Borcu Ödedikten Sonra Haciz Nasıl Kaldırılır?
ARAYIN, TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE İCRA DAİRESİNE GİTMENİZE GEREK KALMADAN İŞLEMLERİNİZİ NETİCELENDİRELİM.
Hukuk sistemimizde haciz, alacaklının, borçludan olan ve vadesi gelmiş bir para alacağını tahsil edebilmesi amacıyla, borçlunun belirli mal ve haklarına icra dairesi aracılığıyla el konulması işlemidir.1 Bu, devletin cebri icra gücünü kullanarak alacaklının hakkını koruma altına alması ve borcun ödenmesini sağlama mekanizmasıdır.2 Haciz, borçlunun malvarlığı üzerinde ciddi kısıtlamalara yol açabilir; banka hesapları bloke edilebilir, maaşının bir kısmına el konulabilir, aracı veya gayrimenkulü satılabilir. Bu nedenle, bir borçla karşı karşıya kalındığında, bu borcun ödenmesi, haciz gibi istenmeyen hukuki süreçlerden ve olumsuz sonuçlardan kurtulmanın, mali özgürlüğe ve daha da önemlisi kişisel huzura yeniden kavuşmanın en temel ve etkili yoludur.
Birçok borçlu, haciz kararını ani ve beklenmedik bir gelişme olarak algılayabilir. Oysa haciz, genellikle bir sürecin son halkasıdır. Bu süreç, alacaklının icra dairesine yaptığı bir takip talebiyle başlar, borçluya bir ödeme emri tebliğ edilir ve borçlunun bu emre yasal süresi içinde itiraz etmemesi veya yaptığı itirazın sonuçsuz kalması durumunda takip kesinleşerek haciz aşamasına geçilir.3 Bu sürecin farkında olmak, borçluların haciz aşamasına gelinmeden önce de belirli haklara sahip olduklarını ve sürecin gidişatına müdahale edebilecekleri noktalar bulunduğunu anlamalarını sağlar. Dolayısıyla, borç ve haciz süreçlerinde proaktif davranmak, durumu lehe çevirebilmek adına büyük önem taşır.
Haciz, borçlu üzerinde sadece mali bir yük değil, aynı zamanda ciddi bir psikolojik baskı da yaratır. Atalarımızın “Borçlunun döşeği (gömleği), ateşten olur” 4 sözü, bu durumu veciz bir şekilde ifade eder. Borcun ödenmesi, sadece yasal bir sorumluluğun yerine getirilmesi anlamına gelmez; aynı zamanda bu ağır psikolojik yükün ortadan kalkması, kişinin endişelerinden arınarak normal yaşamına ve iç huzuruna dönmesi demektir. Bu insani boyut, borç ödeme motivasyonunu artıran önemli bir faktördür.
Makalenin Amacı ve Kapsamı
Bu makale, mevcut bir icra takibi nedeniyle malvarlığına haciz konulmuş ve bu borcunu ödemiş olan bireylerin, üzerlerindeki haciz şerhlerini ve kısıtlamalarını yasal yollardan nasıl kaldırabileceklerine dair kapsamlı, anlaşılır ve adım adım bir rehber sunmayı amaçlamaktadır. Günümüzde Batman ve Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye genelinde birçok vatandaşımız, ne yazık ki icra takipleri ve haciz işlemleriyle karşı karşıya kalabilmektedir. Bu makalede, borcun ödenmesinden sonra haczin kaldırılması için atılması gereken adımlar, farklı haciz türlerine (maaş haczi, banka hesabı haczi, araç haczi, gayrimenkul haczi vb.) göre izlenecek özel prosedürler, bu süreçte ihtiyaç duyulacak önemli belgeler (örneğin, “fek yazısı”, “ibraname”), ilgili resmi kurumlar (İcra Daireleri, Tapu Müdürlükleri, Trafik Tescil Şube Müdürlükleri, bankalar) nezdinde yapılması gereken işlemler, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ve e-Devlet Kapısı gibi dijital platformların bu süreçteki rolü, ödenmesi gereken toplam borcun hesaplanması (“kapak hesabı”), haciz kaldırma masrafları, alacaklının işbirliği yapmaması durumunda başvurulabilecek yasal yollar ve sürecin ne kadar sürebileceği gibi kritik konular detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Aşık Hukuk Bürosu’nun Müvekkillerine Sunduğu Değer
Aşık Hukuk Bürosu olarak, icra ve iflas hukuku gibi karmaşık ve teknik bilgi gerektiren alanlarda müvekkillerimize yol göstermekte, haklarını en etkin şekilde korumakta ve bu zorlu süreçleri en az sorunla atlatmalarına yardımcı olmaktayız. Borcun ödenmesiyle başlayan haciz kaldırma süreci, pek çok detayı ve yasal prosedürü içinde barındırır. Bu makale, genel bir bilgilendirme amacı taşımakla birlikte, her somut olayın kendine özgü koşulları olabileceği unutulmamalıdır. Özellikle “Neden Hukuki Destek Almalısınız?” ve sonuç bölümlerinde, bu tür süreçlerde profesyonel bir hukuki yardım almanın önemi ve Aşık Hukuk Bürosu’nun bu alandaki uzmanlığı ve müvekkillerine sunduğu güvenilir hizmet anlayışı hakkında daha fazla bilgiye yer verilecektir.
Türkiye’de Haciz Hukukuna Genel Bakış
İcra ve İflas Kanunu (İİK) Çerçevesinde Haciz
Türkiye’de haciz işlemleri ve borçların tahsiline ilişkin usul ve esaslar, temel olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK) ile düzenlenmiştir. İcra ve İflas Hukuku, genel itibarıyla, borçların devlet gücü aracılığıyla tahsil edilmesi (cebri icra) ve borcunu ödeyemeyen kişilerin (özellikle tacirlerin) iflası durumunda alacak ve borç ilişkilerinin tasfiyesi süreçlerini kapsayan bir hukuk dalıdır.5 Haciz, bu hukuk dalının en önemli ve en sık karşılaşılan müesseselerinden biridir.
İcra ve İflas Kanunu, bir yandan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamayı hedeflerken, diğer yandan borçlunun da temel hak ve özgürlüklerini, asgari yaşam standartlarını korumayı amaçlar. Kanun, haciz sürecinin her aşamasında –takip talebinden haciz uygulamasına, haczedilen malların satışından haczin kaldırılmasına kadar– hem alacaklının hem de borçlunun hak ve yükümlülüklerini ayrıntılı bir şekilde belirlemiştir. Bu denge, adil bir icra süreci için esastır. Borçluların, İİK’nın kendilerine tanıdığı haklardan (örneğin, haczedilemeyen mallar ve haklar, takibe itiraz hakkı, şikayet yolu, borcu taksitle ödeme imkanları gibi) haberdar olmaları, bu zorlu süreçte kendilerini daha güvende hissetmelerini ve haklarını etkin bir şekilde kullanabilmelerini sağlar.5 Bu durum, borçluların kanun karşısında tamamen çaresiz olmadıklarını, aksine yasal zeminde haklarını arayabilecekleri ve belirli korunma mekanizmalarından faydalanabilecekleri anlamına gelir.
Sık Karşılaşılan Haciz Türleri
İcra ve İflas Kanunu kapsamında, borçlunun farklı türdeki malvarlığı unsurlarına yönelik çeşitli haciz türleri uygulanabilmektedir. En sık karşılaşılan haciz türleri şunlardır:
- Maaş Haczi: Borçlunun çalışmakta olduğu işyerinden aldığı maaş veya ücretin, İİK madde 83 uyarınca, genellikle dörtte birine () (nafaka alacakları bu oranın dışında ve önceliklidir) icra dairesi kanalıyla el konulmasıdır.6 Bu durum, borçlunun düzenli gelirinin bir kısmının doğrudan borca kesilmesine neden olur.
- Banka Hesaplarına Haciz (E-Haciz Dahil): Borçlunun bankalardaki mevduat hesaplarına, İİK madde 89 ve ilgili diğer hükümler çerçevesinde haciz konulabilir.8 Özellikle kamu alacaklarının (vergi, SGK primi vb.) tahsili için sıkça başvurulan elektronik haciz (e-haciz) yöntemiyle, borçlunun banka hesaplarına elektronik ortamda bloke konulabilmektedir.3 Bu, borçlunun bankacılık işlemlerini ciddi şekilde aksatabilir.
- Araç Haczi: Borçlunun adına kayıtlı motorlu araçlara (otomobil, kamyonet, motosiklet vb.) haciz konulmasıdır.10 Araç haczi, aracın trafikten men edilmesine, satılmasına ve devrinin engellenmesine yol açar.
- Gayrimenkul Haczi: Borçlunun adına kayıtlı taşınmaz mallara (ev, arsa, dükkan vb.) haciz konulmasıdır. Bu durumda, haciz bilgisi tapu siciline şerh edilir ve gayrimenkulün satışı gündeme gelebilir.1 Bu, borçlunun mülkiyet hakkını doğrudan etkileyen en ağır haciz türlerinden biridir.
Her bir haciz türü, farklı bir malvarlığı unsurunu hedef aldığından ve bu unsurların kayıt sistemleri (örneğin, Tapu Sicil Müdürlüğü, Trafik Tescil Şube Müdürlüğü, banka kayıtları, işveren kayıtları) birbirinden farklı olduğundan, haczin uygulanma ve kaldırılma prosedürleri de doğal olarak farklılıklar gösterir. Bu durum, “her derde deva tek bir çözüm” anlayışının icra hukukunda geçerli olmadığını, her bir haciz türü için özel bilgi ve deneyim gerektiğini ortaya koyar. Bu nedenle, karşılaşılan haczin türüne göre doğru adımların atılması, sürecin etkin yönetimi için kritik öneme sahiptir.
Hacze Giden Süreç
Haciz kararı, genellikle bir gecede ve aniden ortaya çıkan bir durum değildir. Haciz işlemine gelinmeden önce, İcra ve İflas Kanunu’nda tanımlanmış yasal bir süreç işler. Bu sürecin temel aşamaları şunlardır:
- Takip Talebi: Alacaklı veya vekili, alacağını tahsil etmek amacıyla yetkili icra dairesine bir takip talebinde bulunur.3
- Ödeme Emri/İcra Emri: İcra dairesi, bu talep üzerine bir ödeme emri (ilamsız takiplerde) veya icra emri (ilamlı takiplerde) düzenleyerek borçluya tebliğ eder.3 Bu belgede borcun miktarı, alacaklının kim olduğu ve borçlunun yasal hakları (örneğin itiraz süresi) belirtilir.
- İtiraz Süresi: Borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yasal süre içinde (genellikle 7 gün) borca, faize veya yetkiye itiraz etme hakkına sahiptir.3
- Takibin Kesinleşmesi: Eğer borçlu süresi içinde itiraz etmezse veya yaptığı itiraz alacaklı tarafından açılan bir dava (itirazın iptali veya kaldırılması davası) sonucunda reddedilirse, icra takibi kesinleşir.12
- Haciz Talebi: Takip kesinleştikten sonra, alacaklı icra dairesinden borçlunun malvarlığına haciz konulmasını talep edebilir.1
Borçluların bu süreci bilmeleri, özellikle ödeme emrinin tebliği gibi kritik aşamalarda haklarını kullanmaları açısından önemlidir. Örneğin, ödeme emrine süresi içinde ve usulüne uygun bir şekilde itiraz edilmesi, haciz işlemlerinin başlamasını durdurabilir.3 Bu ön aşamalar, borçlunun pasif kalmayıp aktif rol alması, borca itiraz etmesi, alacaklıyla bir ödeme planı üzerinde anlaşmaya çalışması veya yasal danışmanlık alması için birer fırsat penceresi sunar. Bu aşamalarda atılacak doğru adımlar, haciz sürecinin başlamasını engelleyebilir veya en azından borçluya zaman kazandırabilir.
Borcun Ödenmesi: Haciz Kaldırmanın İlk ve En Önemli Adımı
Bir icra takibiyle karşılaşıldığında ve malvarlığına haciz konulduğunda, bu durumdan kurtulmanın en kesin ve temel yolu, takibe konu olan borcun tamamının ödenmesidir. Borcun ödenmesi, hacizlerin kaldırılması ve mali özgürlüğe yeniden kavuşulması için atılacak ilk ve en önemli adımdır.
Borç Ödeme Yöntemleri
Borçlu, icra takibine konu olan borcunu farklı şekillerde ödeyebilir:
İcra Dairesine Doğrudan Ödeme
Borçlu, takibin yapıldığı icra dairesine bizzat giderek veya banka havalesi/EFT yoluyla (icra dairesinin banka hesabına) dosya numarasını belirtmek suretiyle ödeme yapabilir.14 Bu yöntem, ödemenin doğrudan resmi kayıtlara geçmesi ve sürecin şeffaf bir şekilde ilerlemesi açısından avantajlıdır. Ödeme yapıldığında, icra dairesinden mutlaka ödemeye ilişkin bir makbuz alınmalı ve bu makbuz dikkatle saklanmalıdır.
Haricen Tahsil ve İbraname
“Haricen tahsil,” borçlunun borcunu, icra dairesi aracılığı olmaksızın, doğrudan alacaklıya veya alacaklının vekiline (avukatına) ödemesi anlamına gelir.14 Bu durumda, ödeme yapıldıktan sonra alacaklıdan mutlaka “ibraname” adı verilen bir belge alınmalıdır. İbraname, borcun tamamının ödendiğini, alacaklının bu borçtan dolayı başka bir talebinin kalmadığını ve alacağından feragat ettiğini gösteren yazılı bir belgedir.
Haricen tahsil yöntemi, bazen alacaklıyla anlaşarak borç miktarında veya fer’ilerinde (faiz, masraf vb.) bir miktar indirim sağlama veya daha esnek bir ödeme planı oluşturma imkanı sunabilir. Ayrıca, bazı durumlarda haricen tahsil bildiriminde tahsil harcının %50 indirimli ödenebilmesi gibi mali avantajlar da söz konusu olabilir.16 Ancak bu yöntemin bazı riskleri de bulunmaktadır. En önemli risk, alacaklının ödemeyi aldıktan sonra bu durumu icra dairesine bildirmemesi veya gerekli harçları yatırmamasıdır. Böyle bir durumda, borçlu ödeme yapmış olmasına rağmen icra dosyası kapanmayabilir ve hacizler devam edebilir.15 Bu nedenle, haricen ödeme yapıldığında, alacaklıyla yapılan anlaşmanın yazılı olması, ödemenin banka kanalıyla (açıklama kısmına dosya numarası ve “haricen ödeme” ibaresi yazılarak) yapılması ve en önemlisi, alacaklının bu tahsilatı derhal icra dosyasına bildirdiğinden ve gerekli harçları yatırdığından emin olunması kritik öneme sahiptir. Borçlunun, bu sürecin resmi olarak tamamlandığını takip etmesi kendi menfaatinedir. Aksi takdirde, iyi niyetle yapılan bir ödeme, alacaklının ihmali veya kötü niyeti nedeniyle sonuçsuz kalabilir.
“Kapak Hesabı” Nedir ve Neleri İçerir?
İcra dosyasının tamamen kapatılabilmesi ve tüm hacizlerin kaldırılabilmesi için sadece ana borcun ödenmesi yeterli değildir.14 Borçlunun, icra dairesinden “kapak hesabı” (veya dosya hesabı) talep etmesi gerekir.16 Kapak hesabı, o an itibarıyla dosyanın infaz edilmesi (kapatılması) için ödenmesi gereken toplam miktarı gösteren bir hesaplamadır. Bu hesaplama, aşağıdaki unsurları içerir 14:
- Ana Borç (Asıl Alacak): Takip talebinde belirtilen ve borcun temelini oluşturan miktar.
- İşlemiş Faiz: Takip tarihinden (veya temerrüt tarihinden) ödeme gününe kadar işlemiş olan yasal veya sözleşmesel faiz.
- Takip Masrafları: İcra takibinin başlatılması ve yürütülmesi için alacaklı tarafından yapılan ve borçluya yükletilen masraflar (örneğin, başvuru harcı, tebligat giderleri, dosya masrafı, posta giderleri vb.).19
- Vekalet Ücreti: Alacaklı, takip işlemlerini bir avukat aracılığıyla yürütüyorsa, borçluya yükletilen avukatlık vekalet ücreti.
- Tahsil Harcı: Borcun icra dairesi aracılığıyla tahsil edilmesi nedeniyle devlete ödenmesi gereken bir harç türüdür. Tahsil harcının oranı, borcun ödenme şekline ve aşamasına göre değişiklik gösterir (örneğin, hacizden önce ödeme, hacizden sonra ancak satıştan önce ödeme, satış sonrası ödeme gibi farklı oranlar uygulanır).16
- Diğer Fer’iler: Varsa cezaevi harcı, bilirkişi ücreti gibi diğer ek maliyetler.
Borçluların, icra dairesinden kapak hesabı talep ederek, ödemeleri gereken net tutarı öğrenmeleri ve ödemelerini bu tutara göre yapmaları, dosyanın eksiksiz bir şekilde kapanmasını ve sonradan ek bir borçla karşılaşmamalarını sağlar. Aksi takdirde, eksik yapılan bir ödeme nedeniyle dosya açık kalmaya devam edebilir ve borca faiz işlemeye devam edebilir.14
Aşağıdaki tablo, “kapak hesabı”nı oluşturan temel bileşenleri özetlemektedir:
Tablo 1: “Kapak Hesabı” Bileşenleri
Kalem (Component) | Açıklama (Description) | İlgili Mevzuat/Not (Relevant Regulation/Note) |
Ana Borç | Takipteki asıl alacak miktarı | Takip talebi, ödeme emri |
İşlemiş Faiz | Takip tarihinden veya temerrüt tarihinden ödeme gününe kadar ana borca işleyen yasal veya akdi faiz | Faiz oranları ve hesaplama yöntemleri |
Takip Masrafları | Başvuru harcı, tebligat giderleri, dosya masrafı, posta giderleri, bilirkişi ücreti (varsa) vb. | Harçlar Kanunu, İİK, Av. Asg. Üc. Tar. 19 |
Vekalet Ücreti | Alacaklının avukatına ödenen ve borçluya yükletilen yasal vekalet ücreti | Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi |
Tahsil Harcı | Borcun tahsil edilmesi nedeniyle devlete ödenen harç. Oranı, ödemenin yapıldığı aşamaya göre değişir (%4,55 – %11,38) | Harçlar Kanunu md. 23, Tarife (I) 16 |
Diğer Harç ve Giderler | Cezaevi harcı (%2, alacaklı sorumludur ama borçluya yansıtılabilir), feragat harcı (alacaklı feragat ederse) vb. | Harçlar Kanunu 16 |
Bu tablo, borçluların kapak hesabını oluşturan çeşitli maliyet kalemlerini net bir şekilde görmelerini sağlar. Sadece ana borcu ödemenin yeterli olmadığı, tüm bu “fer’ilerin” ödenmesi gerektiği unutulmamalıdır.14 Tablo, bu fer’ilerin neler olabileceğini somutlaştırarak borçlunun mali planlamasını doğru yapmasına ve eksik ödeme nedeniyle dosyanın açık kalması riskini azaltmasına yardımcı olur. Bu, şeffaflık sağlar ve borçlunun neyi neden ödediğini anlamasına katkıda bulunur.
Ödeme Belgelerinin Saklanmasının Önemi
Borç ödendikten sonra, ödemeye ilişkin tüm belgelerin (banka dekontları, icra dairesinden alınan makbuzlar, alacaklıdan alınan ibranameler vb.) titizlikle saklanması hayati önem taşır.14 Bu belgeler, borcun ödendiğinin en güçlü kanıtıdır. Olası bir anlaşmazlık durumunda, örneğin alacaklının borcun ödenmediğini iddia etmesi veya sistemde bir hata nedeniyle haczin kaldırılmaması gibi durumlarda, bu belgeler borçlunun haklarını koruyacaktır.
Özellikle borcun ödendiği halde icra dosyasının kapanmaması ve takibin devam etmesi gibi bir durumla karşılaşılırsa, borçlunun “borçlu olmadığının tespiti” için açacağı menfi tespit davasında, ödemeyi ispat yükü kendisine ait olacaktır.14 İşte bu noktada, saklanan ödeme belgeleri davanın seyrini değiştirecek temel deliller haline gelir. Bu belgelerin kaybedilmesi veya ihmal edilmesi, borcun tekrar talep edilmesi veya haczin bir türlü kalkmaması gibi ciddi ve çözümü zor sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, ödeme belgesi sadece bir kağıt parçası değil, borçlunun mali özgürlüğünü ve hukuki güvencesini sağlayan en önemli kalkanıdır.
Borç Ödendikten Sonra Genel Haciz Kaldırma Prosedürü
Borcun tamamı, kapak hesabında belirtilen tüm fer’ileriyle birlikte ödendikten sonra, hacizlerin kaldırılması için bir dizi resmi işlemin yapılması gerekmektedir. Bu işlemler genellikle borçlu veya borçlunun avukatı tarafından takip edilir.
İlgili İcra Dairesine Talepte Bulunma
Borcun tamamen ödendiği tespit edildikten sonra, haczin kaldırılması için ilk adım, takibin yürütüldüğü icra dairesine resmi bir talepte bulunmaktır.10 Bu talep, genellikle “haciz kaldırma talebi” veya “fek talebi” başlıklı bir dilekçe ile yapılır.20 Dilekçede, icra dosyasının esas numarası, alacaklı ve borçlunun kimlik bilgileri, borcun ödendiği ve bu nedenle dosyaya konulmuş olan tüm hacizlerin (maaş, banka hesabı, araç, tapu vb.) kaldırılması gerektiği açık ve net bir şekilde ifade edilmelidir.
Gerekli Belgeler (Dilekçe, Ödeme Kanıtı vb.)
Haciz kaldırma talebi dilekçesine, talebi destekleyici belgelerin eklenmesi sürecin hızlı ve sorunsuz ilerlemesi için önemlidir. Bu belgeler genellikle şunlardır 14:
- Haciz Kaldırma Talep Dilekçesi: Usulüne uygun olarak hazırlanmış ve imzalanmış dilekçe.
- Ödeme Kanıtları: Borcun tamamının ödendiğini gösteren belgeler. Bunlar;
- İcra dairesine yapılan ödemelerde alınan makbuz.
- Banka kanalıyla yapılan ödemelerde banka dekontu (açıklama kısmında dosya numarası ve ödeme amacı belirtilmiş olmalı).
- Haricen ödeme yapılmışsa, alacaklıdan alınan noter tasdikli veya adi yazılı ibraname.
- Vekaletname: Eğer işlemler borçlu adına bir avukat tarafından yürütülüyorsa, avukatın yetkili olduğunu gösteren vekaletname sureti.
Eksik veya hatalı belge sunulması, talebin icra dairesi tarafından reddedilmesine veya sürecin gereksiz yere uzamasına neden olabilir.21 Bu nedenle, başvuru öncesinde tüm belgelerin eksiksiz ve doğru olduğundan emin olunmalıdır.
“Fek Yazısı”nın (Haciz Kaldırma Yazısı) Rolü ve Önemi
“Fek yazısı” (veya haciz kaldırma müzekkeresi/tezkeresi), borcun ödenmesi ve borçlunun talebi üzerine, icra dairesi tarafından haczin konulduğu ilgili kurumlara (örneğin, Tapu Sicil Müdürlüğü’ne, Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne, bankalara, borçlunun işverenine vb.) gönderilen resmi bir yazıdır.22 Bu yazı, söz konusu kurum kayıtlarındaki haciz şerhinin veya blokesinin kaldırılması talimatını içerir.
Fek yazısı, haczin resmi kayıtlardan fiilen silinmesi için zorunlu bir belgedir. İcra dairesi bu yazıyı düzenleyip ilgili kuruma gönderdikten sonra, kurum kendi iç prosedürlerine göre haczi kaldırır. Teorik olarak bu süreç icra dairesinin sorumluluğunda olsa da, uygulamada bazen aksaklıklar yaşanabilmektedir. Örneğin, maaş haczi durumunda, işverenin fek yazısını almadan kesintiyi durdurmaması 22 veya fek yazısının ilgili kuruma ulaşmasında gecikmeler olması gibi durumlarla karşılaşılabilir. Bu nedenle, borçlunun veya vekilinin, fek yazısının düzenlenip ilgili kuruma gönderildiğinden ve kurum tarafından işleme alınıp haczin fiilen kaldırıldığından emin olmak için süreci aktif bir şekilde takip etmesi gerekebilir. “Borcumu ödedim, artık her şey bitti” rahatlığına kapılmadan, sürecin sonuna kadar takipçi olmak, olası mağduriyetleri önleyecektir.
UYAP ve e-Devlet Sistemlerinin Süreçteki Yeri
Günümüzde dijitalleşmenin artmasıyla birlikte, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ve e-Devlet Kapısı, icra ve haciz süreçlerinde önemli kolaylıklar sağlamaktadır.
- UYAP: Vatandaş Portalı veya Avukat Portalı üzerinden, borçlular veya vekilleri, taraf oldukları icra dosyalarının güncel durumunu takip edebilir, dosyadaki evrakları inceleyebilir, dosya kapak hesabını sorgulayabilir ve bazı taleplerde bulunabilirler.25 Borç ödendikten ve dosya kapatıldıktan sonra, dosyanın UYAP sisteminden tamamen silinmesi veya “kapandı” olarak görünmesi birkaç gün sürebilir.14
- e-Devlet ve İnteraktif Vergi Dairesi (İVD): Özellikle kamu alacaklarından (vergi borcu, SGK prim borcu vb.) kaynaklanan elektronik hacizlerin (e-haciz) sorgulanması, borcun ödenmesi ve bazı durumlarda haciz kaldırma talebinde bulunulması e-Devlet Kapısı üzerinden İnteraktif Vergi Dairesi (GİB) aracılığıyla yapılabilmektedir.14
Bu dijital sistemler, icra dairelerine gitme zorunluluğunu azaltarak zaman ve emek tasarrufu sağlar. Ancak, bu platformlar üzerinden yapılan işlemlerin de dikkatli bir şekilde yapılması gerekir. Örneğin, e-Devlet veya GİB portalı üzerinden yapılan bir haciz kaldırma talebinin her zaman anında ve otomatik olarak sonuçlanmayabileceği, bazen ek takip veya ilgili kuruma fiziki bildirim gerekebileceği unutulmamalıdır.26 Ayrıca, dosyanın UYAP’tan silinmesinin veya durumunun güncellenmesinin belirli bir zaman alabileceği 14 göz önünde bulundurularak sabırlı olunmalı ve işlemlerin sonucu teyit edilmelidir. Yanlış bir işlem veya eksik bilgi girişi, dijital ortamda da sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, bu sistemleri kullanırken de dikkatli olmak ve gerekirse bir uzmandan yardım almak faydalı olacaktır.
Farklı Haciz Türlerinin Kaldırılması
Borcun ödenmesinin ardından genel haciz kaldırma prosedürleri uygulanmakla birlikte, haczin türüne göre bazı özel adımlar ve dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır.
Banka Hesaplarındaki Hacizlerin Kaldırılması (E-Haciz Dahil)
Borçlunun banka hesaplarındaki mevduatına konulan haciz, İcra ve İflas Kanunu’nun 106. maddesinin 2. fıkrası uyarınca taşınır mal hükmünde olup, taşınır haczi gibi işlem görür.8 Özellikle vergi, SGK primi gibi kamu alacakları için sıkça başvurulan bir yöntem olan elektronik haciz (e-haciz) ise, borçlunun banka hesaplarına Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) veya Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) gibi kurumlar tarafından elektronik ortamda bloke konulmasıdır.3
Banka hesabındaki bir haczin veya e-haczin kaldırılması için öncelikle borcun tamamının ödenmesi şarttır.
- Adli Takiplerden Kaynaklanan Banka Haczi: Eğer haciz, bir mahkeme kararına veya genel bir icra takibine dayanıyorsa, borç ödendikten sonra ilgili icra dairesine haciz kaldırma talebinde bulunulur. İcra dairesi, bankaya hitaben bir “fek yazısı” (haciz kaldırma müzekkeresi) düzenleyerek gönderir. Banka, bu yazıya istinaden hesaptaki blokeyi kaldırır.
- Kamu Alacaklarından Kaynaklanan E-Haciz: Eğer e-haciz bir vergi borcu veya SGK prim borcu gibi bir kamu alacağından kaynaklanıyorsa, borç ilgili kamu kurumuna (Vergi Dairesi, SGK) ödenir. Ödeme yapıldıktan sonra, e-haczin kaldırılması için ilgili kuruma (örneğin Vergi Dairesi’ne) dilekçe ile başvurulabilir veya İnteraktif Vergi Dairesi (İVD) / e-Devlet üzerinden talepte bulunulabilir.9 Kurum, ödemeyi teyit ettikten sonra bankaya elektronik ortamda veya yazı ile haczin kaldırılması talimatını verir. Genellikle bu süreç sonunda borçluya “borcu yoktur” yazısı da verilir.
Borcun niteliği (adli takip mi, kamu borcu mu) ve haczi koyan kurum, kaldırma sürecinde izlenecek yolu belirler. Eğer e-haciz bir kamu borcundan kaynaklanıyorsa, çözüm öncelikle ilgili kamu kurumunda ve onun dijital platformlarında aranmalıdır. Adli bir takipten kaynaklanan banka hesabı haczi için ise muhatap doğrudan icra dairesi ve banka olacaktır. Bu ayrımın farkında olmak, borçluların doğru mercilere başvurarak zaman kaybetmelerini önler ve süreci hızlandırır.
Aşağıdaki tablo, banka hesabı haczi veya e-haczin kaldırılması için genel adımları özetlemektedir:
Tablo 2: Banka Hesabı/E-Haciz Kaldırma Adımları
Adım No | Eylem | İlgili Kurum/Platform | Gerekli Belgeler/Bilgiler | Önemli Notlar |
1 | Borcun Kaynağını ve Miktarını Teyit Etme | İcra Dairesi / Vergi Dairesi / SGK / UYAP / e-Devlet (İVD) | Dosya numarası, T.C. Kimlik No. | Kapak hesabı talep edilerek tüm fer’ileriyle borç miktarı netleştirilmelidir. |
2 | Borcun Tamamının Ödenmesi | İcra Dairesi Banka Hesabı / Vergi Dairesi / SGK / Anlaşmalı Bankalar | Ödeme dekontu, makbuz | Açıklama kısmına dosya numarası ve ödeme nedeni yazılmalıdır. |
3 | Haciz Kaldırma Talebinde Bulunma | İcra Dairesi / Vergi Dairesi / e-Devlet (İVD) | Haciz kaldırma dilekçesi, ödeme kanıtları (dekont, makbuz, ibraname) | Kamu e-hacizleri için İVD üzerinden online talep oluşturulabilir.26 Adli hacizler için icra dairesine dilekçe verilir. |
4 | Fek Yazısının Bankaya Gönderilmesi | İcra Dairesi / Vergi Dairesi (GİB) | – | İcra dairesi veya GİB, haczin kaldırılması için ilgili bankaya resmi yazı veya elektronik bildirim gönderir. Bu süreç takip edilmelidir. |
5 | Banka Tarafından Blokenin Kaldırılması | İlgili Banka Şubesi / Genel Müdürlüğü | – | Bankanın fek yazısını işleme alması ve hesaptaki blokeyi fiilen kaldırması biraz zaman alabilir. Banka ile iletişim kurularak teyit alınabilir. |
6 | Durumun Kontrol Edilmesi | UYAP / e-Devlet (İVD) / Banka Hesap Ekstresi | – | Haczin tamamen kalktığından ve hesapların normale döndüğünden emin olunmalıdır. |
Bu tablo, borçluların hangi durumda hangi adımı atması, hangi kuruma başvurması ve hangi belgeleri hazırlaması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyarak süreci daha yönetilebilir hale getirmeyi amaçlar.
Maaş Haczinin Kaldırılması ve İşverene Bildirim
Maaş haczi, İcra ve İflas Kanunu’nun 83. maddesi uyarınca, borçlunun çalışmakta olduğu işverenden aldığı maaş, ücret, ikramiye, prim gibi her türlü hak ve alacaklarının (nafaka alacakları hariç ve öncelikli olmak üzere) en fazla dörtte birinin () kesilerek icra dairesine ödenmesi işlemidir.6 Borçlu, maaşından yapılan kesintilerle borcunu tamamen ödediğinde, bu kesintilerin durdurulması için belirli adımların atılması gerekir.
Borç tamamen bittikten sonra, maaş haczi kesintisinin sonlandırılması için icra dairesinden işverene hitaben bir “fek yazısı” (haciz kaldırma yazısı) gönderilmesi zorunludur.22 İşveren, icra dairesinden gelen bu resmi yazıya istinaden maaştan yapılan kesintiyi durdurur. İşveren, icra dairesinden gelen maaş haciz müzekkeresine göre kesinti yapmakla yükümlüdür ve kesinti yapmadığı takdirde borçtan sorumlu olabilir.6 Aynı şekilde, borç bittiği halde fek yazısı gelmeden kesintiyi keyfi olarak durduramaz.
Bu süreçte borçlunun veya vekilinin, borcun bittiğini icra dairesine bildirmesi, dosya kapak hesabını yaptırıp varsa kalan bakiyeyi ödemesi ve ardından maaş haczinin kaldırılması için fek yazısının işverene gönderilmesini talep etmesi gerekir. Birden fazla alacaklının maaş üzerinde haczi varsa, hacizler sıraya konulur ve bir önceki haciz tamamen bittikten sonra sıradaki alacaklı için kesintiye başlanır.7 Borç bittiğinde ve başka sırada bekleyen haciz yoksa kesinti tamamen son bulur.
Maaş haczinin kaldırılması sürecinde borçlunun asıl muhatabı icra dairesidir, işveren değil. İşveren sadece icra dairesinin resmi talimatlarını yerine getirir [6 (kullanıcı yorumu)]. Bu nedenle, haciz kaldırma talebi ve fek yazısı süreci icra dairesi nezdinde titizlikle yönetilmelidir. Borcun bittiğine dair icra dairesine sunulacak bir dilekçede; dosya numarası, borçlunun kimlik bilgileri, borcun tamamen ödendiği belirtilerek maaş üzerindeki haczin kaldırılması ve ilgili işyerine fek yazısı gönderilmesi talep edilmelidir.30
Araç Haczinin Trafik Tescil Kaydından Silinmesi
Borçlunun adına kayıtlı bir araca haciz konulması, aracın satılmasını, devredilmesini ve hatta bazen trafikte kullanılmasını engelleyen yasal bir kısıtlamadır.10 Araç üzerindeki haciz, borcun tamamı ödendikten sonra kaldırılabilir.
Araç haczi kaldırma süreci şu adımları içerir:
- Borcun Ödenmesi: Öncelikle icra dosyasına konu olan borcun tüm fer’ileriyle birlikte ödenmesi gerekir.
- İcra Dairesine Başvuru: Borç ödendikten sonra, borçlu veya vekili, takibin yapıldığı icra müdürlüğüne bir dilekçe ile başvurarak araç üzerindeki haczin kaldırılmasını talep eder.10 Bu talep sırasında, borcun ödendiğine dair belgeler (dekont, makbuz, ibraname) sunulmalıdır.
- Gerekli Harç ve Masrafların Ödenmesi: Araç haczi kaldırma işlemi için bazı harç ve masrafların (örneğin, tahsil harcı, feragat harcı, posta masrafı) ödenmesi gerekebilir. Bu masraflar genellikle borçluya aittir ve ödenmeden haciz kaldırılmaz.11
- Fek Yazısının Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne Gönderilmesi: İcra dairesi, talebi ve ödemeleri uygun bulduğunda, aracın kayıtlı olduğu Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne hitaben bir “fek yazısı” (haciz kaldırma müzekkeresi) düzenleyerek gönderir.
- Haczin Sicilden Silinmesi: Trafik Tescil Şube Müdürlüğü, icra dairesinden gelen fek yazısına istinaden araç üzerindeki haciz şerhini trafik tescil kayıtlarından siler. Eğer araç için ayrıca bir “yakalama şerhi” konulmuşsa, bu şerhin de kaldırılması için ayrıca talepte bulunmak gerekebilir.
Araç üzerindeki haciz, İİK madde 106 ve 110 uyarınca, haciz tarihinden itibaren 1 yıl içinde alacaklı tarafından satış istenmezse de düşebilir. Ancak bu durumda dahi haczin sicilden silinmesi otomatik olarak gerçekleşmez; borçlunun veya vekilinin icra dairesine başvurarak haczin düştüğünün tespitini ve sicilden terkinini talep etmesi gerekir.10
Borcun ödenmesi, araç haczi kaldırma sürecinin sadece ilk adımıdır. Borçlu, ödemeyi yaptıktan sonra aktif olarak icra dairesi nezdinde işlemleri takip etmeli ve aracın trafik tescil kayıtlarındaki haciz şerhinin tamamen temizlendiğinden emin olmalıdır.10 Aksi takdirde, araç kayıtlarda hala hacizli görünebilir ve bu durum aracın satışı, muayenesi veya kullanımıyla ilgili ciddi sorunlara yol açabilir. Araç üzerindeki haciz durumu e-Devlet üzerinden veya Emniyet Genel Müdürlüğü’nün online servislerinden sorgulanabilir.9
Gayrimenkul (Tapu) Haczinin Kaldırılması
Borçlunun adına kayıtlı ev, arsa, dükkan gibi taşınmaz mallara konulan hacizler, tapu siciline şerh verilmek suretiyle aleniyet kazanır ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir.1 Gayrimenkul üzerindeki haciz, mülkiyet hakkını ciddi şekilde kısıtlar ve taşınmazın satışını engeller.
Gayrimenkul (tapu) haczinin kaldırılması için izlenmesi gereken adımlar şunlardır:
- Borcun Tamamen Ödenmesi: İcra dosyasına konu olan borcun, kapak hesabı yapılarak tüm fer’ileriyle (ana para, faiz, masraflar, harçlar) birlikte ödenmesi esastır.
- İcra Dairesine Talepte Bulunma: Borç ödendikten sonra, borçlu veya vekili, takibin yapıldığı icra dairesine bir dilekçe ile başvurarak tapu kaydındaki haciz şerhinin kaldırılmasını (terkinini) talep eder. Dilekçeye, borcun ödendiğini gösteren belgeler eklenmelidir.
- Fek Yazısının Tapu Sicil Müdürlüğü’ne Gönderilmesi: İcra dairesi, talebi ve ödemeyi uygun bulduktan sonra, gayrimenkulün kayıtlı olduğu ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü’ne hitaben bir “fek yazısı” (haciz kaldırma müzekkeresi) düzenler ve gönderir.24 Bu yazıda, hangi taşınmaz üzerindeki hangi dosya numarasına ait haczin kaldırılacağı açıkça belirtilir.
- Haciz Şerhinin Tapu Kaydından Terkini: Tapu Sicil Müdürlüğü, icra dairesinden gelen resmi fek yazısına dayanarak, tapu kütüğündeki haciz şerhini siler (terkin eder). Bu işlem için Tapu Müdürlüğü tarafından cüzi bir harç talep edilebilir.
İİK madde 106 ve 110 uyarınca, taşınmazlar üzerindeki hacizler de, haciz tarihinden itibaren yasal süresi içinde (1 yıl) alacaklı tarafından satış istenmezse düşer. Ancak, araç haczinde olduğu gibi, bu düşme tapu sicilindeki şerhi otomatik olarak kaldırmaz. Borçlunun, haczin düştüğünün tespiti ve tapudan terkin edilmesi için icra dairesine başvurması ve Tapu Müdürlüğü’ne gönderilecek fek yazısını talep etmesi gerekir.24
Gayrimenkul, genellikle kişilerin en değerli malvarlığıdır. Üzerindeki bir haciz şerhi, sadece satışını engellemekle kalmaz, aynı zamanda o gayrimenkulün teminat olarak kullanılmasını zorlaştırır, değerini düşürür ve mülkiyet hakkı üzerinde sürekli bir hukuki tehdit oluşturur. Tapuya konulan şerh, haczin kurucu bir unsuru olmasa da, üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesini sağladığı için 1, mülkün hukuki durumunu ve kullanılabilirliğini ciddi şekilde etkiler. Bu nedenle, borç ödendikten sonra bu şerhin tapu kayıtlarından titizlikle ve tamamen temizlenmesi, mülkiyet hakkının tüm unsurlarıyla eksiksiz bir şekilde yeniden tesis edilmesi anlamına gelir. Bu süreçteki herhangi bir ihmal veya aksaklık, gelecekte büyük hukuki ve mali sorunlara yol açabilir.
Haciz Kaldırma Masrafları ve Harçlar
Borcun ödenmesi ve haczin kaldırılması süreci, ne yazık ki sadece ana borç ve işlemiş faizin ödenmesiyle tamamlanmamaktadır. İcra takibi ve haciz kaldırma işlemleri sırasında borçlunun karşılaşacağı çeşitli masraf ve harç kalemleri bulunmaktadır.
Tahsil Harcı ve Diğer Potansiyel Masraflar
İcra takibinde borçlunun ödemesi gereken en önemli maliyet kalemlerinden biri tahsil harcıdır. Tahsil harcı, borcun icra dairesi kanalıyla (veya haricen ödeme durumunda bildirim üzerine) tahsil edilmesi nedeniyle devlete ödenen bir harç türüdür. Bu harcın oranı, borcun ödeme şekline ve zamanlamasına göre farklılık gösterir.19 Harçlar Kanunu’na göre genel oranlar şöyledir:
- Ödeme emrinin tebliğinden sonra, haciz işleminden önce yapılan ödemelerde: %4,55
- Haciz işleminden sonra, ancak malın satışından önce yapılan ödemelerde: %9,10
- Haczedilen malın satılıp paraya çevrilmesinden sonra yapılan ödemelerde (yani satış bedelinden karşılanıyorsa): %11,38
Bu oranlar, dosyadaki toplam alacak miktarı üzerinden hesaplandığında önemli bir meblağ tutabilir. Dolayısıyla, borcun mümkün olan en erken aşamada ödenmesi, daha düşük oranda tahsil harcı ödenmesi anlamına geleceği için borçlu lehine bir durum yaratabilir. Ayrıca, borcun alacaklıya haricen ödenmesi ve bu durumun icra dairesine bildirilmesi halinde, tahsil harcının %50 indirimli olarak uygulanması da mümkündür.16
Tahsil harcının yanı sıra, icra dosyasının kapatılması için ödenmesi gerekebilecek diğer masraf ve harçlar da şunlardır 16:
- Başvuru Harcı: İcra takibi başlatılırken alacaklı tarafından ödenen ve genellikle borçluya yansıtılan maktu bir harç.
- Vekalet Harcı ve Vekalet Pulu: Alacaklının avukatı varsa, takibin başında ödenen harç ve pul bedeli.
- Tebligat Masrafları: Ödeme emri, haciz ihbarnameleri gibi belgelerin borçluya veya üçüncü kişilere tebliği için yapılan posta giderleri.
- Dosya Masrafı: İcra dairesine ödenen cüzi bir masraf.
- İcra Dosyası Kapatma Harcı: Bazı durumlarda, dosyanın infaz edilip kapatılması için talep edilebilen maktu bir harç (2023 yılı için 31.40 TL olarak belirtilmiştir 16).
- Diğer Masraflar: Eğer süreç uzamışsa ve ek işlemler yapılmışsa (örneğin, bilirkişi incelemesi, yediemin ücreti, satış ilan giderleri vb.), bu masraflar da kapak hesabına dahil edilebilir.
Borçluların, ana borç ve faizler dışında bu ek maliyetlerle de karşılaşacaklarını bilmeleri ve ödeme planlarını buna göre yapmaları önemlidir.
Masrafların Kim Tarafından Karşılanacağı
İcra ve İflas Kanunu’nun genel prensiplerine göre, icra takibinden kaynaklanan tüm masraf ve harçlar kural olarak borçlu tarafından karşılanır.13 Alacaklı, takibi başlatırken veya yürütürken bazı masrafları (örneğin başvuru harcı, tebligat gideri) peşin olarak ödemiş olsa bile, bu masraflar daha sonra borçlunun borcuna eklenir ve borçludan tahsil edilir.32
Tahsil harcı da esasen borçlunun sorumluluğundadır. Alacaklı, borcu haricen tahsil ettiğinde icra dairesine durumu bildirip haczi kaldırmak istediğinde, kendisinden tahsil harcı talep edilir; ancak bu harç ödenmediği sürece icra dairesi haczi kaldırmaz ve alacaklı bu harcı borçludan talep edebilir veya borçlu doğrudan ödeyebilir.20 Benzer şekilde, araç haczi kaldırma sürecinde ortaya çıkan tahsilat harcı, feragat harcı gibi giderler de borçlunun sorumluluğundadır.11
Borçlular genellikle sadece ana borç ve faize odaklanma eğilimindedir. Ancak, yukarıda belirtilen tüm bu ek masraf ve harçların da borçlu tarafından karşılanması gerektiği unutulmamalıdır.11 İcra dairesinden talep edilecek kapak hesabında tüm bu kalemler yer alacaktır. Ödenmemiş tek bir masraf kalemi dahi olsa, bu durum borca yeniden faiz işlemesine veya icra dosyasının kapanmamasına neden olabilir.14 Bu nedenle, borçluların kapak hesabını eksiksiz bir şekilde ödemesi ve tüm masrafları karşıladığından emin olması, ileride ek mali yüklerle veya dosyanın hala açık olması gibi sorunlarla karşılaşmamak için hayati önem taşır.
Alacaklının Haczi Kaldırmaması Durumunda Borçlunun Hakları
Borcun tamamı ödendikten sonra, ideal durumda alacaklı veya vekili gerekli işlemleri yaparak hacizlerin kaldırılmasını sağlar. Ancak bazı durumlarda alacaklı, borç haricen ödenmiş olmasına rağmen icra dairesine bildirimde bulunmayabilir veya hacizlerin kaldırılması için gerekli adımları atmayabilir. Bu gibi durumlarda borçlunun yasal hakları bulunmaktadır.
Haricen Ödeme Sonrası Alacaklının Bildirim Yükümlülüğü
Borç, alacaklıya veya vekiline icra dairesi dışında (haricen) ödendiğinde, alacaklının bu durumu derhal ilgili icra dairesine bildirmesi ve ödenen miktar üzerinden hesaplanacak tahsil harcını yatırması gerekir.14 Alacaklı, borcun tahsil edildiğini gösteren belgelerle (örneğin, borçludan aldığına dair bir beyan veya ibraname) icra dairesine başvurarak takibin ve hacizlerin kaldırılmasını talep edebilir. Bu durumda, icra dairesi alacaklıdan tahsil harcını ödemesini isteyecektir. Bu harç ödenmediği sürece, borç ödenmiş olsa dahi, icra dairesi haczi kaldırmayacaktır.20
Alacaklının bu bildirim ve harç ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemesi, borçluyu mağdur edebilir. Borcunu ödemiş olmasına rağmen, malları üzerindeki hacizler devam edebilir, banka hesapları bloke kalabilir veya maaşından kesinti yapılmaya devam edilebilir. Ancak bu durum, borçlunun tamamen çaresiz olduğu anlamına gelmez. Alacaklının pasifliği veya kötü niyeti karşısında borçlunun başvurabileceği yasal yollar mevcuttur.14 Bu durum, sistemin sadece alacaklı lehine işlemediğini, borçlunun da hak arama mekanizmalarının bulunduğunu ve alacaklının keyfi davranışları karşısında sessiz kalmaması gerektiğini gösterir.
Yasal Başvuru Yolları: Şikayet ve Menfi Tespit Davası
Alacaklının, borç ödendiği halde haczi kaldırmaması veya icra dairesinin hatalı bir işlem yapması durumunda borçlunun başvurabileceği temel yasal yollar şunlardır:
- Şikayet (İİK m.16): İcra memurunun yaptığı bir işlemin kanuna aykırı olması, olaya uygun olmaması, bir hakkın nedensiz olarak yerine getirilmemesi veya sürüncemede bırakılması hallerinde, bu işlemden zarar gören borçlu (veya diğer ilgililer) icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurabilir.33 Örneğin, borç ödendiği halde icra müdürünün haciz kaldırma talebini yerine getirmemesi veya geciktirmesi bir şikayet sebebi olabilir. Şikayet süresi, kural olarak, şikayete konu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Ancak, bir hakkın yerine getirilmemesi, sebepsiz sürüncemede bırakılması veya işlemin kamu düzenine aykırı olması gibi bazı durumlarda şikayet süreye tabi değildir.33 Borcu aşan miktarda haciz yapılması (aşkın haciz) durumunda da süresi içinde şikayet yoluna gidilebilir.35 Şikayet başvurusu, icra takibini kendiliğinden durdurmaz; ancak icra mahkemesi, gerekli görürse, talep üzerine veya re’sen icranın durdurulmasına karar verebilir.33
- Menfi Tespit Davası: Borçlu, borcunun bulunmadığını veya borcunu ödemiş olduğunu iddia ediyorsa ve buna rağmen alacaklı takibe devam ediyor veya hacizleri kaldırmıyorsa, borçlu olmadığının tespiti için genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilir.2 Bu dava ile borçlu, mahkeme kararıyla borçlu olmadığının veya borcunu ödediğinin hukuken sabitlenmesini amaçlar. Dava sonucunda borçlunun haklı olduğu tespit edilirse, icra takibi iptal edilir ve hacizler kaldırılır. Hatta borçlu, haksız takip nedeniyle uğradığı zararlar için tazminat da talep edebilir.
Şikayet ve menfi tespit davası, borçlunun hak arama özgürlüğünün önemli teminatlarıdır. Ancak bu yasal yolların doğru zamanda, doğru gerekçelerle ve usulüne uygun bir şekilde kullanılması, olumlu sonuç alınması açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle şikayet yolundaki kısa hak düşürücü süreler, borçlunun durumu fark eder etmez hızla hareket etmesini gerektirir.34 Menfi tespit davası ise daha kapsamlı bir yargılama süreci olup, borcun esasına ilişkin uyuşmazlıklarda etkili bir çözüm sunar.14 Her iki durumda da, bir hukuk uzmanından (avukat) destek almak, doğru stratejinin belirlenmesi, gerekli delillerin toplanması ve sunulması, dilekçelerin usulüne uygun hazırlanması ve olası hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük fayda sağlayacaktır. Örneğin, İcra ve İflas Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca alınan tehir-i icra (icranın geri bırakılması) kararı sonrasında dosyaya yatırılan teminat nedeniyle aşkın hale gelen önceki hacizlerin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi durumunda şikayet yoluna gidilebileceği 37 gibi spesifik durumlar, hangi hukuki yolun daha uygun olacağının tespiti ve etkin kullanımı konusunda uzmanlık gerektirdiğini göstermektedir.
Haczin Kaldırılabileceği Diğer Durumlar
Borcun tamamen ödenmesi, hacizlerin kaldırılmasının en yaygın ve kesin yoludur. Ancak bazı durumlarda, borç ödenmemiş olsa bile veya farklı hukuki süreçler neticesinde de hacizler kalkabilir.
Zamanaşımı Nedeniyle Haczin Düşmesi (İİK m.106, m.110)
İcra ve İflas Kanunu’nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca, alacaklının haczedilen malların satışını yasal süreler içinde talep etmemesi durumunda, o mal üzerindeki haciz düşer (kalkar). Bu süreler genellikle şöyledir 10:
- Taşınır (menkul) mallar için: Hacizden itibaren 1 yıl (bazı kaynaklarda 6 ay olarak da belirtilmektedir, güncel İİK kontrol edilmelidir).
- Taşınmaz (gayrimenkul) mallar için: Hacizden itibaren 1 yıl.
Eğer alacaklı, bu süreler içinde satış avansını yatırarak satış talebinde bulunmazsa, borçlunun malı üzerindeki haciz kendiliğinden kalkar. Ancak, bu durum haczin ilgili sicillerden (örneğin tapu kaydı, trafik tescil kaydı) otomatik olarak silineceği anlamına gelmez. Borçlunun, haczin düştüğünün tespiti ve sicilden terkini (silinmesi) için ilgili icra dairesine talepte bulunması gerekebilir.10
Ayrıca, bir icra dosyası, alacaklı tarafından uzun bir süre (genellikle 1 yıl) hiçbir işlem yapılmaksızın bekletilirse, “takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılabilir” (düşebilir).16
Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta vardır: Haczin satış istenmemesi veya takipsizlik nedeniyle düşmesi, borcun kendisinin ortadan kalktığı veya zamanaşımına uğradığı anlamına gelmez.10 Sadece o belirli mal üzerindeki haciz kalkmış olur. Alacaklı, eğer alacağın genel zamanaşımı süresi (Borçlar Kanunu’na göre genellikle 10 yıl 14) dolmamışsa, takibi yenileyerek veya yeni bir takip başlatarak aynı mal veya borçlunun diğer malları üzerine yeniden haciz konulmasını talep edebilir.36 Bu durum, borçluların “haciz düştü, borcum bitti” gibi bir yanılgıya kapılmamaları gerektiğini gösterir. Asıl borç ve fer’ileri ödenmedikçe veya alacaklıyla borcun sona ermesine yönelik bir anlaşma yapılmadıkça, borçluluk durumu devam eder. Haczin düşmesi, sadece borçlunun o mal üzerindeki tasarruf yetkisini geçici olarak veya kısmen geri kazanması anlamına gelebilir.
Borcun Taksitle Ödenmesi Durumunda Hacizlerin Durumu
Borçlu, alacaklı ile anlaşarak veya bazı yasal koşulların varlığı halinde icra dairesi nezdinde borcunu taksitler halinde ödeme taahhüdünde bulunabilir.1 İcra ve İflas Kanunu’nun 111. maddesi, özellikle hacizden sonra borcun taksitle ödenmesi konusunu düzenlemektedir.
- Anlaşma ve Sonuçları: Borçlu ile alacaklı arasında geçerli bir taksitlendirme anlaşması yapıldığında (bu anlaşma icra dairesinde tutanağa bağlanabilir veya haricen yapılıp dosyaya sunulabilir), anlaşma şartlarına uyulduğu sürece icra takibi durur.41 Bu durumda, mevcut hacizlerin kaldırılması veya yeni haciz işlemleri yapılmaması söz konusu olabilir. Satış isteme süreleri de taksit anlaşması devam ettiği müddetçe işlemez.42
- Taksitlerin Aksatılması: Eğer borçlu, anlaşılan taksitlerden birini veya birkaçını zamanında ödemezse, alacaklı takibe kaldığı yerden devam edebilir ve haciz işlemlerini sürdürebilir.41 Hatta, borçlunun icra dairesinde verdiği taksit ödeme taahhüdünü makul bir sebep olmaksızın ihlal etmesi durumunda, alacaklının şikayeti üzerine İİK madde 340 uyarınca “taahhüdü ihlal” nedeniyle tazyik hapsi (disiplin hapsi) ile cezalandırılması gündeme gelebilir.41
Borcun taksitle ödenmesi anlaşması, borçlu için geçici bir mali rahatlama ve haciz baskısından kurtulma imkanı sunar. Ancak bu anlaşma, borçluya yeni ve ciddi sorumluluklar da yükler. Taksitlerin düzenli ve zamanında ödenmesi, anlaşma şartlarına harfiyen uyulması hayati önem taşır.41 Aksi takdirde, borçlu daha ağır hukuki ve mali sonuçlarla karşılaşabilir. Bu nedenle, taksit anlaşması bir son değil, borçtan kurtulma yolunda yeni bir sorumluluk sürecinin başlangıcı olarak görülmelidir.
Haciz Kaldırma Süreci Ne Kadar Sürer?
Borcunu ödeyen ve hacizlerin kaldırılmasını bekleyen borçluların en çok merak ettiği konulardan biri de bu sürecin ne kadar zaman alacağıdır. Ne yazık ki, haciz kaldırma süreci için kesin ve standart bir zaman dilimi vermek mümkün değildir. Süre, birçok farklı faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Süreyi Etkileyen Faktörler
Haciz kaldırma işleminin tamamlanma süresini etkileyebilecek başlıca faktörler şunlardır 9:
- İcra Dairesinin İş Yoğunluğu: Talebin yapıldığı icra dairesindeki dosya sayısı ve personel durumu, işlemlerin hızını doğrudan etkiler. Yoğun dairelerde işlemler daha uzun sürebilir.
- Borcun Türü ve Haczi Koyan Kurum: Adli bir takipten kaynaklanan haciz ile kamu alacağından (vergi, SGK) kaynaklanan e-haczin kaldırılma süreçleri ve süreleri farklılık gösterebilir. Kamu kurumlarının iç işleyişleri süreyi etkileyebilir.
- Haczin Konulduğu Malın Cinsi: Maaş haczi, banka hesabı haczi, araç haczi veya tapu haczi gibi farklı haciz türlerinin kaldırılması için farklı kurumlarla (işveren, banka, Trafik Tescil, Tapu Müdürlüğü) yazışmalar yapılması gerekir. Her kurumun işlem süresi farklıdır. Örneğin, e-hacizlerin kaldırılması bazen daha hızlı olabilirken 21, tapu gibi resmi sicillerdeki şerhlerin terkini daha fazla zaman alabilir.
- Alacaklının ve Borçlunun Tutumu: Alacaklının borcun ödendiğini hemen bildirip gerekli muvafakati vermesi süreci hızlandırırken, borçlunun eksik belge sunması veya taleplerini geç yapması süreci uzatabilir.
- Belgelerin Eksiksiz ve Doğru Olması: Haciz kaldırma talebi için sunulan dilekçe ve eklerinin (ödeme kanıtları vb.) eksiksiz ve usulüne uygun olması, işlemlerin tek seferde ve sorunsuz tamamlanmasını sağlar.
- Resmi Tatiller ve Adli Tatil: İşlem süreleri hesaplanırken resmi tatiller ve adli tatil (genellikle 20 Temmuz – 31 Ağustos arası) gibi dönemler de dikkate alınmalıdır, zira bu dönemlerde adli ve idari işlemler yavaşlayabilir veya durabilir.
Ortalama İşlem Süreleri
Kesin bir süre verilememekle birlikte, genel tecrübelere ve mevcut bilgilere dayanarak bazı işlemler için yaklaşık süreler belirtilebilir:
- Borcun tamamının ödenmesi ve bu durumun icra dairesine bildirilmesinin ardından, icra dosyasının UYAP sisteminde “kapandı” olarak güncellenmesi veya sistemden silinmesi genellikle 1 ila 3 gün arasında sürebilir.14
- Banka hesaplarına konulan e-hacizlerin kaldırılması, borç ödendikten ve talep yapıldıktan sonra genellikle birkaç iş günü içinde tamamlanabilir.9
- Bir icra dosyasının tamamen kapatılması (infaz edilmesi) işlemi, borcun ödendiğine dair bildirimin icra dairesine ulaşmasından itibaren bazen 1 haftayı bulabilir.16 Genel olarak, fek yazılarının düzenlenip ilgili kurumlara gönderilmesi ve kurumların bu yazıları işleme alması da birkaç gün ila bir hafta arasında değişebilir.18
Bu sürelerin ortalama ve tahmini olduğu, her somut olayda farklılık gösterebileceği unutulmamalıdır.20 Borçluların, “borcumu ödedim, haciz yarın kesin kalkar” gibi net bir beklentiye girmemesi önemlidir. Sürecin her aşamasının (ödeme teyidi, kapak hesabı kontrolü, haciz kaldırma talebi, fek yazısının düzenlenmesi, ilgili sicile veya kuruma gönderilmesi ve orada işleme alınması) kendi içinde belirli bir zaman alabileceği ve bu sürelerin kurumların iş yükü gibi dışsal faktörlere de bağlı olduğu bilinmelidir. Bu süreçte sabırlı olmak, işlemleri düzenli olarak (örneğin UYAP üzerinden veya ilgili icra dairesinden) takip etmek ve gerekirse süreci hızlandırmak veya olası sorunları çözmek için bir hukuk uzmanından destek almak en doğru yaklaşım olacaktır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS / FAQ)
Bu bölümde, borcunu ödedikten sonra haciz kaldırma süreciyle ilgili olarak müvekkillerimizin ve genel olarak vatandaşların en çok merak ettiği bazı pratik sorulara kısa ve net yanıtlar sunulmaktadır.
- Soru 1: e-Devlet’ten haciz kaldırılır mı?
- Cevap: Evet, özellikle Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) veya Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) gibi kamu kurumları tarafından konulan elektronik hacizler (e-haciz) için, borç ödendikten sonra e-Devlet Kapısı üzerinden (İnteraktif Vergi Dairesi veya SGK’nın ilgili online hizmetleri aracılığıyla) haciz sorgulama ve borç ödeme işlemleri yapılabilir; bazı durumlarda haciz kaldırma talebinde de bulunulabilir.26 Ancak, mahkeme kararlarına veya genel icra takiplerine dayanan adli hacizlerin kaldırılması işlemleri genellikle ilgili icra dairesine fiziki olarak veya UYAP üzerinden yapılacak talep ile gerçekleştirilir.
- Soru 2: Kapak hesabı tam olarak nedir? Neden ana borçtan fazla çıkar?
- Cevap: Kapak hesabı, bir icra dosyasının tamamen kapatılabilmesi (infaz edilebilmesi) için borçlunun ödemesi gereken toplam borç miktarını ifade eder. Bu hesaplama, takibe konu olan ana borca ek olarak, takip tarihinden ödeme gününe kadar işlemiş olan faizleri, icra takibi için yapılan masrafları (tebligat giderleri, dosya masrafı vb.), alacaklının avukatı varsa yasal vekalet ücretini ve borcun tahsili nedeniyle devlete ödenmesi gereken tahsil harcını içerir. Bu nedenle, kapak hesabı tutarı her zaman ana borç miktarından daha yüksek çıkar.14
- Soru 3: Borcumu haricen alacaklıya ödedim, haciz kalkar mı?
- Cevap: Borcunuzu doğrudan alacaklıya veya vekiline (haricen) ödemeniz, haczin otomatik olarak kalkması için yeterli değildir. Ödeme yapıldıktan sonra, alacaklının bu durumu (haricen tahsili) icra dairesine bildirmesi, sizin de alacaklıdan borcun tamamının ödendiğine ve başka bir talebinin kalmadığına dair bir “ibraname” almanız ve en önemlisi, ödenen miktar üzerinden hesaplanacak tahsil harcının icra dairesine yatırılması gerekir. Bu işlemler eksiksiz olarak yapılmazsa, borcunuzu ödemiş olmanıza rağmen hacizler kalkmayabilir ve icra dosyası açık kalmaya devam edebilir.14
- Soru 4: Alacaklı haczi kaldırmıyor, ne yapabilirim?
- Cevap: Eğer borcunuzun tamamını ödediğinize dair elinizde güçlü kanıtlar (banka dekontu, alacaklıdan alınmış ibraname vb.) varsa, öncelikle bu belgelerle birlikte ilgili icra dairesine başvurarak durumu bildirebilir ve hacizlerin kaldırılmasını talep edebilirsiniz. Eğer alacaklı, borç ödendiği halde haksız bir şekilde hacizlerin kaldırılmasına yanaşmıyorsa veya icra dairesi talebinizi yerine getirmiyorsa, icra mahkemesine “şikayet” yoluna başvurabilir veya borçlu olmadığınızın tespiti için genel mahkemelerde “menfi tespit davası” açabilirsiniz.14
- Soru 5: Maaş haczi ne zaman durur?
- Cevap: İcra dosyasına konu olan borcunuz, maaşınızdan yapılan kesintilerle veya diğer ödemelerinizle tamamen bittiğinde, icra dairesi tarafından işvereninize hitaben bir “haciz kaldırma yazısı (fek yazısı)” gönderilir. Bu resmi yazı işvereninize ulaştıktan sonra, işvereniniz maaşınızdan yapılan haciz kesintisini durdurmakla yükümlüdür.22
- Soru 6: Haciz kaldırma masraflarını kim öder?
- Cevap: İcra takibi ve haciz kaldırma sürecinde ortaya çıkan masraflar (özellikle tahsil harcı, icra vekalet ücreti, takip masrafları gibi) kural olarak borçlu tarafından karşılanır.11
- Soru 7: Haciz ne kadar sürede düşer (zamanaşımı)?
- Cevap: Bir mal üzerine konulan haciz, alacaklı tarafından yasal süresi içinde (genellikle taşınır ve taşınmaz mallar için hacizden itibaren 1 yıl) satışı istenmezse, o mal üzerindeki haciz düşer (İİK m.106, m.110). Ayrıca, bir icra dosyası alacaklı tarafından 1 yıl boyunca hiçbir işlem yapılmadan bırakılırsa, dosya takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılabilir (düşebilir). Ancak, haczin veya dosyanın düşmesi, borcun kendisinin silindiği veya zamanaşımına uğradığı anlamına gelmez. Alacaklı, alacağın genel zamanaşımı süresi (Borçlar Kanunu’na göre genellikle 10 yıl) dolmadığı sürece, takibi yenileyebilir veya yeni bir takip başlatarak borcun tahsilini talep edebilir.10
Bu sıkça sorulan sorular bölümü, makalede detaylı olarak ele alınan konuların pratik özetlerini sunarak, kullanıcıların en yaygın ve acil sorularına hızlıca yanıt bulmalarını hedefler. Bu, özellikle hukuki terminolojiye ve süreçlere yabancı olan ve hızlı çözüm arayan bireyler için makalenin pratik değerini ve kullanıcı dostu olma özelliğini artırır.
Neden Hukuki Destek Almalısınız?
Borcu ödedikten sonra haciz kaldırma süreci, ilk bakışta basit gibi görünse de, İcra ve İflas Hukuku’nun karmaşık yapısı, farklı haciz türleri için izlenmesi gereken özel prosedürler, dikkat edilmesi gereken süreler ve hazırlanması gereken resmi belgeler nedeniyle çoğu zaman teknik bilgi ve deneyim gerektirir.5 Bu süreçte profesyonel bir hukuki destek almak, birçok potansiyel sorunun önüne geçebilir ve hak kayıplarını engelleyebilir.
Karmaşık Hukuki Süreçlerde Yol Gösterme
Bir avukat, öncelikle durumunuzu hukuki açıdan analiz ederek size en uygun yol haritasını çizer. Hangi icra dairesine, hangi belgelerle ve ne zaman başvurulması gerektiği, kapak hesabının doğru bir şekilde yapılıp yapılmadığının kontrolü, fek yazılarının ilgili kurumlara usulüne uygun olarak gönderilmesinin takibi gibi teknik detaylarda size rehberlik eder. Farklı haciz türlerinin (maaş, banka, araç, tapu) kaldırılması için gereken özel adımları bilir ve süreci buna göre yönetir.
Hak Kayıplarının Önlenmesi
Haciz kaldırma sürecinde, yasal sürelerin (örneğin, şikayet süresi 33) kaçırılması, eksik veya yanlış işlem yapılması, borçlunun ciddi hak kayıplarına uğramasına neden olabilir. Örneğin, borç haricen ödendiği halde alacaklının bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda, borçlunun hangi yasal yollara (şikayet, menfi tespit davası vb.) başvurabileceği ve bu yolları nasıl etkin bir şekilde kullanabileceği konusunda bir avukatın yönlendirmesi hayati önem taşır.14 Bir avukat, borçlunun haklarını en iyi şekilde korumak, olası mağduriyetleri en aza indirmek ve süreci mümkün olan en kısa sürede ve en az masrafla sonuçlandırmak için çalışır. Araç haczi kaldırma 11 veya borcu ödenmiş bir icra dosyasının kapatılmaması 14 gibi spesifik durumlarda avukat desteğinin önemi daha da artmaktadır.
Borçlular, ek bir masraf olacağı düşüncesiyle avukat yardımından kaçınma eğiliminde olabilirler. Ancak, sürecin yanlış veya eksik yönetilmesi (örneğin, haricen ödeme sonrası alacaklının bildirim yapmaması ve borçlunun bu durumu etkin bir şekilde takip edememesi 16, yasal sürelerin kaçırılması 34 veya eksik bir “kapak hesabı” ödenmesi nedeniyle dosyanın açık kalması 14) gibi durumlar, borcun hukuken devam etmesine, ek faiz ve masrafların doğmasına, hatta haczedilen malların satılmasına kadar varabilecek çok daha büyük mali ve hukuki zararlara yol açabilir. Bir avukatın sürece erken aşamada dahil olması, bu tür daha büyük zararların ve hak kayıplarının önlenmesinde kritik bir rol oynar. Bu açıdan bakıldığında, profesyonel hukuki destek almak bir maliyetten ziyade, kişinin haklarını, malvarlığını ve en önemlisi huzurunu koruyan değerli bir yatırımdır.
Aşık Hukuk Bürosu’nun Bu Alandaki Uzmanlığı
Aşık Hukuk Bürosu olarak, İcra ve İflas Hukuku alanında uzun yıllara dayanan tecrübemiz ve uzman kadromuzla, Batman, Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye genelindeki müvekkillerimize etkin ve sonuç odaklı hukuki çözümler sunmaktayız. Borcu ödedikten sonra hacizlerin kaldırılması gibi teknik ve hassas süreçlerde, müvekkillerimizin yanında yer alarak, onların haklarını titizlikle koruyor, süreci en şeffaf şekilde yönetiyor ve en kısa sürede olumlu sonuca ulaşmaları için çalışıyoruz. Yerel dinamiklere ve mevzuata hakimiyetimiz, müvekkillerimize özel ve pratik çözümler geliştirmemize olanak tanımaktadır.
Borcu ödedikten sonra hacizlerin kaldırılması, borçlunun mali özgürlüğüne ve hukuki güvencesine yeniden kavuşması için atılması gereken önemli ve çok adımlı bir süreçtir. Bu süreç, öncelikle borcun kapak hesabı yapılarak tüm fer’ileriyle birlikte (ana para, faiz, masraflar, harçlar) eksiksiz bir şekilde ödenmesiyle başlar. Ardından, ödeme kanıtlarıyla birlikte ilgili icra dairesine hacizlerin kaldırılması için usulüne uygun bir talepte bulunulması gerekir. İcra dairesi, talebi ve ödemeyi uygun bulduktan sonra, haczin konulduğu ilgili kurumlara (Tapu Müdürlüğü, Trafik Tescil, bankalar, işveren vb.) “fek yazısı” göndererek haczin resmi kayıtlardan silinmesini sağlar. Farklı haciz türleri (maaş, banka hesabı, araç, gayrimenkul) için izlenmesi gereken özel prosedürler ve dikkat edilmesi gereken detaylar bulunmaktadır.
Bu süreçte borçlulara önemli tavsiyelerimiz şunlardır:
- Borcunuzu Tamamen Ödeyin: Sadece ana borcu değil, kapak hesabında belirtilen tüm faiz, masraf ve harçları ödediğinizden emin olun.
- Belgelerinizi Saklayın: Tüm ödeme dekontlarını, makbuzları, ibranameleri ve icra dairesiyle yapılan yazışmaları özenle saklayın.
- Süreci Aktif Takip Edin: Fek yazılarının ilgili kurumlara ulaştığından ve hacizlerin fiilen kaldırıldığından emin olmak için süreci takip edin. UYAP ve e-Devlet gibi dijital platformları etkin kullanın.
- Haklarınızı Bilin: Alacaklının işbirliği yapmaması veya icra dairesinin hatalı bir işlem yapması durumunda şikayet ve dava haklarınız olduğunu unutmayın.
- Profesyonel Destek Alın: Sürecin karmaşıklığı ve potansiyel riskler göz önüne alındığında, bir hukuk uzmanından (avukat) destek almak, hak kayıplarını önleyebilir ve süreci hızlandırabilir.
Unutulmamalıdır ki, “Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak” 43 diyen Mevlana’nın da işaret ettiği gibi, borcun ödenmesi ve haczin kaldırılması, adaletin tecellisi ve her şeyin olması gerektiği yere konulması anlamına gelir. Yine bir başka deyişle, “Borç ödemekle, yol yürümekle tükenir” 4; yeter ki doğru adımlar sabırla ve kararlılıkla atılsın.
Aşık Hukuk Bürosu olarak, Batman, Diyarbakır ve Türkiye’nin dört bir yanındaki müvekkillerimizin bu zorlu hukuki süreçleri en az sorunla ve en etkin şekilde atlatmaları için yanlarındayız. Haciz kaldırma ve diğer İcra ve İflas Hukuku konularında profesyonel danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.