CEZA HUKUKUMAKALELER

Trafik Kazası Maluliyet Tazminatı

(2025)

Kasnağından fırlayan kayışa
kaptırdın mı kolunu Alişim!
Daha dün öğle paydosundan önce
Zileli’nin gitti ayakları.

Gündelik hayatımızda maalesef trafik kazaları sonucu pek çok kişi kalıcı sakatlıklar yaşayabiliyor. Yukarıdaki dizelerde de anlatıldığı gibi bir anlık ihmal, bir ömür boyu maluliyetle (sakatlıkla) sonuçlanabiliyor. Böyle acı bir durumla karşılaşanların en önemli haklarından biri, trafik kazası maluliyet tazminatı talep etmektir. Peki kazadan sonra sakat kalan bir kişi ne yapmalı, nasıl bir yol izlemeli? Bu yazımızda Türkiye genelinde, herkesin anlayacağı bir dille maluliyet tazminatını tüm yönleriyle ele alacağız. Yasal dayanakları, yüksek mahkeme kararlarını, gerçek hayattan örnekleri ve merak edilen soruları açıklayacağız. Benzer konular için asikhukukburosu.com.tr’yi ziyaret edebilirsiniz.

Kazadan Sonra Sakat Kalanlar Ne Yapmalı?

Trafik kazası geçirdiniz ve kalıcı bir sakatlık durumu (maluliyet) söz konusu olduysa, öncelikle sağlık ve hukuki süreçleri doğru şekilde yönetmelisiniz. İşte yapmanız gerekenler:

  • Sağlık Kontrolü ve Raporlar: Kazadan hemen sonra ilk öncelik sağlık olmalıdır. Hastanede gerekli tedavileri aldıktan sonra, doktorlarınızdan durumunuzla ilgili ayrıntılı raporlar alınız. Özellikle maluliyet oranınızın belirlenebilmesi için yetkili sağlık kurullarından rapor alınması çok önemlidir. Bu rapor, vücudunuzdaki kalıcı hasarın yüzde kaç olduğunu (örneğin %40 maluliyet gibi) ortaya koyar. Maluliyet oranını genellikle devlet hastanelerinin sağlık kurulları veya Adli Tıp Kurumu belirler.

  • Kaza Tespit Tutanağı ve Kusur Durumu: Trafik kazası sonrasında polis veya jandarma tarafından trafik kazası tespit tutanağı düzenlenir. Bu tutanakta kazanın nasıl gerçekleştiği ve tarafların kusur oranları yazar. Tazminat sürecinde kusur oranı çok önemlidir çünkü tamamen kusurlu olan kişi kendi zararları için tazminat alamaz. Eğer siz kazada kısmen kusurluysanız, alacağınız tazminat kusur oranınıza göre azaltılacaktır. Örneğin %50 kusurluysanız, hak edeceğiniz miktarın yarısını alabileceksiniz.

  • Sigorta Şirketine Başvuru: Türkiye’de trafiğe çıkan her aracın Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası bulunmaktadır. Bu sigorta, kazada karşı tarafa verilen bedensel zararları poliçe limitleri dahilinde karşılar. Kazada sakat kaldıysanız, öncelikle karşı tarafın sigorta şirketine başvurarak maluliyet tazminatı talep etmelisiniz. Başvurunuzda kazaya dair tüm belgeleri (tutanak, hastane raporları, maluliyet raporu, faturalar vs.) sunmalısınız. Sigorta şirketi, kusur oranlarına ve maluliyet derecesine göre size bir ödeme teklif edecektir. Ancak sigorta poliçelerinin belirli limitleri olduğunu unutmayın. Poliçe limiti üstündeki tazminat talepleri için sorumlu kişilere (kusurlu sürücü, araç sahibine) ayrıca dava açmak gerekebilir.

  • Uzlaşma ve Tahkim Süreci: Sigorta şirketi ile anlaşmazlık yaşarsanız hemen dava açmak yerine Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurabilirsiniz. Bu komisyon, sigorta şirketleriyle yaşanan uyuşmazlıklarda hızlı karar vermektedir. Özellikle ödenen tazminat miktarı düşük kaldığında veya başvurunuz haksız bulunup reddedildiğinde tahkime gitmek, davadan daha çabuk sonuç almanızı sağlayabilir. Tahkimde sonuç alamazsanız ya da tercih etmezseniz, yasal dava yoluna geçmeden önce bir avukat desteği almanız faydalı olur.

  • Hukuki Danışmanlık Alın: Maluliyet tazminatı süreci teknik ayrıntılar içerir. Trafik kazası maluliyet tazminatı konusunda uzman bir avukat, haklarınızı eksiksiz talep edebilmeniz için size yol gösterecektir. Avukatınız delillerin toplanması, dava dilekçesinin hazırlanması, Yargıtay içtihatlarının takibi gibi konularda süreci profesyonelce yürüterek tazminatınızı maksimum düzeyde almanıza yardımcı olur.

Yukarıdaki adımlar kazadan sonra izlenmesi gereken genel yol haritasını çizer. Şimdi maluliyet tazminatının ne olduğunu, nasıl hesaplandığını ve hukuki dayanaklarını daha detaylı inceleyelim.

Maluliyet Tazminatı Nedir ve Kapsamı Neleri İçerir?

Maluliyet tazminatı, bir trafik kazası sonucu bedensel zarara uğrayıp çalışma gücünü kısmen veya tamamen kaybeden kişinin talep edebileceği maddi tazminattır. Halk arasında sürekli iş göremezlik tazminatı veya sakatlık tazminatı olarak da bilinir. Türk Borçlar Kanunu’na göre bedensel zararlar kapsamında değerlendirilen bu tazminat türü, kazazedenin uğradığı gelir kaybını, çalışma gücündeki azalmayı ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kayıpları karşılamayı amaçlar.

Türk Borçlar Kanunu madde 49, hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu belirtir. Yine TBK madde 54’de bedensel zararlar şu şekilde sayılmıştır: tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar, bakıcı giderleri ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar. Görüldüğü üzere, maluliyet tazminatı bu kapsamdaki zarar kalemlerinden özellikle çalışma gücünün kaybı ile ilgilidir.

TDK’ye göre maluliyet kelimesi (isim, eskimiş) “sakatlık” anlamına gelir. Yani bir kişinin engelli hale gelmesini ifade eder. Trafik kazasında malul kalan kişi, bedensel bütünlüğü zedelendiği için maddi zararlarının yanı sıra manevi tazminat da talep edebilir. Ancak manevi tazminat ayrı bir başlık olup, genellikle bu tür davalarda maddi (maluliyet) ve manevi tazminat birlikte istenir. Manevi tazminat, yaşanan acı ve üzüntünün bir nebze olsun telafisi için hâkimin takdir edeceği makul bir meblağdır. Unutmayalım ki manevi tazminat, kural olarak sigorta kapsamında değildir ve doğrudan kazaya sebep olan kişilere yöneltilir.

Maluliyet tazminatı talep edebilmek için mağdurun kaza sonucu kalıcı bir sakatlığa uğraması gerekir. Geçici yaralanmalarda, uzun süre çalışamamış olsa bile kişi iyileştiğinde tam iş gücüne kavuşuyorsa sürekli maluliyet tazminatı yerine geçici iş göremezlik dönemine ait kazanç kayıplarını isteyebilir. Ancak uzuv kaybı, felç, duyuların yitimi gibi kalıcı hasarlar söz konusuysa artık yaşam boyu etki edecek bir kayıp vardır ve bunun parasal karşılığı talep edilmelidir.

Maluliyet Oranı Nasıl Belirlenir?

Tazminatın hesaplanabilmesi için öncelikle mağdurun maluliyet oranı belirlenmelidir. Maluliyet oranı, kişinin vücut fonksiyonlarındaki kaybın yüzde olarak ifadesidir. Bu oran, ülkemizde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gibi yasal düzenlemeler çerçevesinde hesaplanır. Genellikle şu şekilde belirlenir:

  • Kaza sonrası tedavileriniz tamamlandıktan sonra doktorunuz sizi sağlık kurulu raporu için yönlendirebilir. Kamu hastanelerinde toplanan sağlık kurulu, uzman doktorların değerlendirmesiyle bir oran tespit eder. Örneğin omurilik yaralanması sonucu yürüme yetinizi tamamen kaybettiyseniz maluliyet oranınız %100 olarak belirlenebilir. Bir bacağınızı kaybettiyseniz tek başına %40-50 civarı bir oran, bir kol kaybında %60 gibi oranlar söz konusu olabilir. Not: Her hasarın oranı, ilgili yönetmelikte detaylı tablolarla belirlenmiştir; bu nedenle uzman doktorlar bu tablolara göre hesap yapar.

  • Bazı durumlarda sigorta şirketleri veya mahkemeler, Adli Tıp Kurumu’na veya üniversite hastanelerinin ilgili uzmanlık birimlerine rapor aldırabilir. Bu raporlarda da yine yasal mevzuata göre maluliyet oranı tespit edilir. Önemli olan, kazanın vücudunuzda bıraktığı kalıcı etkinin net bir biçimde ortaya konmasıdır.

  • Maluliyet oranındaki artış: İlk başta maluliyet oranınız düşük hesaplanmış olabilir, fakat zamanla durumunuz kötüleşebilir. Örneğin kaza sonrası bacağınız kısmen felç, ilk raporda %20 maluliyet verildi; ancak ilerleyen yıllarda durum kötüleşti ve maluliyetiniz %40’a çıktı. Bu durumda ek tazminat talebi gündeme gelebilir. Nitekim yargı kararlarına göre, sonradan ortaya çıkan veya artan zararlar için yeni dava açılması mümkündür. İlk davada alınan tazminat, o anki duruma göredir; eğer maluliyet oranınız ileride artarsa, bunu da talep edebilirsiniz. Aşağıda bu konuda verilmiş bir bölge adliye mahkemesi kararından bahsedeceğiz.

Maluliyet Tazminatı Nasıl Hesaplanır?

Maluliyet oranı belirlendikten sonra iş, bunun parasal değerini hesaplamaya kalıyor. Tazminat hesaplama işlemi oldukça teknik olsa da basitçe prensiplerini açıklayalım:

1. Maaş ve Gelir Durumu: Öncelikle mağdurun kazadan önceki aylık geliri dikkate alınır. Çalışıyorsa maaşı, serbest meslek ise kazancı, çalışmıyorsa bile ileride elde edebileceği emsal bir gelir hesaplamaya esas olur. Yargıtay kararları, kişi o anda işsiz olsa bile potansiyel asgari ücret seviyesinde gelir elde edebileceğini varsayarak hesap yapılmasını öngörmektedir. Böylece kazazedenin hiç geliri yok diye tazminattan mahrum kalması engellenir. Örneğin, çalışmayan bir ev hanımı bile kaza sonucu malul kalmışsa, ona asgari ücret düzeyinde bir gelir varsayılıp tazminatı hesaplanabilir.

2. Kusur Oranı: Tazminat miktarını etkileyen bir diğer unsur kazadaki kusur oranlarıdır. Eğer kazada tamamen karşı taraf kusurluysa sizin tazminatınız tam olarak hesaplanır. Şayet sizin de kusurunuz varsa, hesaplanan tutardan kendi kusur yüzdesiniz oranında indirim yapılır. Örneğin, %50 maluliyet oranınız ve aylık 10.000 TL geliriniz olsun. Karşı taraf %100 kusurlu ise kaybınızın hesaplanmasında tam maaşınız dikkate alınır. Ancak %25 kusurluysanız, 10.000 TL maaşın %25’i (2.500 TL) düşülür ve hesaplama 7.500 TL üzerinden devam eder.

3. Yaş ve Kalan Ömür: Tazminat, mağdurun kalan ömrü boyunca yaşayacağı gelir kaybını karşılayacak şekilde hesaplanır. Bu noktada TRH-2010 yaşam tablosu gibi Türkiye’ye özgü istatistiklerden yararlanılır. Mahkemeler, 60 veya 65 yaşına kadar (aktif çalışma dönemi) ve sonrasındaki birkaç yıllık (pasif dönem) kayıpları birlikte değerlendirir. Örneğin 30 yaşındaki bir kişinin aktif çalışma süresi 35 yıl daha varsayılabilir (65 yaşa kadar) ve üzerine pasif dönem olarak 7 yıl eklenerek toplam 42 yıllık bir dönem için hesaplama yapılabilir. Yaşınız ilerledikçe kalan süreniz azaldığından, genç birinin tazminatı aynı koşullarda daha yüksek, yaşlı birinin daha düşük olacaktır.

4. Teknik Faiz ve İskonto: Hesaplama yapılırken gelecekteki yıllara yayılacak gelir kayıpları, peşin sermaye değerine indirgenir. Yani size toplu bir tazminat ödeneceği için, bu tutarın içinde gelecekte alacağınız paraların bugüne çekilmiş değeri vardır. Mahkemeler genellikle %1.8 gibi teknik faiz oranları kullanarak uzun vadeli gelir kaybını bugünkü değere indirger. Bu hesaplama detaylarını bilirkişi raporları teknik olarak ortaya koyar.

5. Bakıcı Gideri ve Diğer Kalemler: Eğer kaza sonucu sürekli birinin bakımına muhtaç hale geldiyseniz (örneğin ağır felç durumları), yaşam boyu bakıcı gideri de tazminata eklenir. Ayrıca kazayla bağlantılı protez, özel cihazlar, rehabilitasyon masrafları gibi gelecekte düzenli yapmanız gereken harcamalar varsa bunlar da kalem kalem hesaplanır.

Yukarıdaki unsurlar bir araya getirilip uzman bilirkişiler tarafından formüllerle hesaplandığında, talep edebileceğiniz maddi tazminat miktarı ortaya çıkar. Basitçe bir örnek tablo ile bunu gösterelim:

Maluliyet Oranına Göre Örnek Tazminat Tablosu

Aşağıdaki tabloda, 30 yaşında, aylık net 10.000 TL geliri olan ve kazada tamamen karşı tarafın kusurlu olduğu varsayılan bir kişi için, farklı maluliyet oranlarında yaklaşık tazminat tutarları örneklenmiştir. (Not: Rakamlar basit bir varsayımsal hesaplamaya dayalıdır.)

Maluliyet Oranı Yaklaşık Tazminat Miktarı (TL)
%10 (hafif maluliyet) 300.000 TL
%25 (orta maluliyet) 750.000 TL
%50 (ciddi maluliyet) 1.500.000 TL
%75 (ileri düzey maluliyet) 2.250.000 TL
%100 (tam iş göremezlik) 3.000.000 TL

Bu tablo sadece örnek amaçlıdır. Gerçek davalarda her bir olayın koşulları farklı olduğundan tazminat miktarları değişebilir. Örneğin maluliyet oranı dışında, kişinin geliri daha düşükse tutar azalacak, kusur paylaşımı varsa ona göre inecek, yaş daha gençse artacak, vb. Burada amaç maluliyet oranı yükseldikçe tazminatın nasıl katlanarak arttığını göstermektir.

Bir de manevi tazminat boyutu vardır ki, malul kalmanın kişide yarattığı elem ve ızdırap için hakim tarafından takdir edilir. Manevi tazminat genelde maddi tazminata göre çok daha sınırlı tutarlarda olsa da (örneğin mahkeme durumun ağırlığına göre 50.000 TL manevi tazminat gibi), yaralıya bir nebze moral destek sağlamayı hedefler. Maddi tazminat hesabı ne kadar matematiksel ise, manevi tazminat o derece takdiri ve olayın özelliklerine bağlıdır.

Yargıtay Kararları Işığında Maluliyet Tazminatı

Yüksek mahkeme kararları, maluliyet tazminatında ortaya çıkan ihtilaflarda yol gösterici oluyor. İşte Yargıtay tarafından verilmiş önemli bazı kararların kısa özetleri:

  • Çalışmayan Kişinin Geliri: Yargıtay, yerleşik içtihatlarında, kazada malul kalan kişinin o an çalışmıyor olmasının tazminat almasına engel olmayacağını vurgulamıştır. Örneğin bir kararında, ev hanımı olan kazazedenin geliri olmadığı gerekçesiyle tazminat hesabı yapılmamasını bozmuş; ev hanımlarının da ekonomik değer yarattığını, asgari ücret düzeyinde gelir kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiğini belirtmiştir. Böylece herkesin, toplumsal rolü ne olursa olsun, çalışma gücü kaybının bir ekonomik karşılığı olduğu kabul edilmiştir.

  • Yaşam Tablosu Kullanımı: Tazminat hesabında hangi yaşam tablosunun kullanılacağı bir dönem tartışma yaratmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi son yıllarda verdiği güncel kararlarda, TRH-2010 Ulusal Mortalite Tablosu’nun kullanılmasının ülke gerçeklerine en uygun yöntem olduğunu belirtmiştir. Eskiden farklı tablolar kullanılsa da (örn. PMF-1931, CSO-1980 gibi), artık Türkiye’ye özgü güncel verilerin esas alınması gerektiği yönünde kararlar bulunmaktadır. Bu durum, genç nüfusun yaşam beklentisinin daha doğru hesaplanmasını ve tazminatların isabetli belirlenmesini sağlamaktadır.

  • Maluliyet Tespitinde Yönetmelik Uygulaması: Bir başka önemli husus, maluliyet oranı tespit edilirken hangi yönetmeliğin uygulanacağıdır. Bazı kazalarda maluliyet raporu ile ilgili yönetmelik zaman içinde değiştiği için çelişkiler çıkabiliyordu. Yargıtay 4. ve 17. Hukuk Daireleri, haksız fiilin meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yönetmeliğe göre maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini içtihat etmişlerdir. Yani kaza hangi tarihte olduysa, o tarihte geçerli olan mevzuata göre rapor alınmalıdır. Böylece değerlendirmede hukuki güvenlik ve eşitlik sağlanır.

  • Tazminat Hesabında İşleyecek Faiz: Yargıtay kararlarına göre, maluliyet tazminatına kazanın olduğu tarihten itibaren yasal faiz işlemesi gerekmektedir. Çünkü zarar o tarihte doğmuştur. Tazminat davası yıllar sonra sonuçlansa bile, mağdurun parası geç ödeneceği için enflasyon ve gecikme kaybı yaşamaması adına faiziyle birlikte tahsiline hükmedilir. Yargıtay, faizin başlangıcına dair olarak, eğer sigorta şirketine başvuru yapıldıysa başvuru tarihinden, yapılmadıysa kaza tarihinden faiz yürütülmesi gerektiğini kararlarında açıklamıştır.

  • Manevi Tazminatın Sigorta Kapsamı Dışı Olması: Yargıtay içtihatları, manevi tazminatın sigorta teminatından karşılanamayacağını netleştirmiştir. Ancak poliçede özel olarak manevi tazminat teminatı verilmişse durum farklı olabilir. Genel kural, manevi tazminatı doğrudan kusurlu şahısların ödemesidir. Bu nedenle trafik kazası maluliyet davalarında, manevi tazminat talebi sigorta şirketine yöneltilmez; sürücü ve araç işletenine yöneltilir. Yargıtay da bu ayrımı vurgulayan kararlarıyla uygulamaya yön vermiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarından Örnekler

Bölge Adliye Mahkemeleri (istinaf mahkemeleri), yerel mahkeme kararlarını hem hukuka hem de esasa uygunluk yönünden inceleyerek önemli kararlar veriyorlar. Maluliyet tazminatı konusunda özellikle artan maluliyet oranı ve ikinci dava meselesi sıkça gündeme gelmiştir. Ankara’da verilen güncel bir istinaf kararı bunun güzel bir örneğidir:

  • Maluliyet Oranının Artmasıyla Yeni Dava: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi, 2024 yılında verdiği bir kararda ilk davada %30 olarak belirlenen maluliyet oranının daha sonra %44,2’ye çıkması sonucu açılan davayı değerlendirmiştir. Olayda, kazazede sigorta şirketiyle %30 maluliyet üzerinden anlaşmış ve davasından feragat etmiştir. Ancak ilerleyen zamanda sağlık durumunun kötüleşmesiyle maluliyet oranı %44,2 olarak raporlanmıştır. Bunun üzerine kazazede, artan %14,2’lik kısım için yeniden tazminat talep etmiştir. Davayı ilk derece mahkemesi kabul etmiş, sigorta şirketi ise “daha önce feragat var, tekrar dava açılamaz” gerekçesiyle itiraz etmiştir. İstinaf Mahkemesi ise önemli bir ilke imza atarak, yeni ortaya çıkan zararlar için kesin hüküm oluşmayacağını vurgulamıştır. Kararda, önceki davada sonuçlanmış haklarla sonradan doğan hakların farklı olduğu, maluliyetin artmasının yeni bir olgu sayıldığı belirtilmiştir. Sonuç olarak, istinaf mahkemesi sigorta şirketinin itirazını kabul ederek ilk kararı kaldırmış ve dosyayı yeniden görülmek üzere yerel mahkemeye göndermiştir. Bu karar, kazazedelerin durumları ağırlaşırsa haklarını aramaya devam edebileceklerini göstermesi açısından önemlidir.

  • İstinaf Sınırı ve Manevi Tazminat: Bir başka bölge adliye mahkemesi kararında ise manevi tazminat miktarının istinaf incelemesine tabi olup olmadığı tartışılmıştır. Örneğin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin bir kararında, ilk derece mahkemesinin takdir ettiği 1.000 TL manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunun, kanundaki parasal sınır nedeniyle reddine karar verilmiştir. Zira HMK uyarınca belirli bir miktarın altındaki kararlar istinafa götürülememekte veya götürülse bile esastan incelenmemektedir. Bu durum, manevi tazminat taleplerinde çok düşük rakamlar istenip istenmeyeceği konusunda stratejik bir noktadır. Uygulamada elbette manevi tazminat daha yüksek istenmekte ve istinaf yolu açık tutulmaktadır; bu karar ise düşük manevi tazminatlarda istinaf aşamasının sınırlı kalabileceğini gösterir.

Bölge adliye mahkemesi kararları, istinafın işleyişi ve yeni usul kuralları açısından önem taşıyor. Özellikle trafik kazaları gibi teknik hesaplamaların söz konusu olduğu davalarda, ilk derece ile Yargıtay arasında adeta bir filtre görevi görüyorlar. Hem hukuki gerekçeler hem de maddi olgular bu aşamada dikkatlice değerlendiriliyor.

Gerçekçi Örnek Olaylar

Teorik bilgiler kadar, yaşanmış gibi kurgulanmış örnekler üzerinden gitmek konuyu daha iyi anlamamıza yardımcı olur. İşte Türkiye’de yaşanmış gibi ele alabileceğimiz iki örnek olay:

Örnek Olay 1: Ali’nin Hikâyesi
Ali, 35 yaşında bir fabrika işçisiydi. İstanbul’da işe giderken bir sabah, kavşakta kırmızı ışıkta dururken arkadan hızla gelen bir kamyon Ali’nin aracına çarptı. Ali ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Haftalarca hastanede yattı, sayısız ameliyat geçirdi. Sonunda hayata tutunmayı başardı ancak artık sol bacağını diz üstünden aşağı kaybetmişti. Doktorlar Ali’ye %55 maluliyet oranı verdi. Bu durum onun çalışma gücünü ciddi şekilde etkilemişti; protez bacak kullanacak, ağır işlerde çalışamayacaktı. Kaza raporunda kamyon sürücüsü %100 kusurlu bulundu. Ali’nin ailesi, geçim kaynağı olan Ali’nin sakat kalmasıyla sarsıldı. Ali ne yapacağını bilemez haldeyken bir avukata danıştı. Avukat, Ali adına kamyonun sigorta şirketine başvurdu. Sigorta şirketi poliçe limiti çerçevesinde Ali’ye 400.000 TL ödeme yaptı. Ancak Ali’nin hesaplanan maddi zararı 700.000 TL kadardı (çünkü Ali gençti ve önünde uzun bir çalışma hayatı vardı). Sigortadan eksik kalan 300.000 TL ve ayrıca 200.000 TL manevi tazminat için kamyon sürücüsü ve araç sahibine karşı dava açıldı. Yargılama sırasında bilirkişi Ali’nin maluliyetine ve maaşına göre ayrıntılı hesap yaptı. Dava sonunda mahkeme, Ali’ye eksik kalan 300.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Ali’nin davası yaklaşık 2 yıl sürdü ancak sonunda hakkını alabildi. Bu sayede protez masraflarını, rehabilitasyon giderlerini ve ilerideki gelir kaybını güvence altına almış oldu.

Örnek Olay 2: Ayşe’nin Hikâyesi
Ayşe, 28 yaşında bir bankacıydı. Hafta sonu tatili için arkadaşıyla birlikte arabasıyla Antalya’ya doğru yola çıktı. Seyir halindeyken, karşı yönden gelen bir otomobil aniden şerit ihlali yaparak Ayşe’nin arabasıyla kafa kafaya çarpıştı. Feci kazada Ayşe’nin arkadaşı hafif yaralarla kurtulurken Ayşe ağır yaralandı. Kazada hiçbir kusuru olmayan Ayşe aylar süren tedavi sonrası hayatta kaldı fakat omurga zedelenmesi nedeniyle belden aşağısı felç oldu. Bu durum %90 gibi çok yüksek bir maluliyet demekti; Ayşe tekerlekli sandalyeye mahkûm kalmıştı. Ayşe’nin ailesi, kızlarının bir daha yürüyemeyeceğini öğrenince perişan oldu. Ayşe ise hem psikolojik olarak yıkılmıştı hem de kariyerini tamamen kaybetmişti. Hukuki süreçte karşı tarafın sigorta şirketi devreye girdi. Poliçe limiti bu kadar yüksek zararı karşılamaya yetmiyordu. Sigorta, üst limiti olan 500.000 TL’yi Ayşe’ye ödedi. Oysa bilirkişi hesaplarına göre Ayşe’nin maddi zararları 3 milyon TL’nin üzerindeydi (genç yaşı, yüksek maaşı ve %90 iş göremezlik oranı nedeniyle). Ayşe, bir avukat aracılığıyla kazaya neden olan sürücüye ve araç sahibine (şirket aracı olduğu için şirketine) karşı dava açtı. Dava dilekçesinde 2.500.000 TL maddi, 500.000 TL de manevi tazminat talep ediliyordu. Yargılama sırasında, Ayşe’nin ömür boyu bir bakıcıya ihtiyaç duyacağı da belgelendiğinden, bakıcı gideri de tazminat kalemine eklendi. Mahkeme, Ayşe’nin talebinin büyük kısmını haklı buldu ve kusurlu tarafa 2.200.000 TL maddi, 400.000 TL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Bu para belki Ayşe’nin sağlığını geri getirmedi ama ileride karşılaşacağı maddi güçlüklere karşı ona önemli bir destek sağladı. Karar, kusurlu sürücünün trafik sigortası limitinin üstündeki kısmı cebinden (ve şirketinden) ödemesini gerektirdiği için, bu tip durumlarda sigorta limitlerinin yetersiz kalabileceğini gösterdi. Ayşe’nin davası, ağır bedensel zararlarda ailelerin ve mağdurların sonuna kadar haklarını aramaktan çekinmemesi gerektiğinin canlı bir örneğiydi.

Yukarıdaki her iki örnekte de gördüğümüz gibi, trafik kazası sonucunda malul kalan kişiler için tazminat süreçleri karmaşık ama sonunda mağduru korumayı amaçlayan bir yapıya sahip. Önemli olan, hak kaybına uğramamak için süreci bilinçli ve kararlı bir şekilde yürütmek.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Trafik kazası maluliyet tazminatı nedir?
Cevap: Trafik kazası maluliyet tazminatı, bir trafik kazasında yaralanıp kalıcı sakatlık yaşayan kişinin maddi kayıplarının karşılanması için talep ettiği tazminattır. Kişinin çalışma gücü azaldığı veya tamamen bittiği için, kazadan önceki ve sonraki durum arasındaki gelir farkı hesaplanarak ödenir. Bu tazminat türü, sürekli iş göremezlik tazminatı olarak da bilinir ve trafik kazaları dışında iş kazası gibi durumlarda da benzer mantıkla hesaplanır.

Soru 2: Maluliyet oranımı kim belirleyecek ve nasıl rapor alacağım?
Cevap: Maluliyet oranınızı, kazadan sonra tedavileriniz bittiğinde yetkili sağlık kurulları belirler. Büyük bir hastanenin sağlık kurulu raporu veya Adli Tıp Kurumu raporu gerekecektir. Doktorlar, ilgili yönetmeliklere göre vücudunuzdaki kalıcı hasarları değerlendirir ve bir yüzde oran çıkarır. Örneğin uzuv kaybı, sinir hasarı, organ kaybı gibi durumların her birinin mevzuatta karşılığı olan bir oranı vardır. Bu raporu dava açarken veya sigorta başvurusu yaparken sunmanız zorunludur. Rapor almak için genellikle sevk edilir ve heyet muayenelerine girersiniz.

Soru 3: Maluliyet tazminatı davasını kime karşı açmalıyım?
Cevap: Öncelikle karşı tarafın trafik sigortasına başvurmak gerekiyor. Sigorta, poliçe limiti dahilinde ödeme yapmaz veya eksik yaparsa, dava açma hakkınız doğar. Davalı taraf genellikle kazada kusurlu olan sürücü ve aracın sahibidir (eğer farklı kişilerse ikisi birden dava edilir). Ayrıca zorunlu trafik sigortası poliçesini yapan sigorta şirketini de davalı gösterebilirsiniz. Uygulamada, sigorta şirketine karşı dava açmak için genellikle önce Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmuş olma şartı aranır; bu yol tüketildikten sonra sigortaya dava açılabilir. Dava dilekçesinde tüm sorumluların birlikte (müteselsilen) tazminat ödemesi talep edilir ki, kimin ödeme gücü varsa ondan tahsil edilebilsin. Özetle: Sigorta şirketi, kusurlu sürücü ve araç maliki bu davanın muhataplarıdır.

Soru 4: Trafik kazası maluliyet tazminatında zamanaşımı süresi ne kadardır?
Cevap: Zamanaşımı süresi, kazanın hukuki niteliğine göre değişir. Genel olarak haksız fiillerde Türk Borçlar Kanunu’na göre zarar ve fail öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her hâlde fiil tarihinden itibaren 10 yıldır. Ancak trafik kazaları aynı zamanda bir ceza hukuku boyutuna sahipse (örn. taksirle yaralama suçu), bu durumda ceza zamanaşımı süresi uygulanabilir. Ağır bedensel yaralanmalarda ceza zamanaşımı süresi 8 yıla kadar çıkabilmektedir. Ölümlü kazalarda ise bu süre 15 yıla kadar uzar. Uygulamada, trafik kazası sonucu maluliyet davalarında genellikle fiil cezai boyut taşıdığı için mağdurların 8 yıl içinde dava açması mümkündür. Yine de mümkün olan en kısa sürede harekete geçmek en doğrusudur. Zira zaman geçtikçe deliller kaybolabilir, ispat zorlaşabilir.

Soru 5: Ne kadar tazminat alabileceğimi nasıl bilebilirim?
Cevap: Alabileceğiniz tazminat miktarı; maluliyet oranınız, kazadaki kusur durumunuz, yaşınız ve gelir seviyeniz gibi faktörlere bağlıdır. Kesin miktarı dava sürecinde bilirkisi hesap raporu belirler. Ancak kabaca bir fikir edinmek için avukatlar veya uzmanlar bazı hesaplamalar yapabilir. Örneğin, maluliyet oranınız %40 ise ve tamamen karşı taraf kusurlu ise, yıllık geliriniz ve kalan ömrünüz dikkate alınarak belki milyon TL mertebesinde bir tazminat söz konusu olabilir. Bu konuda yazımızdaki tablo bir fikir verebilir. En doğrusu, uzman bir avukata veya aktüerya hesabı yapabilen bir uzmana danışmaktır. Ayrıca bazı web sitelerinde basit tazminat hesaplama araçları bulunmakta, bunlar da yaklaşık değerler sunabilmektedir.

Hakkını Aramaktan Korkma

Trafik kazası sonucu kalıcı sakatlık yaşamak, bir insanın başına gelebilecek en zorlu durumlardan biri. Hayat kaliteniz düşebilir, çalışamayabilirsiniz, psikolojik olarak yıpranabilirsiniz. Ancak unutmayın ki hukuk sistemi sizin gibi mağdurları korumak için vardır. Hakkınızı aramaktan korkmamalısınız. Maluliyet tazminatı, çektiğiniz sıkıntıların maddi olarak telafi edilmesini sağlar. Bu tazminat belki sağlığınızı geri getirmez ama en azından gelecekteki ihtiyaçlarınızın karşılanmasında size destek olur, yaşamınızı bir nebze kolaylaştırır.

Türkiye’deki hukuk düzeni, kusurlu olanın zararı tazmin etmesi ilkesine dayanır. Bu yüzden eğer bir başkasının kusuru yüzünden sakat kaldıysanız, o kişi ve onun sigortası size karşı sorumludur. Yıllarca çalışıp elde edeceğiniz geliri kaybettiyseniz bunun hesabını sorabilirsiniz. “Acaba dava açsam mı, değmez mi?” diye tereddüt ediyorsanız, biliniz ki talep etmediğiniz her hak zayi olur. Pek çok kişi süreç uzun sürer veya masraflı olur diye düşünerek dava açmıyor; oysa ki ciddi bedensel zararlarda açılan davalar genellikle mağdur lehine sonuçlanır ve tüm yargılama masrafları karşı tarafa yüklenir. Ayrıca avukatlık ücretinin büyük kısmı da davayı kaybeden taraftan tahsil edilir. Yani hakkınızı ararken ekonomik olarak da genelde zarara uğramazsınız.

Sonuç olarak, trafik kazası maluliyet tazminatı konusunda bilinçli olmak ve yasal hakları sonuna kadar kullanmak gerekiyor. Bu yazıda anlattığımız gibi, raporların alınmasından dava dilekçesinin yazılmasına, sigortayla müzakereden mahkeme sürecine kadar her aşamada dikkat ve sabır gerekmekte. Eğer siz veya bir yakınınız böyle talihsiz bir durum yaşadıysa, bir hukukçu desteği ile hakkınızı arayın. Unutmayın, adalet bazen yavaş işleir ama sonunda hakkaniyete uygun bir çözüm sunar. Siz yeter ki hakkınızı aramaktan korkmayın; zira hukuk, uyuyanların değil uyanıkların yardımcısıdır.


Aşağıda, trafik kazası nedeniyle maluliyet yaşayan bir kişi için örnek bir dava dilekçesi yer almaktadır. Bu dilekçe, makalemizde değindiğimiz unsurları içeren ve ikna gücü yüksek bir şekilde kaleme alınmıştır. Kendi durumunuza uyarlamak için bir avukatla çalışmanız tavsiye edilir.

Dilekçe Örneği

T.C. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne
((Görevli mahkeme, olayın özelliklerine göre Asliye Ticaret Mahkemesi de olabilir. Bu örnekte basitlik için Asliye Hukuk olarak belirtilmiştir.))

Davacı: Ali Yılmaz (T.C. Kimlik No: 12345678901)
Adres: Yeni Mah. Örnek Sok. No:5 D:3 Kadıköy/İSTANBUL

Davalılar:

  1. Mehmet Korkmaz (T.C. Kimlik No: 10987654321) – (Kusurlu araç sürücüsü)
    Adres: Eski Mah. Kaza Cad. No:10 Ümraniye/İSTANBUL

  2. ABC Sigorta A.Ş. – (Mehmet Korkmaz’ın aracının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı)
    Adres: Sigortacılar Cad. No:1 Beşiktaş/İSTANBUL

Dava Konusu: 04/08/2023 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının sürekli sakat kalması nedeniyle maluliyet tazminatı (maddi tazminat) ve manevi tazminat talebidir. (Maddi tazminat talebi 500.000 TL, manevi tazminat talebi 100.000 TL olmak üzere toplam 600.000 TL’nin kaza tarihi olan 04/08/2023’ten işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istenmektedir.)

Açıklamalar:

  1. Davacı Ali Yılmaz, 04/08/2023 tarihinde İstanbul Kadıköy ilçesi E-5 Karayolu üzerinde kendi aracı ile seyir halindeyken, davalı Mehmet Korkmaz’ın sevk ve idaresindeki 34 AB 1234 plakalı araç tarafından arkadan çarpılması sonucu ağır şekilde yaralanmıştır. Kazanın oluş şekli polis tarafından tutanak altına alınmış, ekli Trafik Kaza Tespit Tutanağı’nda davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacının kazada hiçbir kusuru bulunmamaktadır.

  2. Kazanın hemen ardından davacı, sağlık ekiplerince İstanbul Şehir Hastanesi’ne kaldırılmış ve burada yaklaşık 3 hafta yoğun bakımda kalmıştır. Davacının sol bacağı diz altından itibaren parçalı kırıklar nedeniyle kurtarılamamış ve ampütasyon (kesilme) yapılmıştır. Ayrıca kaburgalarında ve sol kolunda kırıklar meydana gelmiştir. Davacı, uzun süre hastanede yatarak tedavi görmüş, takiben 2 ay fizik tedavi rehabilitasyon süreci yaşamıştır. Tüm bu sürece ilişkin hastane epikriz raporları, ameliyat notları ve tedavi belgeleri dilekçe ekinde sunulmaktadır.

  3. Davacının sağlık durumu kalıcı olarak etkilenmiştir. İstanbul Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu’nca düzenlenen 05/01/2024 tarihli Sağlık Kurulu Raporu’nda, sol alt ekstremitenin diz altından kaybı sebebiyle genel vücut çalışma gücünde %45 oranında maluliyet tespit edilmiştir. Söz konusu rapor ekte yer almaktadır. Bu rapora göre davacı artık bedensel olarak %45 oranında engelli kabul edilmekte olup, günlük yaşamı ve çalışma hayatı bu oranda kısıtlanmıştır.

  4. Davacı Ali Yılmaz, kaza tarihinden önce inşaat sektöründe saha sorumlusu olarak aylık net 15.000 TL ücretle çalışmaktaydı. Kendisinin ve ailesinin temel geçim kaynağı bu gelirdi. Ne var ki kaza sonrası sakatlık nedeniyle işini yapamaz hale gelmiştir. Şu anda protez bacak kullanmakta olup, uzun süre ayakta kalmasını gerektiren ve beden gücüne dayalı işlerde çalışması mümkün değildir. Nitekim iş akdi de maluliyeti nedeniyle feshedilmiştir. Davacının işten ayrılış belgesi ve maaş bordrosu dilekçe ekinde sunuludur. Bu durumda, davacının fiilen kazanç kaybı yaşadığı açıktır.

  5. Davalı Mehmet Korkmaz’ın zorunlu trafik sigortacısı olan davalı ABC Sigorta A.Ş.’ye, kazadan sonra başvurulmuş ve maluliyet tazminatı talep edilmiştir. Sigorta şirketi, 20/02/2024 tarihinde davacıya 250.000 TL ödeme yapmış ancak bu ödeme davacının uğradığı zararları karşılamaktan uzaktır. Davacının maluliyet oranı ve yaşı dikkate alındığında, aktüeryal hesapla uğradığı maddi zarar 750.000 TL civarındadır (bu hesaplama, davacının 20 yıllık çalışma hayatı boyunca elde edemeyeceği gelirler ve emeklilik dönemindeki kayıpları esas alınarak uzman tarafından yapılmıştır). Sigorta şirketinin ödediği 250.000 TL çıkarıldığında geriye 500.000 TL karşılanmamış maddi zarar kalmaktadır. İşbu dava, bu farkın tazmini içindir. Ayrıca davacının yaşadığı yoğun acı, ızdırap ve hayati değişim göz önüne alınarak 100.000 TL manevi tazminat talep edilmesi de hakkaniyete uygundur.

  6. Davalı Mehmet Korkmaz, tamamen kusurlu olduğu kazayla davacının hayatını altüst etmiştir. Davacının bir bacağını kaybetmesine ve genç yaşında sakat kalmasına sebebiyet vermiştir. Türk Borçlar Kanunu madde 49 gereğince haksız fiil failinin, verdiği zararı tazmin yükümlülüğü vardır. Yine TBK madde 54 uyarınca davacının uğradığı kazanç kaybı ve ekonomik geleceğinin sarsılması zararı maddi tazminata konu edilmelidir. Davacının maluliyeti sürekli olduğundan, sürekli iş göremezlik tazminatı talebi tamamen yasal dayanağa sahiptir.

  7. Davacının talep ettiği manevi tazminat da Türk Borçlar Kanunu madde 56 gereğince yerindedir. Davacının bedensel bütünlüğü ağır şekilde zedelenmiş olup, yaşam boyu sakat kalacaktır. Bu durum ona psikolojik olarak da derin ızdırap vermektedir. Hâkim, olayın özelliklerini ve tarafların durumunu dikkate alarak davacı lehine manevi tazminata hükmedebilir. Davacının gençliği, uzvunu kaybetmesi ve hayat kalitesindeki dramatik düşüş göz önüne alındığında 100.000 TL manevi tazminat, ne bir zenginleşme aracı ne de cezalandırma, sadece hakkaniyete uygun bir teselli bedelidir.

  8. Davacı, dava açmadan önce sulh yolunu tüketmiştir. Davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış ve kısmi ödeme alınmıştır. Ancak zarar tümüyle karşılanmadığından bu dava açılmıştır. Davacının trafik kazasından kaynaklanan zarar kalemleri (hastane masrafları, rehabilitasyon giderleri, protez bacak maliyeti, iş gücü kaybı vb.) kalem kalem dilekçede belirtilmiş ve belgelendirilmiştir. Taraflar arasında kazayla ilgili ceza soruşturması da yürümüş olup, kusurlu sürücü Mehmet Korkmaz hakkında Kadıköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2024/250 E. sayılı dosyası ile taksirle yaralama suçundan dava açılmıştır. Ceza davası derdesttir ve bu dava dosyası da işbu tazminat davası için delil teşkil edecektir.

  9. Müvekkil davacı Ali Yılmaz, uğradığı maddi ve manevi zararların tanzimi için sayın mahkemeye başvurmak zorunda kalmıştır. Davalıların kusuru ve sorumluluğu açık olup, tazmin yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde davacı maddi açıdan ciddi sıkıntıya düşecek, aynı zamanda adalet duygusu zedelenecektir.

Hukuki Deliller: Trafik Kaza Tespit Tutanağı, Hastane raporları ve sağlık kurulu maluliyet raporu, işten ayrılış belgesi ve maaş bordrosu, sigorta ödeme dekontu, ceza davası dosyası, tanık beyanları (gerekirse), bilirkişi incelemesi, keşif ve her tür yasal delil.

Hukuki Dayanaklar: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.49, m.54, m.56; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (sigorta şirketinin sorumluluğu açısından); Karayolları Trafik Kanunu ilgili hükümleri; HMK ve ilgili mevzuat.

Netice ve Talep: Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle ve re’sen dikkate alınacak hususlarla;

  • Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla, 500.000 TL maddi tazminatın ve 100.000 TL manevi tazminatın, 04/08/2023 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,

  • Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine,

karar verilmesini, saygıyla arz ve talep ederiz.

Davacı Vekili
Av. Murteza Osman AŞIK
AŞIK Hukuk Bürosu

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu