Trafik kazaları, ne yazık ki hayatın acı gerçeklerinden biridir ve geride sadece maddi hasarlar bırakmaz. Yaşanan sarsıntı, bedensel yaralanmalar ve ruhsal çöküntüler, mağdurların ve yakınlarının yaşamlarını derinden etkiler. Bu zorlu süreçte, Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat hakkının bilinmesi, adaletin tecellisi için önemli bir adımdır. “Canı yanan eşek, attan yüğrük olur” misali, kazazedelerin haklarını arama konusundaki kararlılıkları, bu süreçte onlara güç verir. Bu yazı, özellikle Batman, Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki mağdurlara bir nebze olsun ışık tutmayı ve hukuki yollarını aydınlatmayı amaçlamaktadır.

Manevi Tazminat Nedir ve Hukuki Dayanakları Nelerdir?

Trafik kazası gibi haksız bir fiil sonucu yaşanan manevi acıların telafisi için hukuk sistemimizde önemli bir mekanizma bulunmaktadır. Bu mekanizma, mağdurların yaşadığı üzüntü ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilmesini hedefler.

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde Manevi Tazminatın Tanımı

Manevi tazminat, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi veya ruhsal olarak sarsılması durumunda talep edilebilen bir tazminat türüdür.¹ “İnsanın başına gelen, diline gelir” derler; yaşanan bu acıların ve sıkıntıların hukuki bir karşılığı bulunmaktadır. Bu hak, temel olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine (eski 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi) dayanmaktadır.¹

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Maddi zararların hesaplanmasının aksine, manevi tazminat için kesin ve somut bir hesaplama formülü yoktur.¹ Her olay, kendi özel koşulları içinde değerlendirilir; zira “her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” ve her kazanın bıraktığı manevi iz farklıdır. Bu durum, manevi tazminat miktarının belirlenmesinde hakimin takdir yetkisini ön plana çıkarır ve deneyimli bir hukukçunun rehberliğinin önemini artırır. Hukukumuzdaki bu düzenlemenin sürekliliği, mağdurlara haklarının köklü bir temele dayandığı güvencesini verir.

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Manevi Tazminatın Amacı: Acıyı Hafifletmek ve Adaleti Sağlamak

Manevi tazminatın birincil amacı, trafik kazası sonucu zarar gören kişinin duyduğu acı, elem, keder ve yaşama sevincindeki azalmayı bir nebze olsun hafifletmektir.³ “Ateş düştüğü yeri yakar” atasözü, bu tür kayıpların kişisel ve derin olduğunu ifade eder; ancak hukuk, bu manevi yangını bir parça da olsa dindirecek imkanlar sunmayı hedefler. Tazminat, mağdurun malvarlığında bir artış sağlayarak, acısını hafifletecek ve hayatını yeniden dengelemesine yardımcı olacak olanaklar yaratmayı amaçlar.³

Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, manevi tazminatın amacı sadece zarar görene bir tatmin duygusu vermek değildir. Aynı zamanda, zarar veren tarafa gelecekte daha dikkatli ve özenli davranması yönünde bir uyarı ve caydırıcılık işlevi de görür.³ Buradaki gaye, “kötülüğe karşılık vermek”ten ziyade, benzer acıların başkalarının başına gelmesini önlemeye katkıda bulunmaktır. Bu ikili işlev, manevi tazminatın toplumsal adaletin sağlanmasındaki rolünü pekiştirir.

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Trafik Kazasında Manevi Tazminat Talep Etme Koşulları

Her trafik kazası otomatik olarak manevi tazminat hakkı doğurmaz. Bu hakkın kullanılabilmesi için belirli hukuki koşulların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu koşullar, kazanın niteliği ve sonuçlarıyla yakından ilgilidir.

,

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Bedensel Bütünlüğün Zarar Görmesi veya Ruhsal Çöküntü

Manevi tazminat talebinin en temel koşullarından biri, kişinin kaza sonucu bedensel bütünlüğünün zarar görmesidir. Bu, yaralanma, sakatlanma, bir uzvun kaybedilmesi gibi durumları kapsar.¹ “Sağlam baş yastık istemez” denir; ancak kaza sonrası sağlık bozulduğunda, yaşanan fiziksel acılar ve kayıplar manevi tazminat için geçerli bir zemin oluşturur.

Bununla birlikte, manevi zarar sadece fiziksel yaralanmalarla sınırlı değildir. Trafik kazasının yol açtığı ruhsal çöküntüler, travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklar da manevi tazminat talebine konu olabilir.⁵ “Derdini söylemeyen derman bulamaz” misali, bu görünmez yaraların da tıbbi raporlarla belgelenmesi ve dile getirilmesi, hak arama sürecinde kritik öneme sahiptir. Hukuk sistemi, ruhsal sağlığın da en az fiziksel sağlık kadar değerli olduğunu kabul etmektedir.

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Ölüm veya Ağır Bedensel Zarar Durumunda Yakınların Hakları (TBK m.56/2)

Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinin 2. fıkrası, trafik kazası sonucu ağır bedensel zarar veya ölüm meydana gelmesi halinde, sadece doğrudan zarar görenin değil, onun yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceğini düzenlemektedir.² “Evlat acısı, fırtınalı denizde pusulasız kalmaktır”; bu hüküm, böylesi ağır kayıpların aile bireyleri üzerinde yarattığı derin ve onarılamaz üzüntüyü tanır.

Ölüm halinde ölen kişinin annesi, babası, eşi ve çocukları bu hakka doğrudan sahiptir.¹ Ayrıca, Yargıtay içtihatları ve kanunun ruhu çerçevesinde, ölen kişiden fiilen destek gördüğünü ve onun ölümüyle büyük bir manevi çöküntü yaşadığını ispatlayabilen diğer yakınlar (örneğin kardeş, nişanlı veya birlikte yaşadığı kişi) da manevi tazminat talebinde bulunabilirler.⁷ Bu, hukukun sadece resmi bağları değil, gerçek yaşam ilişkilerini ve duygusal bağları da dikkate aldığını gösterir.

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Kazanın Oluş Şekli ve Kusur Oranının Rolü

Trafik kazasının meydana geliş şekli, manevi tazminat değerlendirmesinde önemli bir unsurdur. Kazaya neden olan davranışın ağırlığı (örneğin aşırı hız, alkollü araç kullanma, kırmızı ışık ihlali gibi ağır kusurlar) tazminat miktarını etkileyebilir.¹ “Ne ekersen onu biçersin” deyişi, kusurlu davranışların sonuçlarının da ağır olabileceğini hatırlatır. Kazanın şiddeti ve mağdur üzerinde bıraktığı fiziksel ve ruhsal etkiler de bu değerlendirmede rol oynar.

Tarafların kazadaki kusur durumu da manevi tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınır. Eğer mağdurun da kazanın oluşumunda bir kusuru varsa, bu durum tazminat miktarında bir miktar indirime neden olabilir.¹ Ancak, “adalet kılıçtan keskindir”; her durumda hakkaniyet ilkesi gözetilir ve mağdurun kusuru, tazminat hakkını tamamen ortadan kaldırmayabilir, özellikle de karşı tarafın kusuru daha ağırsa.¹⁰ Ölen kişinin kısmi kusurlu olması dahi, yakınlarının manevi tazminat talebini engellemez, yalnızca miktarı etkileyebilir.¹⁰

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Kusursuz Sorumluluk ve Manevi Tazminat

Türk hukukunda, özellikle motorlu araç işleteninin sorumluluğu gibi durumlarda, “kusursuz sorumluluk” ilkesi geçerlidir.² Bu ilkeye göre, araç işleteni, kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru olmasa dahi, oluşan zarardan sorumlu tutulabilir. “Tedbirde kusur eden, takdirde bühtan eder” anlayışıyla, bazı riskli faaliyetleri yürütenlere, kusurlarından bağımsız bir sorumluluk yüklenmiştir.

Kusursuz sorumluluk hallerinde dahi manevi tazminat talep edilebilir.³ Eğer zarar verenin ayrıca bir kusuru (örneğin trafik kurallarını ihlal etmesi) varsa, bu ek kusur, manevi tazminat miktarının belirlenmesinde artırıcı bir faktör olarak dikkate alınır.¹² Bu durum, risk yaratanın sorumluluğunu vurgularken, aynı zamanda kusurlu davranışı da ayrıca değerlendirir.

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Batman’da Trafik Kazası Sonrası Manevi Tazminat Davası Nasıl Açılır?

Batman ve çevresinde bir trafik kazası sonucu manevi zarara uğrayan kişiler için hak arama süreci, belirli adımların izlenmesini gerektirir. Bu süreç, doğru mahkemede, doğru delillerle ve yasal sürelere dikkat edilerek yürütülmelidir.

Batman Trafik Kazasında Manevi Tazminat

Dava Sürecinde Toplanması Gereken Temel Belgeler

Bir manevi tazminat davasına başlarken, “işin başı sağlık, ortası selamet, sonu hayır” dileriz; ancak bu hayırlı sonuca ulaşmak için titiz bir hazırlık ve sağlam deliller şarttır. Davanın temelini oluşturacak belgelerin eksiksiz ve usulüne uygun toplanması, sürecin sağlıklı ilerlemesi için hayati önem taşır. Bu belgeler, yaşanan zararın ve sorumluluğun ispatında kilit rol oynar.

Başlıca toplanması gereken belgeler şunlardır ¹:

• Trafik kazası tespit tutanağı (polis veya jandarma tarafından düzenlenen ya da tarafların anlaştığı kaza tespit tutanağı)
• Yaralanma varsa, tedavi görülen hastanelerden alınan tüm tıbbi raporlar, epikrizler, adli tıp raporları
• Kalıcı sakatlık (maluliyet) oluşmuşsa, yetkili sağlık kurullarından alınacak maluliyet oranını gösterir rapor
• Psikolojik tedavi görülmüşse veya görülüyorsa, psikiyatri raporları ve tedavi evrakları
• Tedavi giderlerine ilişkin faturalar, makbuzlar ve ilaç kupürleri
• Kazaya ilişkin fotoğraflar ve varsa video kayıtları
• Görgü tanıklarının kimlik ve iletişim bilgileri ile mümkünse yazılı beyanları
• Ölümlü kazalarda vefat edene ait ölüm belgesi, otopsi raporu ve veraset ilamı
• Mağdurun ve sorumluların kimlik ve sigorta bilgileri

Bu belgelerin titizlikle toplanması, hakimin olayı doğru değerlendirmesine ve hakkaniyete uygun bir karar vermesine yardımcı olacaktır.

Aşağıdaki tablo, manevi tazminat davası için gerekli olabilecek temel belgeleri özetlemektedir:

Belge Kategorisi	Gerekli Belgeler
Genel Kaza Belgeleri	Kaza Tespit Tutanağı, Araç Sigorta Poliçeleri, Ehliyet ve Ruhsat Fotokopileri, Kazaya İlişkin Fotoğraflar/Videolar
Yaralanma Durumunda	Sağlık Kurulu Raporları (Maluliyet Raporu dahil), Tedavi Evrakları, Reçeteler, Gider Belgeleri, Psikiyatri Raporları
Ölüm Durumunda	Ölü Muayene/Otopsi Raporu, Veraset İlamı, Aile Nüfus Kayıt Örneği, Vefat Edenin Gelir Durumu Belgesi
Diğer Kanıtlar	Tanık İfadeleri, Eksper Raporu (maddi hasar varsa), Adli Sürece Ait Belgeler

Batman ve Çevresi İçin Yetkili ve Görevli Mahkemeler

Trafik kazalarından kaynaklanan manevi tazminat davalarında, “her işin bir usulü vardır” prensibi gereği, davanın doğru mahkemede açılması büyük önem taşır. Görevli mahkeme genellikle Asliye Hukuk Mahkemeleridir.¹⁴ Batman’da meydana gelen bir kaza için, Batman Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde dava açılması genel kuraldır.

Eğer manevi tazminat talebi, kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigorta şirketine de yöneltilecekse, bu durumda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olabilir.¹⁴ Batman’da müstakil bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmuyorsa, Asliye Hukuk Mahkemesi bu davalara Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakabilir.¹⁵

Yetkili mahkemenin belirlenmesinde ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki çeşitli seçenekler devreye girer. Dava, davalının yerleşim yeri mahkemesinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde, zararın oluştuğu yer mahkemesinde veya zarar görenin yani davacının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.¹⁴ Bu seçenekler, mağdura bir miktar esneklik tanır ve hak arama sürecini kolaylaştırabilir.

Manevi Tazminat Davalarında Zamanaşımı Süreleri (KTK m.109, Ceza Zamanaşımı)

Hak arayışında “vakit nakittir” derler; ancak hukukta vakit, bazen nakitten de değerlidir, zira yasal sürelerin kaçırılması hak kaybına yol açabilir. Trafik kazalarından doğan manevi tazminat talepleri için de belirli zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. Bu sürelere riayet etmek, davanın esasına girilebilmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur.

Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan tazminat talepleri, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.² Bu, genel kuraldır.

Ancak, trafik kazası aynı zamanda ceza kanunları uyarınca bir suç teşkil ediyorsa (örneğin taksirle yaralama veya taksirle ölüme neden olma), bu durumda ceza davası için öngörülen daha uzun zamanaşımı süreleri, manevi tazminat davası için de geçerli olur.² Örneğin, ölümlü trafik kazalarında bu süre 15 yıla, yaralamalı kazalarda ise (suçun niteliğine göre) genellikle 8 yıla kadar uzayabilir.¹⁶ Bu durum, özellikle cezai sorumluluğun söz konusu olduğu vakalarda mağdurlar için önemli bir güvencedir.

Aşağıdaki tablo, trafik kazası kaynaklı tazminat davalarındaki temel zamanaşımı sürelerini göstermektedir:

Bu sürelerin doğru bir şekilde takip edilmesi ve hak kaybına uğramamak için bir avukattan hukuki destek alınması tavsiye edilir.

Manevi Tazminat Miktarının Belirlenmesinde Esas Alınan Kriterler

Manevi tazminatın miktarını belirlemek, hassas bir denge gerektirir. Parayla ölçülemeyen acıların bir nebze olsun telafisi amaçlandığından, hakimler bu konuda geniş bir takdir yetkisine sahiptir ve çeşitli faktörleri göz önünde bulundururlar.

Hakimin Takdir Yetkisi ve Hakkaniyet İlkesi

Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde en önemli unsur, hakimin takdir yetkisidir.¹ “Hakimin hükmü, adaletin tecellisinde kilit rol oynar” demek yanlış olmaz. Hakim, dosyadaki tüm delilleri, olayın özelliklerini ve tarafların durumunu değerlendirerek bir miktar belirler. Bu süreçte temel yol gösterici ilke ise “hakkaniyet” ilkesidir.

Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi, hükmedilecek manevi tazminatın “hakkaniyete uygun” olması gerektiğini açıkça belirtir.¹ Hakkaniyet, somut olayın özelliklerine göre adaletin sağlanması anlamına gelir. Yargıtay kararlarında da sıkça vurgulandığı gibi, belirlenecek miktar ne mağduru sebepsiz yere zenginleştirmeli ne de tazminat sorumlusunu ekonomik olarak yıkıma uğratmalıdır.⁵ Amaç, yaşanan manevi ızdırabı bir ölçüde dindirecek, adalete ve vicdana uygun bir denge kurmaktır.

Tazminatı Etkileyen Unsurlar: Yaş, Sosyo-Ekonomik Durum, Zararın Boyutu

Hakim, hakkaniyete uygun bir miktar belirlerken pek çok faktörü dikkate alır. “Herkes kendi ayranım ekşi demez” ama her bireyin yaşam koşulları, beklentileri ve bir kazadan etkilenme derecesi farklıdır. Bu nedenle, mağdurun yaşı, mesleği, eğitimi, ailevi durumu, sosyal çevresi ve ekonomik koşulları tazminat miktarını etkileyen önemli unsurlardır.¹ Örneğin, genç bir bireyin kalıcı bir sakatlık yaşaması ile ileri yaştaki bir bireyin aynı sakatlığı yaşaması farklı değerlendirilebilir.

En önemli faktörlerden biri de şüphesiz zararın boyutudur. Yaralanmanın ciddiyeti, kalıcı bir sakatlığın varlığı, organ kaybı, estetik görünümdeki bozulmalar, psikolojik travmanın derinliği ve süresi gibi hususlar tazminat miktarını doğrudan etkiler.¹ Ölümle sonuçlanan kazalarda ise geride kalanların duyduğu elem ve ızdırap, destekten yoksun kalma gibi faktörler ön plana çıkar. Bazı durumlarda, tazminat sorumlularının ekonomik gücü de, tazminatın ödenebilirliği ve caydırıcılığı açısından dikkate alınabilir.¹

Yargıtay İçtihatları Işığında Manevi Tazminat Değerlendirmeleri

Manevi tazminat miktarlarının belirlenmesinde Yargıtay’ın (temyiz mercii olarak) yerleşik içtihatları ve güncel kararları önemli bir yol göstericidir.¹ “Ulu sözü dinlemeyen, uluyakalır” derler; yüksek mahkeme kararları, benzer olaylarda nasıl bir yaklaşım sergilenmesi gerektiği konusunda yerel mahkemelere ışık tutar. Mahkemeler, manevi tazminat miktarını takdir ederken, Yargıtay’ın emsal kararlarını ve belirlediği ilkeleri göz önünde bulundurmalıdır.¹⁸

Yargıtay, bazı durumlarda yerel mahkemelerce hükmedilen manevi tazminat miktarlarını “oldukça az” veya “bir miktar az” bularak bozma kararları verebilmektedir.¹⁸ Bu durum, tazminat miktarlarının belirli bir standart ve adalet anlayışı çerçevesinde oluşmasına katkı sağlar. Yargıtay, hakimin olayın özel hallerini, tarafların durumunu ve hakkaniyet ilkesini gözeterek, manevi tatmini sağlayacak, adil bir miktara hükmetmesi gerektiğini sürekli olarak vurgulamaktadır.² Bu nedenle, güncel Yargıtay içtihatlarının takip edilmesi, hem avukatlar hem de hak arayanlar için büyük önem taşır.

Trafik Kazasının Yarattığı Psikolojik Travmalar ve Tazminat Hakkı

Trafik kazaları, sadece bedende değil, ruhta da derin yaralar açabilir. Kazanın şoku, yaşanan korku ve kayıplar, kişiler üzerinde uzun süreli psikolojik etkilere yol açabilir. Hukukumuz, bu görünmez yaraları da tanımakta ve manevi tazminat kapsamında değerlendirmektedir.

Ruhsal Bütünlüğün İhlali ve Manevi Zararın İspatı

Bir trafik kazası sonrasında mağdurda korku, kaygı, endişe, uyku bozuklukları, depresyon, panik atak veya travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi çeşitli psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir.⁵ “Dert, dağa düşse eritir” misali, bu tür ruhsal yükler kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir, iş ve sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir. Bu durum, kişinin ruhsal bütünlüğünün ihlali anlamına gelir ve manevi tazminat talebi için geçerli bir nedendir.

Ancak, bu tür ruhsal zararların tazmin edilebilmesi için, durumun somut delillerle ispatlanması gerekmektedir. Uzman psikiyatristlerden alınacak detaylı sağlık raporları, teşhisler, tedavi süreçlerine ilişkin belgeler ve varsa ilaç kullanım kayıtları, bu ispat sürecinin temelini oluşturur.¹ Yargıtay’ın da kabul ettiği üzere, “sinir bozukluğu” gibi durumlar da cismani zarar kavramı içinde değerlendirilerek manevi tazminata konu edilebilir.⁵ Önemli olan, yaşanan psikolojik rahatsızlığın kaza ile doğrudan ve nedensel bir bağının olduğunun ortaya konulmasıdır.

Aşık Hukuk Bürosu Olarak Trafik Kazası Mağdurlarına Sunduğumuz Destek

Aşık Hukuk Bürosu olarak, başta Batman, Diyarbakır ve tüm Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere Türkiye genelindeki trafik kazası mağdurlarının hak arama mücadelelerinde yanlarındayız. “Yalnız taş duvar olmaz” ilkesiyle hareket ederek, bu zorlu süreçte müvekkillerimize hukuki bilgi ve deneyimimizle destek oluyoruz. Yaşanan acıların ve kayıpların farkındayız; bu nedenle her bir dosyaya özel bir hassasiyet ve özenle yaklaşıyoruz.

Uzman avukat kadromuz, trafik kazalarından kaynaklanan manevi tazminat davalarında derin bir tecrübeye sahiptir. Sürecin her aşamasında, delillerin toplanmasından dava dilekçesinin hazırlanmasına, duruşmalarda etkili bir savunma yapılmasından Yargıtay sürecinin takibine kadar müvekkillerimize kapsamlı bir hukuki rehberlik sunuyoruz. Amacımız, müvekkillerimizin hak ettikleri tazminatı en kısa sürede ve en adil şekilde almalarını sağlamaktır. “İyi bilenle yola çıkan, yolunu şaşırmaz”; biz de bu anlayışla müvekkillerimizin hukuk yolculuğunda güvenilir birer yol arkadaşı olmayı hedefliyoruz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Manevi tazminat nedir?

Kişinin trafik kazası gibi haksız bir fiil sonucu uğradığı bedensel veya ruhsal acı, elem, ızdırap ve yaşama sevincindeki azalma nedeniyle talep edebileceği, parayla ölçülemeyen zararların bir nebze olsun giderilmesini amaçlayan bir tazminat türüdür. “Can acısı, mal acısına benzemez.” ¹

Trafik kazasında hangi durumlarda manevi tazminat alınabilir?

Kazada yaralanma, sakatlanma, uzuv kaybı gibi bedensel zararlar veya ölüm meydana gelmişse manevi tazminat talep edilebilir. Ayrıca, kazanın yol açtığı ciddi ruhsal sarsıntılar, psikolojik travmalar da (doktor raporuyla ispatlı) tazminat nedenidir. “Her yokuşun bir inişi vardır.” ¹

Batman’da manevi tazminat davası nasıl açılır?

Batman’da, kaza tespit tutanağı, sağlık raporları gibi delillerle birlikte, genellikle Batman Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılır. Sigorta şirketine karşı ise Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olabilir. Bir avukattan destek almak sürecin en doğru adımıdır. “Akıl akıldan üstündür.” ¹³

Manevi tazminat davası ne kadar sürer?

Dava süresi; mahkemenin yoğunluğu, delillerin toplanması, bilirkişi raporları ve temyiz süreci gibi etkenlere göre değişir. Ortalama 9 ay ile 2 yıl sürebilir, ancak karmaşık dosyalarda veya Yargıtay aşamasında bu süre uzayabilir. “Sabrın sonu selamettir.” ⁸

Kaza tespit tutanağı olmadan manevi tazminat davası açılabilir mi?

Kaza tespit tutanağı önemli bir delildir. Ancak, tutanak tutulamayan durumlarda (örneğin yaralının hastaneye kaldırılması) veya tutanak gerçeği yansıtmıyorsa, diğer delillerle (tanık, kamera kaydı, olay yeri incelemesi) manevi tazminat davası açılabilir. “Hak yerde kalmaz.” ¹³

Zorunlu trafik sigortası manevi tazminatı karşılar mı?

Hayır, zorunlu mali mesuliyet sigortası (trafik sigortası) kural olarak sadece maddi zararları ve sağlık giderlerini karşılar. Manevi tazminat talepleri için genellikle kazaya neden olan sürücüye, araç işletenine veya sahibine ayrı bir dava açılması gerekir. “Her ağacın meyvesi olmaz.” ¹

Manevi tazminat miktarını neler etkiler?

Miktarı; zararın boyutu (yaralanmanın ciddiyeti, kalıcı sakatlık, ölüm), mağdurun yaşı, sosyal ve ekonomik durumu, tarafların kusur oranları, olayın özellikleri ve Yargıtay içtihatları etkiler. Hakim, hakkaniyete göre bir miktar takdir eder. “Terazi var, tartı var; her şeyin bir vakti var.” ¹

Ölümlü trafik kazasında kimler manevi tazminat isteyebilir?

Ölen kişinin eşi, çocukları, anne ve babası öncelikli olarak manevi tazminat talep edebilir. Ayrıca, ölenin fiilen destek olduğu ve ölüm nedeniyle derin üzüntü yaşayan diğer yakınları da (kardeş, nişanlı gibi) durumlarını ispatlayarak talepte bulunabilirler. “Ateş düştüğü yeri yakar.” ²

Ücretsiz ilk danışma için tıklayınız: https://g.co/kgs/4HxEPKc