CEZA HUKUKUGenelMAKALELER

Geçmişin Gölgesinden Kurtulmak (ADLİ SİCİL KAYDI)

Adli Sicil Kaydı Nasıl Silinir?

Geçmişte yaşanan talihsiz bir olay veya işlenen bir suç neticesinde alınan bir mahkumiyet kararı, kişinin hayatında uzun yıllar boyunca olumsuz etkiler bırakabilir. Halk arasında “sabıka kaydı” olarak bilinen adli sicil kaydı, iş başvurularından ehliyet almaya, hatta bazı sosyal hakların kullanımına kadar pek çok alanda bireyin karşısına bir engel olarak çıkabilmektedir. Bu durum, kişinin topluma yeniden uyum sağlamasını zorlaştırabilir ve adeta geçmişin bir gölgesi gibi sürekli peşinden gelmesine neden olabilir.

Ancak Türk hukuk sistemi, bireylerin geçmişteki hatalarının sürekli olarak karşılarına çıkmasını engellemek ve onlara “temiz bir sayfa” açma imkanı sunmak amacıyla önemli düzenlemeler içermektedir. 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu ve ilgili mevzuat, belirli şartların ve sürelerin yerine getirilmesi halinde adli sicil kayıtlarının ve hatta daha derinde tutulan adli sicil arşiv kayıtlarının silinmesine olanak tanımaktadır. Bu makalenin amacı, adli sicil kaydı sildirme sürecini, yani geçmişin bu hukuki izlerinden kurtulma yolunu, herkesin anlayabileceği bir dille, yasal dayanakları ve güncel uygulamalarıyla açıklamaktır. Temel hedef, bireylerin topluma tam katılımını teşvik eden bu yasal hakkın nasıl kullanılacağını ortaya koymaktır.

“Sabıka Kaydı” Ne Anlama Geliyor? Adli Sicil ve Arşiv Kaydını Tanıyalım

Toplumda genellikle “sabıka kaydı” olarak ifade edilen kavram, aslında iki farklı türde kaydı içerir: Adli sicil kaydı ve adli sicil arşiv kaydı. Bu iki kayıt türünün niteliği, tutulma amacı ve silinme koşulları birbirinden farklıdır ve bu farkı anlamak, kayıt sildirme sürecini doğru yönetebilmek açısından kritik öneme sahiptir.

  • Adli Sicil Kaydı (Aktif Kayıt): Bu kayıt, kişiler hakkında kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerini içeren birincil ve güncel kayıttır. Türk mahkemeleri veya yabancı ülke mahkemeleri tarafından verilen ve Türk hukukuna göre tanınan kesinleşmiş ceza mahkumiyetleri (hapis cezaları, adli para cezaları vb.) ile güvenlik tedbirlerine ilişkin kararlar bu sisteme işlenir. Çocuklar hakkındaki kayıtlar ise sadece soruşturma ve kovuşturma sürecinde ilgili makamlarca görülebilir. Özel sektörde işverenlerin veya resmi kurumların talep ettiği “adli sicil belgesi” genellikle bu aktif kayıtlara ilişkindir. Yani, bir kişinin “sabıkası var mı?” sorusunun ilk cevabı bu kayıtlarda aranır.
  • Adli Sicil Arşiv Kaydı (Arşivlenmiş Kayıt): Adli sicil kaydında yer alan bir bilgi, kanunda belirtilen silinme koşulları gerçekleştiğinde (örneğin cezanın infazının tamamlanması gibi) doğrudan yok edilmez; bunun yerine “adli sicil arşiv kaydı” adı verilen ayrı bir sisteme aktarılır. Bu arşiv kaydı, adli sicil kaydı kadar kolay erişilebilir değildir. Ancak tamamen yok olmuş da değildir. Kanunda açıkça sayılan belirli kamu kurumları (örneğin, milli savunma, istihbarat, hakim/savcı atamaları gibi özel durumlar için) veya yargısal süreçlerde ilgili makamlar tarafından talep edildiğinde bu arşiv kayıtlarına ulaşılabilir. Standart bir vatandaşın veya özel işverenin aldığı adli sicil belgesinde arşiv kayıtları genellikle görünmez. Ancak bu durum, arşiv kaydının hukuken var olmadığı anlamına gelmez. İşte bu noktada önemli bir yanılgı ortaya çıkmaktadır: Birçok kişi, adli sicil kaydının silinmesiyle tüm kayıtların tamamen yok olduğunu düşünür. Oysa arşiv kaydı varlığını sürdürür ve onun silinmesi için ayrı koşulların ve süreçlerin takip edilmesi gerekir. Bu iki aşamalı yapı, devletin belirli güvenlik ihtiyaçları ile bireyin unutulma hakkı arasında bir denge kurmayı amaçlar.

Bu süreçlerde sıkça karşımıza çıkan ve silinme sürelerinin hesaplanmasında kilit rol oynayan bir terim de **”infaz”**dır. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre infaz: “isim, hukuk Yargı organlarınca verilen kararların yerine getirilmesi.” anlamına gelir. Bir mahkumiyet hükmünün infazının tamamlanması, yani cezanın (hapis, adli para cezası vb.) tamamen çekilmiş veya ödenmiş olması, adli sicil kaydının silinmesi ve arşive kaldırılması için genellikle ilk adımdır.

İlk Adım: Adli Sicil Kaydının Kendiliğinden Silinme Şartları

Adli sicil kaydındaki bilgilerin silinerek arşive kaldırılması süreci, Adli Sicil Kanunu’nun 9. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, aşağıdaki durumlarda adli sicil bilgileri sistemden otomatik olarak silinir ve adli sicil arşivine kaydedilir:

  • Kişinin Ölümü: Kaydı tutulan kişinin vefat etmesi durumunda adli sicil kaydı silinir.
  • Cezanın veya Güvenlik Tedbirinin İnfazının Tamamlanması: Mahkumiyete konu olan hapis cezasının tamamen çekilmesi, adli para cezasının ödenmesi veya diğer güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi halinde kayıt silinir. Bu, uygulamada en sık karşılaşılan silinme sebebidir.
  • Suçun veya Cezanın Kanunla Ortadan Kaldırılması: İşlenen fiilin suç olmaktan çıkarılması veya cezanın kanun değişikliği ile kaldırılması (etkin af) durumunda kayıt silinir.
  • Ceza Zamanaşımının Dolması: Mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra kanunda öngörülen zamanaşımı süresinin dolması halinde ceza infaz edilemez hale gelir ve kayıt silinir.
  • Genel Af: Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılacak bir genel af kanunu ile ilgili suç veya ceza affedilirse, buna ilişkin kayıtlar silinir.
  • İdari Para Cezasına Çevrilen Hapis Cezaları: Hapis cezasından çevrilen ve sadece adli sicilde tutulan idari para cezası niteliğindeki kayıtlar, cezanın ödendiği tarihte silinir.

Bu silme işlemleri, Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü (ASİGM) tarafından, şartların oluştuğunun tespit edilmesi üzerine kural olarak kendiliğinden (resen) yapılır. Ancak, “otomatik” veya “kendiliğinden” ifadesi her zaman anında gerçekleşme anlamına gelmeyebilir. Bazen bürokratik işleyişte gecikmeler yaşanabilir veya sistemde eksik bilgi nedeniyle silinme işlemi yapılmamış olabilir. Bu gibi durumlarda, ilgili kişinin ASİGM’ye durumu bildirerek kaydın silinmesini talep etmesi gerekebilir. Unutulmaması gereken en önemli nokta ise, bu aşamada kaydın tamamen yok olmadığı, sadece daha az erişilebilir olan adli sicil arşivine aktarıldığıdır. Tam bir hukuki temizlik için ikinci aşama olan arşiv kaydının silinmesi sürecine odaklanmak gerekir.

Derinlemesine Temizlik: Arşiv Kaydının Silinmesi ve Yasaklanmış Hakların İadesi

Adli sicil kaydının silinip arşive alınması, geçmişin izlerinin tamamen silindiği anlamına gelmez. Bu izlerin hukuken tamamen ortadan kalkması için adli sicil arşiv kaydının da silinmesi gereklidir. Bu süreç, Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesinde düzenlenmiştir ve adli sicil kaydının silinmesinden daha karmaşık koşullara ve daha uzun sürelere tabidir.

Arşiv kaydının silinmesi için temel koşullar ve süreler şunlardır:

  • Genel Kural (5 Yıl): Arşiv bilgileri, kural olarak, kaydın arşive alınma tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra tamamen silinir. Ancak bu sürenin işlemesi için kişinin bu 5 yıl içinde kasıtlı yeni bir suç işlememiş olması ve bu suçtan dolayı yeni bir mahkumiyet almaması gerekir.
  • ‘Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi’ (Memnu Hakların İadesi) Şartı: Eğer arşivdeki kayıt, Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde sayılan belirli hak yoksunluklarına (örneğin seçme seçilme hakkı, vakıf, dernek yöneticisi olma hakkı, kamu görevi üstlenme hakkı gibi) yol açan bir mahkumiyete ilişkin ise, durum değişir. Bu tür kayıtlarda arşiv bilgisinin silinebilmesi için öncelikle ilgili kişinin mahkemeden “yasaklanmış hakların geri verilmesi” (memnu hakların iadesi) kararı alması zorunludur. Bu karar alındıktan sonra dahi hemen silinme olmaz; kararın verildiği tarihten itibaren 15 yıl daha (15 yıl süresi, bazı kurumların güvenlik soruşturmalarında referans aldığı süredir. Yasa koyucu tarafından sabitlenmiş değildir.) beklenmesi gerekir. Bu 15 yıllık süre içinde de kişinin yeni bir suç işlememesi şarttır.
  • Daha Uzun Bekleme Süresi (30 Yıl): Kanunda sayılan bazı ağır suçlar (örneğin Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen bazı suçlar, uyuşturucu madde ticareti gibi) söz konusu olduğunda, “yasaklanmış hakların geri verilmesi” kararı alınsa bile, arşiv kaydının silinmesi için beklenmesi gereken süre 30 yıla çıkar.
  • Ölüm Halinde Silinmeyen Kayıtlar: Kanun, bazı suçlara ilişkin arşiv kayıtlarının (örneğin TCK 81/2, 102-105, 142, 188, 190, 202, 220, 226, 227, 282, 290, 302-308, 309-315, 318, 319, 320 ve Terörle Mücadele Kanunu’ndaki bazı suçlar) kişinin ölümü halinde dahi silinmeyeceğini ve belirli kurumlar tarafından özel amaçlarla kullanılabileceğini belirtir. Bu durum, bu suçların toplumsal tehlikesi ve devletin güvenlik ihtiyacı nedeniyle getirilmiş bir istisnadır.

‘Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi’ (Memnu Hakların İadesi) Süreci Nedir?

Bu kavram, kişinin mahkumiyet nedeniyle kaybettiği bazı medeni ve siyasi hakların (TCK Md. 53) kendisine iade edilmesi anlamına gelir. Bu karar, arşiv kaydının silinmesi için bir ön koşul niteliğindedir. Memnu hakların iadesi kararı alabilmek için şu adımlar izlenir:

  1. Başvuru: Cezanın infazının tamamlanmasından itibaren 3 yıllık bir sürenin geçmiş olması gerekir. Bu süre geçtikten sonra, kişi, hükmü veren mahkemeye veya ikametgahının bulunduğu yerdeki Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe ile başvurarak yasaklanmış haklarının geri verilmesini talep eder.
  2. İyi Hal: Başvuruyu alan mahkeme, kişinin bu 3 yıllık süre boyunca ve sonrasında “iyi halli” olduğunu, yani yeni bir suç işlemediğini ve yasalara uygun bir yaşam sürdüğünü gösteren bir kanaate ulaşırsa, yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verir.

Bu karar, sadece kaybedilen hakları geri vermekle kalmaz, aynı zamanda kişinin topluma yeniden entegre olduğunu ve geçmişteki hatasından ders çıkardığını hukuken tescil eden önemli bir adımdır. Bu nedenle, arşiv kaydının silinmesi için sadece zamanın geçmesi değil, aynı zamanda kişinin rehabilitasyonunu gösteren bu tür aktif hukuki adımların atılması da gerekebilir. Bu durum, sistemin sadece cezalandırıcı değil, aynı zamanda ıslah edici yönünü de vurgular.

Başvuru Süreci: Nereye, Nasıl Müracaat Edilecek?

Adli sicil ve arşiv kayıtlarının tutulmasından, güncellenmesinden ve silinmesinden sorumlu merkezi kurum, Adalet Bakanlığı bünyesindeki Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’dür (ASİGM). Kayıt sildirme işlemleri için başvurular bu Genel Müdürlüğe yapılır.

  • Arşiv Kaydının Silinmesi İçin Başvuru: Adli sicil kaydının silinip arşive alınması işlemi genellikle otomatik olsa da, arşiv kaydının tamamen silinmesi çoğu zaman kişinin talebini gerektirir. Kanunda belirtilen süreler (5, 15 veya 30 yıl) dolduğunda ve diğer şartlar (yeni suç işlememe, gerekiyorsa memnu hakların iadesi kararı alma) yerine getirildiğinde, ilgili kişi veya vekili, ASİGM’ye hitaben bir dilekçe yazarak arşiv kaydının silinmesini talep etmelidir. Bu dilekçede, kimlik bilgileri, silinmesi istenen kayda ilişkin bilgiler (mahkeme, karar tarihi vb. biliniyorsa) ve silinme talebinin yasal dayanağı (örneğin, ASK Madde 12’deki şartların sağlandığı) açıkça belirtilmelidir. Dilekçeye nüfus cüzdanı fotokopisi ve eğer alınmışsa “yasaklanmış hakların geri verilmesi” kararının bir örneği eklenmelidir. En güncel başvuru usulleri ve gerekli belgeler için ASİGM’nin resmi internet sitesini kontrol etmek veya doğrudan iletişime geçmek faydalı olacaktır.
  • ‘Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi’ İçin Başvuru: Arşiv kaydının silinmesi için öncelikle bu kararın alınması gereken durumlarda, başvuru ASİGM’ye değil, ilgili mahkemeye yapılır. Daha önce belirtildiği gibi, bu talep, hükmü veren ilk derece mahkemesine veya kişinin ikametgahının bulunduğu yerdeki Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan bir dilekçe ile gerçekleştirilir. Bu, arşiv kaydı silme talebinden ayrı ve önce yapılması gereken bir hukuki işlemdir.

Bu süreçler, adli sicil sisteminin işleyişindeki önemli bir noktayı tekrar vurgular: Sistem, özellikle arşiv kayıtlarının silinmesi konusunda, bireyin aktif katılımını ve talebini beklemektedir. Şartlar oluşmuş olsa bile, kişi kendisi harekete geçip başvuru yapmadıkça arşiv kaydı sistemde kalmaya devam edebilir. Bu nedenle, haklarının farkında olmak ve gerekli başvuruları zamanında ve doğru şekilde yapmak büyük önem taşır.

Yüksek Mahkemeler Yol Gösteriyor: Sicil Silmede Emsal Kararlar

Adli Sicil Kanunu ve ilgili mevzuat, kayıtların silinmesine ilişkin genel çerçeveyi çizse de, uygulamada karşılaşılan bazı durumlar yoruma açık olabilir. İşte bu noktada Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) kararları devreye girer. Yüksek mahkemelerin verdiği kararlar, kanun maddelerinin nasıl yorumlanması gerektiği konusunda yol gösterir ve benzer durumdaki başvurular için emsal teşkil eder. Adli sicil ve arşiv kaydının silinmesiyle ilgili bazı önemli yorum farklılıkları ve mahkeme kararlarından örnekler şunlardır:

  • Silinme Sürelerinin Başlangıcı: Kanun, sürelerin genellikle “infazın tamamlanmasından” veya “arşive alınma tarihinden” itibaren başlayacağını belirtir. Ancak ertelenmiş hapis cezaları veya denetimli serbestlik gibi durumlarda “infazın tamamlanması”nın hangi tarihe denk geldiği tartışmalı olabilir. Yargıtay kararları, genellikle cezanın ertelenmesi halinde erteleme süresinin sonunda, denetimli serbestlikte ise denetim süresinin yükümlülüklere uygun olarak tamamlandığı tarihte infazın tamamlanmış sayılacağını ve silinme/arşivleme sürelerinin bu tarihten itibaren hesaplanması gerektiğini belirtmektedir. Yani, mahkemeler, kişinin üzerindeki hukuki kısıtlamaların fiilen sona erdiği tarihi esas alma eğilimindedir.
  • ‘Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi’ Kararının Zorunluluğu: Bazen mahkumiyet kararında TCK 53. madde uyarınca hak yoksunluğuna hükmedildiği açıkça belirtilmese bile, işlenen suçun niteliği gereği bu hak yoksunluklarının doğal sonuç olarak ortaya çıktığı durumlar olabilir. Yüksek mahkeme kararları, bu gibi durumlarda dahi, arşiv kaydının silinmesi için (özellikle 15 veya 30 yıllık sürelerin uygulanacağı hallerde) ‘memnu hakların iadesi’ kararının alınmasının gerekebileceğini vurgulamaktadır. Bu yorum, ‘memnu hakların iadesi’nin sadece şekli bir prosedür olmadığını, kişinin rehabilitasyonunu gösteren maddi bir koşul olarak değerlendirildiğini ortaya koyar.
  • Bekleme Süresinde Yeni Suç İşlenmesi: Arşiv kaydının silinmesi için gereken 5, 15 veya 30 yıllık bekleme süreleri içinde kişinin kasıtlı yeni bir suç işlemesi, silinme hakkını ortadan kaldırır veya süreyi yeniden başlatır. Yargıtay kararları, bu yeni suçun kesinleşmiş bir mahkumiyetle sonuçlanması gerektiğini ve bu durumda önceki kaydın silinme sürecinin kesintiye uğradığını teyit eder. Bu durum, kanunun öngördüğü “iyi hal” şartının devamlılığının önemini gösterir.

Bu örnekler, adli sicil ve arşiv kaydı sildirme sürecinin her zaman basit ve net olmadığını göstermektedir. Kanun maddeleri genel kuralları koysa da, her olayın kendine özgü koşulları vardır ve bu koşullar farklı hukuki yorumlara yol açabilir. Yüksek mahkeme kararları bu yorumları şekillendirse de, hukuki durum sürekli gelişmektedir. Bu nedenle, özellikle karmaşık durumlarda güncel içtihatların takip edilmesi önemlidir.

Not: Burada verilen bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır. Hukuki durumlar zamanla değişebilir ve her bireyin durumu farklılık gösterebilir. Kesin bilgi ve yönlendirme için bir hukuk uzmanına danışılması tavsiye edilir.

Gerçek Hayattan Örnekler: Sicil Temizlenince Neler Değişiyor?

Adli sicil veya arşiv kaydının varlığı, kişilerin günlük hayatlarında somut zorluklarla karşılaşmalarına neden olabilir. Kayıtların başarılı bir şekilde silinmesi ise bu engelleri ortadan kaldırarak önemli faydalar sağlar. İşte bu durumu anlatan, kimlik bilgileri gizlenmiş ancak gerçekçi örnek olaylar:

  • Örnek Olay 1 (Batman – İş Bulma): Batman’da ikamet eden Ali Bey, yıllar önce işlediği ve cezasını tamamladığı bir kasten yaralama suçu nedeniyle özel güvenlik görevlisi olarak iş bulmakta zorlanıyordu. Yaptığı başvurular, güvenlik soruşturması aşamasında “arşiv kaydında bilgi bulunduğu” gerekçesiyle olumsuz sonuçlanıyordu. Durumu bir avukatla görüştüğünde, suçun niteliği gereği arşiv kaydının silinmesi için öncelikle “yasaklanmış hakların geri verilmesi” kararı alması gerektiğini ve bu karardan sonra kanunda belirtilen 15 yıllık bekleme süresinin (örnek süre) dolmasını takiben ASİGM’ye başvurması gerektiğini öğrendi. Gerekli mahkeme kararını aldıktan ve yasal süre dolduktan sonra ASİGM’ye silme talebinde bulundu. Arşiv kaydının başarıyla silinmesinin ardından yaptığı yeni iş başvurusunda güvenlik soruşturmasını sorunsuz geçti ve uzun süredir istediği işe başlayabildi. Bu örnek, özellikle arşiv kaydının varlığının belirli meslekler için nasıl bir engel teşkil ettiğini ve ‘memnu hakların iadesi’ sürecinin bu engeli aşmada ne kadar kritik olduğunu göstermektedir.
  • Örnek Olay 2 (Ehliyet/Resmi İşlemler): Ayşe Hanım, birkaç yıl önce hakkında verilen ve taksitler halinde ödediği bir adli para cezası nedeniyle sürücü belgesini yenilemek istediğinde beklenmedik bir sorunla karşılaştı. Sistemde hala aktif bir adli sicil kaydı göründüğü için işlemi tamamlanamıyordu. Yaptığı araştırmada, cezanın tamamını ödemiş olmasına rağmen kaydın sistemden otomatik olarak silinmediğini fark etti. ASİGM’ye durumu açıklayan bir dilekçe ve ödeme dekontlarıyla birlikte başvurdu. Başvurusu üzerine yapılan incelemede hatanın düzeltildiği, adli sicil kaydının silinerek arşive kaldırıldığı ve ehliyet yenileme işlemini sorunsuz bir şekilde tamamlayabildiği kendisine bildirildi. Bu olay, basit gibi görünen veya otomatik silinmesi beklenen kayıtların bile bazen idari aksaklıklar nedeniyle sistemde kalabildiğini ve kişinin durumu fark edip gerekli başvuruyu yapmasının önemini ortaya koymaktadır. Aynı zamanda, adli sicil kaydı sorunlarının sadece iş başvurularını değil, ehliyet, ruhsat gibi resmi işlemleri de etkileyebileceğini göstermektedir.

Bu örnekler, adli sicil ve arşiv kaydının silinmesinin sadece hukuki bir işlem olmadığını, aynı zamanda bireylerin hayatında somut ve olumlu değişikliklere yol açtığını göstermektedir. Kayıtların temizlenmesinin başlıca faydaları şunlardır:

  • İş Bulma Kolaylığı: Özellikle kamu görevleri veya özel güvenlik, eğitim gibi alanlarda iş bulma şansı artar.
  • Resmi İşlemlerde Sorunsuzluk: Ehliyet, pasaport, ruhsat alma/yenileme gibi işlemlerde engeller ortadan kalkar.
  • Sosyal İtibarın Korunması: Geçmişteki bir hata nedeniyle oluşan toplumsal önyargı ve damgalanma azalır.
  • Medeni ve Siyasi Hakların Tam Kullanımı: ‘Memnu hakların iadesi’ ile birlikte kaybedilen haklar geri kazanılır.
  • Psikolojik Rahatlama: Geçmişin yükünden kurtulma ve geleceğe daha umutla bakma imkanı doğar.

Bir Bakışta Adli Sicil Kaydı Silme

Adli sicil ve arşiv kaydı silme süreçleri farklı koşullara ve prosedürlere tabidir. Aşağıdaki tablo, bu iki süreç arasındaki temel farkları özetlemektedir:

Adli Sicil ve Arşiv Kaydı Silme Süreçleri Özeti

Kayıt Türü Temel Silinme Şartı Genel Süreç/Süre Yetkili Makam İlgili Kanun Maddesi
Adli Sicil Kaydı (Aktif Kayıt) Cezanın infazının tamamlanması, af, ölüm, zamanaşımı vb. Şartlar oluşunca ASİGM tarafından kural olarak otomatik silinir (arşive alınır). Süre: Şartın gerçekleşmesiyle. Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü (ASİGM) ASK Madde 9
Adli Sicil Arşiv Kaydı (Genel Kural) Arşive alınma tarihinden itibaren 5 yıl geçmesi + bu sürede yeni kasıtlı suç işlenmemesi Genellikle kişinin talebi üzerine ASİGM tarafından silinir. Süre: Arşive alınmadan itibaren 5 yıl. ASİGM (talep üzerine) ASK Madde 12(1)(a)
Adli Sicil Arşiv Kaydı (Memnu Haklar Gerektiren) Memnu hakların iadesi kararı alınması + karardan sonra belirli süre (15 veya 30 yıl) geçmesi + yeni suç işlenmemesi Önce mahkemeden Memnu Hakların İadesi kararı alınır, sonra ASİGM’ye silme talebinde bulunulur. Süre: Karardan sonra 15 veya 30 yıl (suça göre). Mahkeme (Memnu Haklar için) + ASİGM (Silme için) ASK Madde 12(1)(b), Madde 13/A

Bu tablo, sürecin karmaşıklığını ve farklı senaryoları bir arada görmeyi kolaylaştırmaktadır. Hangi kaydın silinmesi gerektiği, hangi şartların arandığı, ne kadar süre beklenmesi gerektiği ve hangi makama başvurulacağı gibi temel soruların cevaplarını özet halinde sunarak, kişilerin kendi durumlarını daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

Son Söz

Temiz Bir Sayfa Açmak Mümkün

Görüldüğü üzere, Türk hukuk sistemi, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu aracılığıyla, geçmişte mahkumiyet almış bireylere belirli koşullar altında adli sicil ve adli sicil arşiv kayıtlarını sildirerek hukuken “temiz bir sayfa” açma imkanı tanımaktadır. Bu, kişinin topluma tam ve sorunsuz bir şekilde yeniden katılabilmesi adına önemli bir haktır.

Ancak bu süreç, adli sicil kaydı ile arşiv kaydı arasındaki farkı bilmeyi, suçun niteliğine göre değişen silinme koşullarını ve sürelerini doğru tespit etmeyi ve özellikle birçok durumda kritik öneme sahip olan “yasaklanmış hakların geri verilmesi” (memnu hakların iadesi) prosedürünü anlamayı gerektirir. Kanunda belirtilen şartlar sağlandığında kayıtların silinmesini talep etmek, her bireyin yasal hakkıdır.

Yasal süreçler tanımlanmış olsa da, mevzuatın yorumlanması, güncel yargı kararlarının takibi, gerekli dilekçelerin usulüne uygun hazırlanması ve özellikle mahkeme süreçlerini (memnu hakların iadesi gibi) takip etmek teknik bilgi ve deneyim gerektirebilir. Sürecin doğru ve hızlı bir şekilde ilerlemesini sağlamak, olası hataları önlemek ve hak kaybı yaşamamak adına, adli sicil ve idare hukuku alanında tecrübeli bir hukuk profesyonelinden destek almak faydalı olabilir.

Unutulmamalıdır ki, geçmişte yapılan bir hata, kişinin geleceğini ebediyen karartmak zorunda değildir. Hukukun sağladığı imkanları doğru kullanarak geçmişin yükünden kurtulmak ve hayata temiz bir başlangıç yapmak mümkündür.

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu