Trafik Kazalarında Bilirkişi Raporu Nedir?
Avukat Gözetiminde Rapor Hazırlamanın Önemi
Sakın haaa,
Analar babalar adına
Paylamaya kalktılar mı sizi,
Boynunuzu büküp suçu üstlenivermeyin hemen, direnin sonuna kadar!
Hayatın olağan akışında maalesef ki trafik kazalarıyla karşılaşmak mümkün. Böyle talihsiz bir durum yaşandığında, kazanın neden olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi, sorumluların doğru bir şekilde tespit edilmesi büyük önem taşır. İşte bu noktada, özellikle anlaşmazlık durumlarında, trafik kazası bilirkişi raporu adeta bir pusula görevi görerek hukuki sürecin seyrini belirleyen en kritik belgelerden biri haline gelir. Çoğu zaman tarafların kaderini etkileyen, tazminat miktarlarını şekillendiren ve gerçek kusurluyu ortaya koyan bu rapor, ne yazık ki birçok vatandaşımız için karmaşık ve anlaşılması güç bir konudur. Bu makalemizde, trafik kazası bilirkişi raporu kavramını tüm yönleriyle aydınlatmayı, bu süreçte bir avukatın rehberliğinin neden hayati olduğunu ve haklıyken haksız duruma düşmemeniz için atmanız gereken adımları halkımızın anlayabileceği sade bir dille açıklamayı amaçlıyoruz. Unutmayın, doğru bilgi ve profesyonel destek, adalete giden yolda en büyük güvencenizdir.Bir trafik kazası meydana geldiğinde, özellikle taraflar arasında kazanın oluş şekli veya kimin hatalı olduğu konusunda bir anlaşmazlık varsa, olayın teknik ve bilimsel olarak incelenmesi gerekir. İşte bu incelemeyi yapan ve vardığı sonuçları detaylı bir şekilde mahkemeye sunan belgeye trafik kazası bilirkişi raporu denir.1 Bu rapor, hakimlerin hukuk bilgisi dışında kalan, özel ve teknik uzmanlık gerektiren konularda (örneğin, araç mekaniği, kaza analizi, yol mühendisliği gibi) aydınlatılmasına yardımcı olur.2 Kaza sonrası tutulan ve genellikle stres altında, eksik bilgilerle doldurulabilen Kaza Tespit Tutanağı (KTT) çoğu zaman yetersiz kalır. KTT’deki ilk tespitler hatalı veya eksik olabilir. Bilirkişi raporu ise, bu ilk değerlendirmelerin ötesine geçerek, kazayı tüm detaylarıyla analiz eden, bilimsel verilere dayanan ve çok daha kapsamlı bir belgedir. Bu nedenle, bir kaza sonrası hak arayışınızda, özellikle kusur oranları ve tazminat miktarları söz konusu olduğunda, bu raporun içeriği ve kalitesi hayati bir rol oynar.
Kaza Anlaşmazlıklarında Yol Gösterici: Bilirkişi Raporunun Amacı
Trafik kazası bilirkişi raporunun temel amacı, kazanın nasıl meydana geldiğini bilimsel yöntemlerle yeniden canlandırmak, olayın oluş sırasını belirlemek ve kazaya etki eden tüm faktörleri (yol durumu, araçların teknik özellikleri, sürücü davranışları, çevresel etkenler vb.) ortaya koymaktır.1 Ancak en önemli işlevi, kazaya karışan tarafların kusur oranlarını (yani kimin ne kadar hatalı olduğunu) gerekçeleriyle birlikte tespit etmektir.1 Birçok bilirkişi raporunun sadece trafik kurallarına uyulup uyulmadığına baktığı, ancak eylem ile zarar arasındaki nedensellik bağını yeterince irdelemediği görülmektedir.5 Oysa iyi bir bilirkişi raporu, hangi eylem ve davranışın zarara yol açtığını net bir şekilde ortaya koymalıdır. Bu rapor, hem hukuk davalarında (tazminat talepleri için) hem de ceza davalarında (yaralanma veya ölümle sonuçlanan kazalarda) adaletin tecelli etmesi için vazgeçilmez bir araçtır.
Kim Hazırlar, Ne Zaman İhtiyaç Duyulur?
Trafik kazası bilirkişi raporları, genellikle mahkemeler tarafından, adli bilirkişi listelerinde kayıtlı olan, trafik kazaları konusunda uzmanlaşmış kişilere hazırlatılır.2 Mahkeme, bir tarafın talebi üzerine veya kendiliğinden (re’sen) bilirkişi incelemesine karar verebilir.8 Bunun yanı sıra, taraflar da Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 293 veya Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Madde 67/6 uyarınca, kendi seçtikleri bir uzmandan “uzman görüşü” (özel bilirkişi raporu) alarak mahkemeye sunabilirler.2
Bilirkişi raporuna genellikle şu durumlarda ihtiyaç duyulur:
- Taraflar arasında kusur oranı konusunda anlaşmazlık varsa,
- Kazada ciddi yaralanmalar veya ölüm meydana gelmişse,
- Kazanın oluş şekli karmaşıksa ve özel bir teknik inceleme gerektiriyorsa,
- Sigorta şirketleriyle tazminat konusunda uyuşmazlık yaşanıyorsa,
- Kaza Tespit Tutanağı’nın yetersiz veya hatalı olduğu düşünülüyorsa.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesi, mahkemelerin, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşüne başvuracağını belirtir.7 Benzer şekilde, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 63. maddesi de ceza yargılamalarında bu tür durumlarda bilirkişiye başvurulmasını öngörür.7
Bir Bilirkişi Raporunda Hangi Bilgiler Yer Alır?
Nitelikli bir trafik kazası bilirkişi raporu, belirli standartlara uygun olmalı ve aşağıdaki temel bilgileri içermelidir 1:
- Bilirkişinin Kimliği ve Uzmanlık Alanı: Raporu hazırlayan bilirkişinin adı, soyadı, unvanı ve trafik kazaları konusundaki uzmanlığını gösteren bilgiler.
- Görevlendirme Nedeni ve İnceleme Konusu: Mahkemenin veya talep edenin bilirkişiden hangi konuda ve hangi sorulara cevap aradığı.
- İncelenen Deliller: Kaza Tespit Tutanağı, olay yeri fotoğrafları ve videoları, araçların ruhsat ve muayene bilgileri, sürücü belgeleri, tanık ifadeleri, araçlardaki hasar tespitleri, fren izleri, yol ve hava durumu bilgileri, varsa kamera kayıtları gibi tüm materyaller.10
- Kullanılan Yöntemler: Bilirkişinin kazayı analiz ederken kullandığı bilimsel ve teknik yöntemler (örneğin, hız hesaplamaları, çarpışma dinamiği analizleri).
- Yapılan İncelemeler ve Tespitler: Olay yerinde keşif yapılmışsa keşif bulguları, araçlar üzerinde yapılan teknik incelemeler, hız, mesafe, çarpma açısı gibi teknik veriler.
- Değerlendirme ve Gerekçe: Toplanan deliller ve yapılan teknik analizler ışığında kazanın nasıl meydana geldiğinin ayrıntılı bir şekilde açıklanması. Tarafların hangi trafik kurallarını ihlal ettiklerinin tespiti.
- Kusur Oranlarının Belirlenmesi: Her bir tarafın kazanın oluşumundaki sorumluluk derecesinin (kusur oranının) gerekçeleriyle birlikte, açık ve net bir şekilde belirtilmesi.
- Sonuç ve Kanaat: Bilirkişinin tüm inceleme ve değerlendirmeleri sonucunda ulaştığı nihai görüş.
- Rapor Tarihi ve İmza: Raporun düzenlendiği tarih ve bilirkişi veya bilirkişi heyetinin imzası.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 279. maddesinin 2. fıkrası, raporda bulunması gereken bu temel unsurları sıralamaktadır.7 Unutulmamalıdır ki, raporun her bir bölümü, varılan sonucu destekleyen somut verilere ve mantıksal çıkarımlara dayanmalıdır.
TDK’ya Göre “Bilirkişi” Ne Demektir?
Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlük’te “bilirkişi” kelimesi şu şekilde tanımlanmaktadır: “Belirli bir konudan çok iyi anlayan ve herhangi bir anlaşmazlığı çözümlemek için kendisinin bilgisine başvurulan kişi, ehlihibre, uzman, eksper, ehlivukuf. Çözümlenmesi bilimsel ya da özel bilgiye dayanan konularda düşüncesine ya da oyuna başvurulan kişi, ehlivukuf, ehlihibre şeklinde de tanımlanır”.11 Bu tanım, bilirkişinin bir davada neden kilit bir role sahip olduğunu açıkça ortaya koymaktadır; çünkü onlar, hukuki meselenin teknik boyutunu aydınlatan uzmanlardır.
Bir trafik kazası sonrasında hazırlanacak bilirkişi raporunun ne kadar detaylı, objektif ve bilimsel temellere dayandığı, davanızın sonucu üzerinde doğrudan etkili olacaktır. Yüzeysel, taraflı veya eksik bir rapor, haklıyken haksız duruma düşmenize veya hak ettiğiniz tazminatı alamamanıza neden olabilir. Bu nedenle, sürecin her aşamasında bilinçli olmak ve gerekirse profesyonel hukuki yardım almak büyük önem taşır.
Trafik Kazası Bilirkişi Raporunun Hukuki Dayanakları Nelerdir?
Trafik kazalarında bilirkişi raporlarının hazırlanması ve mahkemelerde delil olarak kullanılması, Türk hukuk sisteminde çeşitli kanunlarla düzenlenmiştir. Bu yasal çerçeve, hem mahkemelerin bilirkişiye başvurma usullerini hem de tarafların bu sürece katılım haklarını belirler.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Çerçevesinde Bilirkişilik
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), hukuk davalarında bilirkişilik kurumunun temel dayanağını oluşturur.
- Madde 266: Bu maddeye göre mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.7 Ancak, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.
- Madde 279: Bilirkişi raporunun içeriğinde bulunması gereken hususları düzenler. Raporda, tarafların ad ve soyadları, bilirkişinin görevlendirildiği hususlar, gözlem ve inceleme konusu yapılan maddi olaylar, gerekçe, sonuç, düzenleme tarihi ve bilirkişi imzası yer almalıdır.7 Bu maddenin 4. fıkrası, bilirkişinin hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamayacağını açıkça belirtir; bu görev hakime aittir.
- Madde 281: Taraflara, bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren iki hafta içinde rapora itiraz etme hakkı tanır.12 Taraflar, raporda eksik gördükleri hususların tamamlattırılmasını, belirsiz hususların açıklattırılmasını veya yeni bir bilirkişi atanmasını talep edebilirler.
- Madde 282: Hâkimin, bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceğini hükme bağlar.3 Yani bilirkişi raporu, hâkim için bağlayıcı değildir.
- Madde 293: Tarafların, dava konusuyla ilgili olarak uzmanından bilimsel mütalaa (uzman görüşü veya özel bilirkişi raporu) alabileceklerini düzenler.2 Bu, taraflara mahkemenin atadığı bilirkişinin raporuna karşı kendi uzmanlarının görüşlerini sunma imkanı verir.
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Kapsamında Bilirkişilik
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), özellikle yaralanmalı veya ölümlü trafik kazaları gibi cezai sorumluluk doğurabilecek durumlarda bilirkişiliğe ilişkin hükümleri içerir.
- Madde 63: Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verileceğini belirtir.7 Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde ise hâkim veya mahkeme bilirkişi atayabilir.
- Madde 66: Bilirkişinin görev süresini ve görevini yerine getirirken uyması gereken kuralları düzenler. Bilirkişiye raporunu hazırlaması için genellikle üç ayı geçmemek üzere bir süre verilir; bu süre, gerekçeli kararla en çok üç ay daha uzatılabilir.9 Bilirkişi, raporunda ve sözlü açıklamalarında uzmanlığı dışına çıkamaz, hukuki değerlendirme yapamaz.7
- Madde 67/6: Tarafların (şüpheli, sanık, katılan veya vekillerinin) uzmanından bilimsel mütalaa (uzman görüşü) alarak dosyaya sunmalarına olanak tanır.2 Bu hüküm, HMK’daki düzenlemeye paralel olarak, savunma ve iddia makamlarına kendi uzman görüşlerini delil olarak sunma hakkı verir.
6754 Sayılı Bilirkişilik Kanunu ve Temel Esaslar
6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu, bilirkişilik müessesesini daha kapsamlı bir şekilde düzenleyerek, bilirkişilerin nitelikleri, eğitimi, seçimi, denetimi ve sorumlulukları gibi konularda temel ilkeleri belirlemiştir.7 Bu kanun, bilirkişiliği bir uzmanlık mesleği olarak tanımlar ve adli süreçlerdeki rolünü güçlendirmeyi amaçlar. Kanunun 2. maddesinin (b) bendi, bilirkişiyi “çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde oy ve görüşünü sözlü veya yazılı olarak vermesi için başvurulan gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi” olarak tanımlar.7 Bu kanun, bilirkişilerin tarafsızlık, dürüstlük ve yetkinlik ilkelerine uygun hareket etmelerini zorunlu kılar.
Bu yasal dayanaklar, trafik kazası davalarında bilirkişi raporlarının adil ve doğru bir yargılama için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Hem mahkemenin atadığı resmi bilirkişiler hem de tarafların kendi uzmanlarından aldıkları görüşler, teknik konuların aydınlatılmasında ve maddi gerçeğe ulaşılmasında kilit rol oynar. Bu sistem, taraflara, resmi raporlara karşı kendi argümanlarını ve uzman bulgularını sunma imkanı tanıyarak, yargılamada denge ve hakkaniyeti sağlamayı hedefler. Özellikle “uzman görüşü” sunma hakkı, bir tarafın, hatalı veya eksik bulduğu bir resmi bilirkişi raporuna karşı etkili bir şekilde mücadele etmesine olanak tanıyan önemli bir güvencedir.
Avukatınızın Bilirkişi Raporu Sürecindeki Hayati Rolü
Bir trafik kazası sonrasında başlayan hukuki süreçte, bilirkişi raporu çoğu zaman davanın seyrini belirleyen en önemli delillerden biridir. Bu kritik aşamada deneyimli bir avukatın varlığı, sadece rapor geldikten sonra itiraz etmekle sınırlı kalmaz; aksine, raporun hazırlanma sürecini müvekkil lehine şekillendirmede aktif ve hayati bir rol oynar.
Neden Bir Avukat Gözetiminde Rapor Hazırlanmalı? (trafik kazası bilirkişi raporu lehinize olsun)
Avukat gözetiminde bir trafik kazası bilirkişi raporu süreci yürütmek, pek çok açıdan avantaj sağlar ve hak kayıplarını önler.13 İşte nedenleri:
- Doğru ve Eksiksiz Delil Sunumu: Avukatınız, kazayla ilgili tüm lehe olan delillerin (fotoğraflar, videolar, tanık beyanları, araçların teknik belgeleri, kaza yeri krokisi, tıbbi raporlar vb.) toplanmasını ve bilirkişiye eksiksiz bir şekilde sunulmasını sağlar.14 Bilirkişinin doğru bir değerlendirme yapabilmesi için olaya ilişkin tüm verilerin önüne konulması şarttır.
- Stratejik Soru Hazırlığı: Avukat, bilirkişiye sorulacak soruların doğru ve stratejik bir şekilde belirlenmesine yardımcı olur.14 Bu sorular, davanın kilit noktalarına odaklanmalı ve bilirkişinin uzmanlık alanına uygun olmalıdır. Mahkeme tarafından bilirkişi atandığında, avukatınız hakime sunulacak soru listesi için önerilerde bulunabilir veya “uzman görüşü” alınıyorsa, soruları doğrudan uzmanla birlikte belirleyebilir.7
- Hukuki Çerçevenin Aktarılması: Bilirkişi hukuki değerlendirme yapamasa da 7, avukatınız olayın hukuki boyutunu ve davanın hangi yasal temellere dayandığını bilirkişiye aktararak, teknik incelemenin doğru bir hukuki zeminde yapılmasına katkıda bulunabilir.
- Sürecin Takibi ve Hakların Korunması: Avukat, bilirkişi incelemesi sürecini yakından takip eder, olası usulsüzlüklere veya eksikliklere zamanında müdahale eder ve müvekkilinin haklarını her aşamada korur.16
Unutulmamalıdır ki, bilirkişi raporu hazırlanmadan önce avukatınızın proaktif katılımı, raporun içeriğini ve kalitesini olumlu yönde etkileyebilir. Bu, sadece rapor geldikten sonra itiraz etmekten çok daha etkili bir stratejidir.
Hizmet Kalemi | Açıklama | Başlangıç Ücreti (₺) |
---|---|---|
Avukat Gözetiminde Bilirkişi Raporu Takibi | Dava dosyasına bilirkişi atanması, sürecin takibi, itiraz ve ek rapor talebi | 10.000 ₺ |
Kamera Kaydı – Görsel Delil Analizi Danışmanlığı | Güvenlik kamerası görüntülerinin rapora yansıtılması ve bilirkişiye sunumu | 8.000 ₺ |
Özel Teknik Uzman Raporu (İsteğe Bağlı – Destekleyici) | Bağımsız mühendis/mühendislik firması tarafından hazırlanan ek görüş raporu | 16.000 ₺ – 35.000 ₺ |
Keşif Sürecinde Avukat Eşliği | Bilirkişi keşif işlemlerinde avukatın hazır bulunması ve yönlendirmesi | 6.500 ₺ |
İtiraz ve Yeni Rapor Talep Süreci | Mevcut bilirkişi raporuna hukuki gerekçelerle itiraz ve ek rapor istemi | 10.000 ₺
(Özellikle itiraz ve yeni rapor talep sürecinde uzman bir avukat ile çalışınız!) |
Doğru Sorular, Doğru Cevaplar: Avukatınız Uzmana Nasıl Yön Verir?
Bilirkişiye sorulacak soruların netliği ve amaca uygunluğu, alınacak raporun kalitesini doğrudan etkiler. Avukatınız, uzmanla iletişim kurarak veya mahkemeye sunulacak talep yazısında şu hususlara dikkat eder 7:
- Kazanın oluşumunda hangi faktörlerin (sürücü hatası, yol kusuru, araç arızası vb.) etkili olduğunun detaylıca araştırılmasını istemek.
- Tarafların Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili yönetmeliklerdeki hangi kuralları ihlal ettiğinin spesifik olarak belirtilmesini talep etmek.
- Araçların hızları, çarpışma öncesi ve sonrası konumları, fren mesafeleri gibi teknik verilerin bilimsel yöntemlerle hesaplanmasını sağlamak.
- Eğer bir “uzman görüşü” alınıyorsa, avukatınız bilirkişinin hazırlayacağı raporun kapsamını ve odaklanacağı ana noktaları belirlemede kilit rol oynar.14 Bu, gereksiz detaylardan arındırılmış, davanın özüne odaklanan bir rapor elde edilmesini sağlar.
Rapor Geldi: Avukatınızla Değerlendirme ve Strateji Belirleme
Bilirkişi raporu dosyaya sunulduğunda, avukatınızın uzmanlığı devreye girer 17:
- Detaylı Analiz: Avukat, raporu satır satır inceler; bulguların doğruluğunu, kullanılan yöntemlerin geçerliliğini, varılan sonuçların dosyadaki diğer delillerle tutarlılığını ve raporun genel olarak hukuki argümanlarınızı destekleyip desteklemediğini değerlendirir.
- Güçlü ve Zayıf Yönlerin Tespiti: Raporun hangi açılardan lehinize, hangi açılardan aleyhinize olduğunu belirler.
- İtiraz Gerekçelerinin Hazırlanması: Eğer rapor hatalı, eksik veya taraflı ise, avukatınız HMK Madde 281 kapsamında 12 etkili bir itiraz dilekçesi hazırlar.14 Bu dilekçede, itiraz edilen noktalar somut gerekçelerle ve dosyadaki delillere atıfta bulunularak açıklanır.
- Yeni Strateji Oluşturma: Raporun içeriğine göre davanın bundan sonraki aşamaları için yeni bir strateji belirlenir. Bu, ek delil sunma, tanık dinletme, ek rapor veya yeni bilirkişi talep etme gibi adımları içerebilir.
Sonuç olarak, bir trafik kazası sonrasında hak arama mücadelenizde, bilirkişi raporu aşaması bir dönüm noktasıdır. Bu süreçte yanınızda tecrübeli bir avukatın olması, teknik detaylar arasında kaybolmanızı önler, haklarınızı en üst düzeyde korur ve adaletin tecellisine önemli katkı sağlar.
Dava Sürecinde Bilirkişi Raporunun Yeri ve Aşamaları
Bir trafik kazası sonrasında başlayan hukuki süreçte, bilirkişi raporunun dosyaya girmesi belirli aşamaları takip eder. Bu süreç, kazanın hemen ardından tutulan ilk belgelerden başlayarak, mahkeme koridorlarındaki detaylı incelemelere kadar uzanır.
Kaza Yerinden Mahkeme Koridorlarına Bilirkişi Raporu
Her şey genellikle kaza yerinde başlar. Kazaya karışan taraflar, eğer kazada sadece maddi hasar varsa ve anlaşabiliyorlarsa, kendi aralarında Maddi Hasarlı Kaza Tespit Tutanağı (KTT) düzenleyebilirler. Ancak yaralanma, ölüm veya taraflar arasında anlaşmazlık varsa ya da kamu malı zarar görmüşse, trafik polisi veya jandarma tarafından resmi KTT tutulur.18 Bu ilk tutanaklar, kazanın nasıl olduğuna dair ilk resmi kayıtları oluşturur ve sigorta işlemleri için temel teşkil eder.
Ancak, bu KTT’ler çoğu zaman olayın tüm karmaşıklığını yansıtmakta yetersiz kalabilir. Taraflardan biri KTT’deki tespitlere veya kusur dağılımına itiraz ederse ya da olayın niteliği (örneğin, ciddi yaralanma veya ölüm) daha derin bir incelemeyi gerektiriyorsa, konu mahkemeye taşınır. İşte bu aşamada, daha kapsamlı ve teknik bir analiz sunan trafik kazası bilirkişi raporu devreye girer.1 Mahkeme, olayın aydınlatılması için olay yerinde keşif yapılmasına, kamera kayıtlarının ve diğer delillerin toplanmasına ve bir bilirkişi atanmasına karar verebilir.18
TRAMER ve Sigorta Şirketlerinin İlk Değerlendirmeleri
Maddi hasarlı kazalarda, KTT ve kaza yeri fotoğrafları sigorta şirketlerine iletilir. Sigorta şirketleri bu belgeleri, Trafik Sigortaları Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne (TRAMER veya SBM olarak da bilinir) yükler. TRAMER sistemi üzerinden, genellikle 3 iş günü içinde, sigorta şirketlerinin de değerlendirmeleri dikkate alınarak bir ilk kusur oranı belirlenir.13 Bu kusur oranı, sigorta şirketlerinin hasar ödemelerini yaparken esas aldığı bir orandır.
Ancak, TRAMER tarafından belirlenen bu kusur oranı, kesin ve nihai bir yargı kararı değildir.13 Taraflar, bu orana 5 iş günü içinde itiraz edebilirler.20 İtiraz üzerine dosya, Kaza Kusur Değerlendirme Komisyonu tarafından yeniden incelenir.13 Eğer taraflar bu komisyonun kararına da katılmazlarsa veya olay mahkemeye intikal etmişse, mahkemenin atayacağı bilirkişinin yapacağı değerlendirme ve hazırlayacağı rapor, TRAMER’in ilk tespitlerinden farklı sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, vatandaşların sigorta şirketlerinin veya TRAMER’in belirlediği ilk kusur oranını nihai olarak kabul etmek zorunda olmadıklarını bilmeleri önemlidir. Mahkeme süreci, bu ilk değerlendirmelerin sorgulanabildiği ve daha detaylı bir inceleme ile farklı bir sonuca varılabildiği bir platform sunar.
Mahkeme Bilirkişiyi Nasıl ve Ne Zaman Atar?
Bir hukuk veya ceza davasında, hâkim, çözümü özel veya teknik bilgi gerektiren bir hususla karşılaştığında bilirkişiye başvurur.8 Trafik kazası davalarında bu genellikle şu durumlarda olur:
- Taraflar arasında kusur oranı konusunda anlaşmazlık varsa.
- Kaza Tespit Tutanağı yetersiz veya çelişkili ise.
- Kazanın oluş şekli karmaşık ve teknik bir analiz gerektiriyorsa (örneğin, zincirleme kazalar, teknik arıza iddiaları).
- Yaralanmanın boyutu veya maluliyet oranı gibi tıbbi değerlendirmeler gerekiyorsa (bu durumda adli tıp uzmanı bilirkişi olarak atanabilir).
Hâkim, taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden (re’sen) bilirkişi atanmasına karar verebilir.8 Atanacak bilirkişi, genellikle mahkemelerin bulunduğu ildeki Adli Yargı Adalet Komisyonları tarafından hazırlanan bilirkişi listelerinden seçilir. Mahkeme, bilirkişiye inceleme konusunu, cevaplaması gereken soruları ve raporu teslim etmesi için gereken süreyi belirten bir görevlendirme yazısı (ara karar) tebliğ eder.7
Bilirkişiye raporunu hazırlaması için verilen süre, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre genellikle üç ayı geçemez, ancak bilirkişinin talebi ve mahkemenin uygun görmesiyle bu süre en fazla üç ay daha uzatılabilir. Basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde ise bu süre iki aydır.21 Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre de bilirkişiye verilen süre, işin niteliğine göre üç ayı geçemez ve zorunlu hallerde en çok üç ay daha uzatılabilir.9 Bu süreler azami süreler olup, bilirkişi işin niteliğine göre daha kısa sürede de raporunu sunabilir.21
Bu süreç, adaletin doğru bir şekilde tecelli etmesi için titizlikle yürütülür. Mahkemenin atadığı bilirkişinin tarafsız ve uzman olması, raporun ise somut verilere dayanması ve denetime elverişli olması beklenir.
Beklenmedik Bir Raporla Karşılaştınız Mı? Bilirkişi Raporuna İtiraz Hakkınız
Mahkeme tarafından atanan veya karşı tarafça sunulan bir trafik kazası bilirkişi raporu elinize ulaştığında, içeriğiyle her zaman mutabık olmayabilirsiniz. Raporun hatalı, eksik veya taraflı olduğunu düşünüyorsanız, umutsuzluğa kapılmayın. Hukuk sistemimiz, bu tür durumlarda size itiraz etme ve raporun yeniden değerlendirilmesini talep etme hakkı tanımaktadır. Bu hak, adil yargılanma ilkesinin önemli bir parçasıdır.
Hangi Durumlarda trafik kazası bilirkişi raporu itiraza Açıktır?
Bir bilirkişi raporuna itiraz etmek için haklı gerekçelerinizin olması gerekir. İşte sıkça karşılaşılan itiraz nedenlerinden bazıları 3:
- Olgusal Hatalar veya Eksiklikler: Raporda kazaya ilişkin temel maddi vakaların (örneğin, kaza yeri, araçların konumu, hava durumu) yanlış veya eksik belirtilmesi.
- Hatalı Yöntem veya Hesaplamalar: Bilirkişinin hız, fren mesafesi gibi teknik hesaplamalarda yanlış bir yöntem kullanması veya matematiksel hatalar yapması.
- Objektiflikten Uzaklaşma veya Taraflılık: Bilirkişinin taraflardan birine karşı bariz bir şekilde eğilimli davranması, yorumlarını somut delillere değil de varsayımlara dayandırması.
- Raporun Belirsiz, Çelişkili veya Yetersiz Gerekçeli Olması: Raporun anlaşılması güç ifadeler içermesi, kendi içinde çelişkili sonuçlara varması veya ulaşılan sonuçların yeterli ve ikna edici gerekçelerle desteklenmemesi.
- Uzmanlık Alanı Dışına Çıkma veya Hukuki Değerlendirme Yapma: Bilirkişinin, kendi uzmanlık alanı olmayan konularda görüş bildirmesi veya hâkimin yapması gereken hukuki nitelendirmelerde (örneğin, “asli kusurlu”, “tali kusurlu” gibi kesin hukuki sonuçlar çıkarma) bulunması.7 Unutmayın, bilirkişi teknik tespit yapar, hukuki kararı hâkim verir.
- Bilirkişinin Yetersiz Uzmanlığı: Atanan bilirkişinin, söz konusu kazanın özel koşullarını (örneğin, özel bir araç teknolojisi, karmaşık bir yol geometrisi) analiz etmek için yeterli uzmanlığa sahip olmaması.
- Dosyadaki Önemli Delillerin Dikkate Alınmaması: Bilirkişinin, dosyada mevcut olan ve sonucu etkileyebilecek önemli bir delili (örneğin, bir kamera kaydı, bir tanık ifadesi) değerlendirmeye almaması veya görmezden gelmesi.
İtiraz Süreci: Adım Adım Ne Yapılmalı? (HMK Madde 281 ve Süreler)
Bilirkişi raporuna itiraz süreci, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 281. maddesinde düzenlenmiştir. İzlenmesi gereken adımlar şunlardır:
- İtiraz Süresi: Taraflar, bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde rapora itiraz edebilirler.3 Bu süre önemlidir.
- Sürenin Niteliği: Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, HMK Madde 281’de belirtilen iki haftalık süre, kesin bir hak düşürücü süre (yani kaçırıldığında hakkın tamamen ortadan kalktığı bir süre) olmaktan ziyade, “düzenleyici” bir süre olarak kabul edilmektedir.12 Bu, mahkemenin çok istisnai durumlarda ve haklı bir mazeret varsa, süresinden sonra yapılan itirazları da dikkate alabileceği anlamına gelir. Ancak, bu esnekliğe güvenmek son derece risklidir. Kural olarak, itirazınızı mutlaka iki haftalık yasal süre içinde yapmanız, hak kaybına uğramamanız için en güvenli yoldur. Eğer bu süre içinde itiraz edilmezse, raporun sizin açınızdan kesinleştiği kabul edilebilir.23
- İtirazın Şekli: İtiraz, genellikle davaya bakan mahkemeye hitaben yazılmış bir dilekçe ile yapılır.3 HMK Madde 281, itirazın duruşmada sözlü olarak da yapılabileceğini belirtmektedir.23 Ancak, ispat kolaylığı ve ifadenin netliği açısından yazılı itiraz her zaman tercih edilmelidir.
- İtiraz Dilekçesinin İçeriği: İtiraz dilekçenizde, rapora hangi noktalarda ve neden itiraz ettiğinizi somut delillere ve gerekçelere dayanarak açıkça belirtmelisiniz. (Detaylı dilekçe örneği ilerleyen bölümlerde sunulacaktır.)
Bu süreçte bir avukattan destek almak, itirazlarınızın hukuki zeminde doğru ve etkili bir şekilde sunulmasını sağlayacaktır.
İtiraz Sonrası Ne Olur? Ek Rapor veya Yeni Bilirkişi Talebi
Mahkeme, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yapılan itirazları değerlendirir. İtirazlarınızı haklı bulursa, aşağıdaki kararları verebilir 3:
- Ek Rapor (Tamamlattırma veya Açıklama): Mahkeme, rapordaki eksikliklerin giderilmesi veya belirsiz hususların açıklığa kavuşturulması için aynı bilirkişiden ek rapor isteyebilir. Bu durumda, itirazlarınız doğrultusunda bilirkişiye yeni sorular yöneltilir.
- Yeni Bilirkişi Atanması: Eğer mevcut rapor temelden hatalıysa, bilirkişinin tarafsızlığı konusunda ciddi şüpheler varsa veya raporlar arasında giderilemeyen çelişkiler bulunuyorsa, mahkeme yeni bir bilirkişi veya farklı uzmanlardan oluşan bir bilirkişi heyeti atayarak konunun yeniden incelenmesine karar verebilir. Özellikle, mahkemenin atadığı bilirkişinin raporu ile sizin sunduğunuz “uzman görüşü” arasında ciddi çelişkiler varsa, Yargıtay bu çelişkilerin giderilmesi için yeni bir bilirkişi heyetine başvurulması gerektiğini belirtmektedir.2
Unutmayın, haklı ve iyi gerekçelendirilmiş bir itiraz, özellikle de kendi uzman görüşünüzle destekleniyorsa, mahkemenin hatalı bir raporu dikkate almasını engelleyebilir ve davanın lehinize sonuçlanmasına önemli katkı sağlayabilir. Bu, hukuk sistemimizin, tek bir bilirkişi raporunun mutlak doğru kabul edilmeyebileceğini ve denetime açık olduğunu gösteren önemli bir mekanizmadır.
Yüksek Mahkeme Kararlarından Damıtılanlar: Bilirkişi Raporları Mercek Altında
Trafik kazası davalarında bilirkişi raporları, yargılamanın seyrini önemli ölçüde etkileyen delillerdir. Ancak bu raporlar mutlak ve sorgulanamaz belgeler değildir. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM), verdikleri kararlarda bilirkişi raporlarını titizlikle incelemekte ve belirli standartlara uymayan raporları yetersiz bularak bozma nedeni sayabilmektedir.
Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarında Sıkça Vurgulanan Hatalar
Yüksek mahkeme kararlarında, bilirkişi raporlarıyla ilgili olarak sıkça eleştirilen ve bozma nedeni yapılan bazı yaygın hatalar şunlardır:
- Yetersiz Gerekçe ve Denetime Elverişsizlik: Raporun, varılan sonuçları destekleyen yeterli ve anlaşılır gerekçeler içermemesi, soyut ifadelerle yetinilmesi. Yargıtay, raporların “denetime elverişli” olması gerektiğini, yani kararın dayandığı teknik ve bilimsel verilerin, hesaplamaların ve mantıksal çıkarımların açıkça ortaya konulmasını bekler.8
- Delillerin Yeterince Değerlendirilmemesi: Dosyadaki mevcut tüm delillerin (tanık beyanları, kamera kayıtları, kaza yeri inceleme tutanakları vb.) dikkate alınmaması veya yüzeysel geçilmesi.
- Uzmanlık Alanı Dışına Çıkılması veya Hukuki Değerlendirme Yapılması: Bilirkişinin, kendi teknik uzmanlık alanı dışındaki konularda görüş bildirmesi veya daha da önemlisi, hâkimin takdirinde olan hukuki konularda (örneğin, kusurun nihai tespiti, “asli kusur”, “tali kusur” gibi hukuki sonuçlar çıkarma) değerlendirme yapması kesinlikle kabul edilmez.28 Bilirkişi teknik veri sunar, hukuki yorumu ve kararı hâkim verir.
- Çelişkili Bulgular: Raporun kendi içinde çelişkili ifadeler veya sonuçlar barındırması ya da dosyada mevcut diğer bilirkişi raporlarıyla (örneğin, bir tarafın sunduğu uzman görüşü ile mahkemece atanan bilirkişinin raporu) arasında çelişki bulunması ve bu çelişkinin giderilmemesi.30 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, raporlar arasında çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için gerekirse yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini vurgulamaktadır.31 Ancak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir başka kararında, mahkemece alınan raporlar çelişse dahi yargıcın bunlardan birine dayanarak karar verebileceği, önemli olanın hüküm kurmaya elverişli bir raporun bulunması olduğu da belirtilmiştir.32 Bu durum, her somut olayın kendi özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiğini gösterir.
- Varsayımlara Dayalı Sonuçlar: Somut verilere ve bilimsel analizlere dayanmak yerine, varsayımlar veya kişisel kanaatler üzerinden sonuçlara ulaşılması.
Örnek Yargı Kararı Özetleri (Kusur Tespiti, Yetersiz Rapor vb.)
Aşağıda, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarından, bilirkişi raporlarının değerlendirilmesine ilişkin bazı örnek özetler sunulmuştur:
- Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Kararı (Uzmanlık Dışı Rapor): Bir trafik kazası davasında, kusur oranının tespiti için mali müşavir bir bilirkişiden alınan raporun hükme esas alınması hatalı bulunmuştur. Mahkemenin, trafik kazaları konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alması gerektiği vurgulanmıştır.8
- Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Kararı (Eksik İnceleme): Kazanın meydana geldiği yerin karayolu bağlantısı olup olmadığının ve Karayolları Trafik Kanunu kapsamında kalıp kalmadığının trafik uzmanı bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi bozma nedeni sayılmıştır.34
- Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Kararı (Araç Değer Kaybı Raporunun Yetersizliği): Araçtaki değer kaybının tespiti için alınan bilirkişi raporunun yetersiz olması durumunda, mahkemenin yeni bir bilirkişi raporu alarak sonuca göre karar vermesi gerektiği belirtilmiştir.35
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı (Çelişkili Raporlar): Dosyadaki bilirkişi raporları arasında kusur oranları bakımından çelişki bulunması halinde, mahkemenin bu çelişkiyi giderecek şekilde (örneğin, Karayolları Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kurulundan) ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık bir rapor alması, ondan sonra tüm delilleri birlikte değerlendirerek karar vermesi gerektiği ifade edilmiştir.31
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı (Denetime Elverişsiz Rapor ve Usuli Kazanılmış Hak): Hükme elverişli olmayan (yetersiz, gerekçesiz) bir bilirkişi raporuna taraflarca süresinde itiraz edilmemiş olmasının, hâkimin vereceği hüküm sonucunu bağlar şekilde usuli kazanılmış hak doğurmayacağı kabul edilmiştir.27 Bu, mahkemenin maddi gerçeği araştırma yükümlülüğünün devam ettiğini gösterir.
- Yargıtay Kararı (Bilirkişinin Hukuki Değerlendirme Yapması): Bilirkişilerin, kazadaki tarafların “asli” veya “tali” kusurlu olduğuna dair hukuki değerlendirme yapmalarının hatalı olduğu, kusur tespitinin ve değerlendirmesinin elde edilen teknik bulgular ışığında hakime ait olduğu sıkça vurgulanmaktadır.28
- Bölge Adliye Mahkemesi Kararı (Yönetmeliğe Aykırı Rapor): Bir uyuşmazlıkta (örnek olay elektrik sayacıyla ilgili olsa da prensip trafik kazalarına uyarlanabilir), ilgili yönetmeliklere ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, hatalı değerlendirme yapan bir bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı belirtilmiştir.36 Trafik kazalarında da bilirkişinin Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili yönetmelikleri doğru uygulaması beklenir.
Bu kararlar, yüksek mahkemelerin bilirkişi raporlarının kalitesine büyük önem verdiğini ve raporların adil bir yargılama için sağlam temellere dayanması gerektiğini göstermektedir. Avukatınız, bu içtihatlar ışığında dosyanızdaki bilirkişi raporunu değerlendirecek ve haklarınızı en iyi şekilde savunacaktır. Yargıtay’ın bu tutumu, bilirkişi raporlarının keyfiliğe veya yetersizliğe dayalı olmasını engelleyen önemli bir denetim mekanizması işlevi görmektedir. Dolayısıyla, bir bilirkişi raporunun sadece alınmış olması yeterli değildir; raporun içeriği, yöntemi ve gerekçesi, Yargıtay’ın aradığı standartları karşılamalıdır.
Hayatın İçinden: Trafik Kazası Bilirkişi Raporlarına Dair Örnek Olaylar
Trafik kazası bilirkişi raporlarının teorik önemini anlamak bir yana, bu raporların gerçek hayattaki davaları nasıl etkilediğini görmek çok daha aydınlatıcı olabilir. İşte Türkiye’de yaşanmış olması muhtemel, kimlik bilgileri gizlenmiş ancak gerçekçi kurgusal olaylar üzerinden bilirkişi raporlarının rolünü gösteren bazı örnekler:
Örnek Olay 1: Kavşak Kazasında Kusur Tartışması ve Bilirkişi Analizi
Ankara’nın işlek bir kavşağında, A aracı ile B aracı çarpışır. A aracı sürücüsü, kendisine yeşil ışık yandığını iddia ederken, B aracı sürücüsü de aynı iddiada bulunur. Olay yerine gelen trafik polisi, çelişkili ifadeler ve belirgin bir delil olmaması nedeniyle Kaza Tespit Tutanağı’na her iki sürücüye de %50 kusur oranı yazar. Ancak A aracı sürücüsü, B aracının kırmızı ışıkta geçtiğinden emindir ve durumu mahkemeye taşır.
Mahkeme, olayın aydınlatılması için bir trafik kazası bilirkişi raporu alınmasına karar verir. Atanan bilirkişi, öncelikle kavşaktaki trafik ışıklarının sinyalizasyon planını ve faz sürelerini inceler. Ardından, çevredeki işyerlerinden elde edilebilen (ancak polisin ilk anda ulaşamadığı) bir güvenlik kamerası kaydını bulur. Kamera kaydı, B aracının bariz bir şekilde kırmızı ışık ihlali yaptığını göstermektedir. Ayrıca, bilirkişi araçlardaki hasar ve çarpışma açılarından yola çıkarak araçların yaklaşık hızlarını da hesaplar. Hazırlanan detaylı bilirkişi raporunda, B aracının %100 kusurlu olduğu, A aracının ise kusursuz olduğu tespit edilir. Bu rapor sayesinde, A aracı sürücüsü hem aracındaki hasarı tam olarak tazmin ettirir hem de haksız yere kusurlu bulunmaktan kurtulur. Bu olay, ilk tespitlerin yanıltıcı olabileceğini ve detaylı bir bilirkişi incelemesinin gerçeği nasıl ortaya çıkarabileceğini göstermektedir.37
Örnek Olay 2: Yaya Kazasında Bilirkişi Raporunun Önemi
İstanbul’da bir akşam vakti, C adlı yaya, bir cadde üzerinde karşıdan karşıya geçerken D aracının çarpması sonucu yaralanır. Sürücü D, yayanın aniden ve kontrolsüz bir şekilde yola fırladığını, kendisinin hızının normal olduğunu ve yapabileceği bir şey olmadığını iddia eder. Yaya C ise, yaya geçidinden geçtiğini ve sürücünün çok hızlı olduğunu belirtir. Olay yerinde tutulan KTT’de, yaya geçidinin varlığı belirtilir ancak yayanın tam olarak geçidin neresinden geçtiği ve sürücünün hızı konusunda net bir tespit yapılamaz.
Açılan tazminat davasında mahkeme, bir bilirkişi heyeti görevlendirir. Heyette bir trafik uzmanı ve bir adli tıp uzmanı yer alır. Trafik uzmanı bilirkişi, olay yerinde keşif yapar, fren izlerini (varsa) inceler, aracın çarpma anındaki hasarını ve yayanın savrulma mesafesini dikkate alarak aracın yaklaşık hızını belirlemeye çalışır. Ayrıca, olay yerindeki aydınlatma koşullarını ve sürücünün görüş açısını değerlendirir. Yaya geçidinin konumunu, işaretlemelerini ve görünürlüğünü inceler. Tanık beyanları ve varsa çevredeki kamera kayıtları da analize dahil edilir. Adli tıp uzmanı ise yayanın yaralanmalarının niteliğini ve bu yaralanmaların aracın hangi hızıyla ve ne şekilde çarpması sonucu oluşabileceğini değerlendirir. Sonuç olarak hazırlanan trafik kazası bilirkişi raporu, sürücünün yaya geçidine yaklaşırken hızını yeterince azaltmadığını ve yayaya ilk geçiş hakkını vermediğini, yayanın ise karşıya geçerken yeterli dikkati gösterip göstermediğini (örneğin, aniden yola atlayıp atlamadığı) analiz ederek kusur oranlarını belirler.38 Bu rapor, yayanın hak ettiği tazminatı almasında ve sürücünün sorumluluğunun adil bir şekilde tespit edilmesinde kilit rol oynar.
Bu örnek olaylar, bilirkişi raporlarının sadece bir formalite olmadığını, aksine adaletin tecellisinde ne kadar önemli bir araç olduğunu göstermektedir. Her kaza kendine özgü koşullar içerir ve bu koşulların uzman bir gözle incelenmesi, gerçeğin ortaya çıkması için elzemdir. Eğer siz de benzer bir durumla karşı karşıyaysanız, haklarınızı korumak ve doğru bir hukuki süreç yürütmek için mutlaka bir avukata danışmalısınız.
Tablo: Trafik Kazalarında Kusur Durumlarını Anlama Rehberi
Trafik kazalarında kusur oranlarının belirlenmesi, genellikle karmaşık ve teknik bir süreçtir. Ancak bazı sık karşılaşılan kaza senaryolarında, Karayolları Trafik Kanunu (KTK) ve yerleşik uygulamalar ışığında genel kabul görmüş kusur dağılımları bulunmaktadır. Aşağıdaki tablo, vatandaşlarımızın bu konuda genel bir fikir edinmesine yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Unutulmamalıdır ki, her kaza kendi özelinde değerlendirilir ve kesin kusur tespiti, detaylı bir trafik kazası bilirkişi raporu ile mümkün olur.40
Trafik Kazalarında Sık Karşılaşılan Kusur Durumları ve Olası Sonuçları
Kaza Senaryosuİhlal Edilen Temel Kural (Örnek KTK Maddesi)Genel Kabul Gören Kusur Dağılımı (Örnek)Hukuki Sonuçları (Kısa Açıklama)Bilirkişi Raporunun RolüArkadan ÇarpmaTakip mesafesini korumamak (KTK Md. 56/1-c)Arkadan çarpan sürücü genellikle %100 kusurlu (asli kusurlu) kabul edilir.13Öndeki aracın tüm hasarı ve zararları (varsa yaralanma, değer kaybı vb.) arkadan çarpanın sigortası veya kendisi tarafından karşılanır.Fren izleri, çarpma şiddeti, araçların hasar durumu ve tanık beyanlarını inceleyerek takip mesafesi ihlalini ve ani fren yapma gibi istisnai durumların olup olmadığını kesinleştirir.Kırmızı Işık İhlaliTrafik ışıklarına uymamak (KTK Md. 47)Kırmızı ışıkta geçen sürücü %100 kusurlu (asli kusurlu) kabul edilir.Diğer araç/araçlardaki ve varsa yayalardaki tüm zararlardan kırmızı ışıkta geçen sürücü sorumlu olur.Kavşak kamera kayıtları, tanık beyanları ve ışıkların sinyalizasyon planını inceleyerek hangi sürücünün ışık ihlali yaptığını net bir şekilde tespit eder.Kavşakta Geçiş Hakkı İhlali (Kontrolsüz Kavşak)Geçiş önceliğine uymamak (KTK Md. 57)Geçiş hakkına sahip araca yol vermeyen sürücü asli kusurlu kabul edilir.Kazaya sebebiyet veren sürücü, diğer aracın ve içindekilerin zararlarından sorumlu olur.Kavşağın yapısını, araçların geliş yönlerini, hızlarını ve çarpışma noktalarını analiz ederek hangi sürücünün geçiş hakkını ihlal ettiğini belirler.Şerit İhlali / Hatalı SollamaŞerit değiştirme kurallarına uymamak, yasak yerden sollama (KTK Md. 54, 55)Kural ihlali yapan sürücü asli kusurlu kabul edilir.Diğer araca verdiği zararlardan sorumlu olur.Yol çizgilerini, trafik işaretlerini, araçların manevralarını ve çarpışma şeklini inceleyerek kural ihlalini ve kusur durumunu tespit eder.Alkollü Araç KullanmaBelirlenen limitlerin üzerinde alkollü araç kullanmak (KTK Md. 48/5)Alkollü sürücü, kazanın oluşumunda alkolün etkisi varsa asli kusurlu kabul edilir.Sigorta şirketleri genellikle alkollü sürücünün kendi kasko hasarını karşılamaz ve üçüncü şahıslara ödediği tazminatı alkollü sürücüye rücu edebilir. Cezai sorumluluk da doğar.Sürücünün alkol oranını, kazanın oluş şekliyle alkolün etkisini (illiyet bağını) değerlendirir. Sadece alkollü olmak otomatik %100 kusur anlamına gelmeyebilir; kazaya etkisi önemlidir. Bilirkişi bu bağlantıyı inceler.Yaya Geçidinde Yayaya ÇarpmamaYaya veya okul geçitlerinde yayalara ilk geçiş hakkını vermemek (KTK Md. 74)Yayaya yol vermeyen sürücü asli kusurlu kabul edilir.Yayanın tedavi masrafları, iş göremezlik zararları ve manevi tazminat gibi taleplerinden sorumlu olur.Yaya geçidinin konumunu, görünürlüğünü, sürücünün hızını, yayanın geçiş şeklini (koşarak, aniden çıkarak vb.) ve çarpma noktasını analiz ederek tarafların kusur oranlarını belirler. Yayanın da kusurlu olabileceği durumları (örneğin, kırmızı ışıkta geçmek) değerlendirir.Hız Limitlerini AşmaHız sınırlarına uymamak (KTK Md. 50, 51, 52)Hız aşımı kazaya neden olduysa veya etkisini artırdıysa sürücü kusurlu bulunur. Kusur oranı diğer faktörlere göre değişir.Hız aşımının kazadaki rolüne göre tazminat sorumluluğu doğar.Fren izleri, çarpışma sonrası araçların durumu, savrulma mesafeleri gibi verilerden araçların hızlarını tahmin eder ve hız aşımının kazaya etkisini değerlendirir.
Bu tablo, genel bir rehber niteliğindedir. Bir kazada kusur oranları %0, %25 (tali kusur), %50 (eşit kusur), %75 (asli kusur) veya %100 (tam kusur) şeklinde belirlenebilir.40 “Asli kusur”, kazanın meydana gelmesinde birincil derecede etkili olan kural ihlallerini ifade ederken, “tali kusur” ise kazaya ikincil derecede etki eden hataları tanımlar.41 Örneğin, bir taraf asli kusurlu (%75), diğer taraf tali kusurlu (%25) bulunabilir. Eğer her iki taraf da asli kusurlu veya her iki taraf da tali kusurlu ise, kusur oranı %50-%50 olarak paylaştırılabilir.41
Unutulmamalıdır ki, bu oranlar ve tanımlar genel bir çerçeve sunar. Her kazanın kendine özgü dinamikleri vardır ve bu dinamikler ancak uzman bir bilirkişi tarafından yapılacak detaylı bir inceleme sonucunda netleşir. Bilirkişi raporu, bu tablodaki genel kabullerin ötesine geçerek, somut olayın tüm delillerini analiz eder ve daha kesin bir kusur dağılımı ortaya koyar. Bu nedenle, bir kaza sonrasında haklarınızı tam olarak koruyabilmek için, bu tür genel bilgilere ek olarak mutlaka profesyonel hukuki danışmanlık ve gerekirse detaylı bir bilirkişi incelemesi talep etmeniz önemlidir.
Trafik Kazası Mağdurları İçin Altın Değerinde Pratik Bilgiler
Bir trafik kazasıyla karşılaştığınızda, panik ve kafa karışıklığı yaşamanız doğaldır. Ancak bu ilk anlarda atacağınız doğru adımlar, hem can güvenliğiniz hem de ilerideki hukuki süreçler açısından büyük önem taşır. Özellikle, ileride hazırlanacak bir trafik kazası bilirkişi raporu için sağlam delillerin toplanması bu ilk anlara bağlıdır.
Kaza Sonrası İlk Dakikalar: Ne Yapmalı, Nelerden Kaçınmalı?
Kaza sonrası soğukkanlılığınızı koruyarak şu adımları izlemeye çalışın:
- Can Güvenliğini Sağlayın: Öncelikle kendinizin ve kazaya karışan diğer kişilerin güvenliğini sağlayın. Araçları mümkünse güvenli bir alana çekin, uyarı işaretleri (reflektör vb.) koyun. Yaralı varsa derhal 112 Acil Servis’i arayın.
- Resmi Makamlara Bildirin: Yaralanmalı veya ölümlü kaza ise, kamu malına zarar gelmişse veya taraflar anlaşamıyorsa mutlaka trafik polisine (155) veya jandarmaya (156) haber verin. Onların tutacağı resmi Kaza Tespit Tutanağı önemlidir.
- Olay Yerini Korumaya Çalışın: Mümkün olduğunca, polis veya jandarma gelene kadar araçların konumunu değiştirmeyin, olay yerindeki iz ve delillerin kaybolmamasına özen gösterin.1
- Bilgi Alışverişi Yapın: Diğer sürücülerin adı, soyadı, TC kimlik numarası, adresi, telefon numarası, ehliyet ve ruhsat bilgileri ile trafik sigortası poliçe numaralarını alın. Aynı bilgileri siz de karşı tarafa verin.18
- Kesinlikle Kusur Kabul Etmeyin: Olayın sıcaklığıyla veya karşı tarafın baskısıyla hemen suçu üstlenmeyin. Kusur tespiti teknik bir konudur ve uzmanlarca yapılmalıdır.
- Alkol ve Madde Kullanımından Kaçının: Kaza sonrası kesinlikle alkol veya uyuşturucu madde kullanmayın. Bu durum, yasal haklarınızı olumsuz etkileyebilir.
Delil Toplama Sanatı: Güçlü Bir trafik kazası bilirkişi raporu İçin Hazırlık
Kaza sonrası toplayacağınız deliller, ileride hazırlanacak bilirkişi raporunun temelini oluşturacaktır:
- Fotoğraf ve Video Çekin: Cep telefonunuzla kazaya karışan araçların genel ve detaylı (özellikle hasarlı bölgeler) fotoğraflarını çekin. Araçların konumlarını, fren izlerini, yoldaki kalıntıları, trafik işaret ve levhalarını, yolun genel durumunu gösteren geniş açılı fotoğraflar ve videolar kaydedin.10 Mümkünse farklı açılardan çekim yapın.
- Tanık Bilgilerini Alın: Kazayı gören tanıklar varsa, isimlerini, soyisimlerini ve iletişim bilgilerini (telefon numarası, adres) mutlaka not alın. Tanık beyanları, özellikle çelişkili durumlarda çok değerli olabilir.18
- Araç İçi Kamera Kayıtları: Eğer aracınızda veya kazaya karışan diğer araçlarda araç içi kamera (dashcam) varsa, bu kayıtların bir kopyasını temin etmeye çalışın. Bu kayıtlar, kazanın oluş anını net bir şekilde gösterebilir.
- Belgeleri Saklayın: Kaza Tespit Tutanağı’nın bir kopyasını, tıbbi raporlarınızı, araç tamir faturalarınızı ve kazayla ilgili diğer tüm belgeleri dikkatlice saklayın.
Bu deliller, avukatınızın ve bilirkişinin kazayı doğru bir şekilde analiz etmesine ve haklılığınızı ispatlamasına yardımcı olacaktır. Unutmayın, olay yerindeki her detay, ileride bir yapbozun önemli bir parçası olabilir.
Erken Hukuki Destek Neden Hayat Kurtarır?
Bir trafik kazası sonrasında en kısa sürede bir avukata başvurmak, hak kaybına uğramamanız ve süreci doğru yönetmeniz açısından kritik öneme sahiptir.13 Deneyimli bir trafik kazası avukatı:
- Delillerin doğru ve eksiksiz toplanması konusunda size yol gösterir.
- Sigorta şirketleriyle olan müzakerelerde haklarınızı korur.
- Gerekirse Kaza Tespit Tutanağı’na veya TRAMER kusur oranına itiraz sürecini başlatır.
- Dava açılması durumunda, dava dilekçesini hazırlar, duruşmalarda sizi temsil eder.
- En önemlisi, trafik kazası bilirkişi raporu sürecini başından sonuna kadar takip eder, bilirkişiye doğru soruların sorulmasını sağlar, gelen raporu analiz eder ve gerekirse rapora etkili bir şekilde itiraz eder.
Aşık Hukuk Bürosu olarak, trafik kazası mağdurlarının yaşadığı zorlukların farkındayız. Kazanın ilk anından itibaren hukuki sürecin her aşamasında yanınızda olmak, haklarınızı en iyi şekilde savunmak ve adaletin tecellisine katkıda bulunmak için buradayız. Erken hukuki destek, karmaşık hukuki süreçler arasında kaybolmanızı önler ve size zaman kazandırır.
Dilekçe Örneği: Trafik Kazası Bilirkişi Raporuna İtiraz
Bir trafik kazası davasında, mahkeme tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunun hatalı, eksik veya taraflı olduğunu düşünüyorsanız, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 281. maddesi uyarınca bu rapora yasal süresi içinde itiraz etme hakkınız bulunmaktadır. Etkili bir itiraz, davanın seyrini lehinize çevirebilir. Aşağıda, trafik kazası bilirkişi raporuna itiraz için kullanılabilecek, en az 500 kelimeyi hedefleyen kapsamlı ve detaylı bir dilekçe örneği sunulmuştur. Bu örnek, genel bir çerçeve sunmakta olup, her somut olayın özelliklerine göre uyarlanmalıdır.3
…………………… NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
(Gönderilmek Üzere)
…………………… ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO: 2023/123 Esas
BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ EDEN (DAVACI/DAVALI):
Adı Soyadı: Ahmet YILMAZ
T.C. Kimlik No: 12345678901
Adres: Örnek Mah. Örnek Cad. No:1 D:2, Batman
VEKİLİ:
Av. Murteza Osman AŞIK
Aşık Hukuk Bürosu
Adres: (Büro Adresi Eklenecek), Batman
Baro Sicil No: (Baro Sicili Eklenecek)
KARŞI TARAF (DAVALI/DAVACI):
Adı Soyadı: Mehmet KAYA
T.C. Kimlik No: 09876543210
Adres: Farklı Mah. Farklı Sok. No:3 D:4, Diyarbakır
VEKİLİ (Varsa):
Av. (Karşı Taraf Avukatının Adı Soyadı)
Adres: (Karşı Taraf Avukatının Adresi)
KONU: Sayın Mahkemenizin 2023/123 Esas sayılı dosyasında, …/…/2024 tarihinde tarafımıza tebliğ edilen, trafik kazası uzmanı bilirkişi Sayın tarafından tanzim edilmiş olan …/…/2024 tarihli kusur ve/veya tazminat hesap bilirkişi raporuna karşı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 281 uyarınca yasal süresi içinde detaylı itirazlarımızın, rapordaki eksikliklerin giderilmesi için ek rapor aldırılması veya mevcut raporun hükme esas alınamayacak derecede hatalı olması nedeniyle yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor aldırılması talebimizin sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR:
1. Davanın ve İtiraz Konusu Raporun Özeti:
Sayın Mahkemenizde görülmekte olan işbu dava, …/…/2023 tarihinde Batman ili, [Kaza Yeri Detayı, örneğin: Gültepe Mahallesi, Eflatun Caddesi üzeri, X Kavşağı] mevkiinde, müvekkilim Ahmet YILMAZ’ın sevk ve idaresindeki 72 AA 123 plakalı araç ile davalı Mehmet KAYA’nın sevk ve idaresindeki 21 BB 345 plakalı aracın karıştığı çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Yargılama sürecinde, kazanın oluş şekli ve tarafların kusur oranlarının tespiti amacıyla Sayın Mahkemenizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve trafik kazaları uzmanı Sayın bilirkişi olarak atanmıştır. Bilirkişi tarafından hazırlanan …/…/2024 tarihli rapor, tarafımıza …/…/2024 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak, söz konusu rapor, aşağıda detaylıca açıklayacağımız üzere, gerek kusur tespiti gerekse (varsa) tazminat hesaplamaları açısından bariz maddi hatalar, eksik incelemeler, yanlış değerlendirmeler ve hukuka aykırılıklar içermekte olup, bu haliyle hükme esas alınması mümkün değildir.
2. Kusur Değerlendirmesine İlişkin Detaylı İtirazlarımız:
İtiraza konu bilirkişi raporunda, müvekkilim Ahmet YILMAZ’a %75 oranında asli kusur, davalı Mehmet KAYA’ya ise %25 oranında tali kusur atfedilmiştir. Bu kusur dağılımı, dosya kapsamındaki somut delillerle ve Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) amir hükümleriyle açıkça çelişmektedir ve tarafımızca kabulü mümkün değildir.
- a) Kaza Tespit Tutanağı ve Olay Yeri Krokisinin Yetersiz Değerlendirilmesi:Bilirkişi, raporunda olay günü tanzim edilen …/…/2023 tarihli Kaza Tespit Tutanağı’na (KTT) ve olay yeri krokisine atıfta bulunmuşsa da, bu belgelerdeki kritik detayları göz ardı etmiştir. KTT’de müvekkilimin beyanı olarak geçen “… kavşağa yaklaştığımda hızımı azalttım, yeşil ışık bana yanıyordu, davalı süratli bir şekilde kırmızı ışıkta geçerek sol yandan aracıma çarptı…” ifadesi, bilirkişi tarafından yeterince irdelenmemiştir. Olay yeri krokisinde belirtilen çarpışma noktası ve araçların nihai duruş pozisyonları, davalının yüksek hızla kavşağa girdiğini ve müvekkilimin aracının öncelikli geçiş güzergahında olduğunu destekler niteliktedir. Bilirkişi, bu hususları yeterince analiz etmeden, müvekkilime “kavşağa kontrolsüz girdiği” gibi soyut bir gerekçeyle kusur yüklemiştir.
- b) Tanık Beyanlarının Dikkate Alınmaması:
Dava dosyasında mevcut olan ve duruşmada da dinlenen tanık’nın beyanları, bilirkişi raporunda hiçbir şekilde değerlendirilmemiştir. Tanık, yeminli ifadesinde “…kaza anında olay yerindeydim, davalıya ait 21 BB 345 plakalı aracın bariz bir şekilde kırmızı ışıkta geçtiğini ve müvekkilin aracına çarptığını gördüm…” şeklinde açık ve net beyanlarda bulunmuştur. Bu beyan, müvekkilimin kusursuz, davalının ise tam kusurlu olduğunu ortaya koymaktadır. Bilirkişinin, böylesine önemli bir tanık beyanını görmezden gelerek kusur değerlendirmesi yapması, raporun objektifliğini ve güvenilirliğini ciddi şekilde zedelemiştir. - c) Kamera Kayıtlarının Yüzeysel İncelenmesi (Varsa):
(Eğer dosyada kamera kaydı varsa bu bölüm eklenir) Dosyaya sunulan ve [Kamera Kaydının Kaynağı, örneğin: Yakındaki bir işyerinin güvenlik kamerası] tarafından kaydedilen görüntülerde, davalının kavşağa yaklaşırken hızını hiç azaltmadığı ve trafik ışığının kendisi için kırmızıya döndüğü anda dahi durmadığı açıkça görülmektedir. Bilirkişi raporunda bu kayıtlara değinilmiş ancak “görüntü kalitesinin düşük olduğu” gibi bir gerekçeyle yeterince analiz edilmediği anlaşılmaktadır. Oysa mevcut teknolojik imkanlarla bu görüntülerin iyileştirilerek detaylı bir analize tabi tutulması mümkündür. - d) Karayolları Trafik Kanunu Hükümlerinin Yanlış Yorumlanması:
Bilirkişi, müvekkilime kusur atfederken KTK’nın [ilgili madde numarası] maddesine atıfta bulunmuş ancak bu maddeyi somut olayla yanlış ilişkilendirmiştir. Müvekkilim, KTK Md. [doğru madde numarası] uyarınca geçiş üstünlüğüne sahipken ve tüm trafik kurallarına riayet ederken, kazanın asli faili davalının KTK Md. 47 (Trafik işaretlerine uymama – kırmızı ışık ihlali) ve Md. 52 (Hız sınırlarına uymama) hükümlerini açıkça ihlal etmesi sonucu kaza meydana gelmiştir. Bilirkişinin bu bariz kural ihlallerini tali kusur olarak değerlendirmesi hukuka aykırıdır.
3. (Varsa) Tazminat Hesaplanmasına İlişkin İtirazlarımız:
(Eğer rapor aynı zamanda tazminat hesabı da içeriyorsa ve bu hesaplamalara da itiraz ediliyorsa bu bölüm detaylandırılır. Örneğin: Maluliyet oranının yanlış tespiti, destekten yoksun kalma tazminatında gelir hesabının hatalı yapılması, tedavi giderlerinin eksik dikkate alınması gibi.)
Örnek olarak: Bilirkişi raporunda, müvekkilimin kaza sonucu oluşan kalıcı maluliyet oranı %X olarak belirlenmiş ve buna göre bir tazminat hesabı yapılmıştır. Ancak, dosyada mevcut olan Adli Tıp Kurumu’nun …/…/2024 tarihli raporunda müvekkilimin maluliyet oranı %Y olarak tespit edilmiştir. Bilirkişinin Adli Tıp Kurumu raporu yerine hangi kritere göre farklı bir maluliyet oranı belirlediği anlaşılamamaktadır ve bu durum hesaplanan tazminat miktarını doğrudan etkilemektedir.
4. Raporun Yöntemsel Eksiklikleri ve Denetime Elverişli Olmaması:
İtiraz konusu bilirkişi raporu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında aranan “denetime elverişlilik” kriterini karşılamamaktadır.8 Rapor, vardığı sonuçları yeterli bilimsel ve teknik gerekçelerle desteklememekte, soyut ve genel ifadelerle yetinmektedir. Örneğin, müvekkilime atfedilen kusurun hangi somut delile ve hangi teknik analize dayandığı açıkça ortaya konulmamıştır. Bilirkişi, uzmanlık alanı dışına çıkarak hukuki çıkarımlarda bulunmuş, adeta hâkim yerine geçerek karar vermeye çalışmıştır.7 Bu durum, raporun HMK hükümlerine aykırı olduğunu göstermektedir.
5. Talep Edilen İncelemeler ve Gerekçeleri:
Yukarıda detaylıca izah edilen nedenlerle, mevcut bilirkişi raporunun hükme esas alınması mümkün değildir. Bu nedenle;
- Öncelikle, rapordaki bariz eksikliklerin (özellikle tanık beyanlarının ve kamera kayıtlarının değerlendirilmesi) giderilmesi ve çelişkili hususların (müvekkilimin beyanları ile varılan sonuç arasındaki çelişki) açıklığa kavuşturulması amacıyla aynı bilirkişiden EK RAPOR aldırılmasını,
- Ek raporun da yetersiz kalması veya mevcut bilirkişinin objektifliğini yitirdiği kanaati oluşması halinde ya da Sayın Mahkemenizin doğrudan takdiriyle, dosyanın tamamının, özellikle itiraz ettiğimiz hususlar dikkate alınarak, farklı ve tarafsız uzmanlardan oluşacak (mümkünse üniversitelerin ilgili kürsülerinden veya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi gibi kurumlardan seçilecek) YENİ BİR BİLİRKİŞİ HEYETİNE TEVDİ EDİLEREK YENİ BİR RAPOR aldırılmasını talep etme zorunluluğumuz doğmuştur. Yeni bilirkişi heyetinden, özellikle KTK hükümlerinin doğru yorumlanması, tüm delillerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi ve kazanın oluş mekanizmasının bilimsel yöntemlerle yeniden canlandırılması beklenmektedir.
HUKUKİ NEDENLER: HMK Madde 266, 281, 282, 293; Karayolları Trafik Kanunu ilgili maddeleri, Borçlar Kanunu, Yargıtay içtihatları ve sair ilgili tüm yasal mevzuat.
DELİLLER: Sayın Mahkemenizin 2023/123 Esas sayılı dava dosyası ve tüm içeriği (Kaza Tespit Tutanağı, tanık beyanları, fotoğraf ve video kayıtları, keşif tutanakları, tıbbi raporlar vb.), itiraz konusu …/…/2024 tarihli bilirkişi raporu, (varsa) tarafımızca sunulan uzman görüşü raporu, Yargıtay kararları ve gerektiğinde sunulacak her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re’sen (kendiliğinden) dikkate alınacak nedenlerle;
- Öncelikle, …/…/2024 tarihli bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğumuz detaylı itirazlarımızın KABULÜNE,
- Rapordaki eksikliklerin giderilmesi, belirsizliklerin aydınlatılması ve itirazlarımızın karşılanması amacıyla bilirkişiden EK RAPOR ALINMASINA,
- Ek raporun yetersiz kalacağı veya mevcut raporun temelden hatalı olduğu kanaatine varılması halinde, dosyanın tamamının yeniden farklı bir uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetine TEVDİ EDİLEREK YENİ BİR BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASINA,
- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin haklılığımız oranında karşı tarafa yükletilmesine,
karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. …/…/2024 (Dilekçe Tarihi)
İtiraz Eden (Davacı/Davalı) Vekili
Av. Murteza Osman AŞIK
(İmza)
Bu dilekçe örneği, bir trafik kazası bilirkişi raporuna nasıl itiraz edilebileceğine dair kapsamlı bir rehber sunmaktadır. Ancak her dava benzersizdir ve kendi özel koşullarınıza uygun bir itiraz stratejisi geliştirmek için mutlaka bir avukata danışmanız, haklarınızın en iyi şekilde korunmasını sağlayacaktır.
Haklıyken Haksız Duruma Düşmeyin, Bilinçli Adımlar Atın
Bir trafik kazası sonrasında başlayan hukuki süreç, özellikle trafik kazası bilirkişi raporu gibi teknik ve karmaşık konuları içerdiğinde, vatandaşlarımız için zorlayıcı olabilir. Bu makalede detaylıca ele aldığımız gibi, bilirkişi raporu, kazanın nedenlerini, oluş şeklini ve en önemlisi tarafların kusur oranlarını belirlemede kilit bir rol oynar. Bu rapor, çoğu zaman tazminat davalarının ve hatta ceza davalarının sonucunu doğrudan etkileyen, son derece önemli bir delildir.
Raporun içeriğinin doğru, tarafsız ve bilimsel verilere dayanması, adaletin tecellisi için hayati önem taşır. Ancak, ne yazık ki her zaman ideal raporlarla karşılaşmak mümkün olmayabilir. İşte bu noktada, raporu eleştirel bir gözle okuyabilmek, hataları veya eksiklikleri fark edebilmek ve yasal süresi içinde, doğru gerekçelerle itiraz edebilmek büyük bir fark yaratır. Unutmayın ki, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu, taraflara bilirkişi raporlarına itiraz etme ve hatta kendi uzmanlarından “uzman görüşü” alma hakkı tanımaktadır. Bu haklar, adil yargılanma ilkesinin bir gereğidir.
Tüm bu süreçte, trafik hukuku ve tazminat davaları konusunda deneyimli bir avukatın rehberliği, pusulanız olacaktır. Avukatınız, sadece rapor geldikten sonra değil, sürecin en başından itibaren delillerin toplanmasından bilirkişiye doğru soruların yöneltilmesine, raporun analizinden etkili bir itiraz dilekçesinin hazırlanmasına kadar her aşamada haklarınızı koruyacaktır.
Hakkını Aramaktan Korkma
Bir trafik kazası mağduruysanız veya haksız bir şekilde kusurlu gösterildiğinizi düşünüyorsanız, haklıyken haksız duruma düşmemek için bilinçli adımlar atmalısınız. Hukuk sistemimiz, hak arama mücadelenizde size çeşitli yollar sunmaktadır. Bu yolları doğru ve etkin bir şekilde kullanabilmek için bilgi sahibi olmak ve profesyonel destek almak en doğal hakkınızdır.
Unutmayın, adalet arayışınızda yalnız değilsiniz. Aşık Hukuk Bürosu olarak, trafik kazalarından kaynaklanan hukuki sorunlarınızda size yol göstermek, haklarınızı savunmak ve bu karmaşık süreçte yanınızda olmak için buradayız. Hakkınızı aramaktan asla korkmayın ve çekinmeyin. Detaylı bilgi ve danışmanlık için(https://asikhukukburosu.com.tr/iletisim/) bize ulaşabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Soru 1: Kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu aynı şey midir?
Cevap 1: Hayır, farklıdır. Kaza tespit tutanağı (KTT), genellikle kazanın hemen ardından olay yerinde polis, jandarma veya taraflarca tutulan ilk tespitleri içeren belgedir. Trafik kazası bilirkişi raporu ise, mahkeme sürecinde, kazanın oluş şekli, nedenleri ve tarafların kusur oranları hakkında özel uzmanlık gerektiren durumlarda, konunun uzmanı bilirkişiler tarafından hazırlanan detaylı, teknik ve analitik bir inceleme raporudur.6 Bilirkişi raporu, KTT’den çok daha kapsamlıdır ve genellikle KTT’deki ilk bulguları derinlemesine inceler.
Soru 2: Bilirkişi raporu hatalıysa ne kadar sürede itiraz etmeliyim?
Cevap 2: Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) göre, bilirkişi raporunun size tebliğ edildiği (bildirildiği) tarihten itibaren iki hafta içinde, davaya bakan mahkemeye itiraz etmeniz gerekir.12 Bu süre, hak kaybına uğramamak için çok önemlidir. Yargıtay bazı durumlarda bu süreyi “düzenleyici süre” olarak yorumlasa da, riske girmemek ve hakkınızı güvence altına almak için itirazınızı bu iki haftalık süre içinde yapmanız ve bu süreçte bir avukattan destek almanız şiddetle tavsiye edilir.
Soru 3: Hâkim, bilirkişi raporundaki kusur oranına uymak zorunda mı?
Cevap 3: Hayır, hâkim bilirkişi raporundaki kusur oranıyla veya diğer tespitlerle birebir bağlı değildir.2 HMK Madde 282 uyarınca hâkim, bilirkişi raporunu dosyadaki diğer tüm delillerle (tanık beyanları, belgeler, keşif bulguları vb.) birlikte serbestçe takdir eder ve vicdani kanaatine göre karar verir. Ancak, bilirkişi raporu teknik bir uzmanlık gerektiren konularda hazırlandığı için, hâkimin kararını verirken genellikle rapordaki bulguları önemli ölçüde dikkate aldığı görülür. Eğer rapor bariz hatalar içermiyorsa veya güçlü bir itirazla çürütülmemişse, hâkimler genellikle rapor doğrultusunda karar verme eğilimindedir.
Soru 4: Avukatım olmadan bilirkişi raporu sürecini yürütebilir miyim?
Cevap 4: Yasal olarak bir avukatla temsil zorunluluğunuz olmasa da, trafik kazası bilirkişi raporu süreci son derece teknik, karmaşık ve hukuki bilgi birikimi gerektiren bir alandır. Raporun doğru bir şekilde analiz edilmesi, eksik veya hatalı yönlerinin tespit edilmesi, yasal süresi içinde usulüne uygun ve etkili bir itiraz dilekçesinin hazırlanması, karşı tarafın argümanlarına cevap verilmesi gibi konular, uzmanlık gerektirir. Haklarınızın tam olarak korunması, olası hak kayıplarının önlenmesi ve sürecin lehinize sonuçlanma olasılığının artırılması için deneyimli bir trafik kazası avukatından destek almanız hayati önem taşır.13
Soru 5: Özel bilirkişi raporu (uzman görüşü) mahkemede ne kadar etkilidir?
Cevap 5: Tarafların, HMK Madde 293 veya CMK Madde 67/6 uyarınca kendi seçtikleri bir uzmandan aldıkları bilimsel mütalaa (genellikle “uzman görüşü” veya “özel bilirkişi raporu” olarak adlandırılır) mahkemede delil olarak sunulabilir.2 Bu rapor, mahkemece atanan resmi bilirkişinin raporundaki tespitlere karşı önemli bir argüman oluşturabilir. Eğer uzman görüşü, resmi bilirkişi raporuyla ciddi çelişkiler içeriyorsa ve bu çelişkiler sağlam gerekçelere dayanıyorsa, mahkeme bu durumu dikkate almak ve çelişkiyi gidermek için ek inceleme yaptırmak (örneğin, ek rapor istemek veya yeni bir bilirkişi heyeti atamak) durumunda kalabilir. Dolayısıyla, iyi hazırlanmış ve bilimsel temellere dayanan bir uzman görüşü, yargılama sürecinde oldukça etkili olabilir ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunabilir.
Bir Yorum