik olarak HAGB kararlarına itiraz yoluyla bakılır; ancak HAGB bozulduktan sonra ortaya çıkan mahkûmiyet kararına karşı istinaf yoluna gidilir).

 

Kafanız karıştıysa basitleştirelim: Mahkeme HAGB’yi bozup hakkınızda hükmü açıkladığında, artık ortada bir mahkûmiyet kararı vardır. Bu karar, normal bir mahkûmiyet gibi istinaf edilebilir. Yani Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurup bu kararın yanlış olduğunu iddia edebilirsiniz. Nasıl mı? Bunun için bir istinaf dilekçesi yazmanız gerekir.

 

İşte HAGB bozulunca izlemeniz gereken adımlar:

  1. Gerekçeli kararı bekleyin ve alın: Mahkeme HAGB’yi bozup hükmü açıkladığında, bunun gerekçesini yazılı olarak açıklar. Bu gerekçeli kararı mutlaka edinin. Kararın tebliğ edilmesini bekleyebilir veya mahkeme kaleminden öğrenebilirsiniz. Kararda HAGB’nin neden bozulduğu, hukuki dayanakları yazılıdır.

  2. Süresine dikkat edin (7 gün kuralı): Karar açıklandığı andan veya size tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde istinaf başvurusunda bulunmanız gerekir. Ceza davalarında süreler kısadır, bu yüzden vakit kaybetmeyin. Eğer 7 günlük süre geçirilirse hakkınız düşer ve karara itiraz edemezsiniz.

  3. İstinaf dilekçenizi yazın: Dilekçede hangi mahkeme kararına itiraz ettiğinizi, dosya numarasını, kendi kimlik bilgilerinizi ve neden kararı haksız/hukuka aykırı bulduğunuzu açıkça belirtin. Mümkünse bir avukattan yardım alın, çünkü hukuki gerekçeleri doğru sunmak önemlidir. Dilekçenizde, HAGB’nin hangi nedenle bozulduğunu ve bunun neden yanlış olduğunu anlatın. Örneğin Mehmet’in dilekçesinde “yeni açılan dava taksirli suça ilişkindir, taksirli suçlar HAGB’yi bozmaz” şeklinde bir gerekçe yer almalıdır. Kanun maddelerine (örneğin CMK m.231) atıf yapmak da faydalı olur.

  4. Dilekçenizi doğru yere teslim edin: İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye sunulur ama hedefi Bölge Adliye Mahkemesi’dir. Yani dilekçenizi kararı veren ilk derece mahkemesine verirsiniz, onlar dosyayı ilgili bölge mahkemesine yollar. Dilekçenizin başlığında hangi mahkemeye hitaben yazıldığını belirtmeyi unutmayın (örn. “Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’ne, Gönderilmek Üzere Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne” gibi).

  5. Bölge Adliye Mahkemesi’nin incelemesini bekleyin: Dilekçeniz verildikten sonra dosya bölge mahkemesine gidecek ve orada incelenecek. Bu süreç biraz zaman alabilir, sabırlı olun. Bölge adliye mahkemesi, dosyayı inceledikten sonra ya ilk kararı onar (istinaf talebinizi reddeder) ya da bozarak yeni bir karar verir. Bazı durumlarda duruşma da açabilirler, nadiren de olsa sizi veya avukatınızı dinleyebilirler.

Yukarıdaki adımları takip ettiğinizde hakkınızı arama yolunda önemli bir adım atmış olursunuz. Tabii ki hukuki süreçlerde profesyonel destek almak en doğrusu olacaktır. Bir avukatla çalışmak, dilekçenizde hukuki terminolojiyi doğru kullanmak ve usul kurallarına uygun hareket etmek için büyük avantaj sağlar. Yine de avukat tutamayacak durumda olanlar için bu adımları bilmek de çok değerlidir.

 

İstinaf dilekçesi yazarken kibar, net ve hukuki bir dil kullanmaya özen gösterin. Duygusal ifadeler yerine somut hatalara, hukuka aykırılıklara vurgu yapın. Örneğin “haksızlık bu, adalet istiyorum” demek yerine, “kararın hukuka aykırı olduğu kanaatindeyiz, çünkü müvekkilin işlediği fiil taksirli olup CMK 231’e göre HAGB’yi bozmaz” gibi bir açıklama çok daha etkili olacaktır.

 

Aşağıda basit bir istinaf dilekçesi örneği yer alıyor. Bu örnekte Mehmet’in yaşadığı olaya benzer bir senaryo üzerinden, HAGB bozulması kararına karşı hazırlanmış bir dilekçe taslağı sunuyoruz:

Yukarıdaki dilekçe tamamen örnek amaçlıdır ve her duruma uygun olmayabilir. Sizin olayınızın detayları farklı olabilir; bu nedenle kendi olayınıza uyarlamanız gerekir. Ancak genel çerçevesiyle bir istinaf dilekçesinde bulunması gerekenleri görmüş oldunuz: hangi karara itiraz edildiği, olay ve kararın özeti, gerekçeler ve hukuki dayanaklar ile sonuç talebi.

(dilekçe talebi için lütfen wp’den iletişime geçiniz)

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi cx. Ceza Dairesi’ne
Gönderilmek Üzere
Batman xx. Asliye Ceza Mahkemesi’ne

Dosya No: 2022/xE. – 2022/78 x.
Sanık: Mehmet Y. (TC Kimlik No: 12345678901)
Müdafii: Av. Murteza O. AŞIK (Baro No: 837)
Konu: 01/10/2022 tarihli HAGB kararının 15/09/2024 tarihli ek kararla bozulmasına ilişkin istinaf taleplerimizi içerir dilekçedir.

AÇIKLAMALAR:
1. Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 01/10/2022 tarih ve 2022/XXK. sayılı kararı ile müvekkil Mehmet Y. hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verilmiştir. Müvekkil, 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmuştur.
2. Denetim süresi içinde müvekkil hakkında Batman 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2024/50 E. sayılı dosya ile **taksirle yaralama** suçundan kamu davası açılmıştır. İlk derece mahkemesi, bu durumu gerekçe göstererek 15/09/2024 tarihinde HAGB kararının bozulmasına ve bekletilen 1 yıl hapis cezasının açıklanmasına karar vermiştir.
3. Söz konusu HAGB’nin bozulması kararı hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
a. Müvekkilin denetim süresi içinde işlediği iddia edilen trafik kazası suçu **taksirlidir** (kasten değildir). CMK md. 231 uyarınca, denetim süresinde **kasten yeni bir suç işlenmedikçe** HAGB kararı bozulamaz. Yani taksirli bir suç, HAGB’nin bozulmasına gerekçe olamaz.
b. Kaldı ki müvekkil hakkında açılan taksirle yaralama davası henüz derdesttir ve kesinleşmiş bir mahkûmiyet yoktur. Kesinleşmemiş bir dava gerekçe gösterilerek hükmün açıklanması, **masumiyet karinesine** de aykırıdır.
4. Bu nedenlerle, mahkemenizin HAGB’nin bozulmasına dair ek kararı usul ve yasaya aykırıdır. Müvekkil hakkında verilen hükmün açıklanması kararı kaldırılmalı ve HAGB kararı geçerliliğini korumalıdır.

HUKUKİ NEDENLER: CMK 231, 272 ve ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Batman X Ceza Mahkemesi 2022/XK. sayılı kararı, 15/X/2024 tarihli ek karar, Batman X. Asliye Ceza 2024/XE. sayılı dava dosyası ve diğer ilgili deliller.

SONUÇ ve TALEP: Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle; haksız ve hukuka aykırı olarak verilen 15/X/2024 tarihli **hükmün açıklanması kararı**nın kaldırılmasına, müvekkil hakkında 01/X/Xtarihli HAGB kararının devamına ve cezanın açıklanmamış sayılmasına karar verilmesini saygıyla talep ederiz.

Tarih: 20/09/2024
Sanık Müdafii
Av. MURTEZA AŞIK

Şimdi, istinaf başvurusu yaptığınızda ne olabileceğine dair bir perspektif verelim: Bölge Adliye Mahkemesi (istinaf mahkemesi) dilekçenizi ve dosyanızı inceler. Eğer haklı bulursa ne olabilir? Mesela Mehmet’in örneğinde istinaf mahkemesi muhtemelen diyecek ki: “Evet, taksirli suç HAGB’yi bozmaz, bu yüzden ilk mahkemenin hükmü açıklaması hatalı.” Bu durumda kararı kaldırır ve Mehmet’in HAGB statüsü devam eder. Eğer istinaf mahkemesi tam tersine “Hayır, bizce karar doğru” derse, Mehmet için yapacak pek bir şey kalmaz, cezası kesinleşir. Ancak bu noktada cezanın süresine bağlı olarak belki Yargıtay yolu açık olabilir (örneğin ceza 2 yılın üstündeyse veya kanunen temyize tabi bir suçsa). Genel olarak bölge mahkemelerinin kararları bazı durumlarda kesindir, bazı durumlarda ise Yargıtay’a temyiz edilebilir.

 

Her halükarda, hakkınızı aramaktan korkmayın. İlk mahkeme yanılmış olabilir, bunu düzeltmek sizin elinizde. Nitekim adalet mekanizmasında Yargıtay gibi en üst derece mahkemeler ve istinaf mahkemeleri bu tür hataları düzeltmek için vardır.

Mahkeme Kararlarından Örnekler

HAGB ve istinaf konusunda bugüne kadar birçok dikkat çekici yargı kararı verilmiştir. Bu kararlar, benzer durumlar yaşayanlar için yol gösterici olmuştur. İşte Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarından birkaç özet:

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu (CGK) Kararı: Yargıtay CGK’nın 2018 tarihli önemli bir kararında, sanığın onayı olmadan HAGB kararı verilemeyeceği vurgulandı. Bu kararda sanık, suçsuz olduğunu düşündüğü için HAGB uygulamasını kabul etmemiş ve mahkemenin normal hüküm kurmasını istemişti. İlk mahkeme buna rağmen HAGB kararı verince, dosya Yargıtay’a taşındı. Ceza Genel Kurulu, sanığın rızası hilafına HAGB verilemeyeceğine hükmetti. Bu karar, HAGB’nin bir lütuf gibi dayatılamayacağını, sanığın aklanmak için temyiz hakkını kullanabilme tercihini koruduğunu göstermiştir.

 

Yargıtay 6. Ceza Dairesi Kararı: Yargıtay 6. CD, 2020 yılında verdiği bir kararında HAGB’nin bozulmasıyla ilgili önemli bir ayrıntıya dikkat çekti. Karara konu olayda, sanığın denetim süresi içinde işlediği yeni suçun niteliği tartışmalıydı. Yargıtay, denetim süresinde işlenen taksirli (yani istemeden yapılan) bir suçun HAGB’yi bozmayacağına hükmetti. Bu karar, yukarıda anlattığımız Mehmet’in durumuna benzer bir şekilde, kasten olmayan suçlardan dolayı kimsenin HAGB şansının elinden alınmaması gerektiğini bir yüksek yargı kararıyla teyit etmiş oldu.

 

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin 2019/xxx E., 2020/yyy K. sayılı kararında (temsili dosya numarası veriyoruz), HAGB’nin bozulması konusunda ilk derece mahkemesi kararını kaldıran bir örnek görüyoruz. Bu olayda, sanık denetim süresi içinde mağdurun zararını ödememiş olduğu gerekçesiyle HAGB’si bozulmuştu. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi yaptığı incelemede, sanığın ekonomik zorluklar nedeniyle geç de olsa zararı tazmin ettiğini, üstelik ortada kasıtlı yeni bir suç da bulunmadığını tespit etti. Sonuç olarak, “şartların tamamen ortadan kalkmadığı” gerekçesiyle ilk mahkemenin HAGB’yi bozma kararını hatalı buldu ve kaldırdı. Böylece sanığın hükmü açıklanmayarak HAGB kararı devam etmiş oldu.

 

Görüldüğü gibi, üst mahkemelerin kararları bazen ilk mahkemenin kararını tamamen değiştirebiliyor. Yani hakkınızı aradığınızda gerçekten de sonuç alabileceğinizi bu örnekler gösteriyor. Tabii her dava kendi özel şartlarına göre değerlendirilir; her itiraz başarılı olacak diye bir garanti yok. Ama Yargıtay ve istinaf mahkemelerinin yaklaşımı genel olarak sanığın lehine olan durumları korumak yönünde olmuştur. Özellikle HAGB gibi bir kurum zaten kişiye ikinci bir şans verme amacı taşıdığından, bu şansı ortadan kaldırırken mahkemelerin çok dikkatli olması gerektiği vurgulanır.

HAGB En Çok Hangi Durumlarda Karşımıza Çıkar?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, teorik olarak birçok suç tipinde mümkün olsa da uygulamada daha çok ufak çaplı, ilk kez işlenen suçlarda karşımıza çıkar. Halkın günlük hayatından bazı kesitlerle HAGB’nin yaygın uygulandığı durumları şöyle sıralayabiliriz:

  • Gençler arasındaki kavga ve yaralamalar: Örneğin, bir okul çıkışında gençler arasında çıkan kavga sonucunda taraflar birbirini hafif şekilde yaraladıysa, mahkeme özellikle ilk defa suça karışan bu gençlere sabıkalı olmamaları için HAGB uygulayabiliyor. “Bir daha yapma” diyerek onları 5 yıl denetime tabi tutuyor.

  • Aile içi veya komşular arası basit tartışmalar: Bazen eşler, kardeşler ya da komşular arasında öfkeyle söylenen hakaret veya tehdit sözleri mahkemeye taşınabiliyor. Taraflar pişman olup barışsalar da dava açılmış olabiliyor. İşte bu gibi durumlarda, kimseye zararı büyük olmayan ve genelde anlık öfkeden kaynaklı suçlarda HAGB kararı sıkça görülür. Örneğin komşusuna küfür eden ama sonra özür dileyen birine mahkeme “bir daha tekrarlanmasın” diyerek hükmü açıklamayı geri bırakabilir.

  • Küçük çaplı hırsızlık ve dolandırıcılık: İlk kez suça karışan bir gencin ilk vukuatı olarak marketten ufak bir şey çalması veya küçük bir dolandırıcılık girişimi de HAGB kapsamında değerlendirilebilir. Tabii ki burada suçun cezasının 2 yıl altı olabilecek düzeyde ve zararın da karşılanmış olması şart. Örneğin mağazadan cüz’i bir değer çalan bir kişi zararı öderse ve geçmişi temizse mahkeme bir fırsat verebilir.

  • Trafik kazaları ve taksirli suçlar: Özellikle dikkat çekelim, taksirli yani istemeden yapılan suçlar HAGB’nin en tipik uygulama alanıdır. Trafik kazasıyla yaralamaya sebep olmak buna örnektir. Sürücü kusurluysa ve ceza 2 yıl civarı geldiyse, sabıkası da yoksa mahkeme genelde HAGB yapar. “Dikkatli ol, 5 yıl içinde başka kaza yapma” diyerek sabıka oluşmasını önler.

  • Uyuşturucu madde kullanma suçu: Bu suç tipinde mahkemeler çoğunlukla denetimli serbestlik ve HAGB uygular. Uyuşturucuyu ilk kez kullanırken yakalanan bir genç düşünün; mahkeme hapse atmak yerine tedavi ve denetim şartıyla HAGB verebilir. Eğer kişi denetim süresinde bir daha yakalanmaz ve tedavi programına uyarsa sicili temiz kalır. Bu da toplumsal olarak kazanım sağlar.

  • Basit mala zarar verme veya taksirle zarar verme: Diyelim ki bir vatandaş yanlışlıkla komşusunun penceresini kırdı ve hakkında mala zarar verme davası açıldı. Zararını da hemen karşıladı. Böyle durumlarda da HAGB uygulanarak olay adli sicile yansıtılmadan çözülebilir.

Yukarıdaki örneklerde ortak nokta, suçun nispeten hafif olması, failin pişmanlık duyması ve ilk hatası olmasıdır. HAGB, toplumu tehlikeye atmayan ve kişinin ders alabileceği durumlarda bir şans mekanizması olarak devreye girer. Böylece insanlar tek bir hatayla damgalanmak yerine, hatalarını telafi etme imkânı bulur. Ancak elbette HAGB her durumda uygulanmaz. Aşağıdaki sıkça sorulan sorular bölümünde kimlerin HAGB’den yararlanamayacağını da değineceğiz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

HAGB nedir?
HAGB, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” demektir. Mahkemenin sanık hakkında verdiği cezayı belli şartlarla açıklamadan ertelemesi anlamına gelir. Sanık 5 yıl boyunca denetimde kalır; bu süreyi sorun çıkarmadan geçirirse ceza hiç açıklanmaz, dava düşer ve siciline işlenmez.

 

HAGB herkese uygulanabilir mi?
Hayır, HAGB’nin uygulanabilmesi için belirli şartlar vardır. Öncelikle cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis (ya da adli para cezası) olması gerekir. Sanığın daha önce kasten işlenmiş bir suçtan sabıkası olmamalıdır (ilk defa suç işleyen biri olmalıdır). Ayrıca mahkeme, sanığın bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat getirmelidir. Eğer mağdur varsa zararının ödenmesi de şarttır. Bu şartlar yoksa HAGB kararı verilemez. Örneğin geçmişte kasıtlı bir suçtan mahkum olmuş birine veya cezası 5 yıl hapis olan bir suça HAGB uygulanmaz.

 

HAGB kararı sabıka kaydına geçer mi?
HAGB kararı verildiğinde, ortada açıklanmış bir hüküm olmadığı için adli sicil kaydınıza (sabıka kaydınıza) işlenmez. Ancak HAGB kararı yine de adli sicil arşiv kaydına alınır. Bu ne demek? Yani kamuya verilecek sabıka kaydında görünmez, kimse bunu göremez; fakat yine de sistemde gizli bir kayıt olarak durur. Bu kayıt sadece savcılık, mahkeme gibi adli merciler tarafından görülebilir. Eğer denetim süresini başarıyla tamamlarsanız bu arşiv kaydı da tamamen silinir. Kısaca, HAGB aldığınızda temiz bir sabıka belgeniz olur, iş başvurularında vs. bunu sorun etmenize gerek kalmaz.

 

HAGB kararına itiraz edebilir miyim?
Evet, HAGB kararına karşı itiraz mümkündür. Ancak burada terimleri doğru kullanmak lazım. HAGB verildiğinde ortada aslında kesinleşmiş bir mahkumiyet olmadığı için istisnai bir itiraz yolu öngörülmüştür. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre HAGB kararına karşı itiraz adlı kanun yoluna başvurulabilir (istinaf veya temyiz gibi değil, daha basit bir itiraz). İtirazı, o mahkemenin bir üst derecesi olan ağır ceza mahkemesi heyeti inceler. Örneğin HAGB kararı asliye cezada verildiyse, ağır ceza mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine üst mahkeme HAGB kararını yerinde bulmazsa kaldırabilir ya da doğru bulursa aynen bırakır. Öte yandan, HAGB’yi sanık kendi istemezse, yani “ben bu karara razı değilim” derse, mahkeme normal hüküm kurmak zorundadır; o durumda o normal hükme karşı istinaf/temyiz hakları doğar. Yani istemediğiniz bir HAGB’yi kabullenmek zorunda değilsiniz.

 

HAGB bozulursa ne olur?
HAGB bozulduğunda artık hüküm açıklanır ve ceza kesinleşir. Yani mahkemenin o güne kadar beklettiği ceza neyse, onu aktif hale getirir. Bu durumda sabıkalı hale gelirsiniz çünkü karar adli sicile kaydedilir. Ayrıca cezanız hapis ise hapse girme, para cezası ise ödeme yükümlülüğü doğar. Kısacası HAGB’nin sağladığı tüm avantajlar kaybolur. Ancak unutmayın, eğer HAGB’nin haksız yere bozulduğunu düşünüyorsanız bir üst mahkemeye (istinaf) başvurarak bu sonucu değiştirme şansınız var.

 

İstinaf başvurusu süresi ne kadardır?
Ceza davalarında istinaf (veya itiraz) başvuru süresi genellikle 7 gündür. Bu süre, hükmün açıklandığı (yüzünüze karşı kararın verildiği) günden başlar. Eğer duruşmada bulunmadıysanız karar size tebliğ edilir; tebliğ edildiği günden itibaren 7 gün içinde istinaf dilekçenizi vermeniz gerekir. Süre çok kısa olduğu için karar çıkar çıkmaz bir avukata danışmak veya dilekçenizi hazırlamak çok önemlidir. Aksi halde, 7 gün geçirirseniz haklarınızdan faydalanamazsınız ve karar kesinleşir.

 

İstinaf ile temyiz arasındaki fark nedir?
İstinaf ve temyiz, her ikisi de üst mahkemeye başvuru yollarıdır ancak farklı seviyededir. İstinaf, bölge adliye mahkemesine yapılan başvurudur ve dosyanın hem olay hem hukuk yönünden yeniden incelenmesini sağlar (bir nevi ikinci bir mahkeme yargılaması gibidir). Temyiz ise Yargıtay’a başvurudur; Yargıtay dosyayı genel olarak hukukilik denetimi yaparak inceler, yani usul ve kanun uygulamasında hata var mı diye bakar. 2016’dan sonra Türkiye’de iki dereceli temyiz sistemi geldi: Önce istinaf, sonra gerekiyorsa temyiz. Örneğin asliye cezada görülen çoğu dava istinafta sonlanır ve Yargıtay’a gidemez (küçük cezalar için Yargıtay yolu kapalıdır, istinaf kararı kesindir). Daha ağır cezalarda ise önce istinaf, sonra Yargıtay süreci işler. Özetle: İstinaf bölge adliyede, temyiz Yargıtay’dadır; istinaf hem olayı hem hukuku değerlendirir, temyiz daha çok hukuki denetim yapar.

 

HAGB kararını kabul etmezsem ne olur?
Sanık olarak mahkemenin size HAGB uygulamasını kabul etmeme hakkınız vardır. Genelde insanlar HAGB’yi avantajlı olduğu için kabul eder; ama bazen de “Ben suçsuzum, ceza almadığıma değil beraat etmeye ihtiyacım var” diyebilirsiniz. Bu durumda, HAGB teklif edildiğinde açıkça reddettiğinizi beyan etmelisiniz. Mahkeme o zaman hükmü ertelemeyip açıklamak zorunda kalır (yani normal bir mahkumiyet veya beraat kararı verir). Diyelim ki mahkumiyet kararı verdi; işte o zaman HAGB olmadığı için direkt olarak istinaf ve gerekirse temyiz hakkınız doğar. HAGB’yi reddederek dosyanızı Yargıtay’a kadar götürme imkanınız olur. Ama tabii HAGB’nin sağladığı cezanın infaz edilmemesi avantajından vazgeçmiş olursunuz. Bu riskli bir tercihtir; masumiyetinize güveniyorsanız ve temyizde kazanırım diyorsanız bu yola başvurulabilir.

 

Bir kişi birden fazla kez HAGB alabilir mi?
Teorik olarak evet, pratikte zor diyebiliriz. Kanun “daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyeti olmamak” şartını arıyor. HAGB uygulandığında mahkumiyet olmadığı için kişi sabıkasız kalır. Yani 5 yılını doldurup HAGB’si düşen bir kişi, sonraki yıllarda bir suç işlerse kağıt üzerinde yine ilk suçunu işliyor sayılır. Yine şartlar uygunsa ikinci kez de HAGB kararı verilebilir. Ancak hakimler genelde ikinci seferde aynı toleransı göstermez; çünkü kişi daha önce bir şansını kullanmış oluyor. Yine de örnek yok değil: Özellikle çok genç yaşta küçük bir vukuatı olup HAGB alan ve yıllar sonra benzer hafif bir suç işleyen birine hakim yeniden HAGB uygulayabilir. Bu tamamen hakimin takdirine kalmış bir durumdur. Kısacası, kanunen bir engel olmasa bile aynı kişiye iki kez HAGB kararı çıkması nadir görülen bir durumdur.

 

Savcı, verilen HAGB kararına itiraz edebilir mi?
Evet, HAGB sadece sanık için değil bazen mağdur veya cumhuriyet savcısı için de rahatsız edici olabilir. Özellikle mağdur, sanığın cezasız kaldığını düşünerek itiraz edebilir. Savcı da kamu adına, suçun cezasız kaldığı kanısındaysa HAGB kararına itiraz edebilir. Bu itiraz, az önce bahsettiğimiz gibi ilgili ağır ceza mahkemesine yapılır. Örneğin hakim HAGB verdi ama savcı “bu kişiye HAGB uygulanmamalı, cezası açıklanmalı” diyorsa itiraz eder; üst mahkeme HAGB’yi kaldırıp hükmü açıklayabilir. Uygulamada çok sık değildir ama mümkün bir yoldur. Aynı şekilde mağdur da HAGB kararına karşı itiraz hakkına sahiptir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ve onun bozulması durumunda izlenecek yollar konusunda kapsamlı bir bakış sunmaya çalıştık. Gördüğümüz üzere, HAGB bir yandan vatandaş için büyük bir fırsat iken, diğer yandan kurallara uyulmadığında ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Eğer HAGB kararınız bozulduysa, bunun otomatik olarak doğru olduğunu düşünmeyin; hukuki hata payı her zaman vardır. Önemli olan, zamanında ve doğru adımlarla hakkınızı aramanızdır. İstinaf mahkemeleri ve gerektiğinde Yargıtay, yanlışları düzeltmek için var. Yani adalet sisteminde aslında kendini düzeltme mekanizmaları bulunuyor.

 

Bir mahkeme kararı hayatınızı derinden etkileyebilir, ama unutmayın ki o karar nihai olmayabilir. İtiraz edenin hakkı, uyuyanın hakkından üstündür diye bir söz vardır. Hukuk alanında da gerçekten hak arayanlar, araştıranlar ve mücadele edenler çoğu zaman istediklerini elde ediyor. Bu makalede anlattığımız örneklerde de görüldüğü gibi, pes etmeyenler için bir umut kapısı her zaman var.

Hak Aramaktan Korkma

Adalet, talep edenin yanında yer alır. Eğer siz hakkınızı aramazsanız, kimse gelip de “senin hakkın vardı, al” demez. Bu yüzden hak aramaktan korkmayın. Mahkeme koridorları, dilekçeler, hukuki terimler ilk bakışta göz korkutucu gelebilir. Birçok insan “mahkemeyle uğraşılmaz” diyerek haksızlığa razı oluyor. Oysa unutmayalım: Hak verilmez, alınır. Eğer bir haksızlık olduğunu düşünüyorsanız, yasal yolları kullanmaktan çekinmeyin.

 

Halk arasında “gavura kızıp oruç bozulmaz” diye bir deyim vardır; yani bir şeye kızıp kendi zararınıza olacak iş yapmayın. HAGB’nin bozulması canınızı sıksa da öfkeyle “bırak kalsın” demek yerine, bir adım daha atıp hakkınızı savunun. Çünkü hakkınızı savunmazsanız, çıkan sonuç kesinleşir ve tüm yükünü siz taşırsınız. Oysa mücadele ederseniz belki de yükünüz hafifleyecek, adalet yerini bulacaktır.

 

Sonuç olarak, hukuk sistemi içinde vatandaşların hak araması saygı duyulan ve korunması gereken bir davranıştır. İster HAGB konusunda ister başka bir konuda olsun, hak aramaktan korkmamalı, çekinmemelisiniz. Unutmayın, sizin hakkınızı en iyi yine siz korursunuz. Bir haksızlıkla karşılaştığınızda bu makalede anlattığımız gibi yolları kullanarak mücadele edin. Adalet er ya da geç tecelli edecektir, yeter ki siz talep etmekten vazgeçmeyin. En nihayetinde, adalet mücadelesi verilen bir değerdir, susarak değil konuşarak, hakkını arayarak kazanılır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu