Eşe Karşı Israrlı Takip Suçunun Cezası Nedir? (TCK m.123/A)
(Eşe karşı ısrarlı takip) suçu, özellikle boşanma aşamasındaki çiftler arasında giderek artan bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun 123/A maddesi kapsamında düzenlenen bu suç tipi, bir kişinin sürekli şekilde huzurunu bozacak davranışlarda bulunması halinde cezai yaptırımla karşılaşmasını öngörmektedir. Eşe karşı işlendiğinde ise suç, nitelikli hal kapsamına girer ve cezanın artırılması söz konusu olur. Bu yazımızda; eşe karşı ısrarlı takip nedir, hangi davranışlar suç sayılır, şikâyet süresi ne kadardır ve mağdur ne gibi koruma yollarına başvurabilir gibi merak edilen tüm sorulara yanıt vereceğiz.
Türk Ceza Kanunu, ısrarlı takip suçunun cezasını belirlerken, suçun kime karşı işlendiği ve ne tür sonuçlara yol açtığı gibi faktörleri dikkate alarak farklı yaptırımlar öngörmüştür.
1. Suçun Temel Halinin Cezası
TCK m.123/A’nın birinci fıkrasına göre, ısrarlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. 1
2. Suçun Nitelikli Halleri ve Cezanın Artırılması
Kanun, bazı durumları suçun nitelikli (ağırlaştırıcı) hali olarak kabul etmiş ve bu durumlarda daha yüksek bir ceza öngörmüştür. TCK m.123/A’nın ikinci fıkrasına göre, aşağıdaki hallerde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir 1:
- a) Suçun Çocuğa ya da Ayrılık Kararı Verilen veya Boşandığı Eşe Karşı İşlenmesi:
- Bu madde, makalemizin ana konusunu oluşturan durumu, yani eşe karşı ısrarlı takip suçunu açıkça bir nitelikli hal olarak düzenlemiştir. Burada kastedilen eş, failin halen evli olduğu ancak hakkında mahkemece “ayrılık kararı” verilmiş olan eşi veya failin “boşanmış olduğu” eski eşidir. 1
- Bu ağırlaştırma nedeninin temelinde, bu kişilerin faile karşı daha savunmasız olabileceği ve bu tür bir takibin onlar üzerinde daha yıkıcı etkiler yaratabileceği düşüncesi yatmaktadır. Kanun koyucu, özellikle aile bağları kopmuş veya kopma aşamasında olan eşler arasındaki güç dengesizliğini ve mağdurun artan kırılganlığını dikkate almıştır. Boşanmış bir eşin, eski partnerinden gelen ısrarlı takibe maruz kalması, zaten zorlu bir süreç olan boşanma sonrası yeniden hayat kurma çabalarını baltalayabilir ve travmayı derinleştirebilir.
- b) Mağdurun Okulunu, İş Yerini, Konutunu Değiştirmesine ya da Okulunu veya İşini Bırakmasına Neden Olması:
- Failin ısrarlı takip eylemleri o kadar ciddi bir boyuta ulaşmışsa ki, mağdur sırf bu takipten kurtulmak için okulunu, iş yerini veya evini değiştirmek zorunda kalmışsa ya da okulunu veya işini tamamen bırakmak durumunda kalmışsa, bu durum da cezayı artıran bir nitelikli haldir. 1
- Bu, failin eylemlerinin mağdurun yaşamında ne denli köklü ve olumsuz değişikliklere yol açtığının, mağdurun temel yaşam düzenini ve özgürlüklerini ne ölçüde kısıtladığının somut bir göstergesidir. Mağdurun sırf failden kaçmak için hayatını baştan aşağı değiştirmek zorunda kalması, suçun vahametini ortaya koyar.
- c) Hakkında Uzaklaştırma ya da Konuta, Okula veya İş Yerine Yaklaşmama Tedbirine Karar Verilen Fail Tarafından İşlenmesi:
- Eğer fail hakkında daha önceden mahkeme tarafından verilmiş bir uzaklaştırma kararı (örneğin 6284 sayılı Kanun kapsamında) veya belirli yerlere (konut, okul, iş yeri) yaklaşmama tedbiri olmasına rağmen, fail bu tedbire uymayarak ısrarlı takip suçunu işlemeye devam ederse, bu durum da cezayı ağırlaştıran bir nitelikli hal olarak kabul edilir. 1
- Bu, failin yasal uyarılara ve mahkeme kararlarına rağmen suç işleme konusundaki ısrarını, hukuk tanımazlığını ve tehlikeliliğini gösterir. Mahkeme kararını hiçe sayarak eylemlerine devam eden failin daha ağır bir yaptırımla karşılaşması, adaletin ve hukuk düzeninin korunması açısından önemlidir.
Kanun koyucunun bu nitelikli halleri belirlerken, bir yandan mağdurun özel durumunu ve eylemin mağdur üzerindeki etkisini, diğer yandan ise failin hukuk kurallarına karşı tutumunu ve tehlikelilik derecesini gözettiği anlaşılmaktadır. Bu, suçun ciddiyetini ve toplumsal tehlikesini farklı açılardan yansıtarak daha orantılı bir cezalandırma amacı güder.
Ceza Hukukundaki Diğer Hususlar
- Adli Para Cezasına Çevrilme: Hâkim, belirli koşullar altında (örneğin verilen hapis cezasının süresi ve failin kişiliği gibi faktörlere bağlı olarak) hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir. 7 Ancak bu, her durumda otomatik bir uygulama değildir ve hakimin takdirindedir.
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB): Eğer sanığa verilen ceza iki yıl veya daha az süreli hapis cezası ise ve diğer yasal şartlar da mevcutsa (örneğin sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması, suç nedeniyle oluşan zararın giderilmesi – ki ısrarlı takipte doğrudan maddi zarar her zaman olmayabilir 10 – ve sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaatinin oluşması), mahkeme HAGB kararı verebilir. 5 Bu durumda sanık belirli bir denetim süresine tabi tutulur ve bu süreyi iyi halli geçirirse dava düşer, mahkumiyet sicile işlemez. Israrlı takip gibi mağdurun psikolojisini derinden etkileyen ve süreklilik arz eden bir suçta HAGB kararının uygulanması, mağdur açısından adaletin tam olarak tecelli etmediği algısı yaratabilir ve fail için yeterli caydırıcılığı sağlamayabilir. Bu nedenle hakimin, bu tür kararları verirken suçun özel niteliklerini ve mağdur üzerindeki etkilerini çok daha derinlemesine değerlendirmesi beklenir.
- Cezanın Ertelenmesi: Belirli koşullar altında, mahkeme tarafından verilen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi, yani ertelenmesi de mümkündür. 10 HAGB gibi, cezanın ertelenmesi de failin belirli bir denetim süresini iyi halli geçirmesine bağlıdır.
- Tekerrür: Failin daha önce işlediği bir suç nedeniyle kesinleşmiş bir mahkumiyeti varsa ve yeni suçu belirli bir süre içinde işlerse, tekerrür hükümleri uygulanarak cezası artırılabilir. 12 Bu, failin suç işleme eğiliminin devam ettiğini gösterir.
- İçtima (Suçların Birleşmesi): Failin ısrarlı takip eylemleri aynı zamanda tehdit, hakaret, şantaj, cinsel taciz, özel hayatın gizliliğini ihlal gibi başka suçları da oluşturuyorsa, bu suçlardan dolayı da ayrıca cezalandırılabilir (fikri içtima veya gerçek içtima kuralları uygulanır). 1 Ancak, ısrarlı takip suçu, TCK m.123’teki “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçunun özel bir şekli olduğundan, ısrarlı takip suçunun oluştuğu durumlarda ayrıca TCK m.123’ten ceza verilmez (özel normun genel norma önceliği ilkesi). 5 Yani, ısrarlı takip daha özel ve ağır bir düzenleme olduğu için o madde uygulanır.
Eşe Karşı Israrlı Takipte Şikayet Süreci ve Zamanaşımı
Eşe karşı ısrarlı takip mağduruysanız veya bir yakınınız bu durumu yaşıyorsa, haklarınızı bilmeniz ve yasal süreci doğru şekilde başlatmanız son derece önemlidir.
1. Şikayet Hakkı ve Süresi
Israrlı takip suçu, TCK m.123/A’nın üçüncü fıkrası uyarınca şikayete bağlı bir suçtur. 1 Bu, suçun soruşturulması ve kovuşturulması için mağdurun yetkili makamlara başvurarak şikayetçi olması gerektiği anlamına gelir. Savcılık, mağdurun şikayeti olmadan re’sen (kendiliğinden) soruşturma başlatamaz.
Şikayet süresi, mağdurun fiili (suçu oluşturan eylemi) ve faili (suçu işleyen kişiyi) öğrendiği tarihten itibaren altı (6) aydır. 4 Bu süre hak düşürücü bir süredir; yani bu süre içinde şikayette bulunulmazsa, daha sonra şikayet hakkı kullanılamaz ve suç soruşturulamaz. Israrlı takip gibi travmatik bir suçun mağdurları için bu 6 aylık süre oldukça kısa bir zaman dilimi olabilir. Mağdurlar, yaşadıkları şok, korku, failin manipülasyonları veya toplumsal baskılar nedeniyle bu süre içinde harekete geçmekte zorlanabilirler. Bu durum, hak kayıplarına yol açabileceğinden, mağdurların hakları ve şikayet süreleri konusunda erken ve etkin bir şekilde bilinçlendirilmesi hayati önem taşır.
Önemli Not: Bazı kaynaklarda 6 ısrarlı takip suçunun şikayete tabi olmadığı belirtilmiş olsa da, bu bilgi TCK m.123/A(3) hükmü ve baskın Yargıtay içtihatları ile çelişmektedir. Kanun maddesi açıkça şikayete tabi olduğunu belirtmektedir. 1
2. Şikayet Nereye ve Nasıl Yapılır?
Şikayet başvurusu aşağıdaki mercilere yapılabilir 12:
- Cumhuriyet Başsavcılığı: Suçun işlendiği yerdeki veya şüphelinin bulunduğu yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılı bir dilekçe ile veya adliyede sözlü beyanda bulunarak şikayet yapılabilir.
- Kolluk Kuvvetleri (Polis veya Jandarma): En yakın polis merkezi amirliğine veya jandarma komutanlığına gidilerek sözlü veya yazılı şikayette bulunulabilir. Kolluk kuvvetleri şikayeti alıp gerekli ilk işlemleri yapar ve dosyayı Cumhuriyet Savcılığı’na ivedilikle gönderir.
Şikayet dilekçesi hazırlanırken, olayın tüm detayları, tarihleri, saatleri, tanıklar ve mevcut deliller (mesajlar, e-postalar, sosyal medya görüntüleri, kamera kayıtları vb.) açık ve net bir şekilde belirtilmelidir. (Dilekçe örneği için makalemizin ilerleyen bölümlerine bakınız).
3. Şikayetten Vazgeçme
Israrlı takip suçu şikayete bağlı olduğu için, mağdur soruşturma veya kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçebilir. Şikayetten vazgeçme durumunda 12:
- Soruşturma aşamasında (savcılıkta) vazgeçilirse, savcılık genellikle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verir.
- Kovuşturma (mahkeme) aşamasında vazgeçilirse, mahkeme davanın düşmesine karar verir.
Ancak, şikayetten vazgeçme kararının iyi düşünülerek verilmesi önemlidir. Zira vazgeçme sonrası aynı fiilden dolayı tekrar şikayetçi olmak genellikle mümkün değildir (“vazgeçmeden dönme” belirli istisnai durumlar dışında kabul görmez).
4. Dava Zamanaşımı
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre geçtikten sonra devletin o suçtan dolayı dava açma veya açılmış olan davayı devam ettirme yetkisinin ortadan kalkmasıdır. Israrlı takip suçunda (TCK m.123/A) temel dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren sekiz (8) yıldır. 4 Israrlı takip, doğası gereği kesintisiz (mütemadi) bir suç olarak kabul edildiğinden, zamanaşımı süresi, takibin sona erdiği, yani son takip eyleminin gerçekleştiği andan itibaren işlemeye başlar. 7
Eğer bu 8 yıllık süre içinde kamu davası açılmazsa veya açılmış dava sonuçlandırılmazsa dava zamanaşımı nedeniyle düşer.
5. Uzlaştırma Kapsamında mıdır?
Hayır, ısrarlı takip suçu (TCK m.123/A) uzlaştırma kapsamında değildir. 4 Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.253/3 uyarınca, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve ısrarlı takip suçunda uzlaştırma yoluna gidilemez. Bu durum, kanun koyucunun ısrarlı takip suçunu basit bir anlaşmazlık olarak görmediğinin, aksine mağdurun korunmasını ve failin eylemlerinin ciddiyetle ele alınmasını önceliklendirdiğinin bir göstergesidir. Uzlaştırma süreci, zaten korku ve baskı altında olan bir ısrarlı takip mağdurunu faille tekrar yüzleşmeye zorlayabilir ve bu durum mağdur için ek bir travma yaratabilir. Bu yasak, mağdurun ikincil mağduriyetini önlemeyi amaçlar.
Eşe Karşı Israrlı Takip Mağdurları İçin Koruyucu Tedbirler (6284 Sayılı Kanun)
Eşe karşı ısrarlı takip, sadece bir ceza hukuku meselesi değildir; aynı zamanda mağdurun acil korunmasını gerektiren bir şiddet türüdür. Bu noktada, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun devreye girer. Bu kanun, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru kişilerin korunmasını amaçlar. 18 Bu kanun, TCK m.123/A’nın cezalandırıcı yaklaşımını tamamlayan, proaktif ve mağdur odaklı bir koruma kalkanı sunar. Ceza davası süreçleri zaman alabilirken, 6284 kapsamındaki tedbirler (özellikle uzaklaştırma) çok daha hızlı bir şekilde alınabilir.
Israrlı takip mağdurları, bu kanun kapsamında çeşitli koruyucu ve önleyici tedbirlerden yararlanabilirler. Bu tedbirler, failin mağdura daha fazla zarar vermesini engellemeyi ve mağdurun güvenliğini sağlamayı hedefler.
1. Mülki Amir (Vali/Kaymakam) Tarafından Verilebilecek Koruyucu Tedbirler
Mülki amirler (illerde vali, ilçelerde kaymakam), mağdurun korunması için aşağıdaki tedbirlere karar verebilir 21:
- Mağdura ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara uygun barınma yeri sağlanması (örneğin kadın sığınmaevi/konukevi).
- Diğer kanunlar kapsamındaki yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması.
- Psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
- Hayatî tehlikenin bulunması halinde, mağdurun talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması (örneğin kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi gibi daha kapsamlı önlemler de hakim kararıyla mümkündür).
- Çocukları varsa ve çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere kreş imkanı sağlanması (belirli şartlarda).
Gecikmesinde sakınca bulunan acil durumlarda, bu tedbirlerden bazıları (özellikle barınma, geçici koruma) ilgili kolluk amirleri (polis/jandarma) tarafından da derhal alınabilir, ancak bu kararların en geç ertesi iş günü mülki amirin onayına sunulması gerekir. Mülki amir tarafından 48 saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar. 21
2. Hakim (Aile Mahkemesi) Tarafından Verilebilecek Önleyici Tedbirler (Uzaklaştırma Kararı vb.)
Aile Mahkemesi Hakimi, ısrarlı takip uygulayan fail hakkında aşağıdaki önleyici tedbirlere karar verebilir 17:
- Şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi (eğer birlikte yaşıyorlarsa).
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması (Halk arasında “Uzaklaştırma Kararı” olarak bilinir). Bu, eşe karşı ısrarlı takip vakalarında en sık talep edilen ve en etkili tedbirlerden biridir. Yaklaşmama mesafesi hakim tarafından belirlenir.
- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
- Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmaması.
- Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
- Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla (telefon, mesaj, sosyal medya, e-posta vb.) veya sair surette rahatsız etmemesi. Bu, siber takibi de etkin bir şekilde engellemeyi amaçlar.
- Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
- Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
- Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması.
- Alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
- Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, yukarıda sayılan önleyici tedbirlerden bazıları (şiddet tehdidinde bulunmama, uzaklaştırma, konuta-okula-işyerine yaklaşmama, iletişimle rahatsız etmeme) ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Ancak kolluk amiri, evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından 24 saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar. 21
Hakim ayrıca, şiddet uygulayan kişi aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise, daha önce nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir. 21
Tedbir Kararlarının Süresi ve İhlali
Tedbir kararları ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam ettiğinin anlaşılması hâlinde, resen (kendiliğinden) veya mağdur ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir. 22
Failin, hakkında verilen tedbir kararlarına aykırı hareket etmesi (ihlal) durumunda, fiili başka bir suç oluştursa bile, ihlalin niteliğine göre hakim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur. Tedbir kararının tekrarlanan ihlallerinde ise bu süre on beş günden otuz güne kadar zorlama hapsi olarak uygulanır. Zorlama hapsi kararları, Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilir. Bu yaptırım, TCK m.123/A kapsamındaki ısrarlı takip suçundan verilecek cezadan tamamen ayrı ve bağımsız bir yaptırımdır ve amacı tedbir kararının etkinliğini sağlamaktır.
Koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının varlığı önemli olmakla birlikte, asıl kritik nokta bu kararların etkin bir şekilde uygulanması ve denetlenmesidir. Mağdurun “uzaklaştırma kararım var ama hala peşimde” çaresizliğini yaşamaması için kolluk kuvvetlerinin ve ilgili kurumların (ŞÖNİM gibi) ihlalleri titizlikle takip etmesi, mağdurun bildirimlerini ciddiye alması ve ihlal durumunda yaptırımları gecikmeksizin uygulaması şarttır. Kararların caydırıcılığı, uygulanmasındaki ciddiyetle doğru orantılıdır.
Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarında Eşe Karşı Israrlı Takip
Yüksek mahkeme kararları, kanun maddelerinin yorumlanması ve somut olaylara uygulanması açısından yol göstericidir. Eşe karşı ısrarlı takip suçuna ilişkin Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) kararlarında öne çıkan bazı hususlar şunlardır. BAM kararları daha yerel ve yeni olduğu için Yargıtay kadar yaygın bir şekilde içtihat veri tabanlarında yer almayabilir, ancak temel prensipler Yargıtay kararlarıyla paralellik gösterir.
“Israr” Unsurunun Değerlendirilmesi
Yargıtay, “ısrar” unsurunun varlığını değerlendirirken eylemlerin sürekliliğine, tekrarına, çeşitliliğine ve mağdurun iradesine aykırı olmasına dikkat eder. 4 Yani, failin farklı zamanlarda ve farklı yöntemlerle gerçekleştirdiği, mağdurun iradesine aykırı tüm eylemler bir bütün olarak ele alınır.
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E: 2021/27098, K: 2021/29961, 22.12.2021 tarihli kararı (özet): Failin telefon etmesi, mağdurun evinin önüne gelmesi ve mağduru takip etmesi şeklindeki farklı eylemlerin bir bütün olarak “ısrar” unsurunu oluşturduğu kabul edilmiştir. 12 Bu karar, ısrarın tek bir tür eylemle sınırlı olmadığını, farklı davranışların bir araya gelerek de ısrarı oluşturabileceğini gösterir. Bu yaklaşım, failin mağduru rahatsız etme ve kontrol altında tutma yönündeki genel niyetini ve eylemlerinin mağdur üzerindeki toplam etkisini daha iyi yansıtır.
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E: 2021/21142, K: 2021/25277, 25.10.2021 tarihli kararı (özet): Sanık ile katılan (mağdur) arasındaki iletişim kayıtlarının (HTS raporları) getirtilerek, sanığın ne sıklıkla katılanı aradığı, mesaj attığı, konuşmaların ne kadar sürdüğü ve katılan tarafından bu iletişime karşılık verilip verilmediği gibi hususların detaylıca incelenmesi ve buna göre “ısrar” unsurunun oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. 7 Bu, özellikle iletişim yoluyla işlenen ısrarlı takipte somut verilerin ve bağlamın önemini vurgular.
- Tek bir mesaj veya aynı gün içinde yapılan bir arama gibi münferit eylemler, genellikle “ısrar” için yeterli görülmeyebilir. [10 (TCK m.123 için verilen bir karar olsa da ısrar kavramı açısından yol göstericidir)] Eylemlerin belirli bir süre boyunca devam etmesi ve bir bütünlük arz etmesi beklenir.
Eşe Karşı İşlenmesinin Nitelikli Hal Olarak Kabulü
Yargıtay, TCK m.123/A-2(a) bendini uygularken, suçun ayrılık kararı verilen veya boşanılan eşe karşı işlenmesini açıkça bir ağırlaştırıcı neden olarak kabul eder ve cezayı buna göre belirler. 1
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E: 2019/2009, K: 2021/25261, 25.10.2021 tarihli kararı (özet): Sanığın gece vakti katılanlar (eski eşi ve eski eşinin annesi) ve şikayetçinin birlikte yaşadıkları eve giderek onları rahatsız ettiği, eski eşini tehdit ettiği ve farklı günlerde birden fazla tehdit içeren mesaj gönderdiği tespit edilmiş, sanık hakkında hükmedilen cezalarda TCK m.123/A-2(a) ve (b) bentleri uyarınca artırım yapılması gerektiği belirtilmiştir. 11 Bu karar, eşe yönelik ısrarlı takibin fiziksel rahatsızlık ve tehdit boyutunu da içerdiğini ve nitelikli halin uygulanacağını net bir şekilde gösterir.
“Ciddi Huzursuzluk” ve “Güvenlik Endişesi”nin Tespiti
Mahkemeler, bu unsurların varlığını mağdurun beyanları, tanık anlatımları, sunulan deliller (mesajlar, ses kayıtları, fotoğraflar, videolar vb.) ve olayın genel özellikleri üzerinden değerlendirir. Mağdurun yaşam tarzında değişiklik yapma zorunluluğu (işini bırakma, okulunu değiştirme, evini taşıma) bu unsurların varlığına güçlü bir karine (belirti) teşkil eder. 1
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E:2020/23955, K: 2021/13869, 17.05.2021 tarihli kararı (özet): Sanığın, ilgi duyduğu katılanın kendisini istemediğini belirtmesine rağmen, katılana hitaben ısrarla mesaj atması ve mesaj içerikleri karşısında, eylemlerinin (bu kararda TCK m.123 kapsamında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu olarak değerlendirilmiş olsa da, TCK m.123/A henüz yürürlükte değilken verilmiş bir karar olabilir) huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu, beraat kararının hatalı olduğu belirtilmiştir. 11 Bu tür bir durum, TCK m.123/A yürürlüğe girdikten sonra, reddedilmeye rağmen ısrarlı iletişimin “ciddi huzursuzluk” yarattığı gerekçesiyle ısrarlı takip suçu kapsamında değerlendirilecektir.
Uzaklaştırma Kararına Rağmen Suçun İşlenmesi
Fail hakkında daha önce 6284 sayılı Kanun kapsamında verilmiş bir uzaklaştırma veya başka bir önleyici tedbir kararı olmasına rağmen ısrarlı takibe devam etmesi, TCK m.123/A-2(c) uyarınca nitelikli hal sayılır ve cezanın artırılmasını gerektirir. 3 Yargıtay, bu durumu failin hukuk tanımazlığının ve tehlikeliliğinin bir göstergesi olarak kabul eder.
- Örnek bir Yargıtay yaklaşımı: Aile içi şiddet nedeniyle hakkında uzaklaştırma kararı verilen failin, bu karara rağmen eski eşini takip etmeye, tehdit etmeye veya iletişim kurmaya çalışmaya devam etmesi durumunda, ısrarlı takip suçunun bu nitelikli halinden dolayı daha ağır bir ceza ile cezalandırılması gerektiği içtihatlarda vurgulanır. 12
TCK m.123/A’nın yürürlüğe girmesiyle, daha önce TCK m.123 (kişilerin huzur ve sükununu bozma) kapsamında değerlendirilen bazı eylemler artık doğrudan ısrarlı takip suçu olarak nitelendirilecektir. Ancak, Yargıtay’ın eski tarihli kararları, özellikle “ısrar” veya “rahatsızlık verme” unsurlarının yorumlandığı kararlar, TCK m.123/A’nın unsurlarının anlaşılması için hala bir referans noktası olabilir. Bu durum, hukuk uygulamasında normlar hiyerarşisi (özel normun genel norma önceliği) ve zaman içinde yasal düzenlemelerdeki değişikliklerin yargı içtihatlarına nasıl yansıdığını gösteren bir örnektir.
Not: Yargıtay kararlarının tam metinleri ve detaylı gerekçeleri için UYAP sistemi veya ilgili hukuk veri tabanları (Kazancı, Lexpera vb.) incelenmelidir. Burada sunulanlar genel bilgilendirme amaçlı özetlerdir ve hukuki danışmanlık yerine geçmez.
Türkiye’de Yaşanmış Örnek Olaylar (Kimliksiz Ama Gerçekçi Senaryolar)
Eşe karşı ısrarlı takip suçunun ne tür davranışları kapsadığını daha iyi anlamak için, Türkiye’de yaşanmış olabilecek, kimlikleri gizlenmiş ancak gerçekçi kurgusal senaryolara göz atalım. Bu örnekler, suçun mağdurlar üzerinde yarattığı çok boyutlu zararı (psikolojik travma, sosyal izolasyon, iş hayatında sorunlar, güvenlik endişesi, itibar kaybı) gözler önüne sermektedir.
Örnek Olay 1: Boşanma Sonrası Kabus Gibi Takip
Ayşe Hanım, şiddetli geçimsizlik ve psikolojik baskı nedeniyle Ali Bey’den anlaşmalı olarak boşanmıştır. Boşanma kararı kesinleştikten kısa bir süre sonra Ali Bey, Ayşe Hanım’ı “barışmak istediği”, “onu çok özlediği” ve “bir şans daha istediği” bahaneleriyle sürekli rahatsız etmeye başlar. Başlangıçta günde birkaç kez telefonla arayan Ali Bey, Ayşe Hanım’ın net bir şekilde görüşmek istemediğini belirtmesi ve aramaları reddetmesi üzerine taktik değiştirir. Engellenmemek için farklı numaralardan aramaya, gece geç saatlerde veya sabah çok erken saatlerde rahatsız edici mesajlar (bazen sevgi sözcükleri, bazen suçlamalar, bazen de üstü kapalı tehditler içeren “Bensiz mutlu olabileceğini mi sanıyorsun?”, “Çocuklarımızı düşünmüyor musun?”) atmaya başlar.
Ali Bey bununla da kalmaz; Ayşe Hanım’ın yeni taşındığı evin yakınlarındaki bir markette veya Ayşe Hanım’ın iş yerine yakın bir kafede saatlerce bekler, Ayşe Hanım işten çıkarken ya da markete girerken “tesadüfen” karşısına çıkarak konuşmaya çalışır. 10 Ayşe Hanım’ın oturduğu apartmanın önüne sık sık arabasını park eder, bazen arabasının kornasına basarak ya da farlarını yakıp söndürerek varlığını hissettirir. Ortak arkadaşlarını ve hatta Ayşe Hanım’ın ailesini arayarak Ayşe Hanım hakkında bilgi almaya, onun nerede olduğunu, kimlerle görüştüğünü öğrenmeye çalışır. Bu kişilere Ayşe Hanım’a “Ali’nin ne kadar pişman ve üzgün olduğunu” iletmeleri için manevi baskı yapar. Ayşe Hanım, bu aralıksız takip ve tacizler nedeniyle büyük bir korku, stres ve çaresizlik yaşamaya başlar. İşe giderken sürekli arkasını kontrol eder, tanımadığı numaralardan gelen çağrıları açamaz, sosyal hayatından tamamen çekilir ve kendini evine hapsolmuş hisseder. Çocuklarının da bu durumdan olumsuz etkilendiğini görmek onu ayrıca yıpratır. Bu senaryo, hem fiziken takip hem de iletişim araçlarıyla temas kurma çabasının ısrarlı bir şekilde birleştiği, mağdurun yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren tipik bir eşe karşı ısrarlı takip örneğidir.
Örnek Olay 2: Sosyal Medya Üzerinden Terör ve İtibar Suikastı
Fatma Hanım, eşi Mehmet Bey’den ayrılık kararı almış ve ayrı yaşamaya başlamıştır. Mehmet Bey, bu ayrılığı bir türlü kabullenemez ve Fatma Hanım’ı sosyal medya platformları üzerinden hedef alır. Fatma Hanım’ın tüm sosyal medya hesaplarını (Instagram, Facebook, Twitter vb.) gizlice veya açıkça takip eder, her fotoğrafına, her paylaşımına olumsuz, suçlayıcı ve bazen de hakaret içeren, küçük düşürücü yorumlar yapar. Fatma Hanım onu engelledikçe, Mehmet Bey hemen yeni sahte profiller açarak takibine ve yorumlarına devam eder, hatta Fatma Hanım’ın arkadaş listesindeki kişilere arkadaşlık isteği göndererek onlara da ulaşmaya çalışır.
Mehmet Bey, durumu daha da ileri götürerek, Fatma Hanım adına sahte sosyal medya hesapları açar. 5 Bu hesaplardan, Fatma Hanım’ın ilişkileri sırasında çekilmiş özel fotoğraflarını (izinsiz olarak), çarpıtılmış veya tamamen uydurma bilgilerle birlikte yayarak onu çevresine karşı küçük düşürmeye, ahlaksız biri gibi göstermeye ve itibarını zedelemeye çalışır. 1 Ortak arkadaşlarına, Fatma Hanım’ın akrabalarına ve hatta iş arkadaşlarına bu sahte hesaplardan mesajlar göndererek Fatma Hanım hakkında asılsız ve olumsuz dedikodular yayar. Fatma Hanım, bu organize siber saldırılar ve itibar suikastı girişimi nedeniyle derin bir üzüntü, öfke ve utanç duyar. İnsanların yüzüne bakamaz hale gelir, iş yerinde hakkında konuşulduğunu düşünerek huzursuz olur ve ciddi bir güvenlik endişesi yaşar. Bu durum, bilişim sistemleri kullanılarak işlenen, mağdurun sadece huzurunu değil, aynı zamanda sosyal çevresindeki itibarını da hedef alan, son derece yıpratıcı bir eşe karşı ısrarlı takip ve siber zorbalık örneğidir.
Örnek Olay 3: Uzaklaştırma Kararına Rağmen Cüretkarca Devam Eden Takip
Zeynep Hanım, boşandığı eşi Hasan Bey’in ısrarlı takipleri, sürekli evinin ve iş yerinin etrafında dolaşması ve tehdit içerikli mesajları nedeniyle mahkemeden 6284 sayılı Kanun kapsamında uzaklaştırma kararı almıştır. Karara göre Hasan Bey’in, Zeynep Hanım’ın evine ve iş yerine 200 metreden fazla yaklaşmaması, onunla hiçbir şekilde (telefon, mesaj, sosyal medya, mektup, aracı vb.) iletişim kurmaması ve çocuklarıyla görüşme günleri dışında onları da rahatsız etmemesi gerekmektedir.
Ancak Hasan Bey, bu kesin mahkeme kararını ve yasal yaptırımları hiçe sayarak Zeynep Hanım’ı takip etmeye ve rahatsız etmeye devam eder. 10 Zeynep Hanım’ın evinin bulunduğu sokağın köşesinde, uzaklaştırma mesafesinin sınırında bekler, Zeynep Hanım dışarı çıktığında arabasıyla yavaşça yanından geçerken ona imalı bakışlar atar. Zeynep Hanım’ın çocuklarını okuldan alırken okulun karşısındaki parkta oturup uzaktan onu izler. Bir gün, Zeynep Hanım’ın arabasının sileceğine “Bu iş burada bitmedi, o karar beni durduramaz!” yazılı tehditkar bir not bırakır. Hatta Zeynep Hanım’ın yeni başladığı bir kursun çıkışında “sürpriz” yaparak karşısına çıkar ve “Sadece konuşmak istedim, neden bu kadar abartıyorsun?” diyerek onu manipüle etmeye çalışır. Zeynep Hanım, uzaklaştırma kararına rağmen Hasan Bey’in bu cüretkar ve pervasız davranışları karşısında büyük bir çaresizlik, öfke ve derin bir korku yaşar. Kendisinin ve çocuklarının can güvenliğinden ciddi şekilde endişe eder, devletin aldığı kararların bile onu koruyamadığını düşünerek umutsuzluğa kapılır. Bu senaryo, TCK m.123/A-2(c) bendinde belirtilen nitelikli hali, yani hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenen eşe karşı ısrarlı takip suçunu açıkça ve vahim bir şekilde göstermektedir.
Eşe Karşı Israrlı Takip Suçunda Delil Toplama ve İspat Yöntemleri
Eşe karşı ısrarlı takip suçunun yargı önüne taşınması ve failin cezalandırılabilmesi için iddiaların somut delillerle desteklenmesi büyük önem taşır. Hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delil, ceza muhakemesinde ispat aracı olarak kullanılabilir. 23 Peki, bu tür bir durumda hangi deliller toplanabilir ve ispat nasıl sağlanır?
1. Mağdur Tarafından Toplanabilecek Deliller
Mağdur, yaşadığı ısrarlı takibi belgelemek için aktif rol alabilir ve aşağıdaki delilleri toplamaya çalışabilir 24:
- İletişim Kayıtları:
- Telefonla yapılan aramaların dökümü (arama sıklığı, arama saatleri, arama süreleri, cevapsız çağrılar). Bu dökümler operatörlerden veya telefon faturasından temin edilebilir.
- Gönderilen SMS, WhatsApp, Telegram, Instagram DM, Facebook Messenger, e-posta gibi her türlü mesajın ekran görüntüleri. Bu ekran görüntülerinde mesajın içeriği, gönderen kişinin adı/numarası ve gönderilme tarihi/saati net bir şekilde görünmelidir.
- Sesli mesajların (varsa) kayıtları ve bu kayıtların dökümleri.
- Failin sosyal medya hesaplarından yaptığı rahatsız edici paylaşımların, yorumların veya mağduru etiketlediği içeriklerin ekran görüntüleri.
- Fiziksel Takibe İlişkin Deliller:
- Failin mağduru takip ederken, evinin veya iş yerinin önünde beklerken çekilmiş (mümkünse güvenli bir şekilde ve fark ettirmeden) fotoğrafları veya videoları.
- Failin mağdurun evi, iş yeri veya sık gittiği yerlerde görüldüğüne dair çevredeki iş yerlerinin veya apartmanların güvenlik kamerası kayıtları (Bu kayıtlar genellikle savcılık veya mahkeme kanalıyla resmi olarak talep edilir, ancak mağdur hangi kameraların olayı kaydetmiş olabileceğini tespit edip yetkili makamlara bildirebilir).
- Failin mağdurun arabasına, kapısına veya posta kutusuna bıraktığı notlar, mektuplar, istenmeyen hediyeler veya zarar verdiği eşyaların fotoğrafları.
- Araçla takip ediliyorsa, aracın plakası, markası, modeli, rengi ve görüldüğü yer/zamanların detaylı bir şekilde not edilmesi.
- Tanık Beyanları:
- Israrlı takip eylemlerine (fiziksel takip, sözlü taciz, rahatsız etme vb.) şahit olan komşular, iş arkadaşları, aile bireyleri, apartman görevlisi veya arkadaşlarının isim ve iletişim bilgileri. Bu kişilerin gördükleri, duydukları olayları detaylı bir şekilde anlatmaları için mahkemede tanıklık yapmaları istenebilir.
- Günlük Tutma (Kronolojik Kayıt):
- Mağdurun, yaşadığı tüm takip eylemlerini (ne oldu, nerede, ne zaman, kim yaptı, hangi sözler söylendi, nasıl hissettirdi, varsa başka tanıklar kimlerdi) tarih ve saat belirterek düzenli bir şekilde not etmesi, olayın bütünlüğünü, “ısrar” unsurunu ve mağdur üzerindeki etkisini göstermede son derece yardımcı olabilir. Bu günlük, savcılığa veya mahkemeye delil olarak sunulabilir.
- Psikolojik Duruma İlişkin Belgeler:
- Israrlı takip nedeniyle yaşanan stres, korku, anksiyete, panik atak, uyku bozuklukları gibi durumlar için başvurulan psikolog, psikiyatrist veya aile hekiminden alınan raporlar, kullanılan ilaçlara dair reçeteler, mağdurun “ciddi bir huzursuzluk” yaşadığını veya “güvenliğinden endişe duyduğunu” objektif olarak destekleyebilir. 24
Önemli Uyarı: Delil toplarken kendi güvenliğinizi asla riske atmamaya özen gösterin. Faili provoke edebilecek, çatışmaya yol açabilecek veya sizi daha büyük bir tehlikeye atabilecek davranışlardan kesinlikle kaçının. 25 Mümkünse delil toplama konusunda bir avukattan veya güvendiğiniz birinden destek alın.
Dijital delillerin (mesajlar, sosyal medya kayıtları vb.) toplanması ve muhafazası özel bir dikkat gerektirir. Bu deliller kolayca silinebilir veya değiştirilebilir. Bu nedenle, ekran görüntülerini alırken tarih, saat ve gönderen bilgilerinin net bir şekilde görünmesine özen gösterilmeli; mümkünse bu deliller değiştirilmeden, orijinal halleriyle ve zaman kaybetmeden bir avukat aracılığıyla veya doğrudan yetkili makamlara sunulmalıdır.
2. Savcılık ve Mahkeme Aşamasında Delil Toplama
Şikayet üzerine soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcısı ve yargılama aşamasında mahkeme de resen veya talebiniz üzerine delil toplayabilir 23:
- HTS (Historical Traffic Search) Kayıtları ve CGNAT (Carrier Grade NAT) Kayıtları: Fail ve mağdur arasındaki telefon trafiği (arama kayıtları, SMS gönderim bilgileri, baz istasyonu konum bilgileri) ve internet erişim kayıtları (IP adresleri, erişim zamanları) mahkeme kararıyla GSM operatörlerinden ve internet servis sağlayıcılardan talep edilebilir. Bu kayıtlar, özellikle iletişim yoluyla ve siber takip yoluyla işlenen suçlarda kritik öneme sahiptir.
- Sosyal Medya ve Bilişim İncelemeleri: Gerekirse mahkeme kararıyla failin sosyal medya hesapları, e-postaları veya bilgisayar/telefon gibi dijital cihazları üzerinde adli bilişim uzmanları tarafından inceleme yapılabilir.
- Kamera Kayıtlarının Temini: Olay yerlerindeki (mağdurun evi, iş yeri, sokak, kamuya açık alanlar vb.) güvenlik kamerası veya MOBESE kayıtları resmi yazıyla istenerek incelenebilir.
- Tanık Dinlenmesi: Mağdurun bildirdiği veya soruşturma/kovuşturma sırasında re’sen tespit edilen tanıklar savcılıkta veya mahkemede yeminli olarak dinlenir.
- Keşif ve Bilirkişi İncelemesi: Gerekli durumlarda olay yerinde (örneğin, failin mağduru takip ettiği iddia edilen güzergahta) keşif yapılabilir veya uzman bilirkişilerden (örneğin dijital deliller için adli bilişim uzmanı, psikolojik etki için adli tıp uzmanı veya psikolog/psikiyatrist) rapor alınabilir. 23
Unutulmamalıdır ki, tanık beyanları değerli olmakla birlikte, tek başlarına mahkumiyet için her zaman yeterli olmayabilirler. Özellikle tanıkların mağdur veya faille yakın ilişkisi varsa, beyanlarının objektifliği sorgulanabilir. Bu nedenle, tanık ifadelerinin, özellikle somut ve objektif diğer delillerle (iletişim kayıtları, kamera görüntüleri, failin eylemlerine dair maddi kanıtlar) desteklenmesi, davanın ispat gücünü önemli ölçüde artırır.
Delillerin Değerlendirilmesi
Toplanan tüm deliller, mahkeme tarafından bir bütün olarak, akla, mantığa ve hukuka uygun bir şekilde değerlendirilir. Yargıç, deliller ışığında failin suçu işleyip işlemediği ve suçun yasal unsurlarının (özellikle “ısrar” ve “ciddi huzursuzluk/güvenlik endişesi”) oluşup oluşmadığı konusunda hür vicdanıyla bir kanaate varır. 23 Şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği, suçun sanık tarafından işlendiği her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanmalıdır.
Dava Aşamaları: Şikayetten Karara
Eşe karşı ısrarlı takip suçunda şikayette bulunduktan sonra sizi nasıl bir hukuki süreç bekliyor? Genel hatlarıyla dava aşamaları şöyledir:
1. Soruşturma Evresi (Savcılık Aşaması)
Mağdurun şikayeti üzerine veya suçüstü halinde Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturma başlatılır. 9 Bu aşama gizli yürütülür ve amacı, suçun işlenip işlenmediğine, işlendiyse kim tarafından ve nasıl işlendiğine dair delilleri toplayarak kamu davası açılıp açılmayacağına karar vermektir.
- Delillerin Toplanması: Savcı, polis veya jandarma aracılığıyla şikayet dilekçesinde belirtilen ve re’sen (kendiliğinden) tespit ettiği delilleri toplar. Bu kapsamda tanıkların ifadeleri alınır, mesaj kayıtları, HTS kayıtları, kamera görüntüleri gibi maddi deliller temin edilir. 23
- Mağdurun (Müşteki) ve Şüphelinin İfadesinin Alınması: Savcı veya görevlendireceği kolluk kuvvetleri, mağdurun (müşteki sıfatıyla) detaylı ifadesini alır. Şüpheli de ifadeye çağrılır veya hakkında yakalama kararı çıkarılarak zorla getirilebilir 23 ve savunması alınır. İfade ve sorgu süreçlerinde bir avukattan hukuki destek almak, hak kayıplarının önlenmesi açısından son derece önemlidir. 12
- Koruyucu Tedbir Talepleri: Soruşturma aşamasında mağdur, 6284 sayılı Kanun kapsamında uzaklaştırma, iletişim yasağı gibi koruyucu ve önleyici tedbirler talep edebilir. Bu talepler Aile Mahkemesi’ne iletilir. Acil durumlarda savcılık veya kolluk da bu yönde girişimlerde bulunabilir.
- Gözaltı ve Tutuklama Tedbirleri: Şartları oluşmuşsa (örneğin delillerin karartılma, kaçma veya mağdur/tanıklar üzerinde baskı kurma şüphesi varsa, suçun ağırlığı ve katalog suçlardan olması gibi durumlar), şüpheli hakkında gözaltı 12 veya sulh ceza hakimi kararıyla tutuklama 12 tedbirleri uygulanabilir. Israrlı takip suçunun temel hali için tutuklama kararı verilmesi genellikle zordur ancak suçun nitelikli hallerinin (örneğin eşe karşı ısrarlı takip ve cezanın üst sınırının elvermesi) varlığı veya adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı durumlarda tutuklama gündeme gelebilir. 12
- Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar: Savcı, topladığı delilleri değerlendirerek aşağıdaki kararlardan birini verir: 12
- İddianame Düzenlenmesi: Suçun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşırsa, şüpheli hakkında ceza davası açılması için iddianame düzenleyerek dosyayı görevli ve yetkili mahkemeye (Asliye Ceza Mahkemesi) gönderir.
- Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (KYOK / Takipsizlik Kararı): Yeterli delil bulunamazsa, suçun unsurları oluşmamışsa veya şikayet süresi geçmişse savcı takipsizlik kararı verebilir. Bu karara karşı mağdurun itiraz hakkı vardır. 12
- Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı (KDAE): Belirli şartların varlığı halinde (örneğin suçun cezasının üst sınırı, şüphelinin daha önce kasıtlı suçtan mahkum olmaması, zararın giderilmesi gibi), savcı 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verebilir.
2. Kovuşturma Evresi (Mahkeme Aşaması)
Savcının iddianame düzenlemesi ve mahkemenin bu iddianameyi kabul etmesiyle kovuşturma evresi, yani ceza davası başlar. Bu aşama halka açık duruşmalarla yürütülür.
- Görevli Mahkeme: Israrlı takip suçunda (TCK m.123/A) yargılama yapmakla görevli mahkeme, suçun temel ve nitelikli hallerinin ceza miktarları göz önüne alındığında Asliye Ceza Mahkemesi‘dir. 6
- Duruşmalar: Mahkeme, duruşma günlerini belirler ve taraflara tebliğ eder. Duruşmalarda sanık (eski şüpheli), mağdur (katılan sıfatıyla davaya müdahil olabilir) ve tanıklar dinlenir, deliller ortaya konur ve tartışılır. Tarafların (ve varsa avukatlarının) savunma ve iddialarını sunma hakkı vardır.
- Delillerin Tartışılması ve Yeniden Değerlendirilmesi: Soruşturma aşamasında toplanan deliller duruşmada tartışılır. Mahkeme, gerekirse yeni delillerin toplanmasına (örneğin ek tanık dinlenmesi, yeni bir bilirkişi raporu alınması) karar verebilir.
- Basit Yargılama Usulü: Israrlı takip suçunun temel hali (TCK m.123/A-1) gibi bazı suçlarda, şartları varsa mahkeme basit yargılama usulünü uygulayabilir. Bu usulde duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden karar verilebilir, ancak tarafların itiraz hakkı saklıdır. 5
- Mahkemenin Vereceği Karar: Yargılama sonunda mahkeme, dosyadaki tüm delilleri ve beyanları değerlendirerek aşağıdaki kararlardan birini verir: 12
- Mahkumiyet Kararı: Sanığın suçu işlediği sabit görülürse, kanunda öngörülen ceza (hapis ve/veya adli para cezası) verilir.
- Beraat Kararı: Sanığın suçu işlemediği anlaşılırsa, delil yetersizliği varsa veya suçun yasal unsurları oluşmamışsa beraat kararı verilir.
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB): Şartları varsa (genellikle 2 yıl veya daha az hapis cezalarında), sanık hakkında HAGB kararı verilerek 5 yıl denetim süresine tabi tutulabilir.
- Davanın Düşmesi Kararı: Şikayetten vazgeçme, sanığın ölümü, af veya dava zamanaşımının dolması gibi nedenlerle dava düşebilir.
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı: Sanığın yaş küçüklüğü, akıl hastalığı gibi nedenlerle kusur yeteneği yoksa veya hukuka uygunluk nedenleri varsa bu karar verilebilir.
3. Kanun Yolları (İtiraz, İstinaf, Temyiz)
Mahkemenin verdiği karara karşı tarafların (sanık, katılan, Cumhuriyet Savcısı) itiraz etme hakkı vardır. Bu hak, kararın türüne göre ve yasal süreler içinde kullanılır: 12
- İtiraz: Genellikle ara kararlara veya bazı son kararlara (örneğin HAGB kararına) karşı başvurulan bir yoldur.
- İstinaf: Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği nihai kararlara karşı, kararın tebliğinden itibaren genellikle 7 gün içinde Bölge Adliye Mahkemesi’ne (BAM) istinaf başvurusunda bulunulabilir. BAM, dosyayı hem usul hem de esas yönünden yeniden inceler.
- Temyiz: Bölge Adliye Mahkemesi’nin belirli kararlarına karşı (kanunda belirtilen şartlar ve süreler dahilinde) Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunulabilir. Yargıtay, daha çok hukuki denetim yapar.
Bu süreçler karmaşık olabileceğinden, bir ceza avukatından profesyonel destek almak, haklarınızın korunması ve adaletin tecellisi için büyük önem taşır. ()
Israrlı Takip Mağdurları İçin Pratik İpuçları ve Destek Mekanizmaları
Eşe karşı ısrarlı takip gibi zorlayıcı bir durumla karşı karşıya kaldığınızda, hem kendi güvenliğinizi sağlamak hem de hukuki süreci doğru yönetmek için atabileceğiniz adımlar ve başvurabileceğiniz destek mekanizmaları bulunmaktadır.
Ne Yapmalı? (Israrlı Takibe Karşı Pratik İpuçları)
Aşağıdaki pratik öneriler, ısrarlı takip mağdurlarına yol gösterebilir 24:
- Faille İletişimi Kesin ve Net Bir Tavır Sergileyin:
- Failin sizinle iletişim kurma çabalarına (aramalar, mesajlar vb.) kesinlikle yanıt vermeyin. Herhangi bir yanıt, faili cesaretlendirebilir.
- Eğer bir kez ve net bir şekilde “Beni bir daha arama, mesaj atma, takip etme. Davranışlarından rahatsız oluyorum ve yasal yollara başvuracağım” dediyseniz, bunu tekrarlamanıza gerek yoktur. Sürekli tartışmaya girmek durumu kötüleştirebilir.
- Faili tüm iletişim kanallarından (telefon, sosyal medya, e-posta) engelleyin.
- Durumu Güvendiğiniz Kişilerle Paylaşın:
- Yaşadıklarınızı ailenizle, yakın arkadaşlarınızla, iş arkadaşlarınızla veya komşularınızla paylaşın. Onlardan manevi destek alabilir ve olası tehlikelere karşı sizi uyarmalarını veya size yardımcı olmalarını isteyebilirsiniz.
- Yalnız olmadığınızı bilmek, bu süreçle başa çıkmanıza yardımcı olacaktır.
- Detaylı Bir Şekilde Delil Toplayın:
- Failin gönderdiği tüm mesajların (SMS, WhatsApp, sosyal medya vb.) ekran görüntülerini tarih ve saat görünecek şekilde alın.
- Tehdit veya taciz içeren e-postaları saklayın.
- Sizi takip ettiğine dair (güvenliğinizden emin olarak) fotoğraf veya video çekmeye çalışın ya da çevredeki kamera kayıtlarını tespit edin.
- Yaşadığınız her olayı (tarih, saat, yer, olayın detayı, varsa tanıklar, hissettikleriniz) düzenli olarak bir günlüğe not edin. Bu, hem şikayet aşamasında hem de mahkemede olayın bütünlüğünü anlatmanıza yardımcı olur.
- Failin bıraktığı notları, istenmeyen hediyeleri saklayın.
- Kişisel Güvenlik Önlemlerinizi Artırın:
- Telefon numaranızı ve e-posta adresinizi değiştirmeyi düşünün. Yeni bilgilerinizi sadece güvendiğiniz kişilerle paylaşın.
- Sosyal medya hesaplarınızın gizlilik ayarlarını en üst düzeye getirin, tanımadığınız kişilerin arkadaşlık isteklerini kabul etmeyin.
- Günlük rutinlerinizi (işe gidiş-geliş saatleri, kullandığınız yollar vb.) değiştirmeye çalışın.
- Evinizin ve iş yerinizin güvenlik önlemlerini (kilitler, alarmlar, kameralar) gözden geçirin.
- Dışarı çıkarken yalnız olmamaya, kalabalık ve aydınlık yerleri tercih etmeye çalışın.
- Derhal Polise veya Savcılığa Başvurun ve Şikayetçi Olun:
- Israrlı takip bir suçtur. Yaşadıklarınızı ciddiye alın ve en kısa sürede en yakın polis merkezine, jandarma karakoluna veya doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek şikayetçi olun.
- Topladığınız delilleri yetkili makamlara sunun.
- 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirler (uzaklaştırma kararı, iletişim yasağı vb.) talep edin. ()
- Hukuki ve Psikolojik Destek Almaktan Çekinmeyin:
- Bir avukattan hukuki danışmanlık ve dava takibi için destek almak, haklarınızı daha etkin bir şekilde korumanızı sağlar.
- Yaşadığınız travma ile başa çıkmak için bir psikolog veya psikiyatristten profesyonel destek almanız, ruh sağlığınız için çok önemlidir.
Hukuki ve Psikolojik Destek Alınabilecek Kurum ve Kuruluşlar
Türkiye’de ısrarlı takip ve şiddet mağdurlarına destek sağlayan birçok resmi kurum ve sivil toplum kuruluşu bulunmaktadır 18:
- Resmi Kurumlar:
- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlükleri ve Sosyal Hizmet Merkezleri (SHM): Danışmanlık, rehberlik, barınma (kadın konukevleri), maddi yardım gibi destekler sunarlar.
- Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM): 7/24 esasına göre çalışır. Hukuki, psikolojik, mesleki danışmanlık ve rehberlik hizmetleri sunar, tedbir kararlarının izlenmesinde rol alır. Şikayet ve ihbar için başvurulabilir.
- ALO 183 Sosyal Destek Hattı: Aile, kadın, çocuk, engelli ve yaşlılara yönelik sosyal hizmet danışma hattıdır. 7/24 ücretsiz hizmet verir. Psikolojik destek, hukuki bilgilendirme ve yönlendirme yapar.
- KADES (Kadın Destek Sistemi) Mobil Uygulaması: Acil durumlarda tek tuşla polise ihbarda bulunulmasını sağlayan bir uygulamadır.
- 112 Acil Çağrı Merkezi: Tüm acil durumlar için (polis, jandarma, ambulans) tek numaradır.
- Polis Merkezleri ve Jandarma Karakolları: Şikayet başvurusu ve acil müdahale için başvurulacak ilk yerlerdendir.
- Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Aile Mahkemeleri: Şikayet ve dava süreçleri için başvurulur.
- Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri (ADM): Adliyelerde bulunur ve suç mağdurlarına adli süreç boyunca bilgilendirme ve psiko-sosyal destek sağlar.
- Barolar ve Sivil Toplum Kuruluşları:
- Türkiye Barolar Birliği ve Yerel Baroların Kadın Hakları Merkezleri/Komisyonları ve Adli Yardım Büroları: Ücretsiz hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti (adli yardım kapsamında) sunarlar. (Alo Baro: 444 26 18)
- Kadın Sivil Toplum Kuruluşları (Örn: Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu vb.): Hukuki ve psikolojik destek, danışmanlık, sığınak hizmeti gibi konularda yardımcı olurlar. (Mor Çatı: 0212 292 52 31-32)
- Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği: Cinsel şiddet ve ısrarlı takip konularında destek ve danışmanlık sağlar. (0542 585 39 90)
- Sağlık Kuruluşları:
- Devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel sağlık kuruluşlarından psikiyatrik ve psikolojik destek alınabilir.
Unutmayın, yaşadığınız durum sizin suçunuz değil ve yalnız değilsiniz. Bu kurum ve kuruluşlar size destek olmak için varlar.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
- Soru 1: Ayrıldığım eşim sürekli olarak beni günde onlarca kez arıyor, engellememe rağmen farklı numaralardan mesajlar atıyor. Bu durum eşe karşı ısrarlı takip suçu sayılır mı?
- Evet, bu tür davranışlar eşe karşı ısrarlı takip suçunun unsurlarını oluşturabilir. Sürekli ve istenmeyen aramalar, mesajlar, özellikle engellemenize rağmen farklı yollarla devam ediyorsa, TCK m.123/A kapsamında “haberleşme araçlarıyla ısrarlı bir şekilde temas kurmaya çalışmak” olarak değerlendirilir. Eğer bu durum sizde ciddi bir huzursuzluk yaratıyor veya güvenliğinizden endişe duymanıza neden oluyorsa, suç oluşmuş olabilir. Bir avukata danışarak ve delillerinizle birlikte şikayetçi olmanız önemlidir.
- Soru 2: Boşandığım eşim sürekli olarak evimin önünde veya iş yerimin yakınında bekliyor, gittiğim yerlerde karşıma çıkıyor. Ne yapabilirim?
- Bu davranışlar, TCK m.123/A kapsamında “ısrarlı bir şekilde fiziken takip etmek” anlamına gelir ve eşe karşı ısrarlı takip suçunu oluşturabilir. Derhal 6284 sayılı Kanun kapsamında Aile Mahkemesi’nden veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk kuvvetleri aracılığıyla uzaklaştırma kararı ve diğer koruyucu tedbirleri talep etmelisiniz. Ayrıca, topladığınız delillerle (kamera kayıtları, tanık beyanları, kendi tuttuğunuz notlar vb.) birlikte Cumhuriyet Savcılığı’na veya polis/jandarmaya şikayette bulunarak ceza davası açılmasını sağlayabilirsiniz.
- Soru 3: Eşime karşı ısrarlı takip nedeniyle şikayetçi oldum ama sonra barıştık veya baskı nedeniyle şikayetimden vazgeçmek istiyorum. Bu mümkün mü, sonuçları ne olur?
- Israrlı takip suçu şikayete bağlı bir suç olduğu için, soruşturma veya kovuşturma aşamasında şikayetinizden vazgeçmeniz mümkündür. Soruşturma aşamasında vazgeçerseniz savcılık takipsizlik kararı verebilir, dava açılmışsa mahkeme davanın düşmesine karar verir. [12] Ancak, bu kararı iyi düşünerek vermeniz önemlidir. Çünkü bir kez vazgeçtikten sonra aynı eylemlerden dolayı tekrar şikayetçi olmanız genellikle mümkün olmaz. Eğer baskı altında vazgeçiyorsanız veya güvenliğinizden endişe ediyorsanız, bu durumu yetkili makamlara bildirmeniz ve destek almanız kritik önem taşır.
- Soru 4: Eski eşim hakkında daha önce uzaklaştırma kararı aldırmıştım. Buna rağmen beni takip etmeye ve rahatsız etmeye devam ediyor. Cezası daha mı ağır olur?
- Evet. Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından ısrarlı takip suçunun işlenmesi, TCK m.123/A’nın ikinci fıkrasının (c) bendine göre suçun nitelikli (ağırlaştırıcı) halidir. [1, 3, 6, 7, 8, 10, 11, 12, 13, 15, 16, 17] Bu durumda faile verilecek ceza, suçun temel haline göre daha ağır olacaktır (bir yıldan üç yıla kadar hapis). Ayrıca, uzaklaştırma kararının ihlali başlı başına 6284 sayılı Kanun uyarınca zorlama hapsi yaptırımını da gerektirebilir. Bu durumu derhal kararı veren mahkemeye veya kolluk kuvvetlerine bildirmeniz gerekir.
- Soru 5: Boşandığım eşim, benim adıma sahte sosyal medya hesapları açıp uygunsuz paylaşımlar yapıyor ve beni takip ediyor. Bu da ısrarlı takip midir, ne yapmalıyım?
- Evet, bu tür eylemler de TCK m.123/A kapsamında “bilişim sistemlerini kullanarak ısrarlı bir şekilde temas kurmaya çalışmak” ve mağdur üzerinde “ciddi bir huzursuzluk” veya “güvenlik endişesi” yaratmak suretiyle eşe karşı ısrarlı takip suçunu oluşturabilir. [1, 5] Ayrıca, bu eylemler TCK’da düzenlenen başka suçları da (örneğin hakaret, iftira, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi veya yayılması) oluşturabilir. Derhal bu sahte hesapların ekran görüntülerini, URL adreslerini ve yapılan paylaşımları delil olarak alıp bir avukatla birlikte Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmalısınız. Ayrıca, ilgili sosyal medya platformlarına da bu sahte hesapları şikayet ederek kapatılmalarını talep edebilirsiniz.
Eşe karşı ısrarlı takip, mağdurların hayatını derinden etkileyen, psikolojik ve fiziksel güvenliklerini tehdit eden ciddi bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 123/A maddesi ile bu eylemlerin özel olarak düzenlenmesi ve özellikle ayrılık kararı verilen veya boşanılan eşe karşı işlenmesinin nitelikli hal sayılması, kanun koyucunun bu konudaki hassasiyetini ve mağdurları koruma iradesini ortaya koymaktadır. Israrlı takibin fiziken takip, iletişim araçlarıyla temas kurma çabası veya siber takip gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.
Bu suçla mücadelede en önemli adımlardan biri, mağdurun yaşadıklarının bir suç olduğunu bilmesi ve sessiz kalmamasıdır. Şikayet hakkının kullanılması, koruyucu tedbirlerin talep edilmesi ve hukuki sürecin bir avukat desteğiyle yürütülmesi, failin eylemlerinin sonlandırılması ve adaletin sağlanması için kritik öneme sahiptir. Yargıtay kararları da “ısrar” ve “ciddi huzursuzluk” gibi unsurların somut olayda nasıl değerlendirileceğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
Hakkını Aramaktan Korkma
Eğer siz de eski veya ayrı yaşadığınız eşiniz tarafından ısrarlı bir şekilde takip ediliyor, sürekli rahatsız ediliyor, tehdit alıyor veya güvenliğinizden endişe duyuyorsanız, lütfen unutmayın: Yalnız değilsiniz ve bu yaşadıklarınız sizin suçunuz değil. Kanunlar sizi korumak için var.
Hakkınızı aramaktan, size sunulan hukuki ve sosyal destek mekanizmalarını kullanmaktan çekinmeyin. Bir avukata başvurarak durumunuzu anlatmak, atabileceğiniz en önemli adımlardan biridir. Delillerinizi toplayın, yaşadıklarınızı belgeleyin ve en kısa sürede yetkili makamlara başvurun. Unutmayın, sessiz kalmak faili daha da cesaretlendirebilir. Güvenliğiniz ve huzurunuz her şeyden önemlidir.
Aşık Hukuk Bürosu olarak, eşe karşı ısrarlı takip mağdurlarına hukuki danışmanlık ve dava takibi konularında destek vermekteyiz. Bu zorlu süreçte haklarınızı öğrenmek ve hukuki yollara başvurmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Eşe Karşı Israrlı Takip Suçu Şikayet Dilekçesi Örneği
DİKKAT: Aşağıda sunulan dilekçe örneği genel bir bilgilendirme amacı taşımaktadır ve her somut olayın özellikleri farklılık göstereceğinden, bir avukata danışılarak kişiye özel bir dilekçe hazırlanması en doğru yoldur. Bu örnek, TCK m.123/A kapsamında eşe karşı ısrarlı takip suçuna maruz kalan bir kişinin Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunabileceği bir şikayet dilekçesinin ana hatlarını göstermektedir.
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ŞİKAYETÇİ (MÜŞTEKİ) :
Adı Soyadı :
T.C. Kimlik No :
Adres : [Mağdurun Güncel Adresi]
Telefon :
VEKİLİ (Varsa) :
Av. Adı Soyadı : Av. Murteza Osman AŞIK
Sicil No :
Adres :
UETS Adresi :
ŞÜPHELİ :
Adı Soyadı :
T.C. Kimlik No (Biliniyorsa) :
Adres (Biliniyorsa) :
Telefon (Biliniyorsa) :
SUÇ :
1. Israrlı Takip Suçu (TCK m. 123/A)
2. (Varsa eylemlerin oluşturduğu diğer suçlar: Tehdit TCK m.106, Hakaret TCK m.125, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal TCK m.134 vb. – somut olaya göre eklenecektir)
SUÇ TARİHİ VE YERİ :
tarihinden itibaren bugüne kadar devam eden ve [Olayların Yaşandığı İl/İlçe] genelinde ve özellikle müştekinin konutu ve iş yeri çevresinde gerçekleşen eylemler.
KONU :
Şüphelinin, müşteki’na yönelik olarak boşanma sonrası/ayrılık kararı sonrası ısrarlı bir şekilde fiziken takip etmesi, haberleşme ve iletişim araçları ile bilişim sistemlerini kullanarak sürekli temas kurmaya çalışması, bu suretle müşteki üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ve kendisinin/yakınlarının güvenliğinden endişe duymasına neden olması sebebiyle TCK m.123/A ve eylemlerinin uygun düştüğü diğer suçlardan dolayı hakkında kamu davası açılması ve cezalandırılması talebimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
1. Taraflar Arasındaki Hukuki Durum:
Müşteki ile şüpheli, tarihinde evlenmiş olup, Aile Mahkemesi’nin E. sayılı ve tarihli kararı ile boşanmışlardır (veya haklarında ayrılık kararı verilmiştir). Boşanma kararı tarihinde kesinleşmiştir. (EK-1: Kesinleşmiş Boşanma İlamı Sureti)
2. Israrlı Takip Eylemlerinin Başlaması ve Gelişimi:
Boşanma kararının kesinleşmesini (veya ayrılık kararını) takiben, yaklaşık’nden itibaren şüpheli, müştekiyi ısrarlı bir şekilde rahatsız etmeye başlamıştır. Şüphelinin eylemleri aşağıda detaylandırıldığı üzere hem fiziken takip hem de iletişim araçlarıyla temas kurma çabası şeklinde tezahür etmiştir:
a. Fiziken Takip Eylemleri:
- Şüpheli, müştekinin ikamet ettiği [Müştekinin Adresi] adresindeki konutun önüne hemen her gün gelerek saatlerce beklemiş, müşteki evden çıktığında veya eve dönerken karşısına çıkarak konuşmaya çalışmış, sözlü tacizde bulunmuştur. Bu durum, apartman sakinlerinden ve tarafından da görülmüştür. (Tanık listesi EK-2’de sunulmuştur).
- Müştekinin çalıştığı [İş Yeri Adı ve Adresi] adresindeki iş yerinin çıkışında, şüpheli tarafından beklenmiş, müşteki işten çıktığında arabasıyla takip edilmiş, bazen yolunu keserek zorla konuşmaya çalışmıştır. Bu takiplere iş arkadaşlarından şahit olmuştur.
- Müşteki, tarihinde [Yer Adı, Örn: X Alışveriş Merkezi]’nde arkadaşlarıyla buluştuğunda, şüpheli tesadüf gibi görünmeyecek şekilde aynı mekana gelmiş ve müştekinin masasına yaklaşarak rahatsız edici sözler sarf etmiştir.
- ‘te şüpheli, müştekinin aracının camına tehdit içerikli (“Bu iş burada bitmedi!”, “Seni asla bırakmayacağım!”) bir not bırakmıştır. (EK-3: Notun Fotoğrafı)
b. İletişim Araçları ve Bilişim Sistemleriyle Temas Kurma Çabaları:
- Şüpheli, müştekinin kullandığı numaralı telefona,’nden itibaren günde ortalama kez arama yapmış, müşteki cevap vermediğinde veya numarayı engellediğinde ise gibi farklı numaralardan aramaya devam etmiştir. (EK-4: Arama Kayıtları ve Engellenen Numaraların Listesi)
- Aynı telefon numarasına ve WhatsApp uygulaması üzerinden şüpheli tarafından sürekli olarak tehdit, hakaret, yalvarma ve suçlama içeren yüzlerce mesaj gönderilmiştir. Bu mesajların bazı örnekleri ve ekran görüntüleri EK-5’te sunulmuştur. (Örn: “, Saat: ‘Beni bırakıp gidemezsin, bunun bedelini ödeyeceksin!'”; “, Saat: ‘Ne olur bir şans daha ver, sensiz yaşayamam.'”)
- Müştekinin isimli sosyal medya hesaplarına şüpheli tarafından sürekli olarak rahatsız edici yorumlar yapılmış, özel mesajlar gönderilmiş, sahte hesaplar açılarak takip edilmeye devam edilmiştir. (EK-6: Sosyal Medya Yazışmaları ve Sahte Profil Bilgileri)
- Şüpheli, ortak arkadaşları olan’nı arayarak müşteki hakkında bilgi almaya çalışmış, müştekiye mesaj iletmesi için baskı yapmıştır.
3. Eylemlerin Müşteki Üzerindeki Etkileri:
Şüphelinin yukarıda detaylandırılan ve aylardır devam eden ısrarlı takip eylemleri, müşteki üzerinde son derece ağır bir psikolojik baskı yaratmıştır. Müşteki;
- Sürekli bir korku, endişe ve tedirginlik içinde yaşamaktadır.
- Geceleri uyku uyuyamamakta, kabuslar görmekte ve panik ataklar yaşamaktadır. Bu nedenle [Psikiyatrist Adı]’ndan psikolojik destek almaya başlamıştır. (EK-7: Psikiyatrik Değerlendirme Raporu)
- İş performansında ciddi düşüşler yaşamış, sosyal çevresinden kendini soyutlamış ve günlük aktivitelerini yerine getirmekte zorlanır hale gelmiştir.
- Kendisi ve (varsa) çocuklarının can güvenliğinden ciddi şekilde endişe duymaktadır. Bu nedenle evinin kilitlerini değiştirmiş, güvenlik kamerası taktırmayı düşünmektedir.
- Şüphelinin eylemleri nedeniyle’te [Eski İş Yeri Adı]’ndaki işinden ayrılmak ve [Yeni Adres]’e taşınmak zorunda kalmıştır. (Bu durum TCK m.123/A-2(b) kapsamında nitelikli hal oluşturmaktadır.)
Müşteki, şüphelinin bu eylemlerine son vermesi için defalarca sözlü olarak uyarmış, iletişim kurmak istemediğini net bir şekilde belirtmiş olmasına rağmen şüpheli ısrarla takibine ve rahatsız edici davranışlarına devam etmiştir.
4. Uzaklaştırma Kararı (Varsa):
(Eğer daha önce 6284 sayılı Kanun kapsamında bir tedbir kararı alınmışsa bu kısım eklenecektir.)
Müştekinin talebi üzerine [Mahkeme Adı] Aile Mahkemesi’nin D.İş sayılı ve tarihli kararı ile şüpheli hakkında müştekiye yaklaşmama, iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme vb. tedbirlere hükmedilmiştir. (EK-8: Tedbir Kararı Sureti) Ancak şüpheli, bu karara rağmen yukarıda belirtilen ısrarlı takip eylemlerine devam etmiştir. Bu durum, TCK m.123/A-2(c) kapsamında suçun nitelikli halini oluşturmaktadır.
HUKUKİ DELİLLER :
- Kesinleşmiş Boşanma İlamı Sureti (EK-1)
- Tanık Beyanları (Tanık listesi EK-2’de sunulmuştur, dinlenmelerini talep ederiz.)
- Şüphelinin Bıraktığı Notun Fotoğrafı (EK-3)
- Telefon Arama Kayıtları ve Engellenen Numaraların Listesi (EK-4) (Gerektiğinde HTS kayıtlarının celbini talep ederiz.)
- Şüpheli Tarafından Gönderilen Mesajların (SMS, WhatsApp vb.) Ekran Görüntüleri (EK-5)
- Sosyal Medya Yazışmaları, Yorumları ve Sahte Profil Bilgilerine İlişkin Ekran Görüntüleri (EK-6)
- Psikiyatrik Değerlendirme Raporu (EK-7)
- (Varsa) Aile Mahkemesi Tedbir Kararı Sureti (EK-8)
- Keşif, Bilirkişi İncelemesi (Gerektiğinde talep edilecektir.)
- Yemin, İkrar ve her türlü yasal delil.
HUKUKİ SEBEPLER :
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu m. 123/A, m.106, m.125, m.134 (ve olaya uyan diğer maddeler); 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve ilgili tüm yasal mevzuat.
NETİCE ve TALEP :
Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve re’sen gözetilecek hususlar doğrultusunda; (Lütfen İletişime Geçiniz, zira her olay farklı hukuki unsurların öne sürülmesini gerekmektedir.)