CEZA HUKUKUMAKALELER

Eşe Karşı Kasten Yaralama Cezası Artar mı?

Şiddetin gölgesi düştü bir yuva ocağına,
Sevgiye sığmaz zulüm, açtığın yara bana ağır,
Adalet uzanacak masumun duacına,
Hakkın terazisi şaşmaz, hesap sorar yarın

Eşe karşı kasten yaralama cezası, Türk Ceza Kanunu’na göre normal kasten yaralama suçuna oranla daha ağırdır. Eşine kasten zarar veren biri, işlediği “kasten yaralama” suçu eşe karşı işlendiğinde daha yüksek bir hapis cezasıyla karşılaşır. Kanun, bu durumda verilecek cezayı yarı oranında artırırzafermutlu.com.tr. Yani eşe yönelik darp veya şiddet eylemi, başkasına karşı aynı zararı vermekten %50 daha fazla ceza ile sonuçlanır. Örneğin basit bir yaralama suçu normalde 1 yıl hapis cezası öngörüyorsa, eşe karşı kasten yaralama cezası yaklaşık 1.5 yıl hapis olabilecektir. Ayrıca, bu suç şikâyete bağlı olmaksızın devlet tarafından doğrudan kovuşturulur. Kısacası evet – eşe karşı kasten yaralama suçu işlendiğinde ceza artar ve fail daha ağır bir yaptırımla karşılaşır.

Bu yaptırımın ağırlaştırılmasının amacı, aile içi şiddet vakalarında caydırıcılığı sağlamaktır. Eşler arasındaki güven ilişkisini ihlal eden bu tür bir fiziksel saldırı, sadece bireysel bir yaralama olarak görülmez; aynı zamanda aile düzenine ve toplumsal değere zarar veren bir eylemdir. Türk Ceza Kanunu (TCK) da bu nedenle eşe yönelik kasten yaralamayı özel olarak ele alır. Temel kasten yaralama suçu TCK madde 86’da düzenlenmiştir. Bu maddeye göre bir kimsenin vücuduna acı veren, sağlığını veya algılama yeteneğini bozan her davranış kasten yaralama suçunu oluştururbarandogan.av.tr. Kasten (TDK’ye göre “bilerek, isteyerek, kasıtla” anlamına gelir) gerçekleştirilen bu fiiller, basit bir tokat atmak kadar “küçük” görünen eylemleri bile kapsar. Yani eşini bir tokatla dahi olsa bilerek inciten, canını yakan kişi kanunen kasten yaralama suçu işlemiş olur.

Kanun koyucu, aile içi şiddet durumlarında mağdurun korunması ve faillerin cezalandırılmasında herhangi bir tereddüt yaşanmaması için önemli düzenlemeler getirmiştir. Bunlardan biri, yukarıda belirtilen ceza artırımıdır. TCK 86. maddenin 3. fıkrasına göre kasten yaralama suçu “üstsoya, altsoya, eşe, (2022’de yapılan değişiklikle boşandığı eşe de dahil) veya kardeşe karşı” işlenirse şikâyet aranmaksızın ceza yarı oranında artırılırbarandogan.av.trbarandogan.av.tr. Bu ifade açıkça evli olduğu eşe yönelik saldırılarda cezanın ağırlaşacağını ortaya koyar. Ayrıca son değişiklikler, boşanmış olsa bile eski eşe karşı işlenen yaralama suçlarını da aynı kapsama almıştırbarandogan.av.tr. Böylece sadece evlilik devam ederken değil, boşanma sonrasında da eski eşe uygulanan şiddet daha yüksek ceza ile cezalandırılmaktadır.

Önemle vurgulamak gerekir ki eşe karşı kasten yaralama suçu şikâyete tabi değildir. Normalde kasten yaralamanın basit şekli mağdurun şikâyetine bağlı olabilmektedir (örneğin vücutta basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek hafif bir yara varsa 4 ay–1 yıl arası hapis veya adli para cezası, üstelik şikâyet olmazsa dava açılamazbarandogan.av.tr). Ancak suç eşe karşı işlendiğinde, mağdur eş şikâyet etmese bile savcılık re’sen (kendiliğinden, herhangi bir başvuru olmadan) olaya el koyaravgokhangiyici.comzafermutlu.com.tr. Bu, aile içi şiddet vakalarında mağdurun korunması için getirilen bir kuraldır. Birçok durumda mağdur eş, faille aynı evi paylaştığı için veya çeşitli baskılar nedeniyle şikâyetçi ol(a)mayabilir. Kanun bu durumu gözeterek “eşe karşı yaralama” halinde soruşturma ve kovuşturmayı kamu adına yürütür. Nitekim Yargıtay’ın da vurguladığı üzere, eşe karşı kasten yaralama cezası için şikâyet aranmaz; hatta mağdur eş affetse veya geri çekilse bile kamu düzeni gereği dava devam edebiliravgokhangiyici.com.

Suçun Unsurları ve Hukuki Dayanakları

Eşe karşı kasten yaralama suçunun daha iyi anlaşılması için öncelikle temel unsurlarını bilmek gerekir. Maddi unsur (fiil): Failin eşine yönelik gerçekleştirdiği bedensel olarak acı verme veya sağlığını/algısını bozma niteliğindeki her hareket, bu suçun konusunu oluştururbarandogan.av.tr. Örneğin tokat atmak, itip düşürmek, yumruklamak, tekmelemek, saç çekmek, bir cisimle vurmak gibi fiziksel saldırılar neticesinde eşin bedeninde acı veya yaralanma oluşursa maddi unsur gerçekleşmiştir. Hatta bazen gözle görülür bir yara olmasa bile, hissettirilen acı dahi bu kapsamda değerlendirilir. Kanun bu noktada oldukça geniş bir koruma sağlar; çünkü önemli olan eşin beden bütünlüğünün ihlal edilmiş olmasıdır.

Suçun manevi unsuru (kast) ise failin bu eylemi bilerek ve isteyerek yapmasıdır. Yani eşini yanlışlıkla değil, kasten yaralaması gerekir. Çoğu aile içi şiddet vakasında maalesef fail öfkesine kapılarak veya bilinçli bir şekilde eşine zarar vermeyi amaçlar. Bu durumda kast unsuru da oluşmuş sayılır. Haksız tahrik gibi kavramlar bu suçun manevi boyutunda gündeme gelebilir; fail, eşinin davranışlarının kendisini “çileden çıkardığını” iddia ederek cezada indirim talep edebilir. Gerçekten de TCK m.29 uyarınca ağır tahrik altında suç işlenmişse cezada indirime gidilebilir. Ancak her öfke hali haksız tahrik sayılmaz. Mahkemeler, özellikle aile içi şiddet iddialarında tahrik savunmasını dikkatle inceler ve ancak gerçekten tahrik teşkil eden olağanüstü bir durum varsa indirim uygular. (Konu hakkında detaylı bilgi için Mahkemede Tahrik İndirimi Nasıl Alınır? başlıklı makalemize bakabilirsiniz.) Kısacası, eşe zarar vermeye yönelik kasten yapılan her hareket bu suçun kapsamındadır ve hukuken yaptırıma tabidir.

Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi kasten yaralama suçunu, 87. maddesi ise sonuçları itibarıyla ağırlaşmış hallerini düzenler. Eşe karşı kasten yaralama neticesinde meydana gelen zararın boyutu da cezanın miktarında etkilidir. Örneğin, eşe uygulanan şiddet sonucu basit bir yaralanma mı oluştu, yoksa kemik kırığı ya da hayati tehlike gibi ciddi bir durum mu meydana geldi – bunlar cezanın artmasına yol açar. TCK 87, yaralama suçunun şu ağır neticelerini saymıştır: mağdurun duyularından veya organlarından birinin sürekli işlev yitirmesi, yüzünde kalıcı iz kalması, konuşma veya çocuk yapma yeteneğinin kaybı, gebelik varsa çocuğun vaktinden önce doğması ya da düşmesi, hayat tehlikesi oluşması gibi durumlarzafermutlu.com.trzafermutlu.com.tr. Bu gibi ağır sonuçlar varsa, failin cezası bir derece artırılır (örneğin 1-3 yıl arası ceza yerine bir üst ceza aralığı olan 2-5 yıl arası gibi) ve bu durumda alt sınır da yükselir (ilk hal için en az 3 yıl, daha ağır sonuçlarda en az 5 yıl gibi)zafermutlu.com.trzafermutlu.com.tr. Hatta yaralama fiili eşin ölümüne sebep olmuşsa durum kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış şekli olarak değerlendirilir ve ceza 8 yıldan 16 yıla kadar hapis şeklinde oldukça yüksek seviyeye çıkarzafermutlu.com.tr.

Yukarıda açıklanan kanuni çerçeve gösteriyor ki, eşe karşı kasten yaralama suçunda hem eylemin niteliği (kasten yapılması) hem de sonuçları (yaralanmanın boyutu) önemlidir. Failin kastı ve fiilin sonucunda oluşan zarar birlikte değerlendirilerek uygun ceza tayin edilir. Aile içi bir suç olması da ayrıca göz önünde bulundurulur; bu yüzden hukuk sistemi cezayı yarı oranında artırarak özel bir koruma sağlamıştır.

Ceza Miktarı ve Ağırlaştırıcı Nedenler

Eşe karşı kasten yaralama suçunun cezası, olayın özelliklerine göre değişkenlik gösterir. Temelde iki ana ayırımı vardır: Basit yaralama ve nitelikli (ağır) yaralama. Basit yaralama, mağdurun uğradığı etkinin kısa sürede ve basit bir müdahaleyle giderilebildiği durumları ifade eder. Örneğin birkaç gün içinde iyileşen morluklar, hafif sıyrıklar gibi durumlar “basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek” yaralardandır. Nitelikli yaralama ise mağdurda kırık, kalıcı hasar, hayati tehlike gibi daha ciddi sonuçlar doğuran hallerdir.

Basit kasten yaralama suçunun cezası TCK 86/2’de “dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası” olarak belirlenmiştirbarandogan.av.tr. Bu, mağdurun şikâyetine bağlı olan hafif yaralanmalar içindir. Ancak konu eş olunca, aynı fiilde ceza artırılır ve şikâyet aranmaksızın kovuşturulur. Eşe karşı basit yaralama işlendiğinde ceza dört ay ila bir yıl yerine, yarı oranında artırımla altı ay ila bir buçuk yıl hapis olarak uygulanır. Ayrıca adli para cezası seçeneği teorik olarak bulunsa da uygulamada aile içi şiddet vakalarında hapis cezasına hükmetmek tercih edilir; zira para cezası caydırıcı olmayabilir. 2022 yılında yapılan yasal değişiklikle, mağdurun kadın olması halinde (yani eşin karısı olması durumunda) bu basit yaralama suçunda alt sınırın 6 aydan az olamayacağı hükmü getirilmiştirbarandogan.av.tr. Böylece kadın eşe karşı şiddette yargıcın 6 aydan daha az ceza verme imkânı kaldırılmıştır.

Nitelikli yaralama fiillerinde (örneğin eşin kolunun kırılması, yüzünde sabit iz kalması, iç kanama veya beyin sarsıntısı gibi durumlar) ceza daha yüksek aralıklara çıkar. TCK 87’ye göre:

  • Hayati tehlike, yüzde sabit iz, duyuların/organın zayıflaması gibi neticeler doğarsa, temel ceza bir üst dereceye çıkarılır ve en az 3 yıl hapis verilirzafermutlu.com.tr. Eşe karşı ise bu ceza yarı oranında artırılarak uygulanır.

  • Daha ağır sonuçlar (organ kaybı, konuşma veya çocuk yapma yeteneğinin tamamen kaybı, düşüğe sebep olma gibi) varsa ceza iki derece yükselir ve en az 5 yıl hapis uygulanırzafermutlu.com.tr. Eşe karşı olursa yine %50 artırımla verilir.

  • Kemik kırılması halinde durumun etkisine göre ceza yarı oranına kadar artırılır; örneğin normalde 2 yıl verilecekse kırığın ciddiyetine göre bu ceza 3 yıla kadar çıkabilirzafermutlu.com.tr. Eşe karşı işlendiyse ayrıca yarı oranında artırma ayrıca uygulanacaktır.

  • Eşin ölümü ile sonuçlanırsa (örneğin ağır darp sonucu eş hayatını kaybederse), kasten yaralamadan ölüme sebebiyet verme suçu oluşur ve ceza en az 12 yıl olmak üzere 16 yıla kadar hapistirzafermutlu.com.tr. (Eğer failin öldürme kastı varsa bu zaten kasten öldürme suçuna girer.)

Yukarıdaki bilgiler ışığında, eşe karşı kasten yaralama cezası somut olayın durumuna göre birkaç aydan başlayıp yıllarca hapse kadar uzanan bir skalada belirlenebilir. Ağırlaştırıcı nedenler sadece “eşe karşı” olması değildir; aynı zamanda suçun silahla işlenmesi, mağdurun kendini savunamayacak durumda olması (örneğin engelli veya yatağa bağımlı eşe şiddet), kamu görevi nedeniyle olması gibi etkenler de yaralamada cezayı artıran ayrı nitelikli hallerdirbarandogan.av.tr. Ancak bunlar arasında en yaygın karşılaşılan ve uygulamada en çok önemsenen durum, eşe karşı işlenmiş olmasıdır. Özellikle ülkemizde kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla yargı bu düzenlemeyi sıkı şekilde uygulamaktadır.

Aşağıdaki tabloda, eşe karşı kasten yaralama suçuna dair olası senaryolar ve yaptırımları özetlenmiştir:

Olay Türü Yaptırım (Cezası)
Basit Yaralama (Hafif) – Eşin vücudunda basit tıbbi müdahaleyle iyileşebilecek hafif bir darp izi var. Örneğin: Eşin bir tokat atması sonucu yanağında kızarıklık oluşması. Şikâyete bağlı suçtur; 4 ay – 1 yıl hapis veya adli para cezası öngörülür. Eşe karşı işlenirse şikâyet aranmaksızın ceza yarı artırılır: 6 ay – 1,5 yıl hapis. (Hakim bu cezanın ertelenmesine veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir.)
Basit Yaralama (Ciddi) – Mağdur eşin yarası basit müdahale ile giderilemeyecek kadar ciddi ancak hayati değil. Örneğin: Eşin yumruk atması sonucu mağdurun burnunun kırılması. 1 – 3 yıl arası hapis cezası uygulanır (TCK 86/1). Eşe karşı olursa ceza yarı oranında artar: 1,5 – 4,5 yıl hapis. Mağdur kadınsa alt sınır 6 ay yerine fiilen 1,5 yıl olacaktır.
Nitelikli Yaralama – Mağdur eşte kemik kırığı, kalıcı iz, organ kaybı veya hayati tehlike gibi ağır sonuçlar oluşmuş. Örneğin: Eşin bıçakla saldırısı sonucu iç organ hasarı ve hayati tehlike oluşması. Sonuca göre değişir: 3 – 9 yıl veya 5 – 15 yıl gibi yüksek hapis cezaları söz konusu olabilir (TCK 87). Eşe karşı işlenmişse bu cezalara ayrıca %50 artırma uygulanır. Örnek: Kemik kırığında normalde 2 yıl verilecek ceza, kırığın etkisine göre 3 yıla çıkabilir; eşe karşı olduğu için 4,5 yıla kadar da yükseltilebilir. Hayati tehlike durumunda en az 3 yıl, eşe karşı ise en az 4,5 yıl söz konusu olur. Eşin ölümü halinde 12 – 16 yıl hapis uygulanır.

Tablodan da görüleceği üzere, eşe karşı şiddet fiilleri “hafif” bile olsa devlet bunu ciddi algılamakta ve faile mutlaka bir yaptırım uygulamaktadır. Basit bir darp birkaç aylık hapis cezasına (çoğunlukla hükmün açıklanmasının geri bırakılması – HAGB – şeklinde denetimli bir yaptırıma) konu olabilirken, daha ciddi vakalar yıllarca hapisle sonuçlanabilir. Ağır yaralanma veya ölümle biten eşe karşı saldırılar ise ceza yargılamasında en ağır yaptırımlara tabidir.

Şikâyet, Uzlaşma ve Dava Süreci

Birçok mağdurun merak ettiği konulardan biri, “Eşe karşı kasten yaralama suçunda şikâyet gerekli mi, süreç nasıl işler?” sorusudur. Yukarıda kısmen değindik ancak açmak gerekirse: Hayır, şikâyet gerekli değil. Eşinize yönelik fiziksel bir saldırıya maruz kaldıysanız, polis veya savcılık haber aldığı anda (sizin bildiriminiz veya hastane raporu yoluyla) kendiliğinden soruşturma başlatacaktıravgokhangiyici.com. Bu suç, kanunen “kamu davası” olarak kabul edilir. Yani devlet, aile içindeki bu şiddet iddiasını, tıpkı kamu düzenini bozan bir suç gibi, re’sen takip eder. Burada amaç, mağdur eşin olası baskı altında kalıp şikâyetini geri çekmek zorunda kalmasını engellemek ve faile yaptırım uygulayarak caydırıcılığı sağlamaktır.

Soruşturma aşamasında savcılık mağdurun ifadesini alır, doktor raporlarını toplar, gerekirse tanıkları dinler. Aile içi şiddet olaylarında çoğunlukla adli tıp raporu veya hastane raporu kilit delildir; darp sonucu oluşan yaralanmalar bu raporlarla belgelenecektir. Ayrıca komşular, akrabalar gibi olaya tanık olanların ifadeleri de önemli olabilir. Bazı durumlarda mağdur eş ilk anda şikâyetçi olmasa dahi, olayı gören bir komşunun ihbarı üzerine de süreç başlar. Delil toplama görevini savcılık üstlenir ve yeterli kanıt varsa dava açılır.

Dava açıldığında hangi mahkeme bakar? Eşe karşı kasten yaralama suçu, neticesine göre Asliye Ceza Mahkemesi veya daha ağırsa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülür. Genel olarak, yaralama suçları (ölüm olmadıkça) Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanındadırzafermutlu.com.tr. Ancak yaralama sonucu ölüm meydana gelirse, bu durumda yargılama Ağır Ceza Mahkemesi’ne (daha ağır suçlara bakan mahkeme) giderzafermutlu.com.tr. Örneğin eşini darp eden sanık, eşin kaburgasını kırdıysa yine Asliye Ceza’da yargılanacak; fakat eş aldığı darbe sonucu hayatını kaybettiyse dava Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşınacaktır. Bu teknik ayrımı savcılık iddianameyi düzenlerken yapar.

Yargılama sürecinde mağdur eş, isterse davaya katılan sıfatıyla müdahil olabilir ve avukatı aracılığıyla süreci takip edebilir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da 6284 sayılı Kanun uyarınca bu tür davalara katılma hakkına sahiptiranayasa.gov.tranayasa.gov.tr. Nitekim Anayasa Mahkemesi, eşe yönelik şiddet davalarına bakanlığın katılabilmesini hukuka uygun bulmuşturanayasa.gov.tranayasa.gov.tr. Bu, devletin mağdura destek olması adına getirilen bir imkândır. Duruşmalarda mahkeme, tarafları dinler, varsa tanıkları çağırır, delilleri değerlendirir ve sonunda bir hüküm verir.

Uzlaşma (arabuluculuk) konusu ise bu suçta gündeme gelmez. Türk hukuku bazı hafif suçlarda (örneğin basit mala zarar verme, hakaret gibi) uzlaşma müessesesini uygulasa da, “aile içi şiddet” barındıran suçlarda uzlaştırma yoluna gidilmesi yasaklanmıştır. Özellikle eşe karşı yaralama gibi suçlarda, fail ile mağdurun arabuluculuk masasını oturtulması uygun görülmez; zira bu durum güç dengesini mağdur aleyhine bozabilir. Dolayısıyla, eşe karşı yaralama suçu uzlaşma kapsamında değildir. Dava açılırsa yargılama devam eder, mağdur sonradan “affettim” dese bile (şikâyet geri çekme olgusu) kamu davası düşmez. Uygulamada bazı durumlarda, mağdurun duruşmada ısrarla şikâyetçi olmadığını beyan etmesi cezada takdiren alt sınırdan verme gibi bir sonuca yol açabilse de, bu tamamen hakimin takdirine bağlı bir durumdur; dava devam eder ve beraat kararı verilebilmesi için suçun işlendiğinin ispatlanamaması gerekir, affedilmesi değil.

Bu noktada Yargıtay’ın önemli bir içtihadına değinmekte fayda var: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sırf “evlilik ve aile yapısı bozulmasın” diye suçu sabit olan bir sanığa beraat verilmesini hukuka aykırı bulmuşturzulkufarslan.av.tr. Olayda yerel mahkeme, eşine şiddet uygulayan sanığı, aile birliği zarar görmesin diye beraat ettirmiş; ancak dosya Yargıtay’a taşındığında bu karar bozulmuşturzulkufarslan.av.tr. Yüksek Mahkeme, aile bütünlüğünü koruma düşüncesinin tek başına bir suçtan vazgeçme sebebi olamayacağını net bir şekilde ifade etmiştir. Sonuç olarak, kanıtlar sanığın eşine kasten yaralama suçunu işlediğini gösteriyorsa, salt aile barışı uğruna cezasız kalması söz konusu olamaz. Bu karar, yargının aile içi şiddete bakışını ortaya koyması bakımından önemlidir: Hiçbir mazeret, eşe uygulanan şiddeti meşru kılmaz ve cezasız bırakmaz.

Cezanın Ertelenmesi veya HAGB Uygulaması

Eşe karşı kasten yaralama fiilinde mahkemenin vereceği ceza bazı durumlarda ertelenebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilebilir. Bu durum, cezanın süresine ve failin sabıka durumuna bağlıdır. Özellikle ilk defa suç işleyen ve aldığı ceza 2 yıl veya altında hapis olan sanıklar açısından, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu bazı lehe hükümler öngörmüştür. Örneğin, mahkeme fail hakkında 1 yıl hapis cezası verdiyse ve şartlar uygunsa, cezayı erteleyebilir. Erteleme demek, hükmolunan hapis cezasının belli bir denetim süresi boyunca infaz edilmemesi; fail bu süreyi iyi halli geçirirse cezanın hiç cezaevine girilmeksizin geçiştirilmesidir. Benzer şekilde HAGB kararı da verilebilir; bunda da mahkeme suçlu bulur fakat hükmü açıklamaz, 5 yıl denetim süresi koyar, bu sürede sanık yeni suç işlemezse hiç mahkûm edilmemiş sayılır.

Ancak uygulamada aile içi şiddet suçlarında bu tür takdiri uygulamalara çok temkinli yaklaşılmaktadır. Zira ertelenen veya HAGB uygulanan cezalarda fail fiilen cezaevine girmediği için, bu durum mağdur açısından yeterince caydırıcı olmayabilir. Nitekim kadın örgütleri ve hukukçular, kadına karşı şiddet davalarında failin kolayca serbest kalmasından yakınmaktadırmorcati.org.trmorcati.org.tr. Yapılan yasal değişiklikler de hakimlerin bu konuda daha dikkatli olması yönündedir: 2022’de Ceza Kanunu m.62’ye eklenen fıkra ile, mahkemelerin indirim uygularken gerekçe göstermesi zorunluluğu getirildi ve failin pişmanlık göstermeyen tutumlarının indirim sebebi olamayacağı vurgulandıloc.govloc.gov. Bu değişiklikler dolayısıyla, artık sırf mahkemede iyi hal tavrı takındı diye failin cezasını indirmek veya ertelemek eskisi kadar kolay değildir; somut bir ıslah belirtisi aranmaktadır.

Yine de hukuken mümkün olduğu için, aile içi şiddet faillerine zaman zaman HAGB verildiği görülmektedir. Bunun somut bir örneği Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2021 tarihli bir kararında mevcuttur: Konya Bölge Adliye Mahkemesi, eşine basit şiddet uygulayan sanığa 5 ay hapis cezası verip hükmün açıklanmasını geri bırakmıştırictihatlar.com.tr. Sanık bu 5 aylık cezayı denetim süresine tabi tutulmak suretiyle cezaevine girmeden atlatma fırsatı bulmuştur. Ne var ki kararın devamında belirtildiği üzere, sanık denetim süresi içinde yeni bir suç işleyince ertelenen hüküm açıklanmış ve sonuçta 5 ay hapis cezasını fiilen yatmak zorunda kalmıştırictihatlar.com.tr. Bu örnek olay, mahkemelerin ilk seferde bazen failin sabıkasız oluşunu dikkate alıp ceza vermeyebildiğini; ancak failin aynı hatayı tekrarlaması halinde artık tolerans gösterilmeyip hapse gönderildiğini ortaya koymaktadır.

Elbette her dava kendine özgüdür. Hakim, failin geçmişini, olayın koşullarını, mağdurun durumunu dikkate alarak hükmün ertelenip ertelenmeyeceğine karar verir. Eğer fail, örneğin eşine karşı ilk kez suç işlemiş, duruşmalarda samimi bir pişmanlık sergilemiş ve mağdur da büyük bir zarar görmemişse; hakim toplum huzurunu da gözeterek cezayı erteleyebilir. Ama failin sabıkası kabarıksa veya eylem çok vahimse, o zaman erteleme yoluna gidilmeyecektir. Ayrıca ısrarlı ve tekrarlayan aile içi şiddet vakalarında mahkemelerin giderek daha az erteleme/HAGB uyguladığını not etmek gerekir.

Sonuç olarak, eşe karşı kasten yaralama suçu işleyen bir kişinin hapse girip girmeyeceği, alacağı cezanın süresine ve mahkemenin takdirine bağlıdır. Hukuk sistemi, bir yandan failin ıslah olma ihtimalini göz önünde tutarak bazı mekanizmalar sunsa da (erteleme, HAGB gibi), diğer yandan mağdurun güvenliği ve adaletin tesisi için gerekirse failin özgürlüğünü kısıtlamaktan çekinmez. Özellikle aynı failin benzer suçu tekrar işlemesi halinde, ikinci seferinde çok daha kesin yaptırımlar uygulanacaktır.

Hakkını Aramaktan Korkma

Eşe karşı kasten yaralama fiili, Türk hukuk düzeninde asla hafife alınmayan, aksine ağır yaptırımlarla karşılanan bir suçtur. Yukarıda ayrıntılı şekilde görüldüğü gibi, eşini darp eden, ona fiziksel şiddet uygulayan bir kimse, basit bir kavga muamelesi görmez; kanun önünde ciddi bir suç işlemiş sayılır ve cezasını çeker. Bu noktada en önemli husus, mağdur olan eşin – özellikle de kadınların – haklarını aramaktan korkmamasıdır. Unutmayın, hukuk sizin yanınızda: Şiddet gördüğünüzde susmak zorunda değilsiniz. Aksine sesinizi çıkarmak, yetkililere durumu bildirmek hem kendi yaşamınız hem de varsa çocuklarınızın güvenliği için hayati önem taşır.

Türkiye’de pek çok mağdur, “ya kimse bana inanmazsa” veya “eşim ceza alınca ailemiz dağılır” endişesiyle şikâyetçi olmaktan çekiniyor. Oysa ki devlet mekanizmaları, bu endişeleri gidermek üzere çeşitli güvenceler getirmiştir. 6284 sayılı Kanun kapsamında, şikâyetçi olmasanız dahi polis ve savcılık sizi koruma altına alabilecek tedbir kararları uygulayabilir (örneğin evden uzaklaştırma, size yaklaşmama kararı, koruma altına alınma gibi önlemler). Aile Mahkemeleri, şiddet uygulayan eşe karşı hızlıca koruyucu tedbir kararları verebilmektedir. Yani hukuki süreç başlamasından korkmayın; aksine süreç başladıktan sonra can güvenliğinizi sağlamak devletin görevidir.

Mağdur olarak sizin yapmanız gereken, ilk fırsatta güvenilir bir mercie başvurmaktır: En yakın karakola gidip şikâyette bulunmak veya doğrudan Cumhuriyet Savcılığı’na durumu anlatmak. Eğer bir sağlık kuruluşuna başvuracak durumda iseniz, doktor muayenesinde darp izlerini saklamayın; bunların belgelenmesini sağlayın. Alınan her rapor, ileride sizin en büyük deliliniz olacaktır. Ne yapmalıyım? diye düşünenler için ilk adım budur: Şikâyet mekanizmasını işletmek. Ardından hukuki süreç kendiliğinden ilerleyecektir.

Bu süreçte hangi haklara sahibim? sorusu da akla gelir. Mağdur olarak, ceza davasına katılma hakkınız var. Duruşmalarda avukatınız aracılığıyla söz alabilir, delil sunabilir, sanığa soru sorulmasını talep edebilirsiniz. Eğer maddi durumunuz elverişli değilse, Baro’dan ücretsiz bir avukat talep edebilirsiniz; kanun, kadın veya çocuk mağdurların avukat yardımı alabilmesi için olanak tanımaktadırloc.gov. Ayrıca 6284 sayılı Kanun çerçevesinde sığınma evi, geçici maddi yardım, psikolojik destek gibi haklarınız da bulunmaktadır. Yani devletin ve hukukun size sunduğu desteklerden faydalanmaktan çekinmeyin.

Dava açarsam neyle karşılaşırım? En çok korkulan şeylerden biri de budur. Bir ceza davası açıldığında, eşiniz bir süre gözaltına alınabilir, hakkında uzaklaştırma kararı verilebilir. Dava süresince mahkeme sizi dinleyecektir; yalnız değilsiniz, yasal süreç içinde polis, savcılık, mahkeme ve belki Aile Bakanlığı temsilcileri sizin yanınızda olacaktır. Sanığın ceza alması halinde, bu cezanın ertelenmesi gibi bir ihtimal olsa da yukarıda değindiğimiz gibi tekrar suç işlerse mutlaka hapse girecektir. Dolayısıyla hukuki süreç uzun gibi görünse de adalet eninde sonunda tecelli eder.

Son söz olarak vurgulayalım: Şiddet kimsenin kaderi olmamalıdır. Eşinizden gördüğünüz fiziksel şiddet karşısında sessiz kalmak zorunda değilsiniz. Kanunlar sizi koruyor, yeter ki siz hakkınızı aramaktan korkmayın. Adli mercilere başvururken bir avukattan destek almak isterseniz, Av. Murteza Osman Aşık ve ekibi gibi tecrübeli hukukçular size yol gösterecektir. Unutmayın, adalet size uzak değil – bir adım atmanız yeterli.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Eşe karşı kasten yaralama suçu için şikâyet gerekir mi?
Cevap: Hayır. Eşe karşı işlenen yaralama suçlarında mağdurun şikâyeti aranmaksızın savcılık resen dava açar. Yani siz şikâyetçi olmasanız bile, hastane raporu veya polis ihbarı ile süreç başlar. Bu suç, kamusal bir suç sayılır ve şikâyet şartı yoktur.

Soru 2: Eşimi darp ettim, ceza alır mıyım?
Cevap: Evet, eşe yönelik fiziksel şiddet Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur ve mutlaka ceza yaptırımı vardır. Hafif bir darp dahi olsa mahkeme genellikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile 5 yıl denetimli serbestlik verir veya kısa süreli hapis cezasını erteleyebilir. Ancak tekrarı halinde ertelemeler kalkar ve cezaevine girme riski doğar. Cezanın miktarı yaralamanın ağırlığına göre değişir (yukarıda detayları açıklandı).

Soru 3: Eşe karşı kasten yaralama cezası paraya çevrilebilir mi?
Cevap: Kanunen 1 yılın altındaki hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir. Ancak aile içi şiddet suçlarında mahkemeler para cezasına çevirme yoluna pek gitmez. Zira para cezası, eşe karşı şiddette yeterli caydırıcılığı sağlamayabilir. Özellikle mağdurun kadın olduğu durumlarda, 2022 değişiklikleriyle alt sınır yükseltildiğinden para cezası seçeneği fiilen sınırlanmıştır.

Soru 4: Eşim şikâyetini geri alırsa dava düşer mi?
Cevap: Genellikle düşmez. Eşe karşı yaralama suçu şikâyete bağlı olmadığı için, mağdur eşin sonradan “şikâyetçi değilim” demesi davayı otomatik olarak bitirmez. Savcılık eldeki delillere göre davayı sürdürür. Ancak mağdurun isteksizliği hakim tarafından gözlemlenir ve bu durum ceza takdirinde etkili olabilir. Yine de mahkeme, deliller failin suçunu ispat ediyorsa yargılamaya devam edip ceza verecektir.

Soru 5: Eşim bana vurdu, boşanma davasında kullanabilir miyim?
Cevap: Evet. Eşinizin sizi darp ettiğini gösteren darp raporu ve ceza davası sonucunu boşanma davasında “evlilik birliğinin sarsılması” veya “hayata kast, kötü muamele” boşanma sebebi olarak ileri sürebilirsiniz. Aile Mahkemesi, eşin şiddet uygulamasını kusur olarak değerlendirecektir. Hatta ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararı kesinleşirse, bu boşanma davasında delil olarak güçlü bir şekilde kullanılır ve tazminat, velayet gibi konularda da lehine sonuçlar doğurabilir.

Dilekçe Örneği

BATMAN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
(Aile İçi Şiddet Bürosu)

Müşteki (Şikayet Eden): Ayşe YILDIRIM (T.C. Kimlik No: 12345678901)
Adres: … (Müştekinin ikamet adresi) … BATMAN.

Şüpheli (Şikayet Edilen): Mehmet YILDIRIM (T.C. Kimlik No: 10987654321) – Müştekinin eşi.
Adres: … (Şüphelinin adresi, biliniyorsa) … BATMAN.

Konu: Eşe karşı kasten yaralama (aile içi şiddet) suçu hakkında şikâyet dilekçesidir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Ben Ayşe YILDIRIM, Mehmet YILDIRIM ile 2015 yılından bu yana evliyim. Eşim tarafından uzun zamandır sözlü tartışmalar yaşamaktaydık ancak …/../2025 tarihinde ilk kez fiziksel şiddete maruz kaldım. Olay günü, akşam saatlerinde evde çıkan bir tartışma sırasında eşim Mehmet YILDIRIM sinirlerine hakim olamayarak yüzüme tokat attı ve yumrukla sol gözüme vurdu. Aldığım darbeler neticesinde yere düştüm ve kısa süreli baygınlık geçirdim. O esnada evde bulunan 6 yaşındaki kızımız olaya tanık olmuş, korkuyla ağlamaya başlamıştır.

  2. Şiddet eylemi sonrasında komşularımız gürültü ve çocuğumuzun ağlama sesleri üzerine kapıya gelmişler, beni salonda yarı baygın halde bulmuşlardır. Komşularımdan … ve … (isimler) hemen 112 Acil Servis’i arayarak ambulans çağırmıştır. Ambulans ile Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldım. Acil serviste yapılan muayenede sol elmacık kemiğim üzerinde darp nedeniyle şişlik ve morluk, sol gözümün etrafında hematom (kan toplanması) tespit edilmiştir. Ayrıca kafamı yere vurduğum için başımda ağrı ve sersemlik şikâyetiyle müşahede altında tutuldum. Doktor tarafından verilen darpa ilişkin raporda yüzümdeki travmatik şişlikler ve göz çevresindeki morluklar açıkça belirtilmiştir. Söz konusu adli muayene raporu dilekçem ekinde sunulmaktadır.

  3. Eşim Mehmet YILDIRIM, hastaneye kaldırıldığımdan haberdar olunca kısa süre hastaneye gelmiş, ancak polis ekiplerinin de gelmesiyle hastaneden ayrılmıştır. Olayla ilgili olarak polise sözlü ifade verdim. Eşimin bana yönelik bu fiilleri neticesinde fiziksel ve ruhsal olarak ciddi zarara uğradım. Kendisinden şikâyetçiyim. Daha önce benzer bir fiziksel saldırısı olmamıştı; ancak psikolojik baskı uyguladığı zamanlar olmuştu. İlk kez bu boyutta şiddet uygulamasıyla karşı karşıya kaldım ve can güvenliğimden endişe ediyorum.

  4. Şüpheli eşimin gerçekleştirdiği eylem, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu oluşturmaktadır. Eşim, beni bilerek ve isteyerek darp etmek suretiyle vücut bütünlüğüme zarar vermiştir. Bu eylem eşe karşı gerçekleştirildiği için aynı maddenin 3/a fıkrası uyarınca cezası artırılması gereken nitelikli hal kapsamındadır. Alınan doktor raporuna göre, yaralanmam basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olmakla beraber yüzümde belirgin travma izleri bırakmıştır. Eşimin attığı yumruk nedeniyle sol gözüm haftalarca morarmış, görme kabiliyetim geçici olarak azalmış, yaşadığım baş travması nedeniyle birkaç gün baş dönmesi ve mide bulantısı şikâyetlerim olmuştur. Dolayısıyla eylemin kasten yaralama suçunun temel şekli olduğu açıktır. Şüphelinin kastı ve fiili sabittir.

  5. Olay nedeniyle psikolojik olarak ağır strese maruz kaldım. Kendi evimde can güvenliğim kalmamıştır. Şüpheli eşim olaydan sonra da birkaç kez telefonla arayarak beni tehdit etmiştir (“Bu işi polise taşırsan sonun kötü olur” şeklinde). Bu durum, benim ve çocuğumun güvenliği açısından ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Bu nedenle 6284 sayılı Kanun gereğince koruyucu tedbirlerin uygulanmasını talep ediyorum. Eşim derhal evden uzaklaştırılmalı, bana yaklaşmaması ve iletişim kurmaması yönünde karar alınmalıdır. Aksi halde canıma yönelik yeni bir saldırı ihtimalinin bulunduğunu düşünüyorum.

  6. Şüphelinin fiili, küçük yaştaki çocuğumuzun gözü önünde gerçekleşmiştir. Bu nedenle çocuğumuzun da psikolojisi bozulmuş, korku içindedir. Olayın ailemizde yarattığı tahribat büyüktür. Ancak aile birliğimiz bu şekilde sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Şahsım artık şüpheli ile aynı evde yaşamak istememektedir ve boşanma davası açmayı düşünmekteyim (bu husus ayrı bir yargılama konusu olacaktır). Şimdilik önceliğim, cezai sürecin işletilerek adaletin yerini bulması ve benim güvende olmamdır.

HUKUKİ NEDENLER: 5237 sayılı TCK md. 86, 87, 86/3-a; 6284 sayılı Kanun; 5271 sayılı CMK md. 234 vd. ve ilgili her türlü mevzuat.

DELİLLER: Doktor darp raporu (EK-1), tanık beyanları (komşular … ve … gerektiğinde tanıklık edebilir), polis tutanakları, varsa olay yeri kamera kayıtları, tarafların telefon mesaj kayıtları (tehdit içerikli) ve her türlü yasal delil.

SONUÇ ve TALEP: Yukarıda açıkladığım sebeplerle, eşim Mehmet YILDIRIM’ın bana karşı gerçekleştirdiği kasten yaralama ve tehdit eylemleri nedeniyle soruşturma yapılarak hakkında kamu davası açılmasını arz ve talep ederim. Soruşturma sırasında ve dava süresince 6284 sayılı Kanun kapsamında gerekli koruma tedbirlerinin ivedilikle alınmasını (şüphelinin evden uzaklaştırılması, bana ve çocuklarıma yaklaşmasının yasaklanması, iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesi vb.) saygılarımla talep ederim.

…/…/2025 tarihinde
Şikâyetçi Müşteki:
Ayşe YILDIRIM (İmza)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu